Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
26.05.2018 13:16 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
21.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmada, eski uzman çavuş Emre Cengiz savunma yaptı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da evinde bulunduğu sırada, nöbetçi personelin alarm verildiğini söylemesi üzerine Muhafız Alayı kışlasına gittiğini belirten Cengiz, teçhizatlarını alarak içtima alanına geçtiğini anlattı.
Cengiz, toplanma reaksiyon süresinin ölçülmesinden sonra birlik komutanı binbaşı Osman Koltarla'nın DEAŞ'ın bazı kamu kurumlarına saldırabileceği istihbaratı alındığı bilgisini paylaştığını aktardı.
Bir süre sonra Koltarla'nın, 'Keşke böyle bir şey yaşanmasıydı, artan terör olaylarından dolayı sıkıyönetim ilan edildi, Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu.' açıklamasını yaptığını bildiren Cengiz, bu gelişmeye anlam veremediklerini dile getirdi.
İlerleyen saatlerde Koltarla'nın emriyle otobüslere bindiklerini, nereye götürülecekleri konusunda bilgilendirme yapılmadığını iddia eden Cengiz, daha sonra Milli Savunma Bakanlığının (MSB) Oran'daki lojmanlarına geldiklerini kaydetti.
Burada bir süre kaldıktan sonra Muhafız Alayından TRT binasına giden askerlerin de kendilerinin bulunduğu yere geldiğini ifade eden Cengiz, bunun üzerine Koltarla'nın birliğe dönmeye karar verdiğini anlattı.
Darbe girişiminde yer almamak için karargaha geldiklerini, burada darbe teşebbüsünü destekleyen askerlerin derdest edilmesi işlemine katıldığını iddia eden Cengiz, suçsuz olduğunu savundu.
FETÖ üyesi olmadığını, buna ilişkin iddianamede somut bir delilin bulunmadığını belirten Cengiz, tutuksuz yargılanmayı talep etti.
İlk ifadesini kabul etmedi
Sanık Hüseyin Gürcü de emir komuta zinciri içerisinde hareket ettiğini, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini kaydetti.
Tatbikat yapılacağı gerekçesiyle birliğe çağrıldığını, reaksiyon süresinin ölçülmesinin ardından eve gönderileceklerini beklerken MSB lojmanlarına götürüldüklerini ifade eden Gürcü, burada bir süre bekledikten sonra kışlaya döndüklerini belirtti.
Bu sürede darbe girişimine katkı sağlayacak bir eylemde bulunmadığını öne süren Gürcü, suçsuz olduğunu savundu.
Savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Gürcü, Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın sorularını cevapladı.
Mahkeme Başkanı İlhan, hazırlık aşamasındaki ifadesinde, Koltarla'nın heyecanlı bir şekilde TSK'nın yönetime el koyduğuna ilişkin beyanını hatırlatması üzerine Gürcü, önceki ifadelerini kabul etmeyerek böyle bir açıklamasının olmadığı iddiasında bulundu.
'Darbeyi radyodan öğrendik'
Sanık Hüseyin Olçan ise darbe girişiminden önce Muhafız Alayında uzman erbaş olarak görev yaptığını söyledi.
Olay tarihinde komutanları tarafından alarm verildiğini, bunun üzerine birliğe gittiğini belirten Olçan, araçlara bindirilerek MSB lojmanlarına götürüldüklerini ifade etti.
Bu sırada aracın radyosundan darbe girişimine ilişkin haberleri duyduğunu aktaran Olçan, Koltarla'nın TRT binasında yaralıların olduğunu, onları almak için görevlendirildiklerini söylediğini dile getirdi.
İlerleyen saatlerde Koltarla'nın kanunsuz bir eylemde bulunmayacaklarını kaydederek, birliğe dönmeleri için emir verdiğini iddia eden Olçan, bunun üzerine Muhafız Alayına döndüklerini söyledi.
Duruşmaya ara verildi.
23.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Adem Akbulut, Muharrem Karakaya, Yavuz Dikmen, Yasin Kavutçu, Mehmet Kuru ve Hakan Gürbüz savunma yaptı.
İddianamedeki suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, suçsuz olduklarını iddia ederek tutuksuz yargılanmayı talep etti.
Sanık savunmalarının ardından yarın devam edilmek üzere duruşmaya ara verildi.
25.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, sanık eski uzman çavuş Mustafa Sökmen savunma yaptı.
Sökmen, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü rutin mesaisinin ardından evine gittiğini, akşam saatlerinde verilen alarm üzerine tatbikat olduğunu düşünerek alaya döndüğünü belirtti.
İçtima alanındaki sırasına geçtiğini anlatan Sökmen, birlik komutanı binbaşı Osman Koltarla'nın alarmı verildiğini, bazı kamu kurumlarına terör saldırısı düzenleneceği istihbaratı alındığını iddia ettiğini aktardı.
Daha sonra araçlarla kışla dışına çıkarıldıklarını ifade eden Sökmen, koruma amacıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesine götürüleceklerini düşündüğünü, ancak Milli Savunma Bakanlığı'nın ORAN'daki lojmanlarına gittiklerini söyledi.
Lojmanlar ile TRT yerleşkesinin arasındaki tel örgülerinin söküldüğünü anlatan Sökmen, burada bir zaman bekledikten sonra TRT'den gelen askerle Muhafız Alayı'na döndüklerini kaydetti.
Burada kaldığı süre boyunca darbe girişimine destek verecek bir eylemde bulunmadığını savunan Sökmen, tutuksuz yargılanmayı talep etti.
- 'Külliye'ye gideceğimizi düşünüyordum'
Sanık eski uzman çavuş İsamettin Cihan da DEAŞ saldırısına karşı alarm verildiğini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki nöbetçilere destek vermek amacıyla kışla dışına çıkarıldıklarını zannettiğini, bir süre sonra geldikleri yerin Oran Lojmanları olduğunu fark ettiğini belirtti.
Uçakların alçaktan uçması nedeniyle herkesin dağılarak kendi güvenliğini sağlamak için binaların etrafına dağıldıklarını anlatan Cihan, takım komutanı Burak Aslan'ın yanlış işlerin yapıldığını, bu nedenle alaya döneceklerini söylediğini aktardı.
Saat 04.30'da görev yeri olan Muhafız Alayına geldiklerini ifade eden Cihan, televizyonda darbe girişimine ilişkin gelişmeleri izlemeye başladıklarını kaydetti.
Darbe faaliyetine destek veren askerlerle olay günün nöbetçi amir olan binbaşı Haydar Aktaş'ın derdest edildiğini öğrendiğini bildiren Cihan, darbe faaliyetinde yer almadığını, FETÖ ile ilişkisinin bulunmadığını öne sürdü.
Darbe teşebbüsüne ilişkin önceden bilgisinin bulunmadığını söyleyen Cihan, suçsuz olduğunu iddia ederek tahliye talebinde bulundu.
Sanık uzman çavuşlar Halil Altındağ ile Samet Sarı'nın savunmalarının ardından duruşmaya ara verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, sanık eski uzman çavuş Gökhan Ayçetin hakim karşısına çıktı.
Uzun yıllar Doğu ve Güneydoğu'da terörle mücadele kapsamında görev yaptığını belirten Ayçetin, devlete ve muhafızı olarak görevlendirildiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı ihanet içinde olmadığını iddia etti.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da evinde bulunduğu sırada, alarm verildiğini söylemesi üzerine kışlaya gittiğini belirten Ayçetin, kışla içtima alanındaki sırasına geçtiğini anlattı.
Bir süre sonra toplanma reaksiyon süresinin ölçüldüğünü ifade eden Ayçetin, binbaşı Osman Koltarla'nın, eski alay komutanı Barış'ın denetlemesinin ardından herkesin evine gidebileceğinin söylediğini aktardı.
Bekledikleri sırada Koltarla'nın, DEAŞ'ın bazı kamu kurumlarına saldırabileceği istihbaratı alındığı bilgisini kendileriyle paylaştığını bildiren Ayçetin, bir süre sonra Koltarla'nın, 'yönetime el konulduğu' şeklinde bir telsiz çağrısı aldığını ancak ayrıntılı bilgiye sahip olmadığını söylediğini anlattı.
İlerleyen saatlerde Koltarla'nın emriyle otobüslere bindiklerini, nereye götürülecekleri konusunda bilgilendirme yapılmadığını iddia eden Ayçetin, daha sonra Milli Savunma Bakanlığının (MSB) Oran'daki lojmanlarına geldiklerini kaydetti.
Burada bir süre kaldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına döndüklerini ifade eden Ayçetin, bu süre zarfında darbe girişimine katkı sağlayacak bir eylemde bulunmadığını iddia etti.
Rütbesi gereği emirleri sorgulama konumunda olmadığını savunan Ayçetin, 'Yıllarca Güneydoğu'da teröre karşı mücadele ettim, bu uğurda birçok şeyimi yitirdim. Ankara'ya geldim yine kendimi terörün içinde buldum. Amirlerimizin hain olabileceğini hiçbir zaman düşünmedim.' ifadesini kullandı.
Tutuklu sanıklar Halil Kara ve Muhammet Kayhan da savunma yaptı.
İddianamedeki suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, suçsuz olduklarını iddia ederek tutuksuz yargılanmayı talep etti.
Mahkeme heyeti, savunmaların ardından 28 Mayıs Pazartesi günü devam edilmek üzere duruşmaya ara verdi.
- Sanık sayısı 521'e düşmüştü
Davanın 14 Mayıs'ta görülen duruşmasında, başka davalarda da sanık konumundaki 8 sanığın dosyasının mevcut davadan ayrılarak, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Akıncı Üssü davası ile birleştirilmesine karar verildiği açıklanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame ile ilk başta 534 kişi hakkında açılan davanın ilerleyen aşamalarında aralarında eski başyaver Ali Yazıcı'nın da bulunduğu bazı sanıkların dosyasının mevcut davadan ayrılmasına, bazı sanıkların da başka davalardan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasına birleştirilmesi kararlaştırılmıştı. Mahkeme tarafından alınan son birleştirme ve ayırma kararlarından ardından Muhafız Alayı darbe davasının sanık sayısı 521'e düşmüştü.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Mayıs (2017) 'Ankara 521 sanık (ilk 534) Darbe/Cumhurb. Muhafız Alayı' davası
(26 Mayıs 2018, 13:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: