Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu'ndaki eylemlere ilişkin 307 sanıklı davaya devam edildi.
20.10.2018 16:34 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu'ndaki eylemlere ilişkin 307 sanıklı davaya devam edildi.
15.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler'in koruma subayı eski yüzbaşı Burak Akın'ın ifadesi doğrultusunda gözaltına alınıp itirafçı olan, daha sonra beyanlarından vazgeçince tutuklanan eski yüzbaşı Abdulkadir Koçyiğit savunma yaptı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da evinde bulunduğu sırada uçak sesi duyduğunu belirten Koçyiğit, ardından televizyondan İstanbul'daki köprülerin askerlerce kapatıldığına ilişkin haberleri gördüğünü aktardı.
İlerleyen saatlerde kendisini arayan öğretmen Albay Ertan Erol'un, alarm durumu olduğunu, acilen kışlaya gelmesi gerektiğini, ayrıca bu durumu diğer yüksek lisans öğrencilerine de bildirmesi için emir verdiğini iddia eden Koçyiğit, bunun üzerine aynı lojmanda oturdukları yüzbaşılar Ali Kıratlı ve Yunus Emre Toprak ile saat 01.00 sıralarında Kara Harp Okulu'na geldiklerini anlattı.
Burada albaylar Erol, Önder Haluk Tekbaş ve Metin Gülenç ile karşılaştığını anlatan Koçyiğit, daha sonra talimat üzerine askeri kıyafetlerini giyip bir tüfek alarak karargahta beklemeye başladığını kaydetti.
Sabah saatlerine kadar konumunu koruduğunu savunan Koçyiğit, herhangi yasa dışı bir eylemde bulunmadığını öne sürdü.
- İtiraflarından vazgeçti
Tutuksuz yargılandığı sırada Akın'ın ifadesi doğrultusunda gözaltına alındığını aktaran Koçyiğit, emniyet ve savcılık aşamasında avukatıyla birlikte verdiği beyanlarında, "örgüte çocukluk yıllarında katıldığı", "kod adının bulunduğu" ve "örgüt içi katalog evliliği yaptığı" gibi bilgilerin bulunduğu el yazısı beyanlarını kabul etmedi.
"Etkin pişmanlık hükümleri" kapsamında paylaştığı bilgileri yönlendirme sonucu verdiğini öne süren Koçyiğit, şöyle devam etti:
"Bahse konu şahsın (Burak Akın) ifadesi bana söylendi, önüme kağıt kalem konularak onun ifadeleri doğrultusunda yazmamı istediler. Yöneltilen suçlamaları kabul etmem halinde buradan kurtulacağım söylendi. Ben de Akın'ın beyanları doğrultusunda söz konusu ifadeyi verdim. 'Metin' kod ismini kullandığım beyanımda geçmiştir. Akın, ifadesinde bu kod ismi kullandığımı söylemişti. Bunu da o ifadeden aldım. Zaten Akın'ın dışında başka kimsenin aleyhimde ifadesi yoktur. Bu da Akın'ın paranoyak bir tutum içinde olduğunu gösteriyor."
Örgüte dair bilgilerin de bulunduğu ifadeleri için "Kurgulayarak anlattım" diyen Koçyiğit, örgütün mahrem imamlarıyla irtibatta bulunduğuna ilişkin tespit ile soruşturma aşmasında yaptığı teşhisleri de kabul etmedi.
Suçsuz olduğunu iddia eden Koçyiğit, yargılama sonunda beraatini istedi.
İddianamede, Kara Harp Okulu'ndaki darbe eylemlerini organize eden firari sanık İlhami Polat'ın talimatıyla okula gelerek darbe faaliyetlerine katıldığı belirtilen Koçyiğit hakkında, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
16.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, sanıklar, savcının esas hakkındaki görüşüne karşı savunma yaptı.
Tutuklu sanıklardan eski üsteğmen Eser Coşar, 15 Temmuz'da amirinin emriyle Kara Harp Okulu'na gittiğini belirterek, nizamiyeyi sabaha kadar darbecilere karşı korumak için mücadele ettiğini savundu.
Coşar, darbe girişiminde Ulus'taki Türk Telekom binasının ele geçirilmesini komuta eden firari sanık eski kurmay yarbay Ömer Ergenekon'un okuldaki eylemlerine şahit olmadığını, binanın ele geçirildiğini birkaç gün sonra öğrendiğini iddia etti.
Kara Harp Okulu nizamiyesinde darbecilere karşı direnmek için emrindeki askerlere direktifler verdiğini savunan Coşar, darbe girişimi bastırıldıktan sonra ifade vermeye kendi rızasıyla gittiğini söyledi.
Darbe girişimine katkı sağlayacak bir eylemde bulunmadığını ileri süren Coşar, beraatini istedi.
Komutanın derdest edildiğini görmemiş
Tutuksuz sanık Ercan T. de olay gecesinde kendisine Whatsapp üzerinden sözde sıkıyönetim mesajları gelmediğini söyledi.
Emir üzerine karargaha gittiğini belirten Ercan T. burada bulunduğu sürede, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini öne sürdü.
Dönemin Okul Komutanı emekli Tümgeneral İzzet Çetingöz'ün darbecilerce alıkonulduğuna şahit olmadığını iddia eden Ercan T, bu olayı darbe girişiminden sonra öğrendiğini savundu.
Ercan T, FETÖ ile irtibatının olmadığına dair iddianamede tespit yer aldığını öne sürerek, suçsuz olduğunu ifade etti.
Duruşmaya ara verildi.
17.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmanın sabahki bölümünde bazı sanık ve avukatları, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yaptı.
Duruşmaya verilen aranın ardından öğleden sonraki bölümüne geçildi.
Savunma sırası gelen sanıkların avukatlarının duruşma salonunda olmadıkları belirlendi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.
Savcının esas hakkındaki mütalaasını 31 Temmuz'da sunduğu davanın 2 Ekim'de görülen duruşması da sanık ve avukatlarının hazırlıksız oldukları gerekçesiyle savunma yapmak istemedikleri için bir sonraki güne ertelenmişti.
18.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan tutuksuz sanık Fatih G, darbe girişiminin olduğu dönemde Kara Harp Okulunda akademik personel olduğunu belirterek, kampüse telefonuna gelen bir mesaj üzerine gittiğini öne sürdü.
Darbe girişimi olduğunu okula geldikten sonra öğrendiğini ve darbeye destek anlamında hiçbir eylemde bulunmadığını savunan Fatih G, sözde sıkıyönetim mesajlarının geldiği WhatsApp gruplarında da olmadığını iddia etti.
Fatih G, verilen emirle birliğe geldiğini, silah aldığını ve evine döndüğünü anlatarak beraatini talep etti.
Tutuksuz sanık Yusuf B. de 15 Temmuz'da Kara Harp Okulunda mühendis olarak çalıştığını ve mesleki hayatında askeri bir faaliyette bulunmadığını savundu.
Yusuf B, okula cep telefonuyla verilen emrin ardından gece 24.00'ten sonra gittiğini ve darbeye ilişkin amirlerinden herhangi bir bilgi ya da direktif almadığını iddia etti.
Bilgisayar ve kamera kayıtlarını o dönemde silebilecek bilgi ve yetkiye sahip olmasına rağmen bunu yapmadığını öne süren Yusuf B, delillerin karartılabileceğini düşündüğü için darbe girişimin ardından hard disklerin yedeklemesini yaptığını söyleyerek beraatini istedi
Tutuksuz sanıklardan İbrahim E. ise darbe girişimi sırasında bilgi işlem kursiyeri olarak çalıştığını, sadece kendisine verilen emirleri yerine getirdiğini ve suç teşkil edebilecek hiçbir eylemde bulunmadığını savunarak beraatini talep etti.
- "Silahım vardı ama mermisi yoktu"
Darbe girişimi sırasında üsteğmen rütbesiyle Kara Harp Okulunda görev yapan tutuklu sanık Hasan Aktaş da telefon üzerinden verilen emirle birliğe geldiğini, ardından Binbaşı Abdullah Ender Toydemir'in emriyle diğer askerle beraber kafeteryada beklediğini iddia etti.
Aktaş, gece saat 01.00 gibi darbe girişimi olduğu bilgisini aldığını ve o andan itibaren darbenin tarafı olmamak için emirleri sorgulamak gerektiğini düşündüğünü savundu.
Okul içinde darbeye yardımcı olabilecek eylemlerin olmadığı için silahıyla beklediğini savunan Aktaş, "Emir gereği Anafartalar Taburuna giderek HK-33 piyade tüfeğini teslim aldım. Silahın seri numarası da tutanağa geçirildi. Silahım vardı ama mermisi yoktu." diye konuştu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski üsteğmen Hasan Yalaza, darbe girişiminden önce Anafartalar Taburu 4. Bölük takım komutanı olduğunu, 15 Temmuz'da bölük komutanı eski yüzbaşı Miraç Karakuş'ın WhatsApp grubundan gönderdiği mesajın ardından okula gittiğini iddia etti.
Okula gittikten sonra odasına geçtiğini anlatan Yalaza, nöbetçi subayın emriyle depoya giderek silah aldığını, ancak hiçbir şekilde kullanmadığını ileri sürdü.
Yalaza, darbeye yönelik hiçbir davranışının bulunmadığını ve FETÖ üyesi olmadığını öne sürerek tahliyesini talep etti.
Sanık Hidayet Güçlü de hakkında aleyhte ifade veren tanığın söylediklerini kabul etmediğini belirterek, darbe girişimi sırasında şiddet içeren hiçbir eylemde bulanmadığını savundu.
Kendisine verilen silahla birlikte nizamiyenin lojman bölgesine giderek, bölgenin güvenliğini sağladığını öne süren Güçlü, emir komuta dahilinde hareket ettiğini ve silahını hiçbir zaman kullanmadığını iddia etti.
Güçlü, gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra aynı ikamette kalmaya devam ettiğini, kaçma girişiminin olmadığını belirterek, tahliyesini talep etti.
"Aldığım tek emir helikopterleri kontrol etmekti"
Tutuklu sanıklardan eski yüzbaşı Erkan Peker ise 15 Temmuz'da birlikte alarm verilmesi üzerine kendisine ihtiyaç olabileceği düşüncesiyle lojmandan çıkararak birliğe geldiğini öne sürdü.
Yürüyerek 1 numaralı girişten nizamiyeye girdiğini ve yolda kimseyle görüşmediğini savunan Peker, alarm gereği amirini görmek için odasının bulunduğu karargah binasına gittiğini anlattı.
Peker, dönemin KHO alay komutan yardımcısı eski albay Rafettin Öztürk'ün emriyle akşam 23.00 sıralarında birlikteki hareketliliği ve helikopter seslerini anlamak amacıyla karargah binasından çıktığını ileri sürerek, "Aldığım tek emir helikopterleri kontrol etmekti." dedi.
Öztürk'ün kendisine okul komutanının derdest edildiğini söylediğini anlatan Peker, darbe girişiminde yer almamak için hiçbir kanunsuz eyleme karışmadığını iddia ederek, tahliyesini istedi.
Duruşmaya 22 Ekim Pazartesi devam edilmek üzere ara verildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Temmuz (2017) 'Ankara 307 sanık (i. 239) sanık Darbe/Kara Harp Okulu' davası
(20 Ekim 2018, 16:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: