Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında, Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.
20.10.2018 16:06 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında, Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.
15.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde, Zırhlı Birlikler Okulu Eğitim ve Tümen Komutanlığı Lojistik Destek Taburu'nda görev yapan Uzman Çavuş E.A. dinlendi.
15 Temmuz'da "atış serbest" faaliyeti için Sivrihisar'da bulunduğunu ve otobüs şoförü olarak personeli naklettiğini anlatan tanık E.A, 20.30 gibi birliğe döndüklerini, daha sonra aracını temizleyip dolmuşa binerek evine gittiğini ifade etti.
E.A, 23.00 civarında bakım birliğinden bir uzman çavuşun arayıp İsmail Suvay Binbaşının herkesi mesaiye çağırdığını söylemesi üzerine, komşusu Astsubay Mustafa Sarı ile 23.45'te birliğe girdiklerini kaydetti.
Garajda üstlerini değiştirdiklerini, daha sonra askerlerin başına geçmek için tabur binası önüne gittiklerini dile getiren E.A, darbe girişimini de tabur önündeki kalabalıktan öğrendiklerini aktardı.
E.A, bu sırada 4-5 tankın nizamiyeye doğru ilerlediğini de gördüklerini anlatarak, daha sonra Üsteğmen Recep Gümüşoğlu'nun, 01.00 civarı Suvay'ın darbeciler tarafından sıkıştırıldığını ve derhal nizamiyeye gitmeleri gerektiğini söylediğini bildirdi.
Piyade tüfeği ve 4-5 şarjör alıp nizamiye bölgesine doğru koştukları sırada 3-4 teğmen ve kel bir albayın önlerini kesip nerenin personeli olduklarını sorduğuna değinen E.A, bağlı oldukları birliğin binbaşılarının nizamiyede darbecilerce sıkıştırıldığını ifade ettiklerini belirtti.
E.A, bunun üzerine albayın geri dönmelerini istendiğini ancak maket tankın arka tarafından dolanarak nizamiyeye indiklerini vurguladı.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine bu albayı tanıyabileceğini söyleyen E.A, sanıklarla yapılan yüzleştirmede eski albay İsa Sancaklı'yı teşhis ederek "Yüzde yüz eminim." ifadesini kullandı.
İsmail Suvay'ın yanına gittiklerinde kendilerine "Benimle misiniz, değil misiniz?" diye sorduğunu aktaran E.A, bunun üzerine "Emriniz nedir?" komutanım karşılığını verdiklerini dile getirdi.
E.A, Suvay'ın bunun üzerine bir tane bile tankın dışarı çıkmayacağını, halkın da içeri girmeyeceğini belirttiğine işaret etti.
Sabaha doğru Astsubay Hüseyin Yağmur'a, mühimmat çıkarılmamasına destek için iki personelle cephanelik bölgesine gönderildiğini anlatan E.A, o bölgede mühimmat almak için gelebilecek helikopterlere karşı beklediklerini söyledi.
Duruşma, diğer tanık beyanlarının ardından yarına ertelendi.
16.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada dinlenen uzman çavuş O.Ö, darbe girişiminin olduğu tarihte Zırhlı Birlikler Eğitim Destek Taburu'nda idari işler bölümünde görevli olduğunu belirtti.
Tanık O.Ö, saat 21.00-22.00 civarı bölük astsubayı başçavuş Ahmet Özdemir'in whatsapp grubuna attığı mesajla mesai olduğu bilgisini paylaştığını ifade ederek, bunun üzerine çalıştığı birliğe saat 22.00 gibi gittiğini kaydetti.
Garajlar bölgesine çıktığını, burada Ahmet Özdemir ile yüzbaşı Ayhan Şen'i yan yana gördüğünü dile getiren O.Ö, mesaiye gelenleri teyit etmesi için emir verildiğini, eline kağıt kalem alıp gelenleri yazdığını bildirdi.
O.Ö, Ahmet Özdemir'in daha sonra uzman çavuş Yener Özçelik ile kendisine garajlar bölgesinin arkasında nöbet tutma emri verdiğini belirterek, sabaha kadar orada beklediklerini söyledi.
Mahkeme başkanının soruları üzerine, o gece eşinden başka kimseyle telefonla görüşmediğini, onun da bir karışıklık olduğundan bahsettiğini anlatan O.Ö, darbe girişiminden ertesi gün haberdar olduğunu iddia etti.
Er, üsteğmenin şoförlüğünü yapmayı reddetmiş
Daha sonra Zırhlı Birlikler'de o dönem vatani görevini yapan er V.K. de SEGBİS vasıtasıyla beyanda bulundu.
V.K, bölük komutanı yüzbaşı Bayram Sakarya'nın şoförlüğünü yaptığını, tabur komutanının ise yarbay Fatih Çubukçu olduğunu ifade ederek, akşam istirahatteyken çağrıldığını ve Öztürk Gür üsteğmenin emri üzerine aracı bölük önüne çektiğini anlattı.
Nöbetçi olmamasına rağmen orada bulunan Gür'ü beklediği sırada, komutanın telefonla görüştüğünü ve konuştuğu kişiye sivil kıyafetli olduğunu söylediğini aktaran V.K, Gür'ün binaya girip askeri kıyafetlerini giydikten sonra geri geldiğini belirtti.
Onu beklediği sırada nöbetçi odasındaki televizyonda İstanbul'da askerlerin köprüyü kapattığını gördüğünü ve bir şeyler olduğunu anladığını belirten V.K, bunun üzerine üsteğmen Gür'e aracı sürmeyeceğini söylediğini kaydetti.
V.K, Gür'ün bunun üzerine araca binip gittiğini ifade ederek, bir süre sonra yanında bir teğmenle dönüp bölükteki bütün içecekleri istediğini, bunun üzerine oradaki erlerin içecekleri poşetle araca koyduğunu kaydetti.
Bu sırada üsteğmen Gür ile aracın yanında beklediğini ve ona ne olduğunu sorduğunu belirten V.K, onun da "Darbeyi de gördünüz. Devlet bitti, Tayyip gitti, asker geldi." dediğini kaydetti.
Aracı mühimmat yüklü bulmuş
Gür'ün daha sonra da araca binip ayrıldığını anlatan V.K, dinlenmek için koğuşa çıktığını ve sabaha doğru da çağrıldığını ifade etti. Kullandığı aracın alınacağının bildirildiğini, bunun üzerine cephanelik bölgesinde yolu kapatmış şekilde duran aracın yanına gittiklerini ifade eden V.K, arkasında muhtemelen MG3 silahı mühimmat sandıkları bulunan aracı alıp döndüklerini kaydetti.
V.K, sabah saatlerinde yanına gelen Öztürk Gür'ün ise "Akşama ilişkin hiçbir şey hatırlamıyorsun, beni görmediniz, benden haberiniz yok." şeklinde konuştuğunu belirtti.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde dinlenen tanık İ.G, 15 Temmuz'da Zırhlı Birlikler Silah Kurul Başkanlığı Savaş Bölmesi Öğretmeni olarak görev yaptığını belirtti.
İ.G, başka bir yerde görevlendirildiği için bir gün sonra izne çıkacağını, cuma günü son nöbetini tuttuğunu ifade ederek, akşam eşyalarını topladığını, okul karargah nöbetçisi Astsubay Yılmaz Atar ile otururken 19.00-20.00 civarında kendisini telefonla arayan arkadaşının Genelkurmay civarında silah seslerinden bahsedip bilgisi olup olmadığını sorduğunu aktardı.
Ne olduğunu bilmediğini ilettikten sonra televizyonda haberleri izlediklerini ve İstanbul'da köprünün kapandığını gördüklerini anlatan İ.G, ne olduğunu öğrenmek için Tümen Faaliyet Merkezi'ne gidip bakmaya karar verdiklerini söyledi.
Yürürken eski kursiyerlerden Ahmet Faruk Çavuşoğlu'nu gördüklerini, onun da Kara Havacılık Komutanlığındaki devresinin helikopterlere mühimmat yüklendiğinden bahsettiğini belirten İ.G, tümen binasına yaklaştıklarında da bir uzman çavuşla karşılaştıklarını ifade etti.
"Köksal" isimli uzmanın, "Adamın birisi geldi ve ben tümen komutanıyım dedi." ifadesini kullandığını dile getiren İ.G, bunun üzerine geri döndüklerini belirtti.
İ.G, dönüş sırasında Yılmaz Atar'ın telefonunun çaldığını, sonra da onun personeli arayarak çağırdığını anlattı.
"O esnada dikkatimi çeken şeylerden biri, Fatih Çubukçu'yu sivil bir araca binmeye çalışırken gördüm. Elinde kağıtlar vardı, yere düşürdü ve topladı." diyen İ.G, sonrasında Albay Türker Bilgetürk'ün odasındaki televizyondan darbe girişiminden haberdar olduklarını kaydetti.
Bilgetürk'ün, plan odasında toplanılmasını emrettiğini, orada da odalarına çıkmaları, lambaların kapatılıp kendilerini güvenliğe almalarının söylendiğini ifade eden İ.G, sabaha kadar odasında kaldığını söyledi.
İ.G, sabaha karşı Türker Bilgetürk'ün darbecileri teslim almak üzere çağırdığı haberi üzerine dışarıya çıktıklarını belirterek, oradakiler teslim alındıktan sonra Akıncı Üssü'nün kontrol altına alınması için çıkarıldıklarını kaydetti.
İ.G, o geceyi de Akıncı Üssü'nde geçirdikten sonra dersler dolayısıyla öğretmenlerin çağrıldığını anlattı.
Tanık beyanlarının ardından duruşmaya yarına kadar ara verildi.
17.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Zırhlı Birlikler'de vatani görevini yapan M.Y, saat 21.00 civarında gazinoda televizyon izlerken başka bir taburun komutanı olan bir yarbayın girip acilen koğuşlara gitmelerini söylediğini anlattı.
Gazinodan çıktıklarını bildiren M.Y, bir süre sonra da başçavuş Ali Berçin'in bölüğün önünde toplanmalarını söylediğini, sonra da kendilerini tank nişancısı, sürücü diye ayırdığını belirtti.
Tanklara bindirildiklerini, başçavuş Hulusi Yıldız'ın aldığı emir doğrultusunda oradan da nizamiyeye gitmelerini kendilerine ilettiğini aktaran M.Y, tankın nişancı bölmesinde bulunur vaziyette nizamiyeye indiklerini kaydetti.
Hulusi Yıldız'ın tanktan çıkmamalarını söylediğini belirten M.Y, saat 03.00 civarı kimseye görünmeden yemekhaneye gitmelerinin istendiğini dile getirdi.
M.Y, yemekhaneye gittikten sonra saat 06.00 civarı tankları garaja götürmek üzere acilen çağrıldıklarını ifade ederek, ancak ortalığın karışık olduğunu, Hulusi Yıldız'ın tankların akülerini sökmelerini emretmesi üzerine bu emri yerine getirdiklerini bildirdi.
İtirafçı tanık dinlendi
Duruşmada dinlenen itirafçı tanık Y.Ç. de darbe girişiminin yaşandığı gece cephanelikte görev yapan sanık eski teğmen Ahmet Çakır hakkında beyanda bulundu.
Ankara'da üniversiteyi 2009'da kazandıktan sonra öğrencilere ders çalıştırmak maksadıyla örgüte katıldığını belirten Y.Ç, 2011'de de Ahmet Çakır ile bu şekilde tanıştığını söyledi.
Çakır'ın Batıkent'te Alper Şahin isimli başka bir öğrenciyle kaldığını ve sınavlara hazırlandıklarını anlatan Y.Ç, onların evine de gittiğini belirtti.
Y.Ç, 2011 sonuna doğru yanlarına götürüldüğü lise son sınıf öğrencileri Ahmet ve Alper'in Kara Harp Okulu'nu kazandığını, bu kişiler Kara Harp Okulu'ndayken de zaman zaman görüşmeye devam ettiğini dile getirdi
Üniversiteden mezun olduktan sonra 2013'te örgütün yönlendirmesiyle Kenya'ya gittiğini, Türk okullarında çalıştığını, 17/25 Aralık'ın ardından örgütle irtibatını kopardığını belirten Y.Ç, Ahmet Çakır ile de 2013'ten sonra görüşmediğini, bu yüzden bu tarihten sonra örgütle bağının olup olmadığını bilmediğini anlattı.
Çakır ve Şahin'in Isparta'dan getirilmiş çocuklar olduğunu ifade eden Y.Ç, şunları söyledi:
"Örgüt zaten lise son sınıftaki öğrencileri askeriyeye yönlendiriyordu. Onlarla ilgilenen kişiler manevi ve milli duygularını kullanarak askeriyeye yönlendirmeye çalışıyorlar. Ben sadece başlarında eve geliş gidişlerini kontrol amaçlı dururdum. Kara Harp Okulu'nu kazandıktan sonra hafta sonları ya da iki haftada bir görüşüyorduk."
Ahmet Çakır'ın söz alarak tanığı tanımadığını belirtmesinden sonra Y.Ç, sanığın babasının ve kardeşinin ismini de söyledi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
18.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde uzman çavuş rütbesiyle Zırhlı Birlikler'de görev yapan tanık G.S, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla beyanda bulundu.
G.S, 1. Tank Taburunda şoför olarak görev yaptığını belirterek, 15 Temmuz'da bölük astsubayı Ahmet Özdemir'in, WhatsApp grubuna attığı mesaiye gelinmesiyle ilgili mesaj üzerine 23.30 sularında kışlaya giriş yaptığını söyledi.
Gittiğinde tankların cephaneliğe götürülmüş olduğunu anlatan G.S, tulumunu giydikten sonra verilen emir doğrultusunda diğer personelle cephaneliğe geçtiğini bildirdi.
G.S, mesaiye giderken kalkışmadan haberi olduğunu ancak neden çağrıldıklarını bilmediğini ifade etti.
Cephanelik bölgesinde tankların yanaştırılmış halde durduğunu anlatan G.S, Üsteğmen Ahmet Özer ve ismini hatırlayamadığı bir üsteğmenin, bölük komutanı Yüzbaşı Ayhan Şen ile tankların dışarı çıkarılması hususunu telefonla görüştüğünü aktardı.
"Şen de komutanlarımıza hiçbir şekilde tankları cephanelik dışına çıkarmamamız gerektiği hususunda uyardı. Orada bulunan rütbeli bir şahıs tanklar dışarı çıkmayınca 'Biz kimin askerisiniz, kime hizmet ediyorsunuz?' diye bizim komutanlarımıza söyledi." ifadesini kullanın G.S, bu kişinin tankların sürekli hareket etmesini istediğini belirtti.
G.S, diğer uzman çavuşlarla tankların önüne geçtiklerini ve hayatları pahasına ayrılmadıklarını ifade ederek, bu rütbelinin emri üzerine kursiyer teğmen olduğunu sandığı bir kişinin ilk tanka bindiğini anlattı.
- "Ez bunları"
O rütbelinin teğmene "Ez bunları" diye komut verdiğini anlatan G.S, tankın önünden çekilmediklerini bildirdi.
G.S, tank birkaç manevra yaptıktan sonra kendi isteğiyle içinden çıkan teğmenin "Ben bunları ezemem." dediğini dile getirdi.
Bir ara bir silah sesi duyduklarını anlatan G.S, bölgede bir süre daha bekledikten sonra tankları garaja götürdüklerini dile getirdi.
Duruşmaya tanık beyanlarının ardından öğle arası verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık olarak dinlenen uzman çavuş Y.A, darbe girişiminin yaşandığı dönemde ikinci alay birinci tabur ikinci bölükte görev yaptığını söyledi.
Darbe girişimi günü sağlık sebepleriyle gündüz izinli olduğunu belirten Y.A, saat 22.00 gibi bölük astsubayı Halil İbrahim'in arayıp mesaiye çağırdığını, nedenini sorduğunda da emrin bu şekilde olduğunu bildirdiğini kaydetti.
Y.A, kendi aracıyla saat 23.00 sıralarında nizamiyeden girdiğini, bu sırada iç tarafta bekleyen 2 tank gördüğünü anlattı.
Tabur komutanı Özgür Efe'nin yeni tümen komutanıyla toplantıda olduğunun söylendiğini aktaran Y.A, bir süre sonra kendisinin de içinde bulunduğu 8 sürücünün Gösteri Tatbikat Taburu'na gitmesinin emredildiğini dile getirdi.
Y.A, buna karşı çıktıklarını ve başka bir tabura gitmek istemediklerini söylemelerine rağmen yine de tatbikat taburuna gönderildiklerine dikkati çekerek, gittikleri taburda "Tank kullanmayı bilen var mı?" diye sorulduğunu, şoför olmalarına rağmen bilmediklerini söylediklerini bildirdi. Y.A, çünkü bu tabura gelirken kendi aralarında darbe girişimi olduğuna dair konuştuklarını, kimsenin buna destek olmak istemediğini bildirdi.
"Aranızda tank şoförü yoksa gazinoya geçin." emri üzerine saat 00.30-01.00 gibi söylenen yere geçtiklerini ve buradaki küçük televizyondan yaşananları gördüklerini ifade eden Y.A, durumu dışarıdaki üsteğmen Ayhan Şen'e anlattığını söyledi.
Y.A, üsteğmeni ikna ettiğini, onun da "Tamam, herkes kendi bölüğüne gitsin. Ben de tankları çıkarmıyorum." diye karşılık verdiğini kaydetti.
Bunun üzerine kendi bölüklerine döndüklerini dile getiren Y.A, sabaha kadar orada kaldıklarını anlattı.
Diğer tanık beyanlarının alınmasının ardından duruşma yarına ertelendi.
19.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Zırhlı Birlikler'de vatani görevini yapan tanık İ.Ç. beyanda bulundu.
Yat içtimasının saat 21.00'de alınmasının ardından koğuşta otururken 22.30 sıralarında silah sesleri duyduklarını ve asteğmenlerin elinde silahla bir yere gittiklerini gördüklerini anlatan İ.Ç, bundan yaklaşık 10 dakika sonra koğuşa giren teğmenin askerleri bölüğün önüne götürdüğünü bildirdi.
Astsubay Ali Berçin'in nöbetçi olduğunu ve yapılan içtimada şoförler, nişancılar ve doldurucuların ayrıldığını ifade eden İ.Ç, kendisinin tank sürücü olduğunu belirtti.
İ.Ç, garaj bölgesinde tankları hazırlayıp cephaneliğe gönderildiklerini dile getirerek, 4-5 tank halinde gittiklerini kaydetti.
Mühimmat yüklendikten sonra tanklarına birer teğmen bindirildiğine dikkati çeken İ.Ç, buradan tümen nizamiyesine hareket ettiklerini anlattı.
"Dışarıdakiler terörist, onlara tankla ateş edeceksiniz"
İ.Ç, nizamiyedeyken başlarında olan Astsubay Hulusi Yıldız'ı oradaki bir rütbelinin çağırdığını ifade ederek, Yıldız'ın bu kişinin yanına giderek tekmil verdiğini söyledi.
Rütbelinin "Dışarıdaki insanlar terörist, onlara tankla ateş edeceksiniz." dediğini, Hulusi Yıldız'ın ise "Onlar halk, ben böyle bir emri yerine getiremem." diyerek karşılık verdiğini aktaran İ.Ç, yaşananları şöyle anlattı:
"Sonra o komutan silahına sarıldı, Hulusi başçavuş da silahını çekti. Bizim uzman çavuşlar da silahını çekti. Sonra 'Emrime itaatsizlik edemezsin.' diye tartıştılar. Hulusi başçavuş 'Ben emre itaatsizlik etmiyorum ama ben bu emri yerine getiremem, gerekirse mesleği bırakırım.' dedi. Sonra komutanımız, tartışma devam ederken uzman çavuşlara, 'Çabuk askerleri bizim bölüğe götürün.' dedi. Kimse alıp götürmesin diye bizi. Sonra biz bölüğe çıktık."
İ.Ç, mahkeme başkanın sorusu üzerine, bu rütbeli kişinin yanındaki teğmenlerin de Hulusi Yıldız ve kendilerine silah doğrulttuğunu ifade etti.
Sanıklardan eski albay İsa Sancaklı'nın, duruşmadan önce Hulusi Yıldız ya da başka biriyle görüşüp görüşmediğini sorduğu İ.Ç, davadan dün itibarıyla kapısına gelen polislerin tebligat getirmesinden dolayı haberi olduğunu, daha önce de kimseyle görüşmediğini söyledi.
İ.Ç, terör eylemi olarak bildikleri olayların da darbe girişimi olduğunu sabah içtimasında öğrendiğini dile getirdi.
Diğer tanık beyanlarının ardından duruşmaya öğle arası verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde dinlenen tanık Astsubay M.A, 15 Temmuz'da 21.30 civarı bölük astsubayı Ahmet Özdemir'in Whatsapp grubuna attığı "herkes mesaiye" mesajı üzerine birliğe gittiğini anlattı.
Daha sonra tanklara mühimmat yüklenmesi için cephaneliğe gönderildiklerini dile getiren M.A, cephaneliğe gece 12 civarında gittiklerini ve o sırada dışarıda ne olup bittiğini bilmediklerini söyledi.
M.A, üsteğmen İbrahim Zengin'in levyeyle cephaneliğe ait bir deponun kapı kilidini kırmaya çalıştığını belirterek, ona "Komutanım Ömer astsubayı aradım, 5 dakikaya geliyormuş." dediğini aktardı. Bunun üzerine ise Zengin'in, "5 dakikamız yok. Sen de bana yardımcı ol." dediğini belirten M.A, bu ifade sonrası tankına döndüğü sırada üsteğmenin kapıyı kırmış olduğunu ifade etti.
M.A, ancak içeride istenen mühimmat olmadığını, bu sırada daha ilerideki depoya gelen Ömer Güngör astsubayın, talep edilen mühimmatı vermek üzere çağırdığını söyledi.
Söylenen mühimmatları Ömer astsubayın bulunduğu depodan bizzat kendisinin alıp taşıdığını belirten M.A, kalkışma olduğunu öğrendikten sonra tankların dışarı çıkarılmadığını anlattı.
Tanık beyanlarının ardından duruşma, pazartesi gününe ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-26 Nisan (2017) 'Ankara 52 sanık Darbe/Etimesgut Zırhlı Birlikler' davası
(20 Ekim 2018, 16:06)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: