Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 kişinin yargılandığı davada sanıklar, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
04.05.2019 14:28 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 kişinin yargılandığı davada sanıklar, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
29.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler Okulunda (MEBS) kursiyer teğmen olan Murat Yazıcı beyanda bulundu.
Yazıcı, kendisinin darbe yapmasını, "görme engelli bir insanın silahla hedefi vurmasına" benzeterek, delil olarak öne sürülen WhatsApp mesajlarında darbeye delil olabilecek hiçbir şeyin bulunamayacağını öne sürdü.
WhatsApp grubuna 20.00'de herkesin mesaiye gelmesi gerektiği yönünde mesaj atıldığını öne süren Yazıcı, bunun rutin bir görev olduğunu düşünerek, kışlaya gittiğini iddia etti.
Emirlere uyduğunu savunan Yazıcı, "Sabah okula dönene kadar Akıncı Üssü'nde kimin ne yaptığını ne yönettiğini bilmiyorum." dedi.
Darbe gecesi MEBS'de görevli kursiyer olmasının mütalaadaki tek doğru olduğunu savunan Yazıcı, Akıncı Üssü'nde hiçbir şeye şahit olmadığını ileri sürdü.
Yazıcı, darbe girişimine destek vermediğini ve sadece emirleri yerine getirdiğini iddia ederek, tahliyesini ve beraatini istedi.
Tabur komutanı Akıncı'ya göndermiş
Sanık kursiyer teğmen Bünyamin Bozkurt da darbe girişiminin yaşandığı gün birinci amiri olan bölük komutanı tarafından 22.27'de arandığını ve okula çağrıldığını söyledi.
Olağanüstü bir durum olduğunu bilmeden okula gittiğini ve 22.40 gibi nizamiyeden hiçbir uyarıyla karşılaşmadan giriş yaptığını ifade eden Bozkurt, birlikteyken sorduğu kimsenin yaşananlardan haberi olmadığını ileri sürdü.
Bozkurt, bir süre sonra tabur komutanının araç binilmesini emrettiğini ve Akıncı Üssü'ne götürüldüklerini anlattı.
Burada gruplara ayrıldıklarını ve ağaçlık bir bölgede bırakıldıklarını aktaran Bozkurt, 03.00 civarı dönemin Eğitim Merkez Komutanı Tümgeneral Ersun Altınsoy'un bir başçavuş aracılığıyla gönderdiği okula dönülmesi emrini aldıklarını dile getirdi.
Bozkurt, silahlı kişiler yüzünden otoparka 08.30-09.00 gibi geçebildiklerini ve daha sonra okula döndüklerini söyledi.
"İmkan bulduğum ilk fırsatta MEBS Okulu'na döndüm. Herhangi bir eylem içinde olmadım." diyen Bozkurt, o gece ilk aklına gelenin muhtemel bir terör eylemine karşı önlem alındığına yönelik olduğunu savundu.
Bozkurt, o gece bir suç işlemediğini iddia ederek, hakkındaki suçlamaların subjektif olduğunu ve bir delile dayanmadığını öne sürdü.
Bozkurt, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
30.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler Okulunda (MEBS) kursiyer teğmen Celal Keçelioğlu savunma yaptı.
Keçelioğlu, 15 Temmuz akşamı sadece amirlerinden aldığı emirlere uyduğunu, darbe girişimiyle bir bağlantısının bulunmadığını savundu.
Normal eğitim zamanlarında silah aldıklarını ve eğitim kıyafeti giydiklerini, bu yüzden 15 Temmuz akşamı da aynı şekilde olmalarını ilk başlarda normal karşıladıklarını belirten Keçelioğlu, "Akıncıya girdikten sonra araçlarımızda oturduk." dedi.
Keçelioğlu, Metin Bilgiç'in kendilerini gruplara ayırdığını ifade ederek, "Gruplara ayrıldıktan sonra okuldaki komutanlarla bilgi halindeydik ve 'güvenli şekilde birliğinize dönün' emri aldık. O gün 'darbenin üssü' gibi kavramları bilmediğimizden, gözaltına alındığımız süreçte hiçbir kursiyerin farklı bir şey anlatmayışı, bizim darbe yapıldığına dair bilgimizin olmadığının kanıtıdır." diye konuştu.
Keçelioğlu, darbe akşamının asıl sorumlusunun emir-komuta zincirinin başındaki kişiler olduğunu iddia etti.
FETÖ/PDY üyesi olmadığını öne süren Keçelioğlu, "Bu olayın hiçbir aşamasında suç işlemedim, amirlerim haricinde kimsenin emrine uymadım." ifadesini kullandı.
Keçelioğlu, tahliyesini ve beraatini talep etti.
"Akıncı'da olduğumuzu öğrendim"
Sanık kursiyer teğmen Fahri Ünver de savunmasında, 15 Temmuz'da 08.00-17.00 arasında mesaide olduğunu söyledi.
WhatsApp grubundan "mesaiye gelmeleri" şeklinde amirlerinden mesaj geldiğini söyleyen Ünver, kışlaya döndüğünü ve 23.50 gibi birlikten çıktıklarını söyledi. Ünver, şöyle konuştu:
"Nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Komutanı takip ediyorduk, çevre yoluna geldiğimizi anladım. 4'üncü Ana Jet Üssü'nü bilmiyordum, orada Akıncı'da olduğumuzu öğrendim. Celal Keçelioğlu ile beraberdik. Telefonumun şarjı az olduğundan kapatmıştım. Celal'in telefonunda, Fatih Candemir'in 'illegal bir durumda olduğumuza' dair mesajını gördük. Yanlış bir olaya bulaştığımızı o anda anladık. Biz de durumu değerlendirerek 9 kişiyle emniyetli yerde bekledik. Gördüğüm personele canlarını tehlikeye atmamalarını, suça bulaşmamalarını söyledim. O sıralarda bombalama sesi duyduk, otopark bölgesine giderek orada toplandık. Sonra nizamiyeye doğru gittik, çıkışta polisler durdurdu ve bize ters kelepçe taktı."
Suçlamaları kabul etmeyen Ünver de tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya 2 Mayıs perşembe günü devam edilmek üzere ara verildi.
02.05.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler Okulundan (MEBS) sanık kursiyer teğmen Lale Işık, savunmasında, silahlı terör örgütü üyesi olmadığını savundu.
Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen Işık, 15 Temmuz akşamında WhatsApp grubuna üstleri tarafından Akıncı Üssü'ne çağrıldıklarına yönelik mesaj geldiğini, ne için gittikleri hakkında ise kendilerine bilgi verilmediğini öne sürdü.
Kız arkadaşının kına gecesindeyken görev emri geldiği için Akıncı Üssü'ne gittiğini belirten Işık, "Silahlı terör örgütü üyesi değilim, darbe girişiminden haberim yoktu. O gece silah da kullanmadım." iddiasını paylaştı.
Darbe faaliyetine karışmadığını ileri süren Işık, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
"Bulunduğumuz yerden gitmek istediğimizi söyledik"
Sanık kursiyer teğmen Mehmet Özçete de FETÖ üyesi olmadığını iddia etti.
O gece Akıncı Üssü'ne çağrıldıklarını ama sebebinin söylenmediğini savunan Özçete, şu ifadeleri kullandı:
"Üsse çağrılıp, illegal bir faaliyete alet edildiğimizi anladığımız andan itibaren, okuldaki üstlerimizin emirleri doğrultusunda hareket ettik. Sadece ve sadece onların talimatına uyduk. Olayın illegal olduğunu öğrendiğimizde derhal bulunduğumuz yerden gitmek istediğimizi söyledik. Bunu söyleyince de çok sert bir tepki aldık. İki arkadaşımız sabaha doğru kaçmaya çalıştı. Biz de yakaladığımız ilk fırsatta, bir saatlik yürüyüş sonrasında derhal üssü terk ettik. Nizamiye çıkışındaki polislerin yanına gittik."
Özçete, olay günü Akıncı Üssü'nü, bir kursiyerden beklenmeyen çabayla ve emre uymayıp risk alarak terk ettiğini, bunun da masumiyetinin bir kanıtı olarak görülmesini istedi.
Darbe faaliyetine karışmadığını öne süren Özçete de tahliyesi ve beraatini talep etti.
"O gece götürüldüğümüz yerde bekledik"
Sanık kursiyer teğmen İsmail Küçükberber ise 15 Temmuz akşamı saat 22.00'ye doğru bölük komutanı tarafından göreve çağrıldığını söyledi.
"Genelkurmay Başkanı'na saldırıda bulunulduğuna" dair bir şeyler konuşulduğunu iddia eden Küçükberber, "Televizyonda da terör alarmı verildiği şeklinde haberler gördüm. Terör saldırısı olabileceği düşüncesiyle hareket ettim. Teçhizatları aldık ve araçla komutanımızı takip ettik. 4'üncü Ana Jet Üssü'ne giriş yaptık, daha sonra bizi neresi olduğunu bilmediğimiz bir yerde gruplara ayırdılar." diye konuştu.
Birliğe girerken oradaki personel tarafından uyarılmadığını savunan Küçükberber, şunları kaydetti:
"Bilmediğim, bana tebliğ edilmeyen yasağı çiğnemekle suçlanmam mümkün değil. O gece herhangi bir fiilimiz olmadı, götürüldüğümüz yerde bekledik. Gece boyunca Metin Bilgici ve Eren Çalışkan ifadelerinde 141. Filo'ya gelmediklerini söylediler. Ben Akıncı'dayken ne Eren Çalışkan'ı ne de Metin Bilgici'yi gördüm. Bölük astsubayımızın mesajından sonra sabah olmasını ve arkadaşlarımızla buluşup, oradan çıkmaya çalıştığımı defalarca anlattım."
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Okulunda (MEBS) kursiyer teğmen olan sanık Kadir Okur savunma yaptı.
Okur, 15 Temmuz'da bölüğünün ortak kullandığı WhatsApp grubuna üstleri tarafından, "Herkes mesaiye gelsin, sorgulamayın." şeklinde mesaj geldiğini belirtti.
Mesaisi bitmesine rağmen gelen mesaj sonrasında 21.45'te işe geri geldiğini aktaran Okur, "Bize bilgi verilmemesi dolayısıyla birliğimizi korumak üzere silahlandırıldığımızı düşündüm. Toplandık ve içtima alındı. Tabur Komutanımız 'İçinizi rahat tutun, emir aldık.' dedi. İçtima alındıktan sonra komutanımıza 'Nereye gidiyoruz?' dedik. Metin Bilgici 'Yazılı emir var' dedi. Daha sonra da nizamiyeden çıkarıldık." dedi.
Darbe teşebbüsünden haberi olmadan Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü savunan Okur, o gece hiçbir olaya karışmadığını, sabaha karşı da yetkililer tarafından gözaltına alınıp daha sonra da tutuklandığını anlattı.
Okur, örgüt tarafından kullanıldığı ileri sürülen, "Cover Me" isimli programı kullandığına yönelik suçlamayı da kabul etmedi.
Darbe faaliyetine karışmadığını iddia eden Okur, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
"Sorgulamayın, herkes mesaiye gelsin"
Sanık kursiyer teğmen Faruk Solmaz da 15 Temmuz akşamı, WhatsApp grubuna atılan, "Sorgulamayın, herkes mesaiye gelsin." şeklindeki mesaj emri üzerine birliğe gittiğini söyledi.
MEBS Okulu'na geldiğini ve oradan hareket etmeden önce olayı tam kavrayamadıklarını aktaran Solmaz, "Metin Bilgici olayı bize anlatmadı. Aldığımız eğitim de emirleri sorgulamamıza izin vermiyordu. Okula girerken arabamla girdim. O esnada bana kimse giriş ve çıkışların yasak olduğunu söylemedi. Emir-komuta zincirinde emirlere uyduk. Eren Çalışkan ve Metin Bilgici'yi de hiç görmedim. Kübra arkadaşımız WhatsApp grubunu kurarken yanındaydım. Hiçbir arkadaşımızın zarar görmemesi için kurulan bir gruptur. Suçtan kurtulmak için değil, oradan diğer arkadaşlarımızı da çıkartıp, oradan kurtulmak için bu grup kuruldu." ifadelerini kullandı.
Solmaz, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
03.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Okulunda (MEBS) kursiyer teğmen olan sanık İbrahim Halil Kaya savunma yaptı. Kaya, 15 Temmuz akşamı saat 23.00'e kadar bir arkadaşının evinde olduğunu, akşam telefonuna gelen emirle de göreve çağrıldığını öne sürdü.
Komutanları Metin Bilici'nin, terör tehdidi yaşandığını ve Samsun Nizamiyesine gelmesi gerektiği şeklinde emir verdiğini belirten Kaya, "Ben de Samsun Nizamiyesine gittim. Saat 23.50 sularında araçlarla nizamiyeden hiçbir zorlukla karşılaşmadan çıktık. Toplam 10 araçla hareket ettik. Daha önce hiç görmediğim bir yere götürüldüm." iddiasında bulundu.
Kaya, Akıncı'ya gelmeyen bir arkadaşından Whatsapp grubuna "İllegal bir iş yapılıyor" yazılı mesaj gelmesi üzerine sabah olana kadar yeşillik bir alanda ağaçların arasında saklandığını öne sürdü.
Sabaha karşı birliğine gitmeye çalıştığını, birliğine ulaştıktan sonra gözaltına alındığını anlatan Kaya, şu ifadeleri kullandı:
"Ben kesinlikle herhangi bir darbe girişimine katılmadım, hiçbir fiil ve eylemde bulunmadım. Tabur komutanı Metin Bilici tarafından Akıncı Üssüne götürüldüm. Tam 34 aydır sorgusuz ve sualsiz darbeye teşebbüsten tutukluyum. Sadece masum bir kursiyer olarak komutanlarımın verdiği emirlere uymaktan başka bir şey yapmadım. Aleyhime bir tek delil bile bulunmamaktadır."
Kaya, FETÖ/PDY üyesi olmadığını belirterek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya 6 Mayıs pazartesi günü devam edilmek üzere ara verildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 475 sanık (ilk 486) Darbe/Akıncı Hava Üssü' davası
(04 Mayıs 2019, 14:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: