Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılanmasına devam edildi.
12.05.2018 17:11 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılanmasına devam edildi.
07.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Halit Çokan, TBMM adına avukat Ömer Burak Barış ile AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan'ın avukatı Samet Genç de duruşmada hazır bulundu.
Duruşmayı, AK Parti Kocaeli İl ve Kandıra İlçe Gençlik Kolları Üyeleri ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.
Mahkeme heyeti, gelen evrakların tutanak altına alınmasının ardından, sanık ve tanıkların avukatlarının duruşmaya gelmemesi üzerine, duruşmayı öğleden sonraya erteledi.
Öğleden sonra gerçekleştirilen duruşmada, darbe girişiminde, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda astsubay olarak görev yapan, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan Ş.T, tanık olarak dinlenildi.
FETÖ üyeliğinden hakkında soruşturma açıldığını belirten Ş.T, kaçan darbeci amirallerin İstanbul'a götürülmesinde otomobiliyle artçı olarak görev aldığı iddia edilen "mahrem abi" konumunda olduğu değerlendirilen, meslekten ihraç edilen eski öğretmen tutuklu sanık Mehmet Sarı'yı, emniyette fotoğrafından teşhis ettiğini ve kendisini "Serhat" kod adıyla tanıdığını söyledi.
"Fetullah Gülen'e ait kitaplar okuyorduk"
Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'na tayin olduğu 2009 yılında, İstanbul'dan "Hamza" kod adlı kişinin, kendisini Mehmet Sarı ile tanıştırdığını anlatan Ş.T, "Bana 'Bundan sonra sohbet abin bu kişidir.' dedi. Mehmet Sarı ile ayda bir İzmit ilçesinde bir evde buluşuyor, dini ve Fetullah Gülen'e ait kitaplar okuyorduk. Donanma Komutanlığı'nda cami olmadığı için dini ihtiyacımı burada gideriyordum. Ben, o zamanlar cemaat olarak bilinen bu yapıda dini amaçlı bulundum. Terör örgütü olduğunu bilmiyordum." diye konuştu.
Mehmet Sarı'nın kendisine darbe ile ilgili bir şey söylemediğini, görevli olduğu Donanma Komutanlığı'ndaki işleyiş ve personel hakkında bir bilgi talebinde bulunmadığını aktaran Ş.T, "Bu yapıda kimse kimseyi fazla tanımazdı. Gizlilik vardı. Bizi sohbet olduğunda genelde cep telefonundan arıyorlardı. Sonra sabit hatlardan görüşmeye başladılar. Mehmet Sarı bizi 'Orhan' kod isimli abiye devretti. Ben devletime yardımcı olmak için tüm bildiklerimi anlattım. Benim de bir suçum varsa boynumuz kıldan incedir. Cezam neyse çekmeye hazırım." ifadelerini kullandı.
Tanık Ş.T, sanık Mehmet Sarı'ya ayda 50-300 lira arasında himmet verdiğini belirterek, "Bu yapının içinde bazı arkadaşlar 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmişlerse, bu bizi üzmüştür. Eğer Mehmet Sarı, darbe girişimine katıldıysa, suç işlediyse cezasını çeksin." dedi.
Sanık Mehmet Sarı ise tanık Ş.T'yi tanımadığını ileri sürdü.
Duruşma, diğer tanıkların dinlenilmesiyle devam etti.
Firari amirallerin kaçırılmasına "mahrem abi" yardım etmiş
Firari durumdayken, Kazakistan'da yakalanıp Türkiye'ye getirilen tutuklu sanık eski öğretmen Enver Kılıç, hakkındaki "Örgütün üst seviyede mahrem abisi konumunda bulunduğu, diğer mahrem abiler vasıtasıyla firari durumda iken tutuklu darbeci amiraller eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ve halen firari durumda olan eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın Kocaeli'de saklanmalarına ve barınmalarına yardımcı oldukları, yine kendi sevk ve idarelerindeki 35 AD 4360 plaka sayılı araçla adres değiştirmelerine ve 09.08.2016 tarihinde İstanbul'a gitmelerini sağladığı, giderken aracıyla diğer araçlara eskortluk yaptığı ve örgütün iletişim sistemi olan ByLock kullanıcısı olduğu" iddialarına karşı savunma yaptı.
İddianamede, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetme" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan cezalandırılması istenen Kılıç, suçlamaların hiç birini kabul etmediğini söyledi.
"FETÖ iltisaklı okulda çalıştığımız için iş bulamadık"
FETÖ'nün mahrem yapılanmasında üst düzey yönetici olmadığını, darbeci amirallerin kaçırılmasına ve saklanmaları için yer temin edilmesine yardım etmediğini öne süren Kılıç, "15 Temmuz akşamı evimdeydim. Darbe girişimi olduğunu televizyondan öğrendim. ByLock indirmedim ve kullanmadım. Üzerime kayıtlı iki hattı da ben kullanıyordum. Birini de bazen eşim kullanırdı. FETÖ'nün terör örgütü olduğunu basından öğrendim. FETÖ ile iltisaklı olan bir okulda eşim ve ben, 5 yıl öğretmenlik yaptık. Okul KHK ile kapatılınca, işsiz kaldık. FETÖ ile iltisaklı bir kurumda çalıştığımız için kimse iş vermiyordu. ya mesleği bırakacaktık ya da yurtdışına gidecektik. Kolay iş bulabilirim diye 17 Ağustos 2016'da eşim ve çocuklarımla birlikte Kazakistan'a gittik. Orada eşimle Türkçe öğretmenliği yaptık." diye konuştu.
Mahkeme başkanı PTS kayıtlarını sordu
Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'nin "Firari darbeciler eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ı İstanbul'a götüren davanın 'mahrem abi' konumundaki diğer sanıkları Emrah Çoban, Oktay Aygün ve Mehmet Sarı'nın araçlarını eskortluk yaparak yakından takip ettiğin, çok sayıdaki PTS (Plaka Tanıma Sistemi) ile tespit edildi. Buna ne diyeceksin?" şeklindeki sorusunu Kılıç, "İmren ve Ekici'yi tanımıyorum. Benim ailem 60 yıldır İstanbullu, çok yakın akrabalarım var, sık sık İstanbul'a gidiyorum. O gün de İstanbul'a gitmiş olabilirim. İzmit - İstanbul yönü çok hareketli. Amiralleri götüren araçlarla yakın mesafede gitmem tesadüf olabilir, doğaldır." şeklinde cevapladı.
Kılıç, Bank Asya'da hesabının bulunmasının, Fetullah Gülen'in çağrısı ile bir ilgisinin olmadığını, maaşı o bankaya yattığı için hesap açtırdığını savundu.
FETÖ'cü olmadığını öne süren Kılıç, beraatini ve tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanıklar Nazmi Ekici ve Hayrettin imren, Enver Kılıç'ı ilk defa duruşma salonunda gördüklerini ileri sürdü.
Sanık avukatı Murat Altun ise müvekkilinin darbeci olduğuna ve darbecilerle iş birliği yaptığına dair dosyada somut bir delil olmadığını öne sürerek, "Bu nedenle müvekkilim 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetme" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ile suçlanamaz ve ceza verilemez. Bir tek ByLock kullandığı iddia edilen rapor vardır. MİT'in, ByLock raporları hukuki yollardan elde edilmemiştir. Kaçma ve delilleri karartma şüphesi olmayan müvekkilimin adli kontrol şartıyla tahliyesini talep ediyoruz." diye konuştu.
İtirafçı tanık
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan inşaat mühendisi O.H. de tanık olarak dinlenildi.
Kocaeli'de örgütün TSK yapılanmasında "Sadık" kod adıyla astsubaylardan sorumlu mahrem abi olduğunu ve yapı içerisinde müdür yardımcısı pozisyonunda olduğunu belirten O.H, "Bünyemizde sadece asker yoktu, polis de vardı. Biz bu yapıya dini duygularla girdik. Vatan, millet sevgisinden bahsediyorlardı. Darbeye, darbecilere karşı olduklarını söylüyorlardı. Astsubay ve polislere müstear isim veriyorduk, tanınmamaları için. Böyle bir gizlilik vardı. Genel müdür, müdür, müdür yardımcısı gibi hiyerarşik bir yapı vardı. Bunların altlarında da 20-25 öğretmen vardı." ifadelerini kullandı.
Donanma davasının tutuklu sanıklarından "Mert" kod isimli Yakup Dalkılıç'ın örgüt içinde Genel Müdür seviyesinde olduğunu, "Kamil" kod adlı Oktay Aygün'ün de müdür yardımcısı olduğunu belirten O.H, "Amacımız dini bir birliktelik sağlamaktı. Sohbetlerde dini ve Fetullah Gülen'in kitapları okunurdu. Aramızda irtibatı internetten indirdiğimiz 'Kakao Talk' ve benzeri programlarla görüşerek sağlardık. Astsubayları sabit telefonlarla arar, toplantı yerlerini belirlerdik." dedi.
Tutuklu sanıklar Yakup Dalkılıç ve Oktay Aygün, O.H'nin ifadelerini kabul etmediklerini belirterek, kendisini tanımadıklarını ileri sürdü.
Mahkeme heyeti, örgütün TSK yapılanmasına yönelik Kocaeli'de 54 noktadan astsubay ve subayların ankesörlü sabit telefondan arandığının tespit edildiğini belirterek, HTS kayıtlarının istenmesine ve tutuklu sanıklar Enver Kılıç, İsmail Kara ve Hasan İlhan'ın tahliye taleplerinin reddine karar vererek, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı yarına erteledi.
08.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Abdullah Yörük ve TBMM adına avukat Ömer Burak Barış da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki askeri personelden sorumlu "mahrem abi" olduğu değerlendirilen, daha önce FETÖ ile iltisaklı bir hastanede çalışan ve FETÖ üyeliğinden tutuklanan Emre Öztürk, tanık olarak dinlenildi.
"Donanmadaki askeri personelden sorumlu oldum"
Yalova Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadenin kendisine ait olduğunu belirten Öztürk, yakalandığı Kazakistan'dan iade edildikten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Donanma Komutanlığı'ndaki rütbelilerden sorumlu "mahrem abi" olduğu iddia edilen "Aydın" kod isimli sanık Zabit Kişi ile Yalova'da tanıştığını söyledi.
Öztürk, "Cemil" kod isimli kişinin kendisini örgütün mahrem yapısıyla tanıştırdığını, kendisine "Erdem" kod adı verdiğini ifade ederek, "Cemil daha sonra bana, Donanma Komutanlığı'ndaki askeri personelle ilgilenip ilgilenemeyeceğimi sordu. Ben de kabul ettim." diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'nin, sanığa, emniyetteki ifadesinde FETÖ'nün Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki yapılanması hakkında bilgi verdiğini hatırlatması üzerine, Öztürk, avukatı olmadan bu konuda konuşmayacağını söyledi.
Emniyetteki ifadesinde Zabit Kişi'nin örgütün mahrem yapısında olduğunu belirtmesine rağmen Öztürk, savunmasında, "Zabit Kişi ile mahrem yapılanma içerisinde bir irtibatım olmadı. Kendisinin mahrem yapıda bir görevi olup olmadığını da bilmiyorum." dedi.
Öztürk, kullandığı ByLock'un IP numarası ile kimlerle görüştüğünü hatırlamadığını ileri sürdü.
Firari darbeciler eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ı İstanbul'a götüren davanın "mahrem abi" konumundaki diğer sanıklardan Oktay Aygün'ün ByLock listesinde, tutuklu tanık Öztürk'ün "Sema Erdem" olarak kayıtlı olduğu belirtildi.
Tanık Burak Şenel
Hakkında FETÖ/PDY soruşturması devam eden diğer tanık Burak Şenel ise kaçan darbeci amirallerin İstanbul'a götürülmesinde otomobiliyle artçı olarak görev aldığı iddia edilen "mahrem abi" konumunda olduğu değerlendirilen, meslekten ihraç edilen eski öğretmen tutuklu sanık Mehmet Sarı'yı tanıdığını belirtti.
Şenel, Gölcük'e geldiğinde örgütten "İzzet" kod isimli kişinin kendisini Mehmet Sarı ile tanıştırdığını, adını bilmediğini, kendisine "abi" diye hitap ettiğini ve 3-4 kez görüştüklerini anlattı.
Örgüt içerisinde görüşmelerin genelde ankesörlü sabit telefonlardan yapıldığını aktaran Şenel, 2014'de örgütten ayrılma kararı aldığını, birkaç kez telefon numarasını değiştirdiğini belirten Şenel, "O dönem cemaat olarak bilinen bu yapıya ortaokul dönemlerinde girdim. Derslerime yardımcı oldukları için minnet duygusu ile aradıkları zaman cevap veriyordum. Ancak bunun dışında cemaatle görüşmedim." şeklinde konuştu.
Duruşma salonunda Mehmet Sarı ile yüzleştirilen Şenel, "Evet, Kocaeli'ye geldiğimde görüştüğüm ve abi diye hitap ettiğim kişi bu şahıstır." dedi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı yarına erteledi.
09.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Halit Çokan ve TBMM adına avukat Ömer Burak Barış duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbe girişiminde, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda astsubay olarak görev yapan ve hakkında FETÖ'den adli soruşturma açılan Murat Altuntaş, tanık olarak dinlenildi.
Altuntaş, 15 Temmuz 2016'da akşam saatlerinde mesai bittikten sonra akrabalarının bulunduğu Bursa Orhangazi ilçesine gittiğini ve burada TRT'de yayınlanan sıkıyönetim mesajını izlediğini anlattı. Altuntaş, bunun üzerine Gölcük'te birlik içinde bulunan evine döndüğünü, gelişmeleri takip etme düşüncesiyle de Donanma'ya gittiğini öne sürdü.
Kapıda halkın toplandığını ve polislerin güvenlik önlemi aldığını, burada astsubay Melih Meriç ile karşılaştığını ve neler olduğunu sorduğunu belirten Altuntaş, "O sırada Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren makam aracı ile geldi. Bize vatandaşları göstererek, 'Bunlardan korkmayın, bunlar çapulcu.' dedi." ifadelerini kullandı.
İmren'in sürekli birlik içinde dolaşarak sağa sola emirler verdiğini anlatan Altuntaş, şöyle konuştu:
"Bir süre sonra yanında yüzbaşı ile gelen İmren, 'Bu vatan hainini alın, götürün. Emrimi dinlemedi.' diyerek yüzbaşıyı askerlere teslim etti. O sırada kimin darbeci kimin darbe karşıtı olduğunu anlayamıyorduk. İmren, 'Denizaltı Filo Komutanlığı'nda hainler var. Orayı kontrol altına alacağız.' dedi. Ben denizaltıcı olduğum için beni de yanına alarak birtakım uzman çavuşlarla filonun önüne gittik. Bize, filoya kimsenin girip çıkmaması emrini verdi. Bize, 'Bu saatten sonra Donanma Komutanı ve Cumhurbaşkanı bile gelse tutuklarım.' dedi. Bu sözünden dolayı İmren'in darbeci olabileceğini anlamıştık ama yine de kimseye güvenemiyorduk."
Tanık Altuntaş, darbeci tarafın kim olduğunu aralarında tartışırken, yanlarında bulunan uzman çavuş Adem Metin'in, "Darbeci Hayrettin İmren" dediğini aktararak, "Biz de kendisine 'Nereden biliyorsun?' diye sorduk. O da olaylar başladığında Hayrettin İmren bize 'Hükümeti ele geçirdik.' şeklinde konuşmuştu. O zaman darbeci olduğunu anladım' dedi. Biz de 'Neden daha önce bunu söylemedin?' diye sorunca, kimseye güvenemediği için söylemediğini anlattı." ifadelerini kullandı.
Daha sonra silahlarını Denizaltı Filosu Komutanlığı'na teslim ederek buradan uzaklaştıklarını anlatan Altuntaş, "İmren, emrini dinlemeyen askerleri arıyormuş. Bulunca vuracağını söylemiş." dedi.
"Darbeci Hayrettin İmren'e operasyon yapmaya karar verdik"
Başka bir davada tutuksuz yargılanan eski Uzman Çavuş Özgür Can Çelik ise İskenderun'dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandığı duruşmada, tanık olarak dinlendi.
Darbe girişimi akşamı vatandaşların Donanma Komutanlığı'nın kapılarında toplandığını ve "Niye darbe yapıyorsunuz?" şeklinde bağırarak, darbe karşıtı sloganlar attığını belirten Çelik, "Semih Aksel yüzbaşı halka megafonla seslenerek, darbeci olmadığımızı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın bu kalkışmanın içinde olmadığını, darbecilere karşı mücadele verdiklerini söyledi. Sonra Türk bayrağı açtık. Bunun üzerine vatandaşlar sakinleşti, bizi alkışladı. Biz de onları alkışladık." diye konuştu.
Üs Komutanı Hayrettin İmren'in Denizaltı Filosu'nda hainlerin olduğunu söyleyerek, kendisini ve bazı askerleri orada görevlendirdiğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Uzman çavuş Adem Metin, Hayrettin İmren'in darbeci olduğunu, saçma sapan hareketlerde bulunduğunu ve askerlerin halka silah doğrultup ateş emrini verdiğini söyledi. Metin, Hayrettin İmren'in vatandaşlara ve Cumhurbaşkanına hakaret ettiğini söyledi. Daha sonra Semih Yüzbaşı, iki uzman ve iki astsubay ile birlikte silahlanarak, darbeci Hayrettin İmren'e operasyon yapmaya karar verdik. İmren'in yanında 20 kadar silahlı uzman ve asker vardı. Emniyeti arayarak olup bitenleri ve son durumu anlattık. Bize konuyu üst makamlara ileteceklerini ve onlardan gelen emre göre hareket etmemizi istedi. Biz de beklemede kaldık. Binlerce askeri olan Donanma Komutanlığı'nı darbecilere karşı sadece 5 kişi ile savunmamız bir dramdır."
Duruşma, diğer tanıkların dinlenilmesiyle devam etti.
Duruşmada, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in talimatıyla, zor kullanılarak alıkonulan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul Maltepe'ye götürülürken Gebze'de polis ekiplerince kurtarılan dönemin Harp Filosu Komutanı, halen İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı olarak görev yapan Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın eski emir astsubayı Erkan Aker tanık olarak dinlenildi.
"Komutanına beni görmediğini söyle"
Aker, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi akşamı, Donanma Komutanlığı'nda nedeni henüz belli olmayan hareketliliklerin yaşandığını, gemilerin seyre kalktığını belirterek, şöyle konuştu:
"İskender amiral, neler olduğunu öğrenmem için beni Poyraz Limanı'na gönderdi. Daha sonra dönemin Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral firari sanık Ayhan Bay'ın birlik içindeki evine giderek, 'Komutanım bilgi istiyor, neler olduğunu soruyor?' dedim. Bay, bana 'Komutanına beni görmediğini söyle' diye cevap verdi. Orada tutuklu sanık Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici de vardı. Bana, 'Komutanına, Ayhan Bay'ın evde olmadığını söyle' dedi."
"Beni yere yatırdılar, İskender amirali zorla götürdüler"
İskender amiralin, Ayhan Bay'ın evine giderek, "Gemileri kaldırmışsınız, siz bunu kimin emri ile yapıyorsunuz?" diye sorduğunu anlatan Aker, "Ayhan Bay, 'Ben Genelkurmay'ın emri ile hareket ediyorum' dedi. İskender amiralin emri ile silah ve şarjör aldım. O sırada tutuklu sanıklar, Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ve emir astsubayı İsmet Coşkun geldi. İmren'in emri ile yere yatırıldım. Başıma ayaklarıyla bastılar. Silahımı aldılar. Bana bunu yapanı karanlık olduğu için göremedim. Hayrettin İmren'in, Ahmet İskender Yıldırım amirali zorla götürdüğünü gördüm. İskender amiral sürekli, 'Beni götüremezsiniz. Bu yaptığınız suçtur' diyordu. İmren, 'bu konuda emir var' deyince, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem sıkıyönetim mesajını getirdi. İskender amiral mesajı okuyunca, Erdem'e küfür etti ve ardından araca bindirildi." şeklinde konuştu.
Aker, Merkez Komutanlığı'na götürülen İskender amiralin, sıkıyönetim mesajını tekrar okuduğunu, Ayhan Bay'ın getirilmesini emrettiğini belirterek, gelmezse mahkemeye vereceğini söylediğini ifade etti.
"Gemilerin geri dönmesi için 3 kez emir verdi"
Daha sonra Merkez Komutanlığı'na giderek, İskender amiralin nerede olduğunu sorduğunda İmren'in yakasına yapışarak, küfür ettiğini anlatan Aker, "Cezaevi nakil aracı ile İstanbul'a götürülürken polis tarafından kurtarılan İskender amiral, dışarıdan nöbetçi subaylığını arayarak kaç kişi olduğumuzu sordu. Sakin olmamızı ve kan dökülmesini istemediğini söyledi." diye konuştu.
Tanık Aker, Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın o gece seyre kalkan gemilerin geri dönmesi için 3 kez emir verdiğini aktardı.
Söz alan tutuklu sanık 5 Komodor Kurmay Albay Önder Öngör, Yıldırım'ın gemilerin geri dönmesi için kendisine emir vermediğimi öne sürdü.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı yarına erteledi.
10.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Başbakanlık adına avukat Halit Çokan duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı AK Parti Kocaeli İl Kadın Kolları üyeleri ile bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbe girişiminde, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda onbaşı rütbesiyle şoför olarak askerlik yapan Osman Aydoğan, Ankara Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığı salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak dinlenildi.
Aydoğan, 15 Temmuz 2016'da Merkez Komutanlığı'nda şoför olarak görev yaptığını, akşam saatlerinde koğuşta bulundukları sırada, bazı rütbelilerin gelerek aşağıda toplanmalarını istediklerini belirterek, "Olağanüstü bir durum vardı ama neler olduğunu bilmiyorduk. Bir süre hazır kıta olarak bekletildik. Daha sonra Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, makam aracı ile geldi. Bizi üs içerisinde bazı yerlere götürerek, orada durmamızı istedi. Emre itaatsizlik yapanları tutuklatıyordu. O sırada kapılardan silah sesleri geliyordu. İmren, televizyon izlenmesini yasakladı. Daha sonra TRT dışında kanal izlenmeyeceği yönünde emir verdi. İmren, 'Donanma Komutanı benim' dediği için emirlerini uyguladık." diye konuştu.
İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan'ın "Bundan sonra Hayrettin İmren paşanın emrindesiniz. O ne derse yerine getirilecek." şeklinde konuştuğunu ifade eden Aydoğan, gelen emir üzerine şoför olduğu için bütün araçları hazır ettiklerini dile getirdi.
İmren'in, "Ülkeyi kurtarmak için şehit olabilirsiniz." şeklinde konuşmalar yaptığını ve askerleri önceden belirlediği nöbet yerlerine götürdüğünü anlatan Aydoğan, şöyle devam etti:
"İmren, herkese emirler yağdırıyor, emrini yerine getirmeyen subay ve astsubayları tutuklatıp, Merkez Komutanlığı'na gönderiyordu. Bizi Denizaltı Filosu Komutanlığı'nın önüne götüren İmren, 'Burada darbeciler toplantı yapıyor. Filodan kimse dışarı çıkmayacak, gerekirse vurun.' şeklinde emir verdi. Bir süre orada bekledikten sonra uzman çavuşlardan biri Denizaltı Filosu Komutanlığı'na gitti. Bir süre sonra gelerek, 'Arkadaşlar, Filo'da darbeci yok. Asıl darbeci Hayrettin İmren'dir. Burada boşuna beklemeyin.' dedi. Daha sonra uzman çavuş ve erlerle birlikte oradan uzaklaştık."
Tanık Aydoğan, Albay Muharrem Aslan'ın sabaha karşı gözaltına alındığını sözlerine ekledi.
Tanık Murat Karagöl
Darbe girişiminde, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yapan ve daha sonra emekli olan Murat Karagöl de tanık olarak dinlenildi.
Darbe girişimi akşamı donanmada hareketlilik olduğunu, alarmın turuncudan kırmızıya çıkarıldığını anlatan Karagöl, "İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan geldi ve 'Arkadaşlar terör alarmı var. Tatbikat yapılıyor, endişe edilecek bir şey yok.' dedi. O gece görevli olduğum güvenlik biriminde kameralardan Poyraz Limanı ve kapılardaki hareketliği izliyordum. Halk, kapıların önünde toplanmıştı. Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'i de üssün çeşitli yerlerinde gördüm. İmren, 'Reis' kod adıyla telsizden, Harp Filosu Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın donanmaya alınmaması yönünde talimat verdi." ifadelerini kullandı.
İmren'in, Üst Savunma Harekat Merkezi'ni telefonla arayarak, toplanan halkın dağıtılması için ateş emri verilmesini istediğini söyleyen Karagöl, "Donanma Üst Savunma Harekat Merkezi Amiri Serdar Uysal ateş emri vermeyeceğini söyledi. Ancak buna rağmen kapıda askerler ateş etti. Kim emri verdi bilmiyorum." dedi.
Karagöl, davanın tutuksuz sanığı Serdar Uysal'ın darbe yanlısı bir tutumuna, faaliyet ve söylemine şahit olmadığını ifade etti.
Tanık Karagöl, darbeci amiraller eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın sabah saatlerinde sahil güvenlik botu ile kaçtığını dile getirdi.
Duruşma, diğer tanıkların dinlenilmesiyle devam ediyor.
İDDİANAME
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 86 sanık bulunuyor.
İddianamede, Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altı aya kadar hapis cezası isteniyor.
Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli 86 sanık (ilk 92) Darbe Yap./Donanma Komutanlığı' davası
(12 Mayıs 2018, 17:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: