Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 268 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
16.12.2017 11:36 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 268 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
13.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz yargılanan erler savunma yaptı.
Tutuksuz sanık Ahmet Ç, olay tarihinde 28. Mekanize Tugay Komutanlığında er olarak vatani görevi yaptığını, akşam saatlerinde komutanlarının 'alarm' verildiğini söylemesi üzerine araçlara binerek nizamiyeden çıktıklarını anlattı.
Kışladan zırhlı araçlarla çıktıktan bir süre sonra yolda vatandaşların kendilerine tepki gösterdiğini ifade eden Ahmet Ç, 'İlk başta bunun tatbikatın bir parçası olduğunu düşündük. Ancak şehir merkezine doğru gittikçe, vatandaşların tepkileri daha da arttı. Biz de aracı durdurup, bekledik.' diye konuştu.
Tutuksuz sanık Ali A. da darbe girişiminden birkaç hafta önce komutanların Suriye sınırına gidileceğini söylediklerini ve bunun için kışlada hazırlık yapıldığını iddia etti. Ali A, kışlanın dışına çıktıklarında başlarında bulunan uzman çavuşların vatandaşlarla konuştuktan sonra şoförlere kontak kapattırdıklarını, daha sonra da polise sığındıklarını söyledi.
Tutuksuz sanık Ali Y. ise olay günü nöbetçi subay tarafından tatbikat olacağının söylenmesi üzerine silah ve teçhizat alarak saat 21.30'da tabur içtima alanına çıktıkları belirtti.
Bölük komutanının içtima alanında 'Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi'nin emriyle alarm verilmiştir.' dediğini ileri süren Ali Y, 'Daha sonra komutanlar geldi. Karışık şekilde araçlara bindik. Mühimmat sadece rütbelilere verildi. Dışarı çıktık. Halk bize tepki gösterdi. Biz de Gençlik Caddesi'nde bekledik. O sırada ters şeritten gelen tankın araçları ezdiğini gördük.' ifadelerini kullandı.
Emir sorgulama yetkisinin olmadığını, neden dışarı çıktığını bilmediğini ve darbenin ne anlama geldiğini de cezaevinde öğrendiğini savunan Ali Y, beraatini talep etti.
'Darbe nedir diye sordum'
Tutuksuz sanık Arif Ç. de 15 Temmuz akşamı taburda alarm verildiğini, kamuflajını giyip silahını alıp içtimaya geçtiğini dile getirdi.
Zırhlı araçlara binip kışladan ayrıldıklarını bildiren Arif Ç, şunları kaydetti:
'Zırhlı araç şoförüydüm. Konvoy halinde nizamiyeden çıktık. Gençlik Caddesi üzerinde vatandaşlar tarafından araçlarımızın önü kesildi. O sırada ters şeritten gelen tank halkın üstüne sürünce vatandaş da kendini yere attı. Yolda önümüze geçen birisi bana 'Darbe yapıyorsunuz.' dedi. Ben de 'Darbe nedir?' diye sordum. O da 'Askerler vatandaşları ve polisleri öldürüyor.' deyince aracı park ettim. Uzmanlarla birlikte vatandaşlarla konuşmaya başladık. Bize su verdiler, yemek verdiler. Daha sonra orada sabaha kadar bekledik.'
Tutuksuz sanık Alparslan K. de 28. Mekanize Tugay Komutanlığında er olarak vatani görevini yaptığını, 15 Temmuz günü 'alarm' verildiğini ve askeri araçlarla kışladan çıktıklarını anlattı.
Alparslan K, saat 23.00 sırasında zırhlı araçlarla konvoy halinde kışlayı terk ettikten sonra Dikimevi'nde halkın araçları durduğunu bildirdi.
Daha sonra polislerin yanlarına geldiğini ifade eden Alparslan K, yaşadıklarına ilişkin şu bilgileri verdi:
'Bizim konvoydan ateş eden olmadı. Olay tarihinde asteğmen olan Ahmet Murat Özcan halkla konuştu. Halkın bize zarar vermemesi için önce araçta bekletti. 'İlerleyin.' gibi bir emri olmadı. Daha sonra polisler güvenliğimizi sağlamak için AK Parti Mamak İlçe Binasına götürdü. Orada sabaha kadar televizyon izledik. Suçsuzum, kimseye karşı silah kullanmadım.'
Savunma yapan tutuksuz erler Abdülkadir B, Ali G, Ali Ö, Ali Y, Arif B, Aziz M. ve Bünyamin Ö. de üzerlerine atılı suçları kabul etmeyip, beraat taleplerini mahkeme heyetine iletti.
Duruşmaya, yarın devam edilecek.
14.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada olay tarihinde uzman çavuş olarak görev yapan tutuksuz sanık Çağlar G, uzun yıllar terör operasyonlarının olduğu bölgelerde çalıştığını, darbe girişiminden kısa bir süre önce Ankara'ya döndüğünü, olay günü ise rutin araç bakım faaliyetleriyle uğraştığını anlattı.
Çağlar G, mesaisine devam ettiği sırada bölük komutanın yanına gelerek KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) tatbikatı olacağını, bunun da eski Yarbay Ertuğrul Terzi'nin emri olduğunu kendisine aktardığını iddia etti.
Bölük komutanı Kaya Erdoğan'ın kendisini arayıp, saat 21.30 sıralarında alarm verildiğini, ivedi olarak kışlaya gelmesini emrettiğini ileri süren Çağlar G, 'Ben zırhlı araç şoförüydüm.Tabur komutanı Ertuğrul Terzi emriyle kışladan çıktık. Bölük komutanında kroki vardı. Genelkurmay'a saldırı olduğunu söyledi. Kışladan konvoy halinde çıkıp yola devam ettik.' dedi.
Dikimevi bölgesine geldiklerinde halkın direnişiyle karşılaştıklarını ifade eden Çağlar G, şunları söyledi:
'Ne olduğunu anlamak için vatandaşlarla konuşuyorduk. O sırada Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül yanıma geldi. Kendisine 'Başkanım benim darbeyle işim olmaz. Ben uzman erbaşım dedim.' Akgül de bana 'O zaman aracı durdur, aşağı in' dedi. Ben de aracı durdurdum. Sabah 05.00'e kadar hiç ilerlemeden orada bekledik. Sonra polis eskortuyla beraber askeri araçlarımızla karakola gittik.'
Tutuksuz sanık Emre A. da olay tarihinde 28. Mekanize Tugay Komutanlığı'nda er olarak vatani görevi yaptığını, olay günü Nuri Büyükyazıcı'nın Genelkurmay'a büyük bir saldırı olduğunu söyleyerek 'alarm' emrini verdiğini ileri sürdü.
Emre A, Büyükyazıcı'nın akşam saatlerinde çok telaşlı olduğunu, sürekli nöbetçi subayla konuştuğunu ifade ederek, 'Saat 23.00 sıralarında çevresindeki rütbelilere dönerek, 'Genelkurmay'da terör saldırısı var. Oraya gittiğimizde benden başka kimseden emir almayacaksınız.' dedi. Daha sonra tanka binerek yola çıktık. Sıhhiye Köprüsü'nün oraya geldiğimizde yüzüme taş gelmişti. Bilincimi kaybettim. Gözümü açtığımda kışla revirindeydim.' diye konuştu.
'Tüm sorumluluk bende halkı ezip geç'
Tutuksuz sanıklardan eski Uzman Çavuş Fatih Ü. de üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi ve darbe girişiminde bulunmadığını ileri sürerek beraatını talep etti. Fatih Ü, darbe girişiminden birkaç gün önce bölük komutanının Kilis veya Şırnak'a yurt içi geçici göreve gidileceğini bildirdiğini ve bunun üzerine yılık izin kullanmak istediğini ancak tabur komutanının izinleri yasakladığının kendisine söylenmesi üzerine mesaisine devam ettiğini anlattı.
Olay günü 21.30'da tabur komutanın emriyle 'alarm' verildiğini belirten Fatih Ü, 'Tabur komutanı bölük komutanlarına, 'Genelkurmay Başkanı esir, onu kurtarmaya gidiyoruz.' diye söylemiş. Biz de hemen araçlara binip kışladan çıktık.' ifadelerini kullandı.
Gençlik Caddesi'ne geldiklerinde yolun vatandaş ve polisler tarafından kapatıldığını, çevredekilerle konuşmaya başladıklarını, ardından vatandaşların 'Darbe mi yapıyorsunuz?' sözleri üzerine kendilerinin darbeyle ilgilerinin olmadığını söylediklerini belirten Fatih Ü, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ben aracımdan inip halkın arasına gittim. Yanıma bir sivil polis geldi. 'Yaptığınız yanlış. Araçlarınızı alın kışlanıza dönün' dedi. Ben de 'Öyle şey olamaz, biz darbeci değiliz. Arkamdaki araçları hemen kışlaya yönlendireceğim.' dedim. Orada beklemeye başladık. O sırada araca adını daha sonradan öğrendiğim Yarbay Ayhan Özçelik bindi. Aracı Meclis ile Genelkurmay arasına sürmemi istedi. Ben yolun kapalı olduğunu söyledim. O da bana dönüp 'Tüm sorumluluk bende halkı ezip geç' dedi. Ben de sinirli bir şeklide 'Ben polisin ve halkın üzerine aracı süremem gel kendin yap' dedim. Araçtan inip polislere sığındım.'
15.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Tutuksuz sanık Fırat Z. olay tarihinde 28. Mekanize Tugay Komutanlığında er olarak vatani görevi yaptığını, akşam saatlerinde 'alarm' verildiğini, ardından rastgele zırhlı araçlara bindiklerini ve Kızılay civarına gelince halkın araçları durdurduğunu anlattı.
Halkın tepkisi karşısında bölük komutanının geri dönme emrini verdiğini ileri süren Fırat Z, dönüş yolunda kaybolduklarını ve bir vatandaşın yolu tarif etmesiyle saat 01.30'da kışlaya geri döndüklerini söyledi.
Mahkeme Başkanından sanığa tepki
Duruşmada savunma yapan eski uzman çavuş Gökhan A. da olay günü rutin mesaisinin ardından evine gittiğini, 22.00 sularında karargahtan bir uzman çavuşun kendisini arayarak tabur komutanının emriyle 'alarm' verildiğini ve ivedi olarak kışlaya gelmesini söylediğini aktardı.
Birliğine gittiğinde Kaya Erdoğan'ın habercisi tarafından KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) tatbikatı yapılacağının söylendiğini ileri süren Gökhan A, 'Kaya Erdoğan rütbelileri yanına çağırdı. Kendilerine hitaben 'Genelkurmay Başkanlığına saldırı oldu. Emniyet güçlerine yardım için gideceğiz.' dediğini duydum.' savunmasını yaptı.
Zırhlı araçlarla konvoy yaparak yola çıktıklarını anlatan Gökhan A, Dikimevi bölgesine geldiklerinde halkın yolu kapattığını, vatandaşların darbe girişimi olduğunu so¨yledigˆini bunun üzerine araçları durdurarak beklediklerini savundu.
Gökhan A'nın çapraz sorgusu sırasında tutuklu sanık eski yarbay Ejder Yıldırım söz alarak, yargılamanın adil yargılanma ilkesine aykırı olduğunu, mahkemede konuşulanların askeri mahkemelerin görev alanına giren konular olduğunu, bu yüzden savunmaları dinlemek istemediğini belirtti. Bunun üzerine mahkeme başkanı Melih Uçar, sanık Yıldırım'a şikayetini yazılı olarak verebileceğini hatta 'reddi hakim' talebinde bulunabileceğini hatırlatarak oturmasını istedi.
Başkan Uçar, uyarısına 'Salonu terk etmek istiyorum.' diye karşılık veren sanığa, 'Tutuklu sanık mahkeme salonunu terk edemez. Bize hukuk dersi vermeye kalkma. Duruşma düzenini de bozma.' diye tepki gösterdi.
Olay tarihinde uzman çavuş olarak görev yapan tutuksuz sanık İbrahim Y. de darbe girişiminin yaşandığı gün rutin mesaisini tamamlayıp evine döndüğünü, ailesiyle alışveriş yaptığı sırada bölük komutanı Serhat Savcı'nın mesajı sonrası kışlaya gittiğini ifade etti.
Kışlaya girdiğinde zırhlı araçların hazır vaziyette beklediğini söyleyen İbrahim Y, tabur komutanı eski yarbay Ertuğrul Terzi'nin emriyle araçlara uçaksavar mühimmatı yükleyerek konvoy halinde kışladan çıktıklarını iddia etti.
Şehir merkezine doğru ilerlerken vatandaşların tepkisiyle karşılaştıklarını dile getiren İbrahim Y, 'Yaşanan olaylara bir anlam veremedim. Komutanlara sorduğumda Ertuğrul Terzi'nin kendilerine'Genelkurmay Başkanı esir, onu kurtarmaya gidiyoruz.' dediğini söylediler. Gençlik Caddesi'ne geldiğimizde halk önümüze geçerek konvoyu durdurdu.' dedi.
Genelkurmay Başkanlığına giden yolun halk ve polislerce kapatıldıgˆını, ardından araçtan inerek çevredekilerle konus¸maya bas¸ladığını ifade eden İbrahim Y, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Aracın yanına yaşlı bir teyze geldi. 'Oğlum ne yapıyorsunuz? Siz bizim askerimizsiniz. Silahlarınızı bırakın geri dönün.' dedi. Oradaki uzman çavuşlarla konuştuk. Biz de geri dönme kararı aldık. Daha sonra vatandaşlardan bazıları 'Geri dönmeyin, dönerseniz tugaydaki darbeciler araçları alır tekrar darbede kullanır.' dediler. Bizde polisler gelene kadar araçların başında bekledik.'
Gözyaşlarıyla savunmasına devam eden İbrahim Y, 'Ben vatan haini değilim. Dışarıda iş arıyoruz. Kimse iş vermiyor. İnşaatlarda çalışıyorum. Hem çevremizden olduk hem de canımdan çok sevdiğim üniformamdan. Bizi bu hale getiren üst rütbeli komutanlardan şikayetçiyim.' dedi.
Duruşmaya, 18 Aralık Pazartesi günü sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-19 Nisan (2017) 'Ankara 268 sanık Mamak 28. Mekanize Tugayı Darbe Yap.' davası
(16 Aralık 2017, 11:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: