Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında sözde yurtta sulh konseyi üyelerinin de yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
16.03.2019 13:50 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında sözde yurtta sulh konseyi üyelerinin de yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
11.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Esasa ilişkin savunma yapan sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski tuğgeneral Mehmet Partigöç, savunmasını belirlediği başlıklar altında yapacağını söyleyerek sözlerine başladı.
Davanın bazı sanıkları gibi savunması için görsel sunum hazırlamadığını, şiir okumayacağını, vaaz da vermeyeceğini belirten Partigöç, "Siz beni burada bir cemaat mensubu yaptınız. Biri çıkıp dese ki 'Ya hoca geç, namaz kıldır', vallahi Fatiha'yı çıkartamam, o kadar dini bilgim yok." dedi.
Partigöç, "Ben niye burada olduğumu biliyorum. 17 tane Yüksek Askeri Şura (YAŞ) dinledim, görevim YAŞ'ı dinlemekti. Ülkenin nasıl bu hale geldiğini de biliyorum." ifadelerini kullanarak, darbe girişiminden sonra itirafçı olan eski askerler Hakan Bıyık ve Halil İbrahim Yıldız'ın aleyhindeki beyanlarını kabul etmediğini söyledi.
Bıyık ve Yıldız'ın, İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato tarafından başka bir soruşturma kapsamında dinlenilmek üzere hazırlandığını ileri süren Partigöç, 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleşmesi üzerine söz konusu isimlerin darbeye ilişkin beyanlarının alındığını iddia etti.
Bıyık'ın, Adil Öksüz liderliğinde Ankara'da yapılan darbe toplantılarına katıldığını itiraf ettiğini, toplantıya katılanlar arasında kendisinin de olduğunu söylediğini aktaran Partigöç, "Hakan Bıyık 5 gün o evde kalıyor ama konseyde yok. İddia makamı ise bu ismi 38 kişilik yurtta sulh konseyi listesine dahi koymuyor." diye konuştu.
Akın Öztürk ile görüşmeleri
Olay günü Genelkurmay kışlasında silah seslerinin duyulmasının ardından dışarı çıktığını, neler olduğunu anlamaya çalıştığını belirten Partigöç, bazı sanıkların ve tanıkların ifadelerinde geçtiği gibi kimseye, "Tatbikat var." demediğini ileri sürdü.
Akın Öztürk ile görüşme yaptığına dair tespitlere ilişkin de Partigöç, 15 Temmuz akşamı Öztürk'ün korumasının kendi korumasını arayarak dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı sorduğunu, kendisinin de çevresinden duyduğu şekliyle Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü söylediğini bildirdi.
Partigöç, Öztürk ile aralarında darbeye ilişkin bir görüşmenin olmadığını öne sürdü.
Sanık eski tuğamiral Sinan Sürer'in, ataşelere darbe bildirisini kendisinin zoruyla çektirdiği yönündeki ifadelerinin de doğru olmadığını savunan Partigöç, Sürer'in söz konusu mesajı saat 21.00 sularında çektiğini, kendisi ile Sürer'in Genelkurmay yerleşkesindeki karşılaşmalarının ise saat 23.00'ten sonra olduğunu iddia etti.
Partigöç, savunmasına öğle arasından sonra devam edecek.
Darbe bildirilerinin altında imzası bulunan sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski tuğgeneral Mehmet Partigöç, duruşmanın öğleden önceki bölümünde başladığı esasa ilişkin savunmasına devam etti.
Aleyhindeki sanık ve tanık ifadelerine karşı beyanda bulunan Partigöç, sanık eski korgeneral İlhan Talu'nun olay tarihinde amiri olduğu için kendisi hakkındaki sözlerine bir şey demeyeceğini aktardı.
"Şükrediyorum ki Fetullah Gülen'i buraya getiremediniz"
Aleyhindeki suçlamalara ilişkin beyanda bulunan Partigöç, "Şükrediyorum ki Fetullah Gülen'i buraya getiremediniz. Getirseydiniz o da diyecekti ki 'Talimatı Partigöç'ten aldım.' Trump bazen verecek gibi oluyor, bunu derse ne yaparım bilmiyorum. Böyle bir korkum var." diye konuştu.
Görevi boyunca yaptığı icraatların ve projelerinin FETÖ yararına yapılmadığını, bazı projelerinin de 15 Temmuz'dan sonra faaliyete geçirildiğini ifade eden Partigöç, "Madem FETÖ'cüyüm, yaptığım işlerden birini iptal etsinler." dedi.
Partigöç savunmasına yarın da devam edecek.
12.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Dün görülen celsede esasa ilişkin savunmasına başlayan sözde yurtta sulh konseyinin üyesi eski tuğgeneral Mehmet Partigöç, savunmasını bugün de sürdürdü.
Partigöç, gözaltına alındıktan sonra odasında yapılan aramada bazı belgelerin yok edildiğini öne sürdü.
Üzerine atılı suçlamalardan çok darbe suçlaması yöneltilmeyen askerler hakkında beyanda bulunan Partigöç, 15 Temmuz'da darbeci general Semih Terzi'nin ölüm emrini vererek darbenin seyrini değiştiren Korgeneral Zekai Aksakallı, "Fetömetre" ile silahlı kuvvetlerdeki kripto FETÖ'cülerin ortaya çıkarılmasını sağlayan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı ve emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın geçmişteki bağlantılarının ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi.
Firari Adil Öksüz ile Ankara'daki bir villada darbe toplantılarına katılması hususunda da beyanda bulunan Partigöç, toplantıların yapıldığı tarihlere ilişkin villanın bulunduğu bölgedeki kamera kayıtlarının incelenmediğini, bu konuda somut delil olmadığını öne sürerek darbe toplantılarına katılmadığını savundu.
Darbe toplantılarına katılanlardan eski albay Hakan Bıyık, 15 Temmuz sonrası itirafçı olmuş ve toplantılara katılan isimler arasında Partigöç'ün de bulunduğunu kaydetmişti.
Darbe bildirisindeki imzasını reddetti
Darbe girişimine ilişkin hazırlanan iddianamede yurtta sulh konseyinin 1960 darbesindeki cuntacıları örnek aldığına dair ifadeler olduğunu aktaran Partigöç, bunun doğru olmadığını, böyle bir konseyin 15 Temmuz'dan önce oluşmadığını iddia etti.
Sanık Partigöç, 15 Temmuz'da darbe sanıkları ile sıkça görüştüğü ve Akıncı Üssündeki darbecilerle irtibat sağladığı tespitinin de doğruyu yansıtmadığını ileri sürdü.
Dönemin Polatlı'daki 58. Topçu Tugay Komutanı sanık Murat Aygün'e darbeye yönelik bir emir vermediğini savunan Partigöç, iddianamede geçen, "Gece boyunca darbe faaliyetlerine devam ettiği" tespitini kabul etmediğini dile getirdi.
Darbe bildirilerinin altında imzasının bulunduğu suçlamasını kabul etmeyen Partigöç, bildirilerin bağlı birliklere gönderilmesinden de sorumlu olmadığını öne sürdü. Mesajların çekildiği MEDAS sisteminin bulunduğu odaya giriş yetkisinin bulunmadığını iddia eden Partigöç, odaya giriş yetkisi olan personelin sorumlu tutulması gerektiğini savundu.
Partigöç, 15 Temmuz'da Genelkurmay yerleşkesinde "karargah sorumlusu" gibi hareket ettiği ve darbenin başarılı olması halinde, "Genelkurmay 2. Başkan Yardımcısı" görevini üstleneceği tespitinin de gerçek olmadığı iddiasında bulundu.
Davanın yarın görülecek celsesinde, darbe girişimi öncesi Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı olan eski kurmay albay Muhsin Kutsi Barış esasa ilişkin savunmasını yapacak.
13.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Davanın bugün görülen celsesinde, sözde yurtta sulh konseyi üyelerinden eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı kurmay albay Muhsin Kutsi Barış, esasa ilişkin savunmasına başladı.
"Darbeci değilim, terörist ve hain hiç değilim." ifadelerini kullanan Barış, konsey üyesi olduğu iddiasının da doğru olmadığını söyleyerek darbe girişiminden sonra adının konsey üyeleri arasına eklendiğini iddia etti.
Darbe girişiminin askeri kanadını oluşturan yurtta sulh konseyinde, darbe toplantılarına katıldığı belirtilen itirafçı eski askerler Hakan Bıyık ve Halil İbrahim Yıldız'ın bulunmadığını ancak kendi adının bulunduğunu aktaran Barış, sözde konseyde sivillerin de bulunabileceğini beyan etti.
Savunmasında, darbe girişimi sırasındaki faaliyetlerinden çok 15 Temmuz'a gelinen süreci anlatan ve sıkça köşe yazılarından bahseden Barış, esasa ilişkin savunmasını yapması konusunda da mahkeme başkanınca uyarıldı.
Savunmasında, FETÖ iltisakı nedeniyle ordudan ihraç edilen askerleri savunan Barış, ihraçların Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflattığı iddiasında bulundu.
Barış, savunmasına yarın da devam edecek.
14.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Esasa ilişkin savunmasına dün görülen celsede başlayan sözde yurtta sulh konseyi üyesi eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı kurmay albay Muhsin Kutsi Barış, savunmasını bugün de sürdürdü.
Barış, gözaltına alındıktan sonra ve yargılama aşamasında kendisine yönelik hak ihlalleri yapıldığını ve hukuksuzluklar olduğunu ileri sürdü.
Darbe planlamasının bir asker tarafından yapılmış olamayacağı ve başarısız olmak üzere planlandığını iddia eden Barış, 15 Temmuz'da neredeyse tamamı derdest edilen komuta kademesinin darbeye karşı önlem almadığını söyledi.
Dava dosyasında da bulunan idari tahkikat ve bilirkişi raporlarının hukuka uygun olmadığını savunan Barış, yeniden bilirkişi raporu alınması talebinde bulundu.
Savunmasında sıkça siyasilerin darbe girişimine yönelik ifadeleri ve gazete haberlerinden söz eden Barış, iki gün süren savunmasında 15 Temmuz'daki faaliyetlerine ise hiç değinmedi.
Mahkemenin tarafsız olmadığını iddia eden Barış, verilecek kararın kendisi adına bir hükmünün olmadığını belirtti.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
15.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, sözde yurtta sulh konseyi üyelerinden eski Jandarma İstihbarat Okul Komutanı kurmay albay Murat Koçyiğit, esasa ilişkin savunma yaptı.
Okul komutanı olduğu dönemde FETÖ'nün terör örgütü olduğunu ders kitaplarına eklettirdiğini, bunun için örgüt tarafından hedefe alındığını savunan Koçyiğit, FETÖ tarafından mağdur edildiğini öne sürdü.
Olay günü Akıncı Üssü'nün harekat komutanı olan sanık Ahmet Özçetin'i ziyarete gittiğini, askeri hareketlilik üzerine giriş çıkışın yasaklanması sebebiyle dışarı çıkamadığını iddia eden Koçyiğit, Akıncı'ya darbeye destek amaçlı gitmediğini ileri sürdü.
Firari Adil Öksüz liderliğinde Ankara'daki villada darbe toplantılarına katıldığına dair beyanlarla ilgili de savunma yapan Koçyiğit, telefonuna ait HTS kayıtlarının incelenmesiyle darbe toplantılarına katılmadığının ispatlandığını iddia etti.
Daha önce ByLock kullandığı tespit edilen Koçyiğit, "Gözaltına alındıktan sonra arabamdan alınan telefonda ByLock çıktığı iddiası doğru değildir." diye konuştu. Koçyiğit, ByLock kullanımına ilişkin verilerin yasalara uygun şekilde elde edilmediğini öne sürerek, programı kullanmadığını savundu.
FETÖ'nün sözde yurtta sulh konseyi üyesi olmakla suçlandığını hatırlatan Koçyiğit, soruşturmanın başında bu konuda kendisine suçlama yöneltilmediğini, sonradan bu iddianın ortaya atıldığını belirtti.
Koçyiğit, darbe toplantılarına katıldığını itiraf eden eski askerler Halil İbrahim Yıldız ve Hakan Bıyık'ın da konsey üyeleri arasında bulunmamasının çelişkili olduğunu anlatarak, konsey üyesi olmadığını savundu.
Jandarma Genel Komutanlığı, Çakırsöğüt Komando Tugayı ve Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezince olay günü hazırlanan ceridelerde kendisini suçlu gösterebilecek ifadeler yer almadığını savunan Koçyiğit, darbeye ilişkin kimseye emir vermediğini iddia etti.
Davanın görülmesine pazartesi günü Koçyiğit'in savunmasıyla devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-03 Mart (2017) 'Ankara 224 sanık (ilk 221) Darbe Ana Yap. (G.kurmay-Çatı)' davası
(16 Mart 2019, 13:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: