Tam
EskidenYeniye
 

Amiral itirafçı oldu, Gülen'i suçladı

Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi. Davada yargılanan eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, mahkemeye sunduğu dilekçesinde, FETÖ ile ilişkisini ve darbe girişiminde nasıl yer aldığını anlattı.

Önceki haber title=Sonraki haber

19.11.2017 17:52 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

14.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada, müdahil olarak Başbakanlık avukatları Emre Arık ve Gül Gülmez de hazır bulundu.

SALİH YALÇINKAYA

"Denizde darbe olmaz"

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde yüzbaşı rütbesiyle başçarkçı görevi yapan tutuklu sanık Salih Yalçınkaya, bugün yaptığı savunmasının ardından, çapraz sorguya alındı.

Cumhuriyet savcısının sorusu üzerine sanık Yalçınkaya'ya, "Gemilerin Marmara Denizi'ne açılmasının darbeyle bir ilgisi yok. Denizde darbe olmaz. Darbe karada yapılır. Biz denizin ortasında boş boş geziyorduk." şeklinde konuştu.

Savcının, "Kösele'nin darbeci olduğunu sandığını söylüyorsun. Madem denizde darbe olmaz, Donanma Komutanı Kösele gemiye niye çıktı?" şeklinde soruya Yalçınkaya, şöyle yanıt verdi:

"Donanma Komutanı gemiye gelmeden ve geldikten önce tüm personel anonsla bilgilendirilir ancak Komutan gemiye sessiz sedasız bindi. Kimsenin haberi olmadı. Cumhurbaşkanının televizyondan halkı sokağa davet ettiğini izlemiştik. Kösele, darbe başarısız olunca kaçtı, gemiye sığındı diye düşündük. Biz, emirlerin Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanından geldiğini sanıyorduk. Darbeyi amiraller, generaller yapar. Biz sadece kanuna uygun olan emirleri uyguladık. Bize Dolmabahçe Sarayı'nı kuşatın emri verilseydi, elbette sorgulardık. Neler oluyor diye sorardık. Bilirkişi raporuna göre biz darbeye psikolojik destek vermişiz. Tanklarla karada dolaşsaydık neyse ama biz gemideydik. Kaymakam, belediye başkanı alınmamış. Darbeci suçlamasını kabul emiyorum."

Sanık Yalçınkaya, Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin tecrit edildiği kamaranın arka çıkış kapısının zaten iple bağlı olduğunu, kendisinin bunu ayrı bir iple sağlamlaştırdığını sözlerine ekledi.

ÖMER FARUK AVCI

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisinde Savaş Harekat Merkezi'nde üsteğmen rütbesiyle görev yapan tutuklu sanık Ömer Faruk Avcı, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide komutanı ve diğer şüphelilerle birlikte Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, yine silah kullanılarak Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın Gül'ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Donanma Komutanının bulunduğu kamaranın dışarıya açılan kapısını iple bağladığı ve Donanma Komutanı direktiflerini içeren mesajın çekilmesini engellediği ve ByLock programını kullandığı" suçlamalarına karşı savunma yaptı.

FETÖ ile bağı bulunmadığını, darbeye destek vermediğini iddia eden sanık Avcı, 15 Temmuz öncesinde terör saldırısı olabileceğine yönelik gemiye mesajlar geldiğini, 15 Temmuz'da ise Gölcük'ten demir alıp Deniz Lisesi törenine katıldıklarını söyledi.

"Ordunun 2016'da darbe yapması bize saçma geldi"

Darbe girişimi akşamı televizyondan alt yazı ile köprünün askerler tarafından kapatıldığını gördüğünü anlatan Avcı, önce olayın terör saldırısı olduğunu sandıklarını, daha sonra gemiye sıkıyönetim direktifinin gelmesiyle olayın darbe girişimi olduğunu anladıklarını belirten Avcı, "Sıkıyönetim direktifini okumadım ama komutanlar darbe girişimi olduğunu bildirdi. 28 Şubat'ta postmodern darbe yapmaya çalışan ordunun 2016'da darbe yapmaya kalkması bize saçma geldi. İnşallah darbe başarılı olmaz diye arkadaşlarımızla konuştuk. Ankara'daki ailemi arayarak, evden çıkmamalarını söyledim. Gemide 2 saat boyunca hiçbir faaliyette bulunulmadı. Marmara Denizi'nde dolaştık. Televizyon izledik." şeklinde konuştu.

"Bütün personel aynı şeyi düşündü"

Avcı, neler olup bittiğini anlamaya çalıştıklarını, kimin darbeci, kimin olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadıklarını ileri sürerek, "Biz herhalde üst düzey komutanlar darbeyi önceden haber aldılar, gemileri seyre çıkartarak askerlerin darbede kullanılmaması için önlem aldılar diye düşündük. Bütün personel aynı şeyi düşündü." dedi.

Saat 01.00 sıralarında kamaraya uyumaya gittiğini, Gemi 2. Komutanı Meftun Metin'in kendisini uyandırarak, silahlanmalarını istediğini anlatan Avcı, "Üniformamı giydim ve silahlandım. Gemide darbecilerin harekete geçtiğini sandım. Panik içinde neler olduğunu öğrenmeye çalışıyordum." iddiasında bulundu.

Donanma Komutanını derdest ettikleri yönündeki suçlamaları kabul etmeyen sanık Avcı, şöyle konuştu:

"Normalde gemi komutanı ve personelde silah olmaz ama o an emir gelince herkes silahlandı. Her şey 2-3 dakikada oldu. Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk, Donanma Komutanının tutulduğu kamaranın arka kapısının kilitlenmesini emretti. Meftun Metin, 'Ben o işi hallettirdim.' dedi. Donanma Komutanının kamarada tecrit edildiğini bilmiyordum. Bu gelişmeleri görünce ben işin içinde olmak istemedim. Oradan uzaklaşmak istedim ancak bana, sonradan Kösele'nin olduğunu öğrendiğim kamaranın arka kapısında nöbet görevi verildi. O sırada bağırışmalar duydum. Arkasından kısa aralıklarla 2 el silah sesi geldi. Baktığımda, kamaranın önünde gemi komutanımız, Kösele'nin koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'e silah doğrultmuş. Burada duramazsın şeklinde bir şeyler söylüyor. Komutan beni görünce, 'Sen de silah doğrult' dedi. Ben de silahımı kurarak yere doğru eğdim."

Donanma komutanının korumasına pizza yedirmişler

Gemi komutanının, astsubay Öztürk'ü, Donanma Komutanı Kösele'nin tutulduğu kamaranın önüne kabloyla bağlattığını, kendisini ve bir astsubayı başına nöbetçi olarak diktiğini belirten Avcı, "Biz kendisine iyi davrandık. Pizza ikram ettik. Kendi ellerimizle yedirdik. Daha sonra Ebubekir Öztürk, gemi 2. komutanı Metin'e, 'Cumhurbaşkanı tutuklandı mı?' diye sordu. Daha sonra bize, 'Abi uçaklar gelecek, denizaltılar gelecek. Yanlış yapıyorsunuz. En çok silahımın alınmasına üzülüyorum. Gerçi 14 mermi alıyor ama gemideki herkesi öldüremem.' dedi. Böyle tehlikeli düşünceleri olan birinin yanında güvenliği sağlamak için nöbet tuttuk. Zaten biz de uçaklara karşı topları doldurmuştuk. Koruma astsubayının bu hali ve Kösele'nin sesiz sedasız gemiye binmesi, bize bir açıklama yapmaması bizim şüphelerimizi arttırdı." ifadelerine yer verdi.

Kösele'ye kahvaltı getirildiğini ancak kabul etmediğini, kullandığı ilaçları da istemediğini anlatan Avcı, koruma astsubayının bir ihtiyacı olup olmadığını sorması üzerine Kösele'nin, "Ben iyiyim evladım." dediğini belirtti.

"Yanlış yaptığımızı anlayınca sinir krizi geçirdim"

Televizyondan izlediği 1. Ordu Komutanının basın toplantısında darbecilerin başarısız olacağını söylediğini, bir gazetecinin Donanma Komutanına ulaşılamadığı yönündeki sorusuna ise Komutanın, Kösele'nin haber alamadığı komutanlardan biri olduğunu söylediğini ifade eden Avcı, "Bunun ne anlama geldiğini düşündüm. Bir şeyler anlamıştım. O an sinir krizi geçirdim. Sanki bugünleri gördüm. Yanlış yaptığımı anlayınca, Donanma Komutanının emrine girdim. 12 Eylül 1980 darbesi, oramirallerin önüne kimse çıkamadığı için oldu. 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı halkı sokağa döktü. Halk direndi ve darbe olmadı. Bundan dolayı çok mutluyum." şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık eski TCG Yavuz Gemisi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'ün "Bizim gemimiz Cumhurbaşkanının Marmaris'ten kalkan uçağının yerini tespit edebilir miydi? Geminin o uçağı düşürme kabiliyeti var mıydı?" sorusunu ise sanık Avcı, "Cumhurbaşkanının Marmaris'ten İstanbul'a taşıyan uçağı radarla tespit edip görebilirdik ancak uçağı vurma kabiliyetimiz yok. Gemideki füzelerimiz en fazla 9 mil menzile kadar gidebilir." şeklinde cevapladı.

Sanık avukatı müvekkilinin tahliyesini talep etti.

MURAT KABASAKAL

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisinde Muhabere Elektronik astsubayı olarak görev yapan tutuklu sanık Murat Kabasakal ise "Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'ün kendisine vermiş olduğu talimat gereği gemide Donanma Komutanının kapatıldığı kamaraya giden uydu telefon bağlantısını telsiz odasına giderek kendisine orada bulunan görevlilerin tüm uyarılarına rağmen 'Gemi komutanının emri' diye keserek, geminin X-Bandını devreden çıkardığı, darbe girişimi belli olduktan sonraki bir saatte gemi komutanının analog hattını da söktüğü, bu şekilde Donanma Komutanının darbeye karşı yayınlayacağı direktiflerin gönderilmesini engelleyerek, mesajların MEDAS üzerinden gitmesini engellediği ve bu suretle kendisine verilen kanun ve hukuk dışı emirleri uyguladığı" suçlamalarına karşı savunma yaptı.

Kabasakal savunmasında, Heybeliada'daki program bitişinde Gölcük'e doğru seyir halinde oldukları sırada, gemi 2. Komutanı Meftun Metin'in, Tuğamiral Ayhan Bay'dan aldığı emirle terör saldırısı olacağı gerekçesiyle geminin Marmara Denizi'nde kalacağını söylediğini belirtti.

Gece 03.00 gibi bir astsubayın Donanma Komutanının gemiye geldiğini söylediğini aktaran Kabasakal, komutanın gemiye geldiğinde mutlaka anons edilmesi gerektiğini, bu nedenle şaşırdıklarını ifade etti.

"X-Bant sistemini gemi komutanının emriyle kapattım"

Sabotaj alarmı verildiğini, daha sonra gemi komutanının telefonla kendisine uydu muhabere cihazı X-Bandın kapatılması emrini verdiğini ve kendisinin bu emre uyarak cihazı kapattığını anlatan Kabasakal, "Cihazı kapatınca, gemideki telefon ve internet de kesilmiş oldu. Donanma Komutanının darbeye karşı yayınlayacağı direktiflerden haberim yoktu. Bana mesaj çekmek istediklerini söyleyerek, sistemi açmamı istediler. Gemi 2. Komutanı Meftun Metin elinde silahla odaya girerek, mesajın çekilmeyeceğini söyledi. Ben de gemi komutanından emir aldığımı, onunla konuşmalarını istedim. Daha önce olağanüstü hallerde komutanın emriyle birçok kez sistemi kapatmıştık. Bu normal bir şeydir." şeklinde konuştu.

Kabasakal, X-Bandı sadece 45 dakika boyunca kapattığını daha sonra açtığını öne sürerek, "Bu mesaj çok önemli olsaydı, Donanma Komutanı Kösele'nin yanında cep telefonu vardı. İstediği yere o mesajı gönderebilir, yayınlatabilirdi. Ayrıca 45 dakika sonra sistemi açtım. O zaman mesaj çekebilirdi. Ben görevimi yaptım. Suç işlemedim." diye konuştu.

Gemi komutanı Öztürk'ün, Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanından gelen emirleri uyguladığını ve sorumluluğun kendisinde olduğunu söylediğini ileri süren Kabasakal, şunları kaydetti:

"Bize, 'Sizlik bir şey yok, işinize bakın' dedi. Televizyondan darbe olduğunu ve Deniz Kuvvetleri Komutanının darbenin içinde olmadıkları yönündeki açıklamasını izledik. Biz darbecilere karşı mücadele veriyoruz sanıyorduk. Daha sonra Sezayi Öztürk bize, 'Sizin suçunuz yok. Ben emir verdim, siz yaptınız. Özür dilerim. Hakkınızı helal edin.' dedi. Darbeci ve FETÖ'cü değilim. Tahliyemi talep ediyorum."

Savunmaların ardından cumhuriyet savcısı sanıklar Salih Yalçınkaya, Ömer Faruk Avcı ve Murat Kabasakal'ın tahliye taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, sanıklarının tutukluluk halinin devamına karar vererek, diğer sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

15.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada, müdahil olarak Başbakanlık avukatları Halit Çokan ve Emre Arık ile TBMM avukatı Ömer Burak Barış da hazır bulundu. Ayrıca, AK Parti Kartepe İlçe Başkanı Mustafa Kocaman ve yönetim kurulu üyeleri de duruşmayı izledi.

RİFAT KARATAŞ

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde elektronik astsubayı olarak görev yapan tutuklu sanık Rifat Karataş, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide komutan Sezayi Özgür Öztürk ve diğer şüphelilerle birlikte Donanma Komutanı Veysel Kösele ve komodor Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, yine silah zoruyla Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın Gül'ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ü kelepçeleyen ve başında bekleyen kişi olduğu" suçlamaları karşısında savunma yaptı.

Sanık Karataş, olay gecesi Deniz Lisesi Mezuniyet Töreni'nden Gölcük'e döndükleri sırada Osmangazi Köprüsü yakınlarında gemiye eğitim icra emri geldiğini ve bu emir üzerine İstanbul'a dönüşe geçildiğini söyledi.

Bir süre sonra terör saldırısı tehlikesine karşı teyakkuzda olmaları emri geldiğini belirten Karataş, "Silah sistemlerini devreye alıp köprü üstüne çıktım. O ortamda normal bir emirdi. 1. sicil amirim Gürcan Gürsoy, silah ve sistemlerin bana emanet olduğunu söyledi. Bunun üzerine Gürsoy'a brifing verdim. Emir geldiğinde her şeye hazır olmam emri verdi." diye konuştu.

Karataş, gemideki silah sistemlerinin hepsini, terör tehlikesinden dolayı devreye aldığını, hava ve su üstü radar görüntülerini sürekli takip ettiğini anlatarak, "Ne olduğunu anlamak için kıdemli astsubay salonuna gittim. Televizyonda İstanbul'daki köprülerin terör tehlikesine karşı kapatıldığı yazıyordu. Bundan sonra sürekli teyakkuzda bulundu. Gece 12.00'den sonra gemide darbe söylentileri başladı." ifadelerini kullandı.

"Seni öldürmeyeceğim be adam"

Olay gecesi hiçbir hava ve su üstü hedefinin gemiye yaklaşmadığını, gemiyi tehdit eden hiçbir unsur olmadığını aktaran Karataş, durumdan şüphelenerek silah sistemlerini öyle olmadığı halde "arıza yaptığı" gerekçesiyle kapadığını ve gemi komutanına bildirdiğini söyledi.

Sanık Karataş, daha sonra "Donanma Komutanı sivil bir şekilde ve yanında sakallı 2 kişiyle gemiye geldi." şeklinde söylentilerin dolaşmaya başladığını fakat bununla ilgili anons yapılmadığını belirterek, "Donanma Komutanı'nın sakallı kişilerle geldiği haberi üzerine bütün konsolları kapattım, 10-15 dakikamı aldı bu işlem. Savaş harekat merkezinin içerisinde haberleri seyretmem mümkün değil." şeklinde konuştu.

Su içmek için subay salonuna gittiğini ve bu sırada "personel SABKOR mevzilerine" anonsu gelmesi üzerine görev yerine koşarken subay salonuna çıkan iskelenin başında barut kokusu geldiğini ifade eden Karataş, "Kafamı kaldırdığımda Harekat Subayı Deniz Kurmay Binbaşı Fatih Dalkara'nın bacaklarını gördüm. Arkamdan gelen diğer personele sıkıntılı bir olayın olduğunu anlayarak yukarı gelmemelerini söyledim. O sırada komutanımız Sezayi Özgür Öztürk'ün 'Seni öldürmeyeceğim be adam, komutanımızı da öldürmeyeceğim, silahını teslim almam lazım.' diye birçok defa bağırdığını gördüm." ifadelerini kullandı.

"Kelime-i şehadet getirdim, 4 aylık çocuğum var"

Bağırmalar azalınca görev yerine gitmek için üst güverteye çıktığını belirten Karataş, şöyle devam etti:

"O sırada Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin yakın koruması olduğunu sonradan öğrendiğim astsubay Ebubekir Öztürk'ü ve Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın'ı gördüm. Bu ikisi, gemi komutanı kamarasının kapısının önünde bekliyordu. Sezayi Öztürk bu kişilere silah doğrultmuştu. Yanında 2. Komutan Meftun Metin vardı. Ben onları gördüğümde koruma astsubayının silahı teslim alınmıştı, aralarında bir arbede yaşandığını görmedim. Sezayi Öztürk, Ebubekir ve Yalçın'a 'Sizi emniyetli bir şekilde subay salonuna veya istediğiniz başka bir yere almam lazım, burada duramazsınız, Donanma Komutanı'na bir şey yapmayacağım.' dedi. Koruma astsubayı Ebubekir'in de 'Bu kapının önünden ayrılmayacağım, kelime-i şehadet getirdim, 4 aylık çocuğum var.' dediğini duydum. Emir astsubayı Yalçın aşağı ineceğini söyleyerek aşağı indi. Öztürk, personele kelepçe getirmeleri talimatını verdi. Gemide sarkan kabloları tutturmak için kullandığımız plastik bir kelepçe getirdiler. Kimin getirdiğini hatırlamıyorum, kelepçeyi bana verdiler. Öztürk, 2 eli ile silahı havada tutar şekilde bana dönerek, silahla Ebubekir' i işaret etti ve 'Bağla şef' dedi. Dondum kaldım. Tekrar bağırınca, Ebubekir de 'Bağla abi' dedi. Ben de hayatımda ilk kez birisinin bana silah doğrultması nedeniyle korkarak koruma astsubayı Ebubekir'i kendi istediği şekilde plastik kelepçeyle komutan kamarasının yanındaki demirlere rahat hareket edebileceği şekilde bağladım."

Karataş, "Öztürk, Ömer Faruk Avcı'ya dönerek 'Hareket ederse direk vur.' dedi. Komutan bana 'Şef burada dur, ihtiyacı olursa karşıla.' dedi ve oradan ayrıldı. Herkes ayrıldıktan sonra Ebubekir bana dönerek, 'Yanlış yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı tutuklandı. Biz canımızı kurtaralım diye gemiye geldik ama yaptığınıza bakın.' dedi. Haberim olmadığını söyledim. Hala burada Ebubekir'in Donanma Komutanı'nın koruma astsubayı olduğunu bilmiyordum." şeklinde konuştu.

Bu konuşmalardan sonra Ebubekir Öztürk'le tanıştıklarını aktaran Karataş, şöyle konuştu:

"Bana ailesini, eşini anlattı. Ben de ona anlattım. Yanında bulunduğum 2,5-3 saat boyunca her şeyden konuştuk. O gece Fenerbahçe Orduevi'nden başlayan yolculuklarını anlattı. 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar, Donanma Komutanı ile görüşüp 'Gel, ben senin güvenliğini sağlarım.' demiş. 'Abi komutan güvenmedi.' dedi. Kadıköy Moda'da bir bankta oturup, durum değerlendirmesi yapmışlar, orada söylemiş. Böyle deyince şaşırdım, neden güvenmediğini anlatmadı. Sonra Kadıköy Moda'da otururken Komodor Metin Uça'yla konuşup, öyle gelmişler. 2 kişiyle beraber botla gemiye intikal etmişler."

-"Silah sistemini kendi inisiyatifimle kapattım"

Yorulması üzerine başkasını çağırtıp oradan ayrıldığını aktaran Karataş, "O gece silah sistemini kendi inisiyatifimle kapattım. Bu şekilde her şeyi emniyet altına aldım. Ebubekir'in elini bağlamak zorunda bırakıldım. Kendisine darp, küfür ve benzeri harekette bulunmadım. Donanma Komutanına bir emri, ihtiyacı olup olmadığını sordurdum. 1. amirim Gürcan Gürsoy da beni hiç ikaz etmedi. Gece boyunca bir şey olmaması için tırmaladım. Yaptıklarım bu girişimin karşısında kahramanca durduğumun somut delilidir." ifadesini kullandı.

Cumhuriyet savcısı, savunmasının ardından sanığa, "Ebubekir size Cumhurbaşkanı'nın tutuklandığını söylüyor, bir cumhurbaşkanı niye tutuklanır? Darbe olduğunu anlamadınız mı? Ben sizin oradaki kahramanlığınızı göremedim." sorusunu yöneltti.

Sanık Karataş da darbe olduğunu Ebubekir Öztürk'le konuştuktan sonra öğrendiğini fakat elektronik astsubayı olarak yapabileceği tek şeyin silah sistemlerini devre dışı bırakmak olduğunu ve bunu da yaptığını kaydetti.

Mahkeme başkanı, sanığa yöneltilen soruların ardından, duruşmaya 1 saat ara verdi.

OLCAY KERİMAN

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde elektronik astsubayı olarak görev yapan tutuklu sanık Olcay Keriman, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide komutan Sezayi Özgür Öztürk ve diğer şüphelilerle Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Albay Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, yine silah zoruyla Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın Gül'ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Ebubekir Öztürk'ü kelepçelediği ve başında beklediği ve darbe girişimini öğrendiği halde darbe tarafında yer alanlarla hareket etmeye devam ettiği" suçlamaları karşısında savunma yaptı.

Hakkındaki suçlamaları reddeden sanık Keriman, darbeci olmadığını ve darbecilerle hareket etmediğini, seçilmiş bir hükümeti indirmeye çalışmadığını öne sürdü.

"Yaptıklarım hayatın doğal akışına uygundu"

Sadece kanuna uygun olan emirleri yerine getirdiğini savunan Keriman, "Hayatın doğal akışına uygun olmayan bir faaliyetim olmamıştır. Emirleri sorgulayarak, akıl süzgecinden geçirerek uyguladım." diye konuştu.

Donanma Komutanı Kösele'nin koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün kelepçelenmesi sonrasında başında nöbet tuttuğu iddialarını cevaplayan Keriman, "Öztürk'ün başında bekleyen astsubay arkadaşım tuvalet ihtiyacını göreceğini söyleyerek, benden yerine bir süre bakmasını istedi. Bende kabul ettim. Öztürk'ün başında nöbetçi olarak kalmadım. Bir ihtiyacı olursa karşılamak için orada durdum. Zaten Kösele ve koruma astsubayının darbeci olduğu söylenmişti bize. Bu eylemin darbe karşıtı olduğunu düşündüğüm için bir mahsur görmedim." şeklinde konuştu.

Keriman, Ebubekir Öztürk'ün kendisine, "Yanlış yapıyorsunuz." demesi üzerine, gemi komutanının emirlerini yerine getirdiğini söylediğini belirtti.

"Sen Olcay Keriman'ın avukatı mısın?"

Darbe girişimini öğrendikten sonra darbecilerle hareket ettiği suçlamalarını kabul etmeyen sanık Keriman, kendisine gemi komutanının Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanı'ndan emir aldığını söylediğini, kendisinin de devletin yanında, darbecilere karşı mücadele ettiğini sandığını öne sürdü.

Tutuklu sanıklardan eski Deniz Kurmay Albay Önder Öngör'ün sorusu üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, "Sen Olcay Keriman'ın avukatı mısın? Birbirinizin lehine kanıt oluşturma çabanıza izin vermiyorum." diye tepki göstererek, söz hakkı vermedi.

FETÖ ile bir bağının olmadığını ve suçsuz olduğunu ileri süren sanık Keriman, adli kontrol şartıyla tahliyesini talep etti.

ALİ CİHAN ÖZÇELİK

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde makine elektronik astsubayı olarak görev yapan tutuklu sanık Ali Cihan Özçelik, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle hareket ettiği, gemide Sezayi Özgür Öztürk ve diğer şüphelilerle Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Albay Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, yine silah zoruyla Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın Gül'ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Ebubekir Öztürk'ün ellerinin bağlanması için gerekli olan 'sıçan kuyruğu' tabir edilen bağlama aparatıyla Donanma Komutanının kamarasının kaporta tabir edilen kapısının dışarıdan bağlanması için gerekli olan ipi temin ederek getirdiği, darbe girişimini öğrendiği halde darbe tarafında yer alanlarla hareket etmeye devam ettiği" suçlamaları karşısında savunma yaptı.

Sanık Özçelik, darbe girişiminden bir gün önce İstanbul'daki tören için görevli olduğu gemiyle Heybeliada'ya gittiklerini, akşam Gölcük'e dönüş yaparken, Ayhan Bay'ın gemi komutanına verdiği emirle Marmara Denizi'ne geri döndüklerini söyledi.

"15 yıllık astsubayım komutanların silahla gemide dolaştığını görmedim"

Televizyonda köprünün askerler tarafından kapatıldığı haberlerini izlediklerini, bunun bir terör saldırısı olabileceğini düşündüklerini iddia eden Özçelik, "O akşam sabaha kadar astsubay salonunda kaldım. Astsubay arkadaşlardan Donanma Komutanının ve Komodor Levent Uça'nın kamarada tecrit edildiğini, koruma astsubayının ise kelepçelendiğini öğrendim. Bir darbe olduğunu anlamıştım ama kimin darbeci olduğunu bilmiyordum. Gemi komutanı ve 2. komutan sabaha kadar silahla gemiyi yönetti. 15 yıllık meslek hayatımda komutanların silahla gemide dolaştığını görmedim çünkü kimse gemide silah taşımaz." diye konuştu.

"Genelkurmay'ı FETÖ'cüler ele geçirmiş"

Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin kamaraya hapsedilmesine çok içerlediğini ve etkilendiğini ifade eden Özçelik, şöyle konuştu:

"Gemi Komutanı Sezayi Öztürk'e gittim. 60 yaşındaki bir amiralin kamaraya kapatılması ve kapısının kilitlenmesinin doğru olmadığını, yanlış yaptığını söyledim. Bunun üzerine bana bağırdı, azarladı. Gemi 2. Komutanı Meftun Metin'e tutuklanmam için emir verdi. Ben de geminin tek makine elektronik astsubayı olduğumu ve bir arıza olduğunda bunu benden başkasının onaramayacağını söyledim. Beni tutuklamaktan vazgeçtiler. Televizyondan darbe girişimi görüntülerini izledim. Darbecilere küfür ettim. Ülkeyi geri götürecekler diye bağırdım. Bunu herkes duydu. Gemi 2. Komutanına giderek, 'Komutanım, televizyondan darbe görüntülerini izlediniz mi?' diye sordum. Bana, 'Ben o görüntülere inanmıyorum. Biz Genelkurmay Başkanı'ndan emir alıyoruz.' dedi. Ben de 'Genelkurmay'ı FETÖ'cüler ele geçirmiş.' dedim. Bana bunun doğru olmadığını, inanmadığını söyledi."

"Marmara Denizi'nden İstanbul'u vuracak teknolojimiz yok"

Donanma Komutanının misafir olarak tutulduğunu bildiğini ancak sabah kahvaltı yapmak istememesi üzerine bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettiğini anlatan sanık Özçelik, "Ortada bir darbeci vardı ama kimin darbeci olduğunu anlayamadım. Darbeci bir gemi olsaydık, kıyıdan giderdik. Marmara Denizi'nin ortasından İstanbul'u vurmak için zaten silahımız ve teknolojimiz yok." diye konuştu.

"Koruma astsubayına 'geçmiş olsun' dedim, tutuklandım"

Sabah, gemi komutanının Donanma Komutanının emrine girmesiyle her şeyin normale döndüğünü ve öğle vakti Gölcük'e geldiklerini belirten Özçelik, "Gemiye Merkez Komutanlığından inzibatlar geldi. Koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün bu da vardı dediği bazı askerleri gözaltına aldılar. Tam çıkarlarken, Öztürk'e elimi uzatıp geçmiş olsun kardeş dedim. O sırada Öztürk, 'Bu da vardı, bunu da alın.' dedi. Beni de götürdüler. Geçmiş olsun demeseydim bunlar başıma gelmeyecekti. İyi niyetimden kaybettim." şeklinde konuştu.

Sanık Özçelik, 16 aydır tutuklu olduğunu, psikolojik rahatsızlık geçirdiğini ve şizofren teşhisiyle ilaç kullandığını, kendi kendine konuştuğunu ifade ederek, "Ben darbeci değilim. FETÖ'cü hiç değilim. Benim solcu olduğumu herkes bilir. Bunlarla benim hiç işim olmaz. Adli kontrol şartıyla tahliyemi istiyorum." dedi.

TEĞMEN E.Ö.

Darbe akşamı sabaha kadar uyumuş

Darbe girişimi sırasında, TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde teğmen olarak görev yapan tutuksuz sanık E.Ö, TCG Yavuz Gemisi'nde Savaş Harekat Merkezi subayı olarak görev yaptığını, darbe girişimi akşam saatlerinde mesaj geldiğini, gemi komutanı Öztürk'ün mesajı okurken "sıkıyönetim direktifi" dediklerini duyduğunu söyledi.

Daha sonra 00.30 sıralarında kamarasına gidip uyuduğunu, sabah 06.00 gibi uyandırıldığını ve gemi komutanı tarafından komutan kamarasının arka tarafından nöbet tutması için emir verdiğini belirten sanık E.Ö, "Ben o kamarada Donanma Komutanının tutulduğunu veya içeride herhangi birinin olup olmadığını bilmiyordum. Sonradan darbeci olduğunu öğrendiğim Ayhan Bay'ın emrini rüyamda bile yerine getirmedim. Gemide geçen olayların ne içinde ne de kıyısında olmadım. Donanma Komutanının gemiye geldiği ve tecrit edildiğinde, koruma astsubayının kelepçelenmesi, silahla ateş edilmesi esnasında ben kamaramda uyuyordum." şeklinde konuştu.

Sanık E.Ö, "Ankara'da olan nişanlımla buluşup vakit geçirmek için, 15 Temmuz akşamı için otobüs bileti almıştım. O akşam gemiden telefon ederek, bileti iptal edip parasını almak için uğraştım. Sonunda iptal ettirdim." dedi.

Hakkındaki iddiaların somut delilinin olmadığını, sadece gemi komutanının emri ile kamaranın arkasında nöbet tuttuğunu ve olaylardan haberinin olmadığını savunan E.Ö, tahliyesini talep etti.

Cumhuriyet savcısısının, "Sıkıyönetim direktifi mesajı geldiğini gördüğün halde, hiç merak edip neler olduğunu sorgulamadın mı?" şeklindeki sorusuna sanık E.Ö, "Bana bir şey söylenmedi. Herhangi bir emir de verilmedi. Ben de gidip uyudum." şeklinde cevap verdi.

"Millet darbeye karşı can verirken sen uyumayı mı tercih ettin"

Müşteki Komodor Levent Uça'nın avukatının, "Sıkıyönetim direktifininin geldiğini bildiğin halde, akşam darbe olurken, millet darbeyi durdurmak için tankların altına kendini atarak, canlarını feda ederken, sen bir Türk subayı olarak uyumayı mı tercih ettin?" sorusuna sanık E.Ö, "Ben darbe olduğunu bilmiyordum. Bana kimse bu konuda bir şey söylemedi. Sıkıyönetim direktifi mesajı hakkında bir değerlendirme yapmadım. Kamarama gidip uyudum." karşılığını verdi.

Savunmaların ardından Cumhuriyet Savcısı sanıklar Rıfat Karataş, Olcay Keriman ve Ali Cihan Özçelik'in tahliye taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, sanıklarının tutukluluk halinin devamına karar vererek, diğer sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

16.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki 250 kişi kapasiteli salonda görülen duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmaya, müdahil olarak Başbakanlık avukatları Halit Çokan, Emre Arık, Gül Gülmez katıldı. AK Parti Darıca İlçe Başkanı Muzaffer Bıyık ve yönetim kurulu üyeleri de duruşmayı takip etti. Duruşma öncesinde sanık yakınları, sanıkların salona alınması sırasında görüntü alan basın mensuplarına tepki gösterdi.

BİRKAN ÖZKAN

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde SAS Subayı görevinde bulunan eski Teğmen Birkan Özkan, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, Öztürk ve diğer şüphelilerle Donanma Komutanı Veysel Kösele ve 2. Komodor Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, silah zoruyla Donanma Komutanı'nın emir astsubayı Yalçın Gül'ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, koruma astsubayı Öztürk'ün etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Donanma Komutanı'nın kamarasının kapısının önünde nöbet tutan şüphelilerden olduğu, darbe girişimini öğrendiği halde darbe tarafında yer alanlarla hareket etmeye devam ettiği, olaylar sırasında şok geçirdiğini savunmasına karşın, gerçekte var olmayan SABKOR anonsunu yaptığı, Samet Can Altay'ın 2014'te Deniz Harp Okulundan istifasına neden olan kişilerden olduğu" suçlamalarıyla ilgili savunma yaptı.

Savunmasına, duruşma salonuna getirttiği TCG Yavuz'un maketini kullanarak başlayan sanık Özkan, tayini dolayısıyla 15 Temmuz'da gemiye eşyalarını almak için gittiğini, az personel olması nedeniyle Deniz Lisesi töreni için seyre katılmasının söylendiğini ileri sürdü.

Törenden ayrıldıktan sonra kamarasında eşyalarını toplarken 2. Komutan Meftun Metin tarafından Marmara Denizi'nde TCG Fatih ile eğitim anonsu yapıldığını aktaran Özkan, "Daha sonra terör tehdidiyle Gölcük'ten ayrıldığını, Ayhan Bay tarafından emir verildiğini öğrendim. Aklıma, önceden gönderilen, gemilere terör saldırı olacağı mesajları geldi. Başbakanın açıklamasına kadar terör saldırısı olduğunu düşündüm. Bu açıklama sonrasında darbeyi öğrendim." şeklinde konuştu.

"Tarihe tanıklık edeceğiz"

Özkan, Savaş Harekat Merkezinden, İstanbul'dan F-16'nın kalktığı yönünde anons yapıldığını anlatarak, savaş uçağının radar izlerinde "sıkı yönetim görevi" yazdığını ancak buna rağmen topların doldurulması emrini vermesinden dolayı gemi komutanı Öztürk'ün darbenin karşısında olduğunu düşündüğünü söyledi.

2. Komodor Uça'nın, kendine bağlı unsurların bağımsız hareket etmesi emriyle gemiyi Fenerbahçe'ye döndürdüklerini aktaran Özkan, Uça ve Öztürk'ün haritada rota çalışması yaptığını, Gürcan yüzbaşıya gidilecek yerin bildirildiğini ancak amacını anlayamadıklarını kaydetti.

Gürcan yüzbaşının sessizce amiralleri almaya gittiklerini söylediğini, kendisi gemiye neden geldiklerini sorduğunda ise "Tarihe tanıklık edeceğiz." dediğini dile getiren Özkan, Uça'nın gemiye misafir geleceğini ancak sıkıyönetim mesajını görmediğini aktardı.

"Gemi içerisinde misafir kelimesini ilk kez duydum. Gürcan yüzbaşıya içimdeki endişeleri dile getirdim." diyen Özkan, şunları söyledi:

"Uça herkese, 'Denizde misafir botu var, gemiye yanaşacaklar. Herkes botu arasın. Gözcülük yapsın' dedi. Uça, cep telefonuyla 2 kez biriyle 'Komutanım' diyerek konuştu, seyir fenerlerinin açılıp kapatılmasını istedi. Daha sonra Uça, gemiyi durdurdu, telefonda 'Komutanım geldik, bizi görebiliyor musunuz?' dedi. Botu gördüm, bize yaklaşıyordu. Botta seyir feneri yoktu, Uça karşılama için gitti. Bulunduğumuz yerden kimseyi görmedik. Gürcan yüzbaşıya kimin geldiğini sordum. O da 'Galiba Donanma Komutanı gelmiş, kimseye söyleme.' dedi. 'Kimin geldiği anons edilmeyecek mi?' diye sorduğumda 'Hayır' dedi. Normal şartlarda Donanma Komutanı gemiye gelse anons yapılır, önceden hazırlık yapılır. Bu kez gemiye kimin geleceği gizlendi. Gelen bot mülteci botuna benziyordu. Beni bu endişelendirdi."

"Bu gemide neler oluyor' diye bağırmaya başladım"

Amiral kamarasının önünde 2 sivilin beklediğini gördüğü aktaran Özkan, bunun üzerine gemiye darbecinin geldiği düşüncesinin kendisinde ağır bastığını söyledi.

Alt kattaki amiral kamarasının oradan silah sesi duyduğunu ve herkesin buraya yöneldiğini ifade eden Özkan, "Serdümen yerinden kalkmış, gemi süratle gidiyor. Dümende kimse yok. Seyir astsubayını dümene oturttum. Seyir anını bizim takip etmemiz lazım. Daha sonra 'Bu gemide neler oluyor' diye bağırmaya başladım. Gürcan yüzbaşı beni tuttu ve sakinleştirmeye çalıştı. 2. silah sesini duydum. Hemen ben de SABKOR (sabotaja karşı koruma) anonsu yaptım, 'Personel SABKOR yerlerine' dedim. Geceden beri anlam veremediğim şeyler gördüm. Olanlara tepkisiz kalamadım.' diye konuştu.

Özkan, gemide gergin ve sessiz bir ortam bulunduğunu vurgulayarak, "Gemi Komutanı Öztürk, telefonla 'Üst makamdan gelen emirle sizi misafir edeceğiz' dedi. Karşıdaki 'Kim o?' dedi. O da 'Genelkurmay emri, sizi misafir edeceğiz. Limanda sizi teslim edeceğiz.' dedi. Daha sonra Öztürk bize dönerek, 'Yanlış bir şey yapmıyoruz. Gölcük'te emniyete teslim edeceğiz. Kuvvet Komutanlığının haberi var." dedi.

Donanma Komutanının kapısının önünde nöbet tutan şüphelilerden olduğu iddiasına ilişkin Özkan, orada bekleyen TCG Yavuz Başçarkçı Yüzbaşı Salih Yalçınkaya'yı gemi komutanı Öztürk'ün çağırdığını ve kendisine beklemesinin emredildiğini ifade etti.

Özkan, Yalçınkaya'ya burada ne yapacağını sorduğunu belirterek, "Yalçınkaya da bana 'Bir şey yapmayacaksın, bekle biraz.' dedi. Uykusuzum ve şoktayım. 5 dakika oralarda gezindim ve tuvalete gitmek için ayrıldım. Orada nöbet bilinciyle beklemedim. Beklesem orayı terk etmezdim." iddiasında bulundu.

Duruşma, diğer sanık savunmalarıyla devam etti.

17.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki 250 kişi kapasiteli salonda görülen duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmaya, müdahil olarak Başbakanlık avukatı Halit Çokan ve AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan'ın avukatı Hüseyin Coşkun da katıldı.

TEĞMEN M.H.B.

Tutuksuz sanık TCG Yavuz'un eski Silah Elektronik Subayı Teğmen M.H.B, darbe girişimi sırasında "Darbeci amiral Ayhan Bay tarafından gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, gemi komutanından aldığı talimat doğrultusunda geminin toplarını atışa hazır hale getirttiği, SABKOR dolabının anahtarını himayesindeki askerlere vererek gerek toplara yüklenecek mühimmatın gerekse diğer silah ve mühimmatın dolaptan çıkartılmasını sağladığı, Sezayi Özgür Öztürk ve diğer sanıklarla Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, yine silah zoruyla Donanma Komutanı'nın Emir Astsubayı Yalçın Gül'ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Donanma Komutanı'nın kamarasının kapısının önünde nöbet tutan sanıklardan olduğu, darbe girişimini öğrendiği halde darbe tarafında yer alanlarla hareket etmeye devam ettiği" suçlamalarıyla ilgili savunma yaptı.

Devlet okullarında okuduğunu, Deniz Harp Okulu'nu yedinci olarak bitirdiğini belirten sanık M.H.B, FETÖ ile hiçbir bağının olmadığını ve bu yapıyla hiç işinin olmadığını öne sürdü.

"Kimyasal saldırı var, topları doldurun" emri

İstanbul'daki etkinlikten dönerken, gelen emirle geminin yeniden Marmara Denizi'ne dönüş yaptığını anlatan M.H.B, "Komodor Uça, emrin neden kendisine değil de gemi komutanına geldiğini söyleyerek kızdı. Sitem etti. Bize eğitim yapılacağı söylenmişti. Sonra terör saldırısı olacağı aktarıldı. Gölcük'teki gemilerin de bu nedenle kaldırıldığını duyduk. Sezayi Öztürk bize uçaktan kimyasal saldırı olabileceğini söyleyerek, geminin toplarının doldurulması emrini verdi. Bu emri personele ben iletmedim. Yüzbaşı Gürhan Gürsoy vermiş olabilir." şeklinde konuştu.

"Denizde boş boş dolanıyoruz"

Gemiye sıkıyönetim direktifi ve atama mesajının geldiğini belirten M.H.B, şöyle devam etti:

"Mesajı komodor ve gemi komutanı okudu. Komodor Uça'nın, atama listesiyle ilgili 'Benim adım yok. Kesin beni görevden almışlardır.' dediğini duydum. Bu sırada uçakların alçak uçuş yaptığını duyduk. Bir kalkışma olduğunu öğrendik. Gemide herhangi birinin darbe yanlısı bir söylemine ve hareketine şahit olmadım. 01.00'de nöbetim bitti, subay salonuna geçtim. Anneme telefonla 'Bizi merak etme, biz bir şey yapmıyoruz. Denizde boş boş dolanıyoruz.' şeklinde mesaj attım. Bir süre sonra kamarama giderek uyudum. Bir süre sonra herkesin görev yerine gitmesi konusunda anons yapıldı. Köprü üstüne gittim. Gürkan Yüzbaşı bana, 'Sen git kamarana, uyu dinlen.' dedi. Kamaramdayken silah sesleri duydum. Birkan Teğmen geldi. Korkmuştu ve titriyordu. Neler oluyor diye sorduğumda ağlamaya başladı. Onu sakinleştirmeye çalıştım."

"X- Band uydu sisteminin kesilmesi emri verildi"

Silahlı olan gemi komutanı Öztürk'ün X- Band uydu sisteminin kesilmesini ve sinyal gönderen tüm cihazların kapatılmasını istediğini ifade eden M.H.B, komutanın darbe karşıtı olduğunu, gemi ve personelin güvenliği için bu emirleri verdiğini düşündüğünü ileri sürdü.

Gemi komutanının, Donanma Komutanı ile görüştüğünü sandığı kişiye, "Komutanım, Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanı'ndan emir aldım. Sizi bir süre kamarada misafir edeceğiz." dediğini duyduğunu belirten sanık M.H.B, "Komutan, telefon çekmeyeceği kadar geminin açığa seyretmesini istedi. Bir süre gittikten sonra bana, 'Murat, bak telefonlar çekiyor. Hesabını sorarım sana.' dedi. Bu arada telsizden Gölcük Donanma Komutanlığı limanına gelen gemilere ateş edileceği anonsunu duydum." ifadelerini kullandı.

"Siz sadece komutanlarınıza itaat ettiniz"

Sabaha karşı her şeyin normale döndüğünü anlatan M.H.B, gemi komutanının, "Yaptıklarımdan ve yapmadıklarımdan ben sorumluyum. Siz sadece komutanlarınıza itaat ettiniz. Gölcük'e üsse dönüyoruz." şeklinde anons yaptığını kaydetti.

Sanık M.H.B, darbe davasında tutuklu yargılanan Yavuz Gemisi 2. Komutanı Meftun Metin'in kendisine tam sicil puanı vermesinin suç oluşturmadığını savunarak, öğrencilik yıllarında ve mesleğinde çok çalışkan ve başarılı biri olduğunu, bugünlere kendi emeğiyle geldiğini ileri sürdü.

Tutksuz sanık M.H.B, "Donanma Komutanı ve komodorun kamaraya kapatılmasından, koruma astsubayının derdest edilip kelepçelenmesinden haberim yoktu. Olaylar yaşandığında ben görev yerimde, daha sonra kamaramdaydım. Bunları sonradan öğrendim. Kanunsuz ve suç teşkil edecek bir emri uygulamadım. Darbeci değilim. Suçsuzum." dedi.

NURDOĞAN BALKAYA

Tutuklu sanık eski TCG Yavuz Gemisi'nin Telsiz Astsubayı Nurdoğan Balkaya, "Darbeci amiral Ayhan Bay tarafından gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, MEDAS üzerinden gelen 'Sıkıyönetim direktif mesajı'nı köprü üstüne Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e çıkarttığı, diğer şüphelilerle Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, yine silah zoruyla Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Donanma Komutanının kamarasının bağlanması için ip ve asma kilit getiren ve kapı önünde nöbet tutan şüphelilerden olduğu, amiral kamarasındaki kullanıcı istasyonundan dahili ve harici tüm bağlantıları söktüğü, darbe girişimini öğrendiği halde darbe tarafında yer alanlarla hareket etmeye devam ettiği" suçlamalarıyla ilgili savunma yaptı.

Sanık Balkaya, geminin eğitim amaçlı Marmara Denizi'nde bulunduğunu, daha sonra terör saldırısı gerekçesiyle SABKOR alarmı verildiğini söyledi.

Görev yeri olan telsiz kamarasında olduğu için olup bitenden haberinin olmadığını, darbe girişimini televizyondan izleyen gemideki bir astsubay arkadaşından öğrendiğini ileri süren Balkaya, "Arkadaşım, 'Ağabey, darbe oluyormuş, ne yapacağız?' dedi. Daha önce darbe görmediğim için ben de şaşırmıştım." diye konuştu.

"Mal mal dolaşmaya çok hevesli değilim"

Balkaya, Kurmay Binbaşı Fatih Dalkıran'nın kendisini arayarak, gelen "Sıkıyönetim direktifi mesajı"nın Komodor Kerim Uça tarafından alındığını, bir nüsha daha istediğini söylediğini belirterek, "Mesajdan yeni bir çıktı alıp köprü üstüne götürdüm. Köprü üstünde olan biteni de merak ediyordum. Orada gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk, 2. gemi komutan Meftun Metin ve Binbaşı Dalkıran seyir radarı mahallinde bulunuyordu. Harekat subayı mesajı alıp hemen komutana verdi." dedi.

Bir şeyler öğrenmek için gemi komutanına ülkede olaylar olduğunu söylediğini, kendisinin de "Bizim bir şey yaptığımız yok. Mal mal dolaşmaya çok hevesli değilim. Gemiye bir saldırı olursa savunacağız." dediğini aktaran Balkaya, daha sonra görev yerine gittiğini belirtti.

Balkaya, Meftun Metin'in arayarak, komutan kamarasında harici bağlantı olup olmadığını sorduğunu varsa kesmesini istediğini söylediğini belirterek, sistemden harici bir bağlantının olmadığını gördüğünü ifade etti.

Donanma Komutanının mesajının çekilmesine engel oldular

Harekat Subayı Deniz Yüzbaşı Hürol Çırmıktılı'nın telsiz kamarasına geldiğini kaydeden Balkaya, şöyle konuştu:

"Hürol yüzbaşı, 'Astsubayım tarihi bir ana tanıklık edeceksin.' dedi. Ne demek istediğini o an anlamamıştım. Elinde Komodor Uça'nın hazırlattığı, 'Emir komutanın Donanma Komutanı Veysel Kösele'de olduğunu belirten' mesajı göstererek, Hürol yüzbaşı, 'Donanma Komutanının mesajını gemilere, denizaltılara hemen çekeceğiz. İçeriye kimseyi alma.' dedi. Donanma Komutanının mesajını sisteme yazmaya başladım. Daha sonra mesajı çektim ama sistem hata verdi. Muhabere elektronik astsubayı Murat Kabasakal içeri girdi ve X-Band sistemini kapattı. Kendisine kısa bir süre müsaade etmesini, Donanma Komutanından gidecek mesaj olduğunu söyledim. Bana, gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk'ün kendisine en acil şekilde X-Bandı kapatmasını emrettiğini söyledi. Bunun üzerine Hürol Yüzbaşı sözle müdahale etti. 'Donanma komutanının mesajı varken gemi komutanının emri daha mı önemli?' diye sordu. O da 'Ben emir kuluyum.' şeklinde yanıt vererek köprü üstünü arayıp söylememizi istedi. O sırada Meftun Metin elinde silahla geldi. Hürol yüzbaşıyla bir şeyler konuşarak, 'Karşı mı geleceksin?' diye konuştu. Metin, mesajı çekip çekmediğimi sordu. Henüz çekemediğimizi söyleyince, 'Bu mesaj kesinlikle çekilmeyecek.' dedi. Herkesi dışarı çıkardı. Ben de mesajı kripto kamarasına kilitledim."

Donanma Komutanı Kösele'nin emir komutayı aldıktan sonra sabah Gölcük'e döndüklerini ve askeri savcıya ifade verdiğini anlatan Balkaya, "Ben darbeye destek vermedim. Kanun dışı emirleri uygulamadım. Görevim dışında yanlış bir şey yapmadım. Tahliyemi talep ediyorum." ifadesini kullandı.

ARA KARAR

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanıkların tahliye taleplerinin reddine, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, ara kararında, yurt dışına kaçtıkları belirlenen ve haklarında tutuklama kararı çıkarılan davanın bir numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Hamza Koç, Zabit Kişi, Enver Kılıç ve Cihat Tezel hakkında müzekkerelerin infazının beklenmesine, sanıklar Gülen ve Kişi'nin Türkiye'ye iadesi hakkındaki Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazının beklenmesine, Kazakistan'da yakalanan sanık Enver Kılıç'ın iade işlemlerinin hızlandırılmasına karar verdi.

BOSTANOĞLU'NUN TANIKLIĞINA RET

Mahkeme ayrıca, eski TCG Yavuz Gemisi'nin Telsiz Astsubayı tutuklu sanık Nurdoğan Balkaya'nın adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı şartıyla tahliyesine, tutuklu 50 sanığın bu hallerinin devamına, bazı sanıkların adli kontrol hükümlerinin kaldırılması talepleriyle eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Bostanoğlu'nun tanık olarak dinlenmesi talebinin reddine karar vererek, duruşmayı 9 Ocak 2018'e erteledi.

İDDİANAME

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "1" numaralı sanık olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanık bulunuyor.

İddianamede, Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19'ar yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.

Sanık askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19'ar yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6'şar aydan 29'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

ÜS KOMUTANI TUĞAMİRAL HAYRETTİN İMREN İTİRAFÇI OLDU, GÜLEN'İ SUÇLADI!

Öte yandan 16 Kasım tarihinde ortaya çıkan bilgiye göre, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin davada yargılanan eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, mahkemeye sunduğu dilekçesinde, FETÖ ile ilişkisini ve darbe girişiminde nasıl yer aldığını anlattı.

Darbe girişimini organize eden ve yönlendiren konumda olduğu, sıkıyönetim darbe planında görevlendirilmesinin bulunduğu, İstanbul'da darbe toplantısına katıldığı, darbe girişimi sırasında Harp Filosu Komutanı Tümamiral İskender Yıldırım ve Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ı yasa dışı olarak gözaltına aldırdığı, Donanma Komutanlığı'nda kendisine karşı gelen bazı askerleri nezarethaneye koydurduğu, komutanlık giriş kapısı önünde toplanan vatandaşların dağılması amacıyla himayesindeki askeri personele ateş emri verdiği suçlamasıyla yargılanan İmren, mahkemeye sunduğu 3 sayfalık dilekçesinde nasıl darbe girişimine iştirak ettiğine ve FETÖ ile ilişkilerine yer verdi.

İmren dilekçesinde, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki (TEM) ve mahkemedeki ifadesinde, hain FETÖ ile nasıl tanıştığını ve darbeye ne şekilde iştirak ettiğini, ettirildiğini gönüllü olarak anlattığını aktararak, "İddianamede belirtilen 15 mahrem imamı ve İstanbul'da yapılan darbe toplantısını ifşa ettim. TEM'de verdiğim 63 sayfalık ifademde sadece bir cümleyi değiştirdim. TEM'de herhangi bir baskıya ve işkenceye maruz kalmadım. Amacım hatamı telafi etmek, devletime yardımcı olmaktır." ifadelerine yer verdi.

"Diğer sanıklar mankurtluğa devam ediyor"

Karıncayı bile incitmeyecek kadar özünde iyi bir insan olduğunu, üstlerinin sevdiği, astlarının ise hem sevip hem de saydığı bir subay olduğunu belirten İmren, hain örgütünün çoğu devlet adamını da kandırdığını öne sürdü.

İmren, dilekçesinde şunları kaydetti:

"Bu örgütü zararsız, mülayim insanlar diye biliyordum. Terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in böyle bir sinsi planı olduğunu bilmezdim. 15 Temmuz 2016'da öğrendim ama çok geç kalmıştım. Yine de 'zararın neresinden dönersem kardır' diyerek, yurt dışına kaçmaktansa firardayken teslim oldum. Diğer sanıklar TEM'de verdikleri ifadeleri inkar ediyorlar veya yalan söyleyerek gerçekleri gizliyorlar. Ömer Faruk Harmancık, 'Genelkurmay Başkanı psikolojik bunalımda.' dedi. 'Hayrettin İmren, TEM'de baskı gördü.' dedi. Görülüyor ki sadece ben ve Gürel Kaynak bu hain terör örgütünün hipnozundan kurtulduk. Diğerlerinin ise mankurtluğu devam etmektedir."

"Fetullah Gülen, sempatizanlarını ateşe attı"

"Başarısız olacağı belli olan bu darbe girişiminin gerçek amacı, devletin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin omurgasını kırmaktı." ifadesini kullanan İmren, "Çünkü Cumhurbaşkanına, örgütün elemanı olan polis kurumları ve yaverleri ile her zaman kötülük yapabilir, kaçırabilirlerdi." değerlendirmesinde bulundu.

Hain terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in vicdandan yoksun bir psikopat olduğunu vurgulayan İmren, şöyle devam etti:

"Çünkü hiçbir din adamı insan öldürülmesine izin vermez, kendisine bağlı olan insanları da tehlikeye atmaz. Mevlanalar, Abdülkadir Geylaniler ve İmam-ı Gazaliler kendisine bağlı insanların suç işlememeleri, günah işlememeleri için kol kanat germiştir. Hain FETÖ lideri ise kendisine sempati duyan on binlerce insanı ve ailelerini ateşe atmıştır. Ayrıca, FETÖ ile irtibatı olmayan askeri öğrenci, er ve uzman çavuşların da aileleri ile birlikte acımadan ateşe atılmalarına sebep olmuştur."

"Gece boyunca bir mankurt olarak dolaştım"

FETÖ elemanlarıyla arkadaş olduğu için FETÖ'cü bilindiğini ancak özünde FETÖ'cü olmadığını öne süren İmren, 18 Mart 2016'da 600 kişilik olan garnizon sinema salonunda yapılan bir ödül töreninde Donanma Komutanı bulunmadığı için irticalen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve cennet vatan üzerine duygulu bir konuşma yaptığını, sahnede bulunan 40 sanatçı, salonda bulunan kaymakam, belediye başkanı ve herkesin ağladığını, bu törenin video kaydının Donanma Komutanlığının arşivinde bulunduğunu, vatan haini ve FETÖ elemanı olmadığını savundu.

İmren, dilekçesinde şu görüşlere yer verdi:

"Mahrem abi, mahrem imam denilen kişiler iyi davranışları ve mülayim tavırları ile insanlarda kötü bir şüphe uyandırmıyorlar. Böylece sizi kendilerine bağlıyorlar ancak siz farkında olmadan hipnoza giriyor ve mankurt oluyorsunuz. Son olarak binbaşı rütbesindeyken aldığım silahımı, yıllar sonra 15 Temmuz 2016'da elime aldım. O malum gece halet-i ruhiyemin iyi olmadığını personelim de bana burada söyledi. Ailem de açık görüşte aynı şeyi söyledi. Gece boyunca bir mankurt olarak dolaştığımı, sabah hava aydınlanınca anladım ve kendime geldim. Brezilya Cumhurbaşkanından, iyi insan, iyi denizci ödülü alan, denizcilik liyakat madalyası alan bir insan olarak maalesef o gece mankurt olmuştum."

"İki amiral arkadaşımı sahte emirle gözaltına aldım"

İmren, sıkıyönetim ilan edileceğini pazartesi günü öğrendiğini, cuma gününe kadar 4 gün boyunca neredeyse hiç uyumadığını ve yemek yiyemediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Haftada en az iki gün beraber olduğum iki amiral arkadaşımı, Harp Filosu Komutanı Tümamiral İskender Yıldırım ve Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ı, telefonla gelen sahte emirle gözaltına aldım. Medyada görüldüğü üzere komutanların oğulları gibi sevdikleri emir subayları, yaverler, özel sekreterler kendilerini kaybederek komutanlarını tutuklamışlardır. Soğukkanlılıkla halka ateş açtırmışlar, tanklarla insanları ezmişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bombalamışlardır. Gözünü dahi kırpmadan polis bombalanmıştır. Yavuz Gemisi komutanı gibi naif bir çocuk koskoca Donanma Komutanını tutuklamıştır."

Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli Darbe Yap./Donanma Komutanlığındaki Eylemler 92 sanık' davası
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri

(19 Kasım 2017, 17:52)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11755    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.011.102