Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde 'yurtta sulh konseyi' üyelerinin de aralarında yer aldığı 224 sanığın yargılandığı 'Genelkurmay çatı' davasına devam edildi.
14.04.2018 15:04 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde 'yurtta sulh konseyi' üyelerinin de aralarında yer aldığı 224 sanığın yargılandığı 'Genelkurmay çatı' davasına devam edildi.
09.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Tanık olarak SEGBİS bağlantısıyla beyanda bulunan eski yarbay A.F.Ö, sanık eski yarbay Ertuğrul Terzi ile 1998'de tanıştığını ve onun FETÖ'nün evlerinde toplantılara katıldığını öne sürdü.
Terzi ile 1998'de piyade okulundayken tanıştığını belirten A.F.Ö, İstanbul Maltepe'deki bir örgüt evinde toplantıya da katıldığını iddiasını dile getirdi.
A.F.Ö, en son 20 yıl önce gördüğü Terzi'yi, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in kamera önüne çıkardığı 5 sanık arasından da teşhis etti.
Hakkındaki beyanlara karşı söz alan Terzi ise tanığa sorular sordu. A.F.Ö'nün, 'Yok, hatırlamıyorum.' gibi cevaplarına istinaden Terzi, 'Tipik bir iftira olayıyla karşı karşıyayım. 27 yıllık meslek ve öğrencilik hayatımda kendisini ismen dahi tanımadığım bu şahıs alenen iftira atıyor.' diye konuştu.
Kasırga, dilekçe verdi
Mahkeme Başkanı Dik, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın katılma talebinde bulunduğunu söyledi.
Dik, dava dosyasına eklenmek üzere 'Müşteki Fahri Kasırga'nın katılma talebini içerir dilekçeyi mahkememize gönderdiği görüldü.' dedi.
Kasırga'nın katılma talebi, daha sonra mahkemece değerlendirilecek.
'Tatbikat var lan'
Tanık S.Ö. de 15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı Emniyet Muhafız Taburunun doldur-boşalt istasyonunda nöbetçi uzman çavuş olarak görev yaptığını kaydetti. S.Ö, o gün akşam saatlerinde gelen sanık eski yarbay Gökhan Eski'nin, ne kadar mühimmat olduğunu sorduğunu, verdiği cevap üzerine 'Tatbikat var, hepsini alacağız.' dediğini iddia etti.
Veremeyeceğini belirtmesi üzerine Eski'nin 'Tatbikat var lan.' dediğini ileri süren S.Ö, tutanak karşılığında verebileceğini ifade etmesine karşılık da bu kez Eski'nin 'Salak mısın lan sen.' ifadesini kullandığını savundu. S.Ö, Eski'nin daha sonra 10-15 kişiye mühimmatları dağıttığını anlattı.
Söz isteyen Eski ise tanık beyanına katılmadığını, kamera kayıtları incelenirse kimseyi götürüp mühimmat istemediğinin görüleceğini söyledi.
Daha önceki tanık beyanlarına istinaden söz isteyen eski Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı Komutanı tuğgeneral Ali Osman Gürcan, kışladan çıktıklarında karşılaştıkları polislerden birinin, hakkındaki 'Yolu açın yoksa uçaklara bilgi verir destek isterim, burayı başınıza yıkarım.' şeklindeki beyanını kabul etmedi.
Gürcan, bir sene sonra başka davadan sanık olarak beyan veren bu polisin FETÖ'cü olduğunu ve etkin pişmanlıktan faydalandırılıp kurtarılmaya çalışıldığını öne sürdü. Hakkındaki başka tanıkların söylediklerine de cevap veren Gürcan, aleyhindeki bu beyanları kabul etmediğini belirtti.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde gizli tanık 'Yağmur', eski Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı Komutanı tuğgeneral Ali Osman Gürcan hakkında SEGBİS bağlantısıyla beyanda bulundu.
Gürcan'ı tanımadığını ancak kendisini Cizre Anadolu Lisesinde FETÖ mensuplarınca düzenlenen toplantıda gördüğünü öne süren 'Yağmur', bunun 2016'dan önce gerçekleştiğini ama tarihi tam olarak hatırlamadığını söyledi.
Gizli tanık, Gürcan'ın soruları üzerine toplantıya öğretmen olarak geldiğini, katılan diğer asker, kamu görevlisi ve diğer kişileri tanımadığını ileri sürdü.
Korumaları olmadan yalnız başına dışarı çıkmadığını anlatan Gürcan da böyle bir toplantıya katıldığı iddiasını kabul etmedi. Gürcan, 'Bu, tarafıma yapılmış kumpastan başka bir şey değildir.' ifadesini kullandı.
Gizli tanık, mahkeme başkanının isteği üzerine ayağa kaldırılarak, kamerayla tek tek gösterilen 5 sanıktan eski tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ı teşhis etti.
Duruşma, yarına ertelendi.
10.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Duruşmada FETÖ'nün 'Afrika kıta imamı' Necdet İçel'in şoförlüğünü yapmış H.S'nin SEGBİS vasıtasıyla tanık olarak beyanı dinlendi.
İçel'in İzmir Torbalı'daki çiftliğinde FETÖ mensuplarına yönelik toplantılar düzenlediği yönündeki daha önceki beyanlarını kabul eden H.S, bu toplantılara gelen kişilerin ön yolu değil çiftliğin arkasındaki yolu kullandığını anlattı.
H.S, 2014'te yine toplantı yapılacağı bir gün gelen araçlardan birini sorduğunda, 'Bilal' kod isimli Birol Özüm'ün, 'Genelkurmay İstihbarat Başkanı Mustafa' dediğini iddia etti.
Şahsın eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı korgeneral Mustafa Özsoy olup olmadığı sorulan H.S, kamera karşısına geçen Özsoy'u tanımadığını söyledi.
Özsoy da H.S'yi ilk kez gördüğünü, Torbalı'ya ise hiç gitmediğini iddia etti.
Mustafa Özsoy, ayrıca 2014'te EDOK'ta tümen komutanlığı yaptığını, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'na ise 2015'te atandığını bildirdi.
H.S, 'En büyük imamlardan biridir kendisi' dediği 'Bilal' kod isimli Birol Özüm'ün ses kayıtlarının yanı sıra çok sayıda fotoğrafın da bulunduğu belgeyi, İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekiline verdiğini, konuyla ilgili kayıtların da buradan istenmesini talep etti.
- 'Kendisinin tayin ettirdiğini söylemişti'
Tanık F.K. de astsubay rütbesiyle Kara Kuvvetleri Komutanlığında çalışırken, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'na alınıp, MİT'te görevlendirildiğini söyledi.
MİT'te görev yapan sanık eski albay Vural Akyıldırım ile burada tanıştığını anlatan F.K, 'Kendisi bana tayin olduğum yerdeki kadroyu kendisinin açtırdığını, kendisinin tayin ettirdiğini söylemişti.' dedi.
F.K, burada idari işlere baktığını, aynı zamanda Vural Akyıldırım'ın şoförlüğünü de yaptığını dile getirerek, bir gün arabasını yıkamaya götürdüğünde araçta gördüğü 5 CD'den birinin, örgütün bir yayın organına ait olduğunu söyledi. Kur'an CD'sinin üstünde örgütün yayın organının ismi bulunduğunu gördüğü için Akyıldırım'ın da FETÖ mensubiyeti olduğunu değerlendirdiğini kaydetti.
Kendisinin de 1992'de örgütle ilk kez tanıştığını ancak daha sonra ayrıldığını anlatan F.K, MİT'teki görevinden de geçtiğimiz ocak ayında açığa alınarak ayrıldığını bildirdi.
Vural Akyıldırım ise örgüt üyeliğini kabul etmedi.
- Sanık Akın Öztürk'ten eski Orgeneral Ünal'a cevap
Sanık eski orgeneral Akın Öztürk, duruşmada eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın ifadelerine cevap vermek istediğini belirterek söz istedi.
Öztürk, Ünal'ın, 'Defalarca ben onu aradım ama dönüş olmadı.' dediğini ifade ederek, 'Böyle bir şey yok. Olsaydı duyardım. Zaten emir astsubayım var, o duyardı.' dedi.
Abidin Ünal'ın, kendisini derdest eden korumaların Akın Öztürk'ün zamanından kalma korumalar olduğunu söylediğini de dile getiren Öztürk, bu korumaların bir kısmının kendi zamanından, bir kısmının da önceden kaldığını bildirdi.
Öztürk, özel sekreterinin, protokolde bulunan diğer çalışanlarının hepsinin tutuklu olduğuna yönelik ifadeler bulunduğunu da belirterek, Ünal'ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı'nın, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın etrafındakilerin de tutuklandığını söyledi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde talimatla beyanları alınan bazı tanıkların ifadeleri okundu, sanıklara da bu beyanlara karşı söz hakkı verildi.
Duruşma, daha sonra tanık beyanlarıyla devam edilmek üzere yarına ertelendi.
11.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
15 Temmuz gecesi, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'i derdest eden darbecilere karşı mücadele veren Üsteğmen Muhammet Reşit Budak, o gece yaşadıklarını anlattı.
Budak, 15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı güney nizamiyesinde nöbetçi olduğunu ifade ederek, MİT müsteşarının çıkışından sonra Genelkurmay Başkanı için çıkış hazırlığının verildiğini ancak sonradan iptal olduğunu bildirdi.
Yarbay Gökhan Eski'nin gelip silahların yerini sorduğunu, kendisinin de bu silahların doldur-boşalt istasyonunda olduğunu söylediğini belirten Budak, tatbikat yapılacağını belirten Eski'nin bu istasyonun nerede bulunduğunu sorması üzerine yerini gösterdiğini ifade etti.
Bir süre sonra alarm verildiğini, bunun üzerine teçhizatlarını giyindiğini dile getiren Budak, nizamiyeye gelen beyaz bir otobüsten inen özel kuvvetler mensubu personelin içeri giriş yaptığını anlattı.
Budak, ardından bariyerleri kaldırıp çıkış kapılarını kapattıklarını, girmeye ve çıkmaya çalışan araçları yönlendirdiklerini ifade ederek, çıkmaya çalışan ve üzerlerine doğru hızla gelen aracın önüne tabur komutanı Yarbay Tolga Kılınçarslan'ın geçtiğini belirtti.
Araçtan çıkan sivil kıyafetli bir kişinin 'Kapıyı açın, komutanınızı vururum.' diye bağırdığını ifade eden Budak, araç içinde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in de bulunduğunu söyledi.
Güler'in emir subayı olduğunu öğrendiği Mehmet Akkurt'un, tabur komutanı Tolga Kılınçarslan'a doğru ateş ettiğini, bu arada aracın da nizamiyeden çıkmaya çalıştığını söyleyen Budak, elindeki MP5 silahla ve tabancasıyla karşılık verdiğini kaydetti.
Budak, Kılınçarslan'ın yaralandığını, Akkurt'un da vurulduğunu ifade ederek, aracın arka tarafındaki Yaşar Güler'in de göz ve ellerinin bağlı olduğunu gördüğünü dile getirdi. Bir personelin Güler'i çıkarıp karargaha doğru götürdüğünü ifade eden Budak, telsizden ambulans isteyip Tevfik Üsteğmen ile Kılınçarslan'ı sevk ettiklerini bildirdi.
Budak, bu olaydan birkaç dakika sonra nizamiyeye gelen Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Gürak'a ne olduğunu anlattıklarını belirtti.
Muhammet Reşit Budak, olayı anlattıkları sırada 5-6 kişilik özel kuvvet personelinin Metin Gürak'ı bağlayıp karargaha doğru götürdüğünü ifade etti.
Ayyıldız bölgesine 23.00 civarında inen bir helikopterin Genelkurmay Başkanını alıp götürdüğünü anlatan Budak, uçakların sonik patlamalarına ve bir helikopterin nizamiyeyi taramasına da şahit olduğunu söyledi.
Budak, 00.00 civarında gelen tankların nizamiyeyi yıkıp içeri girdiğini, özel kuvvetler personelinin ise vatandaşları yaklaştırmadığını anlattı.
Özel kuvvetler mensuplarının sabaha doğru karargaha çekilmeye başladığını dile getiren Budak, sonrasında da özel harekat polislerinin geldiğini ve karargahtaki personelin teslim olduğunu aktardı.
Tanıklık yapan devresini 'Tipik FETÖ profili' olarak değerlendirdi
Tanık olarak dinlenen O.A. da 2013 sonuna doğru İsmail isimli mahrem imamın Emre Bağcı, Osman Aktaş ve kendisini bir eve çağırdığını ve görüştüklerini anlattı.
Yurt dışı görevden yeni geldiğini, mahrem imamın kendilerine ev tutmalarını önerdiğini bildiren O.A, o sırada Özel Kuvvetler Kursu başladığı için bunun gerçekleşmediğini söyledi. O.A, kendisinin Eğirdir'de, Emre Bağcı ve Osman Aktaş'ın ise Ankara'da kursa katıldığını belirtti.
Kurs bitiminden sonra mahrem imam İsmail'in kendilerini yine çağırdığını ve ev tutmaları önerisini yinelediğini anlatan O.A, Emre ve kendisinin bazı kötü alışkanlıkları bulunduğunu, Osman Aktaş'ın birlikte olmak istemediğini sonradan öğrendiklerini ifade etti.
O.A, 'Osman Aktaş 'Beni başka gruba verin' diye bir talepte bulunmuş. Osman ile bir daha görüşmedik.' dedi.
Evlilikleri konusunda da yönlendirilmeye çalışıldıklarını ancak Emre ve kendisinin kız arkadaşları olduğu için mahrem imamın teklifini kabul etmediklerini öne süren O.A, Osman Aktaş'ın birileriyle görüşmek için zaman zaman şehir dışına çıktığını öğrendiklerini anlattı.
Bu beyanlar üzerine söz alan Aktaş, O.A. için 'Tipik FETÖ profili.' dedi.
İddiaları kabul etmeyen Aktaş, O.A'yı da 'FETÖ'cü terörist' olarak nitelendirdi.
O.A'nın hapse girmemek için 'arkadaşını sattığını' öne süren Aktaş, FETÖ'cülerin dışarıda kalmak için çok çalıştığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, O.A'ya bir sorusu olup olmadığına ilişkin Aktaş, 'Ben teröriste soru sormam başkanım.' diye konuştu.
Duruşma, yarına ertelendi.
12.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Duruşmada tanık olarak dinlenen H.Z, sanık eski kurmay binbaşı Ahmet Durmaz hakkında beyanda bulundu.
Durmaz ile Edirne'de aynı birlikte olduklarını belirten H.Z, daha sonra farklı kışlalarda görev yaptıklarını söyledi.
H.Z, Durmaz'ın FETÖ mensubiyeti bulunduğunu iddia ederek onunla birlikte çalıştığı dönemde örgüt abisinin yönlendirmesiyle toplantılara katıldıklarını öne sürdü. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan H.Z, Durmaz ile ayrıldıktan sonra görüşmediklerini savundu.
Söz alan Durmaz ise tanık H.Z'nin iftira attığını ileri sürerek beyanlarını kabul etmedi.
Tanık eski savcı Y.K. de Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli sanık eski astsubay Mustafa Kocaaslan hakkında beyanda bulundu.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığını kaydeden Y.K, 2009'da lise son sınıftayken tanıştığı Kocaaslan'ın yönlendirmesiyle askeri okula yerleştirildiğini öne sürdü.
FETÖ'ye ait dershanede okuduklarını anlatan Y.K'ye karşılık Mustafa Kocaaslan ise dershaneye gitmediğini söyledi.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine Y.K, Kocaaslan'ı kurslardan hatırladığını bildirdi.
Kocaaslan, askeri okulu da birilerinin yönlendirmesiyle değil, isteği ve kendi imkanlarıyla kazandığını savundu.
Tanığın iftira attığını ileri süren Kocaaslan da Y.K'nin beyanını kabul etmediğini belirtti.
Daha sonra duruşmada eski Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Başkanı tümgeneral Mehmet Dişli'ye, Genelkurmay Karargahı ile Akıncı 4. Ana Jet Üssü 143. Filo'daki güvenlik kamerası görüntüleri izlettirildi. Dişli, görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu kabul etti.
Sanıklara, Akıncı Üssü'nün Genelkurmay Silahlı Kuvvetler Komuta Kontrol Merkezi ve Eskişehir'deki Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi ile yaptığı bazı konuşmaların da dinlettirildiği duruşma, yarına ertelendi.
13.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Duruşmada, firariyken Antalya'da geçen yıl ağustos ayında yakalanan ve 'yurtta sulh konseyi' üyeleri arasında yer alan sanık eski yarbay Özcan Karacan savunma yaptı.
Yurtta sulh konseyi üyeliğiyle ilgili henüz bir tek soru dahi olmadığını savunan Karacan, 'Çünkü böyle bir şey yok' diyerek, konseyle ilgili hiçbir alakası bulunmadığını iddia etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimiyle ilgili pilotları azmettirmekle suçlandığını belirten Karacan, 'Cumhurbaşkanımıza suikast davasında, oraya giden pilotları suça azmettirmekle suçlanıyorum. Bu da yenilir yutulur değil.' diye konuştu.
Karacan, ilgisi olmadığı halde Marmaris'te yaşananlara dahil edildiğini öne sürerek, İstanbul Kara Havacılık Alay Komutanlığından kalkan helikopterin ikinci pilotu Davut Uçum'u arayarak görevlendirdiği iddiasını kabul etmedi.
İrtibatta bulunsaydı bile bunu ikinci pilot ile değil, birinci pilot ile yapması gerektiğini iddia eden Karacan, 'Davut Uçum denilen şahısla hiçbir görüşmem veya aynı ortamda bulunmam söz konusu değildir. Sanığın, firari olduğum için iftira attığını düşünüyorum. Bu suçlamayı kabul etmiyorum.' dedi.
İzmir'deki 3. Kara Havacılık Komutanlığında görevli Murat Dağlı ile de bir görüşmesi olmadığını savunan Karacan, şöyle konuştu:
'Malumunuz ben o akşam kışla nöbetçi amiri olduğum için bu suçlamalara maruz kalıyorum. Ben o gece Güvercinlik Komutanlığı içindeki birliklere, İstanbul ve İzmir alayına emirler vermişim. Faaliyetlerini yönetmişim ama nedense emrim altında bulunan küçük bir birliğe yine sonradan öğrendiğim kadarıyla gecenin en büyük problemi olan yakıt ikmali için emir vermemişim. Ricada bile bulunmamışım. Sonuç olarak, olayla ilgili hiçbir faaliyetin içinde yer almadığımdan ve henüz detaylı bilgilere ulaşamadığımdan anlatacaklarım sığ kaldı.'
Karacan, ayrıntılı savunmasını, talep ettiği belgeler kendisine ulaşınca yapacağını ifade ederek beraat talebinde bulundu.
Bazı sanıklara 143. Filo'daki görüntüleri izlettirildi
Daha sonra duruşmada bazı sanıklara, Akıncı Üssü 143. Filo'da bulundukları sırada güvenlik kameralarınca çekilen görüntüleri izlettirildi.
Sanık eski Jandarma İstihbarat Okul Komutanı albay Murat Koçyiğit, filo koridorlarındaki bazı görüntülerde, sivil kıyafetli kişinin kendisini olduğunu söyledi. Koçyiğit, ancak o gece kamuflaj giymediğini ve kamuflajlı kişinin kendisi olmadığını iddia etti.
Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı eski Teşkilat Şube Müdürü kurmay albay Bilal Akyüz de görüntülerle oynandığını savunarak, tarafsız bir bilirkişi raporu düzenlenmediği sürece bu görüntülere itibar etmediğini belirtti. Akyüz, önceki beyanlarını da geri aldığını ifade etti.
Sanık eski Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık ve İzmir 2. Ana Jet Üssü eski komutanı tümgeneral Kubilay Selçuk ise görüntülerdeki kişilerin kendileri olduğunu kabul etti.
Eski kurmay albay Fırat Alakuş da görüntüleri duruşma salonunda izleyerek değil, inceledikten sonra yorum yapacağını söyledi.
Sanıklardan Akıncı 4. Ana Jet Üssü eski komutanı tuğgeneral Hakan Evrim'e de ona ait olduğu belirtilen telefon görüşmeleri dinletildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Savcı, sanıklar hakkındaki yakalama kararının infazının beklenmesine, sanık ve sanık müdafilerinin soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin reddine, tutuklu sanıkların bu halinin devamına karar verilmesini istedi. İddia makamı, dava dosyasının esas hakkında mütalaa hazırlanması için tarafına verilmesini talep etti.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, aranın ardından, tanıklar adına yazılan talimatların beklenmesine, bir kısım sanık ve müdafilerinin soruşturmanın genişletilmesi talepleri ile tanık dinletme taleplerinin dosyaya bir yenilik katmayacağından reddine karar verildiğini belirtti.
Dosyanın esas hakkında mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcılığına verilmesini kararlaştıran heyet, sanık Genelkurmay Başkanlığı Destek Kıtaları Grup Komutanlığı Nöbetçi Amiri eski binbaşı Murat Pekgüler'in adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmetti.
Duruşma 7 Mayıs'a ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-03 Mart (2017) 'Ankara 224 sanık (ilk 221) Darbe Ana (Çatı) Yapılanması' davası
(14 Nisan 2018, 15:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: