Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 kişinin yargılandığı davaya müşteki beyanlarıyla devam edildi.
13.10.2019 11:36 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 kişinin yargılandığı davaya müşteki beyanlarıyla devam edildi.
23.09.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, müştekiler, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada müşteki sıfatıyla ifade veren Üzeyir Özgür Özbek, darbe girişimi sırasında TRT Haber Devamlılık Stüdyosunda resim seçici olarak görev yaptığını anlattı.
Özbek, olay günü nöbetçi olduğunu, saat 23.00 haberlerine hazırlık yaptığı sırada askerlerin rejiye baskın düzenlediğini ve oradakileri yere yatırıp ters kelepçe taktıklarını anlattı.
Askerlerin "IŞİD saldırısı" olduğunu söylediklerini aktaran Özbek, "1 saat kadar ters kelepçeli yüzüstü yerde kaldık. Yayınımız donunca İlker Bey askerlerden devamlılık rejideki görevlilere müsaade edilmesini istedi. Başlarındaki asker benim kelepçemi çözdü." diye konuştu.
Darbeci askerlerin bazı personeli yukarı çıkarttıklarını anlatan Özbek, "Daha sonra mavi bereli bir komutan geldi. Tijen Hanım ile stüdyoya girdiler. Bildiri okundu. Bildiri okunduktan sonra askerler birer birer kaybolmaya başladılar. Sonra halk geldi ve kurtulduk." şeklinde beyanda bulundu.
"Sen nasıl Türk askerisin?"
Müşteki Mustafa Varlık da olay tarihinde TRT'de özel güvenlik görevlisi olduğunu ve o gece 15 no'lu çıkış nizamiyesinde nöbet tuttuğunu söyledi.
Nöbete başladıktan bir müddet sonra "İçeri asker ya da polisi almayın" şeklinde telsiz anonsu geldiğini ifade eden Varlık, bunun üzerine sürgülü kapıyı kapatıp nöbetini sürdürdüğünü kaydetti.
Nöbet kulübesinden silahını alıp dışarı çıktığı sırada tam teçhizatlı ve silahlı askerlerin kendisine doğru koştuğunu anlatan Varlık, sözlerine şöyle devam etti:
"Kamuflajlı 10'a yakın asker üzerime doğru geldi. Önlerindeki komutanları 'At silahını' diye bağırdı. Silahını bana doğrulttu. Silahımı, telsizimi aldıktan sonra ters kelepçe taktı. 7- 8 askeri alıp diğer nöbet kulübesine yöneldi. Benim başıma da 2 asker bıraktı. Askerlere ne olduğunu sordum. Cevap vermediler. Halk nizamiyenin önüne geldi. 'Asker kışlaya', 'Darbeye hayır' diye bağrışmalar gelince darbe olduğunu anladım.
Beni kelepçeleyen komutana, 'Darbe oluyor. Çözün ellerimi. Sen nasıl Türk askerisin' diye bağırdım. O da 'Birazdan kontrolü sağlayınca bitecek her şey. Bekleyeceksin.' dedi. Kendi telsizinden destek ekip istedi."
Halkın nizamiyeye gelmesi üzerine darbeci askerlerin telaşlandığını aktaran Varlık, askerin vatandaşları gördükten sonra paniklediğini ve akabinde gelen polis ekiplerine teslim olduklarını söyledi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
24.09.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, müştekiler, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık sıfatıyla ifade veren Özel Harekat polisi Onur Tekin, 15 Temmuz'da evde dinlenirken, 112 Acil Serviste çalışan eşine, Genelkurmay'da çatışma olduğu ve acil mesaiye gelmesi yönünde telefon geldiğini söyledi.
Bunun üzerinde Gölbaşı Özel Harekatta çalışan arkadaşını aradığını anlatan Tekin, "Bir sıkıntı olduğunu farkedip Özel Harekat Daire Başkanlığına gitmeye karar verdim. Bize silahlarımızı alıp daire içinde hazır bulunmamızı söylediler. Müdürümüz bize 'TRT'ye gidin, TRT'de metin okunmasın' dedi." ifadesini kullandı.
Tekin, 5 arkadaşıyla birlikte yola çıktıklarını, Eymir yolundan, TRT'nin o bölgede bulunan nizamiyesinden içeri girdiklerini ve nöbetçi kulübesindeki özel güvenlikçilerinin yere yatırılmış ve kelepçeli olduğunu gördüklerini aktardı.
Özel güvenlik görevlilerini kaldırdıktan sonra beyaz saçlı kısa boylu rütbeli birinin askerlerle yanlarına geldiğini belirten Tekin, gelenlere darbe girişimi olduğunu söylediklerini ancak rütbeli askerin tatbikat yapıldığını ve oradan gitmelerini istediğini kaydetti.
Askerlere, "Darbe yapıyorsunuz bir de yalan söylüyorsunuz. 80 darbesinden beri ne zaman TRT'ye asker gelmiş?" dediği aktaran Tekin, "Başlarındaki Tanju Poshor, 'Siz bu gece bize yardımcı olun, yarın sabah da biz size yardımcı olacağız. Buradan sağ çıkamazsınız.' dedi. Biz geri adım atmayınca çekildiler." diye konuştu.
Daha sonra Coşkun adında bir üsteğmenin bölgedeki askerleri uzaklaştırdığını söyleyen Tekin, ardından vatandaşlarla yayın yapılan binaya girdiklerini ve binayı kontrol altına aldıklarını belirtti.
Tanık Gökhan Bölük de 15 Temmuz'da TRT'de güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, darbe girişimi gecesi TRT'yi işgal eden askerler tarafından kelepçelenip askeri araçta bekletildiğini anlattı.
Bölük, darbeci askerlerden şikayetçi oldu.
Yasin Bozkurt'un da tanık olarak dinlenilmesinin ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
25.09.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, müştekiler, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, olay tarihinde TRT Haber kanal koordinatör vekili olarak görev yapan İlker Taşkın, 15 Temmuz'da mesaisini tamamladıktan sonra evine gittiğini, TRT Haber daire başkanının kendisini aradığını ve akabinde TRT yerleşkesine geçtiğini anlattı.
Taşkın, nizamiyeden girdikten sonra F Blok'taki merkez haberler birimine geçtiğini, İstanbul'da yaşananlara ilişkin birkaç telefon görüşmesi yaptıktan sonra yayın yapılan binaya gittiğini söyledi.
Haber stüdyosunun olduğu bölüme geçtiğinde orada bulunanların saat 23.00'deki bültene hazırlık yaptıklarını gördüğünü aktaran Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bültene az bir süre kalmıştı. Stüdyonun bulunduğu yerde yayın editörü vardı. Rejiye geçtim, nöbet değişimi yapılıyordu. Tam bu esnada bir bağrışma oldu. Bir askerin elinde silahla rejiye doğru koştuğunu gördüm. Askerler, 'Yere yatın' diye bağırıyordu. Yere yattık, ellerimizi kelepçelemeye başlamışlardı. Başlarındaki Ümit Gencer, 'Buranın yetkilisi kim?' dedi. Ben de elimi kaldırdım. Beni yerden kaldırdılar. Gencer, 'Birazdan bir bildiri gelecek ben okuyacağım.' dedi.
Bu bildirinin bütün kanallarda okutulmasını istedi. Ben de buna yetkim olmadığını söyledim. Aramızda bir tartışma geçti. Silahın kurma kolunu çekti ve üzerime doğrulttu. Dışarıdan birkaç sivil geldiğini ve yayında bize yardım edeceklerini söyledi. Bildiri, Gencer'in cep telefonuna geldiğinde ana kumandayı sordular. Telefonla konuştuktan sonra bildiriyi spikerin okumasını istedi. Tijen hanıma söyledim. Çok korkmuştu, okumak istemiyordu ancak zorla birkaç kez okuttular."
Bir müddet sonra askerlerin stüdyodan çekildiklerini dile getiren Taşkın, vatandaşların içeri girdiğini ve canlı yayına geçtiklerini belirtti.
Tanık İbrahim Coşkun da TRT'de muhabir olarak görev yaptığını, 15 Temmuz'da haber müdürünün Genelkurmay karargahında olaylar olduğunu belirterek gidip bakmasını istediğini söyledi.
Genelkurmay önüne geldiklerinde bölgede çok sayıda ambulans gördüğünü aktaran Coşkun, "Olayın büyüklüğü terör saldırısı olabileceğini çağrıştırdı. TRT'ye askerlerin girdiği bilgisi gelince darbe olduğunu anladım." diye konuştu.
Çekim yapabilme amacıyla Çankaya'ya doğru yola çıktıklarını anlatan Coşkun, TRT'nin önüne gelince nizamiyede askerler gördüğünü, o sırada açılan ateş sonucu yaralanan bir vatandaşı yakındaki hastaneye götürüp tekrar nizamiyeye döndüklerini anlattı.
Coşkun, vatandaşların kapıdaki askerleri ikna ederek polise teslim ettiğine şahit olduğunu, daha sonra da polislerle birlikte yerleşkenin içine girdiklerini söyledi.
Abdullah Gürhan ve Mevlüt Tekin'in de tanık sıfatıyla ifade vermelerinin ardından, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
26.09.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, müştekiler, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen A.K, 15 Temmuz'da Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde polis olarak görev yaptığını söyledi. Olay günü evinde dinlendiği sırada, amirlerinden gelen telefon üzerine TRT'ye gittiğini ve askerlerle karşılaştığını anlatan A.K, "Ana giriş nizamiyesinde halk kalabalığı vardı. Biz oraya vardığımızda olaylar yatışmıştı. Kaçmaya çalışan askerler vardı. Biz yakalayabildiğimiz kişileri aldık." diye konuştu.
"Yapmış olduğunuz, FETÖ kalkışmasıdır"
Darbe girişimi sırasında Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli H.B. de mesaideyken TRT'ye gitmelerinin emredildiğini, saat 23.30 civarında yerleşkeye girdiklerini belirtti. H.B, 2 tim halinde TRT yerleşkesine intikal ettiklerini, oradaki özel güvenlik görevlileriyle konuştuklarını, güvenlikçilerin içeride 3-4 otobüs asker olduğunu söylediklerini aktardı.
Bunun üzerinde çevre güvenliğini aldıklarını anlatan H.B. sözlerine şöyle devam etti:
"30 kişi kadardık. Telsizden, 'Canınızı verseniz de gittiğiniz yerlerden darbeci askerleri temizleyeceksiniz' diye anons geldi. Askerlerin, TRT içinde mevzilenip, silahlarını dışarı doğrulttuklarını gördük. Mustafa müdürümüz geldi. Ayrıca takviye olarak istihbarat daire başkanlığından polisler geldi.
Bir vatandaşımız, içeriye girmeye çalışırken, askerler tarafından bacağından vuruldu. İstihbarat Daire Başkanlığından bir müdürümüz askerlere megafondan, 'Asker size sesleniyorum, yapmış olduğunuz, FETÖ kalkışmasıdır, hemen yaptığınız eylemden vazgeçin ve teslim olun' diye anons yaptı. Vatandaşlar, nizamiyedeki askerleri ikna edip tek tek almaya başladılar. Çözülmeler başladı. Çok sayıda askeri vatandaşlar teslim aldı. Teslim alınan askerler, İstihbarat Daire Başkanlığına gönderildi."
Tanık Ali Osman Dinç de olay tarihinde TRT'nin olduğu bölgede ikamet ettiğini, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın konuşmalarını dinledikten sonra darbecilerle mücadele için TRT'ye gittiğini söyledi.
O gece TRT'de olan tanıdığı bir askerin, kendisini aradığını, "Burada Tanju Poshor diye bir hain var. TRT'deki olayları o yönetiyor." dediğini aktaran Dinç, orada bulunduğu süre içinde yaralanma ve vurulma hadiselerine şahit olmadığını kaydetti.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
27.09.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya müştekiler, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada Mahkeme Başkanı Murat İlhan, bazı sanıklarla ilgili yazılı tanık beyanlarının ve dijital materyal inceleme tutanaklarının dava dosyasına girdiğini bildirdi.
Başkan İlhan, gelen evraka ve sanıkların tahliye taleplerine yönelik savcının mütalaasını talep etti.
Savcı, suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suçlar hususunda kuvvetli şüphe sebebiyle tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmedilmesini istedi.
Sanıklar ve avukatların beyanlarının tamamlanmasının ardından duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ara kararın açıklanması bekleniyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Mayıs (2017) 'Ankara 521 sanık (ilk 534) Darbe/Cumhurb. Muhafız Alayı' davası
(13 Ekim 2019, 11:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: