Ankara'da, Darbe girişiminden önce açılan ve terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında yer aldığı 7'si tutuklu 75 sanığın yargılandığı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasının görülmesine devam edildi.
14.04.2018 14:12 Ankara'da, Darbe girişiminden önce açılan ve terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında yer aldığı 7'si tutuklu 75 sanığın yargılandığı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasının görülmesine devam edildi.
09.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülmesine devam edilen davanın duruşmasında tutuklu sanıklar Ali Çelik, Alaeddin Kaya, Abdülkadir Aksoy hazır bulunurken, İstanbul'da tutuklu bulunan sanık Hidayet Karaca ve Sincan Cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar Kazım Avcı, İlhan İşbilen ve Dilaver Azim ile Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla bağlantı kuruldu.
Dava dosyasına eklenen evrakların okunduğu duruşmada, bazı sanıklar hakkında 'silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak' suçlarından başka illerde soruşturmalar yürütüldüğü ancak aynı suçtan daha önce dava açılmış olması nedeniyle takipsizlik kararları verilerek ilgili belgelerin mevcut dava dosyasına eklendiği açıklandı.
Evraklar arasında, firari FETÖ'cü eski rektör Şerif Ali Tekalan'ın avukatı aracılığıyla tedbir kararı konulan emekli maaşının ailesine bağlanması talebini içerir dilekçe ise dikkati çekti.
Gelen evraklara ilişkin görüşü sorulan iddia makamı, 'Gelen ve okunan bilgilere söyleyeceğimiz bir şey yoktur. Esas hakkındaki mütalaamızı tekrar ediyoruz.' ifadesini kullandı.
Davanın müdahillerinden Başbakanlık ve Hazine Müsteşarlığının avukatları da esas hakkındaki mütalaa doğrultusunda sanıkların cezalandırılması talebinde bulundu.
'15 Temmuz bir milattır'
Duruşmada, FETÖ kumpası sonucu hayatını kaybeden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar da katılan sıfatıyla beyanda bulundu.
Görülmekte olan davanın FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden önce açıldığını hatırlatan müşteki Tatar, fiilen hedefe koyduğu insanlardan birisi olduklarını, darbe girişimi sonucu ise FETÖ'nün bütün Türkiye'yi hedefe koyduğunun anlaşıldığını dile getirdi.
Kardeşi Ali Tatar ve diğer FETÖ mağdurları adına davaya katıldığını aktaran müşteki Tatar, şu ifadeleri kullandı:
'FETÖ devleti ele geçirmeye çalıştı. Bir yandan kolluk kuvvetlerini, bir yandan da medyayı ele geçirdiler. 12 Eylül (2010) Referandumu'ndan sonra da yargıyı ele geçirdiler. Birtakım sahte delillerle eylemlerine devam ettiler. İlk günden itibaren sanıkların savunmalarına şahit olduk. İlk söylenenlerle son söylenenler arasında ciddi bir makas olduğunu gördük. Biz baştan yana haktan ve hukuktan yana olduğumuzu dile getirdik. Sanıkların 15 Temmuz'dan sonra samimi olarak savunma yapmalarını bekledik ama yapmadılar. 15 Temmuz'da büyük bir canavarlık yaşanmış, sanıkların en azından yandaşlıktan, suçsuz günahsız insanlara karşı aldıkları tavırdan ötürü bir pişmanlık duymalarını bekliyordum ama olmadı. Nürnberg mahkemelerinde görülen davalarda (Nazilerin yargılandığı davalar) olduğu gibi ürkütücü bir tavırla halen kendilerini savunduklarını gördük.'
'Herkes için hukuku adaleti savunmaya devam ediyorum.' diyen Tatar, sanıkların yaptıkları savunmalarda samimi olmadıklarını bildirdi. Tatar, 'Burada yaşamını kaybetmiş insanlar var 15 Temmuz öncesinde de. Ondan sonra da 15 Temmuz oldu 250 insanımızı kaybettik. Bu insanlarda bazı şeyleri sorgulama ve mahkeme huzurunda samimiyetlerini ortaya koymalarını istiyoruz.' diye konuştu.
Başta kardeşi Yarbay Tatar ile FETÖ kumpaslarında hayatlarını kaybeden vatandaşlar ile 15 Temmuz şehitlerini saygı ile andığını belirten müşteki Tatar, '15 Temmuz bir milattır. Daha iyi şeyler olması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.' dedi.
Davanın müştekileri Şule Oktay, Osman Kaçmaz, Bulut Ömer Mimiroğlu, Abdullah Cüneyt Küsmez de sanıkların cezalandırılması talebinde bulundu.
Çelik'in savunması
Müştekiler ve avukatların ardından sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarına geçildi.
Tutuklu sanık Ali Çelik, iddia makamının mütalaasında hem 'adliye imamı' hem de 'emniyet imamı' olarak gösterildiğini ancak kendisinin örgütte söz konusu pozisyonlarda bulunmadığını savundu.
FETÖ'nün İstanbul'daki adliye yapılanmasına ilişkin açılmış bir dava olduğunu ve kendisinin bu dava ile alakasının bulunmadığını ifade eden Çelik, tanık olarak dinlenen eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın kendisini tanımadığını söylediğini, aleyhte beyanda bulunan bir müştekinin ise ifadelerinin çelişkili olduğunu öne sürdü.
Duruşmaya yarın sanık Çelik'in esasa ilişkin savunmasının alınmasıyla devam edilecek.
10.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülmesine devam edilen davanın duruşmasında tutuklu sanıklar Ali Çelik, Alaeddin Kaya, Abdülkadir Aksoy ve İlhan İşbilen hazır bulunurken, İstanbul'da tutuklu bulunan sanık Hidayet Karaca ve Sincan Cezaevindeki sanıklar Kazım Avcı ve Dilaver Azim ile Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla bağlantı kuruldu.
Tutuklu sanık Ali Çelik, esasa ilişkin savunmasında, ByLock kullanımına ilişkin raporların çelişkiler içerdiğini öne sürerek, 'Ben ByLock'u kullanmadım ve indirmedim. Kakao'yu kullandım.' diye konuştu.
Mahkemelere gönderilen ByLock kullanım listesinin hatalı olduğu iddiasında bulunan Çelik, '15 Temmuz darbe girişiminden sonra darbenin ByLock üzerinden planlandığı yönünde haberler çıktı ve ByLock tutuklamaları başladı. MİT'in yetkililerinden birinin ByLock listelerinin sıhhatli olmadığına dair açıklaması var.' dedi.
FETÖ üyesi ya da yöneticisi olmadığını savunan Çelik, davanın firari sanığı eski Bank Asya Yönetim Kurulu Başkanı firari Ali Çelik ile isim benzerliği sebebiyle kendisine dava açıldığını öne sürdü.
Tutuklu sanık Çelik, 'Benim çocuklarımı bu yapının okullarına göndermiş olmam, Bank Asya'da hesabım olması, Asya Termal'de konaklamam örgüt üyesi olduğumu göstermez.' dedi.
FETÖ'nün darbe girişiminden sonra hakkında yakalama kararı çıktığını öğrendiğini, bunun üzerine kendisinin teslim olduğunu belirten Çelik, bu durumun kendi suçsuzluğunun bir göstergesi olduğunu iddia etti.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen sanık Çelik, mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.
Tutuklu sanık Abdülkadir Aksoy esasa ilişkin savunmasında, FETÖ elebaşı Gülen'in özel sekreteryası olmakla suçlandığını, konuyla ilgili dinlenen tanıklar ve sanıkların sekretarya işlerini yapan kişinin firari Cevdet Türkyolu olduğunu söylediğini bildirdi.
FETÖ tarafından 'altın nesil' olarak nitelendirilen kişilerden olduğuna dair beyanlar bulunduğunu aktaran sanık Aksoy, örgütün kurulduğu yıllarda İzmir'de bulunmadığını ve FETÖ'ye ait okullarda eğitim görmediğini, 'altın nesil' denilen kişilerdeki özellikleri de taşımadığını ifade etti.
Gülen'in avukatı olmakla suçlandığını da dile getiren Aksoy, Gülen'in sadece Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandığı dönemde avukatlığını yaptığını söyledi. Aksoy, 'Ben bunu Gülen'in eski avukatı olarak düzeltmek istiyorum.' dedi.
Söz konusu davanın 2008'de sonuçlandığını ve Gülen'in beraat ettiğini belirten Aksoy, bu tarihten sonra Gülen'in avukatlığını üstlenmediğini, FETÖ ile ilişkili başka bir davada da avukatlık görevi yapmadığını beyan etti.
Sanık Aksoy, FETÖ'nün 'yargı imamı' olduğu belirtilen firari sanık Ahmet Can'ın yardımcısı olduğuna ilişkin suçlamaların da doğru olmadığını ileri sürdü.
Kapatılan Fatih Üniversitesi'nin mütevelli heyetinde yer alması nedeniyle de suçlandığını anlatan Aksoy, üniversitenin yasalara uygun şekilde kurulduğunu, kendisinin de üniversiteyi bünyesinde bulunduran vakıflara üye olduğunu kaydetti.
Söz konusu vakıflardan Temmuz 2013'te ayrıldığını aktaran Aksoy, belirtilen tarihte FETÖ'nün terör örgütü olarak anılmadığını söyledi, Aksoy, 'Ne bu vakıflarda yer alırken ne de Fetullah Gülen'in avukatlığını üstlenirken suç işleme kastım olmamıştır.' diye konuştu.
Aksoy, hakkında yakalama kararı verildikten sonra kendisinin ilgili makamlara giderek teslim olduğunu, bunun suçsuzluğunun delili olduğunu aktardı.
FETÖ üyesi ya da yöneticisi olmadığını iddia eden sanık Aksoy, 'Benim bu yapıyla tek bağım, Gülen'in avukatlığını yapmamdır. Benim bu yapıya hiçbir zaman maddi destek vermediğim ve toplantılarına katılmadığım sabittir. Ben hiçbir zaman kod adı da kullanmadım. Örgüt mensuplarının işlerini gizlilik ve tedbir içerisinde yürüttüğü belirtiliyor. Ben kendimi gizlemedim. Hiçbir zaman takiyye yapmadım ve yapmam. Beni tanıyanlar bilir, benim hiç arka planım olmadı.' ifadelerini kullandı.
Aksoy, suçsuz olduğunu belirterek mahkeme heyetinden tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Mütalaadan
Dava kapsamında 7 Şubat 2018'de görülen celsede Cumhuriyet Savcısı Adnan Gümüş tarafından esas hakkındaki mütalaa açıklanmış, eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile eski milletvekili İlhan İşbilen'in de aralarında bulunduğu tutuklu 7 sanığın 'ağırlaştırılmış müebbet' hapis ile cezalandırılması talep edilmişti.
Savcı Gümüş ayrıca, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında yer aldığı firari sanıklar hakkındaki dava dosyasının ayrılmasını, yargılama sırasında ölen Cemal Uşak hakkındaki davanın ise düşürülmesini istemişti.
Paralel yapı-11 Aralık (2015) 'Ankara 75 sanık (ilk 71 sanık) (Çatı) Lider Kadrosu' davası
(14 Nisan 2018, 14:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: