Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasına ilişkin eski Genelkurmay adli müşavirleri Muharrem Köse ve Hayrettin Kaldırımcı'nın da aralarında yer aldığı 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.
01.12.2018 16:54 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasına ilişkin eski Genelkurmay adli müşavirleri Muharrem Köse ve Hayrettin Kaldırımcı'nın da aralarında yer aldığı 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.
19 Kasım'da Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tanıklar dinlendi.
Duruşmada, eski askeri hakim Özkan Doğdu, buradaki tanıklardan eski yarbay Bedrettin Özgür'ün amiri olduğunu, eski Albay Ümit Şaban Gül ile de aynı kampüste görev yaptıklarını anlattı.
Doğdu, Ümit Şaban Gül ile ilgili emekli asker olduğunu belirten 'Gürol' isimli biriyle konuştuğunu söyledi.
Konuşma sırasında Ümit Şaban Gül'ün hala görevde olduğunu belirtmesi üzerine mahkemece Gürol Doğan olabileceği ifade edilen kişinin 'Nasıl olur, bunlar cemaatçi.' diye tepki gösterdiğini anlatan Doğdu, Doğan'ın bu durumu amirlerine iletmesini istediğini bildirdi.
Doğdu, bu konuşmayı amiri Bedrettin Özgür'e söylediğini ifade ederek, sonradan sorduğunda onun da dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'a ilettiğini, MİT'e de intikal ettirilen konu hakkında olumsuz bir dönüş olmadığını bildirdiğini aktardı.
Doğdu, 'Ben her ikisinin de 4,5 yıllık çalışma sürecinde atılı suçlarla ilgili bir söylem ya da davranışını görmedim.' diye konuştu.
Tanık beyanının ardından söz alan Ümit Şaban Gül, Gürol Doğan Hava Harp Okulunda öğrenciyken kendisinin yönetici olduğunu, ancak doğrudan tanışıklıkları bulunmadığını söyledi.
Gül, Doğan'ın hipnoz kabiliyeti bulunduğunu, bu yüzden dönemin Hava Kuvvetleri Savcısı Ahmet Zeki Üçok tarafından Kayseri'deki bir soruşturma için çağrıldığını anlatarak, Doğan'ın oradaki sanıkları konuşturmak için hipnoz tekniğini kullandığını, bu durumu da kendisine anlattığını ifade etti.
Gül, kendisiyle konuştuğunu Ahmet Zeki Üçok'a da söylediğini, onun da 'O FETÖ'cü, ona niye anlattın.' demesi nedeniyle Doğan'ın kendisine 'FETÖ'cü' dediğini öne sürdü.
Tanık emekli Albay İ.K.Ö. de FETÖ'cü olarak bildiği, darbeye de karışan ve bugün pek çoğu tutuklu bulunan kişilerin ismini 2009'da yazdığı bir dilekçeyle şikayet ettiğini, müteakiben 2010'da da askeri savcıya ifade verdiğini aktardı.
İ.K.Ö, 'Balyoz davası' nedeniyle cezaevinde 3,5 yıl yattıktan sonra çıktığında 2014'te savcı Ali Müjdat Eski'ye ifade verdiğini, onun da sanıklar hakkında 'kovuşturmaya yer yoktur.' diye bir karar çıkması durumunda tazminat davaları açılabileceğini ifade ettiğini aktardı.
İ.K.Ö, bu davanın da sanıklarından Eski'nin kendisini ya iyi niyetle uyardığını ya da aba altından sopa gösterdiğini kaydetti.
Şikayette bulunduğu kişilerin büyük çoğunluğu amiral olduğu için yetkisizlik kararıyla dosyanın Genelkurmay Askeri Savcılığına gönderildiğini söyleyen İ.K.Ö. ancak davanın sanıklarından firari durumdaki eski savcı Kurtuluş Kaya'nın imzasıyla kovuşturmaya yer yoktur kararı verildiğini bildirdi.
Sanık ve taraf avukatlarının sorularının ardından duruşmaya ara verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Genelkurmay Adli Müşaviri eski tuğgeneral Hayrettin Kaldırımcı için tanıklık yapan ve 'Yörük Ali Paşa' olarak bilinen emekli Tuğgeneral Ali Aydın'ı dinledi.
Aydın, 'Balyoz davası'nda yargılandığını, 32 ay hapis yattığını ve 18 yıl ceza aldığını, Yargıtayda beraat ettiğini anlattı.
'FETÖ ile benim kan davam var. Onun için benim ufacık bir kuşkum olsa FETÖ'den yargılanan bir insan için gelip ifade vermem.' diyen Aydın, Hayrettin Kaldırımcı'nın 1979, kendisinin de 1980 mezunu olduğunu bildirdi.
Hasdal'da tutukluyken tek tip elbise giydirildiğini, hastaneye muhafızlarla götürüldüklerini ve kendilerine kötü muamele yapıldığını anlatan Aydın, yine bu cezaevinde o dönem savcı olarak görevli Hayrettin Kaldırımcı'nın inisiyatif kullanması sonucu açık görüş yapabildiklerini, kötü muamelenin önüne geçildiğini dile getirdi.
Aydın, savcı Zekeriya Öz'ün kendilerine nefes aldıran Kaldırımcı'yı da tehdit ettiğini ifade ederek, 'Siz bir de bunlara yüzme havuzu yapın da yüzsünler.' dediğini öğrendiğini belirtti.
Cezaevindeyken de Kaldırımcı'nın üç kez ziyaretine geldiğini belirten Aydın, daha önce kendisinin ve Kaldırımcı'nın, milliyetçi ve ülkücü kimlikleri dolayısıyla da tutuklandıklarını, suçsuzlukları ortaya çıkınca bırakıldıklarını söyledi.
Aydın, cezaevinden sonra Hayrettin Kaldırımcı ile görüşmeye devam ettiğini dile getirerek, 15 Temmuz'dan iki gün önce ziyarete gittiği Genelkurmay'da FETÖ ile ilgili açılan konu üzerine, örgüt üyelerinin hala görevde olduğunu söylediğini bildirdi. Kaldırımcı'nın da bunun üzerine peyderpey onların atıldığını ifade ettiğini bildiren Aydın, onun yakın zamanda düzenlenecek YAŞ'ta da büyük bir tasfiye yapılacağından bahsettiğini ancak iki gün sonra darbe girişiminin yaşandığını kaydetti.
Aydın, 'Bana görev verseler, Fetullah Gülen'i öldür deseler öldürürüm. Ömrümün sonuna kadar cezaevinde yatmaya razıyım.' diye konuştu.
Hayrettin Kaldırımcı'nın ağabeyi Nurettin Kaldırımcı ile kardeşi Murat Kaldırımcı da tanıklık yaptı.
İtirafçı tanık, FETÖ bağlantısından bahsetti
Başka bir davada yargılanırken etkin pişmanlıktan faydalanan Ö.S.Ö. de SEGBİS vasıtasıyla dinlendi.
Ö.S.Ö, 2014 Temmuz'da Van'a askeri hakim olarak atandığını, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da sıkıyönetim listesine istinaden tutuklandığını söyledi.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak 15 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını anlatan Ö.S.Ö, bu duruşmanın sanıklarından Erhan Alp'i tanıdığını, onunla Van'da çalıştıklarını, onun savcılık, kendisinin ise mahkeme kısmında olduğunu dile getirdi.
Ayrıca tutuklu bulunduğu sırada Alp ile aynı cezaevinde ve koğuşta kaldıklarını ifade eden Ö.S.Ö, kendisinin FETÖ bağlantısı olduğunu, Erhan Alp'in de bu örgütle bağlantısı bulunduğunu ileri sürdü.
Ö.S.Ö, cezaevinde kaldıkları sırada konuştukları Alp'in, harp okulundaki öğrencilik döneminde öğrenci baktığını, öğrencilerle ilgilendiğini, meslek döneminde de örgütte öğretmen veya üst konumda olan Mahmut isimli bir şahısla ve Hasan Kayran isimli askeri savcıyla faaliyet yürüttüklerini söylediğini bildirdi.
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullandığını anlatan Ö.S.Ö, Alp'in de ByLock kullandığını söylediğini ve bunu komşusunun interneti aracılığıyla yaptığını beyan ettiğini öne sürdü.
Tutuksuz sanık Erhan Alp ise söz alarak tanığın beyanlarını kabul etmediğini söyledi.
Alp, 'Kendisi de 16 Temmuz'da tutuklanmış, itirafçı olana kadar cezaevinde kalmıştır. İsim vererek kendisini kurtarmaya çalışan bir arkadaş.' diye konuştu.
Tanık beyanlarının ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme, daha sonra sanıklara söz hakkı verdi.
Duruşmada tanıkların dinlenilmesinin ardından savcılık makamı mütalaasını açıkladı.
İddia makamı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep ettikten sonra sanıklar beyanda bulundu.
Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirinin kaldırılması talebini kabul etmedi. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Duruşma, 21 Ocak 2019'a ertelendi.
Paralel yapı-02 Mayıs (2017) 'Ankara 21 sanık (ilk 22) Askeri Yargı Yapılanması' davası
(01 Aralık 2018, 16:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: