Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 243 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
30.06.2018 12:24 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 243 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
25.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada eski kurmay yarbay Yasin Kayabaşı savunma yaptı.
Darbe girişiminin yaşandığı gün Jandarma Genel Komutanı olan emekli Orgeneral Galip Mendi'nin İstanbul seyahatinin planlanması nedeniyle mesaide kaldığını anlatan Kayabaşı, akşam saatlerinde kışlaya terör saldırısı olabileceğinin söylendiğini, bu kapsamda bazı askerlerin önlem aldığını söyledi.
Nizamiye bölgesinde çatışma yaşandığını belirten sanık Kayabaşı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın televizyondaki açıklamalarından yaşananların darbe girişimi olduğunu öğrendiğini iddia etti.
Bunun üzerine karargahtan ayrılmak istediğini ancak çatışmalar nedeniyle çıkamadığını ileri süren sanık Kayabaşı, üzerine atılı suçları işlemediğini savundu.
İddianamedeki ByLock kullandığına dair tespitle ilgili de savunma yapan Kayabaşı, 'ByLock kullanmadım. Programın adını cezaevinde öğrendim.' beyanında bulundu.
'Ben darbeci ve FETÖ'cü değilim. Darbelere karşıyım.' şeklinde savunma yapan sanık Kayabaşı, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmada, darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı Terör Olayları Şube Müdürü olan eski kurmay yarbay Yusuf Köz savunma yaptı.
İddianamede, olay günü derdest edilen müştekilerin rehin tutulduğu salon önünde bulunarak, müştekilerin karşı faaliyette bulunmalarını engellemek amacıyla talimatlar verdiği ve darbe girişimine karıştığı belirtilen askerleri yönlendirdiği belirtilen Köz, darbe girişimini öncesinden bilmediğini savundu.
Görevi gereği mesaisinin geç saatlere kadar sürdüğünü, 15 Temmuz'da da mesaide olduğunu anlatan sanık Köz, askeri birliklere terör saldırısı olabileceği yönündeki istihbarat üzerine kışla ve personel emniyetine yönelik önlemler aldığını iddia etti.
Köz, olay gecesi silahını kullanmadığını, kanunsuz bir işe karışmadığını ve kimseye kanunsuz bir emir vermediğini ileri sürerek, üzerine atılı olan suçlamalardan beraatini istedi.
FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı ByLock'u 16 Ağustos 2014'ten itibaren kullandığı tespit edilen darbe sanığı Köz, 'ByLock'u ilk defa cezaevinde duydum.' dedi.
Sanık Köz, olay gününe ait karargahtaki güvenlik kamera kayıtlarını da kabul etmediğini bildirdi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
26.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, olay tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Daire Başkanı olan eski albay Şükrü Demirtürk savunma yaptı.
Demirtürk, özel işlerini halletmek, hasta olan babası için hastane araştırma yapmak ve arabasının modelini yükseltmek istemek için 14-15 Temmuz'da 2 günlük izin aldığını belirtti.
15 Temmuz günü arabalara bakmak için galerilere gitmesinin ardından akşamüzeri ara sıra simkart arızası veren telefonunu tamir ettirmek için bir alışveriş merkezine gittiğini ifade eden Demirtürk, saat 22.00 sıralarında radyolardan bazı terör haberleri duyduğunu anlattı.
Mağazalardaki televizyonlardan boğaz köprüsünün kapatıldığını gördüğünü anlatan Demirtürk, o dönemde büyük karargahlara terör saldırısı olabileceği yönündeki mesajlarla sürekli uyarıldıklarını söyledi.
Demirtürk, 15 Temmuz gecesi saat 22.30 sıralarında terör saldırısı ihtimaline karşı sorumluluk bilinciyle karargahına gittiğini iddia ederek, karargaha geldikten belli bir süre sonra odasına gittiğini ve gün ağarıncaya kadar genel itibarıyla odasında kaldığını öne sürdü.
Sıkıyönetim direktifini bilmediğini ileri süren Demirtürk, hiçbir terör örgütüyle bağlantısı olmadığını savunarak suçlamaları reddetti.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Duruşmada, sınıklar Kadir Söylemez ile Süleyman Karaca savunma yaptı.
Eski Kurmay Binbaşı Kadir Söylemez, 15 Temmuz günü olağan dışı bir şeyler olduğunu düşündüğü için 22.30-23.00 saatleri arası özel arabasıyla karargaha gittiğini belirtti.
Karargaha girdiğinde içeride bir kaos ortamı gördüğünü anlatan Söylemez, kimsenin ne yapacağını bilmeden sağa sola koşuştuğunu söyledi.
Odasına çıkarak üniformasını giydiğini ve harekat merkezine gittiğini aktaran Söylemez, daha sonra duyduğu silah seslerinden sonra terör saldırısı olduğunu anladığını ifade etti.
Söylemez, sabaha kadar personeliyle bir odada beklediklerini ve hiç silah kullanmadıklarını savundu.
Hiçbir terör örgütüyle bağı olmadığını iddia eden Söylemez, suçlamaları reddederek, tahliyesini istedi.
Eski Albay Süleyman Karaca da sıkıyönetim direktifini bilmediğini ileri sürerek, hiçbir terör örgütüyle bağlantısı olmadığını savundu.
Karaca, suçlamaları reddederek, tahliyesini talep etti.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
27.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları ve bazı sanık yakınları katıldı.
Duruşmada savunma yapan eski astsubay Ümit Tekerlek, olay tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı Bilgi Sistem Daire Başkanlığında görev yaptığını anlattı. Olay günü rutin mesaisini tamamladıktan sonra eşini ailesinin yanına bıraktığını belirten Tekerlek, evinde oturduğu sırada televizyondan terör saldırısıyla ilgili haberler izleyip evden çıktığını ileri sürdü.
Görev yerine saat 22.00 civarı gittiğini ifade eden Tekerlek, 'Kapıdan girişte yerde yatan yaralı bir binbaşı gördüm. Oradakilere ne olduğunu sorduğunda terör saldırısı olduğunu söylediler. Bunun üzerine içeriye koştum. İçerde bulunan turnikeleri geçtiğimde yüzbaşı Erkan Demir, bana hitaben 'Çabuk üzerini değiştir. Saldırı var' dedi. Ben de hemen üzerimi değiştirdim.' diye konuştu.
Tekerlek, yüzbaşı Demir'in emri üzerine silah ve kamuflaj aldığını, daha sonra katları dolaştığını, uçak ve bomba sesleri sonrası dışarı çıkmadığını, sabaha karşı da gelen emniyet güçlerine sığındığını öne sürdü.
Görev bilinciyle Jandarma Genel Komutanlığına gittiğini öne süren Tekerlek, daha önceki ifadelerini baskı altında verdiğini ve hatırlamadığını iddia etti.
– FETÖ üyesi olduğuna dair itiraflarını reddetti
Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, sanığın emniyet ve savcılık aşamasında verdiği şu beyanı okudu:
'14 Temmuz 2016'da saat 22.00 sıralarında evimde bulunduğum esnada daha önce hiç görmediğim, isminin Halit olduğunu söyleyen 30, 35 yaşlarında düzgün traşlı bir şahıs bana FETÖ mensubu olduğunu, benim de kendisinin eski öğrencileri olduğumu söyledi. Beni inandırmak için Kilis Meslek Lisesi yıllarında FETÖ'ye ait evlere beraber gittiğim arkadaşlarımın isimlerini söylemesi üzerine bu kişiye inandım. Ben lise son sınıfta 3, 4 ay kadar bir görüşmem oldu. Ben bu gruba sadece ders çalışmak için katılmıştım. Bu şahıs bana 'Yarın TSK tarafından açığa alınacaksın. 15 Temmuz akşamı kışlanda olursan açığa alınmazsın, TSK seni korur' dedi.'
Sanık Tekerlek, avukatı huzurunda vermiş olduğu ifadeleri kabul etmediğini, bu beyanları şiddete maruz kalarak verdiğini ve beyanların kendisine yazdırıldığını iddia etti.
Bunun üzerine Başkan Köksal, sanığa, 'İfadende zaman, mekan ve tek tek isim vermişsin. Halit'ten niye bahsettin?' diye sordu. Sanık Tekerlek, 'O sadece kurguydu efendim, orada sağda solda duyduğum isimleri söyledim.' diye yanıt verdi.
Sanık eski üsteğmen Yunus Özer de olay tarihinde İstihbarat Şube Müdürlüğünde görev yaptığını aynı zamanda asayiş kısım amirliğine de vekalet ettiğini bildirdi.
Dönemin Ankara Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Erdal Karlıdağ'ın emri üzerine Jandarma Genel Komutanlığına gittiğini ileri süren Özer, savunmasına şöyle devam etti:
'Müdürümüz Erdal binbaşı beni aradı. 'Beştepe'den bekleniyoruz. Arkadaşları da al, yola çıkıyoruz' dedi. Üsteğmen Serkan Polat beni aradı. 'Müdür bizi Beştepe'ye acil olarak çağırdı, gelmek istiyorsanız gelin' dedim. O da evde olduğunu söyledi. Sonradan o da geldi. Sivil kıyafetli gitmiştik. İlk anda Erdal binbaşının yanına gittik. Durumu sorduk. Oradakilerden birisi 'bir ve iki numara rehin alınmış' dediğini duyduk. Bizim aklımıza jandarma genel komutanı ile kurmay başkanı geldi. Bize 'dışardan eylem yapabilirler, nizamiyeleri tutun' dediler.'
Daha sonra helikopter ve mermi sesleri duyduğunu ve o andan itibaren yasa dışı bir faaliyette bulunmadığını savunan Özer, tahliyesini talep etti.
Sanık eski üsteğmen Murat Saçıkara da yaptığı savunmada isnat edilen suçlamaları kabul etmeyerek tahliye talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
28.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, sanık ve avukatlarının tahliyeye yönelik taleplerinin alınacağını belirterek taraflara söz verdi.
Ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, 'mevcut delil durumu', 'kuvvetli suç şüphesini gösteren somut olguların varlığı' ve 'sanıkların bir kısmının savunmalarını yapmadıkları' gerekçesiyle sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.
Duruşmaya verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık eski teğmen Emrah Bulut'un adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Duruşmaya 2 Temmuz Pazartesi günü devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Haziran (2017) 'Ankara 243 sanık (ilk 244) Darbe/Jand.Gn.Komutanlığı' davası
(30 Haziran 2018, 12:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: