Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirme teşebbüsüyle ilgili 68 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
12.05.2018 14:16 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirme teşebbüsüyle ilgili 68 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
08.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar ve avukatları ile gazi İsmail Oğuz'un yanı sıra Başbakanlık, TBMM ve Milli Savunma Bakanlığının da arasında bulunduğu müşteki avukatları katıldı.
Tanık sıfatıyla ifade veren Rıdvan K, sanıklardan Okan Türkmen ile Balıkesir Astsubay Meslek Yüksek Okulunda eğitim gördüğü yıllarda tanıştığını, Ankara'da da bir süre Türkmen ile aynı evi paylaştıklarını ifade etti.
Tanık Rıdvan K, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Balıkesir'de benim Ali diye bildiğim FETÖ'nün hain kişisi, Ankara'ya geldikten sonra beni Harun diye biri ile tanıştırdı. Bize Okan ile birlikte ev tut dediler, biz de tuttuk. Bunları normal cemaatler gibi zannediyorduk. Dini sohbetler, ibadetler yapıyorduk. 2014'ten sonraki süreçte cemaat diye bildiğimiz bu yapının maskesi düştü. Siyasi söylemler ve sapıklıklar başladı. Ben bunlarla bağımı kopardım. Biz bunların eli kanlı bir terör örgütü olduğunu bilmiyorduk. Okan'la en son 2015'te görüştük. Bunların saçmalıklarından bıkmıştı. Benim tanıdığım Okan vatan haini olabilecek bir insan değildir.'
Beyanlar üzerine söz alan sanık Türkmen, tanığa, '15 Temmuz günü veya sonrası seninle bir telefon görüşmemiz oldu mu?' sorusunu yöneltti. Tanık Rıdvan K, en son görüşmelerinin 2015'te olduğunu dile getirdi.
Tanık Rıdvan K, FETÖ'ye ilişkin bildiklerini anlattığını, sanık Türkmen'in de anlatması gerektiğini belirterek, 'Burada bir mahkeme var tamam ama diğer tarafta da asıl mahkeme var. Şimdi gelse şehit Ömer Halisdemir, 'Bildiklerinizi neden anlatmadınız?' dese ne cevap vereceğiz?' ifadelerini kullandı.
'FETÖ'ye bilerek ve isteyerek girmedik'
Tanık olarak ifade veren Adem A, üniversite okuduğu yıllarda FETÖ yapılanması ile tanıştığını, mezuniyetinden sonra da FETÖ'nün kendisine Bitlis'teki astsubay ve uzman erbaşlarla ilgilenmesi için örgüt içinde 'öğretmen' olarak adlandırılan bir görev verdiğini anlattı.
Sanık Faruk Erkul ile Ankara'da tanıştıklarını, Erkul'un Bitlis'e tayinin çıkmasından sonrasında da FETÖ içindeki sorumlusu olduğunu anlatan Adem A, 'Faruk ile 2014 yazında tanıştık. Daha sonra Bitlis'e tayin oldu. Ara ara sohbetlere gelirdi. Merkeze yakın bir yerde görev yapmadığı için sürekli gelmezdi sohbete. 2016'nın başlarında da tayini çıktı, Bitlis'ten ayrıldı. Daha sonra görüşmemiz olmadı.' diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Bayram Kantık'ın, sanık Erkul'un örgüte himmet verip vermediğini sorması üzerine tanık Adem A, 'Himmet adı altında insanlardan para isterdik. Erkul da devamlı olmasa da ara ara para veriyordu.' dedi.
Tanık Adem A, 'Ben de Erkul da FETÖ'ye bilerek ve isteyerek girmedik, kandırıldık.' ifadelerini kullandı.
Sanık Erkul ise tanığın beyanlarını kabul etmedi.
Tanık Enis E, 2005-2009 yıllarında FETÖ evlerine gelen öğrencilere ders anlattığını, sanık Özgür Çiloğlu'nun kısa bir dönem ders verdiği öğrencilerden biri olduğunu beyan etti.
Sosyal medya üzerinden Çiloğlu'nun daha sonra askeri okullara gitmiş olduğunu öğrendiğini beyan eden tanık Enis E, Çiloğlu'nun örgüt bağlantısına ilişkin bir bilgisinin olmadığını belirtti.
Beyanlar üzerine söz alan sanık Çiloğlu, tanığı tanımadığını ve ifadelerini kabul etmediğini söyledi.
09.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar ve avukatları ile gazi İsmail Oğuz'un yanı sıra Başbakanlık, TBMM ve Milli Savunma Bakanlığının da arasında bulunduğu müşteki kurumların avukatları katıldı.
Tanık E.E, sanık Veysel Ezgin'in devre arkadaşı olduğunu ve Çorum'da görev yaptığı sürede de aynı evde kaldıklarını söyledi. Çorum'da FETÖ üyesi olan Halil isimli kişinin kendisi ve Ezgin ile görüştüğünü, dini sohbetler yaptıklarını anlatan E.E, sanık Ezgin'in zaman zaman himmet adı altında para yardımında bulunduğunu ifade etti.
Halil isimli FETÖ üyesinin kendi telefonuna örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u yüklediğini de sözlerine ekleyen E.E, sanık Ezgin'in bu programı kullanıp kullanmadığını bilmediğini anlattı.
Tanık sıfatıyla ifade veren Rüstem Ç, ÖKK kursunda sanık Faruk Erkul ile aynı odayı paylaştıklarını, olay akşamı da odada oldukları sırada Erkul'a gelen bir telefon üzerine darbe girişimini öğrendiklerini bildirdi.
Bundan sonra Erkul ile televizyondan gelişmeleri takip etiklerini, uyumasına kadar sanık Erkul'un odadan ayrılmadığını kaydeden tanık Rüstem Ç, daha sonra Erkul'un nasıl bir hareket tarzı benimsediğini bilmediğini söyledi.
15 Temmuz'da 'hayırlı olsun' ziyareti
Darbe girişiminden önce Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında eski alay komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın habercisi olarak vatani görevini yapan er Kemal P, olay günü sanık eski kurmay albay Ertuğrul Bozçal'ın Barış'ı ziyarete geldiğini anlattı.
Bozçal'ın Barış ile görüştüğünü, bir süre de botanik bahçede bulunan askerlerle görüşme yaptığını kaydeden Kemal P, Bozçal'ın saat 23.00'ten sonra kışladan ayrıldığını dile getirdi.
Beyanlar üzerine söz alan sanık Bozçal, yurtta sulh konseyi üyelerinden olan eski kurmay albay Barış ile Harp Akademisini birlikte okuduklarını, Barış'ın muhafız alayına atanmasından sonra kendisine hayırlı olsun ziyaretinde bulunamadığı için 15 Temmuz'da ziyarete gittiğini öne sürdü.
Bozçal, saat 23.00'ten sonra televizyondan darbe girişimi olduğunu öğrendiğini ve muhafız alayından ayrıldığını aktardı. Söz konusu ziyaretin darbeye yönelik olmadığını dile getiren Bozçal, darbe girişiminde de bulunmadığını savundu.
10.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar ve avukatları ile gazi İsmail Oğuz'un yanı sıra Başbakanlık, TBMM ve Milli Savunma Bakanlığının da arasında bulunduğu müşteki kurumların avukatları katıldı.
Duruşmada, başka illerde olmaları sebebiyle talimatla alınan tanıkların ifadeleri ile darbe girişiminden sonra yapılan aramalarda sanıklar eski albay Ümit Bak, eski yarbay Mehmet Ali Çelik ve eski üsteğmen Sezgin Güney'den elde edilen ve darbeye hazırlık amaçlı hazırlandığı öne sürülen notlar okundu.
Notlar üzerindeki ismi yazılı kişilerin çoğunun darbe sanığı olduğu belirtilen notlara ilişkin sanık Bak, yazının kendisine ait olmadığını savunarak, şunları söyledi:
'Benden ele geçirildiği iddia edilen notlar bana ait değildir. Söz konusu listenin yazılı olduğu ajanda sayfası benim odamda muhafaza ettiğim ve müsvedde olarak kullandığım eski ajanda sayfalarından birisidir. Yalnız bu sayfada gözüken ve iddianamede 'darbeye katılması planlananlar listesi' olarak geçen böyle bir listeyi kesinlikle hazırlamadım. Böyle bir listeyi oluşturmak için birilerini arayıp ismini yazmadım. Hiç kimse de beni arayarak listeye ismini yazmasını istemedi. İddia ediyorum ki benim herhangi bir telefon görüşmemde üzerinde kelime ve kelimeleri not ettiğim aynı zamanda da adres tarifi yaptığım bu kağıt kullanılarak aradaki boşluklara bir fişleme listesi oluşturulduğunu düşünüyorum. Burada isimleri yazılı personel muharip olmayan, yardımcı sınıf personelidir. Velev ki bir darbede bir planlama yapsaydım buraya savaşçı niteliği yüksek olan tim personelini yazardım.'
Sanıklar Güney ve Çelik de notların kendilerine ait olmadığını iddia etti.
Sanıklar ve taraf avukatlarının taleplerinin alındığı duruşmada söz alan TBMM avukatı, tutuksuz sanıklardan kurmay albay Ertuğrul Bozçal'ın darbe girişimi günü Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına giderek sözde yurtta sulh konseyi üyelerinden Muhsin Kutsi Barış ile görüştüğünü, görüşmeyi dinlenen tanığın da teyit ettiğini bildirdi. Bu görüşmenin darbe girişimine yönelik olabileceğini dile getiren avukat, sanık Bozçal'ın tutuklanması talebinde bulundu.
Gazi İsmail Oğuz'un avukatı da beyanlarında, tutuksuz sanık Fahri Ersoy'un mevcut deliller göz önünde bulundurularak tutuklanmasını istedi.
Diğer avukatlar ve sanıkların da beyanlarının ardından iddia makamından ara karar için görüşü soruldu.
Firari iki sanık hakkındaki yakalama kararlarının henüz infaz edilemediğini belirten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Manga, tutuksuz sanıkların adli kontrol şartlarının kaldırılması taleplerinin yetersiz kalabileceğini dile getirerek bu taleplerin reddine karar verilmesini istedi.
Manga, incelenen kamera kayıtları sonucu 15 Temmuz gazisi İsmail Oğuz'a ateş ettiği belirlenen eski uzman çavuş Fahri Ersoy ile darbe girişimi günü Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına giderek eski alay komutanı olan sözde yurtta sulh konseyi üyelerinden Muhsin Kutsi Barış'ı ziyaret eden eski kurmay albay Ertuğrul Bozçal'ın tutuklanması talebinde bulundu.
Müzakere için verilen aranın ardından mahkeme heyetinin kararlarını açıklayan Mahkeme Başkanı Bayram Kantık, firari sanıklar Burak Keklik ve Harun Burak Aktaş'ın yakalama kararlarının infazının beklenilmesine ve tutuksuz sanıkların adli kontrollerin kaldırılması taleplerinin reddine karar verildiğini bildirdi.
Bazı tanıkların gelecek celse dinlenilmesine hükmeden mahkeme, tutuklanması talep edilen eski kurmay albay Bozçal'ın tutuklanması talebinin reddine, darbe girişimi gecesi yaralanan gazi astsubay Oğuz'a ateş ettiği belirlenen eski uzman çavuş Ersoy'un ise tutuklanmasına karar verdi.
Tutuklu sanıklardan Ahmet Turan Yücedağ ile Ahmet Arslan'ın da tahliye edilmesine hükmeden mahkeme, duruşmayı 26 Haziran 2018'e erteledi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-16 Aralık (2016) 'Ankara 68 sanık (ilk 69) Darbe/ÖKK' davası
(12 Mayıs 2018, 14:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: