Mersin'de, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında darbe girişimi gecesi kendisini 'sıkıyönetim komutanı' ilan eden eski Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 21'i tutuklu 32 sanığın yargılanmasına devam edildi.
06.01.2018 19:59 Mersin'de, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında darbe girişimi gecesi kendisini 'sıkıyönetim komutanı' ilan eden eski Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 21'i tutuklu 32 sanığın yargılanmasına devam edildi.
03.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Davanın 3. celsesi, Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Duruşmaya, sanıklar, avukatları ve sanık yakınları katılırken, bir sanık bulunduğu ceza infaz kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Önceki oturumlarda sanıkların tamamına yakınının savunmalarını alan ve bazı tanıkları dinleyen mahkeme heyeti, bu oturumda da tanıkları dinlemeye devam etti.
Tanıklardan emekli deniz subayı B.K, Demirhan ile akademide aynı dönem okuduklarını belirterek, 1991-1992 yıllarında yüksek lisans eğitimi için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) gönderildiklerini anlattı.
Eğitim sırasında gittikleri bir villadan bahseden tanık, şöyle konuştu:
'ABD'deyken bir hafta sonu Demirhan, Türkiye'den bir eğitim heyetinin geldiğini ve beraber gitmemizi söyledi. Ben, Demirhan ve Cengiz Ekin, heyetin bulunduğu söylenen San Jose bölgesinde tek katlı bir villaya gittik. Villanın önü ayakkabı doluydu, herhalde bir 100 ayakkabı vardı. İçeriye girdiğimizde yerde oturan genç bir güruh vardı. Karşılarında da sonradan Fetullah Gülen olduğunu öğrendiğim kişi kanepede oturuyordu. Yanında da o imamları gibi giyinen kişiler vardı. Beni yanına oturttular. Olayı fark edince 'Siz hangi eğitim grubusunuz, hangi bakanlıktan geliyorsunuz' şeklinde çıkışlarım oldu. Bunun üzerine Demirhan yanıma gelerek, 'Yanlış gruba gelmişiz, gidelim' dedi. Oradan ayrıldık ama onlar zaten Gülen'i öpmüşlerdi.'
- İkinci görüşme İstanbul'da
B.K, sonrasında FETÖ tarafından kendisine şiir kitabının gönderildiğini belirterek, kitabın ön sözünde Gülen için 'Işığın komutanı' ifadesinin yer aldığını, Gülen'in kendisini beğendiğini ve irtibat kurmak istediğinin iletildiğini belirtti.
Demirhan ve Ekin'e yaptıkları işin 'Boş işler' olduğunu söyleyerek, uyarılarda bulunduğunu savunan B.K, şunları söyledi:
'Akademi son sınıftayken, herhalde 1996-1998 yıllarıydı. Demirhan yine bir ziyaretten bahsetti. Meraktan gittim. İstanbul Altunizade'de dershane gibi bir yerin arka kapısından son kata çıktık. Gülen yine oradaydı, tanıştırdılar. Oradan ayrılınca 6 kişinin ismini Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bildirdim. Bu rapordan sonra hakkımda değişik iddialar, raporlar, CD'ler ortaya attılar. Komutanlık yapıyordum, bu soruşturmalar nedeniyle görevden aldılar. Sonrasında yine görevime döndüm ancak 2 yıl sonra meslekten kendi isteğimle ayrıldım. Zamanında benim raporuma yönelik gerekli işlem yapılsaydı belki 15 Temmuz yaşanmazdı. O dönem bu şikayetleri işleme koymayan komutanlar daha sonra yargılandı.' diye konuştu.
Tanığın ifadeleri üzerine söz alan Demirhan, iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak, kendisinin akademide sınıf birincisi olmasından dolayı tanığın husumet beslediğini ileri sürdü.
Demirhan'ın 'Ben sizin için 'kadın pazarlıyor' gibi bir iddia ortaya atsam kanıtlamak zorundayım. Siz de iddialarınızı kanıtlamak zorundasınız' ifadeleri üzerine araya giren mahkeme başkanı, ikili tartışmalara girilmemesi uyarısında bulundu.
15 Temmuz'da Mersin'de görevli bazı asker ve polislerden oluşan diğer tanıklar da Demirhan'ın darbe girişimi gecesinde kendisini 'Sıkıyönetim komutanı' ilan ederek, emirler verdiğini ileri sürdü.
Bir tanık, Demirhan'ın birliğe kimsenin alınmamasını emrettiğini, giren polis de olsa ateş açılmasını istediğini iddia etti.
Etkin pişmanlıktan yararlanan bazı tanıkların da sanıklar hakkındaki ifadelerini dinleyen heyet, oturuma yarın devam edilmesine karar verdi.
04.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Önceki oturumda çok sayıda tanığı dinleyen heyet, aralarında çok sayıda rütbeli askerin olduğu 17 kişinin daha ifadelerine başvurdu.
Tanıklardan yemek şirketi müdürü G.G. darbe girişiminin olduğu dönemde Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığının yemek ihalelerinin kendilerinde olduğunu belirterek, TSK'dan ihraç edilen eski Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur'un personelini araması üzerine 15 Temmuz gecesinde birliğe çağrıldıklarını söyledi.
Kendilerinden kumanya hazırlanmasının istendiğini ileri süren tanık, 'Birliğe gittikten sonra Binbaşı İlhan Tabur, gece 01.30 sıralarında, İkmal Destek Komutanı Albay Ayhan Canlı ile yemekhaneye gelerek bin kişilik kumanya hazırlamamızı istedi. Ne zaman için olduğunu sorduğumda 'Askerin sokağa inme durumu var.' dedi. Kumanyaları nereye götüreceğimizi sorduğumda da 'Ben size söyleyeceğim.' karşılığını verdi. Kumanya için malzeme olmadığını söyleyince Tabur, malzemeleri ambardan alabileceğimizi, Canlı'nın ambarları açabileceğini söyledi.' ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyetinin 'Peki Ayhan Canlı ne dedi bunun üzerine?' sorusu üzerine de G.G, 'Canlı da onaylar gibi başını salladı.' karşılığını verdi.
G.G, ekmek için cezaevini aradıklarını ancak ekmeğin olmadığının söylendiğini belirterek, 'Ekmek bulamayınca ambardan çıkardığımız milföy hamuruyla peynirli börek yaptık. Sonrasında Albay Süha Söylem ile Yüzbaşı Mehmet Emin Ceylan yanımıza gelip, 'Sıkıntılı bir durum var. Bir şeye karışmayın. Darbe girişimi. Arka tarafa gidin' diye uyarınca bırakıp çıktık.' diye konuştu.
Heyetin sorusu üzerine tanık, böreklerin sevkıyatının yapılmadığını ve dağıtılmadığını sözlerine ekledi.
'Ben darbecilere ekmek göndermem'
Tanıklardan Dönemin İkmal Destek Komutanı Albay Ayhan Canlı ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden, 15 Temmuz'da toplanma planı protokolü gereği birliğe gittiğini anlattı.
Mahkeme heyeti Canlı'ya, Demirhan'a ilişkin sorular yöneltti. Canlı, eski tuğamiral Demirhan'ın birliğe girdiğinde televizyonda gördüğü haberler üzerine gülerek 'Gereken oldu' ifadesini kullandığını, kendisini 'sıkıyönetim komutanı' ilan ederek birlik kapılarına asker gönderilmesini emrettiğini söyledi.
Canlı, kumanya hazırlatılması iddialarına ilişkin de 'Yemekhaneye gittiğimde oradaki görevli, kendilerinden bin ekmek istendiğini söyledi. Ben de 'Vermeyin' dedim. Görevli, ekmek için cezaevini aradıklarını ancak cezaevi müdürünün 'Ben darbecilere ekmek göndermem' dediğini anlattı. Benden habersiz ekmek dağıtılmamasını söyledim.' şeklinde konuştu.
'İlhan binbaşı, 'Askerin sokağa inme durumu var' diyerek, bin kişilik kumanya hazırlamamızı istedi'
Tanıklardan, garnizonun yemeklerini hazırlayan yemek şirketinin müdürü G.G. ise 15 Temmuz gecesi saat 00.30 civarında sanıklardan Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur'un, şirketten bir personeli arayarak, 'Toplanıp birliğe gelin. Müdürüne de haber ver' dediğini iddia ederek, 'Bunun üzerine 4 aşçı arkadaşı evlerinden alarak birliğe yemekhaneye geldik. Saat 01.30 civarında İlhan binbaşı, İkmal Destek Komutanı Albay Ayhan Canlı ile birlikte yemekhaneye gelerek, bin kişilik kumanya hazırlamam konusunda talimat verdi. Kahvaltı mı yemek mi dedim, 'Askerin sokağa inme durumu var' dedi. Kumanyaları nereye götüreceğimizi sorduğumda da 'Belli olunca ben size söyleyeceğim' karşılığını verdi. Kumanya için malzeme olmadığını söyleyince de Tabur, 'Ayhan albay burada, size depoyu açar' dedi' ifadelerini kullandı.
Bu talimatı Ayhan Canlı'nın da başıyla onayladığını belirten G.G., kumanyaları hazırlamak için içeriye geçtiklerini, ancak ekmek olmadığını fark edince cezaevini aradıklarını, ellerinde ekmek olmadığı yanıtını alınca da depodaki milföy hamuru ile peynirli börek yaptıklarını anlattı. G.G., 'Gece saat 02.45 gibi Albay Süha Söylem ile Yüzbaşı Mehmet Emin Ceylan yanımıza geldi ve bize 'Bu sıkıntılı bir durum. Siz bir şeye karışmayın. Darbe girişimi var. Personelini topla, arka tarafa geç, sağlıklarından da emin ol' dediler. Ben de personeli toplayıp arka tarafa geçtim. Hava aydınlanıncaya kadar da orada bekledik' şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, 17 tanığı dinlemesinin ardından duruşmaya yarın devam edilmesine karar verdi.
05.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde 3 Ocak'ta başlayan davanın 3. celsesine devam edildi.
Sanıklar, avukatları ve sanık yakınlarının katıldığı duruşmanın bir önceki oturumda 17 tanıdığı dinleyen mahkeme heyeti, bugün de çoğunluğu polislerden oluşan 13 tanığın ifadelerine başvurdu.
Heyet, yaklaşık 7 saat süren tanık ifadelerinin ardından oturumun pazartesi devam etmesine karar verdi.
DAVA
Davanın 20 Haziran 2017'de görülen ilk celsesinde, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı olarak görev yapan ve kendisini sözde 'sıkıyönetim komutanı' ilan eden eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, TSK'dan ihraç edilen eski Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur ve eski Harekat Şube Müdürü Kurmay Yüzbaşı Ali Gül'ün de aralarında olduğu bir kısım sanık savunmalarını yaparken, eski 3. sınıf emniyet müdürü tutuklu sanık Hasan Basri Dağdelen ifade vermek için ek süre istemişti.
Heyet, olay gecesi Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığının Güvenlik Harekat Merkezi'nde telsiz ve güvenlik kameraları operatörlüğü yapan eski uzman çavuş Mehmet Şimşek, Demirhan'ın emir astsubaylığını yapan eski uzman çavuş Ahmet Tufan Özbar ve eski polis Mustafa Gezginci'nin haklarında yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar vermişti.
İlk olarak 29 sanığın yargılandığı dosyada sanık sayısı, farklı bir dosyadan yargılanan 6 askerin de eklenmesiyle 35'e çıkmış, 10 Ekim 2017'de başlayan ikinci celsede de Dağdelen ile tutuksuz yargılanan sanıklardan dönemin Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi ve emekli Deniz Binbaşı Mehmet Emin Ceylan ifade vermişti.
Aynı celsede tanıkları dinleyen heyet, Demirhan'ın koruması eski uzman çavuş Seyhan Açar ile şoförü Kadir Nevzat Yontkan'ın ev hapsi şartıyla tahliyelerine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.
Heyet ayrıca, sonradan dava dosyasıyla birleştirilen tutuksuz yargılanan 6 eski askerin yer aldığı dosyanın da dava dosyasından ayrılmasına hükmetmişti.
Davada 29'a düşen sanık sayısı, celse arasında farklı bir dosyanın daha eklenmesiyle 32'ye yükselmişti.
Paralel yapı-17 Mart (2017) 'Mersin 32 sanık (ilk:29) Darbe Yapılanması' davası
(06 Ocak 2018, 19:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: