Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.
06.01.2018 13:23 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.
02.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Kayseri'den kalkıp Akıncı'ya gelen ve darbe girişimi gecesi uçuş yapan, 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı 221. Filo'da görevli 'Gören' uçağının ikinci pilotu sanık eski üsteğmen Mehmet Kaya, savunmasında, filo komutanının test kapsamlı bir uçuş yapılacağını söylediğini, saat 15.58'de kalkıp, saat 16.46'da Akıncı'ya iniş yaptıklarını söyledi.
Kaya, iniş yaptıktan sonra Akıncı'nın harekat komutanı Ahmet Özçetin'in kendilerinin yanına gelip 141. Filo'da dinlenebileceklerini söyleyip ayrıldığını, burada bir süre bekledikten sonra kalkış yapacaklarının bildirilmesi üzerine, 'Gören' ekibi olarak Olgun Acuce ve Mustafa İlleez'in de binmesinin ardından havalandıklarını anlattı.
Gölbaşı'na gittiklerini, buradaki Özel Kuvvetler Komutanlığına terör saldırısı olacağını düşündüğünü savunan Kaya, Özel Harekat Daire Başkanlığında yaşananların ardından yaptıkları çelişkili telsiz konuşmaları sonrası bölgede beklemede kaldıklarını iddia etti.
Kaya, Kayseri'deki üs komutanına vekalet eden harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'nun, Akıncı'nın talimatlarına uyulması gerektiğini söylediğini öne sürerek, ilerleyen saatlerde darbe girişiminden haberdar olduklarını ve havadaki diğer kargo uçaklarıyla Malatya'ya indiklerini aktardı.
Darbe girişimine iştirak etmediğini, kanunsuz bir emre uymadığını iddia eden Kaya, FETÖ/PDY ile de bir bağı olmadığını ileri sürdü.
Kaya, tahliye talebinde bulundu.
Eski teknisyen astsubay Gökten'in savunması
Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı 221. Filo'da görevli sanık eski astsubay Ahmet Gökten de savunmasında, 15 Temmuz'da Akıncı'ya giden 023 numaralı 'Gören' uçağında teknisyen olarak görev yaptığını söyledi.
'Gören' sisteminin henüz kabulünün olmadığını, Akıncı'ya da test için gittiklerini bildiğini öne süren Gökten, saat 16.15'te kalkıp, saat 17.00'de Ankara'ya geldiklerini ifade etti.
Gökten, Akıncı'ya gelen ilk 'Gören' uçağının kalkmasından sonra üsse helikopterlerin indiğini, bu helikopterlerden silahlı askerler ve bazı sivillerin indiğini belirterek, askerlerin sivil giyimli kişilere 'komutanım' diye hitap ettiğini bildirdi.
Ayrıca rütbeli birinin, bir askere 10-15 kişinin Türksat'ın bahçesine bırakılmasına yönelik verdiği emre de şahit olduğunu vurgulayan Gökten, ortamdaki karışıklıktan dolayı ekip olarak uçağa geçtiklerini kaydetti. Gökten, uçakta ailesinin araması sonrası darbe girişiminden haberdar olduğunu, darbe girişimine karışmadığını savundu.
Sabaha kadar uçakta beklediklerini ancak üsse yapılan atışların ardından güvenlikleri için 141. Filo'ya geçtiklerini anlatan Gökten, uçak komutanı Harun Eraslan'ın Albay İhsan Korkmaz ile konuşmasının ardından üsten çıktıklarını belirtti.
Gökten, iki polis noktasında da kimlik gösterdiklerini ve diğer teknisyen Ferdi Dal ile kendisinin astsubay olduğu için bırakıldığını, buradan önce AŞTİ'ye, oradan da Kayseri'ye geldiklerini dile getirdi.
Darbe girişiminin ardından 4 ay çalıştığını, 22 Kasım'da gözaltına alınıp tutuklandığını bildiren Gökten, sonraki süreçte de ihraç edildiğini söyledi.
Gökten, emir komuta zinciri içinde, filo komutanının emirlerini yerine getirdiğini, darbe girişimine iştirak etmediğini öne sürdü.
Ahmet Gökten, tahliyesini talep etti.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Kayseri'den kalkıp darbecilere sağlanacak destek için Denizli Çardak'a giden ancak iniş yapmadan Malatya'ya yönlendirilen kargo uçaklarından birinin pilotu olan sanık eski üsteğmen Yasin Göbütoğlu savunma yaptı.
15 Temmuz gecesi uçuş yapacağı belirtilerek, çağrılması üzerine filoya gittiğini anlatan Göbütoğlu, Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı 221. Filo komutanı Engin Yetkin'in nakliye görevi olduğunu ve Çardak'a gideceklerini aktardığını söyledi.
Ancak kalkışmaya yönelik haberlerden dolayı endişe taşıdıklarını, net bir açıklama istediklerini belirttiklerini ifade eden Göbütoğlu, Yetkin'in personel nakli görevi olduğunu, isterlerse harekat komutanıyla görüşebileceklerini ilettiğini dile getirdi.
Göbütoğlu, uçak komutanlarıyla üsse vekalet eden harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu ile görüşmek üzere Ulaştırma Harekat Merkezi'ne (UHM) gidip emri sorgulama kararı aldıklarını ifade ederek, Baltacıoğlu'na haberlerden dolayı endişe duyduklarını söylediklerini belirtti.
'Ne maksatla görev yaptıklarını' sormaları üzerine Baltacıoğlu'nun ortada bir bilgi kirliliği olduğunu, kendisine gelen bilgileri değerlendirip hareket ettiğini savunduğunu dile getiren Göbütoğlu, böyle bir ortamda uçuş yapmak istemediklerini belirtmeleri üzerine de Baltacıoğlu'nun 'Bu görevi yapmazsanız da suç işliyor olabilirsiniz, ben sorumluluğu üzerime alıyorum.' dediğini iddia etti.
'Verilen emri uygulamakla sorumlusunuz'
Göbütoğlu, Baltacıoğlu'nun yapılacak uçuşların kalkışmayı bastırma amaçlı olabileceğini söylediğini, itirazlarına, tartışmaya mahal vermeden makul cevaplar verdiğini ve 'Hepiniz askersiniz, verilen emri uygulamakla sorumlusunuz.' dediğini de öne sürdü
Baltacıoğlu'nun uçmaya ikna olan pilotlara, dönüş yapmalarına yönelik aksi talimat veren radarları dinlememelerini söylediğini, telsizden talimatlarını takip etmelerini istediğini de savunan Göbütoğlu, kalkışmayı bastırma amaçla hareket ettiklerini düşündüğünü söyledi.
Göbütoğlu, 'Aldığım kritik görevden dolayı gergindim. Aldığım emir netti. Darbeyi bastırma amaçlı olduğunu düşünerek hareket ettim. Uçak kapasitesinin üzerinde yolcu taşınacağını öğrenmiştim. 'Aldığı kadar' dediğimi de hatırlıyorum.' diye konuştu.
Boş bir şekilde havalandıklarını anlatan Göbütoğlu, harekat komutanıyla aralarında geçen konuşmaları uçaktaki diğer personelle de paylaştığını bildirdi.
Göbütoğlu, rotalarına devam ederken Ankara kontrolden iniş yapacakları Çardak Meydanı'nın kapalı olduğunun bilgisinin iletildiğini ifade ederek, bunu UHM'ye sorduklarını ancak gelen talimatın meydanın açık ve göreve devam etmeleri yönünde olduğunu aktardı.
Emre uyduğunu ve devam etme kararı aldığını belirten Göbütoğlu, UHM'den gelen 'radarları dinlemeyin' talimatına rağmen bir uçağın durumu anlamaya çalıştığını, kendisinin de bu konuşmaları dinlediğini söyledi.
Göbütoğlu, Çardak'a geldiğinde iniş için alçalmadığını, meydanın ışıklarının da kapalı olduğunu anladığını ifade ederek, 'Çardak emrinin yanlış olduğu kanısına vardım ve askeri radarın talimatlarını dinleyerek alçalış yapmadım. Pist aydınlatması görmedim ve meydanın kapalı olduğunu anladım. Uçuş emniyetsizliğine sebebiyet vermemek için Çardak Meydanı üzerinde beklemeye başladım. Çardak'ın kapalı olduğunu UHM'ye söyledim. UHM'den Çardak'a 'inin' talimatı veriliyordu.' ifadelerini kullandı.
Askeri radarın yönlendirmesiyle Malatya'ya iniş yaptıklarını söyleyen Göbütoğlu, indikten sonra darbe girişiminin merkezinin Akıncı olduğunu öğrendiğini iddia etti.
FETÖ ile hayatının hiçbir döneminde bağı bulunmadığını öne süren Göbütoğlu, tahliye talebinde bulundu.
Standart personel nakli demişler
Sanık eski pilot üsteğmen Özgüç Güneş de savunmasında, Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı'nda çalıştığını ve darbe girişiminin yaşandığı gece Göbütoğlu'nun ikinci pilotluğunu yaptığını söyledi.
15 Temmuz'da akşam çağrılıp uçuş yapacağının belirtilmesi üzerine 22.51'de üsse, 23.00 gibi de bağlı olduğu 221. Filo'ya girdiğini anlatan Güneş, görevin ne olduğunu bilmeden beklerken gazinoya girdiğini, buradaki açık televizyondan Başbakan Binali Yıldırım'ın kalkışma olduğuna yönelik açıklamalarını gördüğünü kaydetti.
Bu gelişmelerden dolayı uçacak personelin endişe içinde olduğunu belirten Güneş, filo komutanı Engin Yetkin'in de uçak komutanlarına görevle ilgili 'Standart yaptığımız personel nakli' olduğunu söylediğini ileri sürdü.
Güneş, endişelerinin dinmemesi ve aralarındaki konuşmalardan ötürü uçak komutanlarının harekat komutanı ile görüşmek üzere UHM'ye gittiğini dile getirerek, kendisinin ise Hasan Akın ile uçak başı yapıp gerekli kontrolleri sağladığını aktardı.
Bir kalkışma girişimi olmasına rağmen uçuşun sivil otoritenin de bilgisi dahilinde gerçekleştiğini iddia eden Güneş, uçak komutanı Göbütoğlu geldikten sonra harekat komutanının ortalıkta bilgi kirliliği bulunduğunu, kendisinin dinlenmesini istediğini, radarların ele geçirilmiş olabileceğinden onların talimatlarına uyulmaması gerektiği gibi ifadelerini aktardığını söyledi.
Kayseri'den 01.27'de kalkış yaptıklarını belirten Güneş, bir süre sonra kalkış yaptıkları meydana dönmelerine yönelik talimat geldiğini, bunu UHM ile paylaştıklarını ancak devam emri aldıklarını kaydetti. Güneş, Çardak Meydanı'nın kapalı olduğunu, meydan üzerinde beklemeye başladıklarını belirterek, bu sırada irtibat kurdukları harekat komutanının 'inin' emrini verdiğini öne sürdü.
Harekat komutanının emrinden şüphelenip inmeye çalışmadıklarını savunan Güneş, daha sonra UHM'den Akıncı Üssü'ne iniş talimatı geldiğini, radarın ise Ankara'nın uçuşa kapatıldığını söylediğini bildirdi.
Güneş, radarın yönlendirmesiyle Malatya'ya indiklerini ve ardından gözaltına alındığını kaydetti.
Duruşmada, Göbütoğlu'nun komutanı olduğu uçakta seyrüsefer subayı olan sanık eski üsteğmen Hasan Akın da savunma yaptı. Uçuşa çağrıldığı 23.00 civarında kardeşinin aramasıyla kalkışmayı öğrendiğini, darbeyle alakalı da üste diğer askerlerle konuştuklarını iddia eden Akın, ancak görevin darbeyi önlemeye yönelik olduğunu bildiklerini savundu.
Akın, darbeci olmasalar dahi bu duruma düşmelerine neden olan filo komutanı Engin Yetkin ve harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'ndan şikayetçi olduğunu söyledi.
Suçlamaları kabul etmeyen, FETÖ/PDY ile bir bağı olmadığını savunan Akın, tahliyesini istedi.
Duruşma yarına ertelendi.
03.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı 221. Filo'da görevli sanık eski yükleme teknisyeni astsubay Cumaali Ünal, yaptığı savunmada, 15 Temmuz öncesinde izinde olduğunu ancak 221. Filo'da birlikte görev yaptığı kıdemli astsubay Metin Keleş'in arayıp, üs komutanlığına vekalet eden harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu ve filo komutanı Engin Yetkin'in emriyle terörle mücadele harekatı olacağı ve yetersiz personel nedeniyle izinlerin iptal edildiğini söylediğini belirtti.
İznini yarıda kesip Bursa'dan Kayseri'ye geldiğini, saat 23.00 civarında üsse girdiğini ancak uçuşun ne olduğunu öğrenemediğini anlatan Ünal, filodaki Yüzbaşı Adem Çakır'ın terörle mücadele harekatı kapsamında personel taşıması görevinin bulunduğunu söylediğini iddia etti.
Ünal, filodayken açık televizyondan Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığını, kalkışmayla ilgili bazı haberleri gördüğünü ancak Çakır'ın televizyonu kapattırıp herkesin uçağını hazırlamasını söylemesi üzerine diğer teknisyen astsubay Abdullah Bingöl ile çıktığını belirtti.
Uçak personeli için, sadece terörle mücadele harekatı kapsamında hazırlanan kumanyaları aldığını ifade eden Ünal, uçakta kalkış için beklerken telefonundan da haberlere baktığını ancak kendisinin terörle mücadele harekatına katılacağını sandığını öne sürdü.
Beklerken kardeşini arayıp neler olup bittiğini de öğrenmeye çalıştığını savunan Ünal, kalkışmaya karşı emniyet tedbirlerini alacak personeli taşıyacaklarına yönelik algı oluştuğunu ileri sürdü.
Ünal, Çardak'tan personel taşınacağını sonradan öğrendiğini, üsteğmen Yasin Göbütoğlu'nun komutanı olduğu kargo uçağı ile havalandıktan bir süre sonra yol yorgunu olduğu için uyuduğunu savunarak, kendisini uyandıran Abdullah Bingöl'ün durumun karışık olduğunu ifade ettiğini aktardı. Ünal, daha sonra uçağın Çardak'tan personel almadan Malatya'ya indiğini, burada gözaltına alınıp tutuklandığını söyledi.
Ünal, tahliyesini talep etti.
Teknisyen astsubaylar suçlamaları kabul etmedi
15 Temmuz'da aynı kargo uçağında görev yapan sanık eski teknisyen astsubay Abdullah Bingöl de suçlamaları reddettiği savunmasında, FETÖ/PDY ile bir bağı olmadığını söyledi.
Darbe girişiminin yaşandığı gece terörle mücadele harekatı olacağını iddia eden Bingöl, filoya saat 23.00'e doğru geldiğinde her şeyin normal göründüğünü anlattı.
Bingöl, bu sırada ülkedeki durumdan haberdar olmadığını öne sürerek, filo binasında açık televizyondan küçük bir grubun kalkışma girişiminden bahsedildiğini gördüğünü bildirdi.
Yüzbaşı Adem Çakır'a ne görev yapacaklarını sorduğunu belirten Bingöl, onun da 'Bizim görevimiz terörle mücadele harekatı kapsamında personel nakli görevi.' dediğini ardından da televizyonu kapattırıp herkesin kendi işini yapmasını söylediğini aktardı.
Bingöl, Ulaştırma Harekat Merkezi'ne (UHM) gittiğini ve diğer uçuş ekiplerinin de burada olduğunu, harekat komutanı albay Erhan Baltacıoğlu'nun dağıttığı ve kendisine verdiği kağıtta ise Çardak Meydanı'na gideceğinin ve taşıyacağı personel sayısının yazılı olduğunu bildirdi.
Uçağın taşıyacağı personel sayısının 89-90 kişi olduğunu, UHM'de bulunan filo komutanı Engin Yetkin'e de verilen kağıtta 125 personel yazdığını ve sayının çok fazla bulduğunu söylediğini anlatan Bingöl, Yetkin'in de yapacak bir şey olmadığını, aldığı kadar taşınacağını belirttiğini savundu.
Daha sonra uçağa geçtiğini, havalandıktan sonra Çardak Meydanı'na iniş yapmadan, UHM'yi de dinlemeden radarların da yönlendirmesiyle Malatya'ya gittiklerini öne sürdü
Bingöl, tahliyesini talep etti.
Aynı uçakta teknisyen astsubay olarak görev yapan Aydın Uyan da terör örgütü üyesi olmadığını söylediği savunmasında, suçlamaları da kabul etmedi. Uyan, aynı uçaktaki diğer sanıklarla benzer beyanda bulunarak tahliyesini istedi.
Duruşmada savunma yapan Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı 221. Filo personeli sanık eski pilot yüzbaşı Yasin Çetin, 2016 Temmuz ayında Amerika'ya görevli olarak uçtuklarını, dönüşte motor arızası nedeniyle Kanada'ya zorunlu iniş yaptığını söyledi. Çetin, Türkiye'den bakım ekibi geldikten sonra gelen uçakla 14 Temmuz'da Kayseri'ye döndüğünü, 15 Temmuz'da ise '2 saatlik görev bekler' nöbeti olduğu için evinde istirahat ettiğini ileri sürdü.
15 Temmuz'da akşam saatlerine kadar ailesiyle vakit geçirdiğini, 22.21'de nöbetçi subayın arayıp görev verildiğini söylediğini anlatan Çetin, üsse götürecek servisi beklediği sırada televizyonda haberlere baktığını ve kalkışmayı öğrendiğini belirtti.
Çetin, 23.30'da bir aracın kendisini aldığını, 00.00 civarında da filoya giriş yaptığını belirterek, filo komutanı Engin Yetgin'e ne yapacaklarını sorduğunu, onun da 'normal bir görev' karşılığını verdiğini bildirdi.
Sonrasında uçak komutanlarıyla harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu'nu görmek için Ulaştırma Harekat Merkezi'ne (UHM) gittiklerini ve tedirgin olduklarını ilettiklerini ifade eden Çetin, bir darbe girişiminden bahsedildiğini, nereye gittikleri, kime hizmet ettikleri gibi aklındaki soruları sorduğunu dile getirdi. Baltacıoğlu'nun da 'Bilgi kirliliği var. Emirleri ben vereceğim, benden başkasından emir almayacaksınız.' şeklinde konuştuğunu belirten Çetin, 'Komutanım uçmayalım' ifadesinin ise pilotların ortak söylemi olduğunu öne sürdü.
Çetin, ısrarları üzerine Baltacıoğlu'nun 'Arkadaşlar siz her şeyi bilemezsiniz. Belki de darbeyi bastırmakla görevli ekipleri taşıyacaksınız.' dediğini iddia ederek, bu ifadeden dolayı uçmama fikrinde emin olamadıklarını söyledi.
Baltacıoğlu'nun 'Hepimiz askeriz, verdiğim emirleri yapacaksınız. Burada bu kadar adam da şahit.' demesi sonrası uçuş için UHM'den çıktıklarını anlatan Çetin, İsmail Hakkı Özveren ile uçaklara yakıt aldıklarını ifade etti. Çetin, Şırnak'a gideceklerini bekledikleri sırada Şırnak'a daha önce giden bir uçağın meydan kapalı olduğu için dönüşe geçmesi üzerine görevin iptal olduğunu düşündüğünü ancak iniş yerlerinin Adnan Menderes olarak değiştirildiğinin bildirildiğini aktardı.
Çetin, Adnan Menderes'e gitmek üzere 02.24'te kalkış yaptıklarını, seyir halindeyken Denizli Çardak civarındaki uçakların UHM ile telsizle yaptıkları görüşmeye şahit olduklarını belirterek, 'Uçaklardan biri UHM'ye Çardak meydanının kapalı olduğunu söyledi. Fakat Erhan Baltacıoğlu 'Meydan kapalı olsa da inin. Ben temas kurdum. Hangarın önünde sizin alacağınız yolcular bekliyor.' dedi. Yüzde yüz Erhan Baltacıoğlu dedi.' diye konuştu.
Telsiz konuşmalarından sonra beklemeye geçtiklerini ifade eden Çetin, İsmail Hakkı Özveren'in uçağının da Nevşehir civarında beklemeye geçtiğini öğrendiğini bildirdi. Çetin, Ankara'da uçuş yapan 'Gören' uçağıyla irtibat kurduktan sonra Erhan Baltacıoğlu'nun verdiği emirlerin yanlış olduğu değerlendirmesi yaptıklarını belirterek, 03.00'de Çine radarının kendileriyle irtibat kurduğunu ve hava kuvvetleri komutanının havadaki tüm uçakların kalkış yaptıkları meydana geri döneceklerine dair emrini ilettiğini kaydetti.
Bunun üzerine Kayseri'ye dönüşe geçtiklerini belirten Çetin, radarların yönlendirmesiyle 04.29'da Malatya'ya indikten sonra gözaltına alınıp tutuklandıklarını ifade etti.
Çetin, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmada, Yasin Çetin'in komutanlığını yaptığı uçağın ikinci pilotu sanık eski yüzbaşı İbrahim Yaman da savunma yaptı.
Suçlamaları kabul etmeyen Yaman, tahliye talebinde bulundu.
Duruşma yarına ertelendi.
04.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığında uçuş teknisyeni olarak görev yapan sanık eski astsubay Zafer Şinik, izinde olduğu sırada karargahtan arandığını, filo komutanının talimatı ile mesaiye çağrıldığını söyledi.
Olay günü sabah saat 08.00 sıralarında bir saatlik tecrübe uçuşu yaptıktan sonra evine gittiğini ifade eden Şinik, akşam saatlerinde nöbetçi astsubayın kendisini aradığını ve görev olduğunu bildirip filoya çağırdığını ileri sürdü.
Aldığı emir doğrultusunda saat 23.00'te üsse gittiğinde eski albay Erhan Baltacıoğlu'nun uçuş görevlendirmesi yaptığını öne süren Şinik, şunları dile getirdi:
'Erhan albay, A 400M ekibinden kimlerin olduğunu sordu. Ben de elimi kaldırınca bana görevle alakalı kağıdı verdi. Bu kağıtta Şırnak'tan Etimesgut'a getirilecek iki sortide, toplam 420 personel ve 3 yer Cobrası alınacağı yazılıydı. Ben burada bu kadar personel ve malzemenin emniyet açısından güvenilir olmadığını, daha önce böyle bir taşımanın yapılmadığını söyledim. Erhan Baltacıoğlu da 'Bunlar kesin taşınacak.' dedi.'
Şinik, uçağa binmeden önce İstanbul'daki askeri personelin köprüyü kapattığını ve darbe girişiminde bulunduğunu televizyondan izlendiğini, kendilerinin de kalkışmaya karşı önlem için hareket ettiklerini düşündüğünü savundu.
Havalandıktan kısa süre sonra hava sahasının kapalı olduğunu ve havadaki uçaklara müdahale edildiğini öğrendiklerini dile getiren Şinik, bunu teyit için Erhan albayla irtibata geçtiklerini, onun da Kayseri'ye geri dönmeleri için talimat verdiğini anlattı.
Şinik, daha sonra havada bulunan diğer 7 kargo uçağının personeliyle telsiz irtibatına geçerek Malatya'ya iniş yapmaya karar verdiklerini söyledi.
Sabah saat 05.00 sularında Malatya'ya indiklerini ve daha sonra polisler tarafından gözaltı işlemi yapılarak Kayseri'ye götürüldüklerini anlatan Şinik, kimseden darbeye yönelik talimat almadığını, FETÖ'cü olmadığını savunarak tahliye talebinde bulundu.
Olay tarihinde aynı kargo uçağında görev yapan sanık eski teknisyen astsubay Sinan Sarı da iddianamedeki üzerine atılı suçlamaları reddederek savunmasına başladı.
Sarı, hayatı boyunca FETÖ ve benzeri hiçbir yasa dışı örgütten emir ve talimat almadığını, 15 Temmuz günü de sıralı komutanlarından aldığı talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini savundu.
Olay günü saat 22.15 sıralarında 221. Filo'dan aranarak filoya gelmesi gerektiğinin söylendiğini, kendisinin de görevin mahiyetiyle ilgili sorular sorduğunu ancak görevin içeriğiyle ilgili herhangi bir bilgi paylaşılmadığını ileri süren Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Görevi sorgulamadan saat 23.15 civarında filoya gittim. Uçak komutanı havalanmadan önce pist başına geldiğinde Şırnak olan görev yerimizin İzmir Menderes Hava Meydanı olarak değiştirildiğini söyledi. Çetin yüzbaşının sorumlu olduğu A 400M nakliye uçağıyla kalkış yaptık.'
Havadayken Hava Kuvvetleri Komutanı'nın emri olduğunu ve kalkan uçakların üslerine geri dönmesi gerektiğini içeren talimatını duyduğunu anlatan Sarı, uçak komutanı Yasin Çetin'in bu talimatlar doğrultusunda nakliye uçağını tekrar Kayseri'ye döndürdüğünü ancak emir doğrultusunda Malatya meydanına indiklerini söyledi.
Darbe girişiminin yaşandığı gün uçuş emrini harekat komutanı kurmay albay Erhan Baltacıoğlu'nun verdiğini iddia eden Sarı, 'Kalkışmayı Malatya Erhaç Hava Meydanı'na indikten sonra televizyon haberlerinden öğrendim. Üstümdeki üniformadan utandım. Vatandaşların vergileri ile devletin güvenliğini sağlayacak olan bir personelin, kendi vatandaşına karşı böyle bir tutum içinde bulunmasını hayretler içinde izledim.' ifadelerini kullandı.
Sanık Sarı, vatana ve millete bağlı bir asker olduğunu, FETÖ ile irtibatlandırılmanın kendisi için ölümle eş değer olduğunu savunarak, tahliye talebinde bulundu.
05.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Sanık eski pilot üsteğmen Mustafa Gökhan Türer, savunmasında Kayseri 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığından Denizli Çardak'a gönderilen 3 nolu kargo uçağında ikinci pilot olarak görev yaptığını, 12 Temmuz'da görevden yeni döndüğünde Sudan'a göreve gideceğinin söylendiğini anlattı.
İstirahat etmesi gerekirken personel azlığından dolayı böyle bir durumla karşılaştığını savunan Türer, bu görevin önce 15 Temmuz'a ertelendiğini, 15 Temmuz'da da 'Terörle mücadele harekatı var.' denilerek iptal edildiğini söyledi.
Türer, kendisinin de en son uçuşa yazıldığını belirterek, 23.05'te üsteğmen Alparslan Başaran'ın filoya gitmek üzere kendisini aldığını, bu sırada araç radyosundan başbakanın kalkışmayla ilgili açıklamalarını dinlediklerini bildirdi.
Telefonuna da WhatsApp gruplarından birbiriyle alakası olmayan mesajlar geldiğini öne süren Türer, 23.30'da filoda üniformalarını giydiklerini kaydetti.
Türer, uçuş ekiplerinin endişeli olmasından ötürü uçuş komutanlarının harekat komutanı Erhan Baltacıoğlu ile görüştüğünü, bu görüşmeden sonra kalkışmaya karşı hareket edilecek düşüncesiyle uçuş yaptıklarını öne sürdü.
Kendilerinin gideceği meydanın önce Siirt olduğunu ancak sonra Şırnak ve ardından Denizli Çardak'a yönlendirildiklerini iddia eden Türer, Çardak'a giden diğer uçakların askeri radar ve Birleştirilmiş Harekat Merkezi (BHM) ile kurdukları irtibatı dinlediklerini ifade etti.
Türer, Ulaştırma Harekat Merkezi ile BHM ve radarın talimatlarının çeliştiğini ancak BHM komutanı ile kurulan irtibat sonrası kalktıkları meydan olan Kayseri'ye dönüşe geçtiklerini, radarın yönlendirmesiyle de kargo uçaklarının Malatya'ya indiğini aktardı.
FETÖ ile bir bağı olmadığını iddia eden sanık Türer, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmada, eski teknisyen astsubaylar Faruk Altınok, Ümit Özdemir, Raif Fakı da savunma yaptı. Tutuklu eski astsubaylar suç işlemediklerini savunarak tahliyelerini istedi.
Duruşma, pazartesi gününe ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 486 sanık Akıncı Hava Üssü Darbe Yap.' davası
(06 Ocak 2018, 13:23)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: