İstanbul'da, Ergenekon davası hakim ve savcıları hakkında açılan davaya devam edildi. Mahkeme Başkanı Metiner, eski hakimlerden sanık Hüsnü Çalmuk'u davayı oyaladığı gerekçesiyle uyardı.
03.02.2019 18:29 İstanbul'da, Ergenekon davası hakim ve savcıları hakkında açılan davaya devam edildi. Mahkeme Başkanı Metiner, eski hakimlerden sanık Hüsnü Çalmuk’u davayı oyaladığı gerekçesiyle uyardı.
28 Ocak'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde görülen 6. duruşmada eski hakimler Hasan Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Ercan Fırat, Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve eski savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ile Mehmet Murat Dalkuş’un yargılanmasına devam edildi.
Daha önceki duruşmalara SEGBİS sistemiyle katılan tutuklu sanıklardan Hüsnü Çalmuk, Mehmet Ali Pekgüzel, Hasan Hüseyin Özese ve Fatih Mehmet Uslu bu kez duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmanın başında mahkeme başkanı Haydar Metiner davaya gelen belgeleri okudu.
Davaya katılma taleplerine ilişkin görüşü sorulan sanıklardan Hasan Hüseyin Özese, kapatılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin yasalara göre kurulduğunu belirterek, "Ergenekon davasına bakan mahkeme heyeti yasalara uygun şekilde görevlendirilmiştir. Deliller hukuka uygun olarak toplanmıştır. Ergenekon davası halen derdesttir. Olası bir zarar söz konusu değildir. Yargılama Türkiye Cumhuriyeti adına yapılmıştır. Dosyadaki hukuki delillere göre karar verilmiştir" iddiasında bulundu.
MAHKEME BAŞKANI: HER DEFASINDA OYALIYORSUNUZ
Bir diğer tutuklu sanık Hüsnü Çalmuk da duruşmada tanığının hazır olduğunu kaydederek dinlenilmesini talep etti. Mahkeme başkanı Haydar Metiner ise Çalmuk'a katılma taleplerine ilişkin söz verdiğini belirterek, "Bu konuda beyanda bulunun. Her defasında oyalıyorsunuz" diye tepki gösterdi. Daha sonra konuşmasına devam eden Çalmuk, Ergenekon davasının halen devam ettiğini kaydederek katılma taleplerinin reddini istedi. Tutuklu sanıklardan Mehmet Ali Pekgüzel ise hangi kişinin hangi eylemden dolayı katılma talebinde bulunduğuna ilişkin bir beyan okunmadığını belirterek, katılma taleplerinin reddini istedi.
HERHANGİ BİR MAĞDURİYET YOKMUŞ
Sanıklardan Fatih Mehmet Uslu da diğer sanıkların ifadelerine benzer şeyler söyleyerek, "Kim ne şekilde nasıl mağdur olmuş bunun sorulması gerekir. Biz kimin ne dediğini bilemiyoruz. Katılan sıfatı alınabilmesi için kişinin suçtan doğrudan zarar görmesi gerekir. Şikayetçilerin hangi suçtan dolayı mağdur olduklarının tespitinden sonra katılma taleplerine ilişkin karar verilmeli. Herhangi bir mağduriyetin de söz konusu olmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanı Haydar Metiner de suçtan zarar görme konusunda 2 temel ilke olduğunu bunlardan birinin de psikolojik olarak yıpranmanın yer aldığını kaydederek bu ilkeler doğrultusunda aralarında Mehmet Zekeriya Öztürk'ün de bulunduğu bazı katılma taleplerinin kabul edildiğini açıkladı.
SAVUNMA İÇİN SÜRE İSTEDİLER
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanıklar savunma yapmak için süre istedi. Tutuksuz sanıklardan Ercan Fırat eksiklerinin olduğunu gerekçe göstererek daha sonra savunma yapmak istediğini söyledi. Tutuklu sanıklardan Fatih Mehmet Uslu, savunma yapmak için hazırlanmasının mümkün olmadığını öne sürdü.
CEZAEVİNDE DAHA FAZLA BİLGİSAYAR KULLANMA TALEBİ
Bir diğer tutuklu sanık Mehmet Ali Pekgüzel de kendisine belgeler gönderildikten sonra 1 kez bilgisayar kullandığını kaydederek savunma yapmak için süre istedi. Hüsnü Çalmuk da benzer talepte bulunarak cezaevinde daha fazla bilgisayar kullanması yönünde mahkemenin yazı yazmasını istedi. Diğer sanık Hasan Hüseyin Özese ise gönderilen belgeleri inceleme fırsatı bulamadığını bildirerek sonraki duruşmalarda savunma yapmak istediğini ifade etti.
HÜSNÜ ÇALMUK ZEYNEP KÜÇÜK'Ü TANIK OLARAK DİNLETMEK İSTEDİ
Duruşmada daha sonra Murat Kaplan şikayetçi sıfatıyla beyanlarda bulundu. 19 yaşında adını duymadığı bir örgütün üyesi olarak tutuklandığını kaydeden Kaplan, "Gençliğimi bitirdi bu sanıklar. Darbeden önce bir dilekçe yazmıştım. Bu nedenle cezaevinde hücreye atıldım. Darbe olsaydı bana hücrede ne yapacaklardı bilmiyorum. Bütün sanıklardan şikayetçiyim. Hem bu dünyada hem de diğer dünyada hakkımı helal etmiyorum bu kişilere. Davaya katılma talebinde bulunuyorum" ifadelerini kullandı. Katılma talebine ilişkin görüşü sorulan sanıklardan Hüsnü Çalmuk, Avukat Zeynep Küçük'ün tanık olarak dinlenmesini istedi. Mahkeme başkanı Haydar Metiner ise hangi konuda tanık dinlenilmesi istendiğinin dilekçeyle mahkemeye bildirilmesini istedi.
'SİLİVRİ CEPHESİNDE SAVAŞMIŞ KEMALİST BİR TÜRK KADINI OLARAK BURADAYIM'
Davada şikayetçi sıfatıyla konuşan Neriman Aydın da ifadesinde, "Evimin aranmasının, terörist yaftasıyla yargılanmanın nasıl bir kıyamet olduğunu ben biliyorum. Hürriyetimin nasıl gasp edildiğini, iftiralarla nasıl yargılandığımı, bu olayların yaşayanı olarak ben biliyorum. Silivri cephesinde bu zulümlere karşı savaşmış Kemalist bir Türk kadını olarak mahkeme huzurundayım. Arama ve gözaltı gibi verdikleri birçok kararın yüzde 95'inin sahte belge olduğunu çok sonra öğrendim. Polis-MİT-ABD'den gelen danışmanlarla bu iddianame yazılmıştır. Sahte belgelerle hayatımız kundaklandı" şeklinde konuştu.
TSK HEDEF ALINDI
Davaya katılma talebinde bulunan Kemal Aydın ise, Ergenekon davasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ortadan kaldırılmasının adı olduğunu söyledi. Ergenekon davası ile Türk ordusunun hedef alındığını vurgulayan Aydın, "Bu dava emperyalistlerin, Mustafa Kemal Atatürk'e kaybettikleri savaşın adıdır. Bu yüzden TSK hedef alındı. Ben Türk ordusuna bağlılığım, Kemalist olmam nedeniyle hedef alındım. Öğrendim ki ABD ve AB karşıtlığı suçmuş. Atatürk'ün sözleri, Nutuk suçmuş. Ben düşmanımı ve bu davaya dahil edileceğimi biliyordum" şeklinde konuştu.
MAHKEME BAŞKANI ÇALMUK’U UYARDI
Bir diğer tutuklu sanık Hüsnü Çalmuk da duruşmada tanığının hazır olduğunu kaydederek, tanığının dinlenilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Haydar Metiner ise Çalmuk’a katılma taleplerine ilişkin söz verdiğini belirterek, “Bu konuda beyanda bulunun. Her defasında oyalıyorsunuz” diye tepki gösterdi. Daha sonra konuşmasına devam eden Çalmuk, Ergenekon davasının halen devam ettiğini kaydederek katılma taleplerinin reddini istedi. Tutuklu sanıklardan Mehmet Ali Pekgüzel ise hangi kişinin hangi eylemden dolayı katılma talebinde bulunduğuna ilişkin bir beyan okunmadığını bildirerek bu nedenle de katılma taleplerinin reddini istedi.
‘İKİ TEMEL İLKE VAR’
Sanıklardan Fatih Mehmet Uslu da diğer sanıkların ifadelerine benzer şeyler söyleyerek, “Kim ne şekilde nasıl mağdur olmuş bunun sorulması gerekir. Biz kimin ne dediğini bilemiyoruz. Katılan sıfatı alınabilmesi için kişinin suçtan doğrudan zarar görmesi gerekir. Şikayetçilerin hangi suçtan dolayı mağdur olduklarının tespitinden sonra katılma taleplerine ilişkin karar verilmeli. Herhangi bir mağduriyetin de söz konusu olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanı Haydar Metiner de suçtan zarar görme konusunda iki temel ilke olduğunu bunlardan birinin de psikolojik olarak yıpranma olduğunu kaydederek, bu ilkeler doğrultusunda, aralarında Mehmet Zekeriya Öztürk’ün de bulunduğu bazı katılma taleplerinin kabul edildiğini açıkladı.
SAVUNMA İÇİN SÜRE İSTEDİLER
Ergenekon hakim ve savcılarının yargılandığı davanın öğleden sonraki bölümünde sanıklar savunma yapmak için süre istediler. Tutuksuz sanıklardan Ercan Fırat eksiklerinin olduğunu gerekçe göstererek daha sonra savunma yapmak istediğini talep etti. Tutuklu sanıklardan Fatih Mehmet Uslu, savunma yapmak için hazırlanmasının mümkün olmadığını söyledi. Bir diğer tutuklu sanık Mehmet Ali Pekgüzel de kendisine belgeler gönderildikten sonra bir kez bilgisayar kullandığını kaydederek savunma yapmak için süre istedi. Hüsnü Çalmuk da benzer talepte bulunarak cezaevinde daha fazla bilgisayar kullanması için mahkemenin yazı yazmasını istedi. Diğer sanık Hasan Hüseyin Özese ise gönderilen belgeleri inceleme fırsatı bulamadığını bildirerek sonraki duruşmalarda savunma yapmak istediğini ifade etti.
ÇALMUK, KÜÇÜK’Ü DİNLETMEK İSTEDİ
Duruşmada daha sonra Murat Kaplan şikayetçi sıfatıyla beyanlarda bulundu. 19 yaşında adını duymadığı bir örgütün üyesi olarak tutuklandığını kaydeden Kaplan, “Gençliğimi bitirdi bu sanıklar. Darbeden önce bir dilekçe yazmıştım. Bu nedenle cezaevinde hücreye atıldım. Darbe olsaydı bana hücrede ne yapacaklardı bilmiyorum. Bütün sanıklardan şikayetçiyim. Hem bu dünyada hem de diğer dünyada hakkımı helal etmiyorum bu kişilere. Davaya katılma talebinde bulunuyorum” ifadelerini kullandı. Katılma talebine ilişkin görüşü sorulan sanıklardan Hüsnü Çalmuk, Avukat Zeynep Küçük’ün tanık olarak dinlenmesini istedi. Mahkeme başkanı Haydar Metiner ise hangi konuda tanık dinlenilmesi istendiğinin dilekçeyle mahkemeye bildirilmesini istedi.
‘SİLİVRİ CEPHESİNDE SAVAŞTIM’
Davada şikayetçi sıfatıyla konuşan Neriman Aydın da ifadesinde, “Evimin aranmasının, terörist yaftasıyla yargılanmanın nasıl bir kıyamet olduğunu ben biliyorum. Hürriyetimin nasıl gasp edildiğini, iftiralarla nasıl yargılandığımı, bu olayların yaşayanı olarak ben biliyorum. Silivri cephesinde bu zulümlere karşı savaşmış Kemalist bir Türk kadını olarak mahkeme huzurundayım. Arama ve gözaltı gibi verdikleri birçok kararın yüzde 95’inin sahte belge olduğunu çok sonra öğrendim. Polis-MİT-ABD’den gelen danışmanlarla bu iddianame yazılmıştır. Sahte belgelerle hayatımız kundaklandı. Kerkük Türkleri tarihine ilişkin bilgiler, Hizbut Tahrir’in ölüm listesi olarak gösterilmiş ve bu sahte belgeler alçakça aleyhime kullanılmıştır” beyanlarında bulundu.
“BU YÜZDEN MÜDAHİLLİK KARARI VERİLEMEYECEĞİ KANAATİNDEYİM”
Ankara İstinaf Mahkemesi duruşma salonunda görülen davanın bugünkü 6'ıncı celsesi Başkan Metiner'in Ergenekon kumpasında yargılanan tüm sanıklara davaya katılım taleplerine ilişkin olarak yazılan müzekkerelere gelen cevapları okumasıyla başladı.
Ergenekon sanıklarının katılım talepleri konusunda Savcı Hakan Arslan, taleplerin kabulü yönünde görüş bildirirken, sanıklardan Hasan Hüseyin Özese, şunları söyledi:
"13. Ağır Ceza Mahkemesi Anayasa ve yasalara göre Ergenekon davasından önce HSYK'nın yasal ve idari tasarruflarına, tabi hakim ilkesine uygun olarak oluşturulmuş ve görevlendirilmiş bir mahkemedir. Ayrıca hukuka uygun yargılama yapıldığına dair HSYK kararı var. Ergenekon davası henüz bitmemiştir. Olası zarar da söz konusu değildir. Bu yüzden müdahillik kararı verilemeyeceği kanaatindeyim. Yargılama Türk Milleti adına yapılmış ve dosyadaki hukuki delillere göre karar verilmiştir."
Hüsnü Çalmuk ise katılım talebi hakkında beyanda bulunmak yerine bir tanığı olduğunu, bunun dinlenmesini istediğini bildirince, Başkan Metiner tarafından, "Size hangi konuda söz verdim? Her defasında oyalıyorsunuz" diye uyarıldı. Bunun üzerine Çalmuk, oyalama niyeti olmadığını belirterek, "Ergenekon bitmeli. Mağduriyetler doğmalı. Ondan sonra 'Hüsnü gel, söyle' denmeli" sözleriyle taleplerin reddedilmesini istedi. Diğer sanıklar da toptancı bir yaklaşımla katılım taleplerinin kabul edilemeyeceğini savununca Başkan Metiner, ayıklama yapılacağını kaydedip, Yargıtay'ın suçtan zarar görme konusunda, "Haklı çıkarların zedelenmesi ve psikolojik faktörler" şekline iki kriter belirlendiğini, kendilerinin de bu ilkelere göre değerlendirme ve inceleme yapıp, karar oluşturduğunu vurguladı.
Saat 12.00 olduğunda Başkan Metiner, savunamaya başlamak için kimin hazır olduğunu sordu. Sanıkların tamamı, belgelerin 10 gün önce geldiğini, bu yüzden hazır olmadıklarını bildirince duruşmaya 13.30'a kadar ara verildi. Sanıklar salondan ayrılırken, Ergenekon mağdurları ve avukatlarına hatırlarını sordu.
"ZEYNEP GİZLİ TANIK DEĞİL, DEĞİL Mİ?"
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanıklar belirlenen saatte salona getirilmeyince Başkan Metiner, jandarma komutanını uyardı.
Celse açıldıktan sonra Başkan Metiner, tüm sanıklara savunma yapıp yapmayacaklarını sordu. Hepsi de hazır olmadıklarını tekrarlayarak, en az 2 ay süre istedi.
Hüsnü Çalmuk, yatağının üstünün dosyayla dolu olduğunu, 50 klasör içinde yaşadığını belirterek, günde 6 saat bilgisayar kullanabilmesi için yazı yazılmasını istedi. Bunun üzerine Başkan Metiner, şöyle konuştu:
"Cezaevleri Adalet Bakanlığı'na bağlı. Ben böyle bir talimat verirsem, diğer insanların hakları ne olacak? Ancak makul süre diyebilirim. Bunu da yazdık. Karşılanabilir talepte bulunun."
Çalmuk da, "6 saat bilgisayar hakkı verin, gelip savunmamı yapayım, hem siz hem ben rahat edeyim. Bunu başkasının insafına bırakmayın, bir defalık yazmanızı talep ediyorum. Bu imkanı sağlayın, çatır çatır savunma hakkımı kullanayım" dedi.
Katılma talebi konusunda başka bir suçtan tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS'le bağlantı kurularak, katılma talebi konusunda beyanı alınan Süleyman Solmaz, hepsini Allah'a şikayet ettiğini, kimseden şikayetçi olmadığını, duruşmalara da katılmak istemediğini söyledi.
Bu katılım talepleri konusunda görüşleri sorulduğunda sanıklardan Hüsnü Çalmuk, tanık dinletmek istediğini, tanığının da Av. Zeynep Küçük olduğunu açıklayınca salonda gülüşmeler oldu. Bazı avukatlar, "Zeynep gizli tanık değil, değil mi?" diye espri yaptı.
“POLİS, MİT VE ABD'DEN GELEN DANIŞMANLARLA İDDİANAME HAZIRLANDI”
Katılım talebinde bulunan Ergenekon kumpasının diğer sanıklarından Neriman Aydın, yaşadıklarını "kıyamet"e benzetip, "Polis, MİT ve ABD'den gelen danışmanlarla iddianame hazırlandı. Sahte belgelerle hayatımız kundaklandı. Mağduriyet, bu kıyameti ifadede naçar kalmaktadır. Biz cellatlarımızla karşı karşıya uzun yıllar geçirdik. Davet etmeseydiniz asla gelmez, onlarla aynı ortamda bulunmaya katlanamazdım. Sadece yaptıklarının karşılığını görmelerini ve yaşamalarını istiyorum" derken, ağabeyi Kemal Aydın da Ergenekon davasının Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırma eyleminin adı olduğunu vurgulayıp şöyle konuştu:
"Burada olmak çok zor. Dilim, damağım kuruyor."
Sanıklar, her iki ismin de mağdur olmadığını öne sürerek katılım taleplerinin reddedilmesi gerektiğini savunurken, Fatih Mehmet Uslu, hakaret içeren sözler sarfettikleri gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Hasan Hüseyin Özese'nin Avukatı ise Kemal Aydın'ın dönemin Başbakanı Erdoğan'ın, "Ben bu davanın savcısıyım" sözünü hatırlattığına dikkat çekerek, Erdoğan'ın da tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu.
29 ve 30 Ocak'ta da devam edilen diğer duruşmalarda ise şunlar yaşandı:
Ankara 8. Ceza Dairesi'nde görülen davaya sadece 4 avukat katılıp, mağdur ve müştekilerden gelen olmayınca Başkan Haydar Metiner, yapılacak başka işlem kalmadığını belirterek avukat ve sanıkların taleplerini aldı.
ÖRGÜTSEL BİR TUTUMLA SAVUNMAYI GECİKTİRME KARARI ALDIĞININ GÖRÜLDÜĞÜNÜ…
Bazı mağdur, müşteki avukatlarından Erkin Etike, mahkeme bilgisayarlarına format atılmasının sadece Hüsnü Çalmuk'un bireysel işlediği bir suç olmadığını, diğer üyelerin de iştirak ettiğini savunarak, diğerlerinin de bu suçtan yargılanmasını istedi. Avukat Etike, eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in, "Ergenekon terör örgütü vardır ve hala faaldir" iddiasına da "Bu ülkede terör örgütü bulunup bulunmadığına Yargıtay karar verir. Yargıtay kararını verdi ve 'böyle bir örgüt yok' dedi" sözleriyle cevap verdi.
Avukat Zeynep Küçük de sanıkların örgütsel bir tutumla savunmayı geciktirme kararı aldığının görüldüğünü ve mazeretlerinin kabul edilebilir tarafı bulunmadığını kaydederek, savunmalarının alınması gerektiğini söyledi. Bu beyanlardan sonra Savcı Hakan Arslan, başka suçlardan tutuklu sanıklar hakkındaki adli kontrolün devamı yönünde mütalaa verdi. Savcı Arslan, Hasan Hüseyin Özese'nin avukatının dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tanık olarak dinlenmesi talebine ise şu sözlerle karşı çıktı:
"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın tanık olarak dinlenmesi talebinin, dosyaya herhangi bir katkı sağlamayacağından reddine."
“BOP EŞ BAŞKANI VE TERÖRİST BAŞI İSTEDİĞİ İÇİN BU YARGILAMA YAPILDI”
Sanıkların taleplerin alınması sırasında ise ilginç diyaloglar yaşandı. Mehmet Ali Pekgüzel kaçma şüphesinin olmadığını iddia ederken, "Biz burayı vatan belledik. Yaşarsak burada yaşayacağız, ölürsek burada öleceğiz" dedi.
Özese'nin avukatı, katılanların "BOP eş başkanı ve terörist başı istediği için bu yargılama yapıldı. Erdoğan, 'Ben bu davanın savcısıyım' dedi" şeklindeki ifadelerinden dolayı Erdogan'ın tanık olarak dinlenmesini istediklerini vurguladı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Haydar Metiner, "Talebinizden vazgeçiyor musunuz?" diye sordu. Avukat da, "Vazgeçmiyoruz. Ehemmiyetli olduğunu düşünüyoruz. Takdir mahkemenizindir" karşılığını verdi.
Hüsnü Çalmuk beyanda bulunurken, Başkan Metiner, Avukat Zeynep Küçük'ün tanık olarak dinlenmesi talebini hatırlatarak, "Hep usul kitabıyla geliyorsun. Avukat Küçük, baştan beri salonda. Salonda olan birisinin tanık olarak dinlenemeyeceğini biliyorsunuz, değil mi?" diye sordu. Çalmuk, konudan Avukat Küçük'ün haberi olmadığı için dinlenebileceğini öne sürdü.
BAŞKAN: NASIL TUTUKLANDINIZ - USLU: YURTDIŞINA KAÇARKEN
Sanık Mehmet Fatih Uslu da kaçma ihtimali olmadığını, hakkında yakalama kararı çıktığında teslim olmaya gidecekken, Terörle Mücadele Şube Müdürünün tehdidi üzerine can güvenliği olmadığı için vazgeçtiğini anlatınca şu diyaloglar yaşandı:
Başkan: Nasıl tutuklandınız?
Uslu: Yurtdışına kaçarken.
Başkan: Siz her şeyden önce hakimsiniz. Kim, size ne yapabilir?
Uslu: Hakimlere çok işkence yapıldı.
Başkan: Yapmayın. Dairemiz, kötü muamele suçlarına da bakıyor. Türkiye'de bu olaylar sıfırlanmış durumdadır. Kabul etmiyorum.
Mahkeme karar için ara vermeye hazırlanırken, salona gelen Ergenekon sanıklarından Cemal Gökçeoğlu'na söz verildi. Gökçeoğlu, kendisi teslim olduğu halde kaçma tehlikesi var diye ve delil olmaksızın tutuklandığını vurguladı. Gökçeoğlu'nun anlattıklarına karşı beyanda bulunan sanıklardan Hüsnü Çalmuk, Gökçeoğlu'nun oğlunun FETÖ ve darbeden tutuklandığına dikkat çekerek, "Tabii ki, suç babadan oğula geçmez. Ancak ona da sorsanız, 'Delilsiz tutuklandım' der. Mahkemeler delilsiz iş yapmaz, biz de yapmadık" dedi.
Verilen aradan sonra Heyet kararını açıklayacakken, Hasan Atilla Uğur ile Sedat Peker'in avukatlarının geldiği görüldü. Başkan, onlara da söz verirken, "Parça parça gelince, usul altüst oluyor" uyarısında bulundu.
"ONLARIN YALANLARINI DİNLEMEK ZORUNDA DEĞİLİZ"
Son gelen avukatlara iki tanığın ifadeleri okunup, buna ilişkin beyanları alındığı için Hüsnü Çalmuk'a da yeniden söz verilince, Başkan, bilgisayardan silinen devlet sırrı niteliğindeki belgelerin ne olduğunu ve 51 No'lu DVD'de ne bulunduğunu sordu. Çalmuk şunları anlattı:
"Genelkurmay'dan gelen harddisklerde internet aracılığıyla üretilen ve AKP kapatma davasında kullanılan veriler vardı. 51 No'lu DVD'yi kimseye kaptırmamak için uğraştım. O zamanki Başkan Köksal Şengün kopyasını istedi, vermedim. 'Benden saklayamazsın' dedi. Heyet benim bilgisayarımda inceliyordu. Nihayetinde Köksal Şengül bir kopyasını aldı. 'Sakın dışarı çıkarmayın. Yarın öbür gün FETÖ, METÖ diye suçlanırsanız, sizi ben bile kurtaramam, başınız derde girer' dedim."
Çalmuk, sözlerinin sonunda da dikkat çekici şu mesajı verdi:
"İçinde kişisel veriler, beraber yemek yediğimiz, şu anda yüksek yerlere gelen biri dahi vardı. Görevini ağzımdan kaçırdım, ama... Ahlaksızlık, yanlışlık vardı."
Çalmuk'un bu sözlerine katılan avukatlarından Nusret Senem, "Biz de gördük, hiçbir gizli belge yok. Doğru söylemiyor. Adam durmadan yalan atıyor. Bırakmıyorsunuz ki, cevap verelim" diye tepki gösterdi. Sonrasında Senem ile Başkan Metiner arasında usul tartışması yaşandı. Avukat Senem, "Onların yalanlarını dinlemek zorunda değiliz" deyince Başkan, "Dinlemeyecekseniz, kulaklarınızı kapatırsınız" karşılığını verdi.
Diğer detaylar
Duruşmada ilk olarak Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile bazı katılanların avukatı Erkin Etike davaya gelen belgelerle ilgili konuştu. Dosyaya iki tanık ifadesinin girdiğini belirten Etike, "Sanık Hüsnü Çalmuk bu tanıkların beyanlarına karşı hep 'Biz' dedi. O bilgisayarlara format atılması olayının bireysel değil o dönemki mahkeme heyetlerinin tamamınca yapıldığını düşünüyoruz. Bu tanıklar huzurda dinlenmeli. Ayrıca sanıklar Ergenekon davasının neticelendirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Yargıtay bozma kararında Ergenekon diye bir terör örgütünün olmadığını belirtti. O davanın sonucunun bu davaya bir etkisi yok. Sanıkların bu yöndeki talepleri reddedilmeli" ifadelerini kullandı.
'ÖRGÜTSEL TUTUMLA ORGANİZE OLUP SAVUNMA YAPMIYORLAR'
Müşteki avukatlarından Zeynep Küçük de sanıkların örgütsel bir tutumla organize olup savunma yapmadıklarını söyledi. Davanın sanıkları arasında bulunan Nihat Topal'ın duruşmaya hiç gelmediğini ve bu kişinin nerede olduklarını bilmediğini kaydeden Küçük, "Tutuksuz yargılanan sanık Ercan Fırat da şu ana kadar savunma yapmadı. Bu sanığın 'Dosyaları açamadım' beyanını gayrı ciddi buluyorum. Ayrıca sanıkların bu dava kapsamında da tutuklanmasını istiyorum" şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı Haydar Metiner ise sanıklardan Nihat Topal'ın Erzurum'dan talimatla ifade verdiğini hatırlattı.
'BİZ SİZİN HAYALİNİZLE UĞRAŞMIYORUZ'
Daha sonra söz alan sanıklardan Hüsnü Çalmuk kaçma şüphesinin olmadığını ve gözaltı kararını öğrenince 2 gün evinde bekleyip 3. gün görevine gittikten sonra gözaltına alındığını kaydederek, "Cezaevinde bilgisayar kullanma sürem yetersiz olduğu için savunmamı hazırlayamadım. Yoğun bir bilgisayar kullanma süresi istiyorum. Bilgisayarda dosyalar açılmıyor. PDF şeklinde gönderilirken daha rahat açarız" diye konuştu. Bunun üzerine mahkeme başkanı Haydar Metiner dosyanın bütününü fiziki ve DVD olarak gönderdiklerini bildirerek, "Siz dosyayı PDF olarak istediniz. Biz sizin yönteminizle, hayalinizle uğraşmıyoruz. Hakikatin peşindeyiz" beyanlarında bulundu. Sanık Çalmuk ise daha sonra sözlerine devam ederek Avukat Zeynep Küçük'ün tanık olarak dinlenmesini bir kez daha talep etti. Mahkeme başkanı Haydar Metiner de sanık Çalmuk'a, duruşma boyunca salonda olan birisinin tanık olarak dinlenmesinin mümkün olup olmayacağını sordu.
İŞKENCE İDDİALARINA TEPKİ
Sanıklardan, Yunanistan'a kaçmak üzereyken yakalanan Fatih Mehmet Uslu da bazı taleplerde bulunmak için söz aldı. Mahkeme başkanı Haydar Metiner'in kendisine yönelik, 'Kaçmayı beceremedi' şeklindeki sözünü hatırlatan sanık Uslu, "Ben 18 Temmuz'da teslim oldum daha sonra da serbest bırakıldım. Kütahya'da Terörle Mücadele Şube Müdürü Vekilinin benimle ilgili 'O buraya gelecek, ben ona göstereceğim' şeklinde sözler söylediğini öğrendim. Ayrıca OHAL ilan edilmesi, yakalananlara işkence yapıldığını duymam can güvenliğimden endişelenmeme neden oldu" iddialarında bulundu. Bunun üzerine mahkeme başkanı Haydar Metiner Uslu'ya nasıl yakalandığını sordu. Uslu ise yurt dışına çıkmak isterken yakalandığını söyleyerek bu süreçte çok hakime işkence yapıldığını öne sürdü. Mahkeme Başkanı Metiner de bu sözler üzerine sanık Uslu'ya, "Yapmayın. Dairemiz kötü muamele suçlarına bakıyor. Türkiye'de bu durum sıfırlandı. Bunu kabul etmiyoruz" diye tepki gösterdi.
'12 YAŞINDAKİ KIZIMIN RUH HALİ 30 YAŞINDA GİBİ OLDU'
Duruşmada Ergenekon mağdurlarından Cemal Gökçeoğlu da ifade vererek davaya müdahil olma talebinde bulundu. Ergenekon davası başlayınca üçüncü kişi olarak Ankara'dan İstanbul'a gidip teslim olduğunu belirten Gökçeoğlu, "12 yaşındaki kızımın ruh hali 30 yaşındaki kişinin ruh hali gibi oldu. Şu an burada yargılanan herkesten şikayetçiyim" şeklinde konuştu.
'HİÇBİR GİZLİ BELGE YOK'
Mahkeme başkanı Haydar Metiner; Sinan Aygün, Muhterem Bağcı ve Cemal Gökçeoğlu'nun davaya katılma taleplerini kabul ettiklerini açıkladıktan sonra sanıklardan Hüsnü Çalmuk'a görev yaptığı dönemde devlet sırrı niteliğinde belgelerin neden özel bir yerde tutulduğunu sordu. Çalmuk ise Genelkurmay'dan harddisk gönderildiğini ve bu bilgilerin çok gizli nitelikte olduğunu söyledi. 51 No'lu DVD ile ilgili konuşan Çalmuk, "Köksal Şengün 51 No'lu DVD'nin kopyasını istedi. Ben de 'Başkanım veremem' dedim. En sonunda 'Buna bakın ama dışarı çıkartmayın. Dışarı çıkarsa ben dahil sizi kimse kurtaramaz' dedim. Bu özel bir DVD'ydi" ifadelerini kullandı. Bu ifadelerin ardından Avukat Nusret Senem, Çalmuk'a, "Hiçbir gizli belge yok onların içinde. Bu sanık doğru söylemiyor. Durmadan yalan söylüyor" diye tepki gösterdi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Duruşmada ara kararı açıklayan mahkeme başkanı Haydar Metiner, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tanık olarak dinlenmesi talebinin davayla ilgisi olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini bildirdi. Sanıklar hakkındaki adli kontrol uygulamasının devam edileceğini açıklayan başkan Metiner sanıklara ve avukatlarına savunma yapmaları için süre verilmesine karar verdiklerini belirterek duruşmanın 11 Mart 2019 tarihine ertelendiğini belirtti.
DAVA
Ergenekon kumpas davasında rol alan 8 FETÖ'cü hakim ve savcının yargılamasını Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi yapıyor. Davada eski hakim ve savcılar Hüseyin Özese, Mehmet Ali Pekgüzel, Hüsnü Çalmuk, Nihat Topal ve Fatih Mehmet Uslu yargılanıyor. Bu isimlerin yanı sıra Ercan Fırat ile firari Murat Dalkuş ve Sedat Sami Haşıloğlu da sanıklar arasında. En son 26 Kasım 2018'de görülen duruşmada mahkeme heyeti, sanıklara savunmalarını hazırlaması için yaklaşık 2 aylık süre tanımıştı. Davayı 28 Ocak 2018'a erteleyen mahkeme heyeti, firari sanıklar Murat Dalkuş ve Sedat Sami Haşıloğlu'nun ise yakalanmasına hükmetmişti. Sanıklar: Görevi kötüye kullanma, suç delillerini yok etme, gizleme ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi münferit suçlardan yargılanıyor.
Paralel yapı-10 Temmuz (2017) 'Ankara (İstanbul) 8 sanık Ergenekon hakim ve savcıları' davası (Yargıtay)
Ergenekon yargısına 600 yıl hapis!
Paralel yapı-02 Mart (2016) 'Erzincan Ergenekon davasında kumpas' soruşturması
Paralel yapı-30 Aralık (2016) 'İstanbul 18 sanık Ergenekon'da Islak İmza Kumpası' davası
Paralel yapı-25 Ocak (2017) 'Ankara 18 sanık Ergenekon davasında kumpas' davası
Paralel yapı-30 Kasım (2017) 'İstanbul 1 sanık Ergenekon avukatı Vural Ergül' davası
Paralel yapı-11 Ocak (2018) 'Adana 1 sanık Ergenekon eski savcısı Mehmet Ali Pekgüzel/örgüt üyeliği' davası
Paralel yapı-25 Ekim (2017) 'İstanbul 1 sanık Yargı Yapılanması/Ergenekon Savcısı Ercan Şafak' davası
Paralel yapı-Ergenekon davasında kumpas
Paralel yapı-Ergenekon
Yargıtay Ergenekon davasını bozdu
Paralel'e de Ergenekon'a da hayır
(03 Şubat 2019, 18:29)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: