Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da aralarında yer aldığı 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
20.04.2019 14:26 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da aralarında yer aldığı 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
09.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhafız Alayı'nda vatani görevini yapan tutuksuz sanıklardan A.U, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla dinlendi.
Vazifesi gereği yemekhanede olduğu için askeri eğitimlere katılmadığını belirten A.U, bir komutanın 15 Temmuz'da tatbikat yapılacağını duyurduğunda görevi gereği kendisinin katılamayacağını söylediğini beyan etti.
Bunun üzerine komutanın, bölük komutanının emri dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılacak tatbikata herkesin katılması gerektiğini bildirdiğini anlatan A.U, hastalığı dolayısıyla revire gitme talebinin ise reddedildiğini söyledi.
A.U, tatbikat için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yerine TRT yerleşkesine götürüldüklerini, buraya geldiklerinde ise bir komutanın silahlara "dolu şarjör tak" emri verdiğini aktardı.
Bölgede, helikopterlerin uçuş yaptığını ve patlama sesleri duyduğunu kaydeden A.U, şu ifadeleri kullandı:
"Nizamiye kapısında bulunan vatandaş ve polisler askeri uyardı. 'Siz tatbikatta değilsiniz, kandırmışlar. Darbe oluyor.' Başımızda bir binbaşı vardı. Bizim arkamızda duruyordu. Askerleri önünde böyle set şeklinde dizdi. 'Korkmayın, elinizde silah var. Size bir şey yapamazlar. Onlar halk değil, binaya saldırmak istiyorlar. Biz, burada görevliyiz.' dedi. Biz korktuk, geri çekiliyorduk. Aracın arkasında saklandım, tekrar beni ön kısma getirdi. 'Elinde silah var korkma geleni silahınla itebilirsin.' dedi. Ben tekrar oradan uzaklaştım arabanın arkasına gittim. Yarbay Ümit Gençer gelip silahının dipçiğiyle bana vurarak o kısma getirmeye çalıştı."
Halka ateş açmadığını savunan A.U, yaşadığı korku dolayısıyla havaya bir el ateş ettiğini öne sürdü.
Sanık A.U, hakkındaki FETÖ/PDY mensubu olduğuna ilişkin iddiaları da kabul etmedi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhafız Alayı'nda vatani görevini yapan tutuksuz sanıklardan M.T, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla dinlendi.
15 Temmuz'da 7 günlük usta asker olduğu için hiçbir rütbelinin ismini bilmediğini belirten M.T, tatbikat bildirisinin askeri eğitimlerde okunduğunu ve kendilerinden tatbikat günü çok hızlı hareket edilmesinin istendiğini söyledi.
M.T, tatbikata gitmeden önce telefon ve saat gibi cihazların toplatıldığını anlatarak, polis ve halkın TRT yerleşkesinde askerlerce darbe girişiminde bulunulduğunu söylediğini aktardı.
Tutuksuz sanık M.T, hakkındaki FETÖ/PDY mensubu olduğuna ilişkin iddiaları da kabul etmedi.
Tutukluluk inceleme için görüşü sorulan iddia makamı ise tutuklu sanıkların atılı suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
10.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, ara karara yönelik savcının mütalaası sonrasında sanık ve sanık avukatlarının talepleri alındı.
Müzakere arasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmetti.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
12.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhafız Alayı'nda vatani görevini yapan tutuksuz sanıklardan M.S, İ.Ş, S.Ç, S.D, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla dinlendi.
Tutuksuz sanıklardan M.S, 15 Temmuz akşamı kamuflajlarını değiştirdikleri sırada koridordan "tatbikat var" diye emir verildiğini kaydetti.
Tatbikatın içeride olacağını düşündüklerini ifade eden M.S, TRT binasına vardıkları esnada araç içindeki komutanın "Dışarıya görüntü vermeyin, millete görünmeyin" diyerek perdeleri kapatmalarını istediğini söyledi.
Kim olduğunu bilmediği, üzerinde askeri kamuflaj ve hücum yeleği olan bereli bir şahsın gelerek "eğer karşıdan bir hareketlenme olursa vurun" emri verdiğini söyleyen M.S, helikopterlerin ateş etmeye başladığı esnada araç altına saklandığını belirtti.
M.S, komutanlarından uzman Sedat Tuna'nın neler olduğunu öğrenmek için eşini aradığını, bu görüşmeden sonra darbeden haberdar olduklarını iddia etti.
Savunmasını yapan İ.Ş de korsan darbe bildirisini okutan eski kurmay yarbay Ümit Gencer'in halka ateş etmeleri için emir verdiğini, bu esnada arkadaşının kendisine ateş etmemesini ve silahını saklamasını söylediğini anlattı.
Davanın tutuksuz sanıklarından S.Ç. ise yaptığı savunmada olay günü terhisine 12 gün kaldığını ve suçsuz olduğunu ifade etti.
"Tatbikat var" denilerek götürüldükleri TRT yerleşkesinde, helikopterden açılan ateşten yaralandığını anlatan S.Ç, yanında sonradan Muhammet Tanju Poshor olduğunu öğrendiği şahıs ile ambulansla GATA'ya götürüldüğünü, Poshor'un ambulanstan inmeden kendisini hastaneye bırakarak ayrıldığını iddia etti.
S.Ç, yerleşkede kaldığı süre içerisinde binbaşı Anıl Aktaş'ın halka ateş emri verdiğini duyduğunu söyledi.
Tutuksuz sanıklardan S.D ise savunmasında halkın TRT yerleşkesi önünde toplanması üzerine korkutma amaçlı olarak havaya ateş açtığını, olayın açığa çıkmasından sonra da silahını bırakarak teslim olduğunu anlattı.
Sanıklar, FETÖ örgütü üyeliği suçlamalarını reddederek tahliye talebinde bulundu.
Diğer sanıkların savunmalarının ardından duruşma 15 Nisan pazartesi gününe ertelendi.
15.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde vatani görevini yerine getiren tutuksuz erler savunma yaptı.
Sanık U.S. "tatbikat" denilerek TRT'ye götürüldüklerini belirterek, başlarında yüzbaşı Recep Karabayır'ın bulunduğunu anlattı.
Kurum binası önünde bir grup polis olduğunu ve silahları yüksek tutuş da beklediklerini belirten U.S, polislerin, "Arkadaşlar bu yaptığınız darbedir, yanlış yapıyorsunuz, hepimiz aynı yolda şehit veriyoruz, burayı size bırakmayız." şeklinde konuştuğunu kaydetti.
Recep Karabayır'ın ise "Ne diyorsunuz? Biz darbe olduğunu bilmiyoruz." diyerek karşılık verdiğini ve konuşmaya başladıklarını ifade eden U.S, ardından bir otomobille bulundukları yere gelen Muhafız Alayı eski komutanı Tanju Poshor'u görünce şaşırdığını söyledi.
Poshor'un konuştuğu polislerin bir süre sonra görünürde olmadıklarını dile getiren U.S, daha sonra halkın toplanmadığı nizamiyenin biraz daha gerisinde beklediklerini bildirdi.
U.S, kısa süre sonra gelen bir helikopterin halka ateş ettiğini belirterek, daha sonra vatandaşların çoğalması üzerine Recep Karabayır ile askeri lojmanların olduğu bölgeye geçtiklerini ifade etti.
Birlikten gelmiş ve lojmanlar bölgesinde bekleyen askeri otobüse bindiklerini anlatan U.S, sabahın erken saatlerinde alaya döndüklerini dile getirdi.
Sanıklar Y.Y. ve U.Y. de savunmalarında suçlamaları kabul etmedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
16.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın sabahki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde TRT'de çalışan tutuksuz sanıklar savunma yaptı.
Tutuksuz sanıklardan O.O.K, darbenin yapıldığı saatlerde 18.00-24.00 arasında nöbetçi olduğunu anlattı.
Darbe esnasında TRT binasına gelen askerlerin "Saldırı var" diyerek cep telefonlarını topladığını belirten O.O.K, "Askerlerin parmağı tetikteydi, 'Söyleyeceklerimizi yapın' diye bize tehditler savurdular." dedi.
Bazı çalışanların darbeciler tarafından kelepçelendiğini ifade eden O.O.K, boşluktan yararlanıp çıkışa doğru giderek o esnada giriş kapısına dayanan halka kapıları açtığını iddia etti.
O.O.K, daha sonra halkın arasına karışarak evine gittiğini anlattı.
Tutuksuz sanıklardan TRT çalışanı G.S. ise darbecilerin zor kullanarak yayın yaptırdığını söyledi.
G.S, daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe karşıtı konuşmasını darbecilerden gizli olarak radyo kanalı aracılığıyla yayımladığını iddia etti.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde vatani görevini yerine getiren tutuksuz erler, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla savunma yaptı.
Sanık M.S, kendilerine "Tatbikat var" denilip araçlara hızla bindirildiklerini ve daha sonra TRT binasına götürüldüklerini fark ettiğini belirtti.
M.S, "TRT binasına gelen polisler bölük komutanımız yüzbaşı Recep Karabayır'a 'Darbe oluyor, geri çıkın burayı size vermeyiz' diyerek havaya ateş etti. O sırada biz mevzi aldık." diye konuştu.
Sanıklardan E.S. ise "TRT'de 'Havaya ateş et' emrini duydum. Daha sonra bu emrin Muhammet Tanju Poshor tarafından verildiğini öğrendim." dedi.
Sanıklar, FETÖ üyeliği suçlamalarını reddederek beraat talebinde bulundu.
Duruşma yarına ertelendi.
17.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde vatani görevini yerine getiren tutuksuz sanıklar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla beyanda bulundu.
Sanık K.T, 1 Temmuz'da birliğe katıldığını ve 14 günlük asker olduğunu söyledi. Yat içtimasından sonra koğuşuna gittiğini belirten K.T, yarım saat 45 dakika sonra alarm verildiğini kaydetti.
Tatbikat yapılacağının daha önce söylendiğini, bunun için silahlarını aldıklarını ve içtima alanında toplandıklarını anlatan K.T, öncesinde de bir listede tatbikat için isminin bulunduğunu dile getirdi.
K.T, sonrasında 5 dolu şarjör daha verildiğini ifade ederek, ardından otobüse bindirilip kışladan çıkarıldıkları ve TRT yerleşkesine götürüldüklerini bildirdi.
Araçlardan indikten sonra şarjör takılması emri verildiğini telsizden duyduğunu belirten K.T, 2 No'lu nizamiye bölgesinde duvara yakın bir yerde konumlandığını savundu.
K.T, telsizden "Silahlı kuvvetler yönetime el koymuştur. Elinizdeki bütün imkanları kullanın." gibi bir anons daha duyduğunu da bildirdi.
Bulundukları yere Recep Karabayır yüzbaşının da geldiğini, bir süre sonra TRT Spor ve TRT Haber binalarının olduğu istikamete destek gerektiği söylenerek götürüldüklerini öne süren K.T, orada bir grup özel harekat polisiyle karşılaştıklarını kaydetti.
K.T, "İri cüsseli bir polis yaptığımızın yanlış olduğunu, bunun bir darbe girişimi olduğunu ve söylenen her şeyin yalan olduğunu söyledi. Ama emir altındaki bir onbaşı olarak bunu idrak etmem zordu." dedi.
Bu sırada ateş açıldığını, bunun üzerine ağaçların arkasına saklandıklarını ileri süren K.T, Recep Karabayır polislerle görüşürken önceden tanımadığı eski alay komutanı Muhammet Tanju Poshor'un bir araçla geldiğini söyledi.
Silah, helikopter ve vatandaşların sesini duyduklarını ifade eden K.T, bir süre sonra vatandaşların nizamiye kapısını zorladığını belirtti.
K.T, yüzbaşı Recep Karabayır'ın halkla karşılaşılmaması için kendisiyle birlikte 55 kişiyi TRT yerleşkesinden boş araziden yürüterek çıkardığını, alaya döndüklerini anlattı.
Sanık S.Ö. de darbe girişiminin tezkeresine 5 gün kala gerçekleştiğini ifade ederek, "tatbikat" diyerek TRT'ye götürüldüklerini bildirdi.
Telefonlar toplanırken "askerliğiniz yanar" dedikleri için korkup telefonunu teslim ettiğini öne süren S.Ö, TRT nizamiyesinde bulundukları sırada vatandaşların küfür etmeye başladığını, bir polisin de darbe girişimi olduğunu ve teslim olmalarını söylediğini kaydetti.
S.Ö, "Bunu duyunca başımdan kaynar sular indi. Şok geçirdim ve yere yığıldım. Arkadaşlar unimog aracın yanına götürdü. Sonra teslim olduk." diye konuştu.
FETÖ ile bir bağları bulunmadığını ifade eden sanıklar, beraat talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbenin yaşandığı 2016'da Muhafız Alayı Komando Taburu'nda uzman çavuş olarak görev yapan tutuksuz sanık S.T, SEGBİS vasıtasıyla dinlendi.
S.T, 28 Haziran'da izne çıktığını, 15 Temmuz'da izin bitimi mesaiye geldiğini, o gün normal mesai sonunda bölük komutanının Türkiye genelinde bir tatbikat olacağını ve herkesin geleceğini söylediğini bildirdi.
Mesaiden 17.00'den sonra çıkıp yürüme mesafesindeki evine gittiğini dile getiren S.T, akşam tatbikat olacağına yönelik telefon gelince, eşine kısa süre sonra döneceğini söyleyip, tabancasını da alıp birliğe döndüğünü ifade etti.
S.T, birlikte silah ve şarjör dağıtıldığını belirterek, otobüse bindirildiklerini, astsubay Süleyman Zoral'ın nereye gideceklerini telefonla sorduğu Recep Karabayır'ın cevabı üzerine MSB Lojmanlarına gittiklerini kaydetti.
Daha sonra TRT'ye götürüldüklerini, indikten sonra binbaşı Anıl Aktaş'ın, bulunduğu mangayı nizamiye bölgesinde görevlendirdiğini anlatan S.T, askerleri taşıyan unimog aracın da nizamiyeyi kapatacak şekilde park ettirildiğini bildirdi. S.T, Aktaş'ın, içeri girmeye kalkan olursa da "vur" emri verdiğini ileri sürdü.
Kısa süre sonra halkın toplanmaya başladığını belirten S.T, vatandaşların darbeden bahsettiğini duyduğunu ancak buna anlam veremediğini iddia etti.
S.T, durum üzerine astsubay Süleyman Zoral'ın yanına giderek, "Bir şeyler dönüyor" dediğini, bu sırada telsizden "Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur, sabah sıkıyönetim ilan edilecek. Gereğini yapın." diye üç kez üst üste anons geçildiğini vurguladı.
Bu anonsu arkadaşlarına da söylediğini aktaran S.T, TRT'ye gittikten yaklaşık 30 dakika sonra bu durumun meydana geldiğini belirtti.
S.T, anons üzerine Zoral'ın donup kaldığını, bu yüzden onu silkelediğini savunarak, "Bunlar suç işliyor. Bunlar bizi suça bulaştırdı. Askerleri alalım, buradan gidelim. Emniyette anlatalım." dediğini ve ardından dağıttığı askerleri topladığını söyledi.
Alaydayken topladıkları telefonun bir araç içindeki çuvalda bulunduğunu anlatan S.T, telsizden duyduğu anonstan sonra bu aracın yanına giderek telefonunu bulduğunu ve eşini aradığını bildirdi.
S.T, askerleri ve çevredeki uzmanları da çağırdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bunlar darbe yapıyor. Suç işliyor. Kanundaki yeri idam. En aşağı 70-80 yıl hapis yatırırlar.' dedim, 'Telefonunuzu alın ve eşlerinizi arayın.' dedim. Kurtulmak isteyen varsa benle gelsin. Hiçbir emre uymayacağım. Doğruca emniyete gideceğim. Alaya kaçmayın, alay da tehlikeli. Alaya kaçarsanız bunlar kafanıza sıkar, öldürür.' dedim. Askerlere doğruyu, yanlışı anlatınca bunlar da peşimden geldi."
Silahını vatandaşlara atmış
Askerlerin silahlarını boşalttırdığını, kendi silahı dahil bazılarını vatandaşlara attıklarını anlatan S.T, daha sonra polislerin yanına giderek "sizdeniz" dediğini öne sürdü. S.T, vatandaşların kendilerini alkışlayıp "En büyük asker bizim asker." diye slogan attığını iddia etti.
Askerleri ikna etmeden evvel bir helikopterin nizamiyeyi ateş altına aldığını ve burada bir askerin de yaralandığını dile getiren S.T, teslim olduktan sonra polis araçlarına bindirilerek emniyete götürüldüklerini aktardı.
Suçlamaları kabul etmeyen S.T, beraatini istedi.
Öte yandan, duruşmanın sonunda mahkeme başkanı sanık savunmalarının tamamlandığını belirterek, tanık ve mağdur beyanlarına geçileceğini kaydetti.
Daha sonra, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
19.04.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada ara karara yönelik savcının mütalaasının ardından sanıkların ve sanık avukatlarının talepleri alındı.
Verilen müzakere arasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, yakalamalı sanıkların infazlarının beklenilmesine, haklarında aynı sevk maddeleri ile açılan ve başka mahkemelerde görülen kamu davaları bulunduğu anlaşılan sanıklar Ahmet Müfit Küçük, Özgür Çiloğlu, Rasim Eşref Çıtak, Veysel Ezgin, Eray Uçgun, Melih Varol, Mesut Sancak, Ersan Kuluçlu ve Osman Kemal Küçük hakkındaki açılan tüm kamu davalarının tefrikine karar verdi.
Mahkeme, toplam 80 müşteki ve mağdurun belirlenen duruşma gününde dinlenmek üzere adlarına duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmasını kararlaştırarak, tanıkların, mağdur ve müşteki anlatımları bittikten sonra dinlenilmesi için işlem yapılmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, sanıklardan eski astsubay Selçuk Ulus ile eski uzman çavuşlar İbrahim Cirtil, Gökhan Aydemir, Ahmet Arslan, Ünal Uzun, Memet Batuk, Zafer Biçici, Haydar Özkaya, Osman Çakmaklı, Şuhayip Coşkuner, Muharrem Karakaya, Muhammet Uz, Eshabil Dönmezer, Ahmet Erdal, Emre Cengiz, Arif Kurt, Abdulğani Sürer, Mustafa Sökmen, İlker Sel, Yavuz Dikmen, Murat Koraşlı, Bülent Palta, Oktay Hıdırıoğlu, Hüseyin Gürcü, Hüseyin Orçan, Yasin Kavutçu, Hakan Gürbüz, Erkan Coşkun, Çağrı Taşpınar, Yusuf Türk, Osman Demirturan, Murat Dursun, Kenan Oğuz, Bayram Ali Bayraktar, Ümit Erdem, Zafer Muhip, Osman Özkay, Mehmet Taştiken, Mehmet Duru, Kenan Uysal, Muhammet Kayhan, İsamettin Cihan, Halil Altındal, Adem Akbulut, Samet Sarı, Galip Bozoklulu, Yasin Kabakcı, Gökhan Ayçetin, Serdar Yıldırım, Abdullah Haney, Mesut Şen, Hasan Sezer, Mehmet Sayit Uçar, Tuncer Dinçer, Doğan Sapmaz, Mesut Pak, Halim Kara, Yalçın Zor, Şaban Darçın, Hacı Bekir Demirci, Orhan Çelik, Mustafa Demirel, Samet Dinçer, Şener Gömlekli, Mustafa Akman, Ömer İpkıran, Mehmet Dağlı, Haluk Karataş, Yusuf Ziya Poyraz, Muhsin Çönger, Osman Baydemir, Ayhan Gül, Yener Yabacıoğlu, Murat Uz, Abidin Üçkazan, Ümit İde, Ali Osman Ak, Zafer Öner, Mehmet Murat Arslan, Tuna Civil, Benal Yılmaz ve İbrahim Öçal'ın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, bu celse dinlenen sanık ve tanık anlatımı ile tutuklu kaldıkları süreyi dikkate alarak tahliye itti.
Mahkeme, 135 kişinin tutukluluk hallerinin de devamına hükmetti.
Duruşma, 9-27 Eylül'e ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Mayıs (2017) 'Ankara 521 sanık (ilk 534) Darbe/Cumhurb. Muhafız Alayı' davası
(20 Nisan 2019, 14:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: