Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili 475 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
04.01.2020 10:59 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili 475 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
23.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen davada, şehit Yüzbaşı Özkan Hekin'i vurduğu öne sürülen sanıklardan eski astsubay Halil Burak Balcı savunma yaptı.
Balcı, Konya 3'üncü Ana Jet Üssü'nde MAK personeli olarak görevliyken, astsubay Erdoğan Durgun'un telefon açtığını, binbaşı Gökhan Maldar'ın emri doğrultusunda Akıncı Üssü'nde eğitim brifingine gidileceğini aktardığını ileri sürdü.
Darbe girişimi günü Konya'dan yola çıkararak Akıncı'ya geldiklerini anlatan Balcı, nizamiye personeline filolara eğitim faaliyeti için geldikleri söyleyerek, dönemin Harekat Komutanı Ahmet Özçetin ile görüştüklerini anlattı.
Balcı, 143'üncü Filoda brifing için beklediklerini, bu sırada bir hareketlilik olması üzerine filo komutanının emri ile gazinoda beklemeye başladıklarını, daha sonra "terör tehdidi" nedeniyle nizamiyeye gitmesinin emredildiğini iddia etti.
Mutlak itaat anlayışla hareket ettiğini ve üslerinden aldığı emir üzerine nizamiyeye gittiğini savunan Balcı, nizamiyedekilerin rutin görevlerini yaptığını, gelen personeli normal prosedürlerine uygun şekilde üsse aldıklarını, bir süre sonra da uçakların havalanmaya başladığını ifade etti.
Hangi silahın hangi sanık tarafından kullanıldığının belirlenmediğini öne süren Balcı, İnsani Yardım Tugayı'ndan yüzbaşı Özkan Hekin'in vurulması olayıyla ilgili bir dahli olmadığını savundu.
Sabaha karşı Hekin'in nizamiyeden ayrılmasından sonra iki el silah sesi duyduğunu iddia eden Balcı, yerde yatan bir kişi gördüğünü, bu kişinin Hekin olduğunu ifade ederek, bir araç istediğini ve aracın arkasına uzanan yaralıya ilk müdahaleyi yapıp yarasına tampon uyguladığını öne sürdü.
Yüzbaşı Hekin'i kendisinin vurmadığını, aksine yaralı olduğunu görünce hayatını kurtarmak amacıyla elinden geleni yaptığını savunan Balcı, o gece boyunca kimseye karşı silah kullanmadığını iddia etti.
Savcının esasa ilişkin mütalaasında geçen FETÖ üyesi olduğuna dair iddiayı da reddeden Balcı, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
24.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları hazır bulundu.
Esas hakkındaki savunmasını yapan sanık eski üsteğmen Hasan Alp Koruyucu, darbe girişiminden önce İstanbul SAT Komutanlığında çalıştığını, olay tarihinde Harp Okulunda görevli olduğunu anlattı.
Koruyucu, olay günü Kuzey SAT Grup Komutanı eski yüzbaşı Özay Cödel'in emriyle birliğine gittiğini, akabinde orada oluşturulan bir timle havaalanına, ardından da Akıncı Üssü'ne geçtiklerini belirtti.
Akıncı Üssü'ne indiklerinde uçaktaki malzemeleri taşıdığı esnada Cödel'in emriyle Akıncı Yenikent Nizamiyesi'nde görevlendirildiğini öne süren Koruyucu, nizamiyeye gittiğinde başka birliklerden askerlerin de bulunduğunu orada bulunan askerlerin darbe girişimini destekleyici faaliyette bulunmadığını iddia etti.
Nizamiyede bulunduğu süre zarfında kimseye karşı silah kullanmadığını iddia eden Koruyucu, bir süre sonra gelen emir üzerine kule bölgesinin güvenliğini sağlamakla görevlendirildiğini söyledi.
Sanık Koruyucu, uçuş kulesine gittiğinde balkonda beklediğini, kimseyi derdest etmediğini öne sürerek, durumu öğrenmek için Özay Cödel'i aradığını onun da oyuna geldiklerini üsten ayrılabileceğini söylediğini aktardı.
Sabah saatlerinde tel örgülerden atlayıp üssü terk ettiğini belirten Koruyucu, "Ben FETÖ üyesi ve ya yöneticisi değilim, SAT birliğinden Akıncı'ya gönderilen personelin örgütsel bağlarından dolayı seçilmediğini düşünüyorum." diye konuştu.
Gece boyunca telefonun yanında bulunmadığını ve ülkede yaşanan gelişmelerden haberdar olmadığını iddia eden Koruyucu, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
25.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları hazır bulundu.
Esasa ilişkin savunma yapan sanık Hamdi Çıplak, olay günü İstanbul SAT Komutanlığında astsubay olarak görev yaptığını, tim komutanı eski yüzbaşı Özay Cödel'in emriyle Yeşilköy Askeri Havaalanı'ndan Casa tipi uçağa binip, Akıncı Üssü'ne gittiklerini anlattı.
Çıplak, Akıncı Üssü'ne indiklerinde üssün güvenliğini korumakla görevlendirildiklerini belirterek, "Nizamiye bölgesinde 'ateş' komutuyla yere bir iki el ateş ettim. Grubun geri gitmesiyle de ateşi kestim." diye konuştu.
Öldürmek maksadıyla kimseye ateş etmediğini savunan Çıplak, darbe karşıtı vatandaşlara doğru çok yakın mesafeden ateş ettiği yönündeki iddiayı reddederek, 8 kişinin öldürülmesi, 84 kişinin yaralanmasına asli fail olarak iştirak ettiği yönündeki tespiti de kabul etmedi.
Sanık Çıplak, mütalaada geçen, Akıncı Üssü lojman nizamiyesinin karşısındaki camide sela okunmaya başlaması üzerine eski yüzbaşı Ferhat Erten'in talimatıyla, Yücel Özcan ve Erdinç Kurt'la bahse konu camiye, giriş kapısının camlarını kırarak girdikten sonra, merkezi sistem cihazını aradıkları, fakat bulamayarak nizamiyeye geri döndükleri tespitini de kabul etmedi.
Sanık eski üsteğmen Ahmet Çamoğlu da gözaltı ve savcılık sürecinde baskıyla ifade verdiğini ileri sürerek, daha önceki beyanlarını kabul etmedi.
Darbe girişiminden birkaç gün önce piknikte olduğu sırada Kuzey SAT Grup Komutanı eski yüzbaşı Özay Cödel'in aradığını ve kendisini birliğe çağırdığını söyleyen Çamoğlu, Cödel'in kendisine malzeme listesi verip görevi daha sonra açıklayacağını söylediğini aktardı.
Çamoğlu, olay günü Cödel'in emriyle birliğine gittiğini, akabinde orada oluşturulan bir timle havaalanına, ardından da Akıncı Üssü'ne geçtiklerini belirtti.
Sanık Çamoğlu, 15 Temmuz'da yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:
"Uçakta kıyafetlerimizi giydik. Uçak indi, havacı bir personel karşıladı. Özay yüzbaşı 'Terör saldırısı olabilir' dedi. Yenikent Nizamiyesine gittik. Daha sonra koruma görevi için lojman nizamiyesine geçtik. Ferhat yüzbaşı 'Burada kal' dedi.
Nizamiye kalabalıktı. Bağıran çağıran insanlar vardı. Bunların lojmana girmesine izin verilmeyeceği kararı verildi. Kalabalığın içine girdim. Ortalığı sakinleştirmeye çalıştım. Geri çağırıldığım sırada silah sesi geldi. Arkamı döndüğümde yaralılar vardı."
Savcının esasa ilişkin mütalaasında geçen FETÖ üyesi olduğuna dair iddiayı da reddeden Çamoğlu, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
26.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapması için tutuklu sanık eski astsubay Gökhan Karabacak'a söz verildi.
Olay tarihinde İstanbul SAT Komutanlığında görevli olduğunu belirten Karabacak, İzmir'de keskin nişancı kursundayken komutanının emri üzerine, birliğine döndüğünü söyledi.
Bir grup SAT'çı ile Yeşilköy Askeri Havaalanı'ndan CASA tipi uçakla Akıncı Üssü'ne geldiklerini anlatan Karabacak, başlarında eski yüzbaşı Özay Cödel'in bulunduğunu anlattı.
Akıncı Üssü nizamiyesinde nöbet tutması için görevlendirildiğini belirten Karabacak, nizamiyeden giriş çıkış yapılmasına izin verilmemesi talimatının verildiğini aktardı.
Sabah saatlerine kadar nizamiyede kaldığını belirten Karabacak, darbe karşıtı jetlerin pisti bombalamasının ardından Akıncı'dan ayrılarak İstanbul'a gittiğini söyledi.
Birliğine gittiğinde gözaltına alındığını aktaran Karabacak, o tarihten beri tutuklu yargılandığını ifade etti.
Karabacak, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini savunarak beraatini istedi.
Aksakallı'yı alıkoymak isteyen astsubay
Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'yı alıkoymaya çalışan ekipte yer aldığı iddia edilen eski astsubay Ümit Şeker de savunma yaptı.
Şeker, darbe girişiminden birkaç saat önce kendisini arayan sanık Cengiz Atak'ın görev çıktığını söylemesi üzerine, belirttiği yere gittiğini aktardı. Gelişmeler hakkında bilgi veren eski albay Fatih Yarımbaş'ın kendilerine Aksakallı'nın güvenliğini sağlayacaklarını söylediğini öne süren Şeker, daha sonra siyah bir minibüs ile Aksakallı'nın bulunduğu düğün salonuna gittiklerini anlattı.
Aksakallı'nın düğünden ayrılmasından sonra Yarımbaş'ın talimatı üzerine aracını durdurdukları Aksakallı'yı kendi araçlarına davet ettiklerini iddia eden Şeker, bunun üzerine Aksakallı'nın sinirlenerek olay yerinden uzaklaştığını aktardı.
Aksakallı'yı alıkoymak için hareket etmediğini öne süren Şeker, bu olaydan sonra Akıncı Üssü'ne gittiklerini, sabah saatlerine kadar burada kaldığını ifade etti.
Emir komuta zinciri dışına çıkmadığını, komutanlarından aldığı emirleri yerine getirdiğini savunan Şeker, beraatini talep etti.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
27.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapması için tutuklu sanık eski astsubay Kağan Polat'a söz verildi.
Olay tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı Personel Kurtarma Şube Müdürlüğünde görev yaptığını belirten Polat, uzun yıllar terörle mücadele operasyonlarında yer aldığını söyledi.
Polat, olay günü serbest paraşüt eğitimi için gerekli belgeleri eski astsubay Erdoğan Durgun'a teslim etmek için Akıncı Üssü'ne gittiğini iddia etti.
Burada görüştüğü Durgun'un kendisine Akıncı Üssü'nde bulunan komutanların güvenliğini sağladıklarını söylemesinin üzerine aracındaki üniformalarını giyerek onlara katıldığını ifade eden Polat, ardından güvenlik maksadıyla nizamiyeye gittiğini anlattı.
Nizamiyede nöbet tutan askerleri tanımadığını ifade eden Polat, havacıların yanı sıra kara sınıfından askerlerin de burada bulunduğunu aktardı.
İlerleyen saatlerde vatandaşların nizamiye önünde toplanmaya başladığını belirten Polat, kalabalığın nizamiyeye yaklaşması nedeniyle havaya uyarı ateşi yapıldığını savundu.
Vatandaşlardan bazılarının Akıncı Üssü'nden havalanan uçakların Ankara'yı bombaladığını söylediğini aktaran Polat, bu duruma anlam veremediğini, böyle bir şeyin mümkün olmayacağını söylediğini ileri sürdü.
Nizamiyede kaldığı sürede kimseye ateş etmediğini, ateş açanları da görmediğini öne süren Polat, açılan ateş nedeniyle yaralanan vatandaşlara yardım ettiğini iddia etti.
Darbe girişimine katkıda bulunacak bir eylemde bulunmadığını savunan Polat, beraatini istedi.
Sanık eski astsubay Melih Albayrak da olay günü şahsi işleri için birliğine gittiğini, bu sırada karşılaştığı eski yüzbaşı Özay Cödel'in görev olduğunu söylemesi nedeniyle kışlada kaldığını söyledi.
Daha sonra emir üzerine Casa tipi uçakla İstanbul'dan Akıncı Üssü'ne geldiklerini ifade eden Albayrak, üsse indiklerinde Cödel'in havacı bir subayla konuşmasının ardından nizamiyede görevlendirildiğini anlattı.
Albayrak, lojman nizamiye bölgesine gittiklerinde yanlarına gelen havacı askerin 3 personel istediğini, bunun üzerine komutanının emriyle nizamiyeyi terk edip bir binanın emniyetini sağlamak için nöbet tuttuğunu ifade etti.
Sabah saatlerinde pistin bombalanması üzerine üssü terk ettiğini belirten Albayrak, darbe girişimine katılmadığını iddia ederek beraatini istedi.
Duruşmaya, 30 Aralık'ta devam edilecek.
30.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Esasa ilişkin savunmasını yapan eski yüzbaşı Abdurrahman Ökmen, darbe girişimine iştirak ettiği ve dönemin Kara Kuvvetleri Personel Başkanı Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk'ü derdest ettiği gerekçesiyle hakkında ağırlaştırılmış müebbet isteminde bulunulduğunu hatırlattı.
Üzerine atılı suçları işlediğine dair somut bir delil bulunmadığı iddiasını dile getiren Ökmen, suçsuz olduğunu savundu.
Yaklaşık 21 yıldan bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bulunduğunu, aldığı eğitimlerin temelinin amirler tarafından verilen emirlere "mutlak itaat" olduğunu beyan eden Ökmen, 15 Temmuz akşamı FETÖ'cülerin derdest edildiğini düşünerek Gençtürk'ün alıkonulması olayının içerisinde yer aldığını anlattı.
Darbe girişimi içerisinde bilerek ve isteyerek yer almadığını ileri süren Ökmen, kendisi hakkında çelişkili ifadeler verdiğini belirttiği Gençtürk'ü derdest ettiğine dair iddiayı da reddetti.
Herhangi bir terör örgütü ya da cemaatin mensubu olmadığını ifade eden Ökmen, "FETÖ üyeliği" suçlamasını kabul etmediğini ve ankesörlü telefonla arandığı iddialarının da doğruyu yansıtmadığını ileri sürdü.
Eski SAT'çı suçlamaları kabul etmedi
Sanık eski astsubay Mutlu Ferik, olay tarihinde İstanbul'daki Su Altı Taarruz Birlikleri (SAT) personeli olarak görev yaptığını, 15 Temmuz günü mesaiden ayrılacağı sırada sanık eski yüzbaşı Özay Cödel'in görev olduğunu söyleyerek hazırlık yapmasını istemesi üzerine mesaide kaldığını aktardı.
Verilen görevin içeriğinden haberdar olmadığını söyleyen Ferik, hazırlıkların tamamlanmasının ardından Atatürk Havalimanı'ndan hareket ettiklerini, uçaktan indikten sonra geldikleri yerin Akıncı Üssü olduğunu öğrendiğini kaydetti.
Sanık Ferik, Akıncı'ya inişten sonra Cödel'in kendilerine üssün emniyetine takviye yapacaklarını söylediğini ve gelen araçla önce lojman nizamiyesine sonra da üs nizamiyesine gittiğini anlattı.
Sabah saatlerinde uçuş pistinin bombalanmasından sonra yeniden lojman nizamiyesine döndüğünü ifade eden Ferik, bilerek ve isteyerek yer almadığı darbe girişimini sonradan öğrendiğini söyledi.
Ferik, üzerine atılı suç ve iddiaları kabul etmedi.
Davanın görülmesine 3 Ocak Cuma günü devam edilecek.
03.01.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Olay tarihinde İstanbul'daki Sualtı Taarruz Komutanlığında görev yapan eski astsubay Murat Fırat, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın izinde olduğunu, Giray'ın mahkemede bulunduğu bir gün savunma yapmak istediğini belirtti.
Sanığın talebini kabul eden mahkeme heyeti, sanık avukatlarından biri tarafından sunulan reddihakim dilekçesini okudu ve duruşma savcısından mütalaasını sordu.
Savcı, daha önce dile getirilen reddihakim istemleriyle aynı mahiyetteki talebin geri çevrilmesini istedi.
Müzakerenin ardından mahkeme heyeti, yasal koşullarının bulunmadığı ve duruşmayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddihakim talebini geri çevirdi.
Mahkeme heyeti, bugünkü duruşmada yapılacak başkaca bir husus olmadığı gerekçesiyle duruşmayı, 6 Ocak Pazartesi gününe erteledi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 475 sanık (ilk 486) Darbe/Akıncı Hava Üssü' davası
(04 Ocak 2020, 10:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: