Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin davada hükümle dosyaları ayrılan 6'sı tutuklu, 13'ü firari 35 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında sanıklar esasa ilişkin savunma yaptı.
18.05.2019 15:00 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin davada hükümle dosyaları ayrılan 6'sı tutuklu, 13'ü firari 35 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında sanıklar esasa ilişkin savunma yaptı.
06.05.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları ve yakınları katıldı.
Cumhurbaşkanlığı adına avukat Halit Çokan'ın da hazır bulunduğu duruşmayı, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile vatandaşlar da takip ediyor.
Polis ve jandarma ekiplerinin duruşma salonu çevresinde geniş güvenlik önlemi aldığı davayı takip etmek isteyen vatandaşlar, X-Ray cihazları ve arama noktalarından geçirilerek salona alındı.
Akredite edilen gazeteciler de kendilerine ayrılan bölümde duruşmayı takip ederken, salona, ses ve görüntü kaydı yapabilen cihazlar alınmadı.
Duruşma, cumhuriyet savcısı Bülent Elmas'ın 15 Nisan'da açıkladığı mütalaaya karşı sanıkların savunmasıyla sürdü.
Duruşmada, yakalandığı Kazakistan'dan iade edildikten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan, Donanma Komutanlığı'ndaki rütbelilerden sorumlu "mahrem abi" olduğu iddiasıyla hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan cezalandırılması istenen tutuklu sanık Zabit Kişi, esasa ilişkin savunma yaptı.
Kişi, savunmasında, 1996 yılında üniversiteden mezun olduğunu belirterek, bu tarihten 2015 yılına kadar özel eğitim kurumlarında öğretmen olarak çalıştığını söyledi.
Bunun örgüt üyesi olmasına delil sayılamayacağını savunan Kişi, "Hakkımdaki suçlamaları reddediyorum. Aydın kod adını kullanıp üst düzey sivil mahrem abi olduğum iddiasına yönelik darbe girişimi sürecinde hakkımda isnat edilecek bir delil yok. Yasa dışı faaliyet yürüten kimseyle alakam olmadı. Kod adı kullanmadım. Mahrem abi ve örgüt üyesi değilim." diye konuştu.
"Hayat ucuz olduğu için yurt dışına gittim"
Kişi, kendisinin kardeşleriyle görüşmesinin doğal olduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Çalıştığım kurumun Bank Asya'yla anlaşması olduğu için ve faizsiz bankacılık yapıldığı için hesap açtım. Kimsenin talimatıyla bu bankayla işim olmadı. Başka bankalarda da hesabım bulunmaktadır. Hakkımda diğer bir iddia ise darbe girişimi sonrası kaçan amirallerin sakladığı evin benim talimatımla tutulduğudur. Bahsedilen evle benim evim arasında 45-50 kilometre mesafe var. Böyle bir emrim olsa bana yakın olan bir yeri söylerdim. Ara ara da o eve gitmem gerekirdi ki böyle bir şey yok. Eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ve eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, Mustafa Zümre'nin kiraladığı evde Bekir kod adlı kişinin kendileriyle ilgilendiğini söyledi. Bu konudaki tanık beyanlarını kabul etmiyorum."
ByLock kullandığı iddialarını da reddeden Kişi'ye Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli, "Kazakistan'a ne için gittin? Daha önce o bölgeye gitmiş miydin?" sorusunu yöneltti.
Kişi, önce Kırgızistan'a gittiğini belirterek, "Kazakistan'a gidecekken yakalandım. Daha önce Kazakistan'a gitmemiştim. Vizesiz olmasından ve hayatın ucuz olmasından dolayı o bölgeye gitmek istedim. Ben gittikten sonra ailem de oraya geldi. Darbe girişimiyle alakam yok." dedi.
Duruşmada darbeciler tarafından gözaltına alınan amiralleri İstanbul'a götüren askeri cezaevi nakil aracının şoförü tutuksuz sanık eski uzman çavuş Mustafa Dikme, darbeci firari amiralleri kiraladığı evde sakladığı iddia edilen üniversite öğrencisi tutuksuz sanık İclal Altın ile diğer bir tutuksuz sanık eski Donanma Komutanlığı Lojistik Destek Gemileri Komodoru Kurmay Albay Bahadır Gündoğdu esasa ilişkin savunmalarını yaptı.
Söz verilen sanıklar tahliyelerini ve beraatlerini talep etti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıklardan Dikme ve Gündoğdu hakkında uygulanan adli kontrol tedbirini aksatmadıkları, savunmaları da alındığından bu tedbirin kaldırılmasına, diğer tutuksuz sanık Altın'ın ise yurt dışına çıkış yasağının öğrenim hayatı için arz ettiği önem ve savunmasını yapmasından dolayı kaldırılmasına karar verdi.
Heyet, diğer sanıkların dinlenilmesi için duruşmayı 8 Mayıs'a erteledi.
08.05.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına Avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, hakkında "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski Deniz Hava Üs Komutanlığı 301 Filo Komutanı Binbaşı Hacı Darıcı esasa ilişkin savunma yaptı.
Sanık Darıcı, 15 Temmuz gecesi dönemin Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın kendisini arayıp silahıyla birliğe gelmesi emrini verdiğini, bu emir üzerine asker ruhu ve görev bilinciyle derhal birliğe gittiğini söyledi.
O gece kanuna aykırı ne bir emir aldığını ne de verdiğini belirten Darıcı, yaptığı tüm uygulamaların birliğin ve hava araçlarının emniyetini sağlamaya yönelik tedbir hazırlıkları olduğunu savundu.
Sanık Darıcı, helikopter filo komutanı olarak konusu suç teşkil edecek hiçbir faaliyetin icrasına sebep olmadığını öne sürerek, "Terör endişesi nedeniyle personelimin silahlı olarak gelmesini istedim. Birliğimin içerisinde bulunduğu terör tehdidini göz önünde bulundurarak üzerime vazife çıkardım. Niyetim kötü değildi. O gecenin kaotik ortamını yaşamayanların olaylardan bunu sorgulaması çok acımasızcadır." ifadelerini kullandı.
Herhangi bir darbe faaliyetinin içerisinde bulunmadığını ve FETÖ/PDY terör örgütü ile bir irtibatı veya iltisakı olmadığını ileri süren Darıcı, "Almanya'da NATO toplantısındayken açığa alındım ve derhal Türkiye'ye dönmem istenildi. Bunun üzerine ilk uçakla Türkiye'ye döndüm. Eğer bu örgütün bir üyesi olsaydım dönmez, Almanya'da kalırdım." diye konuştu.
Darıcı, aleyhinde ifade veren A.S'nin beyanlarının yalan ve kurgudan ibaret olduğunu ileri sürerek, hakkındaki suçlamaları reddetti.
"Gemilerin emniyetli bir şekilde dönmesini bekledim"
Tutuklu sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanlığı Harekat Şube Müdürü Yarbay Ali ihsan Gürler de sicil amiri olan firari amiral Ayhan Bay'ın kanunsuz emirlerini yerine getirmediğini, FETÖ üyesi olmadığını, darbeye katılmadığını ve ByLock kullanmadığını iddia etti.
Olay günü 21.50'de Tuğamiral Ayhan Bay'ın kendisini arayarak birliğe gelmesini emretmesi üzerine hemen birliğine gittiğini anlatan Gürler, "Ben gittiğimde gemilerin bir kısmı limandan ayrılmış, bir kısmı da ayrılmak üzereydi. Ayhan Bay, terör saldırısı olduğu için gemilerin güvenlik gerekçesiyle ayrıldığını söyledi." şeklinde konuştu.
Güler, saldırı ve sabotaj tehdidinin olduğu olağanüstü durumlarda gemilerin seyre çıkmasının, güvenliğin sağlanması için yapılan normal bir uygulama olduğunu aktararak, "Amirlerin gemileri kaldırma kararını sorgulamayız. Ben sadece ofiste gemilerin gelmesini bekledim. Hiçbir personeli çağırmadım, silah taşımadım. Sadece gemilerin emniyetli bir şekilde geri gelmesini bekledim." ifadelerini kullandı.
Darbeye yönelik bir faaliyetin içerisinde yer almadığını savunan Gürler, tahliyesini ve beraatini talep etti.
"Gürel Kaynak'ı oğlunun öğrencim olması dolayısıyla tanırım"
TSK mensuplarıyla irtibatı sağlamak için FETÖ/PDY tarafından kurulan "Özel Hizmetler Birimi" (Mahrem Hizmetler Birimi) içerisinde faaliyet gösterdiği ve eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Tuğamiral tutuklu sanık Gürel Kaynak'ın "mahrem abisi" olduğu iddia edilen "Arif" kod adlı tutuklu sanık Halil İbrahim Temel de esas hakkında mütalaaya ilişkin savunma yaptı.
Hakkında 10 tanık beyanı olduğunu belirten Temel, bu iddiaların tamamının yalan olduğunu iddia etti.
Temel, KHK ile kapatılan, Ankara'daki Özel Çankaya Anafartalar Koleji'nde çalıştığını ve o dönemde söz konusu yapıyla iltisakının olduğunu bilmediğini savunarak, "Gürel Kaynak'ın mahrem abisi değilim. Kendisiyle tanışmak için İzmir'e gitmedim, ByLock'tan görüşmedim. Oğlunun öğrencim olması dolayısıyla kendisini tanırım. Etkin pişmanlıktan faydalanınca fazla ceza almamak için yalan beyanlarda bulunmuştur." ifadelerini kullandı.
Sanık Temel, darbeci ve terör örgütü üyesi olmadığını iddia ederek, tahliyesini ve beraatini istedi.
Tutuksuz sanık eski Deniz Hava Üs Komutanlığı 351 Deniz Helikopter Filo Komutanı Kurmay Yarbay D.K. de hakkındaki suçlamaları reddederek beraatini talep etti.
Sanıkların ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını yapmalarının ardından söz verilen Cumhuriyet Savcısı, kovuşturmasının tamamlanması nedeniyle tutuksuz sanık Donanma Komutanlığı Hazır Kıta Tim Komutanı Astsubay R.P'nin beraatine karar verilmesi talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve tahliye taleplerinin 10 Mayıs'ta yapılacak duruşmada değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı yarına erteledi.
09.05.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada Cumhurbaşkanlığı adına avukat Halit Çokan da hazır bulundu.
Polis ve jandarma ekiplerinin duruşma salonu çevresinde geniş güvenlik önlemi aldığı davayı takip etmek isteyenler, arama noktalarından geçirilerek salona alındı.
Gazeteciler kendilerine ayrılan bölümde duruşmayı takip ederken, salona, ses ve görüntü kaydı yapabilen cihazlar alınmadı.
Duruşma, sanıkların mütalaaya karşı savunmalarıyla sürdü.
"Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçlamasıyla hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski Deniz Hava Üs Komutanlığı Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe, esasa ilişkin savunma yaptı.
Sanık Gülbahçe, olay akşamı dönemin Üs Komutanı Tezcan Kızılelma'nın kendisini arayıp, kırmızı ihbar olduğunu, derhal birliğe gelmesi talimatı verdiğini, bu emir üzerine üsse gittiğini söyledi.
Başbakanın televizyonda bir kısım askerin kalkışma yaptığı yönündeki açıklamasından daha önce darbeye karşı tavır aldığını iddia eden Gülbahçe, "Ben darbe girişimini öğrendikten sonra personeli toplayıp, bu menfur girişimin içinde olmadığımızı söyledim. Onlara birliğin güvenliğini sağlayacağımızı ilettim." diye konuştu.
Gülbahçe, birliğin önünde toplanan sivil halka silah doğrultulması emrini kendisinin vermediğini ileri sürerek, askerlerin ifadesine göre bu emri veren kişinin başka bir rütbeli olduğunu savundu.
Gülbahçe, hakkındaki suçlamaları reddederek, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşmada, esasa ilişkin savunma yapan tutuksuz sanıklar eski Deniz Hava Üs Komutanlığı Bakım Komutanı Kurmay Albay B.Y, eski Donanma Komutanlığı Hazır Kıta Tim Komutanı Astsubay R.P, eski Donanma Komutanlığı Hazır Kıta Nöbetçi Astsubayı İ.D, eski Donanma Komutanlığı eski Tabur Komutan Vekili Yüzbaşı H.T de haklarındaki suçlamaları reddetti.
Darbeye destek veren faaliyetler içerisinde yer almadıklarını ve terör örgütü üyesi olmadıklarını öne süren sanıklar, beraatlerine karar verilmesini istedi.
10.05.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşmada Cumhurbaşkanlığı adına avukat Halit Çokan da hazır bulundu.
Polis ve jandarma ekiplerinin duruşma salonu çevresinde geniş güvenlik önlemi aldığı davayı takip etmek isteyen vatandaşlar, X-ray cihazları ve arama noktalarından geçirilerek salona alındı.
Akredite edilen gazeteciler de kendilerine ayrılan bölümde duruşmayı takip ederken, salona, ses ve görüntü kaydı yapabilen cihazlar alınmadı.
Duruşma, Cumhuriyet Savcısı Bülent Elmas'ın 15 Nisan'da açıkladığı mütalaaya karşı sanıkların savunmasıyla devam etti.
Hakkında "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski eski Deniz Hava Ana Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, esasa ilişkin savunma yaptı.
Kızılelma, savunmasında, iddianamede yer alan suçlamaları reddederek, 15 Temmuz gecesi yaşananların tanıklarla ortaya konulduğunu, ifadelerin lehine olduğunu savundu.
Lehindeki delillerin suçlayıcı şekilde iddianamede ve mütalaada yer aldığını öne süren Kızılelma, "Sıkıyönetim listesinde ismimin bulunduğu ve yeni görev yerinin 'devam' şekilde yazıldığı belirtiliyor. Bu mesajın 4 eki var. Benim adım sıkıyönetim listesinde geçmemektedir. İsmim diğer atamalar listesinde bulunmaktadır. TSK'daki bütün amirallerin ismi orada bulunmaktadır. Darbeci değilim, bu listede yer alıp görevlerine devam edenler var. Listede ismimin yer alması kimseyi darbeci ve FETÖ'cü yapmaz. Böyle bir şeyin tarafıma yönlendirilmesini kabul etmiyorum." diye konuştu.
"Tüm nöbetçiler nöbet silahını taksın emrini verdim"
İzinli ve tayini çıkmış personeli göreve çağırması iddiasına ilişkin Kızılelma, kendisinin olağan dışı durumda personeli çağırma görevi ve yetkisi bulunduğunu anlatarak, izin belgeleri doldurulurken ilgili metinde de böyle bir ibare yer aldığını bildirdi.
Kızılelma, personeli darbeye yönelik çağırmadığını, sabotaj tehdidi nedeniyle personeli birliğe çağırdığını iddia etti.
İlk etapta kritik personelin birliğe gelmesini istediğini belirten Kızılelma, kimseye darbeye yönelik emir vermediğini savundu.
Üssün giriş çıkış kapılarını kapatarak personelin silahlanması emrini verdiği iddiasını reddeden Kızılelma, "Gelen personel için 1-2 kez beni aradılar, bütün personel için beni aramadılar. Terör ihbarını Gölcük'te duymasaydım, televizyonda görseydim de lojmandan çıkıp birliğime giderdim ve birliğimin emniyetini almaya çalışırdım. Sadece o gece ekmekçi birliğe giremedi. Sabotaj tehdidi varken neden sivil kimseyi birliğe alayım? Onun dışında bir durum yok. 'Tüm personeli silahlandırın.' diye bir emir vermedim. Ben tüm nöbetçiler, nöbet silahını taksın emrini verdim. Bunu tüm tanıklar da teyit etti. Bazı nöbetçiler nöbetçi olmasına rağmen silahlarını takmayabilirler. Dolapta kilitli tutarlar. Turuncu ve kırmızı durumda silahlarını takarlar." ifadelerini kullandı.
"Uçuş yasağıyla ilgili bilgim yoktu"
Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ait uçağa kalkış izni verdiği iddiasına ilişkin Kızılelma, şunları anlattı:
"Uçuş yasağıyla ilgili bilgim yoktu. Üsteki personel de böyle bir bilgilendirme tarafıma yapmadı. Bana kalkış yasağı olduğu rapor edilmedi. Tanık beyanları da bunu ortaya koymuştur. Benim verdiğim izin, uçağın kaza kırım ekibi olmaksızın pilot sorumluluğunda kalkmasıdır. Uçak kalkış yaptığında sıkıyönetim mesajı gelmemişti. Uçağın kalkışına şüpheci bakmamı gerektirecek bir durum da yoktu. Kalkan uçak ateş açmadı, kimseye bir şey yapmadı. Uçak kendi üssü olan Adnan Menderes'e intikal etti. Bu uçak benim emrimde olan bir uçak değil, dolayısıyla benim ona emir vermem söz konusu değil."
Kızılelma, Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı ile sivil hava limanı arasında 2 yolcu uçağının geçebileceği kadar geniş bir alan bulunduğunu belirterek, arada çit olması gerekirken sivil tarafta yapılan çalışma gereği hafriyat için o çitlerin kaldırıldığını söyledi.
15 Temmuz'da sivil taraftan giren bir kişinin elini kolunu sallayarak kendi alanlarına da gelebileceğini dile getiren Kızılelma, şöyle devam etti:
"Birliğimiz hassas bir bölge, çit olmadığı için bizim alanda devriye gezilmesi emrini verdim. 'Devriye gezilsin' demem, zapt edin manasında değildir. 3 kişi gidip koskoca sivil hava limanını mı ele geçirecekler? Suçlamayı kabul etmiyorum. Hakkımda 2 adet VIP helikopterin hazır olması emrini verdiğim iddiası da var. 15 Temmuz'dan sonraki hafta Ukrayna'dan heyet inceleme gezisi için Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'na ziyarete gelecekti. Bize de uğrayacaklardı. Bizdeki helikopterler dünyada ender bulunan, imkan ve kabiliyeti yüksek olan helikopterler. Belki 'Ukrayna heyeti inceleme yapacak, temizleyin, silin, süpürün, hazırlayın.' demiş olabilirim. Bunun darbeye yönelik düşünülmesi doğru değil."
Kızılelma, gelen sıkıyönetim mesajını yanındaki rütbeliler dışında kimseye göstermediğini ifade ederek, sümenle ilgili birime giderek mesajın dağıtımını engellediğini öne sürdü.
Meslek hayatı boyunca hiçbir cemaatin içinde yer almadığını ileri süren Kızılelma, 15 Temmuz'da Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı'nda darbeye yönelik hiçbir faaliyet olmadığını iddia etti.
Kızılelma, darbeye yönelik kimseden emir almadığını, aldıkları tedbirlerin emrindeki personel, uçak ve helikopterlerin güvenliğini korumaya yönelik olduğu iddialarını dile getirdi.
15 Temmuz'da nöbetle ilgili bir faaliyet için geldiğini personele anlatmak için silahı beline taktığını aktaran Kızılelma, normalde denizcilerin birliğinde silahları beline takmadığını, karacıların taktığını kaydetti.
Kızılelma, denizcilerde sadece nöbetçi subay veya astsubayın beline silah takarak birliğinde dolaştığını belirterek, tahliyesini ve beraatini talep etti.
"Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan cezalandırılması istenen eski Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı Harekat Şube Müdürü Binbaşı H.T. de hakkındaki iddiaları reddederek, beraatini istedi.
Sanık avukatları da müvekkilleri hakkında tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Mahkeme ara kararını açıkladı
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, tutuklu sanıklara atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve sanıkların kaçma olasılıklarına göre tahliye taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, sanık sayısının fazla, sanık açıklamalarının uzun olması nedeniyle duruşmayı 21 Haziran'a erteledi.
MÜTALAA
Cumhuriyet savcısı Bülent Elmas'ın açıkladığı mütalaada, tutuklu sanık eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ve eski Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe'nin de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Mütalaada, 5 sanığın "terör örgütüne üye olmak", bir sanığın da firari darbeci amirallerin saklanmasına yardım etmek suçundan cezalandırılmasını talep edildi.
İki sanığın, hakkındaki tüm suçlamalardan beraatine karar verilmesi istenen mütalaada, örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın da aralarında bulunduğu tüm firari sanıklar ile bu dosyada yargılanan diğer 8 sanık olmak üzere 21 sanığın dosyasının, kovuşturma ve dijital inceleme işlemleri tamamlanamadığı için tefrik edilmesi talebinde bulunuldu.
İDDİANAME
İddianamede, firari sanıklar örgüt elebaşı Fetullah Gülen ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, helikopterlere yakıt ikmali yapılması emrini verdiği gerekçesiyle "Cumhurbaşkanına suikaste yardım etmek" suçlamasıyla yargılandığı davada 15 yıl hapis cezasına çarptırılan tutuklu sanık eski Deniz Hava Ana Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 19 yıldan 36 yıl altışar ay, diğer sanıklar hakkında da 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli 90 sanık (ilk 92) Darbe Yap./Donanma Komutanlığı' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(18 Mayıs 2019, 15:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: