Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 268 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
14.04.2018 15:20 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 268 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
09.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, 15 Temmuz'da Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek isteyen darbecilere karşı mücadele verirken yaralanan polisler, müşteki sıfatıyla yaşadıklarını anlattı.
Polis memuru Bülent Kaya, darbe girişimine karşı koymak için geldiği Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde yaralandığını söyledi.
Emniyet binasının zırhlı araçlar tarafından kuşatılmak istendiğini ifade eden Kaya, tavırlarından komutan olduğunu düşündüğü rütbelinin, 'karargahın yönetime el koyduğunu ve teslim olmalarını' istediğini aktardı.
Bunun üzerine, söz konusu rütbeliye yaptığının yanlış olduğunu, memleketin bu kadar sorunu varken, asker ve polisin karşı karşıya gelmemesi gerektiğini söylediğini bildiren Kaya, 'Komutan, diğer askerlerin bu konuşmamdan etkilenmemesi için tüfeğin kurma kolunu çekerek ateş etti. Bunun üzerine hepsi bizi yaylım ateşine tuttu.' ifadelerini kullandı.
Kaya, sanıkların Ankara Emniyet Müdürlüğüne yönelik terör saldırısını bastırmak için geldiklerini iddia ettiklerini haberlerden okuduğunu aktararak, 'Sanıklar darbe girişimi için geldiklerini bizzat söylediler, bu nedenle savunmaları gerçeği yansıtmıyor.' dedi.
'Bütün hainlerden şikayetçiyim'
Müşteki Salih Özdemir de emniyet binasını ele geçirmek isteyen sanıkların başındaki komutanın TSK'nin yönetime el koyduğunu söylediğini aktardı.
Sanıkları yanlış yapmamaları konusunda uyardıklarını belirten Özdemir, 'Uyarılarımıza rağmen komutan, 'ateş serbest' emrini verince bize yoğun şekilde ateş edildi, yaralananlar oldu.' şeklinde konuştu.
Polis memuru Ertuğrul Kireç ise zırhlı araçtaki darbecileri etkisiz hale getirmeye çalıştığı sırada ayağının kırıldığını ifade ederek, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen başta olmak üzere bütün hainlerden şikayetçi olduğunu kaydetti.
Darbecilerin kontrolündeki helikopterin açtığı ateşten korunmak istediği sırada yaralandığını anlatan polis memuru Duray Erkan, 'Şubemizin penceresinden otopark görülüyordu. Buradaki personele ait araçlar zırhlılar tarafından eziliyordu. Emniyeti basan darbeciler, hedef gözetmeksizin ateş ediyordu.' diye konuştu.
Müşteki Muhammet Ali Yarar da asker üniformalı hainlerin ateşi sonucu yararlandığını belirterek, MOBESE görüntülerinde bu durumun açıkça görüldüğünü kaydetti.
Müşteki polis memuru Ali Yılmaz, uçaktan atılan bomba sonucu yaralandığını, sanıklardan şikayetçi olduğunu dile getirdi.
Müşteki polis memuru Ali Şarlı da bombalama sırasında şehit olan arkadaşını kaldırmak istediği sırada zırhlı aracın çarpması sonucu yaralandığını ifade ederek, darbecilerden şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi.
Müşteki polis memurları Fahri Uyar, Eyyüp Akdemir, Selami Kürlü, Ümit Akça, Kemal Küçük ve Turan Yeşilyurt da olay gecesi yaşadıklarını anlattı.
'Milletin hakimiyim'
Öte yandan, duruşma sırasında sanık eski yarbay Ejder Yıldırım'ın, avukatının duruşmada olmadığını belirterek, 'Biz böyle yargılanıyoruz, avukatım duruşmada yok. Avukat 300 tane sanığa bakıyor.' dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Melih Uçar da 'Vekalet verdiğiniz, ücret ödediğiniz avukatınızın mahkemeye gelmemesi bizim sorunumuz değildir.' karşılığını verdi.
Sanık Yıldırım'ın itirazlarını sürdürerek mahkeme heyetine 'Siz benim hakimim değil misiniz?' sorusuna, Mahkeme Başkan Uçar, 'Ben senin değil, milletin bağımsız hakimiyim, Türk milleti adına buradayım.' sözlerini kullandı.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
10.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, 15 Temmuz'da Ankara Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek isteyen darbecilere karşı mücadele verirken yaralanan polisler, müşteki sıfatıyla yaşadıklarını anlattı.
Müşteki polis memuru Cihan Genç, darbecilerin zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) araçlarla Ankara Emniyet Müdürlüğüne geldiklerini, uyarılara rağmen kendilerine ateş ettiklerini ifade etti.
Genç, sanıkların savunmalarında gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunduklarını belirterek, 'Sanıklara yaptıklarının anayasal suç olduğunu megafonla söyledim, duymamaları imkansızdı.' dedi.
Vatandaşların zırhlı araçların durdurulması için kendilerine yardımcı olduklarını anlatan Genç, 'Vatandaşlardan biri askerde ZPT kullandığını, yangın tüpü bulunması halinde aracı durdurabileceklerini söyledi. Yangın tüpünden aracın içine püskürtme yapılınca aracın kapağını açtılar. Aynı anda bize ateş edildi. Bunun üzerine ben de karşılık verdim. Bu esnada kolumdan yaralandım.' diye konuştu.
'Sanıklardan şikayetçiyim'
Müşteki polis memuru İlhami Dinç de olay tarihinde yıllık izinde olduğunu, televizyonda FETÖ'nün darbe girişimi olduğunu öğrenmesi üzerine görev yeri Ankara Emniyet Müdürlüğüne gittiğini söyledi.
Bir polis arkadaşının darbecilerin açtığı ateş sonucu şehit düştüğünü belirten Dinç, bunun üzerine zırhlı araçların yanına gidip polise neden saldırdıklarını sorarak tepki gösterdiğini dile getirdi.
Polis memuru Barış Ünyay ise 15 Temmuz'da evinde bulunduğunu, darbe girişimine ilişkin haberleri görünce Ankara Emniyet Müdürlüğüne gittiğini anlattı.
Burada darbecileri ikna etmeye çalışmalarına rağmen kendilerine silahla karşılık verildiğini bildiren Ünyay, sanıklardan şikayetçi olduğunu beyan etti.
'Yaşlı çifti vurdular'
Müşteki Cengiz Ekşi ise zırhlı araçların emniyetin önündeki TOMA'ları sürükleyerek içeri girmeye çalıştığını kaydetti.
Bu sırada olayı anlamaya çalıştığını dile getiren Ekşi, askerler ile polis arasına girmeye çalışan yaşlı bir çiftin darbeciler tarafından vurulduğunu aktardı. Ekşi, şu ifadeleri kullandı:
'Samsun yolu tarafından bir araç geldi. İçinden yaşlı bir çift indi ve bizimle darbecilerin arasına girdi. Yaşlı adam, zırhlı araçtakilere 'Yavrum ne yapıyorsunuz, yanlış yoldasınız yapmayın.' diyordu. Bunun üzerine yaşlı adama ateş ettiler, bacaklarından vurdular. Kadının bağırması üzerine ona da ateş ettiler. Arkadaşım yaşlı adama, ben de kadına yetiştim. Kadın nefes alamıyordu, o esnada bir genç ' Anne ve babamı vurdular.' deyip ağladı. İkisini hastaneye gönderdik.'
Duruşmada, 15 Temmuz'da Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek isteyen darbecilere karşı mücadele verirken yaralanan 73 yaşındaki gazi İbrahim Almacı, olay günü yaşadıklarını anlattı.
Hasta ziyareti için evinden ayrıldığını, İskitler İtfaiyesi önüne geldiğinde darbe girişimi faaliyetlerinin başladığını belirten Almacı, bunun üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne gittiğini ifade etti.
Almacı, 'Darbecilerin yaşlı, çocuk ve kadınlara ateş etmeyeceğini düşünmüştüm. Emniyet binasının karşısındaki köprüde konuşlanan askerlerin yanına gitmeye karar verdim, ancak zırhlı araçlara 15 metre kala üç asker bana ateş etti ve kolumdan yaralandım.' dedi.
Olayın şokuyla acısını hissetmediğini dile getiren Almacı, zırhlı araçların yanına vardığında halka ve polislere ateş etmemeleri konusunda darbecileri uyardığını söyledi.
'Dört kişi vuruldu'
Bütün çabalarına rağmen askerlerin zırhlı araçtan yoğun bir şekilde ateş etmeye devam ettiklerini ifade eden Almacı şöyle devam etti:
'Askerlere, 'Siz kime ateş ediyorsunuz? Bunlar sizin yakınlarınız, ağabeyleriniz, yapmayın.' dedim. Buna rağmen ateş etmeye devam ettiler. Zırhlı aracın hemen yanında olduğum için uzaktaki sivillere ateş ettiklerini görüyordum. Bu sırada 15 sivil, zırhlı araçların olduğu tarafa gelmeye başladı. Askerlerden birisi yere diz çöktü, silahını bunlara doğru seri şekilde ateşledi. Bu ateş sonucu 4 kişinin vurularak, düştüğünü gördüm ama akıbetlerini bilmiyorum.'
Almacı, akşam saati olması nedeniyle ateş edenlerin yüzlerini seçemediğini belirterek, yoğun ateşe rağmen, halkın darbecilerin kontrolündeki zırhlı araçları teslim almaya çalıştığını bildirdi.
Araçlardan birinin olay yerinden kaçarken kendisine çarptığını ve ikinci kez yaralandığını söyleyen Almacı, sanıklardan şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi.
Öte yandan sanıklar ve müştekiler ile taraf avukatları arasında yaşanan tartışma nedeniyle mahkeme heyeti, duruşmaya iki kez ara verdi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
12.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek isteyen darbecilere karşı mücadele verirken yaralanan müştekiler, olay günü yaşadıklarını anlattı.
Müştekilerden Mustafa Gökalp, 15 Temmuz'da darbecilerin saldırısına uğrayan Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün önüne gittiğini söyledi.
Darbecilerin zırhlı araçtan açtıkları ateş sonucu yaralandığını belirten Gökalp, karanlık olması sebebiyle kendisini vuranları teşhis edemediğini kaydetti.
Sanıklardan şikayetçi olan Gökalp, davaya katılma talebinde bulundu.
Müşteki Yaşar Gücenmez de emniyet binasının girişinde bir asker tarafından bacaklarından vurulduğunu anlattı.
Kendisini yaralayan kişinin güvenlik kameralarına yansıdığını ifade eden Gücenmez, sanıklardan şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi.
Müşteki Eşref Çelik de emniyet binasının karşısındaki üst geçitte konuşlanan asker kıyafetli kişilerce açılan ateş sonucu eşi ve kendisinin yaralandığını söyledi.
Çelik, hastaneye kaldırıldıktan sonra emniyet binasının uçaklar tarafından bombalandığı haberini aldığını kaydetti.
Müşteki Mehmet Yılmaz da darbecilerin kontrolündeki uçaktan atılan bomba nedeniyle kardeşiyle yaralandığını belirterek, 'Sanıklardan şikayetçiyim, bu davaya katılmak, sonuna kadar takipçisi olmak istiyorum.' dedi.
Olay gecesi polislerle girdiği çatışmada öldürüldüğü öne sürülen üsteğmen Ali Görmez'in eşi Gülseren Görmez'in de beyanını alan mahkeme, yarın devam edilmek üzere duruşmaya ara verdi.
13.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmeye çalışan darbecilere karşı mücadele verirken yaralanan müştekiler olay günü yaşadıklarını anlattı.
Müştekilerden Kemal Yıldız, FETÖ'nün darbe girişimini öğrendikten sonra teşebbüse karşı durmak için meydanlara çıktığını, işgal edilmeye çalışılan Ankara Emniyet Müdürlüğüne gittiğini söyledi.
Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:
'Olay tarihinde tankların yürüdüğünü görünce Ankara Emniyet Müdürlüğünün oraya gittim. Köprünün üstüne çıktığımda tanktaki askerler halka ateş açıyorlardı. Askerlerin rütbelerini göremiyordum çünkü yanlarına yaklaştırmıyorlardı. Tankın üzerinde de içinde de askerler vardı, bize ateş ediyorlardı. Ateşli silah ile sol ayak bileğimden yaralandım. Orada çok yaralanan kişi gördüm, hastaneye gidenler oldu. Bu yaralanmalar askerlerin ateşi sonucu gerçekleşti. Bombalama esnasında da bölgedeydim. Bu olay nedeniyle şikayetçiyim, kamu davasına katılmak istiyorum.'
Şevket Kaplan da müşteki olarak verdiği ifadede, 15 Temmuz akşamı evde olduğu sırada savaş uçakları ve helikopterlerin uçuş yaptığını gördüğünü, bunun ardından Ankara Emniyet Müdürlüğüne gittiğini belirtti.
Emniyete bomba atılmasına şahit olduğunu dile getiren Kaplan, olaylar esnasında elinden yaralandığını anlattı.
Sanıklardan şikayetçi olan Kaplan, davaya müdahillik talebinde bulundu.
Diğer müştekilerin de beyanlarını alan mahkeme, duruşmayı 16 Nisan Pazartesi'ye erteledi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-19 Nisan (2017) 'Ankara 266 sanık (ilk 268) Darbe/Mamak 28. Mek.Tug.' davası
(14 Nisan 2018, 15:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: