İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
04.02.2018 14:32 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
29.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan 23. duruşmaya, 127 tutuklu sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Eski başbakanlardan AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu da duruşmayı izledi.
Tutuklu sanık eski Bölük Komutanı Yüzbaşı Sabri Gür savunmasında, 15 Temmuz'da Kuleli Askeri Lisesi'nde bulunduğunu, 'bombalı araç' ihbarı olduğunu, bunun üzerine itfaiye aracıyla liseden çıktıklarını ve Beylerbeyi Kavşağı'na geldiğini söyledi.
Daha sonra köprünün girişine gittiğini ve araçla yolu kestiklerini belirten Gür, köprüye gelen araçlara, canlı bomba, bombalı araç ihbarı olduğunu, sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini ve araçları geri yönlendirdiğini ifade etti.
Daha sonra okul komutanının emriyle Kuleli Askeri Lisesi'ne dönmek için Beylerbeyi Kavşağı'na geldiğini ama trafik olması nedeniyle okul komutanıyla tekrar görüşülüp güvenli olduğu gerekçesiyle 'köprüye gidilmesi' talimatı vermesi üzerine köprüye gittiğini kaydeden Gür, köprüde eski Yarbay Turgay Ödemiş'in kendisine 'arkaya geç' demesi üzerine arkaya geçtiğini iddia etti.
Köprünün tek taraflı kapatıldığına bir anlam veremediğini ileri süren Gür, sabah ise teslim olduğunu aktardı.
Tutuklu sanık eski Uzman Çavuş İsrafil Koçum, 15 Temmuz'da Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda tank nişancısı olarak görev yaptığını söyledi. Olaylar sırasında ölen Üsteğmen Vedat Yıldız'ın, 15 Temmuz'dan önce 'birkaç gün içerisinde tatbikat yapılacak, alarm verilecek' dediğini ifade eden Koçum, olay tarihinde alarm verildiğini, tankla kışladan çıktıklarını ve kısa sürede köprüye vardıklarını belirtti.
Vedat Yıldız'ın kendisine zorla ve tehditlerle atış yaptırdığını öne süren Koçum, 'Vedat Yıldız, direkt insanlara doğru ateş etmemi istedi. Ateş etmezsem tanktan sağ çıkamayacağımı söyledi. 'Seninle görüşeceğiz, sana bunların hesabını soracağım.' dedi. Toprak alana ateş ettim. Aksi takdirde daha fazla zayiat olurdu.' dedi.
Köprünün ayağına da ateş emri verildiğini ama 'yapamayacağını' söylediğini ileri süren Koçum, Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nde darbe girişiminden haberdar olduğunu iddia etti.
Başbakanlık avukatı Yasin Şamlı'nın, karayolları hizmet binasına tanktan yapılan top atışını sorması üzerine Koçum, 'Polis binasına kendim atış yaptım diye hatırlıyorum.' şeklinde cevap verdi.
Avukat Şamlı, İsrafil Koçum'un bulunduğu Whatsapp grubunda, Ertuğrul Uğurlu'nun 'TSK yönetime el koydu' şeklinde yazdığını, hemen altında kendisinin de yazılar yazdığını hatırlatması üzerine sanık Koçum, 'Ertuğrul'un mesajını görmedim.' ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık eski Astsubay İsmail Bay ise savunmasında, köprü girişinde yolu kestiklerinde Başbakan Binali Yıldırım'ın' 'kalkışma' yönündeki sözlerini duyduğunu ama kendilerinin bu kalkışmanın içerisinde yer almadığını düşündüğünü iddia etti.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
30.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 34 kişinin şehit olduğu olaylara ilişkin 135'i tutuklu, 143 sanık askerin yargılandığı davada tutuklu sanık eski Yarbay Turgay Ödemiş savunmasını yaptı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbe girişimi gecesi en yetkili komutan olduğu belirtilen sanık Ödemiş, terör tehdidi olduğu gerekçesiyle köprüye gittiklerini savunarak, darbeyi de Gayrettepe'deki Emniyet Müdürlüğü binasında duyduğunu öne sürdü. 34 kişinin şehit olması ve vatandaşların yaralanmasından kendini sorumlu hissediyor musun?' sorusuna Sanık Ödemiş 'Evet. İstemeden de olsa buna alet oldum. Üzerime düşen neyse kabul ediyorum. Komutanlarım ne emir verdiyse ona güvenerek hareket ettim. Emir kulu erler, öğrenciler ile er ve öğrencilerin aileleri ne kadar hakaret etseler de haklılar. Bunlara alet olduk. Çok pişmanım' dedi. Darbe girişiminin önlenmesine yönelik talimatlar veren İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın konuşmaları esnasında telsiz hattına müdahale ettiği öne sürülen sanık eski Yarbay Turgay Ödemiş 'Ben telsiz ile konuşma yapmadım' diye cevap verdi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün karşısında bulunan binada 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savunması yapan tutuklu sanık Turgay Ödemiş, 22 yıllık asker olduğun belirterek, '1990 yılında Kara Harp Okulu'na girdim, terör örgütü FETÖ ve benzeri örgütlerinden hep uzak durmayı yeğledim. Ben ve ailemin terör örgütü FETÖ ile bir bağlantısı ve ilgisi yoktur' dedi. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi eski Albay Mürsel Çıkrıkçı'nın talimatıyla Kuleli Askeri Lisesi'ne sivil geldiğini belirten Ödemiş, 'Mürsel Çıkrıkçı'yı okul kantininin orada gördüm. Kendisi kamuflajlarını giymişti. 'Hemen kamuflajlarınızı giyin' dedi. 'Acele giyinin, iç bahçede toplanıyoruz' dedi. 'Terör tehdidi var' dedi. Sıkıyönetim kelimesini çıkmadan nizamiyede duydum. Terör tehdidi kapsamında emniyet anlamında sıkıyönetim anladım' diye konuştu.
Köprünün araç ve yaya trafiğine kapatılması yönünde Mürsel Çıkrıkçı'dan emir aldığını ve emir üzerine 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne doğru hareket ettiği anlatan sanık Ödemiş, Beylerbeyi'nde patlama sesi duyduğunu, aracı sağa çektiğini belirterek, 'Askerlere 'Kimse inmesin ben birazdan geleceğim' dedim.' Ahmet Taştan'a ne oldu?' dedim. Silahının yanlışlıkla patladığını söyledi. Ben de 'Beni takip edin' dedim. Köprüye geldim. 22.00'da köprüye ulaştık. Ben yolu kestirdim. Duran trafik nedeniyle inenler oldu. 'Ne oldu?' diye soran vatandaşlara 'Sıkıyönetim olduğunu, araçlarla devam etmelerini ve trafik akışını engellememelerini söyledim. Askerlere emirsiz ateş etmemelerini söyledim. 2 saat trafiğin akışını seyrederek bekledik. Köprünün her iki tarafında askerlerin dizilmesini emrettim. Kimsenin emirsiz ateş etmemesini söyledim. Bir kısım vatandaşların üzerimize yaklaştığını gördüğümde eski binbaşı Ahmet Taştan'ın havaya ateş ettiğini gördüm. Okul Komutanı Mürsel Çıkrıkçı beni bu sırada aradı. 'Bana ulaşamazsan eski okul komutanı albay Muammer Aygar'ı ara, benim emrim onun emridir' dedi' ifadelerini kullandı.
Sanık eski binbaşı Ahmet Taştan'ın Avrupa yakasından gelen iki kişiyi durdurduğunu, elini beline atan bu kişileri yere yatırdığını gördüğünü söyleyen sanık Ödemiş, bu olay dışında kimsenin silahına el konulmadığını belirtti. Ödemiş şunları söyledi: 'Ahmet Taştan'a sakin olmasını söyledim, ikaz ettim. İkazlarım sabaha kadar sık sık sürdü. Anadolu yakasından insanlar bize yaklaşmaya başladı. El sallıyorlardı. Üzerimize yürümeye başladılar. Çok fazla yaklaşmamaları konusunda ikaz ettim. Havaya ateş etme emri verdim. Askerlere mecbur olmadıkça silah kullanmamaları emrini de verdim. Saat 24.00'da köprüye bir tank geldi. Saat 01.30'da Zırhlı Personel Taşıyıcılar (ZPT)geldi'
Vatandaşların giderek kalabalıklaştığını anlatan sanık Ödemiş, '00: 00-03: 00 saatleri arasında tankların üstünde bulunan MG-3 ile boş alanlara ateş edildi. Korkutmak ve dağıtmak amaçlıydı. Tanklardan karayollarının yanında bulunan boş araziye 2 top atışı yapılması emrini de ben verdim. Bu da korkutmak ve dağıtmak amacıylaydı. Ancak TOMA'ya yapılan top atışı emrini ben vermedim. Farklı birliklerden oluşmamız nedeniyle birinin fevri davranarak, TOMA'ya yapılan bu atışı gerçekleştirdiğini düşünüyorum. İlerleyen saatlerde üzerimizden helikopter geçti. Ateş açıldı ama üstten alta mı, alttan üste mi bilmiyorum. Sabah 06.00'da Mürsel Çıkrıkçı beni arayarak 'Okula gelin' dedi. Ben de bunun mümkün olmadığını söyledim. Mürsel Çıkrıkçı bana 'Polise teslim olun' dedi. Ben de telefon konuşmasının ardından 'Bütün rütbeliler yanıma gelsin' dedim. Silahlarınızı boşaltın, silahlarınızı bırakın' dedim. Ben de teslim olacağımı askerlere söyledim. Sanık eski uzman çavuş Mahir Çubuk 'Sabaha kadar mermi attım, adam vurdum. Ben teslim olmam' dedi. Ben daha sonra teslim oldum. Bu sırada darp edildim' şeklinde konuştu. Sanık Ödemiş, savunmasının ardından sadece mahkeme heyetinin sorularına cevap vereceğini, diğer sorulara cevap vermeyeceğini söyledi.
Ödemiş savunmasını bitirdikten sonra Mahkeme heyetinin sorularını yanıtladı. Mahkeme Başkanı Taner Akıncı 'Darbeyi nerede duydun, nereden biliyorsun?' sorusu üzerine sanık Ödemiş, 'Gayrettepe'de duydum' diye cevap verdi.
Mahkeme Başkan Akıncı, 'Köprüye gittiniz, trafiği durdurdunuz. Vatandaşlar tarafından direnç yok. Neden erlere 'Tam doldurun!' emri verdiniz' diye sordu. Sanık Ödemiş de 'Gider gitmez tam doldurun emri vermedim. Biz yolu kestikten sonra rütbeli askerleri çağırdım. Bu emri verdim. Sağa sola ateş edin emri vermedim. Bu hareketim çok riskli bir hareketti' şeklinde yanıtladı.
Ahmet Taştan'ın köprü üzerindeki eylemlerine ilişkin soru üzerine sanık Ödemiş, 'Ben bir insan olarak değerlendirdim. Onun heyecanının normal olabileceğini, konuşabileceğimi düşündüm. Onu alıp başka birini koyabileceğim durum yoktu' şeklinde cevap verdi.
Mahkeme Başkanı Akıncı, 'Dizilmiş erler, arkada Ahmet Taştan, halka yoğun ateş ediyorlar. Şehit ve yaralılar var. Bu olayı nasıl değerlendirdin?' şeklindeki sorusuna sanık Ödemiş, 'Gördüm evet, dumanlar yerden kalkarken gördüm. Ben televizyonda gördüm çok fazla kişinin ateş ettiğini sanmıyorum' diye cevap verdi.
Mahkeme Başkanı Akıncı'nın 'Kaç kişinin şehit olduğuna şahit oldun?' şeklindeki sorusuna sanık Ödemiş, 'Gözümle şahit olmadım, yaralıları gördüm' şeklinde cevap verdi. Sanık Ödemiş'in bu sözlerine müştekiler tepki gösterdi. 'Bu yaşananlara rağmen hala darbe girişimini öğrenebilmiş değilsiniz, öyle mi?' şeklindeki sorusuna sanık Ödemiş, 'Evet' diye cevap verdi.
Mahkeme Başkanı Akıncı, 34 kişinin şehit olduğunu ve o gece yaralananların da olduğunu belirterek, 'Kendini sorumlu hissediyor musun?' diye sordu. Sanık Ödemiş de 'Evet. İstemeden de olsa buna alet oldum. Üzerime düşen neyse kabul ediyorum. Komutanlarım ne emir verdiyse ona güvenerek hareket ettim. Emir kulu erler, öğrenciler ve er ve öğrencilerin aileleri ne kadar hakaret etseler de haklılar. Bunlara alet olduk. Çok pişmanım' dedi.
Mahkeme Başkanı sorularını tamamladıktan sonra Olçok Ailesi'nin avukatı Uğur Güven'e söz hakkı verdi. Avukat Güven sanık Ödemiş'e 'Sorulara cevap vermek istemeyebilirsin. Ancak müştekilerin de sorularını sorma hakları var' dedi. Sanık Ödemiş'in 34 şehit ve 428 yaralıdan sorumlu olduğunu kaydeden Avukat Güven, Ödemiş'in suçlarını ve delillerini sıraladıktan sonra sanığın suçüstü yakalandığını belirterek 'Tüm bu sebeplerden dolayı asıl biz bu sanığa soru sormaya gerek görmüyoruz' dedi.
Darbe girişimi gecesi İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın yaptığı telsiz konuşmalarına '…Yalan söylüyorsun' diye cevap verdiği belirtilen sanık Ödemiş, soru üzerine de 'Ben telsiz ile konuşma yapmadım' diye cevap verdi. Söz alan sanık er ve öğrenciler de Sanık Ödemiş'e tepki gösterdi. Bir sanık er de 'Benim annem perişan oldu' diye konuştu.
Duruşmaya verilen arada bazı müştekiler, 'İdam istiyoruz', 'Allah'a nasıl hesap vereceksin' diyerek sanık Ödemiş'e tepki gösterdi. Duruşmaya ara verildi.
Darbe girişimi gecesi İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın 'Türk ordusuyla alakalı bir iş değil. Bu yapılan yanlışı düzeltmek için gereği neyse onu yapacağız. Hiçbir arkadaşımız bulunduğu yeri terk etmeyecek, gereksiz ateş etmeyecek, yanlış yapan kişiler düzeltilene kadar yerinizden ayrılmayacak.' Şeklindeki telsiz anonslarına Turgay Ödemiş'in 'Yalan söylüyorsun. Anlaşıldı yalancılar hayatını…… gökyüzünde……. eğer bütün silahlı kuvvetlerin …… olmasaydı bu hareket, denizde yüzen hücum botlar, havada uçan uçaklar olmazdı, halkı daha fazla kandırmayın.' şeklinde araya girdiği belirtilmişti.
Darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 34 kişinin şehit olduğu olaylara ilişkin 135'i tutuklu, 143 sanık askerin yargılandığı davada tutuklu sanık eski Üsteğmen Ali Akçay savunmasını yaptı. Terör tehdidi nedeniyle o gece köprüye gittiklerini savunan Sanık Akçay, 'Hiçbir sivile ateş etmedim. O gün konusu suç olan emir almadım, emir vermedim. Suçlamaları reddediyorum' dedi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün karşısında bulunan binada 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savunması yapan tutuklu sanık Ali Akçay, üzerine atılı tüm suçlamaları reddettiğini belirterek, 15 Temmuz hain darbe girişimini lanetlediğini belirtti. Sanık Akçay, 'Terör örgütü FETÖ üyesi değilim. Örgütün gizli haberleşme programı 'ByLock'u' kullanmadım. FETÖ'ye ait dershanelerde ve okullarda okumadım. Gözaltına alındığımda üzerimde örgüte ait bir delil, ya da suç teşkil edecek bir şeye rastlanılamamıştır' dedi.
Askerlikteki emir mevzuatını anlatan sanık Akçay mutlak itaate uyduğunu kaydederek, 15 Temmuz'da Yalova Hava Meydan Komutanlığı'ndan Hava Harp Okulu öğrencileri ve Binbaşı Gazi (Odacı)ile hareket ettiğini belirtti. Sanık Akçay, 'O gece ülkemiz yangın yerine dönüştü. Yalova'dan birlikten çıkarılıyoruz, yangının ortasında kalıyoruz. Gerçek sorumluların yargılanmasını en samimi duygularımla belirtmek istiyorum' diye konuştu.
'Yüzbaşı Mesut Kazancı yanımıza geldi ve 'Harbiyelileri ayırın kamuflaj giyilecek' diye emir verdi. Olağan dışılık yoktu' diyen sanık Akçay, 'Köprüye geldim de telefonumdan haberlere baktım. Haberlerde askeri hareketlilik ve darbe girişimi olduğunu gördüm. Bu durumu Gazi Binbası'ya ilettim. Gazi Odacı da 'Bizlik bir durum yok okula gidiyoruz' cevabını verdi. Harbiyeli askeri öğrencilerin böyle bir şeyde kullanılacağı aklıma gelmezdi' ifadelerini kullandı.
Köprüye yaklaştıklarında otobüsün camlarının taş ve sopalarla kırıldığını öne süren sanık Akçay, 'Harbiyeliler otobüsün koridoruna uzanarak kendini korumaya başladı. Saldırının dozajı arttı. Aracın camları kırılmıştı. Silah sesi duydum. Aracın şoförü 'Vuruldum komutanım' dedi. Araca ateş açılmaya da başlanmıştı. Saldırıların artması nedeniyle can güvenliğimizden büyük endişe duymaya başladık. Havaya 3-4 el ateş ettik. Ne yapacağımızı şaşırmıştık, biri aracın yandığına dair bir ses duyduk. Araçtan en son ben indim. Harbiyeliler linç girişiminden kurtulmaya çalışıyordu. Vatandaşlara terör tehdidi nedeniyle öğrencileri okula götürdüğümüzü söylemeye çalışıyorduk, ama derdimizi anlatamadık' diye konuştu.
Darbe girişimi gecesi darp edildiğini ve kimlerden oluşturulduğunu bilmediği bir şekilde kendilerinin köprüye doğru itildiğini öne süren Akçay 'Gazi Binbaşı (Odacı) 'Güvenli yere geçin' dedi. Herkes saklanmıştı, can güvenliği açısından ben de güvenli yere geçtim. Herkes korkmuştu, ağlayan erler vardı. Teslim olana kadar köprüden olanlara müdahil olmadım. Ateş etmedim, ateş emri vermedim. Ayrıca benim silahım da yoktu. Hiç kimseden silah ya da mermi almadım. Hiçbir sivile ateş etmedim. O gün konusu suç olan emir almadım, emir vermedim. Ben ve Harbiyeliler bu olayın mağduruyuz. En kısa zamanda aklanacağıma canı gönülden inanıyorum. Öncelikle Harbiyelilerin ve ardından kendi tahliyemi talep ediyorum' ifadelerini kullandı.
Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
31.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 34 kişinin şehit olduğu olaylara ilişkin 135'i tutuklu, 143 asker hakkında açılan davada tutuklu sanık eski Binbaşı Ahmet Taştan savunmasını yaptı. 15 Temmuz'da köprüde en yetkili ikinci kişi olduğu belirten sanık Taştan darbe girişiminden haberi olmadığını, terör saldırısı nedeniyle kışladan çıktığını iddia ederek 'O gece köprüde ateş eden çok unsur vardı. Bu unsurların ortaya çıkarılmasını talep ediyorum. Ben ateş etmedim' dedi. Mağdur ve suçsuz olduğunu söyleyen sanık Taştan, köprüde hayatını kaybeden er Kurtuluş Kaya'yı da kendisinin vurmadığını savundu.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün karşısında bulunan binada 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada ifade veren sanık Ahmet Taştan, 'Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum' diyerek savunmasına başladı. Sanık Taştan, hakkındaki iddiaların çoğunun görüntülere dayandığını, ancak görüntüleri inceleyemediğini, ağır suçlarla itham edilen biri olarak savunma hakkının kısıtlandığını iddia etti. Mahkeme Başkanı Taner Akıncı da 'Serzenişlerini dinlemiyoruz, savunma hakkın kısıtlanmayacak savunmana başlayabilirsin' diyerek sanık Taştan'ı uyardı.
'OHAL şartlarında savunmamı hazırladım' diyen sanık Taştan, 'Her şeyden önce darbeci değilim. Terör örgütü FETÖ terör örgütü üyesi değilim. Ben suçsuzum' dedi. 15 Temmuz 2016'da Kuleli Askeri Lisesi'nde öğrenci bölük komutanı olduğunu söyleyen sanık Taştan, 'Normal bir gündü, olağan dışılık görmedim. Yoğun terör saldırısı olacağını bilgisi geldi. Bu nedenle tabur komutanı, görevlendirildiğimizi, birinci köprüye gitmemizi emretti. Büyük bir terör saldırısı ile karşı karşıya olduğumuzu düşündüm' dedi.
Türkiye'de 2016 yılında meydanda gelen terör saldırılarını tek tek sıralayan sanık Taştan, 'Ölen ve yaralananlar oluyordu. Öğrenciler izne çıkamıyordu. 15 Temmuz'da da verilen emir ile vatan savunmasından başka bir şey düşünmüyorsunuz. O gün benim aklıma darbe gelmedi. 15 Temmuz'dan önce yapıldığı iddia edilen darbe toplantılarına da katılmadım. İçinde 'darbe' kelimesi geçen bir emir bana verilmedi' diye konuştu.
Askerlikteki emir mevzuatının önemini anlatan sanık Taştan, 15 Temmuz'da verilen emri sorgulama yetkisinin olmadığını ifade ederek, 'Cep telefonumun şarjı olmadığından o gece ailemle görüşemedim. İnternete giremedim. Darbeden habersiz kışladan çıktım. Oyuna getirilerek, aldatılmamdan dolayı şahsım suçlu sayılamaz. Bu darbe girişiminden asla ve asla haberdar değildim. Terör tehdidi nedeniyle trafiği kontrole gittim. Sorumlu değilim. Komutanın amacını, niyetini bilemem. Üst kademede alınan kararları, en alt kademedeki bilemez. Herkes kendi işini yapar' şeklinde konuştu. Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, savunma dışına çıkan sanık Taştan'ı sık sık uyardı.
'Köprüde askerlerin açtığı ateş sonucu 34 kişinin şehit olduğu iddiası delilsiz ve mesnetsizdir' diyen Taştan, sadece 12 şehidin üzerinden mermi çekirdeği çıktığını, üzerinden mermi çıkmayan şehitlerin kim tarafından, hangi silahtan çıktığı belli olmayan bir şekilde hayatını kaybettiğini savundu.
Sanık Taştan, 'Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum. Kim suçlu, kim ateş etti bunların tespit edilmesi gerekir. Doğrulara ulaşıldığında müştekiler yakınlarını nasıl kaybettiklerini öğreneceklerdir. O gece köprüde ateş eden çok unsur vardı. Bu unsurların ortaya çıkarılmasını talep ediyorum. Olay yerinde birçok şahıs ateş etmiştir. Köprüde ateş eden önemli unsurlardan biri keskin nişancılardır. Bu keskin nişancıların halka ateş ettiği bilgisi de mevcuttur. Keskin nişancılar da şüphelidir. Burada olmaları gerekirdi' ifadelerini kullandı.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi er Kurtuluş Kaya'nın köprüde hayatını kaybetmesine de değinen sanık Taştan, 'Kaya benim tarafımdan vurulmamıştır. Hakkımdaki suçlamalar iftiralara dayanmaktadır. Mağdurum. Vatanını canından çok seven biriyim. Vatan haini olarak gösterildim' ifadelerini kullandı. Yaklaşık 5 saat söz verilen Sanık Taştan, duruşmada 3 saate yakın da müştekilerin ifadelerini okudu. Hakkındaki tüm suçlamaları reddeden sanık Taştan, 'Müşteki avukatlarının sorularının hiçbirini cevaplamayacağım' diyerek savunmasını tamamladı.
Başbakanlık Avukatı Yasin Şamlı da, sanık Ahmet Taştan hakkındaki iddialara ve delillere değinerek, 'Darbeyi bilen, köprüde darbe girişimini sevk ve idare eden, öğrencilere 'Ateş etmezseniz ben de size sıkarım' diyen, polisleri hedef gösteren 34 kişiyi şehit eden, 424 kişinin gazi olmasına neden olan bu sanığa soru sormaya gerek görmüyorum' dedi.
Müşteki avukatlarının sorularına Taştan, 'Utanılacak bir şey yapmadım. Savunmam gerçeklere dayalıdır, hepsi belgelidir. Ben ateş etmedim' diye cevap verdi. Sanık Taştan, müşteki avukatlarının bazı sorularına da cevap vermedi. Duruşma yarına ertelendi.
Öte yandan, davanın müştekisi olan İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan da duruşmaya geldi. Müşteki olarak duruşmada dinlenmesi beklenen Çalışkan'a, sanık savunması uzun sürdüğü için sıra gelmedi. Bunun üzerine Mustafa Çalışkan da Silivri'den öğle saatlerinde ayrıldı.
01.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanık eski binbaşı Ahmet Taştan'ın çapraz sorgusu yapıldı.
15 Temmuz gazisi Safiye Bayat, 18 aydır bugünü beklediğini, kendisine o gün müdahale eden Taştan ile birebir karşı karşıya kaldığını ve hemen yanı başında ateş açtığını söyledi.
Taştan'ın, 6 saat boyunca avukat gibi savunma yaptığını, kendisine isnat edilen suçlamalara yanıt vermediğini söyleyen Bayat, sanığa, 'Tanktan kim ateş etti?' sorusunu yöneltti. Sanık Taştan, bu soruyu yanıtlamak istemediğini belirtti.
Bayat'ın 'Beni tartaklaman, hırpalaman neyin neticesi?' sorusu üzerine Taştan, böyle bir olayın yaşanmadığını iddia etti.
Müşteki Bayat'ın, 'Allah'a çok şükür yalan söylediğini biliyoruz. MOBESE görüntüleri mevcut. Askerlere yönelik 'İşte sizi anneniz bugün için doğurdu' dedin. Okuduğun metinde kimsenin zararına bir şey yapmadığını söylüyorsun. Bunu nasıl değerlendiriyorsun?' ifadelerine Taştan, 'Sorunuzu anlamadım.' diye karşılık verdi.
Bayat'ın, 'Hatice Kübra Çiftçi'nin başkası tarafından vurulmuş olabileceğini söyledin. O kadına bir anda ateş açtılar, yere seken kurşunlar göğsüne geldi. Göğsünden vurulan birinin arkadan vurulma ihtimali var mı?' sorusuna Taştan, 'Kimin vur emri verdiğini bilmiyorum' yanıtını verdi.
Safiye Bayat'ın 'Sol bileğimi bükerek telefonumu attın. Sol bileğim hala sakat. Bu anı hatırlıyor musun?' sorusu üzerine Taştan, 'Siz yanlış hatırlıyorsunuz. Öyle bir şey olmadı.' dedi.
Sanık Taştan, müşteki Bayat'a yapılan müdahalelerin görüntüleri olmasına rağmen hiçbir şeyi hatırlamadığını söyledi.
Davada sanık olan bir erin, 'O gece hiçbir şeyi hatırlamıyorsun. Hiçbir soruya cevap vermiyorsun. Sen o gece köprüde miydin?' sorusunu yöneltmesi üzerine Taştan, 'Cevap vermeyeceğim.' ifadesini kullandı.
Bazı erler, sorularına 'Cevap vermeyeceğim', 'Hatırlamıyorum', 'Öyle bir şey olmadı' şeklinde yanıtlar veren Taştan'a, tepki gösterdi.
Taştan'ın çapraz sorgusunun ardından 143 sanığının savunması tamamlanmış oldu.
Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, Şehitler Köprüsü'nde olay günü çekilen bir görüntüyü duruşma salonunda izletti. Köprüde araç içerisinde çekilen görüntüde, bir askerin 'Sıkıyönetim var. Evinizde gidin. Ordu el koydu. Tayyip yok. Güneşli günler bizi bekliyor' yönündeki konuşmaları salonda dinletildi.
Başkan Akıncı, sanıklara bu konuşmayı yapan kişiyi tanıyıp tanımadıklarını sordu. Sanıklardan konuşmayı yapan kişiyi tanıdığını belirten olmadı.
Darbeci sanıklar 'FETÖ'nün ankesörlü telefon' soruşturmasında
Müşteki avukatları tüm tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti. Sanık avukatları ise müvekkillerinin tahliyesini istedi.
Taleplerle ilgili görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, kuvvetli suç şüphesinin bulunması, atılı suçlamaların katalog suçlardan olması ve adli kontrol tedbirleri yetersiz kalacağından tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Savcı, sanıklar Turgay Ödemiş ve Ahmet Taştan hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 'ankesörlü telefon görüşmelerine' ilişkin bir soruşturma başlatıldığını bildirdi. Savcı, gizliliğine zarar vermeden bu soruşturmayla ilgili bilgi ve belgelerin istenilmesini talep etti.
Mahkeme, duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.
Mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesi ve delillerin toplanmamış olması nedeniyle 135 sanığın tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
Köprüde araç içerisinde çekilen bir görüntüde, bir askerin 'Sıkıyönetim var. Evinizde gidin. Ordu el koydu. Tayyip yok. Güneşli günler bizi bekliyor' şeklindeki konuşmalardaki sesin tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına hükmeden heyet, imajları alınan dijital materyallerin iadesine karar verdi.
Heyet, İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın da aralarında bulunduğu müştekilerin dinlenmesi için duruşmanın 19-30 Mart arasında Büyükçekmece Mimar Sinan Spor Salonunda yapılmasına hükmetti.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, darbe girişiminin ardından '15 Temmuz Şehitler Köprüsü' olarak adı değiştirilen Boğaziçi Köprüsü'nde darbe girişimine tepki gösteren ve sanıklara müdahale eden vatandaşların üzerine tabanca ve uzun namlulu silahlarla ateş edilmesi ve konuşlanan tanklardan birinden dört kez top atışı yapılması sonucunda ikisi polis memuru, aralarında reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 32 sivil vatandaş olmak üzere şehit olan 34 kişi 'maktul', 424 kişi ise 'müşteki' olarak yer alıyor.
TSK'ya yuvalanan FETÖ mensubu sanıkların, darbe kalkışması esnasında İstanbul'daki stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları anlatılan iddianamede, yapılan toplantılarda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü ele geçirerek İstanbul trafiğinin kontrol altında tutulması görevinin Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı'na verildiği, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın da bu birliğe takviye olması yönünde karar alındığı belirtiliyor.
İddianamede, köprüyü kontrol altına almak için Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı'ndan saat 21.23'te hareket eden sanıklardan oluşan askeri birliğin, 21.52'de ulaştıkları köprüde trafiği kapattığı, vatandaşların üzerine silah ve topla ateş ettiği, 8 saat 23 dakika sonra 06.15'te de teslim olduğu ifade ediliyor.
Darbe girişimine karşı tepki göstermek amacıyla saat 00.40 ve sonrasında Boğaziçi Köprüsü'ne gelen çok sayıda vatandaşın, kolluk görevlileriyle tank ve zırhlı araçların bulunduğu yere ulaştıkları, saat 01.05 sıralarında darbeye tepki göstermek üzere hem Avrupa ve Anadolu ayağında toplanan halktan bir kısmının da tank ve zırhlı araçların bulundukları yere doğru ilerledikleri, sanıkların yoğun şekilde ateş etmesi sonucu birçok vatandaşın şehit olduğu ve yaralandığı vurgulanıyor.
Yedi darbeci etkisiz hale getirildi
Toplamda 151 kişi hakkında soruşturma yürütüldüğü aktarılan iddianamede, darbecilerin emniyet güçlerine ateş açması sonucunda çıkan çatışmada Üsteğmen Vedat Yıldız, Astsubay İbrahim Gül, Uzman Çavuş Mustafa Çelik, askeri öğrenciler Murat Tekin, Ragıp Enes Katran, erler Burak Dinler ve Kurtuluş Kaya'nın etkisiz hale getirildiği, ölmeleri nedeniyle de bu kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiği belirtiliyor.
İstenen cezalar
İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu 30 rütbeli asker, 47 askeri öğrenci olmak üzere toplam 135'i tutuklu 143 sanığın, 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ile 'kasten öldürme' suçlarından 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Ayrıca bazı sanıkların 'silahla kasten yaralama', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'mala zarar verme' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları öngörülüyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-14 Temmuz (2017) 'İstanbul 143 sanık Darbe Yap./15 Temmuz Köprüsü' davası
(04 Şubat 2018, 14:32)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: