Kırklareli'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenilmesi ve takip edilmesine ilişkin, Gülen'in de dahil olduğu 3'ü firari, 20'si tutuklu 33 sanığın yargılanmasına devam edildi.
06.01.2018 19:34 Kırklareli'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenilmesi ve takip edilmesine ilişkin, Gülen'in de dahil olduğu 3'ü firari, 20'si tutuklu 33 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
02.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, 15 tutuklu sanık ve avukatları katıldı.
Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Tutuklu sanıklardan eski Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı Mekanik ve Kimya Büro Amirliğinde görevli polis memuru Mehmet Demirbilek, öldürülen gazeteci Haydar Meriç hakkında yürütülen soruşturmalarda fiziki takip çalışması için Kırklareli'ne görevlendirildiğini bildirdi.
İstihbarat Şube Başkanlığı onayı ve mahkeme kararı ile çalışmalara katıldığını ifade eden Demirbilek, çalışmalar kapsamında Meriç'in evinin kapısının açılmasında başka bir sanık ile hareket ettiğini belirtti.
Meriç'in evinin kapısı açıldıktan sonra eve girmediğini, böcek yerleştirmediğini, kişisel verileri almadığını ileri süren Demirbilek, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, emniyet sorgusunda 'Kırklareli'ne gelirken telefonlarımızı kapattığımızı biliyorum, ne zaman kapattığımızı hatırlamıyorum.' şeklinde ifadeleri bulunduğunu hatırlatması üzerine Demirbilek, 'Çalışma yaptığımız esnada telefonun sesini kapatmıştım. Kırklareli'ne gelirken değil. O kısım sorguda yanlış anlaşılmış olabilir.' dedi.
Demirbilek, kapının açılması ve daha sonra yürütülen çalışmalar hakkında iddianame eklerini inceledikten sonra savunma yapacağını söyledi.
Tutuklu sanıklardan İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesinde görevli eski polis memuru tutuklu sanıklardan Adem Akpınar, bir önceki celsede savunma hakkını etkin bir şekilde yapması için mahkemeden ek süre istediğini ancak kendisine gerekli ortamın sağlanmadığını öne sürdü.
Duruşmada, Mahkeme Başkanı'nın tutuklu ve tutuksuz sanıklara tavırlarının farklı olduğunu ileri süren Akpınar, reddihakim talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, talebi, yargılamayı uzatma amaçlı olduğu gerekçesiyle reddetti.
Duruşmaların geç saatlere kadar sürmesi nedeniyle yorulduklarını aktaran Akpınar, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Sanık Akpınar, kanunlar çerçevesinde kendisine verilen emirleri yerine getirdiğini belirterek, İstanbul'dan Kırklareli'ne bir şahsı takip etmek amacıyla geldiklerini, fiziki takibin sona ermesinin ardından geri döndüklerini anlattı.
19 sanığın savunmasının alındığı duruşma, yarına ertelendi.
03.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'nde yapılan duruşmaya, 18 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Tutuklu ve tutuksuz bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Yedinci celsesi yapılan duruşmaya, sanık savunmalarıyla devam ediliyor.
Duruşma salonunda Etkin Pişmanlık Yasası'ndan faydalanarak tutuksuz yargılanan sanıklardan eski komiser S.D. diğer sanık savunmalarını dinlediği sırada rahatsızlandı.
112 Acil sağlık ekiplerince duruşma salonundan çıkarılan S.D. ambulansta tedavi altına alındı.
S.D'nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
04.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'nde yapılan duruşmada, 18 tutuklu sanık ile avukatlar hazır bulundu.
Tutuklu ve tutuksuz bazı sanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşma, sanıklara yöneltilen sorularla devam etti.
Tutuklu sanıklardan bir dönem Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yapan eski polis memuru İbrahim Güneş, kendisine yöneltilen soruları cevapladı.
Tutuksuz sanıklardan eski Kırklareli İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı S.D'nin 'Size görev verilmediği halde, Haydar Meriç'in öldürülmesine ilişkin neden çalışma yaptınız, delilleri karartmak için mi?' sorusu üzerine Güneş, görev verilen personelin işini yapmadığını öne sürerek, çalışma yaptığını anlattı.
Ortada vahşice işlenmiş, vicdanları sızlatan bir cinayetin bulunduğunu ve bu nedenle çalışma yaptığını ileri süren Güneş, konuya ilişkin duyarsız kalamadığını savundu.
S.D'nin 'İfadeleriniz sürekli neden değişiyor?' şeklindeki sorusu üzerine Güneş, eski Şube Müdürü İbrahim Şimşek'e çok kızması sebebiyle ön yargılı ifade verdiğini ileri sürdü.
Bu nedenle ifadelerinde değişiklik olduğunu söyleyen Güneş, kendisine soru yönelten S.D'nin ne yapmak istediğine anlam veremediğini ifade etti.
'Öldürülen gazetecinin evi observasyonla izlenmiş'
Güneş, tutuklu sanıklardan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek'in talimatıyla Haydar Meriç'in ikametinin observasyon aracı ile izlendiğini belirtti.
Observasyon aracını Meriç'in ikametinin arkasındaki ara sokağa park ettiğini dile getiren Güneş, araca iki polisin bindiğini ama havanın karanlık olması nedeniyle kimlerin bindiğini görmediğini ileri sürdü.
Bu sırada bazı sanıkların ise gülümsediği görüldü.
Şimşek ise 'Meriç'in ortam dinlemesi için böcekten ses aldınız mı veya kayıt yaptınız mı?' sorusuna Güneş, kendisine verilen cihaz ile birkaç çalışma yaptıklarını ancak cihazdan ses alamadıklarını iddia etti.
Güneş, Meriç'in çantasını da kendisinin aradığını ve hiçbir belgeye rastlayamadığını anlattı.
Güneş'in diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların kendisine yöneltilen soruları cevaplamasının ardından duruşmaya öğle arası verildi.
Duruşma, sanıklara yöneltilen sorularla devam etti.
Tutuksuz sanıklardan eski istihbarat şube müdürlüğünde görevli M.K, tutuklu sanıklardan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek tarafından kendisine yöneltilen, 'Sana mobbing uygulandı mı?' sorusuna, mobbingin en güzel örneğinin bazı personelin Şark görevine gönderilmek olduğunu söyledi.
Kendisinin de Şark'a gönderilmek istendiğini belirten M.K, FETÖ'cü olmayan kişilerin şubeden gönderildiğini ileri sürdü.
Cuma günleri şube müdürü ve bazı personelin vali ile emniyet müdürünün gittiği camilere gittiklerini öne süren M.K, kendisinin ise başka camilere gittiğini belirtti.
Öldürülen gazeteci Haydar Meriç'in fiziki takibine ilişkin Ankara ve İstanbul'dan takviye ekiplerinin gelmesine anlam veremediğini bildiren M.K, 'Bir kişinin takibi için 3-5 kişi yeterlidir. Şubede 20-21 personel çalışıyordu. Böyle bir ihtiyaç olması halinde Lüleburgaz ya da komşu illerden takviye çağrılabilirdi. Burada takviye istenmesinin amacı, kendi örgütlerinden olan kişilerin gelmesi ve olayın gizlilik içinde tutulmasının sağlanmasıdır. Ankara ve İstanbul'dan gelen kişilerde Bylock çıkması, bunun kanıtıdır.' diye konuştu.
'Cesedin fotoğraflarını gören Şimşek, mosmor oldu'
Diğer tutuksuz sanıklardan S.D. ise soruları cevaplarken, eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek'in, Meriç'in cesedine ilişkin fotoğraflarını gördüğünde yüzünün mosmor olduğunu ileri sürdü.
Meriç'in ölü bulunduğu bilgisini Şimşek'e verdiğini anlatan S.D, kendisine hitaben 'İnsan öldüğünde bir şeye benzemiyor işte' diyerek tepki gösterdiğini anlattı.
S.D, daha sonra müdürün kendisini makamından kovduğunu ifade etti.
S.D, diğer sanıkların sorularını cevapladığı sırada sürekli müdahalelerde bulunan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek'e, Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, tepki gösterdi.
Şimşek ise 'Ben artık dayanamıyorum ve arada müdahale ediyorum' demesi üzerine Yeltepe, 'Senin müdahale etmeye hakkın yok, sana söz vermedim.' dedi.
Duruşma daha sonra mahkemeye sunulan belgelerin okunması ile yarına ertelendi.
05.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'ndeki salonda yapılan duruşmada, 18 tutuklu sanık ve avukatları hazır bulundu.
Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
Duruşmaya müşteki olarak katılan gazeteci Meriç'in kızı Sevda Meriç Çölgeçen, babasının ölmeden önce Gülen ile ilgili çalışma yaptığını kendisine anlattığını belirtti.
Çalışmanın içeriği ile ilgili bilgisinin bulunmadığını ifade eden Çölgeçen, babasının çalışmalarını evde yaptığını dile getirdi.
Babasının çok neşeli biri olduğunu ancak ölümüne yakın zamanda neşesinin yerinde olmadığını aktaran Çölgeçen, 'Babam ölmeden önce Kırklareli'ndeki vaiz dönemini araştırdığı Gülen'in PKK'dan daha tehlikeli olduğunu söylüyordu. Son zamanlarda ise Gülen ile ilgili bombayı patlatacağını bize bildirmişti.' diye konuştu
Çölgeçen, babasının olabileceklerden haberi varmışcasına tedirgin olduğunu dile getirirken gözyaşlarına hakim olamadı.
Babası ile kaybolduğu gün sosyal paylaşım sitesi üzerinden görüntülü görüştüğünü ve o görüşmede babasının çok endişeli olduğunu gözlemlediğini kaydeden Çölgeçen, şunları söyledi:
'Babam ölümünden birkaç ay önce sürekli dinlendiğini ve çok tedirgin olduğunu belirtiyordu. Babamın önceki gibi neşesi yoktu. Sürekli bilgisayarıyla uğraşırken, son zamanlarda uğraşmadığını görüyorduk. Babamın, görüşmemizden sonra cesedi yosun tutmuş, zincirli haldeki fotoğrafını gördük.'
Meriç'in eşi Şükriye Meriç ise 2011 yılında evlerini satışa çıkardıklarında polis olduklarını düşündüğü iki kişinin geldiğini dile getirdi.
Eşi ile 2011 yılında polisler tarafından takip edildiklerini düşündüklerini aktaran Meriç, eşinin kendisine sürekli Gülen'in PKK'dan daha tehlikeli olduğunu belirttiği söyledi.
Duruşmaya sanık ve avukatların görüşlerinin alınmasıyla devam edildi.
Duruşmada tutuklu sanıklardan İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde görevli eski komiser Emrah Uslu, üçüncü celsede olduğu gibi bugünkü celsede de savunma yapmak istemediğini söyledi.
Uslu, baskı altında olduğunu öne sürerek, Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe'nin kendisi hakkındaki iddianamedeki bölümü okumasını isteyerek, ek süre talebinde bulundu.
Bunun üzerine Yeltepe, iddianamede Uslu hakkındaki bölümünü okudu.
Israrla savunma yapmak istemediğini belirten Uslu, beyanlarının savunma kapsamına alınmamasını istedi.
Uslu, daha sonra baro tarafından atanan avukat ile görüşme talebinde bulundu.
Yeltepe, sanığın avukatı ile görüşmesi için 5 dakika süre verdi.
Uslu, avukat görüşmesinin ardından, Mahkeme Başkanı Yeltepe'nin ne yapmak istediğine anlam veremediğini ifade etti.
Zorla ve baskı altında savunma yapmasının beklendiğini öne süren Uslu, 'Biz burada boşuna, laf olsun diye savunma yapmak istemiyoruz. Hukukun gereğinin sergilenmesini istiyoruz. Bizim tüm sorumluluğumuz şu an sizdedir, hüküm verilmesinden çekinmiyor ve korkmuyoruz. Sizlerden vicdani kanaatte bulunmanızı beklemiyoruz. Adil yargılama için sadece savunmamı yapabilmem için ek süre istiyorum. Eğer bana süre verilmez ise söyleyeceklerim 2-3 kelimeyi geçmeyecektir.' diye konuştu.
Mahkeme heyetinden savunma yapması için 3-4 ay süre talebinde bulunan Uslu, süre verilmesi halinde etkin bir savunma yapabileceğini dile getirdi.
Yeltepe, ardından sanığa yeterli ek süre verildiğini, savunma yapmadığı takdirde susma hakkını kullanmış olarak sayılacağını bildirerek, ihtarda bulundu.
Duruşmaya bir süre ara verildi.
Tutuklu sanıklardan İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesinde görevli eski komiser Emrah Uslu, mütalaaya ilişkin savunmasında, mahkemeden tahliye talebinin olmadığını belirtti.
Tutuklu sanıklardan dönemin Kırklareli İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek ise iddianameye ilişkin savunma yapmak için 4 ay süre talebinde bulundu.
Diğer bazı sanıkların da savunma yaptığı duruşma, 8 Ocak Pazartesi gününe ertelendi.
Ceza istemleri
İddianamede, FETÖ/PDY lideri Gülen'in de aralarında bulunduğu eski Kırklareli İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek ve eski 23 istihbarat şubesi personelinden 20'si tutuklu 3'ü firari 33 sanık hakkında 'Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek', 'nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etmek', 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek', ' Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' ve 'Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçlamalarından ağırlaştırılmış müebbet ile 9 yıl 5 aydan 24 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede ayrıca, Kırklareli eski İstihbarat Müdürü İbrahim Şimşek'in de aralarında bulunduğu eski istihbarat şubesi personeli 23 şüphelinin, PKK, Ergenekon, DHKP/C gibi isimlerle adlandırılan örgütlerle ilgisi olmayan gazeteci Haydar Meriç ile toplum ve kamuoyunca tanınan 74 mağduru, haklarında hazırladıkları sahte evraklar ile terör ve organize suç örgütleriyle ilişkilendirerek 2010 ve 2013 yılları arasında usulsüz dinledikleri yer alıyor.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, sanıkların görev yeri itibarıyla suç yerinin Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'nin yetki sınırları içerisinde olması nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dava dosyasının Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermişti.
Paralel yapı-05 Ekim (2017) 'Kırklareli 33 sanık gazeteci Haydar Meriç dahil 70 kişiyi usulsüz dinleme' davası
Paralel yapı-23 Haziran (2016) 'İstanbul gazeteci Haydar Meriç'in kaçırılarak öldürülmesi' soruşturması
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
(06 Ocak 2018, 19:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: