Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152 kişinin yargılandığı davada, sanıkların esasa ilişkin savunmaları alındı.
16.12.2018 12:00 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152 kişinin yargılandığı davada, sanıkların esasa ilişkin savunmaları alındı.
03.12.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski astsubay Talat Ural, olay tarihinde Kara Havacılık Komutanlığında teknisyen olarak görev yaptığını söyledi.
Ural, 15 Temmuz'da astsubay öğrencilerinin sınavlarında görevli olduğunu, akşam saatlerinde sicil amiri eski albay Osman Çayır'ın CH-47 helikopter projesinin teslimatı kapsamında mesaiye kalmasını emrettiğini öne sürdü.
Komutanının emriyle ders programlarının tamamlanması için başçavuş Engin Göz'ü aradığını, izinli olmasına rağmen komutanın emrini iletip Göz'ü mesaiye çağırdığını belirten Ural, program üzerine çalışırken kuvvet komutanın birliğe geldiğini öğrendiklerini, ardından terör saldırısı tehdidi olduğunu duyduklarını anlattı.
Ural, saat 21.00 sıralarında üst rütbeli komutanlar tarafından uçuş hattına acil çağrıldığını, daha sonra uçuş hattına gittiklerinde oradaki helikopterlere rastgele bindiklerini beyan etti.
Helikopterlerin tahliye emriyle acilen çıktığı için kaskını ve gece görüş gözlüğünü almadığını savunan Ural, savunmasına şöyle devam etti:
"Uçuş hattında bekleyen yarbay Halil Gül, teknisyenlerin helikoptere geçmesini emretti. Benim helikopterimde pilotlar Mehmet Demirhisar ve Gökhan Çiçek vardı. Daha önceden hiç gitmediğim Akıncı Üssü'ne indik. Akıncı'ya indiğimizde uzun süre helikopter arızasıyla ilgilendim. Arızayı giderdikten sonra 02.00 civarında yarbay Halil Gül geldi ve havalandık. Harp Okulu bahçesinden Genelkurmay Başkanlığına iki sorti yaparak personel taşıdık.
Daha sonra Kara Havacılık komutanlığına indik helikopter isabet aldığı için başka bir helikoptere binip Akıncı Üssü'ne gittik. Uçaklar pisti vurmaya başlayınca Erkan Çetin ve Engin Göz astsubaylarla lojmanlar bölgesindeki nizamiyeye gittik. Oradan çıkarken de gözaltına alındık."
Olay gecesi Genelkurmay Başkanlığı yakınlarındaki tüm ölüm ve yaralanma olaylarından sorumlu tutulduğunu ifade eden Ural, içinde bulunduğu helikopterden ateş açılmadığını savundu.
Telefonunun, Çankaya Köşkü civarından sinyal verdiği yönündeki savcılık mütalaasını da reddeden Ural, FETÖ ile herhangi bir bağı olmadığını iddia etti.
Darbe girişimi sırasında Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı davanın duruşmasına öğle arası verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski astsubay Ömer Güler, olay tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanının emir astsubayı olarak görev yaptığını söyledi.
Darbe girişiminin yaşandığını gün, başkanın Gazi Orduevi'nde düğüne katıldığını, kendisinin de uzun zamandır görüşmediği devre arkadaşını görmek için Kara Havacılık Komutanlığına gittiğini ileri süren Güler, "Kara Havacılık Komutanlığının yanındaki 5. Ana Bakım Taburuna tayinim çıkmıştı. Odama eşyaları yerleştirirken, devre arkadaşıma uğramak için o tarafa gittim." diye konuştu.
Güler, bakım odasında beklediği sırada uçuş hattına gittiğini ancak oradan kalkan helikopterlere herhangi bir müdahalede bulunmadığını, savcılık mütalaasında ifade edilenin aksine hiçbir helikopteri uçuşa hazırlamadığını iddia etti.
15 Temmuz günü üzerinde silah bulunmasının o güne özel bir durum olmadığını, terör saldırısının beklendiğini ve başkanın güvenliği için silah taşıdığını öne süren Güler, Kara Havacılık Komutanlığında mahsur kaldığını, canını kurtarmak maksadıyla bir helikoptere binerek Akıncı Üssü'ne gittiğini savundu.
Kara Havacılık Komutanlığının içindeki güvenlik kamerası görüntülerinin hukuki delil niteliğinde olmadığını savunan Güler, kamera görüntüleri reddettiğini bildirdi.
Davanın sivil sanıklarından eski öğretmen Mustafa Selen de Kara Havacılık Komutanlığında çalışan bazı personel ile örgütsel toplantılarda bir araya geldiği ve "mahrem imamlık" yaptığı iddiasını reddetti.
Söz konusu sanıkları tanımadığını öne süren Selen, uzun süredir tutuklu olduğunu söyleyerek tahliye talebinde bulundu.
Selen, örgütün kriptolu haberleşme programı "ByLock"u kullandığı iddialarını da reddetti.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
04.12.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde esasa ilişkin savunma yapan eski astsubay Kadir Bayram, izinde olduğu dönemde Kara Havacılık Komutanlığında görevli eski astsubay Ertan Derin'in kendisini arayarak, "ivedi şekilde" görev yerine dönmesini istediğini aktardı.
Bayram, darbe girişiminin yaşandığı gün birliğine katıldığını, tulumu giyip Skorsky hangarının önünde beklediği sırada komutanlarının "Helikopterler tahliye edilecek" emriyle helikoptere bindiğini, ardından Akıncı Üssü'ne indiklerini anlattı.
Akıcı Üssü'ne indikten sonra kendisinin de görevli olduğu "13045" kuyruk numaralı helikopterin yanına 2 helikopter pilotunun geldiğini ve kendisine 'Uçuşa çıkıyoruz.' dediklerini ileri süren Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Helikoptere bindiler, çalıştırdık. Ben de helikopter teknisyeni olarak bindim. Kolbaşı olarak bizim helikopter kalktı. Ardından ikinci bir helikopter de havalandı. Akıncı'dan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargah binasının apron kısmına indik. Orada helikoptere 3-4 askeri kıyafetli personel bindi. Oradan Genelkurmay binasına gittik. Bu personeli orada indirdik. Genelkurmaydan, Kara Harp Okuluna gittik, oradaki öğrencilerini Etimesgut Askeri Havalanı'na götürüp tahliye ettik. Oradan da Akıncı Üssü'ne geri döndük."
Sabah saatlerine kadar Akıncı Üssü'nde beklediğini, 08.00 sıralarında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın da aralarında bulunduğu komutanları helikopterle Çankaya Köşkü'ne götüren ekibin içinde kendisinin de bulunduğunu ifade eden Bayram, "Hulusi Akar Paşa gelip bu helikoptere bindi. Helikopterinin pilotluğunu Uğur Kapan ile Mehmet Şamcı yaptılar. Ben de uçuş teknisyeniydim. Oradan Çankaya Köşkü'ne gittik." diye konuştu.
Bayram, FETÖ ile herhangi bir bağlantısı olmadığını, darbe girişimine katılmadığını savunarak, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
06.12.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanık eski astsubaylar Ömer Kızılova ve Fatih Karagöz hakkında beyanda bulunan tanık M.Ü'nün duruşma salonunda dinleneceğini bildirdi.
Bunun üzerine huzura alınan tanık M.Ü, 1994'ten 2016'ya kadar örgüt içinde faaliyet gösterdiğini, darbe girişiminden sonra hakkında yürütülen "ankesörlü telefon" soruşturması kapsamında, etkin pişmanlıktan yararlanıp FETÖ ile irtibatı olduğunu bildiği askeri personeli savcılıkta deşifre ettiğini söyledi.
M.Ü, davanın sanıklarından Ömer Kızılova ve Fatih Karagöz ile astsubay hazırlık okulunda tanıştığını ve 1999'da sanıklarla aynı dönemde mezun olduklarını ifade etti.
Sanıklarla örgüt evlerine gidip toplantılara katıldıkları belirten M.Ü, şunları anlattı:
"Ömer ile 2000-2001 yıllarında 4-5 kez görüşmüştük. FETÖ evlerinde sohbet amaçlı bir araya geliyorduk. İsminin Mehmet olduğunu bildiğim kişinin evinde ya da benim evimde toplanıp, Gülen'in kitaplarını okur, videolarını izlerdik. 2001 yılında örgütten ayrılmayı düşündüm ancak ayrılamadım. Fatih'i de 2-3 kez evlerde gördüm. Hatta 2013'te tekrar örgütten ayrılmak istediğimde, Fatih Karagöz, Ali isimli örgüt abisiyle ikna için evime geldi. Bana 'Neden ayrılıyorsun? Burada vatan, millet için güzel işler yapıyoruz' diyerek ikna etti."
Örgüt içerisinde kendisinden sorumlu "Ali" kod adlı kişi tarafından ankesörlü telefondan arandığını kaydeden M.Ü, "Toplantılar için sabit hatlardan aranıyordum. Gün, saat ve yer ayarlaması yapılıyordu. Ben de ilgili kişilere bildiriyordum, görüşmeye gidiyorduk." dedi.
Tanık beyanına karşı söz alan sanıklar Karagöz ve Kızılova, M.Ü. ile aynı okuldan mezun olduklarını ancak iddia edildiği gibi herhangi bir toplantıya katılmadıklarını savundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde esasa ilişkin savunma yapan eski binbaşı Mehmet Semih Üskaya, 15 Temmuz'da Kara Havacılık Komutanlığı Harekat Merkezi'nde nöbetçi olduğunu söyledi. Olay günü nöbetçi olmasının kendisinin inisiyatifinde olmadığını savunan Üskaya, hayatının hiçbir döneminde sıralı amirleri dışında kimseden emir almadığını, o gece de emir aldıkları kişilerin sıralı amirleri olduğunu belirterek, yasa dışı bir eylemde bulunmadığını iddia etti.
Kara Havacılık Harekat Merkezi'nde darbe faaliyetini yönettiğine dair savcılık mütalaasını reddeden Üskaya, asteğmen Anıl Korkmaz ile harekat merkezinde otururken, saat 22.00 sıralarında eski binbaşı Okan Kocakurt'un odaya geldiğini, "TSK yönetime el koymuştur. Şu saatten sonra buranın emir komutası bende." dediğini öne sürdü.
O andan itibaren görev yerinde etkisizleştirildiğini ileri süren Üskaya, savunmasına şöyle devam etti:
"Sözde sıkıyönetim direktifini alan Kocakurt, 'Şu anda TSK sıkıyönetim ilan etmiştir. Buranın emir komutası benim sorumluluğumdadır.' dedi. Ben de olayın aslını öğrenmek için kendisine kurmay başkanına gitmek istediğimi söyledim. O da bana 'Madem gideceksin, al şu zarfı da götür.' dedi.
Ben Genelkurmay Hareket Merkezi'ni de aramak istedim. Okan Kocakurt da silahını gösterdi. Kurmay başkanıyla görüşmedeki maksadım bulunduğum ortamdan kurtulmak ve emrin içeriğini öğrenmekti. Benim bu olaya müdahil olmamam sözde sıkıyönetim emrini ast birliklere iletmememden bellidir. Kocakurt beni pasifize etmiştir. Ayrıca o gece yanımda silahım da yoktu."
"Ben darbeci olsam, oradaki emirleri ivedilikle diğer birliklere gönderirdim." diyen Üskaya, nöbetçi olduğundan dolayı mesaide olduğunu, dışarı çıkmaya çalıştığını, ancak bulunduğu ortamı terk edemediğini öne sürdü.
FETÖ ile bir bağı olmadığını savunan Üskaya, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
07.12.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, esasa ilişkin savunma yapan eski albay Mustafa Çin, olay tarihinde yıllık iznini yurt dışında planladığından okul komutandan izin almak maksadıyla birliğine gittiğini, terör saldırısı tehdidini öğrenince mesaiye kaldığını savundu.
Terör saldırısına yönelik alınan tedbir kapsamında helikopterin tahliyesinde görevlendirildiğini düşündüğünü ileri süren Çin, uçuş hattına gidip orada bekleyen bir helikoptere bindiğini belirtti.
Çin, o gece yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:
"Terör saldırısı olacağı söylendi. Uçuş hattına gittim. Helikopterin kalkış ve inişinde bir dahlim yoktur. Son anda ikinci pilot olarak bindim. Terör saldırısı ihtimaline karşı 'helikopterleri Akıncı Üssü'ne götürün' talimatı üzerine helikopterin emniyetini sağlamak için uçtum. Genelkurmay Başkanlığının 'uçuşları durdurun' emrinden bilgim yoktur. Hiyerarşik yapılanma içerisinde bir eylemim yoktur. Akıncı'da televizyondan olayları öğrenince hemen oradan kaçtım. Yoldan geçen jandarma personeline sığındım."
Kimseden darbeyle ilgili bir emir almadığını, kimseye karşı cebir ve şiddet kullanmadığını öne süren Çin, tahliye talebinde bulundu.
Eski astsubay Engin Göz de darbe girişiminin yaşandığı gün mazeret izninde olduğu sırada, aynı birlikte görev yaptığı mesai arkadaşı Talat Ural'ın araması üzerine birliğine gittiğini iddia etti.
Ural'ın CH-47 uçağının teslimatı konusunda sıralı sicil amiri eski albay Osman Çayır'ın "Gece gündüz demeden çalışıp bu işi bitirin." emrini ilettiğini öne süren Göz, odaya geçip çalışmalarına devam ettiği sırada Kara Kuvvetleri Komutanı'nın birliğe geldiğini duyduğunu söyledi.
Kara Kuvvetleri Komutanı ve beraberindeki heyetin geleceğinin söylenmesi üzerine brifing için uçuş tulumunu giydiği savunan Göz, terör saldırısı olduğunun söylenmesi üzerine tahliye amaçlı bekletilen helikoptere bindiğini dile getirdi.
Sanık Göz, pilot Halil Gül ile helikoptere bindikleri Genelkurmay Başkanlığının bahçesine indiklerini orada yanlarına gelen eski kurmay albay Özay Yılmaz'ın "Genelkurmay Başkanlığı'na terör saldırısı var, komutanı tahliye edeceğiz." dediğini belirtti.
Helikopter başında beklediği sırada dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın bir grup silahlı askerlerle bulunduğu alana getirildiğini anlatan Göz, şunları kaydetti:
"Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yanında Mehmet Dişli de vardı. Ellerinde uzun namlulu silah olan özel kuvvetlerden bir grup askerle helikoptere yürüyerek geldi. Kalkıştan sonra helikopterin içinde Orgeneral Akar'a kötü davranılmadı.10-15 dakikalık bir uçuştan sonra Akıncı Üssü'ne indik. Sabaha kadar helikopter başında bekledim."
Daha öncede izinde olmasına rağmen, helikopterlerin teknik sunumlarıyla ilgili mesaiye çağrıldığını savunan Göz, darbe girişimine katılmadığını öne sürdü.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Sanıklar ve avukatlarının taleplerinin alınmasından sonra görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, atılı suçun katalog suçlardan olması ve almaları muhtemel cezalar göz önünde bulundurularak tahliye taleplerinin reddedilmesini ve mevcut hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Müzakerenin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Mustafa Selen, Bayram Kutlu ve Türker Gökdemir'in adli kontrolle tahliyesine karar verdi.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da aralarında bulunduğu 152 kişinin yargılandığı davanın görülmesine 4-15 Şubat 2019'da devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Mayıs (2017) 'Ankara 152 sanık (ilk 155) Darbe/Kara Havacılık Kom.' davası
(16 Aralık 2018, 12:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: