Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirme teşebbüsüyle ilgili 68 sanığın yargılanmasına devam edildi.
12.01.2019 16:20 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirme teşebbüsüyle ilgili 68 sanığın yargılanmasına devam edildi.
07.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Bayram Kantık, bazı sanıklar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün iletişim yöntemi olarak kullandığı ankesörlü ve ardışık aramalara yönelik soruşturma yürütüldüğünü ve mevcut dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini bildirdi.
Esasa ilişkin savunma yapan sanık Engin Sevinç, yargılamanın başladığı günden bugüne darbe girişiminde bulunduğuna dair somut bir delilin dava dosyasına eklenmediğini iddia etti.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da mesai bitiminden sonra evine gittiğini anlatan Sevinç, kendisini arayan kardeşinin 'boğaz köprüleri'nin kapatıldığını söylemesi üzerine açtığı televizyonda 'askeri kalkışma' olduğuna dair haberleri gördüğünü aktardı.
Bunun üzerine komutanını aradığını ve televizyonda gördüklerini ilettiğini beyan eden Sevinç, sabah saatlerinde kışla emniyetinin sağlandığını telefonla aradığı mesai arkadaşlarından öğrendiğini söyledi.
Darbe girişiminden sonra daha önceden planlanan yıllık iznine ayrıldığını, izinlerin iptal edilmesi üzerine mesaiye katıldığını belirten Sevinç, yaklaşık 10 gün boyunca görev yaptıktan sonra ÖKK kışlası içinde gözaltına alındığını kaydetti.
Gözaltına alınmadan önce kaçmak için imkanı olduğunu ancak herhangi bir suça karışmadığı için böyle bir girişiminin bulunmadığını ileri süren Sevinç, darbe sanığı eski albay Ümit Bak'ın hazırladığı belirtilen listede adının bulunmasının kendisinin bilgisi dışında olduğunu savundu.
Olay günü ÖKK kışlasına hiç gitmediğini ve darbe girişiminde bulunmadığını savunan Sevinç, mahkemeden beraatini istedi.
'Semih Terzi'nin geleceğinden haberimiz dahi yoktu'
Tutuksuz sanık uzman çavuş Cem Sinan Yenal da esasa ilişkin mütalaada 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan cezalandırılmasının talep edildiğini ancak darbe girişiminin faili olan FETÖ ile bir ilişkisinin bulunmadığını savundu.
ÖKK'deki darbe faaliyetlerine katılmadığını, halen görevine devam eden askeri personelin de tanık olarak verdiği beyanlarda kendisini doğruladığını ileri süren Yenal, engellemelere rağmen 15 Temmuz'a ilişkin ÖKK'deki görüntülerin kendisi tarafından kayıt altına alındığını ifade etti.
Olay gecesi kule nöbetçilerine verilen 'dışarıdan gelen darbe karşıtı sivillere ateş edilmesi' yönündeki emrin uygulanmaması için nöbetçilerle temasa geçtiğini beyan eden Yenal, yaşanabilecek daha kötü olayların engellenmesini sağladığını dile getirdi.
Darbe girişimi gecesi ÖKK'ye gelen helikopterin Yurtta Sulh Konseyi üyesi Semih Terzi'yi taşıdığını bilmediğini iddia eden sanık Yenal, 'Biz Zekai (Aksakallı) Paşa geliyor sandık, Semih Terzi'nin geleceğinden haberimiz dahi yoktu.' ifadelerini kullandı.
Yenal, mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.
'Eşimi katalogdan seçmedim'
Tutuksuz sanık eski uzman çavuş Şükrü Bülbül de olay gecesi nöbetçi olduğu için sanık konumuna düştüğünü ancak darbe girişiminde bulunmadığını ileri sürdü.
Darbe girişimi gecesi verilen kanunsuz emirleri yerine getirmediğini, suçsuz olduğunu ifade eden Bülbül, 'Hakkımdaki FETÖ suçlamasını kabul etmiyorum. Benim ne 'abim' vardır ne de ByLock kullanmışımdır. Katalog evliliği de yapmadım, eşimi katalogdan seçmedim. Örgütle bağım yoktur. Benim bir tane ağabeyim varsa o da kanımdan olan ağabeyimdir. Beraatimi istiyorum.' diye konuştu.
Duruşmaya ara verildi.
Esasa ilişkin savunma yapan Serkan Ak, olay günü Özel Hava Alayı'ndaki bir arızayı gidermek için kışlada bulunduğunu, akşam saatlerinde sanık eski yarbay Mehmet Ali Çelik'in kendisini arayarak bir terör saldırısı olabileceğini söylediğini aktardı.
Çelik'in kendisine, dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın emrini ilettiğini, bu doğrultuda nizamiyeye giderek dışarıdan gelenleri içeri almadığını beyan eden Ak, darbe girişimine yönelik bir faaliyetinin bulunmadığını savundu.
Davanın görülmesine yarın sanık Ak'ın savunmasıyla devam edilecek.
Davanın 27 Eylül 2018'de görülen duruşmasında açıklanan esasa ilişkin mütalaada sanık Ak'ın, 'anayasal düzeni ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
08.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Esasa ilişkin savunma yapan eski üsteğmen Sezgin Güney, dava dosyasına eklenen bilirkişi raporunu kabul etmediğini ve hükme esas alınmaması gerektiğini belirterek, ifadelerine başladı.
Aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmediğini belirten Güney, darbe girişiminden önce bir evde toplantı yaptıklarına ilişkin suçlamanın da doğruyu yansıtmadığını ileri sürdü.
Olay günü, darbe faaliyetlerinin yürütüldüğü askeri birliklerden olan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gitmesinin darbe girişimi kapsamında olmadığını iddia eden Güney, 15 Temmuz'dan önce de buraya emir doğrultusunda gittiğini beyan etti.
Sanık Güney, suçsuz olduğunu savunarak beraatini istedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
09.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Esasa ilişkin savunma yapan eski teğmen Engin Kaya, 15 Temmuz'dan önce darbe girişimi olacağından haberdar olmadığını ve olaylar esnasında bu düşünceyle hareket etmediğini iddia etti.
Olay günü Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiğini, burada terör saldırısı olabileceğinin söylenmesi üzerine ÖKK'ye döndüğünü ifade eden Kaya, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
'15 Temmuz gecesi sıralı amirlerim tarafından alaya çağırıldım. Burada terör saldırısı olduğu gerekçesiyle ÖKK'ye gitmem emredildi. ÖKK'de gün ağarana kadar nizamiyede nöbet tuttum. Bu zaman zarfındaki eylemlerim amirlerimin emirleri doğrultusunda ve hukuki çerçeve içerisindedir. Sabah saatlerinde gözaltına alındım.'
Üzerine atılı olan suçlamaları kabul etmeyen Kaya, beraat talebinde bulundu.
Sanık Yalçın Damar da savunmasında suçsuz olduğunu iddia ederek, beraatini istedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
10.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Esasa ilişkin savunma yapan tutuklu sanık eski icra astsubayı Fatih Uysal, 15 Temmuz'da yarım gün izinli olduğunu, öğleden önce Gölbaşı'nda aracının muayenesini yaptırdığı esnada albay Ümit Bak'ın arayarak, 'Bir konu üzerine çalışıyorum, eksik bir evrak var, bulamadım.' demesi üzerine ÖKK nizamiyesine geçtiğini söyledi.
Darbe girişiminden haberdar olmadığını iddia eden Uysal, yaşadıklarını şöyle anlattı:
'Albay Ümit Bak, 'Birliği terk etmeyin, bazı emirler geldi.' dedi. Sonrasında bizi nizamiye bölgesine takviye için görevlendirdi. Yüzbaşı Volkan Vural Bal, nizamiyeden giriş-çıkış yapılmayacağı emrini verdi. İçeride otururken kameralardan sivil 30-40 personelin nizamiyeye girmeye çalıştığını gördük. Gelenlerin ilk anda kim olduğunu anlayamadık. PKK veya IŞİD tehdidinden bahsedilmişti.'
'Bizi tuzağın içine çektiler'
Astsubay İsmail Oğuz'un yaralanmasında suçunun olmadığını savunan Uysal, 'Bu olayların olmaması gerekiyordu. Çok üzüldüm, bizi tuzağın içine çektiler. Doğru saflara geçseydik vurulacaktık. Nötr halde bulundum. Bizleri unuttular. 'Ölsünler mi?' dediler, bilmiyorum.' diye konuştu.
Darbeci personele ÖKK kışla nizamiyesinde silah dağıttığı, personeli sevk ve idare ettiği yönündeki suçlamaları reddeden Uysal, FETÖ üyesi olduğuna yönelik suçlamayı da kabul etmedi.
Uysal, tahliyesini ve beraatini istedi.
11.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, iddia makamının esasa yönelik mütalaasına karşı savunma yapan tutuksuz sanık eski uzman çavuş S.S, 15 Temmuz akşamı tatil için Antalya'nın Kemer ilçesinde bulunduğunu, darbe girişimini kaldığı otel odasındaki televizyondan öğrendiğini öne sürdü.
ÖKK timlerinde hiçbir zaman görev almadığını ifade eden sanık, 16 Temmuz 2016 günü sabah saatlerinde komutanları tarafından aranarak göreve gelmesinin istendiğini, 17 Temmuz'da ÖKK nizamiyesine geldiğinde isminin listede olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını anlattı. İsminin adı geçen listelere iradesinin dışında yazıldığını ve terör örgütü FETÖ üyesi olmadığını savunan S.S, beraat talebinde bulundu. Tutuklu sanık eski astsubay Faruk Erkul da olay gecesi nöbetçi amir Vural Volkan Bal'ın talimatıyla kurs misafirhanesinde kalırken televizyondan darbe girişimini öğrendiğini iddia etti. Erkul, sabaha kadar odasından ayrılmadığını, gelen telefon üzerine resepsiyona indiğini ve orada bekleyen kursiyerlerle ÖKK karargahının önüne götürüldüklerini savundu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken karargahın önünde yerde hareketsiz yatan birini gördüğünü bildiren Erkul, savunmasına şöyle devam etti:
'Yerde yatan kişinin şehit Ömer Halisdemir olduğunu daha sonra öğrendim. 18 Temmuz'da mesaiye indik. Bitlis Jandarma Komutanlığı tarafından açığa alındığımı öğrendim. 20 Temmuz'da Cüneyt İşbilir ile birlikte istihbarat şubeye götürüldüm. Orada da mülakat yapıldı. Açığa alındığım için Bitlis İl Jandarma Komutanlığına gitmem gerektiğini söyledim. Beklemem söylendi. Tabur komutanı tekrar fikrime başvurulmak üzere istihbarat şubeye gitmem gerektiğini söyledi. İstihbarat şubeye götürüldüm ve orada tutuklandım.'
Erkul, FETÖ üyesi olduğu ve himmet verdiğine dair hakkındaki tanık beyanlarını ve ByLock kullandığına ilişkin raporları kabul etmediğini söyledi. Milli İstihbarat Teşkilatının dinleme kayıtlarının delil olamayacağını iddia eden Erkul, ByLock kayıtlarının hukuki olmadığını savundu. Misafirhanedeki odasında ele geçirilen 1 dolarlık 10 banknotun örgütsel bir amacı olmadığını ileri süren Erkul, 'Bizde gelenektir. Düğünlerde 1 dolar atılır. 10 kardeşim var. Hepsi için 1 dolar aldım. Bu paraları terör örgütü tarafından almadım.' dedi.
Duruşmada ara karar öncesi sanık ve avukatlarının talepleri ile cumhuriyet savcısının mütalaası alındı.
Savcı, mütalaasında yargılamanın geldiği aşama itibarıyla sanık avukatlarının yeni tanık dinlenme talebi sürece etki etmeyeceğinden bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmesini, tutuklu sanıkların ise mevcut halinin devamını istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına hükmetti.
Yargılamaya 14 Şubat'ta devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-16 Aralık (2016) 'Ankara 68 sanık (ilk 69) Darbe/ÖKK' davası
(12 Ocak 2019, 16:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: