Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 268 sanıklı davaya devam edildi.
08.09.2018 11:38 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 268 sanıklı davaya devam edildi.
05.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar, cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapıyor.
Tutuklu sanık eski uzman erbaş Abdullah Çelen, önceki duruşmadaki beyanlarını tekrarladığını belirterek son savunmasına başladı.
Çelen, iddianamedeki suçlamaları kabul etmeyerek, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, rütbesi gereği emirleri sorgulama konumunda olmadığını savundu.
Olay tarihinde evinde olduğu sırada, kendisini arayan arkadaşının izinlerin iptal edildiğini ve tatbikat yapılacağı için zaman kaybetmenden kışlaya gelmesi gerektiğini söylediğini bildiren Çelen, bunun üzerine birliğine gittiğini anlattı.
İçtima esnasında kendisini yeni tabur komutanı olarak tanıtan eski yarbay Ejder Yıldırım'ın terör saldırısına karşı Genelkurmay Başkanlığına gideceklerini söylediğini aktaran Çelen, 'Benim görevim verilen emri sorgulamak değil, yerine getirmektir. Bu durum İç Hizmetler Kanunu ile diğer yasal düzenlemelerle sabittir. Bize Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın kaçırıldığı, Genelkurmay Başkanlığı karargahına ise terör saldırısı olduğu söylenerek kışla dışına çıkarıldık.' ifadelerini kullandı.
- 'Yıldırım'ın emriyle TEM'e girdik'
Çelen, hazırlıklar yapıldıktan sonra mühimmat yüklü zırhlı araçlarla kışladan ayrıldıklarını, bir süre sonra Ejder Yıldırım'ın Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün FETÖ'cü polisler tarafından işgal edildiğini, binanın bunlardan arındırılacağını söyleyerek, uçaksavarların tam dolduruşa getirilmesi emrini verdiğini anlattı.
Bu duruma anlam veremediğini dile getiren Çelen, şöyle devam etti:
'Ejder Yıldırım, emniyet binasını teslim almak için gitti, olumsuz cevap alınca ortalık karıştı. Bizler şaşkına dönmüştük, Ejder Yıldırım uçaksavarların hazır olmasını istedi. 'Ateş etmezsen seni disiplin mahkemesinde yargılayacağım.' dedi. Bu psikolojideki bir erbaş olarak baskı ve cebir altında uçaksavarla sadece bir kez havaya ateş ettim. Bu eylemi de silahı bozmak için yaptım. İçeride terörist olduğunu söyleyerek TEM Şube'ye girdik. Ben TEM'in orada olduğunu ilk kez gördüm. Ejder Yıldırım'ın emir üzerine bir grup asker burada bekledik. Bize başka bir grubun gelip burayı teslim alacağı söylendi.'
Çelen, ilerleyen saatlerde kandırıldıklarını anladıklarını, bunun üzerine silahlarını polise teslim ettiklerini ve kanunsuz bir eylemde yer almadıklarını iddia etti.
Komutanlarının hain olabileceklerinin düşünemediklerini ifade eden Çelen, suçsuz olduğunu savunarak beraatini istedi.
Sanığın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde hakim karşısına çıkan sanık eski albay Abdurrahman Alacalı, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, haksız yere tutuklandığını öne sürdü.
Yaklaşık 5 saat süren savunmasında, darbe girişimi sırasındaki eylemlerine değinmeyen Alacalı, Türkiye'de son yıllardaki siyasi ve toplumsal gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Mahkeme başkanı tarafından esasa ilişkin savunma yapması için birkaç kez uyarılan Alacalı, anlatacaklarının önemli olduğunu söyleyerek savunmasına devam etti.
Alacalı'ya tepki gösteren müşteki ve şehit yakınları da 'Darbe gecesi neler yaptın, bunlardan bahset.' diye seslendi.
Duruşmaya yarın sanık savunmasıyla devam edilecek.
07.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada sanıkların esasa ilişkin savunmaları dinlendi.
Sanıklardan Ayhan Güney, Kuleli Askeri Lisesi'nde görev yaparken Kara Kuvvetleri Komutanlığının yazılı emriyle öğrenci alımlarında görevlendirildiğini belirtti.
15 Temmuz günü Kara Kuvvetleri Komutanlığının resmi telefonundan Osman Torunoğlu isimli bir üsteğmen tarafından arandığını ve 28. Mekanize Piyade Tugayı'na çağrıldığını anlatan Güney, hiçbir suça karışmadığını, sabaha kadar tugay binası önünde beklediğini öne sürdü.
Tahliye ve beraat talep eden Güney, 'Eğer bu hain kalkışmaya iştirak ettiğime, FETÖ denilen şeytani örgüte üye olduğuma ilişkin bir delil ortaya çıksın kalemimi kırmaya hazırım.' dedi.
- 'Sizi gideceğiniz yere bırakalım'
Sanıklardan eski yarbay Ayhan Özçelik de FETÖ ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, 15 Temmuz darbe girişimini lanetlediğini bildirdi.
15 Temmuz 2016'da yıllık izin dolayısıyla Kütahya'da bulunduğunu belirten Özçelik, öğle saatlerinde amiri Mehmet Aydın tarafından aranıp, atama ve terfi işleri için Ankara'ya çağrıldığını, bunun üzerine iznini bırakıp eşi ve iki çocuğuyla başkente döndüğünü anlattı.
Saat 22.56'da kışlaya geldiğini ifade eden Özçelik, amirinin çalışma yapmayacaklarını söylemesi üzerine, saat 23.46'da aracıyla evine dönmek için kışladan ayrıldığını, yolda trafiğin sıkışması üzerine aracı 4. Kolordu Kışlasının otoparkına bıraktığını öne sürdü.
Kolordu kışlasından çıkarken lojman civarında bir askeri aracın yanında durduğunu anlatan Özçelik, savunmasına şöyle devam etti:
'Araçta bir uzman çavuş ve bir er vardı. Bana 'Sizi gideceğiniz yere bırakalım.' dediler. Teklifi kabul edip araca bindim. Bu sırada uzman çavuşa telefon geldi. Bana 'Acilen jandarma sosyal tesislerine gitmemiz gerekiyor. Oraya gidelim dönüşte sizi bırakırız.' dedi. Beraber sosyal tesislere devam ettik. Anıtkabir civarında trafik tıkandı. Nedenini öğrenmek için araçtan indim. Gençlik Caddesi'nde zırhlı araçlar vardı, birinin komutanına sordum. Tatbikat dolayısıyla kışladan çıktıklarını, yolu kaybettiklerini söyledi. Şehir içinde tatbikat olmayacağını düşündüm. Bu işte bir yanlışlık olduğunu değerlendirdim. Kendilerine yardım edebileceğimi söyledim. Zırhlı araçtaki Uzman Çavuş Fatih Ünaldı'ya kışlaya dönmelerini söyledim. Sivil araçlar nedeniyle tanklar manevra yapıp geri dönemedi. Yardım maksadıyla bir zırhlı aracın üzerine çıktım. Tankları geri döndürmeye çalıştım. Bu konuda tanık ifadeleri de beni doğruluyor. Bu sırada silah sesi duyuldu. Erler ve uzman erbaşlar benim ateş ettiğimi beyan ediyorlar. Ben kimseye ateş etmedim. Bulunduğum araçtan kimseye ateş edilmedi. Zırhlı aracın içindeki bu tanıkların bulundukları yerden benim ateş edip etmediğimi görmeleri mümkün değil. Yönlendirmeyle ifade veriyorlar. Güvenlik kameraları görüntülerinde, ateş ettiğime dair bir kayıt yok. Gözaltına alındığımda tabancamı polise verdim. Balistik inceleme yapılabilir. Atışlar jandarma birliği ve ters yoldan gelen tanklar tarafından yapıldı. Araçları kışlaya döndürmeye çalıştım. Bunu yapamayınca tahliye emri verip polis gözetimine girdik. O bölgede polis gözetimine giren ilk kişiler bizdik. Çatışmayı ve meydana gelebilecek olayları engelledim.'
- 'Olaylarla zerre ilgim yok'
Genelkurmay Başkanlığını ele geçirmek üzere kışladan çıkarılan zırhlı araçlarla ilgisinin bulunmadığını savunan Özçelik, 'Olay mahallinden geçerken tesadüfen olaylara dahil oldum. Bir anda kendimi olayların içinde buldum. Olaylarla zerre ilgim yoktur. Askeri araç ve askerlerin kışlalarına dönmeleri için gayret ettim. Genelkurmaya terörist saldırı var denilerek kışladan çıkarılan bu tankları geri çevirmeye çalıştım. Söz konusu zırhlı araçlara kışlada binmedim. Olay yerine zırhlı araçlarla gelmedim. Ben sadece araçların kışlaya dönmelerini sağlamaya çalıştım.' diye konuştu.
Darbe girişiminde yer almadığını iddia eden Özçelik, 'Eğer darbeci olsam her ne pahasına olursa olsun araçları hedeflenen yere götürmeye çalışırdım.' dedi.
Sanıklardan eski uzman çavuş Ünaldı'nın, 'O sırada araca adını daha sonradan öğrendiğim Yarbay Ayhan Özçelik bindi. Aracı Meclis ile Genelkurmay arasına sürmemi istedi. Yolun kapalı olduğunu söyledim. O da bana dönüp 'Tüm sorumluluk bende halkı ezip geç' dedi. Ben de sinirli bir şekilde 'Ben polisin ve halkın üzerine aracı süremem gel kendin yap' dedim. Araçtan inip polislere sığındım.' şeklindeki beyanını kabul etmeyen sanık Özçelik, Ünaldı'ya zırhlı araçları kışlaya götürmeleri dışında bir emir vermediğini, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.
Özçelik, 'Ünaldı'ya 'Ateş et, ez geç' demedim. Onları TBMM ve Genelkurmaya yönlendirmedim. Kışlaya dönmeleri için gayret gösterdim.' diye konuştu.
Savunmanın ardından duruşmaya öğle arası verildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-19 Nisan (2017) 'Ankara 268 sanık Darbe/Mamak 28. Mek.Tug.' davası
(08 Eylül 2018, 11:38)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: