İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde TRT'nin Harbiye'deki binasının işgal edilmesi ve sonrasında çıkan olaylarda 3 kişinin ölümü, 50 kişinin yaralanması ile Taksim Meydanı'nın kontrol altına alınmaya çalışılması sırasında 39 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin dosyaların birleşmesi sonrasında 131 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
04.02.2018 14:21 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde TRT'nin Harbiye'deki binasının işgal edilmesi ve sonrasında çıkan olaylarda 3 kişinin ölümü, 50 kişinin yaralanması ile Taksim Meydanı'nın kontrol altına alınmaya çalışılması sırasında 39 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin dosyaların birleşmesi sonrasında 131 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
29.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmaya SEGBİS sistemiyle bağlanan sanık Sefa Horasan savunmasında, olay günü er olduğunu, Taksim Meydanı'na götürülmek için kışladan dışarı çıkartıldığını, yollar tıkalı olduğu için Beşiktaş'a götürüldüğünü, kendisine kışladan çıkma emrini Nebi Gazneli'nin verdiğini, darbeyi halktan öğrendiğini, olaylar büyüyünce lojmana döndüklerini anlattı.
SEGBİS sistemiyle duruşma salonuna bağlanan diğer sanık Aytekin Çekin de 7 Haziran'da Hasdal'daki birliğine er olarak teslim olduğunu, 15 Temmuz gecesi içtima alanına çıkartıldığını, Ramazan yüzbaşının kendisinin emrinde olduğunu söyleyerek, 'Arabaya bindirildik, atış olacağı söylendi. Telefonlar atışları engeller, diyerek cep telefonlarını topladılar. TRT Radyo binasının önüne geldik, 1 el ateş sesi duyduk, Ramazan yüzbaşı bizi hemen binaya soktu. Binada personele 'bomba ihbarı' var denildi. Önce atış, sonra bomba ihbarı var dediler. Polis bize 'Niye engel oluyorsunuz?' dedi. Rütbeliler de 'Sabah olunca size teslim edeceğiz.' dedi, silahlarını aldı. Bana bilgisayar fişi çektirdiler.' diye konuştu.
'Ayaklarından sıkmaya başla emri'
Sanık Çekin, bir rütbelinin kendisine kapıda nöbet tutturduğunu, 'Seni dinlemeyen olursa ayaklarından sıkmaya başla.' şeklinde emir verdiğini daha sonrasında Ramazan yüzbaşının kendisine Taksim'de olaylar olduğunu söylediğini ve kendisini başka bir rütbelinin emrine verdiğini aktardı.
Bir arabaya bindirilerek Taksim'e götürüldüğünü anlatan sanık Çekin, 'Rütbeli bize, 'Gelen olursa havaya ateş edeceğiz, silahlarınızı almaya kalkan olursa vurun.' diye emir verdi. İndik, polisler bağırıyor, çağırıyor. Polislere desteğe diye indik. Rütbeliler ve bazı erler havaya sıktı, ben sıkmadım. İnsanlar darbe diyor ama anlamını bilmiyoruz. Erdik, kandırıldık. Rütbeliler emir verdi, ne yapabilirdik. Polise teslim olduk.' dedi.
Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan sanık Erdal Karakuş da savunmasında, 15 Temmuz'da kendilerine 'içtima var' denildiğini, daha sonra dışarı yolladıklarını, Taksim'e götürülmek istendiğini ancak araçları bozulduğu için lojmana gittiklerini, lojmanda silahlarının toplatıldığını ve polisin kendilerini gözaltına aldığını belirtti.
Duruşma yarına ertelendi.
30.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, müşteki Dursun Taşdelen, 15 Temmuz'da TRT Radyosu'nda teknik yönetmen olarak görev yaptığını, güvenliğin kendisini arayarak, bomba ihbarı olduğunu ve binanın boşaltılacağını söylediği anlattı.
Müşteki Taşdelen, inerken askerleri gördüğünü ifade ederek, 'Komutanın biri 'Dışarı çıkmayan olursa vurun.' emri verdi. Biz bomba var diye dışarı çıkıyorduk. 4-5 arkadaş dışarı çıktığımızda 'Binanın öteki tarafına geçin.' denildi, 'Biz kurum personeliyiz.' dedik. Asker bize tüfek doğrulttu, biz yeniden 'Kurum personeliyiz.' dedik. Sorularımıza karşılık bir komutan 'Vursana lan' diye emir verdi. Soru sorduğumuz asker mermiyi silaha verdi. Yanımızdaki arkadaş geri çekildi, ana caddeye yürüdük. Bilgi almak istediğimizde asker 'Yaklaşmayın vururuz.' dedi, tüfeği doğrulttu. Sabaha kadar oradaydık, şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.' dedi.
Bir diğer müşteki Serdar Çıplak, yayın postasında görevli olduğunu, bomba ihbarıyla dışarı çıkartıldığını, uzman çavuş olduğunu düşündüğü bir kişinin askere 'Vurun şunu.' dediğini anlatarak, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
'Vursana ne bekliyorsun emri'
Müşteki Tarkan İbrahim Soylu, ifadesinde olay tarihinde TRT Radyosu'nda yayın stüdyosunda olduğunu, bomba ihbarıyla aşağıya indiğini, çıkışa doğru askerlerin önlerini kestiğini ve sol tarafta durmalarını istediğini belirtti.
Soylu, askerlerin kendilerine silah doğrulttuğunu, arkalarındaki rütbelinin bir askere 3-4 sefer 'Vursana ne bekliyorsun.' dediğini dile getirerek, 'Er vuracaktı, biz geri çekilince, asker de geri çekildi. Kimliğimizi almak için içeri girdik. 5-10 kişi esir tutulduk. Sözle baskı oluşturmaya çalıştılar.' dedi.
Müşteki Cem Temel, olay tarihinde TRT Radyosu Müdürü olduğunu, televizyondan olayları görünce taksiyle binaya gittiğini, yolda olduğu sırada radyoya yakın olan Kıvanç Nalça'yı radyoya yönlendirdiğini belirterek, olay yerine gittiğinde ellerini havaya kaldırarak 'Ben radyo müdürüyüm.' diyerek binaya yürüdüğünü, bir askerin mermiyi silahın ağzına vererek kendisine 'Bir adım daha atarsan vururum.' dediğini anlattı.
Polisin sabaha kadar anons yaptığını dile getiren Temel, 'Emniyet müdür yardımcısına 'Bir hoca bulalım, Kur'an ve mealini okutalım, belki bir etkisi olur.' dedim. Orada bir hoca bulduk, okuttuk, tesir etmedi. Bir bayan bulalım, yapmayın evladım diye anons yaptırdık tesir etmesi için. O sırada şehitler oldu. 04.00'e doğru polis binaya girdi. '3 arkadaşımız var içeride.' dedim. 4 sivil vardı, 3 kişi bizim arkadaşımızdı, 1'i daha vardı sivil, 'Bu bizden değil.' dedim. Kıvanç arkadaşımız 'Ana kumandayı kilitlediler.' dedi. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.' şeklinde konuştu.
Müşteki İsmail Çakır, 15 Temmuz'da televizyonlardan köprülerin kapatıldığını görünce Mecidiyeköy'de toplandıklarını, TRT Radyosu'nun işgale uğradığını öğrendiğini, her yerden mermi yağdığını, kendisinin ayaklarından vurulduğunu ve şikayetçi olduğunu söyledi.
'Polis anonsuna askerden ateş'
Bir diğer müşteki Kıvanç Nalça da TRT Radyosu tiyatro ve eğlence yayınları müdürü olduğunu, olay günü evde olduğu sırada radyo müdürünün en yakın oturan şube müdürü kendisi olduğu için aradığını dile getirerek, şunları kaydetti:
'Kapıda üniformalı askerler vardı, ellerimi havaya kaldırmamı istediler. 'Sorumlu müdürüm, komutanla görüşeceğim.' dedim. Bana bir rütbeli 'Canlı yayın yapılması için asgari kaç personel gerekir?' diye sordu. Ben de 'O personel benim.' dedim. Kapının yanında 10-15 personel duvar kenarında duruyordu, silah doğrultulmuştu. 3 polis ve güvenlik görevlilerin de silahları alınmış, oturuyorlardı. Kalkışma olduğunu o an anladım. 1,5 saat sürdü, ikna olunca personeli gönderdiler. Bizi bir odaya kapattılar, kapıda bir asker bıraktılar. Camdan olup biteni izledim. Halkın geldiğini sesten anladım.'
Camdan olan biten her şeyi gördüğünü aktaran müşteki Nalça, ifadesini şu şekilde sürdürdü:
'Bir polis aracı anons yaptı, anonsta 'Asker kardeş, yaptığın hukuksuz, silahını bırak, sana zarar verilmeyecektir.' denildi. Buna karşılık ateş edildi. Rütbeli askerler radyo binası önünde mevzilenmişti. Bir rütbeli kişi, 'Polis, halkı askerin önüne sürme. Gel mertçe vuruşalım, erkeksen.' dedi. Uyarı ateşlerinden sonra polis aracına ateş edildi. Kalabalığa doğru ateş ediliyordu, saatlerce sürdü. Çatışma başlayınca bizim başımızdaki er, yeleğini çıkardı, silahını bıraktı, yere çöktü. Sabaha kadar polis müdahale etti.2
TRT Radyosu'nda spiker olarak çalışan müşteki Mehmet Çelikyay, 25-30 askerin baskın yaparak binaya girdiğini, ellerinde G3 ile kendilerine binayı boşaltmalarını söylediğini anlatarak, 'Sanık Ramazan Argun, en sert konuşan, televizyonları kapatan, telefonları alan kişiydi. Bana görevimi sordu, 'Çalışanım.' dedim. Kıvanç Bey'e, 'Bunlar darbe metnini okutmak istiyor, asla okumam.' dedim. Kıvanç Bey, bizim çıkmamız için yardım etti, şikayetçiyim.' dedi.
Müştekilerden TRT çalışanı Nurdan Göksun da askerlerin kendilerine 'Devlet artık biziz.' dediğini ifade ederek, şikayetçi olduğunu bildirdi.
Söz alan diğer müştekiler de şikayetçi olduklarını ve davaya katılma talebinde bulunduklarını aktardı.
Duruşma, yarına ertelendi.
31.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, olaylarda şehit olan Fahrettin Yavuz'un eşi olan müşteki Meryem Yavuz, 2 oğlu olduğunu, eşinin olaylarda hayatını kaybettiğini, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Bir diğer müşteki Mustafa Akçay da ifadesinde, olay gecesi Taksim Meydanı'na gittiğini ifade ederek, 'Oradakilere 'bu darbe girişimidir' dedik. Telefondan görüntüleri, cumhurbaşkanının konuşmasını izlettik, gösterdik. Bizi dinlemediler, üzerimize ateş ettiler. Kafamdan ve ayağımdan yaralandım. Daha ağır yaralanan arkadaşlarımız da oldu. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.' dedi.
'Bunları görüne Bosna'daki Sırp kasaplarını hatırladım'
Müşteki Nihat Türkmen de 15 Temmuz'da misafirlerini Harbiye Orduevi'ne bırakmak için TRT Radyosu trafik ışıklarına vardığında, bir el silah sesi duyulduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
'Bu silahın G3 olduğunu anladım, ben de askerim çünkü. Yanımda eşim ve 10 yaşındaki çocuğum vardı. Eşime vurulduğumu söyledim. Arabayı kenara çektim, doktor olduğum için atar damarımın kesildiğini anladım. Doktor arkadaşım anında müdahale etti. Ambulansla hastaneye götürüldüm. Sol koltuk altımdan yaralandım, 9 ameliyat geçirdim, 5 ay hastanede yattım, halen fizik tedavi görüyorum. Beni, eşimi ve 10 yaşındaki çocuğumu nasıl tehdit olarak algıladılar. 10 yaşındaki çocuğumdan korktular herhalde. Hainler korkaktır. İnanın defalarca görüntüleri izledim, bunları görünce Bosna'daki Sırp kasaplarını hatırladım. Soy bağları var mı diye düşündüm. 10 yaşımdaki çocuğum hemen arkamdaydı, ona gelebilirdi. Hastalıklı ruh hali fetöşizm'dir, bunlar da fetöşist. Şikayetçiyim, bu dünyada da öbür dünyada da şikayetçiyim. Allahın gazabı üstlerinde olsun.'
Duruşma salonunda bulunan müştekilerin beyanlarının alınmasının ardından mahkeme başkanı Kemal Yalçın Selçuk, dosyaya gelen bir kısım belgeleri okudu.
SEGBİS ile duruşmaya bağlanan sanık Sinan Koçak savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddetti. Koçak'ın savunmasının alınmasıyla davadaki sanıkların savunmalarının alınması tamamlandı.
Duruşma, yarına ertelendi.
01.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan 9. duruşmada, müştekilerin beyanları alındı.
Duruşmaya katılan müştekiler, olaylardan dolayı sanıklardan şikayetçi olduklarını ve davaya katılma talebinde bulunduklarını söyledi.
Söz verilen bir kısım sanık avukatları, müvekkillerinin tahliyelerini isterken, olayda yerinde keşif yapılmasını ve görüntülerin bir bütün halinde kendilerine verilmesini talep etti.
Söz alan sanıklar da tahliyelerini istedi.
Katılan avukatları da tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Mahkeme, ara kararını açıklamak için duruşmayı yarına erteledi.
02.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan 10. duruşmaya, 34 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Olaylarda yaralanan müştekilerin avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Söz verilen tutuklu sanıklar, tahliyelerini istedi. Sanık avukatları da bazı kişilerin duruşmada tanık olarak dinlenmesini, olay yerinde keşif yapılmasını ve müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.
Müşteki avukatları da sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Taleplerle ilgili olarak görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, dosyanın esasına etkisi olmayacağından bilirkişi raporunun alınması ve tanıkların dinletilmesi taleplerinin reddini istedi.
Savcı, sanık savunmaları, otopsi raporları gibi belgelerin birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesinin bulunması, sanıkların üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, suçların katalog suçlardan olması dikkate alınarak tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını isteyerek, davanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın kendisine tebliğ edilmesini talep etti.
Savcılığın taleplerle ilgili görüşüne tepki gösteren bir tutuklu sanık, duruşmanın düzenini bozduğu gerekçesiyle salondan çıkartıldı.
Mahkeme, ara kararını açıklamak için duruşmaya ara verdi.
Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Birol Öztürk, Olcay İlter, Rıdvan Cengiz ve Mehmet Doğan'ın mevcut delil durumu ve savunmalarının alınmış olmasından dolayı tahliyesine hükmederek haklarında yurt dışına çıkış yasağı koydu.
Diğer 31 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın savcılığa verilmesini ve 16 sanığın mal varlıklarına tedbir konulmasını kararlaştırdı.
Keşif ve tanık dinletilmesi taleplerinin reddine karar veren mahkeme, duruşmanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde yapılmasına hükmetti.?
Duruşma, 24 Nisan-4 Mayıs'ta görülecek.
İDDİANAMELER
TRT binasının işgali iddianamesi
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Orhan Aydın tarafından hazırlanan 383 sayfalık iddianamede, FETÖ'nün kuruluşu, yapısı, örgütlenmesi, eylemleri anlatılırken, Harbiye'deki TRT binasının işgali ve sonrasında vatandaşların yaptığı protestolarda Fahrettin Yavuz, Murat Demirci ve Jaoad Merroune'nin şehit edildiği, 50 kişinin de yaralandığı anımsatıldı.
İddianamede, 7'si rütbeli olmak üzere 24'ü tutuklu 32 askerin 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme', 'cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile farklı oranlarda hapis cezalarına çarptırılması istendi.
İddianamede ayrıca, bir kısım sanıklar hakkında 'terör örgütüne üye olmak', 'bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak için kasten öldürme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'mala zarar verme', 'kamu malına zarar verme', 'kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engellemeye teşebbüs etme' ve 'hürriyeti tahdit' suçlarından da hapis cezaları talep edildi.
Taksim'in Meydanı'na ilişkin iddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan diğer iddianamede ise 15 Temmuz'da darbeci askerlerce Taksim Meydanı'nın kontrol altına alınmaya çalışılması ve çıkan olaylarda 39 kişinin yaralanmasına ilişkin 11'i tutuklu 4'ü firari 99 şüpheli yer aldı.
Sanıklar hakkında, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan ise 5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
'Yıkın, ateş edin, yine de Taksim'e gidin'
İddianamede, Taksim Meydanı'nı işgal eden askerlerin, talimatları İstanbul'daki ana darbe davası sanıklarından Nebi Gazneli ve Müslüm Kaya'dan aldıkları ifade edildi. Sanıkların emniyet ve savcılık ifadelerinin yer aldığı iddianamede, 15 Temmuz 2016'da Hasdal Kışlası 6. Motorlu Piyade Alayı eski komutanı Albay Müslüm Kaya ile yeni alay komutanı Nebi Gazneli'nin durum hakkında telefon görüşmesi yaptıkları ve 'Önünüze çıkan barikatları yıkın, ateş edin, yine de Taksim'e gidin' diye açıkça halka ateş edilmesi yönünde talimat verdikleri belirtildi.
Mahkemece, TRT'nin Harbiye'deki binasının işgal edilmesi ve sonrasında çıkan olaylarda 3 kişinin ölümü, 50 kişinin yaralanmasına ve Taksim Meydanı'nın kontrol altına alınmaya çalışılması sırasında 39 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin davalar birleştirilmiş, bu kapsamda, davadaki sanık sayısı 131'e yükselmişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-04 Mayıs (2017) 'İstanbul 32 sanık Darbe Yap./TRT İşgali' davası
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-21 Mart (2017) 'İstanbul 99 sanık Darbe Yap./Taksim'e Çıkan Askerler' davası
(04 Şubat 2018, 14:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: