Tam
EskidenYeniye
 

Kara Kuvvetleri darbe davası

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki (KKK) eylemlere ilişkin 150 kişinin yargılandığı davada sanık savunmalarının alınmasına devam edildi.

Önceki haber title=Sonraki haber

26.11.2017 11:41 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki (KKK) eylemlere ilişkin 150 kişinin yargılandığı davada sanık savunmalarının alınmasına devam edildi.

20.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.

UĞUR BAHTİYAR

Duruşmada olay günü Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Daire Başkanlığında görev eski binbaşı Uğur Bahtiyar savunma yaptı.

Uzun yıllar terörle mücadele operasyonlarında görev yaptığını anlatan Bahtiyar, meslek hayatı boyunca yasa dışı herhangi yasa dışı bir eylemde bulunmadığını ve haksız yere tutuklandığını iddia etti.

Bahtiyar, darbe girişiminin yaşandığı gece, evinde bulunduğu sırada saat 21.00'de kim olduğunu hatırlamadığı, karargahta görevli bir kişiden telefon geldiğini ileri sürerek, telefondaki kişinin "tatbikat" olacağı ve kamuflajlı olarak mesaiye gelmesini emrettiğini savundu.

Karargaha girdiğinde 2 No'lu nizamiyede 15-20 kişilik kamuflajlı farklı rütbelerde askerler gördüğünü ve aralarında tatbikat olduğunu konuştuklarını ifade eden Bahtiyar, tayin subayı olmasından dolayı tatbikat ve alarm verilmesiyle alakası olmadığını düşündüğünü ve odasına gittiğini bildirdi.

Bahtiyar, gecenin ilerleyen saatlerinde darbe girişimini öğrendiğini savunarak, o gece kışlada yaşananlara ilişkin şunları anlattı:

"Saat 01.00 sıralarında darbe olduğu söylentilerini duydum ancak benim bulunduğum bölgede darbeye yönelik hiçbir faaliyet görmedim. Daha sonra otopark ve nizamiye bölgesine geçtim. Otoparkta beklediğim esnada nizamiyenin önünde tanımadığım, rütbesinin albay olabileceğini düşündüğüm birisi orada bulunan herkese seslenerek 'Herkes çevre emniyetini alsın, toplu bir şekilde durmayın.' dedi. Ben de bunun üzerine 2 No'lu nizamiyenin yanında bulunan nöbetçi kulübesine gittim. Eylemin terör saldırısı veya tatbikat olmadığını darbe girişimi olduğunu öğrendim. Bunun üzerine kışladan çıkmayı düşündüm ancak çıkışların yasak olduğunu öğrenince çıkmaktan vazgeçtim. Ortalık çok karışıktı. Dışarıdan çatışma sesleri geliyordu. Sabah silah sesleri kesilince evime gittim."

Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın olay günü sanığın arabasında bulunan "balyoz"u aracında ne amaçla bulundurduğunu sorması üzerine Bahtiyar, "Arabamda bulunan balyoz değil çekiçtir. Evdeki hasarlı parkeleri düzeltmek için aldım. Arabamda çekiçten başka malzemelerde vardı ancak tutanağa geçirilmemiş." diye yanıt verdi.

Bahtiyar, FETÖ ile herhangi bir bağı olmadığını, çocuklarını bu örgütün okullarına göndermediğini, örgütün bankasında hesabı olmadığını ileri sürerek, tahliye talebinde bulundu.

MUSTAFA TEZCAN

Sanık eski yüzbaşı Mustafa Tezcan da olay günü evinde dinlenirken televizyonda gördüğü terör saldırısı haberleri üzerine görev yerine gittiğini, karargahta kanun ve yönetmelikler dışında herhangi bir eylemi olmadığını, kimseye karşı cebir ve şiddet kullanmadığını savundu.

Tezcan, saat 22.30- 23.00 sıralarında televizyonu açtığında İstanbul Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından emniyet gerekçesiyle kapatıldığını görünce terör örgütü DEAŞ veya PKK tarafından bir eylem olabileceğini düşünerek karargaha gittiğini anlattı.

Birliğe gidene kadar darbe girişimiyle ilgili bilgisi olmadığını savunan Tezcan, "Kara Kuvvetlerinin içine girdikten sonra bahçede benim gibi mesaiye gelen binbaşı İsmail Ayyıldız'ı gördüm. Kendisine ne olduğunu sorduğumda bana 'Terör eylemi olabilir.' dedi. Kendisinin de bu maksatla geldiğini söyledi. Birlikte onun odasına gittik. Daha sonra nizamiyede emniyeti sağlamak için silah dağıtıldığını öğrendik. Birlikte 2 No'lu nizamiyeye silah almak üzere gittik. Bizlere de çevre emniyeti olarak dışarı çıkmadan duvarlar arkasında bahçe içerisinde görev almamızı söyledi." ifadelerini kullandı.

Bulunduğu yerde herhangi bir hareketlilik olmadığı için sabaha kadar oturup beklediğini öne süren Tezcan, darbe girişimine katılmadığını ve FETÖ üyesi olmadığını beyan ederek tahliye talebinde bulundu.

Duruşmaya öğle arası verildi.

21.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.

EKREM GÜNEŞ

Duruşmaya, sanık eski mühendis binbaşı Ekrem Güneş'in savunmasıyla başlandı.

Güneş, darbe girişiminin yaşandığı gün bitirmesi gerektiği projeleri olduğundan mesaiye kaldığını, gece boyunca 9 Eylül Toplantı Salonu'nda beklediğini ileri sürdü.

Gecenin ilerleyen saatlerinde dışardan gelen seslerden bir terör saldırısı olduğunu değerlendirdiğini ifade eden Güneş, koridora çıktığında ismini bilmediği bir albayla karşılaştığını kaydetti. Güneş, albayın kendisine "Herkes kamuflajını giydi, sen niye giymedin?" demesi üzerine beklediği salona dönüp üstünü değiştirdiğini savundu.

Bulunduğu yerde televizyon olmadığı ve telefonunu arabada bıraktığından darbe girişiminden haberdar olmadığını iddia eden Güneş, "Pencereden dışarı baktığımda yapılan faaliyetin ne olduğuna anlam veremedim. O saate kadar odamda beklememin sebebi dışarıdaki hareketlilikten dolayı korktuğum içindir. Kışlayı daha güvenli gördüm. Bu yüzden kışlayı terk etmek için herhangi bir çaba içerisine girmedim." diye konuştu.

Kışlanın içerisinde beklediği süre boyunca amirlerine ulaşmaya çalıştığını öne süren Güneş, 7 No'lu nizamiye gittiğini, orada bulunanlara "Burada ne bekliyorsunuz?" diye sorduğunu, bekleyenlerin de kışla güvenliğini sağladıklarını söylediklerini anlattı.

Güneş, kışlada o gece yaşadıklarına ilişkin şu bilgeleri verdi:

"Nizamiyedekiler bana görevimi sordular. Ben de herhangi bir görevim olmadığını söyledim. Bunun üzerine orada bulunan albay 'Şu askerlerin bulunduğu yere git, onların başında bulun.' diyerek beni revirin önüne gönderdi. Ben de orada yaklaşık 30 dakika kadar oradaki askerlerin başında durdum. Bu süre zarfında üzerimde silah yoktu. Cep telefonum da otoparktaki arabada bulunuyordu."

Güneş, sabah saatlerinde arabasında bıraktığı cep telefonuna bakınca Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir örgütün darbe girişiminde bulunduğunu öğrendiğini ve sonrasında kışlayı terk edip evine gittiğini ileri sürdü.

Sanık Güneş, müşteki avukatlarının sorularına ise cevap vermedi.

FETÖ üyesi olmadığını, ailesi ve kendisinin örgütün hiçbir kurum ya da kuruluşunda bulunmadığını iddiasını dile getiren Güneş, tahliye talebinde bulundu.

Duruşmaya öğle arası verildi.

FİKRET YAĞMUR YAVUZ

Duruşmada darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliğinde görev yapan eski kurmay binbaşı Fikret Yağmur Yavuz savunma yaptı.

Yavuz, darbe girişiminden bir hafta önce senelik izne ayrıldığını birim amiri Genel Sekreter Albay Uğur Karaca'nın iznini sonlandırmasını istemesi üzerine 15 Temmuz'da görev yerine gittiğini öne sürdü.

Karargaha gittiğinde firari eski tuğgeneral Ali Kalyoncu ve Karaca'nın hararetli bir şekilde konuştuklarına şahit olduğunu belirten Yavuz, "Birbirimizi görmüyorduk ama Ali Kalyoncu Uğur albaya sinirle 'Bana bir kişi lazım.' dedi. Uğur albay da 'İzinden dönecek bir tek Fikret var.' dedi. Bu konuşma üzerine benden bahsedilince bende içeriye girdim, izinden geldiğimi söyledim Uğur bana 'Hoş geldin izin nasıl geçti?' dedi. Daha sonra Ali Paşa ile beraber hareket etmem gerektiğini söyledi." diye konuştu.

Yavuz, darbe girişimi gecesi Kara Kuvvetleri Komutanlığında yaşananlara ilişkin şunları söyledi:

"Akşam saatlerin de Uğur Karaca beni çağırarak DEAŞ'ın karargahlara saldıracağını söyledi. 'Tedbir alacağız. Genel Sekreterlikteki personele telefonla haber ver, buraya gelsinler.' dedi, Ben de özellikle kimi çağıracağımı sordum. O da 'Sivil memurlara gerek yok, diğerlerine haber ver gelsinler.' dedi. Saat 20.30 sıralarında özel kuvvet birliklerinin giyindiği kıyafeti giyen ve silahlı iki kişi gelerek adli müşavirin odasında Genel Kurmay'dan gelen hakim albayı gözaltına alarak ellerini arkadan bantlayarak götürdüler.

Bu olay üzerine albay Uğur Karaca'ya makam katında bulunan telefondan haber vermek ve ne olduğunu öğrenmek için gittiğimde, özel kalem müdürünün odasında özel kalem müdürü albay Nuh Altınsoy vardı. Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın emir astsubayını elleri bağlı ve koltuğa oturtulmuş vaziyette gördüm. Özel kuvvetler kıyafeti giymiş bir iki kişi ile birlikte Nuh Altınsoy'un Çolak'ın koruma ekibinde olan bir personeli gözaltına almaya çalıştıklarını gördüm."

İlerleyen saatlerde firari sanık eski Tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun karargahtan çıkmak için emir verdiğini ileri süren Yavuz, "Yanıma geldiğinde telefonla konuşuyordu. Çok gergin ve sinirliydi. Yaptığı konuşmalarda 28. Mekanize Tugayındaki rütbeli personel ile konuştuğunu anladım. Onlara 'Çıktılar mı? Hemen çıksınlar.' gibi talimatlar veriyordu, resmi makam aracını istemedi. Şoförü sivil makam aracını getirdi. Önde Ali Kalyoncu'nun aracı arkada bizim araç karargahtan hareket ettik. Yarım saat sonra 28. Mekanize Piyade Tugayına vardık." dedi.

Yavuz, darbe girişimi gecesi Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahında yaşadıklarını eksiksiz anlattığını belirterek, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlerine ilişkin başka mahkemede yargılandığından savunmasını tamamladığını söyledi.

FETÖ üyesi olmadığını, emir komuta sistemi içerisinde hareket ettiğini savunan Yavuz, tahliye talebinde bulundu.

YASİN ÇAKIR

Sanık eski yüzbaşı Yasin Çakır da yıllık izinde olmasına rağmen sicil amiri tarafından göreve çağrıldığını ve askeri teamüller gereği emri sorgulamayıp karargaha gitmek durumunda kaldığını ifade etti.

Ankara'ya geldiği sırada iş yerinden tanıdığı binbaşı Fatih Sarıkır'ın aradığını ve acil karargaha gelmesini istediğini öne süren Çakır, "Telefonda bana 'Tabancanı al, kamuflajını giyin ve işe öyle gel.' dedi. Ben de kendisine "Şube müdürüm Erkan albayın haberi var mı?' diye sordum. O da bana 'Haberi var. Geldiğinde nizamiyede görürsün.' dedi." ifadelerini kullandı.

Çakır, saat 22.30 sıralarında nizamiyeden askeri kimliğini göstererek karargaha geldiğini, şube müdürü albay Erkan Erol'un yanına gittiğini, kendisinin de ona otopark bölgesinde beklemesi gerektiğini, bir şey olursa ulaşacağını söylediğini aktardı.

Otoparkta beklediği sırada cep telefonunun internetinden Boğaziçi Köprüsü'nün kapatıldığını ve küçük bir grubun kalkışma içinde olduğu haberlerini öğrendiğini ileri süren Çakır, sabah 07.30 sıralarına kadar bulunduğu bölgeyi terk etmediğini ve silah kullanmadığını savundu.

Saat 08.00 sıralarında tanımadığı bir binbaşının yanına gelerek "Albay Erkan Erol seni destek kıtaları bölgesinde görevlendirdi." demesi üzerine otoparktan ayrıldığını iddia eden Çakır, "Birkaç uzman çavuşla birlikte destek kıtalarına gittik. Nöbetçi heyetiyle görüştük, onlarla birkaç saat bekledik. Saat 09.00 sıralarında yeni nöbetçi heyetinin gelmesi üzerine oradan ayrıldık ve herkes evlerine dağıldı." ifadelerini kullandı.

Darbe girişimi sırasında hiçbir yasa dışı eyleme katılmadığını FETÖ ile hiçbir bağlantısı olmadığını savunan Çakır, tahliyesini istedi.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

22.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.

VEYİS ŞAHİN

Duruşmada savunma yapan Tayin Daire Başkanlığı Özlük Şubesi'nde görevli sanık eski yüzbaşı Veyis Şahin, 15 Temmuz'da normal mesai sonrası evine gitmek üzere amiri olan albay Erkan Erol'dan izin istediğini söyledi.

Erol'un, çıkmasına izin verdiğini ancak 21.30'da kamuflajlı olarak mesaiye gelmesini emrettiğini iddia eden Şahin, "Neden?" diye sorduğunda ise sinirli bir şekilde "Sen gel." dediğini öne sürdü.

Şahin, 19.00 gibi çıkıp evine gittiğini ve 21.45 gibi hazırlanıp birliğe döndüğünü ifade ederek, 21.57'de arabasını park edip 2 No'lu nizamiyeden giriş yapmak istediğinde giriş kapısında bilmediği kişiler olduğunu, terör eylemi gibi şeylerden bahsedildiğini ve bazılarının silahlarıyla girdiğini aktardı.

Bunun üzerine aracına dönüp koltuğun altına sakladığı tabancasını aldığını belirten Şahin, kışlaya giriş yaptıktan sonra amiri olan Erol albayı yine 2 No'lu nizamiye bölgesinde bulduğunu ve emrini sorduğunu dile getirdi.

Şahin, Erol'un da terör eyleminden bahsedildiğini, Genelkurmay Başkanlığında çatışma çıktığını ve kuvvet komutanlığının da emniyetinin alınması gerektiğini belirttiğini ifade ederek, kendisine de gitmesinin söylediğini öne sürdü.

Bunun üzerine 2 No'lu nizamiye bölgesinde kaldığını ve bir ara nizamiye binası içindeki lavaboya giderken açık televizyonda saat 00.30-01.00 civarında darbe girişiminden bahsedildiğini duyduğunu anlatan Şahin, ancak Kara Kuvvetleri Komutanlığında bunu destekleyecek bir faaliyet görmediğini savundu.

Şahin, tedirgin olup eve gitmek istediğini ancak 2 No'lu nizamiyeden çıkamadığını, bunun üzerine arabasına gidip telefonunu aldıktan sonra ailesini arayıp konuştuğunu söyledi.

Veysi Şahin, "2 No'lu nizamiye bölgesindeki ağaçlık alanda bekleyerek kendi güvenliğimi almaya karar verdim. Ağacın altında oturarak beklemeye başladım. Zaten şahsıma bir görev de verilmedi. Sabaha kadar ağaç altında bekledim. Saat 11.00 civarı da evime gittim." dedi.

Olaylardan 20 gün sonra gözaltına alındığını belirten Şahin, konusu suç teşkil eden bir eylem içinde yer almadığını, kimseye ateş etmediğini savunarak tahliyesini istedi.

EMRAH ÇELEBİ

Tesadüfen olayların içinde kalmış

Sanık eski üsteğmen Emrah Çelebi de hayatının hiçbir safhasında FETÖ ile bir bağının olmadığını iddia etti.

15 Temmuz'da, daha önceden belirlenen olağan nöbetine saat 17.00 gibi başladığını anlatan Çelebi, Destek Kıtaları Komutanlığı nöbetçisi olduğunu belirtti.

Olayların içinde tesadüfen kaldığını öne süren Çelebi, saat 20.30 gibi kantine gittiğini ve bu sırada 20 kadar rütbeli personel gördüğünü savundu.

Çelebi, birine ne olduğunu sorduğunu ve tatbikat yapıldığı, herkesin iştirak edeceği cevabını aldığını iddia ederek, tatbikat varsa nöbetçi olarak kendisini de ilgilendirdiği için grubu takip ettiğini bildirdi.

Grubun peşinden 3 No'lu nizamiyeye gittiğini, durumu çözmek niyetiyle de burada kaldığını savunan Çelebi, ilerleyen zamanda buradaki personele silah dağıtıldığını ifade etti.

Çelebi, mahkeme başkanının silahı kimin emriyle ve nereden aldığını sorması üzerine, nizamiyede yüzbaşı Fatih Özden'in "Silah alınacakmış." dediğini, bunun üzerine "doldur-boşalt" istasyonundan silah aldıklarını söyledi.

Doldur-boşalt istasyonunun silahlık olmadığının belirtilmesi üzerine de Çelebi, silahlık olmadığını ancak orada silah olduğunu ve kendisinin de aldığını öne sürdü.

Çelebi, Genelkurmay tarafından saat 01.30 civarında silah sesleri duyması üzerine bir binbaşıya bunu sorduğunu, onun da Genelkurmaya terör saldırısı olduğunu ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına da olabileceğini, o yüzden güvenlik tedbiri alındığını söylediğini iddia etti. Televizyonda da küçük bir grubun kalkışması olduğu şeklindeki haberi izlediğini ileri süren Çelebi, silahını hep emniyette bulundurduğunu belirtti.

Gördüğü kişileri "birisi" olarak nitelendiren Çelebi'ye, bu kişilerin kim olduğunun sorulması üzerine "Tanımıyorum." cevabını verdi.

Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın "Asker adamsınız, 'gördüğümü hatırlamıyorum, birisi gidin alın dedi, gittik aldık'. Hep o birisi. O birisini bulsak zaten çözeceğiz de birisini bulamıyoruz. Sürekli olarak 'Karanlıkta kim olduğunu göremedim.' diyorsun. Televizyon seyrettiğin yer karanlık olur mu? Dalga mı geçiyorsun bizle." diyerek Çelebi'ye tepki gösterdi.

Savunmasına devam eden Çelebi, nöbetçi odasında beklerken saat 07.00 gibi dışarı çıktığını, helikopter ve uçak sesleri kesildiği için Destek Kıtaları Komutanlığına geçtiğini söyledi. Çelebi, burada, kantine giderken bıraktığı telefonunu incelediğini, çok kişinin aradığını gördüğünü anlattı.

Nöbet süresi de dolunca elindeki silahı güvenlik kontrol merkezindeki askerleri bırakıp evine gittiğini ifade eden Çelebi, yaşadıklarını amirine bildirdiğini, sonra da dinleneceğini söylediğini aktardı.

Çelebi, 16.00 sıralarında telefonla aranıp birliğe çağrıldığını, sayım ve kontrol yaptıktan sonra saat 23.00 gibi eve geldiğini dile getirerek, gözaltına alınana kadar 10 gün boyunca mesaisine devam ettiğini kaydetti.

Suç teşkil edecek bir faaliyet yapmadığını ve fırsatı da olmasına rağmen suç işlemediği için kaçmadığını savunan Çelebi, tahliyesini talep etti.

Mahkeme Başkanı Murat İlhan, Çelebi'nin savunmasını tamamlamasının ardından sanıkları uyararak, herkesin Silahlı Kuvvetlerin şerefli üniformasını giydiğini söyleyerek övündüğünü belirterek, "Her ne olursa olsun doğruları bilip anlatmayan herkes şu anda masum olan ve masumluğunu ispatlayamayan silah arkadaşının vebaline ortaktır. Kimse bunu savcılara, mahkemeye, emniyete yüklemesin. Herkese serbest şekilde konuşması için zaman tanıyoruz. Doğruları bilip de söylemeyen, masumların vebaline ortaktır. Bunu bilerek hareket edin ve ona göre doğruları söyleyin." ifadelerini kullandı.

ERKAN ŞAHİN

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski Üsteğmen Erkan Şahin, mesai bitimi eve gittiğini ancak hafta sonu Yüzbaşı Kürşat Karabulut ve Teğmen Alaaddin Çetin ile Amasra'ya gitmek için aldığı garnizon terk belgesini unuttuğunu fark ettiğini söyledi.

Şahin, 20.00 civarında odasında bıraktığı garnizon terk belgesini almak için birliğe geldiğini, bu sırada biraz da evraklarla ilgilendiğini iddia ederek, saat 22.00 civarında Albay Yüksel Ordu'nun arayıp çay içme teklifinde bulunduğunu öne sürdü.

Ordu'nun çay içmek için çağırdığı Güvenlik Kontrol Merkezine (GKM) gitmek üzere odasından çıktığında tanımadığı ve rütbesi yarbay olan birinin kendisini durdurup "Çıkışlar yasak." dediğini ancak Yüksel Ordu'nun çağırdığını söylemesi sonrası izin verdiğini ifade etti.

GKM'deki personele Yüksel Albayı sorduğunu, onların da "Şimdi çıktı." cevabı üzerine dönüp biraz ona bakındığını belirten Şahin, herkesin kamuflaj giyindiğini görmesi üzerine odasına gidip safari kıyafetini çıkardığını ve kamuflaj giydiğini öne sürdü.

Şahin, kamuflajlı şekilde GKM'ye yöneldiği sırada uçak seslerini duyduğunu ve olağanüstü bir durum olduğunu düşünerek eve gitmeye karar verdiğini savunarak, 22.00 civarında 2 nolu nizamiye yakınında bulunan bir grup rütbelinin, "Hayrola, çıkışlar yasak." dediğini, tanımadığı bu kişilerin söylemi sonrası geri döndüğünü iddia etti.

ALAADDİN ÇETİN

Yüksel Ordu'ya bakmak üzere tekrar GKM'ye gittiğini, aynı kişilerin kapıyı açıp kendini içeri davet ettiklerini ifade eden Çetin, bir süre beklemesiden sonra Ordu'nun da geldiğini anlattı. Çetin, Ordu ile çay içerken uçakların uçmaya devam ettiğini ve televizyonda "köprü kapatıldı" haberleri sonrası Yüksel Ordu'nun, dışarı bakmak üzere çıktığını öne sürdü.

Yüksel Ordu çıktıktan sonra televizyondan kalkışma açıklamasını personelle izlediklerini anlatan Çetin, bu sırada Genelkurmayı gören kameralardan, helikopterden ateş açıldığının görüldüğünü söyledi.

Çetin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahına da saldırı olabileceğini düşündüğünden sığınak olarak çalıştığı Bilgi Sistem Dairesinde durmanın daha iyi olacağını düşünüp buradaki odasına gittiğini ileri sürdü.

Nöbetçi olan Binbaşı Altuğ Kayışoğlu'nun da burada bulunduğunu ve darbe karşıtı sözler söylediğini ifade eden Çetin, bir ara onunla sigara içtiğini, daha sonra odasına döndüğünü savundu.

Çetin, bir süre uyuduğunu ve sabah 05.00 civarında nöbetçi Astsubay Bahri Bayrak'ın uyandırıp çıkışların serbest olabileceğini söylemesi üzerine nizamiyeden çıktığını söyledi.

Eve gidip cumartesi gününü ailesiyle geçirdiğini bildiren Çetin, pazar günü mesaiye çağrıldığını, mesai bitiminde ise gözaltına alındığını belirtti.

Çetin, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullandığı iddiasını ise kabul etmedi.

RAMAZAN BİNGÖL

Kamelya yaparken, darbe faaliyetleri içinde kalmış

Destek Kıtaları Komutanlığı Bakım Bölüğünde görevli sanık eski Teğmen Ramazan Bingöl ise kamelya yapmak için çalıştıklarını, geç saate kadar durduktan sonra eve gitmek üzere bir şeyler almak için kantin bölgesine gittiğinde, nizamiyelerin kapatılmış olduğunu gördüğünü söyledi.

Bingöl, 20.30 civarı 2 nolu nizamiye yakınında Muhsin astsubayla görüştüğü sırada Albay Hasan Yılmaz'ın çağırdığını ve "Saldırı var. Giriş çıkışlar yasak. Genelkurmaya da saldırı var. Acil müdahale mangası (AMM) nerede?" diye sorduğunu dile getirdi.

Nizamiyeler de kapalı olduğu için olağan dışı bir durum olduğunu fark ettiğini, albayın da "Terör saldırısı var." demesi üzerine manga personelinin bulunduğu yere gittiğini anlatan Bingöl, burada Uzman Çavuş Süleyman İmece ile görüşüp bir albayın kendilerini aşağı götürmesini emrettiğini bildirdi.

Bingöl, bu sırada telsizden Destek Kıtaları Komutanının koduyla personelin içtima alanında toplanması yönünde anonslar geçtiğini, kendisinin de 3-4 sefer bu anonsa karşılık erdem 21 koduyla konuştuğunu ancak cevap alamadığını iddia etti.

Daha sonra Süleyman İmece ve AMM personeliyle Hasan Yılmaz'ın yanına gittiğini, bu sırada onun yanında da Albay Yusuf Yiğit olduğunu belirten Bingöl, Yılmaz'a, "Komutanım mangayla geldik." dediğini anlattı. Hasan Yılmaz'ın da doldur-boşalt istasyonuna gidip mühimmat alma emri verdiğini ifade eden Bingöl, manganın mühimmat aldığını bildirdi.

Bingöl, bu sırada Hasan Albayın bir askerin hücum yeleği, kompozit başlık ve silahını alıp yanındaki Muttalip Şahin başçavuşa verdiğini ancak ona ne emir verdiğini bilmediğini savundu.

Mühimmat deposunun kilidini kırın emri vermiş

Bu sırada destek kıtaları personelinin de içtima alanında toplandığını belirten Bingöl, Hasan Yılmaz'ın mühimmat deposunu açmalarını emrettiğini, bunun üzerine bir süre anahtar aradığını ancak bulamadığını söyledi.

Bingöl, depo sorumlusunu bulamadığını ve anahtarın olmadığını birkaç kez Yılmaz'a söylediğini, onun da bu sırada karargah personeline "Gidin deponun kilidini kırın" diye emir verdiğini bildirdi.

Bu personelin balyoz da kullanarak kapıyı kırmaya çalıştığını anlatan Bingöl, onlar başaramayınca Hasan Yılmaz'ın bakım bölüğünden spiral makine istediğini, bir askerin de spiral kullanan askeri ve makineyi alıp geldiğini bildirdi.

Bingöl, kapı açılmaya çalışılırken bir askerin Hasan Yılmaz'ın yanına gelip bir şeyler verdiğini, asker giderken ne olduğunu sorduğunda da mühimmat deposunun anahtarları olduğunu söylediğini aktardı.

Deponun anahtarla açıldığını anlatan Bingöl, kendisinin de askerle spiral makinesini götürdüğünü ifade etti.

Bingöl, tekrar birliğe gelirken Hasan Yılmaz'ın telefonla konuştuğunu ve bu sırada yanına bir minibüs geldiğini, onun da "Rütbeli personel gelsin" diye bağırdığını bildirdi. Rütbeli personel olarak kendisinin bulunduğunu belirten Bingöl, yanına gittiğinde Yılmaz'ın "Araca bin, Harp Okuluna git" diye emir verdiğini dile getirdi.

Yılmaz'ın, "Niye?" diye sorduğunda "Sen git, onlar biliyor." dediğini öne süren Bingöl, okula gittiğinde kapalı nizamiyeden zor girdiklerini, burada isimlik ve sınıf işareti olmayan üsteğmenin aracın arka kapısını açıp iki mühimmat kutusu indirdiğini kaydetti. Bu kutulardan haberdar olmadığını öne süren Bingöl, çıkış yapıp kuvvete dönmek istediğinde de bu kez çıkış için izin verilmediğini öne sürdü.

Bingöl, bunun üzerine başka bir nizamiyeden çıkış yapıp kuvvete gittiklerini belirterek, döndüğünde Hasan Yılmaz'ın aracın önüne geldiğini ifade etti. Bu kez AMM'yi yukarı çıkarma emri verdiğini, beraber çıktıkları Uzman Çavuş Süleyman İmece'nin ne olduğunu sorduğunu, kendisinin de "Vallahi bilmiyorum." diyerek cevap verdiğini ileri sürdü.

Bunun üzerine İmece'nin, bölük komutanı ile görüştüğünü ve polis gelirse kesinlikle karşılık vermemelerini söylediğini belirten Bingöl, böyle bir şeyin zaten olmayacağını belirterek komuta katı tarafına gittiklerini bildirdi.

Darbeyi odasındaki televizyondan öğrenmiş

Bingöl, Süleyman İmece'nin darbe girişiminden kesinlikle haberdar olmadığını da belirterek, gittikleri yerde gördükleri ve sonradan isminin Ali Kahya olduğunu öğrendiği bir binbaşının kim olduklarını sorduğunu, Hasan Yılmaz'ın gönderdiğini söylemesinin ardından "Sen git, işin yok burada" dediğini ve oradan ayrıldığını savundu.

Odasına gittiğini ve 00.30-01.00 civarında televizyondan Cumhurbaşkanın açıklamalarını izlediğini, bu dakikadan sonra odasında sabaha kadar beklediğini belirten Bingöl, nöbet tutan iki askeri de odaya aldığını ifade etti.

"Faaliyetlerin darbeye destek mahiyetinde olduğunu anladım"

Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın, televizyondan darbeyi öğrendiği ana kadar yaptığı faaliyetleri darbe faaliyetleri olarak düşünüp düşünmediğini sorması üzerine Bingöl, "O zamana kadar hep terör saldırısına yönelik olduğunu düşündüm. O andan sonra, savunma yapan diğer sanıklar bunu anlamadıklarını söylese de ben karargahta yapılan faaliyetlerin darbeye destek mahiyetinde olduğunu algıladım." dedi.

Bingöl, o andan sonra odasında sabaha kadar beklediğini, sabah olduğunda Astsubay Cengiz Barbaros'un geldiğini, ona ne olduğunu sorduğunda da "Bir şey bilmiyorum." cevabını aldığını iddia etti.

Nizamiyeden çıkmak için üstünü değiştirdiğini ve 2 nolu kapıya gittiğini anlatan Bingöl, kapıda bulunan Hasan Yılmaz'ın buna izin vermediğini, bunun üzerine 3 nolu nizamiye gittiğini ve 08.00 gibi çıkıp evine gidebildiğini söyledi.

Bingöl, birliğe geldiğinde yaşadıklarını anlatamadığını, 18 Temmuz'da birliğe girmek istediğinde giriş kartının iptal edilip gözaltına alındığını ifade etti.

FETÖ/PDY ile bir bağı bulunmadığını da savunan Bingöl, beraatini ve tahliyesini talep etti.

ÜSTÇAVUŞ M.S.A.

"Yıllık izinlerin iptal edildiği söylendi"

Tutuksuz sanık Astsubay Üstçavuş M.S.A. ise 15 Temmuz'da yıllık izinde Bursa'da ailesinin yanında olduğunu, öğlen saatlerinde İdari İşler Subayı Mehmet Burak Demir'in telefon ederek, yıllık izinlerin iptal edildiğini söylediğini bildirdi.

Çanakkale şehitliğini ziyaret etmeyi planladığı için aracını bakım yapılmak üzere servise bıraktığını belirten M.S.A. aracıyla ilgili işlemlerin bitmesinin ardından saat 17.00'de yola çıktığını ve saat 21.50 sıralarında kışlaya girdiğini söyledi.

Personel başkanlığında şube müdürü olarak görev yapan Albay Erkan Erol'un emriyle kamuflajlarını giydiğini anlatan M.S.A, önceki tarihlerde her şubeden belirlenmiş personelle Mamak'taki Eşref Akıncı kışlasına mukavemet kazandırma yürüyüşü yaptıklarını, o gece de benzer bir faaliyet yapılacağını düşündüğünü savundu.

Servisle Mamak'a gideceklerini düşündüğü için 7 numaralı kapıya gittiğini aktaran M.S.A, burada karşılaştığı kimsede silah ve mühimmat görmediğini ileri sürdü.

Bir süre sonra uçakların alçaktan uçmaya başladığını belirten M.S.A, neler olduğunu anlamaya çalıştığını, çevresindekilerin de bilmediğini söylemesi nedeniyle kenarda köşede göze batmadan durmaya dikkat ettiğini söyledi.

İlerleyen saatlerde karargah binasına eli bağlı rütbeli personelin getirildiğini ifade eden M.S.A, getirilenleri de getirenleri de tanımadığını, ne için ellerinin bağlandığını anlayamadığını savundu.

Dışarı çıkmak isteyen sivil giyimli iki rütbelinin, Albay Hüseyin Öztürk'ün dışarıda çatışma yaşandığını, içerinin daha güvenli olduğunu söylemesi üzerine geri döndüğünü, bu nedenle kendisinin de çıkamadığını öne süren M.S.A, sabaha karşı karargahtaki piste iki helikopter indiğini anlattı.

Kışladan çıkışların serbest olduğu duyurulana kadar 7 numaralı kapı bölgesinde zaman geçirdiğini anlatan M.S.A, saat 11.00 sıralarında çıkışların serbest olması nedeniyle üzerini değiştirip kışladan ayrıldığını bildirdi.

M.S.A, o gece şahsi tabancası dahil hiçbir silah, mühimmat almadığını, kimsenin kapıdan giriş çıkışına engel olmadığını, FETÖ ile bir bağının bulunmadığını savundu.

Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra görevine devam ettiğini ve geçen yıl kasım ayında Kara Havacılık Komutanlığına tayin edildiğini bildiren M.S.A, bu yıl ocak ayında katılış yaptığı birliğindeki görevine devam ettiğini belirtti.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

23.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.

MUTTALİP ŞAHİN

Savunması için huzura alınan eski astsubay Muttalip Şahin, KKK Tayin Daire Başkanlığında görevli olduğunu, 15 Temmuz akşamında binbaşı Hamza Akkaya'nın göreve çağırmasıyla kışlaya geldiğini söyledi.

Kışlaya girdikten sonra farklı rütbelerden askeri personeli gördüğünü ifade eden sanık Şahin, görev yerine gittiğinde izinde olan yarbay Murat Yüksel'in de sivil kıyafetle mesaiye geldiğini gördüğünü anlattı.

Yüksel'in yanına gittiğinde, kendisine eğitim elbisesini giymesi emrini verdiğini ve albay Hasan Yılmaz'ın yanına görevlendirildiğini dile getiren Şahin, bundan sonra Destek Kıtası'nda bulunan albay Yılmaz'ın yanına gittiğini beyan etti.

Yılmaz'ın kendisine, Ani Müdahale Mangası'nın (AMM) başına geçmesi emri üzerine buraya gittiğini, bir süre sonra Yılmaz'ın AMM'ye gelerek, "Genelkurmay'a saldırı var. Genelkurmay'a gideceksiniz." dediğini anlattı.

Şahin, bundan sonraki yaşananlar hakkında şunları söyledi:

"Hasan albay, bizzat personele mühimmat dağıttı, sonra bana dönerek 'Senin niye silahın yok' dedi. Bizzat bir askerin çelik yeleğini çıkararak bana giydirdi, tüfeğini alarak bana verdi. Ben ise net bir emir almadığım için 'Ne yapacağız' diye sordum. O da 'Sıkıntı yapma, sen oraya gidince seni karşılayacaklar. Hadi dikkatli olun' dedi ve gönderdi. Genelkurmay'a gittiğimde çok sayıda ambulans ve polis özel harekat ekibi vardı. Polislerin başındaki amir durmamızı istedi. Aracın camını açtık. 'Terör saldırısı varmış, bizi takviye için gönderdiler' dedim. O bana 'Öyle bir şey yok, giriş yasak' dedi. Bu esnada uçaklar uçmaya başladı. Şoföre geri gelmesini söyledim. Kavşaktan emniyetli şekilde dönerek KKK'ye geri döndük."

Birliğine geri döndükten sonra yaşanan gelişmelerin anormal olduğunu düşündüğünü, televizyonu açarak darbe girişimi olduğunu öğrendiğini ileri süren Şahin, saat 01.15'ten sonra amirlerine hasta olduğunu söyleyerek kışladan ayrıldığını, o gece kanunsuz bir işe karışmadığını savundu.

Darbe girişiminde bulunanlardan şikayetçi olduğunu beyan eden sanık Şahin, FETÖ ya da başka bir örgütle iltisakının bulunmadığını iddia ederek tahliye ve beraat talebinde bulundu.

ERMAN A.

Albaydan "kamera kayıtlarını yok et" emri

Savunma yapan tutuksuz sanık Erman A, 15 Temmuz akşamı mesai bitiminde evine gitmek üzere çıkacağı sırada bir programda hata olduğu için yüzbaşı Hüseyin B'nin mesaide kalmasını, program üzerinde çalışmalarını istediğini belirtti.

Programdaki hatayı kısa zamanda çözmeyeceklerini anlamasının ardından Hüseyin B. ve Ahmet A. ile kışladan çıkmak istediklerini ifade eden Erman A, nizamiyede bulunan binbaşı Fikri Pehlivanlı'nın "Şu an sıkıyönetim ilan edildi. Dışarı çıkamazsınız." diyerek çıkışlarına izin vermediğini savundu.

Daha sonra Pehlivanlı'nın kendilerini Güvenlik Kontrol Merkezi'ne götürdüğünü anlatan Erman A, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Albay Yüksel Ordu, bizden güvenlik kamera görüntülerini silmemizi istedi. Ahmet A. yüzbaşı, buna yetkimiz olmadığını söyledi. Ordu, biri ile telefonda konuştuktan sonra bize bir şifre verdi. Ahmet yüzbaşı hatalı şifre girerek kayıtları silmedi. Tekrar silmek için yetkimiz olmadığını söyledik. Bunun üzerine bizi görev yerimize gönderdi. İlerleyen zamanda albay Ordu tekrar bizi çağırdı. Fiziksel olarak kamera kayıtlarını yok etmemizi istedi ve oradan ayrıldı. Biz kayıtlara dokunmadan buradan ayrıldık. Yüzbaşı Hüseyin B'ye durumu anlattık ve sabah saat 10.00 sularında ayrılarak evimize gittik."

Darbecilerin verdiği emirleri uygulamadığını ve FETÖ üyesi olmadığını savunan tutuksuz sanık Erman A, mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.

HALİL İBRAHİM ÜÇGÜL

Savunma yapan eski astsubay Halil İbrahim Üçgül de suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi.

Duruşmaya, verilen öğle arasının ardından devam edilecek.

24.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.

VEDAT GÜNGÖR

Savunmasını yapan eski Üsteğmen Vedat Güngör, olay tarihinde Tayin Daire Başkanlığı'nda çalıştığını, rutin görevlerini tamamladıktan sonra evine gittiğini, komutanın mesaiye çağırmasıyla kışlaya geri döndüğünü anlattı.

Kışlaya saat 22.00 sıralarında telefonunu rutin olarak nizamiye görevlisine teslim ederek girdiğini savunan Güngör, "Orada tanıdığım eski Üsteğmen Ahmet Fazıl Işık, Yüzbaşı İsmail Aydın, Yüzbaşı Gökhan Karadağ, Albay Hasan Yılmaz ve tanımadığım 20-30 kişilik bir grup vardı. Orada terör saldırısı olabileceğini karargahın korunması gerektiği konuşuluyordu." dedi.

Darbe girişiminin yaşandığı gece, karargahta silah dağıtımı ya da silah alımı gibi bir durumla karşılaşmadığını öne süren Güngör, şöyle devam etti:

"Saat 04.00 sıralarında akşam nöbet dağıtımının yapıldığı yer olan 2 No'lu nizamiyenin önündeki bahçeye geri gittim. Akşam nöbet dağılımı yapan binbaşı oradaydı. Bana 'Askeri Mahkemenin oradaki nöbet kulübesine git orada nöbet tut' dedi. Ben de bunun üzerine oraya gittim. Orada Binbaşı Uğur Bahtiyar G3 piyade tüfeği ile nöbet tutmaktaydı. Ben kendine binbaşının beni değişim için gönderdiğini söyledim. Elindeki G3 piyade tüfeğini bana devretti. Ben de saat 08.00'e kadar nöbet tuttum. Kimseye ateş etmedim. Silahı hiç kullanmadım. Nöbeti devraldığım Binbaşı Uğur Bahtiyar geri gelip benden nöbeti devraldı."

Güngör, FETÖ ile bir bağı olmadığını, emir komuta zinciri içerisinde davrandığını savunarak tahliyesini talep etti.

KAZIM YANMAZ

Sanık eski Üsteğmen Kazım Yanmaz da Sosyolojik ve Psikolojik Araştırmalar Merkezi'nde görevli olduğunu, 15 Temmuz günü Kara Kuvvetleri Komutanlığı 23 No'lu kapıda nöbetçi subay olarak görev yaptığını anlattı. Yanmaz, sabah 09.00'da görev yerinde nöbetine başladığını, 18.30'da kapıdaki nöbetini tamamlayıp, odasında istirahate çekildiğini öne sürdü.

Daha sonra 7 No'lu kapıdaki askerleri kontrol ettikten sonra odasına gittiğini kaydeden Yanmaz, saat 21.00 sıralarında bir uzman çavuşun karargah dahili telefonundan kendisini arayıp, bütün nöbetçi heyetinin 7 numaralı kapıya toplanması talimatı verildiğini ve kendisinin de aşağıya inmesi emrini ilettiğini söyledi. Bu emri kimin verdiğini hatırlayamadığını iddia eden Yanmaz, "Biz odada toplandıktan sonra nöbetçi amiri Yarbay Hayrettin Dönmez bize, 'Olağan dışı bir durum var, ne olduğunu bilmiyorum, bizim nöbet vazifelerimizin sonlandığını söylüyorlar, ancak böyle söyleseler bile resmi olarak bizim nöbetimiz bitmedi' şeklinde bilgi verdi." ifadelerini kullandı.

Bu sırada karargaha kamuflajlı çok sayıda personelin girmesi üzerine kendisinin de kamuflajlarını giyerek odadan çıktığını belirten Yanmaz, şöyle devam etti:

"Nöbetçi Amiri konunun ne olduğunu öğrenemediğini ancak nöbetçi heyetinin 2 numaralı nizamiyeye gidilmesi talimatı verildiğini söyledi. Hep birlikte 2 numaralı nizamiyeye gittik. Nöbetçi heyeti olarak orada 8-10 kişilik bizim gibi gelen rütbeli personel duruyordu. Onlara ne olduğunu sorduğumuzda kendilerinin de bilgilerin olmadığını söylediler. Saat 22.00 sıralarında 2 numaralı nizamiyenin bekleme salonundaki televizyonu açtık, haberlerden İstanbul Boğaz Köprülerinin askerler tarafından kapatıldığını öğrendik. Haberleri izlediğimiz sırada alçaktan uçan askeri jet uçaklarının seslerini duyduk. Olağanüstü bir durum olduğunu anladık."

Sanık Astsubay Mehmet Burak Demir de Albay Erkan Erol'un şubedeki izinli astsubayları çağırmasını emrettiğini belirterek, mesaisini tamamladıktan sonra evine gittiğini söyledi. Yılmaz isimli bir binbaşının kendisini arayıp kamuflajlı ve silahlı şekilde kışlaya gelmesini isteğini aktaran Demir, karargaha gittiğinde otopark bölgesinde 15-20 kamuflajlı personel gördüğünü daha sonra odasına geçtiğini ifade etti.

Sabah saatlerine kadar darbe girişimine katkı sağlayacak bir eylemde bulunmadığını iddia eden Demir, tahliyesini istedi.

GÖKSEL SALI

Duruşmada savunma yapan sanık eski Astsubay Göksel Salı, isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Savunmasında hem psikolojik, hem fiziksel rahatsızlığı olduğunu ve terapi gördüğünü anlatan Salı, darbe girişiminin yaşandığı gün normal mesai sonrası evine gittiğini söyledi. Salı, 21.04'te kuvvet santralinden arandığını, "tatbikat olacak" denildiğini, arayan kişinin sesini tanıyamadığı Yarbay Murat Yüksel olduğunu değerlendirdiğini bildirdi.

Bunun üzerine birliğe giderek 2 No'lu nizamiyeden giriş yaptığını belirten Salı, Yarbay Yüksel'in odasında olduğunu, kendisinin de gidip kamuflaj giydiğini ifade etti. Salı, kıyafetini düzeltmek için koridordaki aynaya baktığı sırada arkasından sivil kıyafetli Astsubay Ali Özkan Yorgun'un geçtiğini gördüğünü belirterek, tam bu sırada koridora çıkan Yüksel'in kendilerine "Beni takip edin." dediğini ve emre uyduklarını bildirdi.

Salı, komuta katına gittiklerini ve kuvvet komutanı Özel Kalem Müdürü Albay Nuh Altunsoy'u gördüklerini, onun da Kara Kuvvetleri Komutanı emir Astsubayı Ayhan Çoban ve emir subay yardımcısı Yüzbaşı Ahmet Altuğ Erşan'ın odasına götürülmesini söylediğini kaydetti. Odadayken Ayhan Çoban'ın bir sandalyeye tekme atıp kırdığını anlatan Salı, odaya giren Albay Nuh Altunsoy'un, Çoban'ın yakasına yakışıp küfredip ittirdiğini, ardından da koli bandıyla bağlanılmasını emrettiğini aktardı.

Çoban ve Erşan'ın koli bandıyla bağlandığını ifade eden Salı, Albay Altunsoy'un, Çoban'ın ağzını da bantladığını kaydetti.

Salı, bu esnada uçakların uçtuğunu duyduğunu belirterek, bunu da terör saldırısı olarak değerlendirdiğini savundu.

Erşan'ın odada kaldığını anlatan Salı, Çoban ile sonradan Albay Altunsoy'un tabancasını alıp ellerini banlattırdığı, kuvvet komutanının koruma personeli Uzman Çavuş Yener Gürleyük'ün 2 No'lu nizamiyeye götürüldüğünü bildirdi.

Salı, Astsubay Şaban Dökmeci'nin de kontrol altına alınmış olduğunu sonradan gördüğünü iddia ederek, bu üç kişiyle beklerken, Altunsoy'un telefonla Astsubay Yorgun'a verdiği emir üzerine 7 No'lu nizamiye tarafında bulunan toplantı salonuna götürdüklerini belirtti. Salı, yürüdükleri sırada daha önce kontrol altına alınmış Astsubay Uğur Emre'nin de aynı salona alındığını dile getirdi.

Daha sonra odasında döndüğünü ve 01.00 civarında televizyondan darbe girişimine yönelik haberler ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını gördüğünü belirten Salı, 02.08'de de dışarıda dağıtılan yelek ve silahtan aldığını, bu sırada "darbecilere karşı emniyet tedbirlerinden" bahsedildiğini öne sürdü.

Salı, bir ağacın dibinde sabaha kadar dinlendiğini, sabah olduğunda ise evine gittiğini ifade ederek, 2 gün sonra gözaltına alındığını söyledi.

FETÖ/PDY ile bir bağının bulunmadığını savunan Salı, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

RAMAZAN BOZDAĞ

Dışarda yaşananlardan haberi olmadığını savundu

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Daire Başkanlığında görevli sanık eski Astsubay Ramazan Bozdağ da savunmasında suçlamaları kabul etmedi.

O gece birliğe amiri Binbaşı Muharrem Bayrakal'ın 22.00'de araması üzerine silahsız ve telefonsuz gittiğini ve kamuflajını giydiğini ifade eden Bozdağ, niye çağrıldıklarını sorduğu Bayrakal'ın, şube müdürü Sinan Şimşek'in gelmelerini söylediğini anlattı.

Bozdağ, odasının önünde Binbaşı Fikri Pehlivanlı ile karşılaştıklarını, onun da 7 No'lu nizamiyeye gitmelerini söylediğini belirterek, buraya giderken Yarbay Murat Yüksel'in çağırdığını söyledi.

Yüksel'in yanında Astsubay Hüsnü Göçmen ve Göksel Salı ile yanlarında birinin ağzı ve elleri, diğerinin de elleri bağlı 2 kişi bulunduğunu bildiren Bozdağ, yarbayın bu iki kişinin 2 No'lu nizamiyeye götürülmesini emretmesi üzerine söylenileni yaptığını ifade etti.

Bozdağ, bu iki kişiden birinin koruma Yener Gürleyük, diğerinin de Şaban Dökmeci olduğunu sonradan öğrendiğini, ayrıca nizamiyede de Astsubay Ayhan Çoban'ın derdest edilmiş halde bulunduğunu bildirdi.

Bu şahısları daha sonra 7 No'lu nizamiye bölgesindeki toplantı salonuna götürüp bıraktıklarını ifade eden Bozdağ, daha sonra 07.00'ye kadar bir ara silahlı şekilde otoparkta, sonra da Pehlivanlı'nın emri üzerine spor okuluna bakan nöbet kulübesinde 10.00' kadar beklediğini söyledi.

Bozdağ, kışlaya gelenlerin ayrıldığını görmesi üzerine silahı bırakıp, amirlerinin yanına gittiğini, çıkabileceği söylendiği vakit de evine gittiğini anlattı. Ramazan Bozdağ, 18 Temmuz'da birliğe girmek istediğini ancak kartıyla giriş yapamadığını, sonra da gözaltına alındığını ifade etti.

Kışlanın emniyet faaliyetinde bulunduğunu, dışarıda yaşananlardan haberinin olmadığını iddia eden Bozdağ, tahliyesini talep etti.

Sanık Murat Kül'ün de savunma yaptığı duruşma, pazartesi gününe ertelendi.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-10 Nisan (2017) 'Ankara 150 sanık Darbe Yap./Kara Kuvvetleri Yapılanması' davası

(26 Kasım 2017, 11:29)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11804    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.011.322