Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
13.01.2018 21:33 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
08.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı 221. Filo'da görevli sanık eski pilot yüzbaşı İsmail Hakkı Özveren, 15 temmuz gecesi yaşananları anlattı. 15 Temmuz Cuma günü terörle mücadele harekatı görevi olduğunu ve uçuş yapacağının bildirildiğini anlatan Özveren, servis aracını beklerken telefonuna Boğaz köprüsünün kapatıldığına yönelik mesajlar geldiğini anlattı.
Özveren, saat 23.15'te servise bindiğini, filoya doğru giderken araç radyosundan da Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarını ve kalkışmaya yönelik diğer haberleri dinlediklerini bildirdi.
Filodaki diğer uçak komutanlarıyla, filo komutanı Engin Yetgin'e endişelerinden bahsettiğini, onun da harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu ile görüşebileceğini söylemesi sonrası Ulaştırma Harekat Merkezi'ne (UHM) şahsen gittiğini aktaran Özveren, ortamın karışık olmasından ötürü uçmak istemediğini ısrarla söylemesi üzerine Baltacıoğlu'nun güvenliklere seslenerek, görevini yapmadığı için gözaltına alınmasını istediğini iddia etti.
Özveren, bu sırada Baltacıoğlu'nun bir telefon görüşmesi yaptığını ve görüşmesi bittikten sonra tekrar yanlarına gelip 'Tüm emirleri benden alacaksınız. Avrat gibi ağlamanın lüzumu yok. Biz askeriz, verilen emirleri yapmakla yükümlüyüz.' dediğini belirtti.
FETÖ'nün karakutusu Ali Fuat Yılmazer şike ifadesi verdi
Özveren, filoya döndüğünü ardından filo aracıyla uçaklara giderken uçak komutanlarıyla endişelerini dile getirmek üzere saat 00.30'da tekrar UHM'ye gitmeye karar verdiklerini belirterek, Baltacıoğlu'nun kendilerini görünce, 'Uçmak istemiyor musunuz? Neden buradasınız?' dediğini aktardı.
Filo komutanı Yetgin'in de 'Ne kadar büyütüyorsunuz. Alt tarafı personel nakli.' dediğini ileri süren Özveren, uçağa geçip yakıt aldığı sırada, gideceği Şırnak Meydanının kapalı olduğunu, oraya inemeden dönüşe geçen başka bir uçağın konuşmasından duyduğunu aktardı. Özveren, bunun üzerine kalkmadığını ancak bir süre sonra inecekleri meydanın İzmir Adnan Menderes olarak değiştirildiğini bildirdi.
Telefonundan mesaj ve haberlere baktığını, kalkışmanın bastırıldığını, bir Akıncı'nın kaldığını, darbecilerin helikopterinin düşürüldüğünü, 1. Ordu Komutanı'nın açıklamasını gördüğünü, gidecekleri meydanın da kalkışmayla alakasını görmeyince içinin biraz daha rahatladığını öne sürdü.
Kalkış yaptıktan kısa süre sonra Ankara yol kontrolle görüşmeye başladıklarını, az sonra da ikinci pilot sanık eski yüzbaşı Burcu Doğan'ın, 'Duydunuz mu?' demesi üzerine telsizi dinlediğini belirten Özveren, telsizde Denizli Çardak'a giden kargo uçaklarından birinin radarla yaptığı görüşmeyi duyduğunu söyledi. Özveren, radarın Çardak Meydanı'nın kapalı olduğunu ve geri dönmesine yönelik ifadeleri üzerine, uçağın durumu UHM'ye söylediğini, bunun üzerine Baltacıoğlu'nun meydan kapalı olsa bile 'inin' talimatı verdiğini iddia etti.
Bu konuşmalar üzerine birlikte Adnan Menderes'e gittikleri diğer uçağa da durumu ilettiğini ve havada beklemeye başladıklarını anlatan Özveren, askeri uçuşların durdurulduğu ve Ankara hava sahasının kapalı olduğu bilgisi üzerine kimseye sormadan Yasin Çetin'in komutanı olduğu 3 nolu uçakla Kayseri'ye dönüşe geçtiğini kaydetti.
Özveren, Çardak'taki uçakların da Çine radarıyla görüşüp dönüşe geçtiğini, talimatlar doğrultusunda uçakların Malatya'ya indiğini söyledi.
Sonrasında gözaltına alınıp tutuklandıklarını belirten Özveren, FETÖ/PDY ile bir bağlantısı olmadığını, darbeye iştirak etmediğini ileri sürdü.
Duruşmada, Kayseri'den kalkış yapan 3 nolu uçağın eski seyrüfeser subayı sanık İsmail Boyacı da savunma yaptı. Boyacı, iddianamedeki suçlamaları kabul etmeyerek tahliyesini istedi.
Eski yüzbaşı Burcu Doğan, darbe girişimi gecesi Kayseri'den kalkan uçaklardan birisinde yardımcı pilot olarak uçuş yaptığını dile getirdi.
Her görevde olduğu gibi görev detaylarının kendilerine önceden bildirilmediğini iddia eden sanık Doğan, o gece birliğe gittiğinde uçuş planının Şırnak'a olduğunu öğrendiğini ifade etti.
Doğan, uçuşa başlamadan önce Ankara'da planlı olmayan uçuşların yapıldığını öğrendiğini, sanıklar Yasin Çetin ve İsmail Hakkı Özveren ile Ulaştırma Harekat Merkezine gittiklerini, burada görevin ne olduğunu sorduklarını ve amirlerinin 'personel ve malzeme nakli' yapılacağını söylediğini ileri sürdü.
Buradan ayrılıp uçuş hattına giderken darbe girişiminden haberdar olduğunu, ancak amirlerince kendisine darbe girişimini bastırmak için havalandıklarının söylendiğini iddia eden Burcu Doğan, uçak başına gittiklerinde uçuşun Şırnak'a değil İzmir Adnan Menderes Havaalanı'na yapılacağı emri verildiğini beyan etti.
Sivil ve askeri üslerden gerekli izinleri aldıktan sonra uçuşa başladıklarını anlatan sanık Doğan, kalkıştan sonra havaalanlarının uçuşa kapalı olduğu bilgisinin gelmesi üzerine neler olduğunu anlamak için bir süre havada kalmaya karar verdiklerini söyledi.
Doğan, 'Harekat merkezinin 'Bizim emirlerimizi uygulayın' diye emir vermesine rağmen, verilen emirlerin yasal olmadığını anlamamızdan sonra Eskişehir'in emirlerine uyduk ve Malatya Erhaç'a iniş yaptık. Bizim amirimiz olmayan birinin emirlerine uymuş olmamız, illegal bir işe karışmak istemediğimizin göstergesidir.' şeklinde savunma yaptı.
'FETÖ üyeliği' ve 'darbe girişiminde bulunma' suçlamalarını kabul etmediğini söyleyen Burcu Doğan, mahkeme heyetinden tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Şırnak'tan Ankara'ya asker takviyesi yapmak istemişler
Savunma yapan sanık Metin Keleş, darbe girişiminden önce teknisyen astsubay olarak görev yaptığını ve darbe girişiminde bulunanları lanetlediğini beyan etti.
Yurt dışı görevinden 14 Temmuz 2016'da döndüğünü, 15 Temmuz akşamında da terörle mücadele harekatı yapılacağının söylendiğini bildiren Keleş, olay akşamı saat 23.15'te evinden alınarak görevli olduğu filoya gittiğini aktardı.
Burada astsubay İbrahim Çalışkan'a görevin ne olduğunu sorduğunu anlatan sanık Keleş, 'Uçuşumuzun Şırnak-Ankara arasında 2 sorti şeklinde olacağını, ilk sortide 140 askeri personel ile 3 adet zırhlı aracın taşınacağını, 2'nci sortide ise 240 personelin Şırnak'tan Akıncı'ya taşınacağını İbrahim Çalışkan'dan öğrendim.' ifadelerini kullandı.
Keleş, kalkıştan sonra Şırnak'ın uçuşa kapalı olduğunun söylendiğini ve Adnan Menderes Havaalanı'na gitmeleri emrinin verildiğini duyduğunu, pilotun yaşanan belirsizlik nedeniyle Kayseri üzerinde bekleme yaptığını, daha sonra da Malatya'ya iniş gerçekleştirildiğini kaydetti.
Darbe girişimini burada öğrendiğini iddia eden Metin Keleş, 'Verilen görevi yapmayarak, darbecilerin istediği personeli Ankara'ya getirmeyerek, Ankaramızın daha kanlı planın ortasında kalmasını engelledik. Bize verilen görev darbe girişimi için değil terörle mücadele için verildi.' savunmasını yaptı.
FETÖ üyesi olmadığını öne süren Keleş, tahliyesini ve beraatını istedi.
Savunma yapan sanık İbrahim Çalışkan, darbe girişiminden önce Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı 221. Filo'da uçucu yükleme teknisyeni olarak astsubay rütbesinde görev yaptığını dile getirdi.
Olay gecesi terörle mücadele harekatı (TMH) yapılacağının söylenerek birliğine katıldığını beyan eden Çalışkan, filoya geldikten sonra uçuşa hazırlık çalışmalarını yürüttüğünü aktardı.
Çalışkan, uçağın görev kağıdında, Şırnak'tan Ankara'ya gidileceğinin yazılı olduğunu, kalkıştan sonra görev yerinin Şırnak'tan Adnan Menderes Havaalanı'na alındığını, pilotlarının görevi yerine getirme konusunda tereddüt yaşamasından sonra da Malatya'ya iniş yaptıklarını anlattı.
Darbe girişimini buradaki televizyonlardan öğrendiğini öne süren Çalışkan, 'TMH görevi gereği görev yerime geldim. Ben göreve giderken Kayseri'de herhangi anormal bir durum yoktu. Mesaiye gelirken yanımda silah bile yoktu. 15 Temmuz günü görevin TMH olarak verilmesi, TMH görevlerinin her zaman gece yapılması, görevimizin bir gün önceden yazılmış olması nedeniyle şüphe duyulacak bir durum olmamıştır. Hain darbe girişimini kınıyorum.' ifadelerini kullandı.
Darbe girişiminde bulunmadığını ve FETÖ üyesi olmadığını savunan sanık Çalışkan, mahkeme heyetinden tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
09.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Üssü'nden kalkıp darbe girişimine katılmaları için Şırnak'tan Ankara'ya gelecek askerleri taşıyacak kargo uçağı pilotlarından sanık eski yüzbaşı Burhan Yaranç, yaptığı savunmada üzerine atılı suçları reddetti.
Yaranç, 13 Temmuz'da terörle mücadele harekatı kapsamında görev yaptığını, 14 saat uçtuktan sonra istirahat ettiğini, 15 Temmuz'da da öğlen terörle mücadele görevi olabileceği belirtilerek saat 23.30'da uçuş için çağrıldığını söyledi.
Görevli olduğu 222. Filo'ya saat 22.50 civarı girip uçuş tulumunu giydiğini, filo komutanı Yaşar Keskin'in harekat komutanı ile görüşmeleri gerektiğini söylemesi üzerine yüzbaşı Gültekin Demir ile Ulaştırma Harekat Merkezi'ne (UHM) gittiğini belirten Yaranç, harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'nun kendilerine görev kağıdı verdiğini anlattı. Yaranç, kağıtta Şırnak meydanına uçacağı, iki kobra ve 80 personeli Etimesgut'a getireceğinin yazılı olduğunu gördüğünü bildirdi.
Üsse gelirken araç radyosundan duyduğu köprünün kapatıldığı ve terör olayını söylemeleri üzerine, Baltacıoğlu'nun haberinin olmadığını belirterek televizyonu açtığını ifade eden Yaranç, harekat komutanının kendilerine 'Arkadaşlar bizim bununla ne işimiz var. Biz işimizi yapacağız. Hadi arkadaşlar filonuza gidin, sonra uçak başı.' dediğini dile getirdi.
'Sorumluluk bende'
Yaranç, filoya gittiklerinde üç uçuş ekibinin de gelmiş olduğunu, bu karışıklık içinde yazılı bir emir olmadan görev yapmanın doğru olmayacağı yönündeki konuşma üzerine 5 uçak komutanı birlikte tekrar harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'nu görmeye gittiklerini anlattı.
Baltacıoğlu'nun 'Ne o arkadaşlar, uçmak istemiyorsunuz.' diye karşıladığını belirten Yaranç, yazılı emir olup olmadığını sorduklarını, onun da Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'nden emir verildiğini ve yazılı emrin de geleceğini, bunun planlı bir terörle mücadele görevi olduğunu, doğru bilgiyi de kendisinin vereceğini söylediğini aktardı. Yaranç, biraz beklemelerinin iyi olacağı yönündeki ifadeler üzerine Baltacıoğlu'nun 'Arkadaşlar abartıyorsunuz, sorumluluk bende.' dediğini de söyledi.
Uçak başı yaptığını, ekibe de Baltacıoğlu ile gerçekleşen konuşmayı aktardığını bildiren Yaranç, saat 00.09'da motor çalıştırdığını ve saat 00.30'da kalktığını dile getirdi.
Sanık Yaranç, havalandıktan sonra Ankara kontrolün bilgisinde uçtuklarını, saat 00.45'te kendilerine Şırnak meydanın kapalı olduğu bilgisinin iletildiğini ifade ederek, bunun üzerine UHM ile görüşüp dönüş yapacaklarını bildirdiğini söyledi.
UHM'nin ise 'Meydan açık' dediğini, ayrıca kalkıştan önce Şırnak meydanının açık olduğuna dair belgenin de bulunduğunu söyleyen Yaranç, Ankara kontrolle konuşup durumu bildirdiğini ancak yine meydanın kapalı olduğunun söylendiğini aktardı. Yaranç, bunun üzerine UHM'nin telefonunu verip orayla görüşmelerini talep ettiğini savunarak, bir süre sonra kendisinin de UHM'yi arayıp görüşülüp görüşülmediğini sorduğunu ifade etti.
Burhan Yaranç, UHM'nin meydanın açık olduğunu ve uçuşa devam etmelerine yönelik talimat verdiğini belirterek, Şırnak meydana yaklaşırken temasa geçtiklerini ancak cevap alamadıklarını anlattı.
Gerçeğin de meydanın üzerine geldiklerinde ortaya çıktığını vurgulayan Yaranç, meydanın kapalı olduğunu ve durumu saat 01.35'te UHM'ye aktardığını ifade etti.
'Yakıtım yetersiz' diyerek Dalaman'a gitmemiş
Kayseri'den 'Beklemede, beklemede kalın' talimatı geldiğini anlatan Yaranç, beklemede kalacak bir durum olmadığını, ikaz edip Kayseri'ye dönüşe geçtiğini kaydetti.
Sanık Yaranç, UHM'den Dalaman'a yönlendirildiklerini belirterek, 'Yakıtımızın yetersiz olduğunu ve Dalaman'a devam edemeyeceğimizi söyledik. Tekrar 'Dalaman'a gidin' dedi.' diye konuştu. UHM'den konuşan kişinin harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu olduğunu değerlendirdiğini ifade eden Yaranç, yakıtın yetersiz olduğunu tekrarladığını ancak üçüncü kez 'Dalaman'a gidin' denilmesi üzerine bir cevap vermeden Kayseri'ye devam ettiğini dile getirdi.
Kayseri'ye yaklaştığında UHM ile tekrar temas kurduğunu, 'Dalaman'a devam ediyor musunuz?' sorusu üzerine Yaranç, 'Yakıtımın kritik olduğunu söylüyorum ve kararım Kayseri'ye iniştir.' dediğini aktardı. Bunun üzerine 'İnin' denildiğini ve ardından kule ile temasa geçtiğini ifade eden Yaranç, inişe geçerken piste izinsiz araç giriş çıkışları olduğunu, bunun, sonradan valilik tarafından yapıldığını öğrendiğini kaydetti.
Meydana kısa iniş yaptığını anlatan Yaranç, filoya geçtiğini ve üsten saat 08.00'de ayrılıp evine gittiğini, yaşananlardan da indikten sonra haberdar olduğunu öne sürdü.
Yaranç, iki gün evinde kaldıktan sonra gözaltına alınıp tutuklandığını belirtti.
FETÖ/PDY ile bir bağı bulunmadığını savunan Yaranç, tahliyesini istedi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Üssü'nden kalkıp darbe girişimine katılmaları için Şırnak'tan Ankara'ya gelecek askerleri taşıyacak kargo uçağının seyrüsefer subayı sanık eski üsteğmen Cihan Cengiz savunmasında üzerine atılı suçları reddetti.
Cengiz, 222. Filo'da görev yaptığını belirterek, 15 Temmuz'da filo nöbetçi astsubayının akşam görev olduğunu söyleyerek, uçak komutanı Burhan Yaranç ile üsse gittiğini anlattı.
O sırada kalkışma haberlerinden bilgisi olmadığını ileri süren Cengiz, filodaki televizyonda bu yönde haberler gördüğünü ifade etti. Bu sırada uçak komutanının görev bilgisiyle Ulaştırma Harekat Merkezi'nden (UHM) döndüğünü söyleyen Cengiz, Şırnak'a uçacaklarını öğrendiğini belirtti.
Cengiz, sonradan gelen uçuş ekiplerinin haberlerden dolayı endişe duyduğunu ve uçak komutanlarının harekat komutanının yanına gittiğini, uçuş ekiplerinin ise uçak başı yaptığını dile getirdi. Cengiz, uçak komutanı Yaranç'ın uçak içinde ekibi bilgilendirdiğini, görevin basında çıkan haberlerle ilgisi olmadığını ve emir komuta zinciri içinde gerçekleştiğini aktardığını ifade etti.
Kayseri'den 00.24'te havalandıklarını, kalkıştan 20-25 dakika sonra Ankara kontrolün, askeri radardan aldığı Şırnak meydanının kapalı olduğu bilgisini ilettiğini anlatan Cengiz, bunun üzerine irtibat kurdukları UHM'de, harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'nun meydanın açık olduğunu, yer hatlarıyla temasta bulunduğunu ve devam etmelerini söylediğini bildirdi.
Ankara kontrolle UHM'nin görüşmesini istediklerini anlatan Cengiz, sivil kontrolle bu saatten sonra görüşmelerinin olmadığını söyledi.
Cengiz, Şırnak'a geldiklerinde meydanın ışıklarının kapalı olması nedeniyle inmeye çalışmadıklarını belirterek, 'Harekat komutanının bize yanıltıcı bilgi verdiği için şüphelenerek, aydınlatılmamış piste iniş kabiliyetimiz olmasına rağmen iniş prosedürü uygulamadık ve bekleme yapmadık.' diye konuştu.
Cengiz, şu ifadeleri kullandı:
'Şırnak üzerinde bizim için uçuş bitti. 'Hangi meydan, ne görevi olursa olsun biz görevi yerine getirmeyeceğiz, Kayseri'ye ineceğiz' dedik. Dönüş rotasında Diyarbakır kontrolle temas kurup Kayseri meydana gittiğimizi söyledik. UHM'den Dalaman'a gitmemiz söylenmesine rağmen yakıtımızın yetersiz olduğunu bildirdik. Kayseri UHM, yine 'Dalaman'a devam edin.' dedi. Harekat komutanı ısrar etti. 'Gidin.' dedi. Kayseri'ye devam ettik. Kayseri meydana yaklaşık 50-60 mil kala UHM ile temas kurup inme kararımızı söyledik. Bir sessizlik oldu ve sonra 'Tamam inin.' denildi. Kayseri'ye 02.50'de iniş yaptık.'
İndikten sonra olanları öğrendiklerini söyleyen Cengiz, sabah olduğunda evine gittiğini, 2 gün sonra ifadelerine başvurulacağı belirtilerek üsse çağrıldığını dile getirdi. Cengiz, polislerin gelmesinin ardından gözaltına alınıp tutuklandığını anlattı.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar, yardımcı pilot eski teğmen Enes Yeşilkütük, eski teknisyen astsubaylar Fatih Zeki Sungur, Ümüt İnce ve Mehmet Ateş tahliye talebinde bulundu.
10.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Kayseri'deki 12'nci Hava Ulaştırma Ana Üssü'nden kalkarak darbe girişimine katılmaları için Denizli Çardak'tan Ankara'ya gelecek askerleri taşıyacak 'Mavi 3-6' çağrı kodlu kargo uçağının seyrüsefer subayı sanık eski üsteğmen Süleyman Zengin savunma yaptı. Zengin, savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Sanık Zengin, 15 Temmuz'da 'evde bekler' nöbeti olduğunu, gündüz saatlerinde uçuş için saat 23.30'da filoda olmasının söylendiğini ancak saat 22.10 civarında uçak komutanı Gökhan Gültekin Demir'in arayıp derhal filoya gitmesini bildirdiğini aktardı.
Aracı kaza yaptığı için Demir'den kendisini almasını istediğini ve birlikte filoya gittiklerini belirten Zengin, filoda üniformasını giydiğini, bu sırada haberlerle ilgili söylemler üzerine gazinoya geçtiğini ve kalkışmayla ilgili haberleri gördüğünü söyledi.
Süleyman Zengin, gazinoda haberlere bakarken uçak komutanı Gökhan Gültekin Demir'in harekat komutanıyla görüşüp döndüğünü ve herkesin endişeli olması dolayısıyla uçak komutanlarının tekrar harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'nu görmeye gittiklerini kaydetti.
Kendilerinin de uçakla ilgili hazırlıkları tamamladığını dile getiren Zengin, uçak komutanı Demir döndükten sonra Baltacıoğlu'nun, bu görevin rutin bir görev olduğu gibi söylemlerini aktardığını ifade etti.
'Ben görevin terörle mücadele harekatı olduğunu biliyorum. Başka bir şey duysam kesinlikle gitmezdim.' diyen sanık Zengin, kalkış yaptıktan sonra radarlardan ve Ulaştırma Harekat Merkezi'nden gelen çelişkili talimatlar üzerine strese girdiğini söyledi.
Zengin, uçak komutanından izin alıp arka tarafta sigara içtiğini, 2 saat içinde bir paket sigarayı bitirdiğini öne sürdü.
Eskişehir'deki Birleştirilmiş Harekat Merkezi ile görüştükten sonra Çardak'tayken dönüşe geçip talimatlar doğrultusunda Malatya'ya indiklerini anlatan Süleyman Zengin, daha sonra gözaltına alındığını dile getirdi.
Zengin, tahliye ve dava sonunda beraat talebinde bulundu.
Duruşmada, 'Mavi 3-6' çağrı kodlu uçağın yardımcı pilotu sanık eski teğmen Mehmet Karakoç, teknisyen astsubaylar Nuri Özcan, Erdal Ertural ve Hüseyin Görgülü de yaptıkları savunmada tahliye ve beraatlerine karar verilmesini istedi.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
11.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Üssü'nden kalkıp darbe girişimine katılmaları için Denizli Çardak'tan Ankara'ya gelecek askerleri taşıyacak 'Mavi 3-7' çağrı kodlu kargo uçağının komutanı sanık eski pilot yüzbaşı Fevzi Kılıç, savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Kılıç, 222. Filo'da öğretmen pilot olarak görevli olduğunu dile getirdiği savunmasında, hafta sonu izinlerin iptal olduğu ve 14 Temmuz'da filo komutanının talimatı ile yedi uçuş ekibi hazırladığını söyledi.
Bayramdan önce operasyonların düzenlendiği bölgelere personel götürüldüğünü, onların taşınacağını düşündüğünü ve buna istinaden bunun terörle mücadele harekatı kapsamında yapıldığını değerlendirdiğini iddia eden Kılıç, oluşturduğu uçuş ekiplerinin listesini de filo komutanı Yaşar Keskin'e ilettiğini bildirdi.
Kılıç, 15 Temmuz'da 'evde bekler' nöbetindeyken telefonla aranıp çağrılması üzerine 23.00'de evden çıktığını belirterek, giderken telefondan mesajlarına baktığını ve askerlerin boğaz köprüsünü tuttuğuna yönelik mesajlaşmaları gördüğünü söyledi. Bunu, önce terör saldırısı olarak değerlendirdiğini belirten Kılıç, filoda üstünü değiştirip televizyondan haberlere baktığında Başbakan Binali Yıldırım'ın kalkışmayla ilgili açıklamalarını izlediğini ifade etti. Kılıç, bunun üzerine Yüzbaşı Selçuk Çetin ile yaptıkları konuşma sonrası uçak komutanlarının harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu ile görüşmek üzere Ulaştırma Harekat Merkezine (UHM) gitmeye karar verdiklerini aktardı.
Baltacıoğlu'nun, bu görevlerin önceden planlanmış terörle mücadele görevleri olduğunu, emirlerin Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'nden geldiğini, yazılı emir de bulunduğunu, ancak sonradan geleceğini, televizyondaki haberlerle alakalarının olmadığını söylediğini savunan Kılıç, kendilerine önce Siirt'ten personel ve malzeme getireceklerine yönelik emri de harekat komutanının ilettiğini bildirdi.
Kılıç, harekat komutanıyla yaptığı konuşmayı da filoya döndükten sonra oradakilere ilettiğini belirterek, sonrasında görev yerlerinin Denizli Çardak olarak değiştiğini belirtti. Gerekli izinler alınıp kalkış yaptıktan sonra radarlar ve UHM talimatlarının çeliştiğini savunan Kılıç, 'Bir taraf inin, bir taraf inmeyin.' diyordu ifadesini kullandı.
Kılıç, doğru olan karar için beklemeye başladıklarını belirterek, Birleştirilmiş Harekat Merkezi (BHM) harekat komutanının 'Mavi 3-6' çağrı kodlu uçakla görüşmesi ve talimatları doğrultusunda UHM'yi dinlemeyip dönüşe geçtiklerini ve Malatya'ya indiklerini söyledi.
Gözaltına alındığını ve tutuklandığını vurgulayan Kılıç, FETÖ/PDY ile bir bağı olmadığını öne sürerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Sanık eski üsteğmen Samet Acar da 15 Temmuz'da 'Mavi 3-7' çağrı kodlu uçağın seyrüsefer subayı olduğunu anlattığı savunmasında, terörle mücadele harekatı kapsamında gerçekleştirildiğini düşündüğü uçuşta Çardak'a gittiklerini, ancak darbe girişimi yaşandığını öğrenerek, BHM'nin talimatları doğrultusunda Malatya'ya indiklerini ifade etti.
Acar, tahliyesini talep etti.
Savunma yapan Emre Durgunlu, darbe girişiminden önce Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığında üsteğmen rütbesinde görev yaptığını dile getirdi.
Sanık Durgunlu, 15 Temmuz şehidi Ömer Halisdemir'in üstlerinden aldığı emri düşünmeden yerine getirdiğini hatırlatarak, kendisinin de o gece amirlerinin emirleriyle hareket ettiğini savundu.
Olay günü kendilerine terörle mücadele harekatı (TMH) yapılacağının söylendiğini ve görev yerine bu düşünceyle gittiğini iddia eden Durgunlu, 16 Temmuz'un ilk saatlerinde Denizli'nin Çardak ilçesine doğru kalkış yapan uçakta yardımcı pilot olarak bulunduğunu kaydetti.
Uçuştan önce Başbakan Binali Yıldırım'ın 'askeri kalkışma' olduğuna yönelik açıklamalarını televizyonda gördüğünü ancak neler yaşandığını anlamadığını beyan eden Durgunlu, uçuş görevinin kalkışmaya destek amaçlı olmadığını öne sürdü.
Denizli'ye yaklaştıklarında yaşanan bilgi kirliliği sonucu Kayseri'den aldıkları emirlere uymadıklarını, Malatya'ya inerek olayların dışında kaldıklarını öne süren Durgunlu, suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Darbe girişiminden önce Kayseri'de görevli olan eski astsubay Serkan Alkaç, 15 Temmuz günü TMH yapılacağının söylenerek kendisine görev verildiğini beyan etti.
Olay akşamı birliğine giderken Boğaz köprülerinin kapatıldığı haberlerini gördüğünü, büyük bir terör saldırısı olabileceğini düşündüğünü aktaran sanık Alkaç, aldığı emir üzerine uçuş hattına giderek uçakları kontrol etmeye başladığını dile getirdi.
Alkaç, uçağın görev kağıdında Denizli Çardak'a gideceğinin yazılı olduğunu, kalkıştan bir süre sonra Akıncı Üssü'ne gitmeleri emri verildiğini ancak pilotların buna uymayarak Malatya'ya indiklerini anlattı.
Darbe girişimi kapsamında bir emir almadığını ve yerine getirmediğini savunan sanık Alkaç, 'FETÖ üyeliği' suçlamasını da kabul etmeyerek beraatini istedi.
'Kayseri emir komutadan çıktı'
Savunma yapan eski astsubay Mesut Üstüncan, FETÖ'nün darbe girişimini lanetlediğini söyleyerek savunmasına başladı.
Üstüncan, olay tarihinden önce Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üst Komutanlığı 222. Filo'da görevli olduğunu, 15 Temmuz'da kendilerine TMH görevi icra edileceğinin söylendiğini ileri sürdü.
İcra edilecek görevin detaylarını bilmediğini savunan sanık Üstüncan, Denizli Çardak'a uçuşa başlamalarından sonra yaşananları şu sözlerle anlattı:
'Çardak'a giderken telsizde çok sayıda konuşma oldu. Bir bilgi kirliliği vardı. Pilotumuz Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (BHHM) ile konuştu. BHHM, 'Kayseri emir komutadan çıktı. Bizim talimatlarımıza uyun.' dedi. Biz de BHHM'nin emri doğrultusunda Malatya'ya indik.'
Darbe girişimini Malatya'ya inişten sonra öğrendiğini ve darbeye yönelik bir faaliyetinin olmadığını savunan Üstüncan, mahkeme heyetinden tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Sanık eski astsubay Ali Kahrıman da suçlamaları kabul etmeyerek mahkeme heyetinden tahliyesini ve beraatını istedi.
Davaya yarın devam edilecek.
12.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Olay tarihinde, Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığında uçuş kulesi görevlisi olan sanıkların savunmalarının alındığı duruşmada, eski astsubay Faruk Yayabaş savunma yaptı.
Yayabaş, 15 Temmuz 2016'da kule nöbetçisi olduğunu, albay Erhan Baltacıoğlu'nun kuleyi arayarak askeri uçakların kalkması konusunda sözlü talimatlar verdiğini ve her uçak kalktığında kendisine bilgi verilmesini istediğini belirtti.
Sanık eski albay Baltacıoğlu'nun harekata ilişkin kendisine bilgi vermediğini ileri süren Yayabaş, 'Kulecinin görevi komutanlıktan gelen kalkış ve uçuş emrini yerine getirmektir. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir girişim olduğunu öğrendim. Uçuş emniyetini riske etmemek için kuleyi terk etmedim.' dedi.
Yayabaş ifadesini şöyle sürdürdü:
'O gece bizim uçuş kulesinden toplam birkaç askeri uçak kalktı. Bu uçakların hangi amaçla kalktıklarını ne taşıdıklarını görevim gereği bilmem mümkün değil. Uçuklar kalktıktan sonra Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinden (BHHM) albay İhsan Kaplan uçakların iniş ve kalkışlarının yaptırılmamasını söyledi. Ben de Erhan albayı aradım. Kendi talimatlarına uymamız gerektiğini söyledi.'
Bir astsubay olarak pisti kapatma yetkisi olmadığını savunan Yayabaş, o gece eline silah almadığını, kimseden kanunsuz emir almadığını ve kalkışmaya katkı sağlayacak hiçbir eylemde bulunmadığını ifade etti.
Faruk Yayabaş, vatana ve millete bağlı bir asker olduğunu, FETÖ ile irtibatlandırılmanın kendisi için ölümle eş değer olduğunu savunarak, tahliye talebinde bulundu.
Savunma yapan sanık Mehmet Özkul, darbe girişiminden önce Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığında pilot üsteğmen olarak görev yaptığını dile getirdi.
Olay günü Ulaştırma Harekat Merkezinde (UHM) nöbetçi olduğunu ifade eden sanık Özkul, olay tarihinde hava harekat komutanı olan Erhan Baltacıoğlu'nun kendisine Terörle Mücadele Harekatı (TMH) yapılacağını, üssü arayanlara bu konuda bilgi vermemesini söylediğini belirtti.
İlerleyen saatlerde eski albay Baltacıoğlu'nun uçuşa gelen pilotlara görevlerinin yazılı olduğu kağıtları verirken televizyonda boğaz köprülerinin kapatılmasına ilişkin haberleri gördüklerini anlatan Özkul, 'Pilot Yüzbaşı İsmail Hakkı Özveren, durumun karışık olduğunu, uçmak istemediğini söyledi. Baltacıoğlu, 'Kıvırmayın. Yaptığımız görev daha önceki TMH görevi kapsamında. Sorumluluk bende' diyerek göreve gitmelerini söyledi.' ifadelerini kullandı.
Baltacıoğlu'nun gece boyunca yoğun bir telefon trafiği içinde olduğunu, kendilerine ise telefon kullanmamaları talimatı verdiğini söyleyen sanık Özkul, Baltacıoğlu'nun bir süre sonra UHM nöbetçi subay koltuğuna oturduğunu ve uçakları koordine ettiğini dile getirdi.
Sanık Özkul, olay tarihinde Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı olan emekli Korgeneral Mehmet Şanver'in, darbeciler tarafından kontrol edilen Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin talimatlarına uyulmaması ve Albay İhsan Kaplan'ın, 'Üs komutanı emretse bile uçaklar kalkmayacak.' talimatlarını sanık Baltacıoğlu'nun uygulamadığını kaydetti.
Özkul, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Verilen görev yerine gidemeyen uçaklara Baltacıoğlu, 'Akıncı'ya devam edin' diye talimat verdi. Akıncı'ya inecek uçakların vurulabileceğinin söylenmesi üzerine Baltacıoğlu uçaklara, Kayseri'ye dönmeleri emrini verdi. Saat 03.30'a kadar Hava Kuvvetlerinin emirlerine uyan Baltacıoğlu, 03.30'dan sonra Hava Kuvvetlerinin emrine uymamaya başladı. Zaten o saatlerde uçaklar Baltacıoğlu'nun emrinden çıkıp Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinin emrine uyarak Malatya'ya yönelmişlerdi. Baltacıoğlu'nun daha sonraki bir beyanında 'Yanlış tarafı seçtim' dediğini duymuştum.'
Sanık Özkul, darbe girişimi gecesi bilerek ve isteyerek bir suç işlemediğini, FETÖ üyesi olmadığını savunarak tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine pazartesi günü devam edilecek.
İddianameden
İddianamede, FETÖ'nün darbe girişimi gecesi Kayseri 12'nci Hava Ulaştırma Üs Komutanlığından, darbeye teşebbüs faaliyeti kapsamında 8 kargo uçağının emirlere aykırı şekilde kalktığı belirtildi. Söz konusu uçaklarla Hatay, Şırnak ve Denizli'den komando, askeri personel ve askeri araç gerecin, darbenin yönetim merkezi olan Ankara'ya götürülmesinin planlandığı ancak Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nin müdahalesiyle havaalanlarının kapatıldığı ve darbecilerin amaçlarına ulaşamadıkları kaydedildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 486 sanık Akıncı Hava Üssü Darbe Yap.' davası
(13 Ocak 2018, 21:33)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: