İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 24'ü tutuklu 43 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların tahliye talebi reddedildi.
13.10.2019 16:51 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 24'ü tutuklu 43 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların tahliye talebi reddedildi.
09.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, sanıkların esasa ilişkin mütalaaya karşı beyanları alındı.
Tutuklu sanıklardan eski Hava Mühendis Albay Süleyman Demirci, mahkeme huzurunda yaptığı eski savunmalarını tekrar ettiğini ve mütalaaya katılmadığını ifade etti. Suç unsuru olmayan davranışların arka arkaya sıralanarak darbe suçu işlenmiş gibi gösterildiğini öne süren Demirci, tanık beyanlarının yanlı, göreceli, çelişkili olduğunu ve tanıkların yönlendirildiğini iddia etti.
Sanık Demirci, darbeye ilişkin hiçbir faaliyette yer almadığını ve buna ilişkin bir bilgi duymadığını da iddia ederek şu savunmayı yaptı:
'Bana sarı zarf içinde görevlendirme evrakı verilmiş. Ben böyle bir zarf almadım. Sarı zarf içinde görevlendirme almadım. Sanıklardan Ecir Şık'ın üzerinde ele geçirilen bir listede adımın olduğu iddia ediliyor. Kim tarafından ne amaçla hazırlandığı, adımın ne amaçla kullanıldığı bilmediğim bir liste. Hukuki olmayan ve hiçbir gerçekliği bulunmayan bu söz konusu belgenin mahkemenizce dikkate alınmamasını talep ediyorum. Darbe girişimi hazırlık faaliyetlerinde bulunduğum, askeri mühimmat hazırladığım ve İstanbul Valisini derdest etmek için organizasyon faaliyetlerine katıldığım iddialarını kabul etmiyorum. Darbe kalkışılmasının içinde bulunmadım kimseden buna ilişkin emir almadım.'
Hava Harp Okulu'ndan eski Hava Harp Okulu Kurmay Başkanı Barbaros Akça ile aynı araçta çıktıklarını ve Zeytinburnu'nda durdurulduklarını hatırlatan sanık Demirci, 'Darbe faaliyeti için değil, öğrencilerimin sıkıntılı anlarında yardım etmek için gidiyordum. Eğer öğrencimse öğrencimin, askerimse askerimin yanında durmak isterim. Ben askerler kaza yaptığında defalarca gittim. Sadece yanlarında bulunmak için gittim. Onlar benim evlatlarımdır. Yolda darbe kalkışması olduğuna dair emare algılayamadım. Hiçbir cana ya da çevreye zarar verecek cebir ve şiddet içeren eylemde bulunmadım. Öğrencilerime duyduğum vicdani sorumluluk anlayışım birlik dışına çıkmama neden oldu. 3 yıldır tutukluyum, beraatimi talep ediyorum.' ifadelerini kullandı.
Tutuksuz sanıklardan Ozan Şimşir ise olay tarihinde sözleşmeli er olarak görev yaptığını, kendisine 'silahlı terör örgütü üyeliği' isnat edildiğini, ayrıca darbe hazırlık toplantılarına katıldığının iddia edildiğini söyledi.
Katıldığı iddia edilen toplantı tarihlerinde Kütahya'da görevde olduğunu öne süren Şimşir, kendisini şöyle savundu:
'Olay günü Kütahya'dan görevden dönmüş ailemle yemek yiyordum. Üsteğmenin beni aradı, kimseye ulaşamadığını ve birliğe gitmemi söyledi. Ben de bunun üzerine birliğe gittim. Helikopterlerin orada Barbaros Akça ve Yusuf Özdemir ile karşılaştım. Haber verene dek yakıt tankeri içinde kalmamı söylediler. Yanımda da bir er vardı. 'Emredersiniz' dedim. Sabaha kadar bekledik. Zaten yoldan gelmiştim, uyuyakaldım, sabah kalktım terminal binasına su içmeye gittim. Bu sırada telefon çaldı, açtım. Nöbetçi amirin beni okula çağırdığını öğrendim. Ara tahsis bölümüne gittim. Oradaki komutanım, 'Ortalık çok karışık, hiçbir emre uymuyoruz' dedi. Ben de 'Madem emirlere uymayacağız eve gidebilir miyim?' diye sordum. Bana izin verdi, eve gittim. Eve vardım, televizyonu açtım ve darbe girişimini burada öğrendim. Bir sürü şey olmuş. Ben bu işin neresindeyim diye düşündüm. Silah almadım, kamuflaj giymedim, dışarı çıkmadım, çevreye zarar vermemişim, gasp yapmamışım. İddianameye bir bakıyorum neler yapmışım. Ben uzman çavuşum, emir verecek bir insan değilim. Kimseye emir vermedim, faaliyette bulunmadım, silah almadım, ateş etmedim. Sadece oturup bekledim. ByLock kullanmadım, Bank Asya'da hesabım yoktur. Hakkımdaki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını ve beraatimi talep ediyorum.'
Savunma yapan bazı sanıklar da tahliye ve beraat talebinde bulundu. Duruşma yarına ertelendi.
11.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, sanıkların esasa ilişkin mütalaaya karşı beyanları alındı.
Savunma yapan tutuksuz sanıklar, haklarındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını isterken, tutuklu sanıklar tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, önceki celselerde tahliyesine karar verilen ancak sonrasında duruşmalara katılmayan eski Hakim Yüzbaşı tutuksuz sanık Özgür Tüfekci'nin avukatına, 'Müvekkiliniz nerede?' diye sordu.
Tüfekci'nin avukatı, müvekkiline kendisinin de ulaşamadığını, hayatta olup olmadığını ve kaçıp kaçmadığını bilmediğini söyledi. Esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan sanık avukatı, müvekkilinin beraatine karar verilmesini istedi.
Taleplerin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Özgür Tüfekci'nin yurt dışında çıkışının yasaklanmasına hükmederken, bazı sanıkların haftanın belirli günleri ikametlerine en yakın karakolda imza atmaları şekildeki adli kontrol tedbirini kaldırdı.
Savunma yapmak için ek süre isteyen sanıkların bu taleplerinin kabulüne karar veren heyet, dava dosyasındaki görüntü ve belgelerle hazırlık yapabilmeleri için bu sanıkların cezaevindeki bilgisayar kullanım saatlerinin artırılmasına hükmetti.
Aralarında eski Hava Harp Okulu Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Ergezen'in de bulunduğu tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı kararlaştırıldı.
Duruşma 21-25 Ekim arasında Silivri'de yapılmak üzere ertelendi.
MÜTALAA
Esas hakkındaki mütalaada, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da saat 06.30 sıralarında tutuklu sanık eski Hava Harp Okulu Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Ergezen'in talimatları doğrultusunda Hava Harp Okulu öğrencilerine çok yormamak koşulu ile spor yaptırıldığı, 17.30'da icra edilecek akşam sporunun Ergezen tarafından iptal edildiği anlatılıyor.
Ergezen'in saat 18.00'de emrindeki rütbelilere mesaide kalması talimatını verdiği aktarılan mütalaada, darbe girişimi akşamında bazı subay ve öğrencilerin Yalova'da tam teçhizatlı şekilde otobüslere bindirilerek İstanbul'a takviye kuvvet olarak gönderildiği kaydediliyor.
'Kameraları arsaya gömmüşler'
Mütalaada, darbe girişiminin bastırılmasının ardından ana darbe davasında 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Tümgeneral Fethi Alpay'ın talimatıyla Astsubaylar Burhan Torlak ve Yavuz Baguç tarafından karargah binası ve dışındaki kameraların sökülüp okul dışındaki boş bir alana gömüldüğü belirtiliyor.
Sanık Hüseyin Ergezen'in toplanan delil ve tanık beyanları doğrultusunda, darbeci askeri kanat tarafından hazırlanan sözde atama listesine göre 'İstanbul TRT Müdürü' olarak atandığı aktarılan mütalaada, Ergezen'in, darbe girişimi hazırlıklarına yönelik eylem ve faaliyetleriyle İstanbul ve Yalova'da düzenlenen koordinasyon toplantılarına katıldığı vurgulanıyor.
Hüseyin Ergezen'in 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde yakalanan 'örgütün mahrem imamlarından' Kemal Batmaz ile 2013 yılında FETÖ'nün TSK içerisinde haberleşme amacıyla kullandığı ankesörlü telefonla iletişim kurduğunun tespit edildiği anlatılan mütalaada, Ergezen'in, örgütün 'TSK İmamı' olan ve Akıncı Üssü davasının firari sanığı Adil Öksüz'ün evinde yapılan aramada ele geçirilen kitapta parmak izine rastlandığı ve Öksüz'ün telefonuyla pek çok kez iletişime geçtiği ifade ediliyor.
İstenen Cezalar
Mütalaada, eski Kurmay Albay Hüseyin Ergezen'in 'Anayasa'yı ihlal', 'silahlı terör örgütü üyeliği', 'kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi' ve 'ulaşım araçlarının kaçırılması' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 22 yıl 10 aydan 56 yıl 3 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Aralarında eski Kurmay Binbaşı Ecir Şık, eski Hava Mühendis Albay Süleyman Demirci, eski Kurmay Albay Zafer Mercan, eski Mühendis Albay Yılmaz Altuntaş'ın da aralarında bulunduğu 40 sanığın 'Anayasa'yı ihlal' ve 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilen mütalaada, sanıklar Yusuf Günana ve Emir İrfan Kara'nın savunmalarının alınmamış olması sebebiyle dosyalarının ayrılmasına karar verilmesi isteniyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-30 Ekim (2017) 'İstanbul 43 sanık (ilk 44) Darbe/Hava Harp Okulu' davası
(13 Ekim 2019, 16:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: