İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 49'u tutuklu 128 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
16.12.2017 13:05 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 49'u tutuklu 128 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
11.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda görülen duruşmaya, 49 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ile taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Olay tarihinde takım komutanı olan eski üsteğmen Doğa Ödağacıoğlu, yaptığı savunmasında, 15 Temmuz akşamında bölük komutanı olan eski Yüzbaşı Volkan Dede tarafından aranıp çağrılması üzerine Selimiye Kışlasına gittiğini söyledi. Kışladayken Dede'nin kendisine sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini ifade eden Ödağacıoğlu, tank sesi duyduğunu ve bunun üzerine dışarıda iki tankın olduğunu, insanların tankın etrafını çevirdiğini ve olaylar yaşandığını, tanktaki askerlerin içeri girmek istediğini anlattı.
Bir askerin anahtar getirdiğini ve komutanın emri olduğunu belirterek tankların içeri alınmasını istediğini kaydeden Ödağacıoğlu, askerin kapıyı açmasıyla tankların içeri girdiğini, bunun üzerine Volkan Dede'ye neler olduğunu sorduğunu iddia etti.
Ödağacıoğlu; 'Volkan Dede, Cem Albay (Fenerbahçe Orduevi'nden sorumlu olan Albay İbrahim Cem Gültekin) ile telefonda görüşüyordu. Volkan Dede, Cem Albay'ın, Selimiye Kışlasının kalkışmanın içerisinde olduğunu söylediğini ve kendisi gibi olan askerlerin kışladan çıkması gerektiğini söylediğini anlattı. Bunun üzerine bana sivil kıyafetlerim olup olmadığını sordu. Ben de spor kıyafetlerim olduğunu söyledim ve gidip üstümü değiştirdim. Daha sonra kışladan çıktık.' ifadelerini kullandı.
Tutuksuz sanık Astsubay Salih Aydemir, teknik personel olduğunu, 15 Temmuz akşamında muhabere sorumlusu nöbetçi İsmail Çakırer'in kendisini aradığını ve muhaberede arıza olduğunu, bunun üzerine kışlaya gelmesi gerektiğini söylediğini aktardı.
Daha önce de bu şekilde çağrıldığında kışlaya gittiğini iddia eden Aydemir, telefon ve giriş kartını alarak muhabere merkezine gittiğini, içeride aşırı telefon yoğunluğunun olduğunu, yoğunluk nedeniyle telefonların çalışmadığını ve yeniden kapatıp açılması gerektiğini ifade etti.
Darbe girişiminden televizyonda haberdar olduğunu ileri süren Aydemir, dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın konuşmasını duyduğunu ve darbe girişiminin içerisinde olmadıklarını düşündüğünü öne sürdü. Darbe girişimini duyduktan sonra herkeste bir şaşkınlık oluştuğunu öne süren sanık Aydemir, daha sonra sabah saatlerinde kışladan çıktığını ve misafirhaneye gittiğini iddia ederek, 'Teknik personel olarak arızaya çağrıldığım zaman gidip yapmak zorundayım. Hiçbir şeye karışmadım. Amirlerimin emirleri doğrultusunda hareket ettim. (Muhabere merkezine) Silahla da gitmedim. Muhtemelen reset atıp (kapatıp açıp) gelirim diye düşündüm.' diye konuştu.
Selimiye Kışlasında muhaberede uzman çavuş olarak görev yaptığını anlatan tutuksuz sanık Erkan Erdayandı, santral operatörü olduğunu, telefonlara cevap verdiğini, bir nevi müşteri temsilcisi olduğunu anlattı.
Olay tarihinde kendisinin arandığını ve aşırı telefon yoğunluğu olduğunu, acilen kışlaya gelmesi gerektiğinin söylendiğini ileri süren Erdayandı, bunun üzerine muhabere merkezine gittiğini, yoğun telefon olduğunu, askerlerin ailelerinin daha çok aradığını ve askerlerin durumunu sorduğunu söyledi.
Dışarıdan geldiği için sivil olduğunu ve ordu komutanının açıklamalarını televizyondan duyduklarını ifade eden sanık Erdayandı, nizamiyeden çıkışın ve girişin olmadığını, sabah saatlerinde nizamiyeden çıktıklarını aktardı.
Tutuksuz sanık Uzman Çavuş Suat Afşit, '(15 Temmuz akşamı) Üsteğmen S.G. beni aradı ve yoğunluk olduğunu, kışlaya gelmem gerektiğini söyledi. Bende 3 No'lu nizamiye kapısına geldim. Turnikelerin orada kartımı okutup içeri girecektim. Bu sırada nöbetçi askerler, 'Kimsin?' diye sordu. Ben de 'personel' dedim ama 'ellerini yukarı kaldır' dediler. Ellerimi yukarı kaldırdım. 'Diz çök' dediler ve diz çöktüm. Bu sırada turnikelerin oradaki ağacın oradan asker geldi ve kafama silah dayadı. Daha sonra Doğa Üsteğmen (Ödağacıoğlu) geldi. Ben de 'Üsteğmenim ne oluyor, terörist muamelesi yapıyorsunuz?' dedim. Bana neden geldiğimi sordu. Ben de yoğunluk olduğunu ve S. Üsteğmenin beni çağırdığını söyledim. Bunun üzerine 'hiçbir yere uğramadan direk yukarı çık' dedi.' şeklinde konuştu.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
12.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 49 tutuklu sanık, 15 tutuksuz sanık ile taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Olay tarihinde 'er' olarak görev yapan bazı tutuksuz sanıklar, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşma salonuna bağlanarak savunma yaptı.
Tutuksuz sanık er Feyyaz Baki, SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmasında, emir kulu olduğunu ve komutanların Üsküdar'daki Çevik Kuvvet yerleşkesine kendisini zorla götürdüklerini iddia etti.
Kışladan çıkmadan önce kendilerine 'tatbikat' yapılacağının söylendiğini ileri süren Baki, Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) aracıyla Üsküdar'a vardıklarında ise polis ile göstericiler arasında kavga çıktığını ve bu sebeple 'polise yardım' amacıyla gittiklerinin söylendiğini anlattı.
ZPT aracının içerisinde kendisine iki adet şarjör verildiğini ama bu şarjörleri silahına takmadığını öne süren Baki, Uzman Çavuş Yasin Ay'ın 'Şarjörü doldurun ama sakın ateş etmeyin, şimdi zaten polise teslim olacağız.' dediğini savundu.
SEGBİS aracılığıyla savunma yapan tutuksuz sanık er Halil İbrahim Sarpkaya da 15 Temmuz akşamı kışlada içtima alındığını ve bu sırada ortamda panik havası olduğunu söyledi.
Daha sonra kışlaya araçlarla mühimmat getirildiğini ve söz konusu mühimmatları tanka yüklediklerini ifade eden Sarpkaya, bir saat sonra tanka binerek kışladan çıktıklarını aktardı. Üsküdar'daki Çevik Kuvvet yerleşkesine gittiklerini, burada olaylar olduğunu ve polise teslim olduklarını söyleyen Sarpkaya, daha önceden hiç silahla ateş etmediğini ve nöbetlerde de kendisine boş silah verildiğini ileri sürdü.
SEGBİS'le savunma yapan tutuksuz sanık er Neşet Barış Kalaycı ise eski Tabur Komutanı Yarbay İrfan Arat'ın habercisi olarak görev yaptığını, 15 Temmuz akşamı 'tatbikat' bahanesiyle bir otomobille Arat'la beraber kışladan çıktığını söyledi. İrfan Arat'ın ön koltukta oturduğunu, er Mustafa Karakaya ile kendisinin de arka koltukta oturduğunu anlatan Kalaycı, 'İrfan Arat, elbise getirmişti. Araçtayken üniformasını değiştiriyordu. WhatsApp'tan yazışıyordu. Bir ara 'Hay aksi WhatsApp durdu mu? diye sordu. Bir de tık tık WhatsApp sesi geliyordu.' ifadelerini kullandı.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
13.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 49 tutuklu sanık, 9 tutuksuz sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık er Çağlar Tahtakın, 15 Temmuz'da eski Yarbay Fatih Karakaya'nın kışlaya geldiğini ve komutanlarla toplantı yaptığını, toplantıdan sonra gece 'tatbikat' olacağının söylendiğini anlattı.
Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) araçlarının mühimmat alıp geldiğini ifade eden Tahtakın, daha sonra Üsküdar'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün yerleşkesine gittiklerini ve burada polise teslim olduklarını savundu.
Tutuklu sanık eski Uzman Çavuş Yusuf Akülger de 15 Temmuz'da saat 20.48 sıralarında askerlerin bulunduğu WhatsApp grubuna, tatbikat yapılacağından dolayı toplandıklarına dair bir mesaj geldiğini, bu mesaj üzerine evinden kışlaya gittiğini iddia etti.
Kışladayken üzerine zimmetli piyade tüfeğini aldığını ve tanka gittiğini aktaran Akülger, tanka mühimmat yüklendiğini ve daha sonra kışladan çıktıklarını belirtti.
Tugay komutanının (eski Tuğgeneral Özkan Aydoğdu) elindeki el feneriyle nizamiyeden dışarıya işaret ettiğini ve bunun üzerine dışarıya çıktıklarını, Bostancı Köprüsü'ne geldiklerinde bir süre beklediklerini söyledi.
Telsizden Çevik Kuvvet'e yönelik müdahale olduğu ve bu yüzden desteğe gittiklerinin söylendiğini ileri süren Akülger, 'Üsküdar'da Çevik Kuvvet'in oraya gittik. Ara sokaklarda sıkıştık, doğalgaz patlaması olmuş. Bunun üzerine bölük komutanı Gökhan Yıldız, 'dönüyoruz' dedi. Daha sonra adını sonradan öğrendiğim Mihrimah Sultan Camisi'nin orada halk bizi durdu. 'Siz ne yapıyorsunuz, darbe yapıyorsunuz.' dediler. Daha sonra gelen polis ekiplerine teslim olduk.' dedi.
Sanık Akülger sözlerinin devamında, gözaltındayken eski Üsteğmen Gökhan Yıldız'a bu olaylardan haberi olup olmadığını sorduğunu, Yıldız'ın ise kışladan çıkmadan 10, 15 dakika önce haberinin olduğunu ama korktuğu ve stresli olduğu için kendilerine söylemediğini anlattığını öne sürdü.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması ve müştekilerin dinlenilmesi için yarına ertelendi.
15.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 47 tutuklu sanık, 11 tutuksuz sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Söz verilen bazı tutuklu sanıklar, tahliyelerini istedi. Bazı sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini ve OYAK'taki hesaplarından tedbir kararlarının kaldırılmasını talep etti.
Duruşma, sanık avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam etti.
Söz alan tutuklu sanıklar tahliyelerini talep ederken, tutuksuz sanıklar duruşmalardan vareste tutulma talebinde bulundu.
Bazı sanık avukatları da müvekkillerinin OYAK hesaplarındaki tedbirin kaldırılmasını ve tahliyelerini istedi.
Mahkeme Başkanı Fikret Demir, sanık avukatlarının taleplerinin alınmasına Pazartesi günü devam edileceğini söyledi.
Duruşma 18 Aralık Pazartesi gününe ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar ve Üsküdar'da art arda geçen 2 tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ın da aralarında bulunduğu 28 kişi, 'müşteki-mağdur' sıfatıyla yer alıyor.
Albay, yarbay ve yüzbaşı rütbelerindeki 55 subay, astsubaylar ve bir sivil olmak üzere 54'ü tutuklu 128 kişinin 'sanık' sıfatıyla yer aldığı iddianamede, tüm sanıklar hakkında 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs', 'cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altı aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamenin tek sivil şüphelisi olan ve terör örgütünün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandığı belirtilen öğretmen Feyzullah Şahan hakkında da aynı suçlardan üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu sanıklar Ali Demici, Mehmet Kanbur, Tuğrul Kekeç, Gökhan Arıkan, Servet Demir, Emre Ersan, Bekir Karadayı, Semih Özdemir, Gökhan Türe, Gökhan Atavcı, Mithat Aydın, Sergen Güçlü, Bilal Dursun, İsmail Küçükmadan, Gökhan Yıldız, Cüneyt Ölmez, Ömer Faruk Kıcırlı, Kadir Güven, Fatih Cantürk, Arda Can Yarar, Yasin Ay, Ali Güngör, Eyüp Akkaya ve Ertan Gümüştaş hakkında da 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'kasten yaralama', 'mala zarar verme' ve 'kamu malına zarar verme' suçlarından ayrı ayrı 6 yıl ile 141 yıl arasında değişen hapis cezaları öngörülüyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-10 Mayıs (2017) 'İstanbul 128 sanık 1. Ordu Komutanlığı Darbe Yap.' davası
(16 Aralık 2017, 13:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: