Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlerle ilgili 142 kişinin yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.
16.03.2019 13:32 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlerle ilgili 142 kişinin yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.
04.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tanıklar, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlantı kurulan tanıklardan Değercan Değer, 15 Temmuz'da yaklaşık 10 aylık asker olduğunu, hazır kıtaya geçtiklerinde bütün bölüklerin toplanmış olduğunu gördüğünü söyledi.
"Hükümete el konulmuştur diyen albay Yunanistan'a kaçtı"
Değer, "Oraya gittiğimizde ne olacak diye bekliyorduk. İsimlikleri çıkartmışlardı. Bir albay geldi ve 'Türk Silahlı Kuvvetleri, hükümete el koydu.' dedi. O albayın yanında tanıdık hiçbir komutanımız yoktu. Yanındaki bütün rütbeliler yabancı idi. 'Hükümete el konulmuştur.' diyen albayın daha sonra televizyonda Yunanistan'a kaçtığını gördüm." ifadelerini kullandı.
Darbeci albayın yanındakilere "2-3 tane kalıplı asker seçin." demesi üzerine kendisi ve devresi bir askerin daha seçildiğini belirten Değer, nöbet yerine götürüldüklerini anlattı.
"Cephaneliğin kilidini kırdılar"
Nöbet yerinde 5 saat bekletildiklerini kaydeden Değer, "Tuvalet izni için ısrar ettik ve nöbet yerinden ayrıldık. Bu sırada aşağıya inerken onları gördük, cephaneliğin kilidini kırdılar ellerindeki aletlerle. Silahları toplamışlardı." diye konuştu.
Tanıklardan Sercan Sarısoy da askerliğini ulaştırma bölüğünde şoför olarak yaptığını söyledi.
Sarısoy, "Akşam paşamı aldım ve lojmanlara geçerek evine bıraktım, sonra birliğime geri döndüm. İki kez içtima anonsu yapıldı. İkinci anons yapıldığında içtima için alaya geçtim. İsimliği olmayan bir komutan bize bağıra bağıra 'Yeni grup komutanınız benim. Gidişatın olumsuzluğundan dolayı askeriye yönetime el koymuştur.' dedi." beyanında bulundu.
Daha sonra darbeci komutanların toplanarak her bölükten asker istediğini anlatan Sarısoy, jetlerin havalandığını ve askerlerin tedirgin olduğunu ifade etti.
"Silah odasını kilitledik"
Kendi bölüklerinden asker göndermeyeceklerini ilettikleri halde darbeci askerlerin bir kişi de olsa verilmesini istediğini, bunun üzerine en üst devre olan bir askeri verdiklerini dile getiren Sarısoy, Kara Kuvvetleri Komutanlığında her tarafta gezen sırt çantalı askerler bulunduğunu, çantalarının bir tarafında da kelepçeler olduğunu belirtti.
Sarısoy, ilerleyen saatlerde yaşananlara ilişkin şunları kaydetti:
"Saat 23.00'e geliyordu. Bir tane binbaşı gelip araç set amirliğine el koyduğunu söyleyerek, 'Benden izinsiz hiçbir araç dışarı çıkmayacak, emrim dışında kimse hareket etmeyecek.' dedi. Takım komutanımız Üsteğmen Süleyman geldi ve 'Kimseye güvenmeyin, buraya birisi gelirse silah vermeyin.' dedi ve silah odasını kilitledik."
Sarısoy, araç sevk amirliğine telefon geldiğini ve iki şoför istendiğini belirterek, talep edilen şoförlerin sözde yurtta sulh konseyi üyesi eski tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun resmi ve sivil araçlarına verildiğini anlattı.
Öte yandan, sanıklardan Erhan Caha reddihakim talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanığın taleplerini belirtilen süre içinde iletmemesi ve duruşmayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddihakim isteğini reddetti.
Duruşmaya öğleden sonra devam edilmek üzere ara verildi.
05.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra taraf avukatları katıldı.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde er olarak vatani görevini yerine getiren T.A, SEGBİS vasıtasıyla tanık beyanında bulundu.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi 6 aylık asker olduğunu belirten T.A, nöbet tuttuğu sırada 7 No'lu karargah kapısından 21.00 gibi iki subayın giriş yaptığını söyledi. T.A, subayların askeri kamuflaj giydiğini ancak sakallı olmalarının dikkatini çektiğini belirtti.
T.A, "Gelen o iki subay hiçbir şey demeden içeri girdi. Dümdüz yürüyüp, ikinci soldan yukarı çıktı. Daha sonra generali elleri kelepçeli, ağzı bağlı bir şekilde dışarı çıkardılar. Bize güvenlik subayı albay 'herkes nizamiye giriş kapısına gidecek, orada toplanacak' dedi. General haricinde iki, üç kişinin daha ağzı bantlı, elleri kelepçeliydi. Onlar da giriş kapısında bekletiliyordu, sırayla dışarı çıkartılıyorlardı." ifadelerini kullandı.
Kimsenin neler olup bittiğini bilmediğini aktaran T.A, ilerleyen dakikalarda jetlerin sesini duyduğunu belirtti.
Daha sonra erlerin koğuşlara gönderildiğini kaydeden T.A, "Bir komutan geldi koğuşa, silahlı idi ve savaşa gider gibi giyinmişti. Üzerinde hücum yeleği, silah ve cephane vardı. Sert bir şekilde, 'herkes koğuştan çıkacak' dedi. Biz de aşağıya indik, içtima aldılar sonra 'herkes serbest' dediler." diye konuştu.
Sabah saatlerinde bir arkadaşına ilaç lazım olduğunu belirten T.A, başlarında bulunan ancak kim olduğunu bilmediği bir komutandan ilaç alıp gelmek için izin istediğini ancak onun izin vermediğini söyledi.
T.A, sabah olduğunda nöbet yerine çağrıldığını, gittiğinde her yeri dağınık gördüğünü bildirdi.
"Toplantılarda görev yaptığımız birliklerle ilgili bilgi isteniyordu"
Tanık Orhan Yılmaz ise FETÖ ile 9 yaşında tanıştığını, ilerleyen yıllarda TSK'ya girdiğini anlattı. Yılmaz, 1998-2006 yılları arasında İstanbul'da "Ahmet" ve "Veli", Ankara'da iken "Cuma" kod adlı örgüt üyesinin kendilerinden sorumlu olduğunu belirtti.
Duruşmanın sanıklarından Mehmet Kalkan hakkında da beyanda bulunan Yılmaz, şunları anlattı:
"Kalkan'ı ilk olarak İstanbul'da görevliyken görmüştüm. Kalkan ve ben, 'Ahmet' kod adlı şahsın evine periyodik olarak giriyorduk. Sadece Kalkan ve ben katılıyordum bu toplantılara. O zamanlar Fetullah Gülen'in kitaplarını okuyor, kasetlerini dinliyorduk. İstanbul'da Kalkan'la katıldığımız toplantılar 5-6 ay kadar sürdü. Onun rütbesi de o zaman üsteğmendi. Toplantılarda görev yaptığımız birliklerle ilgili bilgi isteniyordu. Bu tür konular tek tek soruluyordu. Ankara'da bizden sorumlu olan ise 'Cuma' kod adlı şahıs idi. Kalkan'ı Ankara'da sadece üç dört kez gördüm."
15 Temmuz'da er olarak vatani görevini yapan S.B. de tanıklık yaptığı duruşmada, "Nöbete hazırlanıyordum. Koğuş nöbetçisi gelerek dışarı çıkmamızı, alayın toplandığını söyledi. Bir albay çıkıp 'TSK yönetime el koydu, alayın bütün emir komutası bende' dedi. İçtimadaki herkes bunu duydu." dedi.
Daha sonra nöbet yerine gittiğini söyleyen S.B, Eskişehir yolu üzerinde kamuflajlı askerleri gördüğünü ifade etti. Gece saatlerinde bir albay, bir üsteğmen ve bir de kıdemli başçavuşun yanına geldiğini belirten S.B, bu şahısların rütbelerinin ve ellerinde silahlarının olduğunu ancak isimliklerinin bulunmadığını söyledi.
Diğer tanık beyanlarının ardından duruşmaya yarına kadar ara verildi.
07.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra taraf avukatları ile izleyiciler katıldı.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk değerlendirmesini yaptı. İddia makamının tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını talep ettiği mütalaasının ardından müşteki avukatları da tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Daha sonra sanıklar ve avukatları tahliyeye yönelik taleplerini iletti.
Verilen müzakere arasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Duruşmaya, yarın tanık beyanlarıyla devam edilmek üzere ara verildi.
08.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra taraf avukatları ile izleyiciler katıldı.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk değerlendirmesini yaptı. İddia makamının tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını talep ettiği mütalaasının ardından müşteki avukatları da tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Daha sonra sanıklar ve avukatları tahliyeye yönelik taleplerini iletti.
Verilen müzakere arasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
12.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'ncu Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığında piyade er olarak görev yapan tanık İ.S, SEGBİS ile duruşmaya katıldı.
Tanık İ.S, 15 Temmuz'da saat 20.30-22.30'da 11 No'lu kulenin nöbetçisi olduğunu ifade etti. Akşam 21.30 sularında kule telsizinden grup destek kıtalarının acil toplanması şeklinde kodsuz anons geçildiğini belirten İ.S, saat 23.30'da nöbetin kendisinden devralındığını söyledi.
İçtimaya gittiğinde yanındaki arkadaşlarının bir albayın kendini yeni grup komutanı olarak tanıttığını ve askeriyenin yönetime el koyduğunu söylediğini aktaran İ.S, bunun üzerine darbe girişiminden haberdar olduklarını kaydetti.
O gece alayda tanımadıkları komutanların olduğunu ve darbecilerin erlerin silahlarını aldıklarını beyan eden İ.S, ilerleyen saatlerde darbeci komutanlardan birinin gelerek konuşma yaptığını söyledi.
Tanık İ.S, "Komutan bize, 'Askeri darbe olmuştur. Bu olay bizim namusumuzdur. Karşıdaki demir parmaklıklarda polis ya da sivil görürseniz, size emir verildiğinde ateş edeceksiniz.' dedi. Ben de yanımdaki arkadaşıma, 'Neden polise ya da vatandaşa ateş edelim ki?' diye sordum. Daha sonra bizi beşerli gruplara bölüp her komutana 5 asker verdiler." beyanında bulundu.
Darbe girişimi sırasında kışlaya helikopterlere silah ve mühimmat yüklendiğini anlatan İ.S, darbe girişiminin başarısız olmasından sonra ise darbecilerin kaçmaya başladığını ifade etti.
Tanık İ.S, "Sabah saat 06.00 civarı komutanlar silahları bırakıp kaçmaya başladı. Başımızda hiç komutan kalmadı." dedi.
"Özel harekatçıları bekliyoruz"
15 Temmuz'da vatani görevini yapan er S.A.A, SEGBİS vasıtasıyla duruşmaya tanık olarak katıldı.
S.A.A, darbe girişimi günü saat 21.00'de arkadaşlarıyla çardakta oturdukları sırada Özbek garajında toplanılması emri geldiğini söyledi. Özbek garajında bütün alayın toplandığını gördüğünü belirten S.A.A, albay rütbesindeki Hasan isimli komutanın TSK'nın yönetime el koyduğunu söylediğini aktardı.
Birliğinden kantin bölgesine götürülürken bazı darbecilerin cephaneliğin kapısını kırmaya çalıştığını gördüğünü dile getiren S.A.A, bir süre sonra kendilerine nöbet tutulması görevi verildiğini anlattı. S.A.A, kışlaya çok sayıda askeri personelin giriş yaptığını belirtti.
Nöbet tutarken başlarında bir üstsubayın olduğunu söyleyen tanık S.A.A, "(Bu durum nedir?) diye sordum. Üstsubay da 'Özel harekatçıları bekliyoruz.' dedi. Ben de bunun üzerine, 'Özel harekatçılar bizim kardeşimiz değil mi?' dedim. Üstsubay da, 'Hayır onlar özel harekatçı kılığına girmiş provokatörler.' dedi. O sırada bir helikopter iniş yaptı ve mühimmat yüklendi." ifadesini kullandı.
Darbeciler eri rehin almış
15 Temmuz günü muhafız taburunda birinci nizamiyede er olarak görevli olan H.G, tanık olarak duruşmaya katıldı.
Darbe girişimi gecesi nöbetçi olduğunu belirten H.G, "Akşam 17.00 gibi görevi devraldım. Araç kontrolü yapıyordum o sırada iki üsteğmen bana doğru koşmaya başladı ve sert bir şekilde 'Kapıları kapat.' diye iki kere bağırdı." diye konuştu.
Darbeci komutanların birbirine "tertip" diye hitap ettiklerini söyleyen H.G, kapıları açıp kapatan kumandaların kendisinden alındığını söyledi. Kendisinin bir kulübeye götürüldüğünü kaydeden H.G, görev yerini terk edemeyeceğini söylemesi üzerine, üsteğmenin kendisine bağırarak orada durması emrini verdiğini aktardı. H.G, darbecilerin kumandaları kendisinden aldıktan sonra içeriye kimleri aldıklarını ise bilmediklerini söyledi.
Tanık H.G, "15 dakika kulübede bekletildikten sonra başka bir üsteğmen geldi ve beni temizlik malzemelerini koyduğumuz depoya kilitledi. Yaklaşık 2 saat sonra, beni içeriye kilitleyen üsteğmen tekrar geldi ve dışarıya çıkarttı. Sonra nizamiyeye aldılar bizi." beyanında bulundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-10 Nisan (2017) 'Ankara 142 sanık (ilk 150) Darbe/Kara Kuvvetleri Kom.' davası
(16 Mart 2019, 13:32)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: