Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda Yargıtay eski üyeleri Ahmet Toker, Mustafa Kılıç ve Hüseyin Güngör Babacan hakim karşısına çıkarıldı.
02.12.2017 18:29 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi.
Hakkında soruşturma başlatılan yüksek yargı üyeleriyle ilgili yargılamalar, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde görülüyor. Heyete, Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Burhan Karaloğlu başkanlık ediyor.
Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen davada iddianamelerin ayrı ayrı hazırlanması nedeniyle iddianamesi tamamlanan sanıklar alfabetik sıraya göre tek yargılanıyor.
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ ESKİ ÜYESİ AHMET TOKER
27 Kasım'da bu kapsamda yapılan ilk duruşmada, Balyoz, Askeri Casusluk, Hrant Dink, Devrimci Karargah davalarına bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin eski üyesi Ahmet Toker hakim karşısına çıktı.
Toker'in jandarma eşliğinde getirildiği duruşmaya, avukatı Beyza Esma Ataman da katıldı.
Kimlik tespiti sırasında, açık adresini bilmediğini söyleyen Toker, mesleğinin sorulmasına karşılık da 'Mesleğimin ne olduğu heyetinizin bilgisinde. Yargıtay Üyesi iken ihraç edildim, daha doğrusu azledildim' dedi.
İddianamenin okunmasının ardından savunma için söz verilen Toker, avukatının bugün göreve başladığını belirterek, savunma yapmak için süre istedi. Toker'in avukatı Ataman da savunma için süre isteyerek müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Heyet verilen aranın ardından, sanık Toker'e savunma yapması için süre verilmesine, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Duruşma 27 Aralık'a bırakıldı.
İddianameden
İddianamede, Toker'in, lise yıllarından terör örgütü FETÖ içinde yer aldığı, örgütün 2010'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda etkin olması sonucunda, örgüt mensuplarının yüksek yargı üyelerinin seçimi konusunda rol oynadığı ifade edildi.
Örgüt mensuplarının üye seçimi için yaptığı toplantılara katıldığı da belirlenen Toker'in, FETÖ'nün yargı yapılanmasının üst konseyinde yer aldığının tespit edildiği belirtildi.
İddianamede, sanık Ahmet Toker'in, silahlı örgüt yöneticisi olmak suçundan cezalandırılması isteniyor. Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 'silahlı terör örgütü yöneticisi olmak' suçu için 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası öngörülüyor.
YARGITAY ESKİ ÜYESİ MUSTAFA KILIÇ
30 Kasım'da Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen davanın duruşmasında eski Yargıtay üyesi sanık Mustafa Kılıç hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Kılıç ve avukatı katıldı.
Duruşmada Yargıtay Savcısı, sanık Kılıç hakkındaki iddianamenin özetini okudu. İddianamede, Kılıç'ın, üniversite yıllarından itibaren örgütle irtibatının bulunduğu, örgüt toplantılarına katıldığı belirtildi. Kılıç'ın FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Yargıtaya seçildiği ifade edilen iddianamede, yine örgüt talimatıyla YARSAV'a üye olduğu anlatıldı.
İddianamede, sanık Kılıç'ın, örgütün ilgilendiği davalarda kararların örgütün isteği doğrultusunda çıkması için ilgili dosyayı yine örgüt mensubu tetkik hakimlerine vererek Yargıtay üyelerini yönlendirdiği kaydedildi. İddianamede ayrıca, Kılıç'ın kardeşi adına Bank Asya'ya para yatırıldığına ilişkin ByLock yazışmaları bulunduğu bildirildi.
Sanık Kılıç ise usule yönelik itirazlarını dile getirerek, hakkındaki iddiaların görev suçu kapsamında kaldığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının bu konuda yetkisiz olduğunu, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun dosyaya bakması gerektiğini savundu. Kılıç, bu nedenle hakkındaki işlemlerin ve kararların tamamının geçersiz olduğunu ileri sürdü.
Mustafa Kılıç, usule ilişkin itirazlarıyla ilgili karar verildikten sonra esasa yönelik savunmalarını yapacağını söyledi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Burhan Karaloğlu, sanıktan esasa yönelik savunmasını da yapmasını isteyerek, usule ilişkin itirazları ara kararda değerlendireceklerini bildirdi.
Sanık Kılıç, 'Ayrıntıya girecek bir şeyim yok. İddianame iddialardan oluşuyor. İddiaların yanında delillerin de olması gerekir. Delil olsun ki ben savunma yapayım. Benim hiçbir şeyle ilgim yok. Ne darbeyle ne yapanlarla ilgim var. Suç işlemedim.' dedi.
Kardeşi adına Bank Asya'ya 100 bin lira yatırıldığına ilişkin ByLock yazışmalarına yönelik soru üzerine Kılıç, müzekkere cevapları geldikten sonra bu konuda konuşmak istediğini ifade ederek mesajlaşan kişileri tanımadığını ve kardeşinin böyle bir para yatırdığından haberi olmadığını ileri sürdü.
Aynı dönemde yurt dışına çıktığı belirlenen Mehmet Baysal'ı tanıyıp tanımadığı sorulan Kılıç, iddianamede eylem olarak yazılmayan hiçbir şeyi konuşmak istemediğini, iddianamenin suçlamayla sınırlı olduğunu söyledi.
Bunun üzerine Başkan Karaloğlu, 'İddianame atılı suçlarla sınırlıdır ancak delil konusunda sınırlama yoktur. Bunu en iyi sizin bilmeniz gerekir. Benim size okuduğum şey bir delildir.' diye konuştu.
Karaloğlu daha sonra sanığa, 'YARSAV'a hangi amaçla üye oldunuz? Talimat mı aldınız, yoksa dünya görüşünüz uyuştuğu için mi üye oldunuz?' sorusunu yöneltti.
YARSAV'ın bir meslek kuruluşu olduğunu belirten Kılıç, 'Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu dönem arkadaşım, fikirlerimiz uyuşmasa bile sevdiğim bir arkadaşım.' dedi.
Cep telefonunun, FETÖ soruşturmalarında sivil imam oldukları belirlenen Yusuf Doğan, Cem Saraç, Erkan Yıldız, Hamza Demir ile belirli tarih aralığında yaklaşık 20 günde bir düzenli şekilde aynı baz istasyonundan sinyal verdiğinin bildirilmesi üzerine Kılıç, bu kişileri tanımadığını savundu. Kılıç, tahliyesini ve beraatini istedi.
Mahkeme, sanığın tahliye talebini reddederek, tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Sanık hakkında ifade veren eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal'ın tanık olarak dinlenmesine karar verilirken, duruşma ertelendi.
YARGITAY ESKİ ÜYESİ HÜSEYİN GÜNGÖR BABACAN
30 Kasım'da Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen davada, eski Yargıtay üyesi sanık Hüseyin Güngör Babacan hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Babacan ve avukatı katıldı.
Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık Babacan hakkındaki iddianamenin özetini okudu. İddianamede, Babacan'ın, hakimlik mesleğine girmesinden itibaren örgüt toplantılarına katıldığı, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Yargıtaya seçildiği belirtildi.
Babacan'ın örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı tespitine yer verilen iddianamede, sanığın sorumlusu olduğu gruba örgüt talimatlarını ilettiği, örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığı ifade edildi.
Savunmasına usul itirazlarını dile getirerek başlayan Babacan, atılı suçun görev suçu kapsamında kaldığını, bu nedenle yargılama makamının Anayasa Mahkemesi olduğunu ileri sürdü.
Kanun Hükmünde Kararname ile mahkeme kurulmasının da Anayasa'ya aykırı olduğunu söyleyen Babacan, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, görevsizlik kararı vererek, dosyasını Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesine göndermesini istedi.
Babacan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında soruşturma yürütme konusunda yetkisinin bulunmadığını da savunarak, bu makam tarafından ancak suçüstü hükümleri doğrultusunda soruşturma yürütülebileceğini belirtti. Suçüstü hükümlerinin ise kendisi hakkında uygulanmasının mümkün olmadığını ileri süren Babacan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı soruşturmanın yok hükmünde sayılmasını ve beraatini talep etti.
Hakkında hazırlanan iddianamenin de hukuka aykırı düzenlendiğini iddia eden Babacan, bu nedenle iade edilmesi gerektiğini öne sürdü.
Babacan, eski HSYK üyelerinin aleyhine verdiği ifadelerin tek başına yeterli olmayacağını, dönemin diğer üyelerine de 'cemaat listesi' diye bir liste olup olmadığının sorulması gerektiğini söyledi ve eski HSYK üyelerinin tümünün dinlenmesini talep etti.
Sanık Hüseyin Güngör Babacan, iddianamedeki ByLock suçlamasına ilişkin içerik bulunmadığını, buna yönelik tespitin denetlenemez, incelenemez durumda olduğunu iddia etti.
Devlette müsteşar, vali gibi görevlerde bulunanların terör örgütü üyeliğinden tutuklanamayacağını ileri süren Babacan, ceza hukuku profesörü, eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç'in sözlerine atıf yaparak, şunları kaydetti:
'Zamanında bir genelkurmay başkanının tutuklanması nasıl bir akıl tutulmasıysa bugün de bir vali, bir müsteşarın tutuklanması aynıdır. Dün bir genelkurmay başkanını tutuklayanların başına gelenler, bugün bir vali, müsteşarı tutuklayanın da başına gelebilir. Buna kalkışanlar yarın bu kişileri atayanlara da aynı işlemi yapabilirler. Darbe teşebbüsüne iştirak edenler hakkında bu kararlar verilir ama bizde, vali ve müsteşarlarda bu isnat yok, sadece terör örgütü üyeliğinden tutukluyuz. Çağrım bir an önce hukuka geri dönülmesidir. Dönülmezse bu meteor yağmurundan herhangi birinin etkilenmemesi söz konusu olmayacaktır.'
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin Ergenekon davasında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili kararından da alıntılar okuyan Babacan, kararda, kamu yöneticisinin, bürokratın terör suçuyla itham edilemeyeceği anlatıldıktan sonra, işlendiği iddia edilen suçun görev suçu kapsamında kaldığı tespitinin yapıldığını öne sürdü. Babacan, kendisinin de örgüt kontenjanından Yargıtay'a üye seçilmek ve etki altında kalarak karar vermekle suçlandığını ifade ederek, 'Bu isnatlar görev suçu kapsamındadır. Konumum İlker Başbuğ ile aynıdır. Anayasa Mahkemesinde yargılanmam gerekir.' iddiasında bulundu.
ByLock'a 41 giriş
Birilerinin kendisine referans olmasıyla değil, kendi gücüyle Yargıtaya üye seçildiğini ileri süren Babacan, aleyhine verilen ifadelerde geçen YARSAV üyesi olduğu, evinde örgüt toplantıları yapıldığı, himmet topladığı yönündeki beyanları reddetti.
Mahkeme Başkanı Burhan Karaloğlu, sanığa Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan gelen örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullanımına ilişkin yazıyı okudu.
Karaloğlu, buna göre sanığın ByLock'a farklı tarihlerde 41 kez giriş yaptığının, diğer kullanıcılar tarafından 'H.Babacan', '18.Hank' olarak kaydedildiğinin tespit edildiğini bildirdi.
Sanık Babacan ise ByLock'u kesinlikle kullanmadığını ileri sürdü. Babacan, 'Telefon zaman zaman odamızda unutup evimize gidiyorduk. Müzakerede olduğumuz zamanlarda da odamızda ya da müdürün yanında şarjda duruyordu. O arada yüklenmiş olabilir.' savunmasını yaptı.
Mahkeme, sanığın tahliye talebini reddederek, tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Sanık hakkında ifade veren eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik ve eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal'ın tanık olarak dinlenmesine karar verilirken, duruşma 16 Ocak 2018'e bırakıldı.
DİĞER DAVALAR
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ndeki duruşmalarda, öğleden sonra eski Yargıtay Üyesi Ahmet Kütük'ün yargılaması yapılacak.
Yargıtaydan 140, Danıştaydan 48 üyenin yanı sıra haklarında hazırlanan fezlekeler Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen eski HSYK üyeleri Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, Şaban Işık, Mahmut Şen ve Ahmet Berberoğlu ile Anayasa Mahkemesinin iki üyesi Alparslan Altan ve Erdal Tercan da Yargıtay 9. Ceza Dairesinde hakim karşısına çıkacak.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
(02 Aralık 2017, 18:29)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: