Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu´nun, kendisine ve derneğe ait telefonların ve bilgisayar yazışmalarının, dinlenip izlendiği şikayetiyle ilgili olarak MİT, Emniyet ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) görevlileri hakkında verilen ´takipsizlik´ kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararının, ´kanun yararına´ bozulması istemiyle Yargıtay´a götürülmesi için Adalet Bakanlığı´na başvurdu. Başsavcılığın dilekçesinde Yarsav eski başkanının dinlenip dinlenmediğine dair takipsizlik kararını kaldırarak TİB´in basılmasını sağlayan ve üstelik de baskında amaçlananın dışında Yarsav başkanıyla ilgisi olmayan Yargıtay dinleme bilgilerini elde eden Sincan hakimi Osman Kaçmaz eleştiriliyor.
TİB baskıncılarına yargıdan ağır eleştiri
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu´nun, kendisine ve derneğe ait telefonların ve bilgisayar yazışmalarının, dinlenip izlendiği şikayetiyle ilgili olarak MİT, Emniyet ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) görevlileri hakkında verilen ´takipsizlik´ kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararının, ´kanun yararına´ bozulması istemiyle Yargıtay´a götürülmesi için Adalet Bakanlığı´na başvurdu. Başsavcılığın dilekçesinde Yarsav eski başkanının dinlenip dinlenmediğine dair takipsizlik kararını kaldırarak TİB´in basılmasını sağlayan ve üstelik de baskında amaçlananın dışında Yarsav başkanıyla ilgisi olmayan Yargıtay dinleme bilgilerini elde eden Sincan hakimi Osman Kaçmaz eleştiriliyor.
Cumhuriyet Savcısı Harun Kodalak tarafından hazırlanan başvuru dilekçesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 12 Mart 2009 tarihli ´kovuşturmaya yer olmadığına´ dair kararında; şikayetçi Eminağaoğlu´nun talebi doğrultusunda, TİB´de yapılacak tespitlerin yasal sakıncalarının gerekçeleriyle anlatılmasına rağmen, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin 3 Ağustos 2009 tarihli tahkikatın genişletilmesi kararında ise Başsavcılıkça belirtilen gerekçelerin hiçbirinin değerlendirilmediği gibi mahkemenin de hiçbir gerekçe sunmadığı kaydedildi. ´Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, tam bir kesinlik ifade etmeyen bir gerekçeyle Başsavcılığın vermiş olduğu takipsizlik kararının kaldırıldığı´ ifade edilen dilekçede, mahkemenin söz konusu kararının ´bir çok yönden usul ve yasaya aykırı olduğu´ savunuldu.
1) Kaçmaz, TİB baskın kararında suç, suçlu ve şüphelileri belirtmedi
Dilekçede, ´Öncelikle bir kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kaldırılıp dava açılmasına karar verildiğinde, karar içeriğinde hangi şüpheli ya da şüphelilerin, hangi eylem ya da eylemlerinin, ne surette hangi suçu ya da suçları oluşturduğunun belirtilmesi gerekli iken Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararında bu esaslara göre belirlenmiş hiçbir şüpheli ismi, eylemi ve suç ismi belirtilmemiştir. Karar bu yönüyle tamamen belirsiz ifadeler içermektedir´ denildi.
2) Yargıtay telefonlarının dinlendiğinin tespiti Yarsav´la ilgili değil
Yargıtay Birinci Başkanlığının telefonunun dinlendiğine dair iddiaların ise bu soruşturmanın konusu olmamasına rağmen, mahkemenin kaldırma kararına gerekçe gösterildiği anımsatılan dilekçede, ´Bu gerekçe, bu anlamda yerinde değildir. Yargıtay Birinci Başkanlığının telefonlarının dinlendiğine dair iddialar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca halen ayrı bir soruşturma konusu olarak araştırılmaktadır´ görüşüne yer verildi.
3) Kaçmaz, Yarsav başkanının iddialarına dair hiçbir delil elde edemediği halde takipsizlik kararı verdi
Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, tahkikatın genişletilmesine dair kararından sonra yapılan keşif ve bilirkişi raporunda Eminağaoğlu´nun iddialarına ilişkin hiçbir delil elde edilemediği kaydedilen dilekçede, şikayetçi Eminağaoğlu´nun ´önleme dinlemesi´ şeklinde verilmiş mahkeme kararlarına istinaden dinlenmediği ve izlenmediğinin, bu soruşturma sonucunda açıkça tespit edildiği belirtildi. Dilekçede, şunlar kaydedildi: ´Kanımızca 5397 sayılı Yasa kapsamında, MİT ve Emniyet görevlilerince özel yetkili mahkemelerden alınan kararlara istinaden yapılan işlemler suç teşkil etmemekle birlikte şikayetçinin aksini iddia ettiği bu hususlarda hiçbir delil elde edilememiştir. Yine şikayetçinin CMK´nın 135. ve devamı maddelerine göre ilgili mahkemelerden alınan kararlara istinaden yapılan dinleme ve izleme faaliyetlerine dair ise önceden bilinen bir şikayetine ve itirazına rastlanılmamıştır. O halde toplanan tüm delillerin değerlendirilmesinde ortada suç oluşturan ve kamu davasının açılmasını gerektiren hiçbir eylem, mahkemece değerlendirilmesi gereken hiçbir delil, dolayısıyla hiçbir suçlu bulunmadığı açıktır. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi bu sebeple kaldırma kararında muğlak ifadeler kullanıp Başsavcılığa hiçbir şüpheli ismi, suç ismi ve suçlu eylemi bildirmemiştir.´
4) Kaçmaz, ilgili kurumlardan soruşturma izni talep etmesi gerekirken doğrudan dava açtı
MİT ve Emniyetin, önleme dinlemesi talep etmeleri ve alınan mahkeme kararlarına istinaden bu konuda yaptıkları çalışmaların adli görevin dışında idari nitelikli olduğu vurgulanan dilekçede, bu hususlarda öncelikle söz konusu kuruluşların ilgili kanunları uyarınca soruşturma izni talep edilmesi gerekirken, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´doğrudan dava açılmasına´ karar vermesinin, soruşturma iznine dair kuralı göz ardı ettiği ileri sürüldü.
5) Kaçmaz dava açarken gerekçe göstermedi oysa bu anayasaya açıkça aykırı
Anayasa´nın 141. maddesindeki ´...bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır...´ şeklindeki hükmü hatırlatılan dilekçede, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, soruşturmanın genişletilmesine dair kararında hiçbir gerekçe gösterilmediği ve kararın bu yönüyle Anayasa´ya açıkça aykırı olduğu savunuldu. Dilekçede, söz konusu nedenlerle Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararının, ´kanun yararına´ bozulması istemiyle Yargıtay´a başvurulması talep edildi. ( Star)
Sincan Hakimi, Eminağaoğlu gibi Paksüt hakkındaki takipsizlik kararını da kaldırdı
Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu´nun, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın verdiği takipsizlik kararının kaldırılması yönündeki itirazını, ´haklı ve yerinde´ görerek, Başsavcılığın, MİT, Emniyet ve TİB görevlileri hakkında vermiş olduğu ´kovuşturmaya yer olmadığına´ ilişkin kararını kaldırmıştı. Yarsav başkanı Eminağaoğlu, dinlediğini iddia ederek savcılığa başvurmuş ancak soruşturma sonucunda delil yetersizliği sebebiyle takipsizlik kararı verilmişti. Ancak Eminağaoğlu takipsizlik kararı üzerine pes etmeyerek Sincan mahkemesine başvurmuş ve Hakim Osman Kaçmaz takipsizlik kararını kaldırarak TİB´e baskın yapılmasını sağlamıştı. Baskında Eminağaoğlu ile ilgili olmayan bazı dinleme kayıtları da elde edilmiş, baskıncılar ulaşabildikleri dinleme kayıtlarından bazı hakim ve savcıların da Ergenekon kapsamında dinlendiğine dair kayıtları basına sızdırarak yargıda telekulak tartışmalarına yol açmış, Ergenekon soruşturması üzerinde baskı oluşturmuştu. Paksüt´ün dinlendiği iddialarına yönelik takipsizlik kararının Özel Harp aramalarının başlamasının hemen ardından kaldırılması Kontrgerillacıların misilleme hazırlığı olarak algılanmıştı. Bu iddiaya göre, Yarsav başkanı Eminağaoğlu olayında olduğu gibi Anayasa Mahkemesi üyesi Osman Paksüt´ün dinlediğine ya da izlendiğine dair ´takipsizlik´ kararının kaldırılmasıyla TİB´e ya da Ergenekon soruşturma bilgilerinin bulunduğu Emniyet İstanbul Organize Şube´ye tekrar baskın yapılarak Ergenekon soruşturma bilgilerinin elde edilmesi denenecek.
Kontrgerillanın en büyük direnişi yargıdan geliyor
Birileri hakim cüppesine gizlenmeye çalışarak verdiği kararları meşru göstermeye çalışıyor. Kontrgerillanın yargıya nasıl sızdığının çarpıcı bir örneği Sincan´da yaşanıyor. Hakim Osman Kaçmaz hakkında deliller ciddi bulunarak birden çok suçlamayla Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi´nde dava açıldı. Kaçmaz, 2 ila 6 yıl arasında ceza istemiyle yargılanacak. Suçlamalardan en ağırı bir çete davasına bakan ve o çeteye bilgi sızdırdığından şüphelenilen savcı arkadaşını teknik takip altında olduğu konusunda uyarmasıydı. Bir hakim böyle bir ihaneti nasıl yapabilir? Eğer o savcı arkadaşı çeteye bilgi veriyorsa onu uyarmasıyla bu suça iştirak etmiş oluyor, vermiyorsa zaten ortaya çıkacaktır. Böyle ciddi bir suçlamayla ilgili deliller yeterli görülerek yargılanmaya başlanacak bir kişinin hala hakim cüppesiyle kararlar vermesine bile şaşmalı. Böyle bir şaibe altında bulunan Kaçmaz, TİB baskınıyla Özel Harp baskınını kıyaslayarak kendisinin eleştirilmesini eleştiriyor: ´Kozmik odadaki arama kararını sizin takdirinize bırakıyorum. Bir hakim kozmik odayı arıyor. Ses çıkmıyor. Biz TİB deyince yer yerinden oynuyor.´ Kaçmaz iki baskını aynı göstermeye çalışıyor, oysa TİB baskınına 20´ye yakın mahkeme karşı çıkıp izin verilmemesini isterken ve son olarak yukarıdaki satırlarda da belirtildiği gibi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı hukuk ihlallerini sıralayarak ağır eleştiriler getirirken Özel Harp baskını için böyle bir karşı çıkış sözkonusu olmadı. Özel Harp baskınına HSYK´daki Ali Suat Ertosun ve Genelkurmay karşı çıktıysa da üst mahkemede itirazlar reddedildi.
Abdullah Harun
(19 Ocak 2010, 12:25)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Sincan hakimi Kaçmaz´ın skandal ´tüm gizli dinlemeleri inceleme´ kararı
TİB baskınına engel olan tüm kurumlara dava istedi
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri