Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında yaşanan eylemlere ilişkin 330 kişi hakkında açılan davada, sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarına devam edildi.
07.04.2018 17:05 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında yaşanan eylemlere ilişkin 330 kişi hakkında açılan davada, sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarına devam edildi.
03.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar ve avukatları ile bazı şikayetçilerin avukatları katıldı.
Savunma yapan eski uzman çavuş Ramazan Aşık, olay günü tabur komutanının "Ankara'da terör olayları var. Güvenlik güçlerine desteğe gideceksiniz." emriyle konvoy halinde kışladan çıktıklarını anlattı.
Bir süre Ankara yönüne ilerlediklerini aktaran Aşık, yoldayken kendilerinden sorumlu komutanların darbe girişimini öğrenmeleri üzerine kışlaya geri döndüklerini beyan etti. Rütbesi gereği kendisine verilen emirleri sorgulama konumunda olmadığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini belirten Aşık, beraatını istedi.
Sanık eski uzman çavuş Süleyman Keçebaş da olay tarihinde ağır araç şoförü olarak görev yaptığını, TSK'deki hiyerarşik sıralamada en alt rütbede bulunduğunu, emir verme yetkisinin olmadığını ifade etti.
Keçebaş, batarya komutanının gece eğitimi emri üzerine içtima alanında toplandıklarını silah teçhizat ve mühimmat taşıyıcı araçlarla kışladan çıkarak Ankara istikametine hareket ettiklerini daha sonra Kargalı mevkisinde trafik yoğunluğu nedeniyle durduklarını o sırada vatandaşlardan darbe girişimini öğrendiğini belirtti.
Amirlerinin verdiği emirleri uygulamak zorunda olduğunu kaydeden Keçebaş, darbe girişiminin yaşandığı gece boyunca hiçbir şekilde kanunsuz emir almadığını öne sürdü. Sanık Keçebaş, terör olaylarına karşı güvenlik önlemi almak için kışladan çıkarıldıklarını, komutanları tarafından kandırıldığını savundu.
Kendisini bu duruma düşürenlerden şikayetçi olduğunu kaydeden Keçebaş, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını, ByLock gibi yazışma programları kullanmadığını iddia ederek, beraat talebinde bulundu.
Sanık eski uzman çavuş Tuğrul Güleç terör olaylarına karşı güvenlik önlemi almak için kışladan çıkarıldıklarını, darbe girişiminden habersiz olduğunu, sonraki süreçte ise mağdur edildiğini savundu.
"Emir verdiler bir kamyonun kasasına bindirip, kışla dışına çıkardılar." diyen Güleç, sabaha kadar kanunsuz hiçbir eylemin içinde olmadan araçta beklediğini sonrasında gelen polis ekiplerine direnmeden teslim olduğunu söyledi.
TSK bünyesine en alt seviyedeki bir personel olarak, eylemleri yönetme ve yönlendirme yetkisi olmadığını belirten Güleç, mahkeme heyetinden verecekleri kararda içinde bulunduğu durumu ve rütbeyi göz önünde bulundurmalarını talep etti.
Sanık eski üsteğmen Enes Demir de esas hakkındaki mütalaada darbe girişiminden haberdar olduğu ifadesinin gerçeği yansıtmadığını savundu. Demir, daha önceki ifadelerini tekrarladığını belirterek beraatini istedi.
Savunma yapan eski uzman çavuş Azmi Gönüllü de FETÖ üyesi olmadığını, darbe girişimine katılmadığını savundu.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Savunma yapan eski uzman çavuş Ramazan Aşık, olay günü tabur komutanının "Ankara'da terör olayları var. Güvenlik güçlerine desteğe gideceksiniz." emriyle konvoy halinde kışladan çıktıklarını anlattı.
Bir süre Ankara yönüne ilerlediklerini aktaran Aşık, yoldayken kendilerinden sorumlu komutanların darbe girişimini öğrenmeleri üzerine kışlaya geri döndüklerini beyan etti. Rütbesi gereği kendisine verilen emirleri sorgulama konumunda olmadığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini belirten Aşık, beraatını istedi.
Sanık eski uzman çavuş Süleyman Keçebaş da olay tarihinde ağır araç şoförü olarak görev yaptığını, TSK'deki hiyerarşik sıralamada en alt rütbede bulunduğunu, emir verme yetkisinin olmadığını ifade etti.
Keçebaş, batarya komutanının gece eğitimi emri üzerine içtima alanında toplandıklarını silah teçhizat ve mühimmat taşıyıcı araçlarla kışladan çıkarak Ankara istikametine hareket ettiklerini daha sonra Kargalı mevkisinde trafik yoğunluğu nedeniyle durduklarını o sırada vatandaşlardan darbe girişimini öğrendiğini belirtti.
Amirlerinin verdiği emirleri uygulamak zorunda olduğunu kaydeden Keçebaş, darbe girişiminin yaşandığı gece boyunca hiçbir şekilde kanunsuz emir almadığını öne sürdü. Sanık Keçebaş, terör olaylarına karşı güvenlik önlemi almak için kışladan çıkarıldıklarını, komutanları tarafından kandırıldığını savundu.
Kendisini bu duruma düşürenlerden şikayetçi olduğunu kaydeden Keçebaş, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını, ByLock gibi yazışma programları kullanmadığını iddia ederek, beraat talebinde bulundu.
Sanık eski uzman çavuş Tuğrul Güleç terör olaylarına karşı güvenlik önlemi almak için kışladan çıkarıldıklarını, darbe girişiminden habersiz olduğunu, sonraki süreçte ise mağdur edildiğini savundu.
"Emir verdiler bir kamyonun kasasına bindirip, kışla dışına çıkardılar." diyen Güleç, sabaha kadar kanunsuz hiçbir eylemin içinde olmadan araçta beklediğini sonrasında gelen polis ekiplerine direnmeden teslim olduğunu söyledi.
TSK bünyesine en alt seviyedeki bir personel olarak, eylemleri yönetme ve yönlendirme yetkisi olmadığını belirten Güleç, mahkeme heyetinden verecekleri kararda içinde bulunduğu durumu ve rütbeyi göz önünde bulundurmalarını talep etti.
Sanık eski üsteğmen Enes Demir de esas hakkındaki mütalaada darbe girişiminden haberdar olduğu ifadesinin gerçeği yansıtmadığını savundu. Demir, daha önceki ifadelerini tekrarladığını belirterek beraatini istedi.
Savunma yapan eski uzman çavuş Azmi Gönüllü de FETÖ üyesi olmadığını, darbe girişimine katılmadığını savundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski uzman çavuş Ali Kaya, TSK'de 13 yıldır şoför olarak görev yaptığını, emrinde herhangi bir personel olmadığını, bu yüzden darbe girişiminin yaşandığı gece kimseye emir vermediğini belirtti.
İradesi dışında kışla dışına çıkarıldığını, rütbesi gereği komutanlarının verdiği emirleri sorgulama konumunda olmadığını ileri süren Kaya, hiçbir şahsa ve kamu malına zarar vermediğini belirterek, beraat talebinde bulundu.
Sanık Emrah Unutkan da olay tarihinde uzman onbaşı rütbesiyle görev yaptığını anlattı. Olay günü komutanlarının emriyle terör saldırısına karşı dışarı çıkıldığı, intikal sırasında herhangi bir engellemeyle karşılaşmadığını, ailesinin aramasıyla darbe girişiminden haberdar olduğunu savundu.
Polatlı'daki karargahtan çıkıp Temelli'ye ulaşana kadar herhangi bir tehdide maruz kalmadıklarını ifade eden Unutkan, "Biz darbe amacıyla kışladan çıkmadık. Komutanların emirlerini uyguladık, bizim konumumuzdaki askerler emri sorgulayamaz. Aslında bu durum herkes tarafından bilinen gerçektir. Darbe girişimi olduğunu öğrendikten sonra Ankara'ya ilerlemedik, kimseye zarar vermedik. Beraatimi istiyorum." şeklinde savunma yaptı.
Sanık eski uzman çavuş Emre Ertosun da olay günü rutin faaliyetlerden sonra saat 19.00 sıralarında birlik komutanın emriyle silah ve teçhizatlı alarak içtimaya çıktıklarını, ardından emir doğrultusunda araçlara bindiklerini söyledi.
Ertosun, bir müddet konvoy halinde Ankara yönünde ilerledikten sonra başlarında bulunan komutanın emri üzerine durduklarını, güvenlik güçleri gelene kadar herhangi yasa dışı eylemde bulunmadığını savundu. Bir uzman çavuş olarak verilen emirleri icra etmekten başka bir görevi olmadığı ileri süren Ertosun, darbe girişiminde kendisini kullanmaya çalışan üst rütbeli komutanlarından şikayetçi olduğunu beyan etti.
Eski uzman çavuş Gökhan Bulgan da terör olayını bastırmak için görev alacakları söylenerek kışla dışına çıkarıldıklarını savunarak, "Biz o gece bir terör saldırısını önlemek için görevlendirildiğimizi sanarken hain bir amaca alet edildiğimizi sonradan anladık." dedi.
Polatlı'daki 58. Topçu Tugayı kışlasından çıktıktan bir süre sonra konvoyun durduğunu belirten Bulgan, ne olduğunu anlayamadığı birden halkın tepki gösterdiğini ve araçları hareket ettirmeden beklediklerini kaydetti.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
04.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar ve avukatları ile bazı şikayetçilerin avukatları katıldı.
Savunma yapan eski uzman çavuş Cuma Tolga Özçelik, olay günü nöbetçi olduğunu, içtimada batarya komutanının gece eğitimi olacağını söylemesi üzerine tugay personelinin kışlayı terk etmediğini beyan etti.
Dönemin Tugay Komutanı eski tuğgeneral Murat Aygün'ün emriyle Ankara'daki kolluk kuvvetlerine desteğe gideceklerini ve orada denetleme yapılacağının söylendiğini belirten Özçelik, içtima alanında bir müddet bekledikten sonra Aygün'ün emriyle kışladan konvoy halinde çıkıp Ankara yönünde ilerlediklerini söyledi. Temelli'de trafik yoğunluğundan durduklarını, ardından yolun açıldığını ifade eden Özçelik, "Yapracık mevkiine geldiğimizde ilerleyemedik. Orada vatandaşlardan darbe girişimini öğrendik." diye konuştu.
O gece kendisine verilen emrin sadece "araç bin" olduğunu ve bunun da kanunsuz olmadığını öne süren Özçelik, savunmasına şöyle devam etti:
"Ben bir uzman çavuşum. Neden darbeyle ilişkilendiriliyorum anlam veremiyorum. Banker Bilo filmine döndü. 'Almanya Münih'e götürüyoruz' diye yola çıkardılar, getirip Sincan Cezaevi'ne koydular. Başkanım, benim burada olmamın sebebi, kendini 1 dolara satmış komutan görünümlü teröristlerden aldığımız emirlerdir. Lütfen bu durumu değerlendirin."
Sanık eski uzman çavuş Veli Ürkmez, terör saldırısı gerekçe gösterilerek komutanları tarafından kışladan dışarı çıkarıldığını, silah kullanmadığını kimseye zarar vermediğini savundu.
FETÖ üyesi olduğu yönündeki suçlamayı kabul etmeyen Ürkmez, örgütün okullarına gitmediğini, şifreli haberleşme programlarını kullanmadığını öne sürdü. Emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini savunan Ürkmez, beraat talebinde bulundu.
Sanık eski uzman çavuş Veli Çalışkan da TSK'de şoför olarak görev yaptığını, akşam saatlerinde gelen gece eğitimi emri üzerine saat 22.00 civarında kışlaya giriş yaptığını beyan etti.
Kışlada bazı araçların konvoy halinde intikal düzeni aldığını gördüğünü söyleyen Çalışkan, daha sonra verilen emir üzerine, konvoyun hareket ettiğini, Yapracık yokuşunda araçların durduğunu belirtti. Çalışkan, orada sosyal medyadan ve yanlarına gelen vatandaşlardan darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini, daha sonra polisin geldiğini ve araçları güvenli bir yere çektiklerini kaydetti.
"Ben milletime kurşun sıkacak biri değilim. Komutanlarımız, vatan bayrak ve millet sevgimizi suistimal ettiler." diyen Çalışkan, beraat talebinde bulundu.
Tutuksuz sanık Şaban Demiraslan da Topçu okulunda Topçuluk Kurul Başkanı olduğunu beyan etti. Darbe girişiminden önce Topçu ve Füze Okulunda görev yaptığını, emir komutasında herhangi bir birliğin yer almadığını, karargahtaki eğitim faaliyetlerinden sorumlu olduğunu belirten Demiraslan, darbe girişimine katılmadığı savundu.
Birinci sicil amiri albay Güngör Gazi Karslı'nın emri üzerine kışlaya gittiğini öne süren Demiraslan, kışlaya geldiğinde Karslı'nın kendisine Murat Aygün'ün uygunsuz emirler verdiğini, olumsuz bir durum yaşanmaması için yanında yer almasını istediğini bildirdi.
Darbe girişiminin Topçu ve Füze Okuluna sirayet etmemesi için bir dizi önlem almaya başladıklarını belirten Demiraslan, karargahtaki öğretmen subaylara "Herkes odasına gitsin, kimse dışarı çıkmasın. Benden başka kimseden emir almayacaksınız." şeklinde emir verdiğini söyledi.
Demiraslan, FETÖ üyesi olmadığını darbe girişimine katılmadığını savunarak beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Savunma yapan eski uzman çavuş Cuma Tolga Özçelik, olay günü nöbetçi olduğunu, içtimada batarya komutanının gece eğitimi olacağını söylemesi üzerine tugay personelinin kışlayı terk etmediğini beyan etti.
Dönemin Tugay Komutanı eski tuğgeneral Murat Aygün'ün emriyle Ankara'daki kolluk kuvvetlerine desteğe gideceklerini ve orada denetleme yapılacağının söylendiğini belirten Özçelik, içtima alanında bir müddet bekledikten sonra Aygün'ün emriyle kışladan konvoy halinde çıkıp Ankara yönünde ilerlediklerini söyledi. Temelli'de trafik yoğunluğundan durduklarını, ardından yolun açıldığını ifade eden Özçelik, "Yapracık mevkiine geldiğimizde ilerleyemedik. Orada vatandaşlardan darbe girişimini öğrendik." diye konuştu.
O gece kendisine verilen emrin sadece "araç bin" olduğunu ve bunun da kanunsuz olmadığını öne süren Özçelik, savunmasına şöyle devam etti:
"Ben bir uzman çavuşum. Neden darbeyle ilişkilendiriliyorum anlam veremiyorum. Banker Bilo filmine döndü. 'Almanya Münih'e götürüyoruz' diye yola çıkardılar, getirip Sincan Cezaevi'ne koydular. Başkanım, benim burada olmamın sebebi, kendini 1 dolara satmış komutan görünümlü teröristlerden aldığımız emirlerdir. Lütfen bu durumu değerlendirin."
Sanık eski uzman çavuş Veli Ürkmez, terör saldırısı gerekçe gösterilerek komutanları tarafından kışladan dışarı çıkarıldığını, silah kullanmadığını kimseye zarar vermediğini savundu.
FETÖ üyesi olduğu yönündeki suçlamayı kabul etmeyen Ürkmez, örgütün okullarına gitmediğini, şifreli haberleşme programlarını kullanmadığını öne sürdü. Emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini savunan Ürkmez, beraat talebinde bulundu.
Sanık eski uzman çavuş Veli Çalışkan da TSK'de şoför olarak görev yaptığını, akşam saatlerinde gelen gece eğitimi emri üzerine saat 22.00 civarında kışlaya giriş yaptığını beyan etti.
Kışlada bazı araçların konvoy halinde intikal düzeni aldığını gördüğünü söyleyen Çalışkan, daha sonra verilen emir üzerine, konvoyun hareket ettiğini, Yapracık yokuşunda araçların durduğunu belirtti. Çalışkan, orada sosyal medyadan ve yanlarına gelen vatandaşlardan darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini, daha sonra polisin geldiğini ve araçları güvenli bir yere çektiklerini kaydetti.
"Ben milletime kurşun sıkacak biri değilim. Komutanlarımız, vatan bayrak ve millet sevgimizi suistimal ettiler." diyen Çalışkan, beraat talebinde bulundu.
Tutuksuz sanık Şaban Demiraslan da Topçu okulunda Topçuluk Kurul Başkanı olduğunu beyan etti. Darbe girişiminden önce Topçu ve Füze Okulunda görev yaptığını, emir komutasında herhangi bir birliğin yer almadığını, karargahtaki eğitim faaliyetlerinden sorumlu olduğunu belirten Demiraslan, darbe girişimine katılmadığı savundu.
Birinci sicil amiri albay Güngör Gazi Karslı'nın emri üzerine kışlaya gittiğini öne süren Demiraslan, kışlaya geldiğinde Karslı'nın kendisine Murat Aygün'ün uygunsuz emirler verdiğini, olumsuz bir durum yaşanmaması için yanında yer almasını istediğini bildirdi.
Darbe girişiminin Topçu ve Füze Okuluna sirayet etmemesi için bir dizi önlem almaya başladıklarını belirten Demiraslan, karargahtaki öğretmen subaylara "Herkes odasına gitsin, kimse dışarı çıkmasın. Benden başka kimseden emir almayacaksınız." şeklinde emir verdiğini söyledi.
Demiraslan, FETÖ üyesi olmadığını darbe girişimine katılmadığını savunarak beraat talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski uzman çavuş Ufuk Demirel, "Ankara'da terör saldırısı var, kolluk kuvvetlerini desteklemek için gidiyoruz." denilerek konvoy halinde kışladan çıktıklarını anlattı.
Bir müddet Ankara yönüne ilerlediklerini ifade eden Demirel, yoldayken kendilerinden sorumlu komutanların darbe girişimini öğrenmeleri üzerine Yapracık mevkisinde durduklarını beyan etti. Demirel, orada sosyal medyadan ve yanlarına gelen vatandaşlardan darbe girişimini öğrendiklerini, daha sonra güvenlik güçlerine sığındıklarını kaydetti.
Rütbesi gereği kendisine verilen emirleri sorgulama konumunda olmadığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini belirten Demirel, beraatini istedi.
Tutuksuz sanık Varol Aydın da darbe girişimi sırasında Tugay Erkan Başkanlığına vekalet ettiğini, karargaha gelen evrakların işleme konulması, ilgili birimlere gönderilmesi işlemini yapan birimin kendisine bağlı olduğunu anlattı. Darbe girişiminin yaşandığı akşam saatlerinde Genelkurmay'dan atama emrini içeren bir mesaj geldiğini ifade eden Varol Aydın, emirde Füze ve Topçu Okul Komutanı Tümgeneral Osman Ünlü'nün 4. Kolordu Komutanı olarak atandığı bilgisinin yer aldığını bildirdi.
Bu kanunsuz emrin muhatabının karargah dışında bulunan Osman Ünlü olduğundan kendisine gelen emri aktardığını ifade eden Aydın, daha sonra sıkıyönetim direktiflerinin geldiğini ancak bu emirlerin yasal olmadığını fark ettiği için işleme koymadığını ileri sürdü.
Evinde yapılan aramalarda ele geçirilen "F serisi"nde iki adet 1 dolarlık banknotun mütalaada suç olarak isnat edilmesini yadırgadığını belirten Aydın, "Almanya'da yaşayan kardeşim, o dolarları imzalayarak kızıma hediye olarak verdi. Paraların üzerinde tarih ve imzası da vardı. Eğer bu paralara karşı endişem olsaydı yırtar atardım. Çünkü evim olaydan bir ay sonra arandı." savunmasını yaptı.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Mütalaadan
Davanın 14 Şubat 2018'de görülen duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Hamza Yokuş, Polatlı 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığındaki darbe girişimine yönelik eylemleri özetledikten sonra sanıklar hakkındaki talebini açıklamıştı.
Savcı Yokuş, aralarında sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinden eski tümgeneral Osman Ünlü ve eski tuğgeneral Murat Aygün ile eski albay Selçuk Serhat Pesek ve eski yarbay Abdülkerim Ceyhan'ın da bulunduğu 267 sanığın "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etmişti.
Mütalaada ayrıca, olay tarihinde vatani görevini yapan 62 er ve erbaş ile 1 sivil memurun ise "isnat edilen suçları işlediklerine dair mahkumiyetlerini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden" beraatlerine karar verilmesi istenmişti.
06.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Duruşma, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görüldü.
58. Topçu Tugayına 20 kilometre mesafedeki Sakarya Kışlası'nda konuşlu Eğitim Destek ve Tatbikat Alay Komutanlığında görevli olduğunu ifade eden sanık eski albay Alper Erkaya, birliğe 22.50'de emirle çağrıldığını, darbe girişiminin yaşandığı akşam eylemsiz kalarak, talimat beklemediğini, 23.00'ten itibaren alayının emniyetini aldığını ve darbeye karşı bir mücadele ortaya koyduğunu savundu.
Erkaya, "Emrimdeki alayı çaresiz bırakacak ortamlar yaratmadım. Yalan yanlış emirler vererek, onları kışlalarının dışına çıkarmadım. Birlik komutanı olarak, gerekli tedbirleri aldım ve mücadeleyi ilk andan itibaren verdim. Emrimdeki 650 personelden bir kişi bile eline silah almadı, kışlasını terk etmedi ve bu hain teşebbüse katılmadı." dedi.
Devlete bağlılığını, 15 Temmuz gecesi uçakların, helikopterlerin her yeri bombaladığı, kimsenin renginin belli olmadığı, darbe teşebbüsünün en güçlü olduğu zannedilen saatlerde, henüz siyasi açıklama bile yapılmamışken verdiği mücadele ile gösterdiğini iddia eden Erkaya, bunu yaparken, kararsızlık yaşamadığını, oyalanmadığını, durumu izleyip ona göre karar vermeye çalışmadığını, mücadeleye ilk anda başladığını ileri sürdü.
Erkaya, şöyle devam etti:
"Ben ne FETÖ'cüyüm, ne vatan hainiyim. Emirle çağrıldığım ortamda, ilk andan itibaren sabaha kadar kendi irademle aldığım kararlar ve tedbirler neticesinde, Polatlı'nın en büyük kışlası olan Sakarya Kışlası'nda tek bir personel bile eline silah almamış, kışlalarını terk etmemiş ve darbe teşebbüsüne katılmamıştır. Ben örnek bir liderlik gösterdiğimi düşünüyorum. Ben elime silah dahi almadığım gibi emrimdeki personele de aldırmadım. Alayıma ve kışlama sahip çıktığım aşikardır."
Sanık eski yarbay Murat Dinlecener ise tugay komutanının emri üzerine, Gölbaşı'nda terör saldırısı olduğu gerekçesiyle konvoy halinde yola çıktıklarını ancak seyir halindeyken Türk bayrakları taşıyan vatandaşları görünce ve gelen telefonlardan darbe girişiminden haberdar olduklarını öne sürdü.
Kandırıldıklarını da vatandaşa anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Dinlecener, ancak "Biz yine de sizi polise teslim edeceğiz" cevabı aldıklarını, buna rağmen orada bir gözaltı yaşanmadığını söyledi. Dinlecener, polisle görüştükten sonra araçlarına binerek, Polatlı İlçe Emniyet Müdürlüğüne geçtiklerini, gözaltı işleminin de burada yaşandığını bildirdi.
Dinlecener, "Masumum ve mağdurum, acilen tahliyemi, beraatimi talep ediyorum, hainlerle hain olmayanları ayırmanızı ve bunu da geciktirmemenizi talep ediyorum." diye konuştu.
Duruşmada, eski kursiyer teğmen Abdurrahman Batur, tutuksuz sanıklar L.Ç, M.E.G. ve S.Ş. de savunma yaparak beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya pazartesi devam edilmek üzere ara verildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-22 Aralık (2016) 'Ankara 330 sanık Darbe/Polatlı 58. Topçu Tugayı' davası
(07 Nisan 2018, 17:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: