Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.
28.04.2018 15:23 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.
24.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada emekli albay E.Ç. tanık olarak dinlendi.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da ertesi gün yapılması planlanan eğitim için çalışma yürüttüğünü belirten E.Ç, akşam saatlerinde mesaiden ayrılarak evine gittiğini beyan etti.
Evde olduğu sırada savaş uçaklarının alçak uçuşa başlaması üzerine, televizyonu açtığını, boğaz köprülerinin kapatıldığına dair haberleri gördüğünü kaydeden E.Ç, okul komutanı olan tutuksuz sanık Sefa Alkan'ı aradığını vurguladı. Televizyonda gördüklerini anlatıp, Alkan'ın konuyla ilgili bilgisinin olup olmadığını sorduğunu belirten E.Ç, Alkan'ın bilgisinin olmadığı cevabını verdiğini aktardı.
Saat 23.15'te personelin göreve çağrıldığını, bu saatlerde de Başbakan Binali Yıldırım'ın 'askeri kalkışma' olduğuna dair açıklamalarını televizyondan takip ettiğini anlatan E.Ç, evinden çıkarak gece yarısı gibi görev yerine gittiğini belirtti.
Okul karargahında Alkan ile görüşme yaptıklarını ifade eden tanık E.Ç, şöyle konuştu:
'Alkan'a neler olduğunu sordum. Bana, 'Tümgeneral Erdoğan Akyol ve Sıddık Çoban görevden el çektirildi. Tümene bir tuğgeneral ile 3 albay atandı' dedi. Ben de Başbakanın açıklamalarını aktardım, bunun kanunsuz olduğunu söyledim. O da benimle hemfikir oldu. Kendisini toplantıya çağırdıklarını ancak toplantıya gitmediğini, verilen emirlere de uymayacağını söyledi.'
Tanık E.Ç, emekli Tümen Komutanı Akyol'un darbecilerce tarafını seçmesi yönünde tehdit edildiğini duyduğunu belirtti.
Kışla içinde kargaşa halinin hakim olduğunu bildiren E.Ç, cephanelik bölgesinde yaşanan hareketlilikten sonra okul komutanı Alkan'ın yarbay Erdal Yetim'e tanklara mühimmat yüklenmemesi ve kışla dışına çıkarılmaması emrini verdiğini ifade etti.
Tanık olarak ifade veren astsubay D.Ö, olay akşamı telefonla aranarak göreve çağrıldığını, saat 23.30 sularında da kışlaya giriş yaptığını belirtti.
Karargah önüne gittiğinde hücum yelekli ve silahlı askerler olduğunu gördüğünü aktaran D.Ö, bir süre sonra da kurmay başkanının habercisi olan erlerle birlikte bir albayı gördüğünü, erlere neler olduğunu sorduğunda yanlarındaki albayın yeni kurmay başkanı olduğunu söylediklerini, buna anlam veremediğini dile getirdi.
Bir süre sonra sicil amirini gördüğünü, olayların karışık olduğunu söyleyerek askeri kıyafetlerini çıkarmasını istediğini aktaran D.Ö, daha sonra da kışla içinde darbeye yönelik bir eylem olmaması için faaliyette bulunduklarını anlattı.
Duruşmada astsubay Ü.D, tanık sıfatıyla ifade verdi.
Olay akşamı telefonla aranarak mesaiye çağırıldığını anlatan Ü.D, arabasıyla kışlaya girdikten sonra beklemeye başladığını ama neden çağırıldığına dair kendilerine bir açıklama yapılmadığını, kendisinin terör saldırısı olabileceğini düşündüğünü bildirdi.
Nizamiye bölgesine giderek yaşananlara ilişkin bilgi almaya çalıştığında 2 tankın giriş yaptığını belirten tanık Ü.D, tankın üzerinde bir sivilin yaralı olduğunu gördüğünü, tanktaki askerlerden birinin de 'Ben vurdum' ifadelerini kullandığını söyledi.
Bunun üzerine yaralı şahsı tankın üzerinden alıp yere yatırdığını ve daha sonra gelen ambulansa bindirdiğini kaydeden Ü.D, tankları uygun bir yere doğru yönlendirdiklerinde de yukarıdan gelmeye çalışan tanklarla karşılaşması üzerine yolun tıkandığını ve tankların bir süre hareketsiz kaldığını aktardı.
Tank sürücülerinden bazılarının yaşananların ne olduğunu anlamadığını ve kendisine ne yapmaları gerektiğini sorduğunu anlatan tanık Ü.D, onlara 'Tankları durdurun, anahtarlarını bir yere atın.' dediğini ifade etti.
Bundan bir süre sonra bölgeye bir grubun geldiğini aktaran Ü.D, grubun içindeki tutuklu eski albay İsa Sancaklı'nın, 'Bu tanklar niye hareket etmiyor? Tanklar gerekirse ateş ede ede nizamiyeden çıkacak.' dediğini ifade etti.
Tanık Ü.D, gece boyunca kışla içinde hareketliliğin yaşandığını, sabah saatlerinde de darbecilerin teslim alındığını dile getirdi.
Tanık ile eski korgeneral İyidil'in telefon görüşmesi
Tanıklardan emekli albay Y.E, darbe girişiminden kısa süre önce görevini vekaleten yarbay Özgür Efe'ye bırakarak yıllık izne ayrıldığını, 15 Temmuz 2016 akşamı da Ankara dışında olduğunu bildirdi.
Olay akşamı yarbay Efe'nin kendisini aradığını, tümen komutanının görevden alındığını ve 3 kişilik bir ekibin emir komutayı devraldığını ifade eden Y.E, birliklerinden de tank sürücüsü istendiğini kendisine aktardığını bildirdi.
Bir süre sonra emir komutayı kanuna aykırı şekilde devralan 3 kişi ile toplantı yapılacağını söylemesi üzerine Efe'nin isimliklerini ve toplantıdaki hallerinde bir tedirginlik olup olmadığını kontrol etmelerini istediğini kaydetti. Y.E, toplantıdan sonra Efe ile tekrar konuştuklarını da ifade etti.
Efe'nin kendisine karargaha gelen 3 kişiden birinin eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, diğerlerinin de albay rütbesinde olduğunu, isimliklerin sökülmüş ve tedirgin davranışları olduğunu söylediğini dile getiren Y.E, bunun üzerine Efe'ye alayı emniyete alması, verilen emirlere uymaması emri verdiğini bildirdi.
Gece yarısından sonra eski korgeneral Metin İyidil ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini beyan eden tanık Y.E, aralarında geçen konuşmayı şöyle aktardı:
'İyidil, bana 'Etimegut'ta neler oluyor? İçeride kimler var' diye sordu. Ben de Ahmet Bican Kırker ve 2 albayın gelerek emir komutayı devralmaya çalıştığını söyledim. İyidil, 'Bu ordu devletin ve milletin ordusudur. Kesinlikle emirlere uymayın' dedi. Ben de kendisine, 'Komutanım haklı söylüyorsunuz ama bu saate kadar neredeydiniz, Etimesgut'a bu saate kadar neden müdahale edilmedi?' dedim. Bir süre bekleme yaptıktan sonra harekete geçtiğini söyledi. 'Çok işim var' diyerek telefonu kapattı.'
Davanın görülmesine 25 Nisan Çarşamba günü devam edilecek.
25.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada astsubay E.B, tanık sıfatıyla ifade verdi.
Olay günü Lojistik Destek Taburunda nöbetçi astsubay olduğunu, akşam saatlerinde tankların hareket etmeye başladığını aktaran E.B, televizyondan haberlere baktığında İstanbul Boğazı'ndaki köprülerinin kapatılmasına ilişkin haberleri gördüğünü dile getirdi.
Bir süre sonra bulunduğu bölgeye gelen davanın müştekilerinden Binbaşı İsmail Suvay'ın darbe girişimine izin vermeyeceğini söylemesi üzerine onunla birlikte hareket etmeye karar verdiğini beyan eden E.B, dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'yı arayarak durumu bildirdiğini, Aksakallı'nın da kendisine, '3-5 tane çapulcu onlar, sıkın kafalarına, tankları çıkarmayın.' emrini verdiğini aktardı.
Bunun üzerine nizamiyeye gittiğini dile getiren E.B, darbecilerden birinin kendisini tehdit ettiğini, eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in de tankları dışarı çıkarmaya çalıştığını kaydetti.
Sanık eski albay İsa Sancaklı ve yanındaki bir subayın da bölgedeki teğmenlere, 'Binin tanklara, ne duruyorsunuz. Çıkın dışarı.' emrini verdiğini aktaran astsubay E.B, teğmenlerden birinin yanına gelerek, 'Bunlar terörist, bunları durdurmamız lazım.' dediğini, kendisinin de teğmene 'Asıl terörist sizsiniz.' karşılığını verdiğini anlattı ve tanklara geçit vermediklerini bildirdi.
Müştekilerden Barış Dedebağı'nın Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümenine gelmesinden sonra sanık Kırker'in yanında bulunan 4 darbeci teğmen tarafından üzerlerine G-3 piyade tüfeği ile ateş edildiğini kaydeden E.B, içeri girmeye çalışan vatandaşları da sakinleştirmeye çalıştıklarını ifade etti.
Sabaha karşı darbecilerden bazılarının kaçmaya çalıştığını, buna müdahale ettiklerini anlatan astsubay E.B, bir süre sonra kışla emniyetinin sağlandığını dile getirdi.
Duruşmada emekli albay A.R.D, tanık sıfatıyla ifade verdi.
Olay akşamı saat 23.00 sularında birlikten arandığını ancak bunu daha sonra fark ettiğini anlatan A.R.D, geri aradığında tümen personelinin mesaiye çağrıldığının öğrendiğini, bunun üzerine görev yerine gittiğini beyan etti.
A.R.D, burada, tümen komutanının görevden alındığını ve kurmay başkanının evine gönderildiğini öğrendiğini, neler olduğunu anlamak için Faaliyet İzleme Merkezi'ne gittiğinde yazılı bir emir gelmiş olduğunu gördüğünü, emirde ordunun yönetime el koyduğunun yazdığını ancak imza kısmında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın imzası olmadığını anlattı.
Yaşananların darbe girişimi olduğunu böylece anladığını kaydeden A.R.D, bir süre sonra toplantıya çağrıldığını, toplantıda tanımadığı subayların olduğunu aktararak, verilebilecek kanunsuz emirlere uymamak için toplantı binasından müştekilerden İsmail Suvay ile ayrıldıklarını öne sürdü.
Bazı subaylarla durum değerlendirmesi yaptıklarını ve darbeye yönelik faaliyet olmaması için tedbirler aldıklarını ileri süren A.R.D, sabah saatlerinde de kışla emniyetinin sağladığını bildirdi.
Tankın üzerine çıkarak darbecileri engellemeye çalışmış
Tanık olarak dinlenen E.K, nakliyecilik yaparak geçimini sağladığını, 15 Temmuz 2016 akşamı da İstanbul'a gitmeye hazırlanırken darbe girişimini öğrendiğini ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne giderek, darbe girişimine karşı koymaya çalıştığını beyan etti.
Bulunduğu bölgede, AK Parti Genel Merkezi'nin bulunduğu yöne doğru iki tankın gittiğini gördüğünü anlatan E.K, daha sonra tankların AK Parti Genel Merkezi'ni geçerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne doğru gittiğini kaydetti.
Bu sırada tankın üzerine çıktığını ve tanktaki bir teğmen ile üsteğmeni eylemlerinden vazgeçirmeye çalıştığını vurgulayan tanık E.K, polislere teslim olmayı kabul etmesi halinde kendilerini öfkeli vatandaşlardan koruyacağını söylemesine rağmen, askerlerin bunu reddettiğini bildirdi.
E.K, bir süre tankın üzerinde darbecilerle mücadele ettiğini, tank hareket halindeyken üsteğmeni tankın üzerinden indirmeyi başardıklarını, bundan bir süre sonra da 15 Temmuz gazisi Necmettin Utuş'un vurulduğunu, daha sonra da tankların bölgeden ayrıldığını vurguladı.
Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın sorusu üzerine tanık E.K, askerlere darbe yapıldığını söylediğini ancak onların ilk başta darbeden haberlerinin bulunmadığını belirttiklerini, kısa süre sonra da 'Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı kurtarmaya gidiyoruz' dediklerini ve darbe girişiminden bilgilerinin olduğunu düşündüğünü kaydetti.
Tanık E.K, 'Biz onlara insanlık yaptık, kardeşlik yaptık. Üzerlerindeki üniformaya saygıdan onları korumaya çalıştık ama beni dinlemediklerinden maalesef istenmeyen bu olaylar yaşandı.' diye konuştu.
Tanık sıfatıyla dinlenen emekli albay H.A. da olay akşamı alarm verilmesi üzerine mesaiye çağrıldığını, kışlaya gittiğinde de bir terör saldırısı yapıldığından bahsedildiğini belirtti.
Tanık H.A, Faaliyet İzleme Merkezi'ne giderek neler olduğunu öğrenmeye çalıştığını, burada birliğe çekilen mesajda tümen komutanının görevden alınarak yerine bir tuğgeneralin atandığını öğrenmesi üzerine terör saldırısı olması halinde böyle bir görev değişiminin yapılmasının olağan dışı ve çekilen mesajın kanunsuz olduğunu düşündüğünü kaydetti.
İlerleyen saatlerde darbe girişiminden haberdar olduğunu aktaran tanık H.A, sabah saatlerinde de kışla emniyetinin sağlandığını beyan etti.
Diğer tanıkların da beyanlarının alınmasından sonra davaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
27.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada astsubay İ.Y'nin tanık sıfatıyla ifadesi alındı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da evde bulunduğu sırada Boğaz köprülerinin askerlerce kapatıldığı haberlerini gördüğünü anlatan İ.Y, bir süre sonra da sosyal medyadan darbe girişimi olduğuna dair paylaşımları gördüğünü ancak buna ihtimal vermediğini dile getirdi.
İ.Y, bir süre sonra birlikten aranarak göreve çağrıldığını, görev yerine gittiğinde kimsenin bir şeyden haberinin olmadığını, güvenlik amaçlı tedbirlerin alınmaya çalışıldığını anlattı.
İlerleyen saatlerde TRT'de okunan korsan bildirinin ardından olayların darbe girişimi olduğuna kesin kanaat getirdiğini beyan eden İ.Y, kendisinin bu girişimin bir parçası olmamaya karar verdiğini kaydetti.
Nizamiye bölgesine giderek neler yaşandığını anlamaya çalıştığı sırada içeri bir tankın girdiğini, tanktan inen bir teğmene nereden geldiklerini sorduğunda Jandarma Genel Komutanlığından geldiğini söylediğini bildiren İ.Y, kendisine darbe girişiminden bahsettiğinde teğmenin bundan haberinin olmadığını söylediğini belirtti.
İ.Y, bu esnada içeriden de dışarıya çıkmaya çalışan tankların olduğunu, darbeci grubun içinde bulunan albay rütbesinde birinin geldiğini ve kendisini yeni kurmay başkanı olarak tanıttığını ifade etti.
Bundan bir süre sonra da nizamiyeden içeriye davanın müştekilerinden Barış Dedebağı'nın giriş yaptığını kaydeden İ.Y, Dedebağı'nın sözde kurmay başkanına, 'Sizi tanımıyorum, bu emirler kanunsuz.' diyerek karşı çıktığını, albayın yanındaki teğmenlerin de bunun üzerine piyade tüfeği ile havaya ateş açtıklarını söyledi.
Tanık astsubay İ.Y, 'Darbenin başarısız olacağını anlayanlar teslim olmaya başladılar. Bundan bir süre sonra da karargah ele geçirildi. Sabah saatlerinde de gözaltı ve tutuklamalar yapıldı.' ifadelerini kullandı.
Tanık İ.Y'ye ifadesinden sonra yaptırılan teşhiste, darbe girişimi gecesi kendisini 'yeni kurmay başkanı' olarak tanıtan kişinin sanık eski albay İsa Sancaklı olduğunu kaydetti.
Eski tuğgeneral hakkında 'ayırma' kararı
Tanıkların dinlenmesinin ardından, sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi de olan sanık eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in darbeye ilişkin suçlamalardan dosyasının ayrılmasına karar verildi.
Sanık Kırker'in, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'askeri komutanlıkların gasbı', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından dosyasının ayrılarak, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 'Genelkurmay çatı' davası ile birleştirilmesi kararlaştırıldı.
Eski tuğgeneral Kırker'in, 'kamu malına zarar verme' ve 'silahla tehdit' suçlarından yargılanmasına ise bu davada devam edilecek.
Duruşma, 30 Nisan pazartesi gününe ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-26 Nisan (2017) 'Ankara 52 sanık Darbe/Etimesgut Zırhlı Birlikler' davası
(28 Nisan 2018, 15:23)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: