Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 kişinin yargılandığı davaya, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı sanık savunmalarıyla devam edildi.
30.03.2019 15:09 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 kişinin yargılandığı davaya, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı sanık savunmalarıyla devam edildi.
19.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ı İstanbul'a ve oradan da Akıncı Üssü'ne getiren uçağın birinci pilotu Reşat Bora ve ikinci pilot Nail Sarıaltın savunma yaptı.
Savcının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ettiğini tutuksuz sanıklardan Bora, suçlamaları reddetti.
Abidin Ünal'ın derdest edildiğinden haberdar olmadıklarını savunan Bora, Akıncı Üssü'ne geldikten sonra da darbe girişimine yönelik bir eylemde bulunmadıklarını savundu.
Tutuklu sanık Nail Sarıaltın da benzer şekilde beyanda bulunduğu savunmasında, ikinci pilot olduğu için telefon görüşmelerinin daha sık olduğunu söyledi.
Sabiha Gökçen Havalimanı'nda beklerken Abidin Ünal'ın takım elbiseli ve normal bir şekilde uçağa bindiğini ve kokpite gelerek kendilerine, "Merhaba arkadaşlar" diyerek selam verdiğini iddia eden Sarıaltın, komutanın Akıncı Üssü'ne gideceğini mahiyetindeki Fatih Kahraman'ın kendilerine ilettiğini bildirdi.
Akıncı'ya gideceklerini o sırada öğrendiklerini savunan Sarıaltın, üsse geldiklerinde de Ünal'ın kendilerine teşekkür ederek, uçaktan indiğini ileri sürdü.
Sarıaltın, bağlı bulundukları Etimesgut'a dönmek için komutanlarını aradıklarını ancak beklemeleri yönündeki emir üzerine, birinci pilot Bora'nın talimatı doğrultusunda Ünal'ın bir emri olup olmadığını sormak için Yakup Yiğit'i aradığını onun da kısa süre sonra dönüş yaptığını dile getirdi.
Tam olarak hatırlamasa da Yiğit'in ya üs komutanın emriyle ya da Hava Kuvvetleri Komutanı'nın emriyle orada kalacaklarına dair bir şeyler söylemesi sonrası uçağı park edip indiklerini anlatan Sarıaltın, pilot dinlenme odasında televizyondan Akıncı Üssü'ndeki olaylardan haberdar olduklarını, bunun üzerine odadan çıkıp üzerinde atölye yazan bir binaya girdiklerini anlattı.
Olayların bittiğini öğrenene kadar burada kaldıklarını öne süren Sarıaltın, FETÖ ile de bir bağı olmadığını iddia etti.
Sarıaltın, tahliyesini ve beraatini istedi.
Tutuksuz sanık Faruk Yusufoğlu da savcının mütalaasında ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulunduğunu hatırlatarak, suçlamayı kabul etmedi ve beraat talebinde bulundu.
Tutuksuz sanık Murat Taşar da savcının hakkında beraat istediği mütalaasına katıldığını belirterek, dosyasının tefrikini istedi.
Duruşmaya öğleden sonra devam edilmek üzere ara verildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski albay Yücel Topçu, örgüt üyeliği suçlamasıyla hakkında ceza talep edildiğini belirterek, suçlamayı reddetti. Topçu, tahliyesini ve beraatini istedi.
Sanık eski yüzbaşı Münir Işık da Konya Bölge Jandarma Komutanlığında görevli olduğunu, 15 Temmuz'da amiri ve kurmay başkanı albay Mustafa Sakaoğlu'nun emri üzerine bölge komutanı tuğgeneral Timurcan Ermiş'in makam aracını Ankara'ya getirdiğini söyledi.
Astsubay Mustafa Can Mengül ile Ankara'ya geldiklerini ve aracı Anıttepe civarında astsubay Tuncay Nergiz'e teslim ettiklerini anlatan Işık, daha sonra kızkardeşinin evine gittiğini belirtti.
Işık, saat 23.00-23.30 gibi televizyondan darbe girişimini öğrendiğini, saat 00.00 civarı Konya Bölge Jandarma Komutanlığından aranıp Mustafa Sakaoğlu'nun emri doğrultusunda birliğe derhal katılmasının istendiğini ancak emri yerine getirmediğini iddia etti.
Münir Işık, aynı şekilde Mustafa Can Mengül ile de görüşüp ona da bir yere gitmemesini söylediğini aktardı.
Darbe girişiminin yaşandığı gecenin sabahı birliği aradığını ve Mustafa Sakaoğlu'nun tutuklandığını öğrendiğini belirten Işık, daha sonra da Konya'ya gittiğini kaydetti.
Ankara'da bulunduğu sürece Akıncı Üssü'ne ya da başka bir birliğe gitmediğini savunan Işık, darbe girişimine de katılmadığı iddiasında bulundu.
Işık, FETÖ ile de bir bağlantısı olmadığını öne sürerek tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
20.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Örgüt üyeliği suçlamasıyla hakkında ceza istendiğini belirten tutuksuz sanık Salih Celil Çakıcı, suçlamayı kabul etmedi.
Cep telefonunu işi gereği yanında taşımadığı ve evde bıraktığı için sabit telefonlardan yapılan aramaları kendisinin yaptığını iddia eden Çakıcı, bu aramaları da evine 3 kilometre yakındaki büfe ve iş yerlerinden gerçekleştirdiğini öne sürdü.
Çakıcı, örgütle bir bağı bulunmadığını savunarak beraatini talep etti.
Tutuklu sanık Mustafa Can Mengül de Konya Bölge Jandarma Komutanlığı'nda görevli olduğunu ve 15 Temmuz'da, kurmay başkanı albay Mustafa Sakaoğlu'nun emri üzerine bölge komutanı tuğgeneral Timurcan Ermiş'in makam aracını Ankara'ya getirdiğini söyledi.
Araç komutanının Münir Işık olduğunu anlatan Mengül, yasal emirler doğrultusunda aracı getirmekten başka bir görevi olmadığını, darbe girişimine karışmadığını iddia etti.
Hakkında örgüt üyeliği suçlaması bulunduğunu da anlatan Mengül, bu suçlamaya karşılık anne babasının evinde bulunan bir kitabın delil olarak gösterildiğini belirtti.
Konya'da yaşadığı halde aile evinde bulunan bir kitaptan suçlanmasını kabul etmeyen, kitabın da kendisine ait olmadığını savunan Mengül, Atatürkçü bir kimliğe sahip olduğunu ve bu kimliği ölene kadar koruyacağını söyledi.
Mengül, FETÖ ile bir bağı olmadığını savunarak tahliye ve beraatini istedi.
"Gören" uçağı pilotu da savunma yaptı
15 Temmuz'da Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Üssü'nden kalkıp Akıncı Üssü'ne gelen ve Ankara üzerinde de uçuş gerçekleştiren "Gören" uçağının birinci pilotu eski yüzbaşı Mehmet Teoman Kalmaz da savunmasında filo komutanının emirlerine uyduğunu söyledi.
Akıncı'ya da filo komutanının emriyle geldiğini anlatan Kalmaz, iniş yaptıklarında üs komutanıyla irtibatları olmadığını, sadece harekat komutanı ile görüştüklerini ve 141. Filo'da bekleyebileceklerini söylemesi üzerine oraya geçtiklerini ifade etti.
Kalmaz, kalkış yapmaları söylenene kadar darbe girişiminden haberdar olmadıklarını öne sürerek, kalktıktan sonra havada bir karışıklık olduğunu öğrendiklerini bildirdi.
Darbeyi bilerek uçuş yapmadıklarını iddia eden Kalmaz, Kayseri'den saat 02.00'den sonra kalkış yapan ulaştırma uçaklarının askeri radarla temas ettiklerini duyduktan sonra bu uçaklarla irtibat kurduklarını, saat 03.00'e kadar beklemelerinin ardından bu uçaklarla Malatya'ya iniş yaptıklarını aktardı.
Kalmaz, bombalama eylemini gerçekleştiren F-16'lara eşlik etmediklerini savunarak, darbe girişimine destek için keşif ve gözetleme de yapmadıklarını, istihbarat toplamadıklarını ileri sürdü.
Ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edilen Kalmaz, FETÖ'ye üye olmadığını iddia etti.
Kalmaz, suçlamaları reddederek tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmada, savunma yapan "Gören" uçağının seyrüsefer subayı sanık eski yüzbaşı Ahmet Ufuk Yener de suçlamaları kabul etmedi.
Mütalaada ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen Yener de tahliye ve beraatini talep etti.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski üsteğmen Burak Deniz, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Güvenlik Bölük Komutanlığına yeni atandığını belirtti.
Bir devre arkadaşının arayıp kırmızı alarm verildiğini bildirmesi üzerine, kışlaya gittiğini anlatan Deniz, karargaha vardığında Tümgeneral Cevat Yazgılı'ya kelepçe takılması olayının yaşanıp bitmiş olduğunu iddia etti.
Genel Sekreter Veysel Kavak'ın da Yazgılı'yı tutuklatmak istediğinin kendisine söylenmediğini savunan Deniz, darbe girişiminden haberdar olmadığını öne sürdü.
Anayasal düzeni ihlal suçuna yardım etmekten hapis cezası talep edilen sanık Deniz, suçlamaları kabul etmediği savunmasının sonunda tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
22.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Kayseri'den kalkıp Akıncı'ya gelen ve darbe girişimi gecesi uçuş yapan, 12. Hava Ulaştırma U¨s Komutanlığı 221. Filo'da görevli "Gören" uçağının ikinci pilotu sanık eski üsteğmen Mehmet Kaya, savunmasında, çağrılması üzerine üsse gittiğinde, filo komutanının test kapsamlı bir uçuş yapılacağını söylediğini ifade etti. Kaya, saat 15.58'de kalkıp, saat 16.46'da Akıncı'ya iniş yaptıklarını kaydetti.
Akıncı'da bir süre bekledikten sonra yarbay Olgun Acuce ve binbaşı Mustafa İlleez'in gelmesinin ardından saat 22.20 gibi kalkış yaptıklarını bildiren Kaya, kalkış yaparken de gerekli yerlerle temas kurulup izinlerin alındığını öne sürdü.
Kaya, kısa süre sonra "Yıldız" askeri radarının "iniş serbest" ifadesinin, bir talepleri olmadığı için yanlışlık yapıldığını ya da koordinesizlikten kaynaklandığını düşündüklerini, daha sonra Kayseri ile kurdukları temas sonrası Akıncı'nın talimatlarına uymalarının istendiğini belirtti.
Havadaki F-16 uçakları pilotlarının da göreve devam edileceğini söylediğini, bunu "Yıldız" radara ilettiklerini ve koordinesizliğin çözümü için beklediklerini savunan Kaya, daha sonra bir patlama gördüğünü, ilk önce canlı bomba eylemi olduğunu düşündüğünü öne sürdü.
TSK'nin sıkıyönetim ilan ettiğini havada bulundukları sırada öğrendiklerini iddia eden Kaya, bekleyişe geçip anayasal düzen içinde hareket ettiklerini savundu.
Kaya, Ankara üzerinde beklerken Kayseri'den kalkan ulaştırma uçakları ile temas kurduklarını, onlarla birlikte Malatya'ya iniş yaptıklarını ifade etti.
Sicil amirlerinden aldığı emirler doğrultusunda uçuş yaptığını ve bu uçuşun yasal prosedür içinde gerçekleştiğini savunan Kaya, havada bulundukları sürece darbe girişimine yönelik bir faaliyetleri bulunmadığını ileri sürdü.
Kaya, FETÖ ile bir bağı olmadığını savunarak, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya, verilen öğle arasından sonra devam edilecek.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, sanık eski tuğgeneral Murat Yalçınel savunma yaptı.
Savcılık mütalaasında hakkında sadece örgüt üyeliği suçundan ceza talep edildiğini belirten Yalçınel, darbe girişimine karışmadığına yönelik mahkeme huzurundaki önceki savunmasını kabul ettiğini söyledi.
Yalçınel, örgüte üye olduğuna dair suçlamayı kabul etmeyerek tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşmada daha sonra darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın emir subayı olan eski yüzbaşı Temel Karagöz savunma yaptı.
Karagöz, önceki ifade ve savunmalarını kabul ettiğini belirterek, 15 Temmuz'da emir subayı yıllık izinde olduğu için vekaleten yerine baktığını bildirdi.
15 Temmuz'da yaşadıklarını tekrarlayan Karagöz, Hava Kuvvetleri Komutanı'nın derdest edildikten sonra Akıncı Üssü'ne götürülüşünde hiçbir ilgisi olmadığını savundu.
Karagöz, darbe girişiminin mağduru olduğunu öne sürerek tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşmaya 25 Mart pazartesi günü devam edilecek.
25.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Darbe girişimin yaşandığı dönemde Ankara Etimesgut'ta bulunan 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanı sanık eski tuğgeneral Uğur Buldu, savunmasında isnat edilen suçlamayı reddetti.
İddia makamının hakkında örgüte üye olmaktan ceza talep ettiği Buldu, babasının Erzincan'da vefat ettiğini, bunun üzerine memleketine gittiğini ve 15 Temmuz Cuma günü cenazeyi defnettiklerini anlattı.
Annesinin, babasının vefatının yedinci gününde, İstanbul'daki evinde Kur'an okutmak ve taziyeleri kabul etmek istediğini anlatan Buldu, kendisinin de eşinin tüp bebek tedavisi görmesi ve yıllık izin almak gibi çeşitli işlerini halletmek için Ankara'ya dönmeye karar verdiğini söyledi.
Buldu, akşam saat 20.30 gibi yola çıktığını, seyir halindeyken gelen telefonlardan Ankara'da farklı bir durum olduğunu öğrendiğini anlattı.
Ankara'ya saat 05.30 gibi ulaştığını, kendisine vekalet eden İsmail Günaydın'ı arayıp bilgi aldığını, birlikte, kontrolsüz bir durum olmadığını öne süren Buldu, saat 07.00 civarında üsse gittiğini ve bağlı birlik komutanlarıyla da görüştüğünü söyledi.
Buldu, olumsuz bir olaydan bahsedilmediğini ancak üsse gece helikopterlerle Hava Harp Okulu öğrencilerinin bırakıldığını ve bir uçaklarının Akıncı'da olduğunu öğrendiğini iddia etti. Uğur Buldu, öğrencilerin neden bırakıldığının ve uçağın neden Akıncı'da olduğunun ise bilinmediğini ileri sürdü.
Personele, "kimsenin olaylara katılmaması, pistin kapalı tutulması, bütün faaliyetlerin Eskişehir'deki Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nin talimatları çerçevesinde yapılması" gibi emirler verdiğini savunan Buldu, 21 Temmuz'da gözaltına alındığını söyledi.
Buldu, 13 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklandığını belirtti.
"Benim 15 Temmuz öncesi ve 15 Temmuz'da darbeyle ilişkilendirilebilecek hiçbir eylemim olmamıştır. Ben örgüt üyesi değilim ve asla da olmayacağım." iddiasında bulunan Buldu, darbeciler tarafından hazırlanan sözde atama listesinde "göreve devam" ifadesinin bulunmasının, örgüt üyeliği için delil olarak gösterildiğini bildirdi.
Buldu, ismine rızası dışında yer verilen listeyi kendisinin hazırlamadığını, hazırlayanları da tanımadığını savundu.
Babasının defin işlemlerinin tamamlanmadan Ankara'ya hareket ettiğine yönelik iddiayı da kabul etmeyen Buldu, defin işlemlerinin saat 13.45 sıralarında bittiğini, kendisinin ise saat 20.30 gibi yola çıktığını tekrarladı.
Buldu, darbecilerle eylem ve iş birliği içinde olmadığını, böyle bir şey olsa çalıştığı üssü buna hazırlaması, emirler alıp emirler vermesi gerektiğini öne sürdü.
Aleyhindeki tanık beyanlarını da kabul etmeyen Buldu, tahliyesini ve beraatini istedi.
Sanık eski tuğgeneral Necip Yılmaz da üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Yılmaz, bir tanığın yalan beyanıyla tutuklandığını iddia ederek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski binbaşı Mustafa İlleez, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli olduğunu söyledi.
15 Temmuz'da kurmay yarbay Olgun Acuce'nin çağırıp, "Gören" uçağı için teknik destek istediğini belirten İlleez, Akıncı Üssü'ne gittiğinde de uçağın orada bulunduğuna dair bilgisinin olmadığını öne sürdü.
İlleez, üsse gittiklerinde banklarda "Gören" uçağının ekibiyle oturduklarını dile getirerek, "Benden ne talep edildiğini sordum. Onlar da bilgilerinin olmadığını söyledi. Bunun üzerine Olgun Acuce yanımızdan ayrıldı. Biz bahçede otururken Acuce gelip harekat komutanının acil bir terörle mücadele harekatı görevi olduğunu söylediğini bildirdi." dedi.
Harekat isimlerinin de "Tosun" olduğunun ifade edildiğini aktaran İlleez, "023" kuyruk numaralı uçağın sistem kabulleri yapılmadığı için "040" kuyruk numaralı uçağa bindikleri bilgisini verdi.
İlleez, Akıncı Üssü'nde yaklaşık 45 dakika kaldığını ifade ederek, "Akıncı'ya hayatımın olağan akışının bir parçası olarak gittim. Darbe yöneticisi olduğu iddia edilen hiç kimseyle 15 Temmuz öncesi ve olaylar sırasında görüşmedim. Akıncı'ya uçmak için gitmedim. Gören uçağının Akıncı Üssü'nde olduğunu dahi bilmiyordum." şeklinde savunma yaptı.
"Gören" uçağı kalkış yaparken de nerede terörle mücadele harekatı görevi yapacağını bilmediğini savunan İlleez, havalandıktan bir süre sonra koordinatların kendisine verilmesi ve sisteme giriş yapmasının ardından Gölbaşı ilçesini haritadan gördüğünü kaydetti.
Gölbaşı'nda TSK Özel Kuvvetler Komutanlığının aklına geldiğini ama buranın Özel Harekat Daire Başkanlığı olduğunu daha sonra ifade verirken öğrendiğini öne süren İlleez, kameradan baktığında burada bir ısı kaynağı gördüğünü, bölgeye roketli saldırı tarzı bir eylem düzenlendiğini düşündüğünü iddia etti.
İlleez, daha sonra Olgun Acuce'nin kokpite geçtiğini, telsizden çelişkili talimatlar verildiğini öğrendiğini belirterek, ilerleyen saatlerde Kayseri'den kalkış yapan ulaştırma uçakları ile irtibata geçerek Malatya'ya iniş yaptıklarını anlattı.
Mustafa İlleez, "Gece boyunca suç işlemedim. Darbeciler, 'Gören' uçağının kabiliyetlerinden faydalanamadı. Kanunlara ve talimatlara uygun şekilde Kayseri'den kalkan ulaştırma uçaklarıyla Malatya'ya indik." diye konuştu.
Duruşmaya yarın sanık İlleez'in savunmasıyla devam edilmek üzere ara verildi.
26.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada dün ifadesine başlayan sanık eski binbaşı Mustafa İlleez, savunmasını tamamladı.
Suçlamaları kabul etmeyen İlleez, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Daha sonra eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Plan Harekat Başkanı tuğgeneral Ercan Dursun savunma yaptı.
Dursun, hakkındaki suçlamaların tamamını reddettiğini belirterek, FETÖ mensubu olmadığını, 15 Temmuz'daki darbe girişimine hiçbir şekilde iştirak etmediğini savundu. Ercan Dursun, "FETÖ üyesi olduğum ve darbe girişimini desteklediğim iddiası tamamen hukuksuz ve mesnetsiz delillere dayanmaktadır." dedi.
15 Temmuz'da mesaideyken uçuş yasağına yönelik emrin iletildiğini, nedenini öğrenmek için Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi amiri tuğgeneral İlhan Kırtıl'ı aradığını anlatan Dursun, emri Orgeneral Hulusi Akar'ın verdiğini öğrenmesinin dışında detaylı bilgi edinemediğini söyledi.
Mesai sonrası ailesiyle bir pastanede oturduğu sırada Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın kuvvete çağırması sonrası karargaha gittiğini ve onun emrinde kaldığını iddia eden Dursun, İstanbul'da Mehmet Şanver'in düğününde bulunan Korgeneral İsmail Güneykaya ile de zaman zaman görüşmeler yaptığını söyledi.
Dursun, hiçbir kanunsuz işe bulaşmadığını savunarak, "Ben ne bir darbeciyim ne bir terörist." diye konuştu.
Darbe girişiminin planlanması ve icrasıyla ilgili bir girişime katılmadığını ileri süren Dursun, darbe faaliyetlerine iştirak ettiğine yönelik suçlamaları kabul etmediğini bildirdi.
Dursun, darbecilerin sözde atama listesinde ismine "göreve devam" şeklinde yer verildiğini, bunun da bilgisi dışında olduğunu iddia etti.
Ercan Dursun, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
27.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği Koordinasyon Şube Program Kısım Amiri olan sanık eski yarbay Ayhan Çatıkkaya savunma yaptı.
Genel Sekreter Veysel Kavak'ın terörle mücadele harekatı için ulaşılabilen F-16 pilotlarının 4. Üs 143. Filo'ya gitmelerini istediğini anlatan Çatıkkaya, binbaşı İbrahim Koçak'ın yardımıyla ulaşabildikleri pilotları arayıp üsse gitmelerini istediklerini bildirdi.
Çatıkkaya, "Ben birinci sicil amirimden emir aldım. Görevimi yerine getirdim. Devamında emir vermedim. Sadece verilen emri ilettim." dedi.
Emrin veriliş saatinin 20.45 sıraları olduğunu, bu saatte darbeye yönelik bir faaliyet bulunmadığını öne süren Çatıkkaya, aldığı emrin de kanun ve yönetmeliklere aykırı olmadığını iddia etti.
Çatıkkaya, darbe girişimi öncesi Kavak ve Koçak'ın odasında da bir toplantı yapılmadığını ileri sürdü.
Suçlamaları reddeden ve FETÖ üyesi olmadığını savunan Çatıkkaya, tahliyesi ve beraatini istedi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanı olan sanık eski tümgeneral İdris Aksoy savunma yaptı.
Aksoy, 15 Temmuz'da İngiltere'den döndüğünü ve Erdek'te kızlarının yanına gittiğini, Bandırma'daki 6. Üsse, Korgeneral Nihat Kökmen ile yaptığı görüşmenin ardından onun söylemesi üzerine geçtiğini ileri sürdü.
"Bandırma'da 01.40 ve 07.00 arası kaldım. Uçakların darbeye karışmamasına yönelik emir verdim." diyen Aksoy, darbe girişimine iştirak etmediğini savundu.
Aksoy, darbe girişimine yönelik bir toplantıya katılmadığını da ileri sürerek, o gün darbeyi bastırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.
Sözde atama listesinde adına yer verilmesine değinen Aksoy, bunun kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmediğini ve sözde atamadan haberdar olmadığını iddia etti.
FETÖ üyesi olduğuna yönelik suçlamanın da doğru olmadığını savunan Aksoy, aleyhindeki tanık ifadelerini de reddetti.
Aksoy, darbe girişimine karışmadığını ve "bekle gör" taktiği uygulamadığını ileri sürerek, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
29.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Sanık eski yüzbaşı Ali Pehlivan, savunmasında, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da Müşterek Hedef Analiz Yönetim Merkezi'nde (MUHAYM) görev yapan Pehlivan, mahrem bir abisi olmadığını savundu. Pehlivan, örgütle bir bağlantısı bulunmadığını söyledi.
Akıncı Üssü'nde ele geçirilen renkli baskı haritalarda parmak izinin çıktığına yönelik suçlamayla ilgili Pehlivan, "Tarafıma atfedilen ithamın tutar yanı bulunmamaktadır." ifadesini kullandı.
Pehlivan, bir filmde, bomba düzeneğine çift taraflı bantla parmak izi bırakıldığını, gerçeği açığa çıkartmak isteyenlerin bu parmak iziyle yetinmediğini kaydetti. Sanık Pehlivan, kendi parmak izinin kağıtlarda çıkmasına karşılık, "Başkanım, bu işte bir yanlışlık var." dedi.
Marmaris Okluk Koyu'ndaki Cumhurbaşkanlığı konutuna ilişkin Gökhan Şahin Sönmezateş'e bilgi verdiğine dair iddiayı da kabul etmeyen Pehlivan, herhangi bir yerin konum bilgisini paylaşmadığını öne sürdü.
Pehlivan, Harp Okulundaki görevi sırasında mahrem abilerinin talimatıyla FETÖ mensubu olmayan subaylara cezai işlem uyguladığı yönündeki suçlamayı da reddederek, bunun bir dedikodudan öteye geçemeyeceğini savundu.
Darbe girişimine karışmadığını, kimseye de zarar vermediğini ileri süren Pehlivan, suçlamaları kabul etmedi. Pehlivan, tahliyesi ve beraatini istedi.
Tutuksuz sanık eski teknisyen astsubay Ahmet Gökten de Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Üssü'nde görev yaptığını, emirler üzerine 15 Temmuz'da Akıncı'ya inen ikinci "Gören" uçağında bulunduğunu söyledi.
Gökten, uçağın teknik kabulleri yapılmadığı için Akıncı'dan havalanmadığını ve sonrasında öğrendikleri darbeye ilişkin de bir faaliyette bulunmadığını iddia etti.
FETÖ üyesi olmadığını savunan Gökten, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya, pazartesi günü devam edilmek üzere ara verildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 475 sanık (ilk 486) Darbe/Akıncı Hava Üssü' davası
(30 Mart 2019, 15:09)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: