Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Sonuçlanan bazı davalarda sanıklara hapis cezaları verildi. Bu kapsamda eski Yargıtay üyesi Hüseyin Serter'e 13 yıl, eski Askeri Yargıtay üyesi Turgay Öztoprak'a 12 yıl, eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'a 10 yıl, eski Askeri Yargıtay üyesi Arif Fikret Özev'e 9 yıl, eski AYİM üyesi Ahmet Uçar'a 7 yıl hapis cezası verildi. Bir diğer davada yargılanan HSYK üyesi Ömer Köroğlu'na ise önce 9 yıl hapis cezası verildi, ardından etkin pişmanlık kapsamında yaptığı itiraflar nedeniyle cezası 1 yıl 10 ay'a indirildi ve erteleme kapsamına sokuldu. Eski Yargıtay üyeleri Bekir Özenir ile Zafer Turanlı ise yargılandıkları davalardan beraat etti. Bir diğer davada eski Yargıtay Üyesi Hüseyin Kulaç'a verilmiş olan 8 yıl hapis cezası Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onandı. Diğer iki davada ise esas hakkındaki mütalaasını sunan savcılar eski Askeri Yargıtay üyesi Mehmet Şimşek ile eski AYİM üyesi Ertuğrul Şahin'e 15'er yıl hapis cezası talep ettiler.
22.12.2019 08:51 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Son üç haftada yaşanan duruşmalarda yaşananlar kronolojik olarak şu şekilde gerçekleşti:
ESKİ AYİM ÜYESİ AHMET UÇAR'A 7 YIL HAPİS
3 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya eski Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) üyesi tutuksuz sanık Ahmet Uçar ve avukatı katıldı.
Darbe suçundan yargılanan eski Genelkurmay Başkanlığı General-Amiral Şube Müdürü albay Cemil Turhan'ın bilgisayarındaki "Cumhurbaşkanlığı başyaveri adayları"nın yer aldığı listede ismi bulunan Uçar, duruşmada esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Uçar, Turhan'ın bilgisayarından çıkan Cumhurbaşkanlığı başyaver adaylarının bulunduğu listede isminin yer aldığını soruşturma sürecinde öğrendiğini belirterek, suçlamaları reddetti.
Bank Asya ile irtibatının bulunmadığını, ByLock kullanmadığını, hakkında örgüt üyeliğiyle ilgili somut bir delil olmadığını ileri süren Uçar, AYİM üyeliği süresince FETÖ'yü destekleyen, örgütün lehine hiçbir kararda imzasının bulunmadığını iddia etti.
Son sözü sorulan Ahmet Uçar, "Hain terör örgütü üyesi olmakla suçlanmak gerçekten çok ağır. Bu hain oluşumun içinde kesinlikle yer almadım. Beraatime karar verilmesini istiyorum." diye konuştu.
Karar
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Ahmet Uçar'ın "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2'nci maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak, 6 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak, 9 yıla çıkarıldı.
Uçar'ın cezası, yargılama sırasındaki davranışları nedeniyle TCK'nin 62'nci maddesindeki indirim uygulanarak, 7 yıl 6 aya indirildi. Tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verildi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ BEKİR ÖZENİR'E BERAAT
3 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Bekir Özenir ile avukatı katıldı.
Duruşmada sanık ve avukatı esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Üniversite yıllarından itibaren örgüt içinde yer aldığı, örgüt talimatıyla Yargıtaya üye seçildiği, sivil imamlarla çeşitli tarihlerde çeşitli yerlerde bir araya geldiği, kamuoyunda "Hipnoz Davası" olarak bilinen davada yerel mahkeme kararını onayan Yargıtay 8. Ceza Dairesi heyetinde yer aldığı belirtilen Özenir, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Bekir Özenir, örgütün sohbet toplantılarına katılmadığını, çağrılmadığını, himmet parası vermediğini, Bank Asya'da hesabı bulunmadığını, ByLock kullanmadığını, kimseden emir ve talimat almadığını öne sürdü.
"Terör örgütü üyeliği" gibi bir suçlamayı asla kabul edemeyeceğini söyleyen Bekir Özenir, dinlenen tanık beyanlarında da aleyhinde bir unsurun bulunmadığını belirtti. Özenir, beraatine karar verilmesini istedi.
Oy birliğiyle beraat kararı verildi
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan açılan davada yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca sanık Bekir Özenir'in beraatine hükmeden mahkeme heyeti, sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına da karar verdi.
ESKİ HSYK 1. DAİRE BAŞKANI İBRAHİM OKUR'A 10 YIL HAPİS
04.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada Okur'un avukatları da hazır bulundu.
Dosyaya gelen bilgi ve belgelerin Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından okunmasının ardından Okur'a esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapması için söz verildi.
Suçlamaları kabul etmeyen Okur, örgüt üyesi ve yöneticisi olmadığını öne sürdü.
Mütalaada duruşmada dinlenmeyen tanıkların beyanlarına yer verildiğini belirten Okur, lehine olan ifadelerin de mütalaada bulunmadığını savundu.
Okur, sosyal medyadan, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında "En kötü demokrasi bile darbeden iyidir." mesajı paylaştığını, mütalaanın kovuşturma aşamasını yok saydığını iddia etti.
Üniversitedeki öğrencilik yıllarında örgüt evlerinde kalmadığını, buna ilişkin yapılan teklifleri reddettiğini söyleyen Okur, örgüt kamplarına da katılmadığını ileri sürdü.
Okur, Adalet Bakanlığında görev yaptığı sürede iş arkadaşlığı kapsamında yaptığı görüşmelerin örgütsel bir faaliyet olmayacağını ifade etti.
Kendisinden himmet isteyen örgüt mensuplarının bu taleplerini geri çevirdiğini savunan Okur, "Beni örgüt mensuplarından saymayın." şeklinde söylemlerde de bulunduğunu, bunun tanık beyanlarıyla da ortaya çıktığını ifade etti.
"Bakanlık safında yer aldım"
Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde, 2010'daki HSYK üyeliği seçimlerine bakanlık isteğiyle girdiğini, o dönemde görev gereği örgüt mensuplarıyla seçimlere yönelik görüşme gerçekleştirdiğini bildiren Okur, HSYK seçimlerinde örgüt mensuplarının yoğun olduğu yerlerde kendisinin 6'ncı veya 7'nci sıralarda çıktığını dile getirdi.
Okur, "Ben o dönemde örgüt değil Bakanlık safında yer aldım." dedi.
FETÖ'ye hayatının hiçbir döneminde dahil olmadığını öne süren Okur, 2011'de Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimlerinde de yaşananları anlattı.
FETÖ'den 15 yıl hapis cezasına çarptırılan eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya'nın teklifiyle yapılan görüşmelerde örgüt mensuplarının terörist başı Fetullah Gülen'i kastederek, "Hocaefendi 140'dan aşağıya razı olmasınlar" sözlerinin dile getirildiğini aktaran Okur, buna tepki gösterdiğini savundu.
"140 üye seçilmesine direndik"
"Biz 2011'de 140 üye seçilmesi talebine direndik. Çok sayıda örgüt mensubunun seçilmemesi için çaba sarf ettim." ifadesini kullanan Okur, 17-25 Aralık sürecinde de örgüte karşı tavır aldığını anlattı. Sanık İbrahim Okur, "Altın vuruş yapmayı planlayan örgütün karşısında olan birisi nasıl yapı içinde olarak değerlendirilebilir?" savunmasını yaptı.
Dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrıldığı 7 Şubat 2012'de buna karşı çıktığını, yaşananların hukuksuz olduğunu düşündüğünü ve örgütü eleştirdiğini aktaran Okur, bu çağrının geri alınması için çaba sarf ettiğini, FETÖ'ye karşı mücadelede bulunduğunu ileri sürdü.
"Örgüt mensubu olsaydım buna karşı çıkar mıydım?" ifadesini kullanan Okur, bu tarihten sonra örgüt mensuplarıyla resmi temasları dışında herhangi bir iletişiminin olmadığını iddia etti.
Hayatının hiçbir döneminde FETÖ mensuplarıyla birlikte hareket etmediğini savunan Okur, MİT tırlarının durdurulmasının ardından da Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık'ın görevden alınarak Antalya'ya gönderilmesinde oy kullandığını aktardı.
FETÖ üyelerini koruyup kollamadığını savunan Okur, örgüte avantaj sağlamadığını, her aşamada devletin yanında olduğunu, gücü yettiğince mücadele ettiğini, kumpasları bozmaya çalıştığını söyledi.
Örgütle bağlantısı olanların ortaya çıkarılması amacıyla ifadeler verdiğini belirten Okur, etkin pişmanlık hükümlerinden de faydalandırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, Okur'un savunmasını tamamlaması üzerine sanık avukatlarının beyanlarının alınması ve kararın açıklanması için duruşmayı yarına bıraktı.
05.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Yargıtay 9'uncu Dairesi'nce yargılanan İbrahim Okur, bugün görülen duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Daha önce esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan Okur, suçlamaları kabul etmeyerek, beraatını istedi.
Avukatları da Okur'a ceza verilmesi halinde, dava süresince örgüt hakkında verdiği bilgiler nedeniyle etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak, cezadan indirime gidilmesini talep etti.
Savunmaların ardından kararını açıklayan Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi heyeti, Okur'a, 'örgüt yöneticiliği' suçunun 12 yıl hapis cezası verdi. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu gereğince cezada artırım yapan heyet, cezayı 18 yıla çıkardı. Heyet, Okur'un verdiği bilgileri göz önünde bulundurarak, etkin pişmanlık hükümleri gereği cezadan 1/3 oranında indirim yaptı. İyi hal indirimi de uygulanarak ceza 10 yıla düşürüldü. Heyet, kararla birlikte Okur'un tutukluluk halinin devamına da hükmetti.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HÜSEYİN SERTER'E 13 YIL HAPİS
4 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından tutuklanan ve meslekten ihraç edilen eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi tutuklu sanık Hüseyin Serter, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile bağlandı, sanık avukatları salonda hazır bulundu.
Duruşmada, tutuklu sanık Serter ve avukatları esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Mesleğe girişten itibaren örgüt içinde yer aldığı, sohbet toplantılarına katıldığı, HSYK'da üst düzey görevler üstlendiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, stratejisi, amaçları doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği belirtilen Hüseyin Serter, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Sanık Hüseyin Serter'in, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 13 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanık Serter'in cezasında, yargılama sırasında pişmanlık gözlenmediği gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesindeki indirim uygulanmadı. Sanığın aldığı ceza göz önünde bulundurularak hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ ASKERİ YARGITAY ÜYESİ TURGAY ÖZTOPRAK'A 12 YIL HAPİS
11 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde sıkıyönetim direktifinde "Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Savcısı" olarak yer alan eski Askeri Yargıtay üyesi tutuklu sanık Turgay Öztoprak ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Öztoprak, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü.
FETÖ'nün darbe girişiminde sözde sıkıyönetim listesinde "Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Savcısı" olarak yer alan Öztoprak, bu listeden önceden haberinin olmadığını, kendisine böyle bir teklifle gelinmesi halinde bunu reddedeceğini iddia etti.
Aleyhindeki tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını savunan Öztoprak, örgüt iletişimi kapsamında operasyonel hat kullandığına yönelik tespitleri de kabul etmedi.
Sanık Öztoprak, görev süresince kanunlar doğrultusunda karar verdiğini, kimseden emir ve talimat almadığını ileri sürdü.
Öztoprak ve sanık avukatının savunmalarını tamamlaması üzerine duruşmaya ara verildi.
Karar
Daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, mahkeme heyetine başkanlık yapan Daire üyesi Fevzi Yıldırım tarafından açıklandı.
Turgay Öztoprak'a, "FETÖ üyeliği" suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2'nci maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 9 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1'inci maddesi uyarınca cezayı 13 yıl 6 aya çıkardı.
TCK'nin 62. maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 12 yıla indiren mahkeme heyeti, Öztoprak'ın tutukluluk halinin devamına da karar verdi.
Bu karara karşı temyiz yolu açık bulunuyor. Temyize gidilmesi durumunda talebi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ ASKERİ YARGITAY ÜYESİ MEHMET ŞİMŞEK'E 15 YIL HAPİS TALEBİ
11 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul salonunda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde sıkıyönetim direktifinde Askeri Yargıtay Genel Sekreteri olarak görevlendirilen ve tutuksuz yargılanan eski Askeri Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Mehmet Şimşek ve avukatı katıldı.
Sanık Şimşek'in FETÖ üyeliğinden yargılandığı davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
Esas hakkındaki mütalaada, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelerden sanık Mehmet Şimşek'in örgüt içerisinde yer aldığı, Askeri Yargıtay'da örgüt amaçları doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, yapılan aramalarda kendisinde 1 dolar ele geçirildiği anlatıldı.
Darbe girişiminin organizatörlerince hazırlanan sözde sıkıyönetim mahkemeleri listesinde Askeri Yargıtay Genel Sekreteri olarak görevlendirildiği belirtilen sanığın, terör örgütü mensuplarının Türk Silahlı Kuvvetlerinin tasfiye ve yeniden dizayn çalışmaları içinde yer aldığı kaydedildi.
Böylelikle sanığın, diğer örgüt üyeleriyle fikir ve eylem birliği içinde hareket etmek suretiyle hiyerarşik yapıya dahil olduğu, sıkı bir disiplinle, örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği, haiz olduğu görev ve sorumluluk alanları ile emir ve talimat verme noktasındaki yetkileri gözetildiğinde, FETÖ silahlı terör örgütünün Askeri Yargıtay hücre yapılanmasında yer aldığı, örgütün amaçları doğrultusunda süreklilik ve çeşitlilik arz edecek şekilde faaliyet yürütmek suretiyle örgüt üyesi olmak suçunu işlediği sonucuna ulaşıldığı aktarıldı.
"Hata hükmü uygulanamaz, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilsin"
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyo-kültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle, örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun bir silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda olduğu belirtilen mütalaada, sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması talep edildi.
TCK'nin 314. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu sonucuna varıldığı kaydedilen mütalaada, açıklanan gerekçelerle sanığın, TCK'nin 314/2 ve terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanığın askeri yargı içerisinde konumlandırılması ve örgütün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak, suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talebinde bulunuldu.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre istedi ve adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığa savunma için gelecek celseye kadar süre verilmesini kararlaştırdı ve tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamına hükmetti.
ESKİ AYİM ÜYESİ ERTUĞRUL ŞAHİN'E 15 YIL HAPİS TALEBİ
Darbe girişiminin başarılı olması halinde devletin üst düzey yöneticilerinin yargılamalarını yapacak sözde "sıkıyönetim mahkemeleri"ne atanan eski askeri yüksek yargıçların yargılanmasına devam edildi.
11 Aralık'ta 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul salonunda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden tutuksuz yargılanırken, imza verme yükümlülüğünü yerine getirmediği için hakkında yakalama kararı çıkarılan ve son duruşmaya da katılmayan eski Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) üyesi sanık Ertuğrul Şahin gelmedi. Sanığın avukatı da mahkemeye mazeret bildirdi.
Sanık avukatının mazeretinin kabul edildiği duruşmada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
Mütalaada, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelerden, sanık Ertuğrul Şahin'in, terör örgütü içerisinde yer aldığı, AYİM'de örgüt amaçları doğrultusunda faaliyet yürüttüğü belirtildi.
Sanığın, diğer örgüt üyeleriyle fikir ve eylem birliği içinde hareket etmek suretiyle hiyerarşik yapıya dahil olduğu, sıkı bir disiplinle, örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği, haiz olduğu görev ve sorumluluk alanları ile emir ve talimat verme noktasındaki yetkileri gözetildiğinde, FETÖ silahlı terör örgütünün hücre yapılanmasında yer aldığı, örgütün amaçları doğrultusunda süreklilik ve çeşitlilik arz edecek şekilde faaliyet yürütmek suretiyle örgüt üyesi olmak suçunu işlediği sonucuna ulaşıldığı kaydedildi.
Mütalaada, sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması talep edildi.
TCK'nin 314. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu sonucuna varıldığı kaydedilen mütalaada, açıklanan gerekçelerle sanığın, TCK'nin 314/2 ve terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi istendi.
Mahkeme heyeti, sanık hakkında daha önce çıkarılan yakalama kararının infazının beklenmesine karar vererek, duruşmayı 30 Ocak 2020'ye bıraktı.
Önceki duruşmaya da gelmemişti
Yargıtay 9.Ceza Dairesi'nde görülen önceki duruşmaya da gelmeyen Şahin hakkında, kolluğa imza verme şeklindeki adli kontrol tedbirini ihlal etmesi nedeniyle yakalama kararı çıkarılmıştı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HÜSEYİN KULAÇ'IN 8 YIL HAPSİ ONANDI
11 Aralık'ta Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davalarda hapis cezasına çarptırılan eski Tuğamiral Hasan Kulaç ile sözde "Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı" eski Kurmay Albay Ömer Kulaç'ın ağabeyi eski Yargıtay üyesi Hüseyin Kulaç'ın silahlı terör örgütü üyeliğinden aldığı 8 yıl 9 ay hapis cezası onandı.
Kulaç, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesince 21 Ocak'ta "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına da karar vermişti.
Temyiz üzerine dosyanın taşındığı Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Kulaç'a verilen hapis cezasını onadı.
Suçlamalar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan mütalaada, Kulaç'ın FETÖ içerisinde yer aldığı, terör örgütü mensuplarının 2010'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) çoğunluğu ele geçirmelerinin ardından Yargıtay üyeliğine seçilmesine karar verilen isimlerden olduğu belirtilmişti.
Sanığın görüştüğü bir sivil imamdan talimat aldığı ifade edilen mütalaada, Kulaç'ın örgütsel stratejinin belirlendiği, talimatların verildiği toplantılara katıldığı kaydedilmişti.
Örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'tan yapılan yazışmalarda sanıktan FETÖ üyesi olarak bahsedildiği vurgulanan mütalaada, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle, örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği bildirilmişti.
Kardeşleri anayasayı ihlalden ceza aldı
Hüseyin Kulaç'ın kardeşi eski Tuğamiral Hasan Kulaç, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 73 sanığın yargılandığı davada "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Hüseyin Kulaç'ın diğer kardeşi eski Kurmay Albay Ömer Kulaç ise sözde "Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı" olarak görevlendirilmiş, yargılandığı davada 4 kez müebbet ve 12 yıl 6 ay hapis cezası almıştı. Ömer Kulaç'ın "Analizi Harbiyeli" adlı Twitter hesabını kullandığı da belirlenmişti.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ZAFER TURANLI'YA BERAAT
12 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Zafer Turanlı ve avukatı katıldı.
Duruşmada Turanlı ve avukatı esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Örgüt içinde yer aldığı, örgüt talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçildiği, örgütün sivil imamlarıyla ortak baz sinyallerinin tespit edildiği kaydedilen Turanlı, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Örgüt üyeliği suçlamasını kesinlikle kabul edemeyeceğini dile getiren Turanlı, beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi.
Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Mahkeme heyeti, "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan açılan davada yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca sanık Zafer Turanlı'nın beraatine hükmetti.
ESKİ ASKERİ YARGITAY ÜYESİ ARİF FİKRET ÖZEV'E 9 YIL HAPİS
12 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde sıkıyönetim listesinde yer alan eski Askeri Yargıtay üyesi tutuklu sanık Arif Fikret Özev ile avukatları katıldı.
Duruşmada sanık ve avukatları esas hakkındaki savunmalarını yaptı.
Örgüt içerisinde yer aldığı, Askeri Yargıtayda örgüt amaçları doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, sözde sıkıyönetim listesinde adının bulunduğu, FETÖ üyeleri tarafından ankesörlü telefonla arandığı belirlenen Özev, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Meslek hayatı boyunca hukuka uygun kararlar verdiğini, örgütün amaçlarına yarayan bir kararının bulunmadığını öne süren Özev, hakkında örgüt üyeliğiyle ilgili somut delil olmadığını, soyut iddialarla suçlandığını savundu.
Özev, tahliyesine ve beraatine karar verilmesini istedi.
Sanık Arif Fikret Özev ve sanık avukatlarının savunmalarını tamamlamasının ardından duruşmaya ara verildi.
Karar
Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Sanığın "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, Özev'e "FETÖ üyeliği" suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2'nci maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 10 yıl 15 aya çıkarıldı.
Sanığın cezası, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesi uygulanarak, 9 yıl 4 ay 15 güne indirildi. Heyet, tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına da hükmetti.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ HSYK ÜYESİ ÖMER KÖROĞLU'NA İTİRAF İNDİRİMİ İLE 1 YIL HAPİS
16 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi tutuksuz sanık Ömer Köroğlu ile avukatları katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Köroğlu, örgütle temasının üyelik olarak nitelendirilemeyeceğini öne sürdü.
Aleyhindeki tanık beyanlarını reddeden Köroğlu, mütalaada lehine olan konuların bulunmadığını savundu.
Örgüt toplantılarına katılmadığını ileri süren Köroğlu, 17-25 Aralık sürecinden sonra firari eski savcı Zekeriya Öz başta olmak üzere FETÖ üyesi hakim ve savcılarla ilgili soruşturma izni verilmesine yönelik oy kullandığını söyledi.
FETÖ'ye tepki olarak, örgütün şerrinden kaçıp 2014'te emekli olduğunu ifade eden Köroğlu, bu durumun bazı tanık beyanlarıyla da ortaya çıkarıldığını savundu.
Köroğlu, emekli olduktan sonra da örgütle hiçbir bağlantısının bulunmadığını iddia etti.
Verdiği ifadelerle örgütün etkin isimlerinin açığa çıkmasını sağladığını belirten Köroğlu, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılmasını talep etti.
Köroğlu ve sanık avukatlarının savunmalarını tamamlamaları üzerine karar için duruşmaya ara verildi.
Karar
Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Ömer Köroğlu'na FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince 6 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddesi uyarınca cezayı 9 yıla çıkardı.
Sanığın FETÖ üyeliğinden yargılanan eski yüksek yargı üyeleriyle ilgili verdiği bilgiler dikkate alınarak, cezada TCK'nin etkin pişmanlığa yönelik 221/4. maddesindeki hüküm gereğince 3/4 oranında indirim yapıldı ve ceza 2 yıl 3 ay hapse çevrildi.
Köroğlu'nun duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirimi de uygulayan heyet, cezayı 1 yıl 10 ay 15 güne indirdi.
Mahkeme heyeti, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Sanık Köroğlu, kararın kesinleşmesinin ardından 5 yıl boyunca kasıtlı bir suça karışmazsa hakkındaki hüküm düşecek.
Sanık hakkındaki adli kontrol tedbirleri de kaldırıldı.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(22 Aralık 2019, 08:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: