İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin yargılanan eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 76 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
02.02.2019 21:00 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin yargılanan eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 76 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
21.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısında bulunan binada yapılan duruşmada, bazı tanıklar dinlenildi.
Tanık Ali Osman eski subay olduğunu, şu anda özel sektörde çalıştığını, davanın sanıklarından eski Yüzbaşı Özkan Özen ile askeri lise ve harp okulunu beraber okuduklarını söyledi.
Ortaokulun sonlarında tanıştıklarını ve FETÖ'ye ait evlerde ders çalıştıklarını kaydeden Osman, "2004 yılından sonra kendisini hiç görmedim. Öncesinde birlikte bu yapıya ait evlerde beraber ders çalıştığımız oldu. Askeri lisede okuduğumuz zaman İzmir'de, harp okulunda okuduğumuz zaman da Ankara'da bu yapıya ait evlerde buluştuğumuz oldu. Çok fazla gitmedik, 3-4 defa gittik. Bu evlerde bizlere 'Oruç tutmayın' şeklinde telkinlerde bulunuyorlardı." diye konuştu.
Sanık Özen ise tanığı tanıdığını, ancak iddiaları kabul etmediğini, tanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığını ve sadece kendisinin ismini vermesi nedeniyle sanığa güvenilemeyeceğini iddia etti.
Tanık Astsubay Oğuz Kılıç da darbe girişiminde Sabiha Gökçen Havalimanı'nda uzman çavuş olarak görev yaptığını söyledi.
Gündüz saatlerinde makam inişinin olduğunu belirten Kılıç, "Makam inişlerinde bizim asker sayımız az olduğu için Alemdağ'dan bir tim daha geliyordu. Normalde iniş gerçekleştikten sonra tim birliğine geri dönerdi. Akşam tekrar faaliyet olacağı belirtilerek, tim bekletildi. Silahlara bakım yapıldı. Çelik yelek ve çelik başlıkların bekletilmesi söylendi. Devlet büyüklerimizin geleceğini söylendi. Daha önce devlet büyükleri kullandı bu havalimanını ama daha önce böyle bir talimat olmamıştı." ifadelerini kullandı.
Tanık Serdar Şahiner de sanıklardan Astsubay Bekir Çakmak'ı tanıdığını, birlikte FETÖ'ye ait bazı evlere gittiklerini, kendilerine farklı isimler verildiğini söyledi.
Sanık Çakmak ise tanığın beyanlarını reddettiğini dile getirdi.
"Tank girerse havalimanı düşer"
Tanık Erdal Özkan da 15 Temmuz darbe girişiminde Sabiha Gökçen Havalimanı'nda er olarak görev yaptığını ifade etti.
Havalimanında 2016 Şubat'ta göreve başladığını aktaran Özkan, şunları kaydetti:
"Askerlik sürem boyunca sadece 15 Temmuz'da G3 piyade tüfeği temizliğini yaptık. Çelik yeleklerin sadece o gün yıkandığını gördüm. Akşam 19.00-20.00 sıralarında sıkıyönetim olduğu söylendi. Tanımadığımız 7-8 rütbeli asker vardı. Daha önce görmediğim bu rütbelilerde çelik yelek ve silah vardı. Bizden silahlığa inip mermi basmamızı söylediler. Yaklaşık 150-200 mermi bastık. Bir rütbelinin telefon konuşmasına şahit oldum. 'Komutanım tank girerse havalimanı düşer. Tankların vatandaşlarının arasından geçerek havalimanına girmesi lazım.' şeklinde telefonda görüşmesi oldu."
Bazı tanıklar da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin sanıklarla ilgili beyanda bulundu.
Duruşma, tanıkların dinlenilmesine devam edilmek üzere yarına ertelendi.
22.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısında bulunan binada yapılan duruşmada, bazı tanıklar dinlenildi.
Tanık Özgür Beşli sanıklardan eski üsteğmen Mehmet Ali Yaşar ile aynı dönem İzmir ve Ankara'da subaylık kursu gördüklerini söyledi.
Kursların 2009-2010'da olduğunu ifade eden Beşli, "Ben Kars'ta görev yaparken 2009 yılında, sözde abi dediğimiz şahısla görüştüm. Evde bir muhabbet esnasında Mehmet Ali Yaşar'ın da subaylık sınavını kazandığını söyledi. İzmir'e giderken birlikte gidebileceğimizi söyledi bu FETÖ'ye ait şahıs. Mehmet Ali sonrasında FETÖ'ye ait olduğunu değerlendirdiğim, Ankara'da bir ev tuttu. Sivil giyimli kişiler görüyordum, beni de çağırdı ama fazla gitmedim." diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen eski Arnavutköy İlçe Jandarma Komutanı emekli binbaşı Faruk Kılıç ise darbe girişimi sırasında ailesiyle sinemaya olduğunu, filmin arasında gelen mesajlarda kalkışma olduğunu öğrendiğini ve ilçe komutanlığına gittiğini söyledi.
Komutanlığa gittiğinde, nöbetçi subayları arayarak dışarıdaki araçların ve birliklerin geri dönmelerini istediğini anlatan Kılıç, "Bölüğe geldikten sonrada emniyeti aldım. Bizde yoklama almayı ve haberleri seyretmeye başladık. Sanıklardan Müştak uzman aradı ve görevde olduğunu söyledi. Nerede görevli olduğunu sorduğumda Mahmutbey Gişeler olduğunu söyledi. Hemen geri dönmesini istedim. Teğmen Müjdat Aybey'in (tutuklu sanık) kendisine görev olduğunu söyleyerek gişelere götürdüğünü söyledi. Müjdat teğmenin gelmemesi durumunda ne yapacağını sordu. Gelmezse onu bırak dedim." ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Müjdat Aybek'in Hadımköy lojmanlarda indiğini belirten Kılıç, "Uzman çavuş Müştak gelmişti sadece bölüğe. Müjdat teğmen ise 03.00 sıralarında ancak geldi. İdari tahkikat heyetiyle bunu karşımıza aldık. Telefonla kendisini birisinin görev adı altında aradığını iddia etti. Bunu bana niye söylemediğini sordum. Devrelerinden birinin şaka yaptığını zannettiğini söyledi. Şaka yapıyorsa yanına niye uzman çavuşu ve malzemeleri olduğunu sordum. ya gerçekse diye aldığını söyledi bu sefer. Beni hat düşmediği için arayamadığını söylüyor. Ama o sırada bütün devreleriyle konuşmuş." şeklinde beyanda bulundu.
Sanık teğmende "arama kaydı silme" hastalığı
Tutuklu sanık eski yarbay Nurettin Çakmak'ı aradığını ve teğmenlerden birinin dışarıda olduğunu söylediğini ifade eden Kılıç, beyanlarına şöyle devam etti:
"Bana, bildiğini ve teğmene kızdığını söyledi. Böyle deyince benim nevrim döndü. Teğmeni göreve Çakmak'ın çağırdığını tahmin ettim. Normalde bir bağları yok, çünkü kendi personeli değil. Bunun da aynı gruptan olduğunu anladım. Müjdat'a telefonu vermesini ve arayan numaraya bakacağımızı söyledim. Kimin aradığını, kimin çağırdığını kontrol etmek istedim. Bana 'Komutanım bende hastalık var, ben telefonlarımı durmadan siliyorum. Her 15 dakikada bir arama kayıtlarını siliyorum' dedi. Whatsapp, arama kayıtları ve mesajları temizdi. Telefonu temizlemiş gelmiş. Bazen cezai işlemi uyguluyorlar. Bunların hepsini saklıyormuş. Ama darbe girişimi gecesi bana temizlik hastalığı olduğunu söyledi."
Sanık Aybey ise eşinin telefonunda ölü fotoğrafları ve cinsel içerikli fotoğraflar gördüğünü, bu nedenle telefonda silme işlemini alışkanlık haline getirdiğini iddia etti.
Tanık olarak beyanda bulunan bazı kişiler de sanıklara ilişkin beyanda bulundu.
Duruşma tanık beyanlarına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
23.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısında bulunan binada yapılan duruşmada, mahkeme heyeti gelen evrakı okudu.
Okunan belgeler arasında 15 sanığın "operasyonel hat" olarak farklı bir hat kullandığına dair evrak da yer aldı. Bu belge hakkında beyanları sorulan 15 sanık, bu hatlarla ilgili herhangi bir suç eyleminde bulunmadıklarını, hatları görevler kapsamında kullandıklarını iddia etti.
Mahkeme heyeti, sanıklara talimatla ifadeleri alınan bazı tanıkların beyanlarını da tebliğ etti. Sanıklar tanık beyanlardaki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini ve tanıkların ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını savundu.
Duruşma, mahkeme heyetine gelen belgelerin okunması ve delillerin tartışılmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
24.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinin karşısında bulunan binada yapılan duruşmada, mahkeme heyeti gelen evrakı okudu.
15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul İl Jandarma Komutanlığına giriş ve çıkış yapan sanıkların adları okundu. Sanıklar beyanlarında girdikleri saatleri doğruladı.
Bazı sanıkların birlikleri tarafından yapılan idari tahkikat soruşturmalarında evde ve lojmanda olduklarını beyan ettikleri, ancak bazı sanıkların beyan ettikleri saatlerde İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, bazı sanıkların ise Sabiha Gökçen Havalimanında olduğunun tespit edildiği de mahkeme heyeti tarafından sanıklara tebliğ edildi.
Sanıklar, idari tahkikat yapan heyete güvenmedikleri için yalan ifade verdiklerini iddia etti.
Bylock kullanıcısı olduğu tespit edilen bazı sanıklar da programı kullanmadıklarını, bir hatadan dolayı böyle bir durum söz konusu olabileceğini savundu.
Duruşma, mahkeme heyetine gelen belgelerin okunması ve delillerin tartışılmasına devam edilmek üzere 28 Ocak'a ertelendi.
28.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinin karşısında bulunan binada yapılan duruşmada, mahkeme heyeti gelen evrakı okudu.
Sanıklar 15 ve 16 Temmuz'da yaptıkları telefon görüşmeleri ve mesajlara ilişkin beyanda bulundu. Suç içerikli arama ve mesajlarının bulunmadıklarını savunan sanıklar suçlamaları reddetti.
Tutuklu sanık Sercan darbe girişimi sırasında tankın içinden çıkan ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı ile olan telefon görüşmelerine ilişkin, "Ben Mithat Aynacı'yı tanımam. Sekreterim güvenlik şube müdürünün aradığını söyledi. Bana birkaç soru sordu ve ben de kim olduğunu sordum. O da bana kimliğini söyledi. Herhangi bir suç içerecek konuşma yapmadık" şeklinde beyanda bulundu.
Tanık beyanlarına karşı söz alan sanıklardan bazıları da aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, tanık beyanlarını katılmadıklarını dile getirdi.
Bylock kullanıcısı olduğu tespit edilen bazı sanıklar da programı kullanmadıklarını, bir hatadan dolayı böyle bir durumun söz konusu olabileceğini savundu.
Duruşma, mahkeme heyetine gelen belgelerin okunması ve delillerin tartışılmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
29.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinin karşısında bulunan binada yapılan duruşmada, mahkeme heyeti gelen evrakı okudu.
Sanıkların 15 ve 16 Temmuz'daki telefon görüşmelerini içeren HTS kayıtlarına ilişkin uzman bilirkişi raporunda, sanıkların kimlerle görüştükleri açıklandı.
Söz verilen sanıklar konuşma içeriklerinde darbe girişimine ilişkin ifadelerinin olmadığını savunarak, suçlamaları reddetti.
Talimatla alınan bazı tanık beyanları da üye hakim tarafından okundu. Sanıklar tanık beyanlarındaki aleyhe hususları kabul etmediklerini söyledi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, müşteki avukatlarına kovuşturmanın genişletilmesi yönünde herhangi bir taleplerinin olup olmadığını sordu.
Müşteki avukatları herhangi bir taleplerinin olmadığını belirterek, dosyanın esas hakkındaki mütalaa için savcılığa verilmesini istedi.
Duruşma, sanıkların ve avukatlarının taleplerinin alınması için yarına ertelendi.
30.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinin karşısındaki binada yapılan duruşmada, cumhuriyet savcısının, 55 jandarma personelinin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istemesinin ardından, sanıklar ve avukatlarının talepleri alındı.
Tutuklu sanıklar, suça karışmadıklarını iddia ederek tahliyelerini ve esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için süre istedi.
Sanık avukatları da tahliye ve süre talebinde bulundu.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, mevcut delil durumu, tutuklulukta geçirdiği süre gibi gerekçelerle bir tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi.
Tutuklu 37 sanığın bu hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, sanıkların esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre vererek, duruşmayı 8 Nisan'a erteledi.
Mütalaadan
Cumhuriyet savcısı Arif Kaplan, 174 sayfalık esas hakkındaki mütalaasında, eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 55 sanığın, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, 7,5 yıldan 15'er yıla hapisle cezalandırılmasını istedi.
Kaplan, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan cezalandırılmasını öngördüğü 4 sanık için ayrıca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını, 9 sanığın ise üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyetlerinin değişme ihtimali, dijital verilerin henüz tamamlanmamış olması, incelemelerin uzun sürebileceği gerekçeleriyle dosyalarının ayrılarak farklı bir esasa kaydedilmesini talep etti.
Son duruşmalarda, sivil 16 sanığın dosyası ayrılarak, 92 olan sanık sayısı 76'ya düşmüştü.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Gürcan Sercan ve yardımcılarının bulunduğu 73 jandarma personelinin darbe girişimi akşamı yaptığı faaliyetler anlatılıyor.
İddianamede, aralarında FETÖ'nün jandarma yapılanmasının sözde "manevi abisi" Şemsi Zafer Yalçın ile sözde "Marmara Bölge Temsilcisi" Nihat Keskin'in de bulunduğu 19 sanığın, örgütteki yerleri ve jandarmayla ilişkilerine vurgu yapılıyor.
Darbe girişimi günü Harp Akademilerinden subayların İl Jandarma Komutanlığı'na gelerek Albay Gürcan Sercan ve yardımcısı Yarbay Birol Abbas'la görüştükleri, sanıkların darbe girişimine hazırlık olarak değerlendirilen bu faaliyetlerini "tez çalışması" şeklinde adlandırarak gizledikleri belirtilen iddianamede, İl Jandarma Komutanlığındaki kamera kayıtlarının bulunduğu 2 harddiski teslim alan Sercan'ın bunları sanık Albay Haydar Yalın'a verdiği ve bu görüntüleri birlikte imha ettiklerinin değerlendirildiği aktarılıyor.
İddianamede, Sercan'ın darbe girişimi gecesi gittiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden kendisine tahsis edilen botla ayrıldığı, dönemin İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın bot talebinin ise yerine getirilmediği anlatılıyor.
İstenen cezalar
İddianamede, aralarında Sercan ve yardımcılarının da bulunduğu albay, yarbay, yüzbaşı, üsteğmen, astsubay ve uzman çavuş rütbesindeki 73 sanığın "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan da 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Aralarında terör örgütünün "manevi abisi" Şemsi Zafer Yalçın ve "Marmara Bölge Temsilcisi" Nihat Keskin'in de bulunduğu sözde "abi" konumundaki 12 sanığın da aynı suçlardan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, bu sanıkların "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.
İddianamede, örgütün sözde "abi"lerinden 5 kişi hakkında "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 22,5 yıla kadar, 2 sanık hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Paralel yapı-04 Temmuz (2017) 'İstanbul 92 (76+12) sanık Jandarma Yapılanması/Darbeye destek' davası
(02 Şubat 2019, 21:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: