İstanbul Büyükada'da, Taksim Gezi Parkı olayları benzeri yeni kaos eylemleri planlama amacıyla yapılan toplantıya ilişkin, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu tutuksuz biri tutuklu 11 sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'silahlı terör örgütüne yardım etme' suçlarından on beşer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.
04.02.2018 13:52 İstanbul Büyükada'da, Taksim Gezi Parkı olayları benzeri yeni kaos eylemleri planlama amacıyla yapılan toplantıya ilişkin, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu tutuksuz biri tutuklu 11 sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'silahlı terör örgütüne yardım etme' suçlarından on beşer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.
31 Ocak'ta İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar İdil Eser, İlknur Üstür, Nalan Erkem, Özlem Dalkıran, Günal Kurşun, Nejat Taştan ve Veli Acu ile avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç ise duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Aralarında yabancı uyruklu gözlemcilerin de bulunduğu çok sayıda kişinin ilgi gösterdiği duruşmada, yer darlığı nedeniyle bazı basın mensupları ve izleyiciler salona alınmadı.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen toplantının yapıldığı otelin yöneticisi Mesut Savucu, toplantıdan yaklaşık bir ay önce tutuksuz sanık Özlem Dalkıran'dan kendisine bir elektronik posta geldiğini anlatarak, kendisinin de cevabi mailde Dakıran'a fiyat bilgilerini içeren mail yolladığını söyledi.
Dalkıran'ın bunun üzerine konaklayacak kişilerin bilgilerini gönderdiğini aktaran Savucu, 'Toplantının başlamasının 4'üncü gününde polis baskını oldu. Katılımcıların bize özel veya gizli bir toplantı yeri talepleri olmadı. Toplantı süresince otel personelinin toplantı yapılan yere girmemesi yönünde bir talepleri de olmadı. Toplantının yapıldığı yer, başka kişilere de tahsis ettiğimiz bir toplantı odasıydı. Normal otel müşterileri gibi havuza giriyorlardı, yemek yiyorlardı.' diye konuştu.
Savucu, konaklama ve toplantı giderlerinin yaklaşık 17 bin lira olduğunu ifade ederek, ödemenin Hollanda merkezli bir tüzel kişilikten geldiğini dile getirdi.
Savucu, 'Belgesini mahkemeye sunabilirim. Otelimizde kalıp ücret ödemeden giden kimse olmadı. Toplantı salonunun girişini gören kamera da vardır. Otelde kalan diğer misafirlerimiz toplantı salonunun kapısının önünü rahatlıkla görebilirler. Havuza, kahvaltı salonuna ve terasa geçmek için bu yolu kullanmak zorundadırlar.' ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Kılıç savunma yaptı
Tutuklu sanık Taner Kılıç da savunmasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ'nün şifreli haberleşme programı 'ByLock' konusunda yönlendirme olduğunu kabul ettiğini belirterek, bu durumun listelerin tümünün doğru olmadığını ortaya koyduğunu savundu.
Kendisi gibi bazı mağdurların halen tespit edilemediğini anlatan Kılıç, 'Keşke mahkeme bu durumu tespit etseydi. MİT ve BTK'nın listelerine bağlı kalınması yanlıştır ve hukuka aykırıdır. Yeni listeler de şeffaf değildir. ByLock kullanmakla suçlanan kişiler suçsuzluğunu kanıtlamak zorunda bırakılmıştır.' iddiasında bulundu.
Kılıç, kıble pusulası ve namaz vakitleri programını telefonu aldıktan sonra yüklediğini ifade ederek, 'İncelemenin bu kadar uzun süredir yapılmamasının suçlusu ben miyim? Tutukluluğumun 8. ayının sonuna geldik. Burada artık açık bir şekilde hak ihlali vardır. Bunu artık Af Örgütü Başkanı olmama bağlıyorum.' dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 bin 480 kişilik listenin oluşturulmasına ilişkin belgelerin istenmesini talep eden Kılıç, BTK'dan yeni bir çalışma olup olmadığının sorulmasını istedi.
Savcı, tutukluluğun devamını istedi
Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanık Taner Kılıç'ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç'ın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak hakkında yurt dışına çıkış yasağı koyarak tahliyesine karar verdi.
BTK'ya yazı yazılarak ByLock'la ilgili yeni bir çalışma olup olmadığının istenmesine karar veren mahkeme, tutuksuz sanıkların duruşmadan vareste tutulmasını kararlaştırarak duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç hakkında 'Silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla, diğer şüpheliler hakkında ise, 'Silahlı terör örgütüne yardım etme' suçlamasıyla 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanıkların Adalet Yürüyüşü'nü kaosa çevirmeye çalışmak istedikleri, PKK, DHKP-C ve FETÖ terör örgütleriyle irtibatlarının bulunduğu ve bu örgütlere yardım kastıyla hareket ettikleri ileri sürülüyor.
TAHLİYE EDİLEN SANIK İTİRAZ SONRASI TUTUKLANDI
Büyükada Davası'nın tek tutuklu sanığı iken 31 Ocak'ta İstanbul 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilen Taner Kılıç, savcılığın itirazı üzerine ertesi günü 1 Şubat'ta tekrar tutuklandı.
İSTANBUL Büyükada’da 5 Temmuz'da yapılan toplantıya ilişkin davada, dün tahliyesine karar verilen Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç, savcının itirazı üzerine yeniden tutuklandı.
Büyükada Davası olarak bilinen operasyonda 9'ü Türk 2'si yabancı olmak üzere 11 kişi tutuklanmış, daha sonra yaşanan tahliyelerle tek tutuklu sanık olarak Taner Kılıç kalmıştı. Kılıç'ın yargılandığı İstanbul 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti dün tahliye kararı vermiş ve davada tutuklu sanık kalmamıştı.
Tahliye kararına karşı dava savcısı bir üst mahkeme olan 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etmiş, Kılıç, henüz İzmir Şakran Kapalı Cezaevi içinde işlemleri ile uğraşırken, jandarma tarafından yeniden gözaltına alınmıştı.
Savcının itirazını değerlendiren üst mahkeme, Kılıç için tutuklama kararı çıkarttı. Karar üzerine İstanbul 35 Ağır Ceza Mahkemesi, üst mahkemenin tutuklama kararını sanığın yüzüne okuyarak Kılıç'ın tutuklanmasına hükmetti.
Paralel yapı-05 Temmuz (2017) 'İstanbul 11 sanık Büyükada'da Gezi benzeri kaos olayları planlama' davası
(04 Şubat 2018, 13:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: