2004 yılında görev yapan kuvvet komutanları Ergenekon savcıları tarafından ifade vermeye çağrıldı. Darbe planlarında adları geçen Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek´e savcılıkça tebligat gönderildi. Eski komutanların haftasonuna kadar ifade vermeleri bekleniyor. Ergenekon savcılarının eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in ifadesini almak için de hazırlık yaptıkları dün medyaya yansımıştı.
FLAŞ FLAŞ!!! Eski Kuvvet Komutanları ifadeye çağrıldı
2004 yılında görev yapan kuvvet komutanları Ergenekon savcıları tarafından ifade vermeye çağrıldı. Darbe planlarında adları geçen Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek´e savcılıkça tebligat gönderildi. Eski komutanların haftasonuna kadar ifade vermeleri bekleniyor. Ergenekon savcılarının eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in ifadesini almak için de hazırlık yaptıkları dün medyaya yansımıştı.
14.30: FLAŞ gelişme: Komutanlar ifadeye çağrıldı
2004 yılında görev yapan kuvvet komutanlarının Ergenekon savcıları tarafından ifade vermeye çağrıldığı öğrenildi. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman cumartesi günü; darbe günlüklerinin sahibi olduğu ifade edilen Oramiral Özden Örnek´in ise daha geniş soruşturma için pazar günü ifade vermesi bekleniyor. Bu gelişme çok önemli olarak değerlendiriliyor. Çünkü bu kuvvet komutanları AK Parti hükümetini devirmeye çalıştıkları iddia edilen en üst düzeyde komutanlar, sembolik konumları var. Şu ana kadar tartışmaların özünde yer almalarına rağmen ifadelerinin alınmaması bile ne kadar ciddi bir konumda yeraldıklarını gösteriyor. Dün medyaya düşen, eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in ifadesini almak için Ergenekon savcılarının hazırlık yaptıkları iddiası, soruşturmanın bugünkü ikinci TİB baskınıyla da tekrar denenen her türlü engelleme ve saptırma girişimlerine rağmen Ergenekon savcıları tarafından taviz verilmeksizin sürdürülmekte olduğunu, geriye doğru 2003-2004 yıllarına doğru da genişlediğini gösteriyor. Bu gelişmenin üzerine gelen eski komutanların ifadesinin alınacağı haberi aslında şaşırtıcı değil, üstelik yeni de değil. Bu iddia aylar önce de gündeme gelmiş ancak gerçekleşmemişti. 12 Mayıs 2009 tarihinde basında yeralan haberlerde Özden Örnek, Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına´nın Ergenekon savcılarına ifade vereceği iddia edilmiş ancak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu iddiayı yalanlamış ve o günlerde böyle bir girişimin olmadığını açıklamıştı.
Geciken gelişme: Özden Örnek ve diğer iki komutana Ergenekon sorgusu
Ergenekon davası ile ilgili olarak üç eski komutanın ifadesi alınacak. İfadesi alınacak isimler şunlar: Özden Örnek Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına. Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök Ergenekon savcılarına 8 saat ifade vermişti. Şimdi de dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Darbe Günlükleri´nin yazarı Oramiral Özden Örnek, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Org. İbrahim Fırtına´nın ifadesi alınacak. Bir zamanlar Veli Küçük ve Teoman Koman Susurluk komisyonuna bilgi vermeye dahi gelmemişlerken şimdi Genelkurmay Başkanı´ndan sonra Deniz Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri komutanlarının da Ergenekon savcısına ifade verecek duruma gelmesi Ergenekon soruşturmasının daha da büyüyeceğinin işareti olarak yorumlanıyor.
Örnek´in bilgisayarında tuttuğu günlüklerindeki darbe görüşmeleri
Nokta dergisinde yayımlanan Oramiral Özden Örnek´e ait olduğu belirtilen “Darbe Günlükleri”, 2003-2005 yılları arasındaki dönemi kapsıyordu. “Sarıkız” darbe girişiminin Kara, Hava, Deniz ve Jandarma Kuvvet komutanlarının birlikte planlandığı iddia ediliyordu. “Ayışığı” planının ise Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur tarafından planlandığı öne sürülüyordu. İddialara göre bu dönemdeki en son darbe girişimi ise “Eldiven” ismindeydi.
Mustafa Balbay haklı olarak sormuştu: Ben buradayım, Örnek nerede?
Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay´ın, İkinci Ergenekon davasının 25 Kasım 2009 tarihinde yapılan 20. duruşmasında, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ve duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ile yaşadığı diyalog, uzun süre önce sorulan ancak yanıtı hala verilmeyen şu soruyu akıllara getirmiş ve tartışmaya açmıştı: “Askeri darbe yapmak için çalıştıkları iddia edilen kişiler sanıkken, darbe hazırlığı yapıldığı iddia edilen dönemde görevde olan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman neden hala tanık ya da sanık değil? Ben buradayım Özden Örnek nerede?”
Üye değil, iştirak ettiler
Balbay´ın, Ergenekon davasındaki en önemli kanıtların başında yer alan ve Örnek tarafından kaleme alındığı belirtilen günlükleri kastederek “Ben buradayım, Örnek nerede?” diye tepki göstermesi, bu soruyu yeniden gündeme taşıdı. Savcılar, darbe iddialarıyla ilgili olarak başta eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur olmak üzere çok sayıda isim hakkında dava açtı. Ancak darbeyi Eruygur´la birlikte planladığı iddia edilen Örnek, Yalman ve Fırtına hakkında bugüne kadar “bilinen bir cezai işlem” yapılmadı. Ergenekon davasının ikinci iddianamesinde, emekli kuvvet komutanlarının durumuyla ilgili olarak şöyle denildi: “Dönemin kuvvet komutanlarının, açıkça izah edildiği üzere, görev yaptıkları dönemde ´askeri müdahaleye zemin hazırlama´ yönünde diğer şüphelilerle birlikte hazırlanan plan ve eylemlere iştirak ettikleri, ancak 2004 Ağustos ayında Şener Eruygur´un emekli olmasını müteakip, bu yönde herhangi bir çalışma ve eylemleri tespit edilemediğinden, adı geçenlerin bu döneme ilişkin eylemleri ile ilgili soruşturma evrakı tefrik edilmiştir.” Aynı konuda iddianamenin “hukuki değerlendirme” bölümünde ise “Soruşturmada gelinen bu aşamada, Ergenekon terör örgütü ile irtibatı tespit edilemeyen kuvvet komutanlarının görev yaptıkları dönemde Ergenekon terör örgütü yöneticileri ile birlikte iştirak ettikleri eylemlerle ilgili evrak tefrik edilmiştir” ifadeleri kullanıldı. Böylece savcılık, emekli komutanların Ergenekon terör örgütüyle irtibatının bulunmadığı, ancak terör örgütü yöneticilerinin eylemlerine iştirak ettiklerinin saptandığını açıkça söylemiş oldu.
Tefrik ihtimalleri
Tefrik ceza yargılamasında, dosyanın ana dosyadan ayrılması anlamında kullanılan bir kavram. Ceza Muhakemesi Kanunu´na (CMK) göre, tefrik edilen soruşturma evrakı ile ilgili yapılabilecekler belli. CMK´da bu konu tek bir maddede düzenlenmiyor. Ancak ayrılan dosya konusunda yapılabilecekler farklı düzenlemelerin içinde anlatılıyor. Buna göre savcılık, tefrik ettiği evrakla ilgili “takipsizlik” kararı verebiliyor. Emekli kuvvet komutanları hakkında bugüne kadar böyle bir karar verilmedi. Savcılık “görevsizlik” kararı vererek, dosyayı soruşturma görevinin kendisinde olmadığını belirtebiliyor. Ancak savcılığın kendisini görevsiz bularak, dosyayı askeri yargıya gönderdiğine yönelik bir açıklama da bugüne kadar yapılmadı. Savcılık, bunu yapmadığı gibi, ikinci iddianamede, bu konuda soruşturma yürütmeye görevli olan savcılığın kendisi olduğunu da açıkça belirtti.
Yetkili sivil savcılık
İddianamede, bu konuda “Dosyaya konu olayların hemen büyük çoğunluğunun kamuoyunda infial uyandıran ve sivil dünyada gerçekleşen, yürütme organına yönelik terör eylemi olduğu, bu fiillerin azmettiricisi olan kişilerin general ya da muvazzaf asker olmaları, üniforma taşımaları salt askeri mahal gibi muğlak bir kavrama dayanak yapılarak askeri yargının görevli olduğu sonucu doğurmayacağı ve eylemlerin meydana geldiği yerin askeri mahal dışı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır” denildi.
Yeni yasa da çıktı
Savcılığın bu görüşü doğrultusunda gerçekleştirilecek işlemlerin Yargıtay´dan döneceği yorumları yapılırken, Ak Parti bir gece yarısı operasyonuyla, anayasal düzene karşı işlenen suçlarda askeri yargının yargılama yetkisini bütünüyle kaldıran ve askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi 27 Haziran 2009´da yasalaştırdı. Yasanın emekli komutanlarla ilgili olası görev tartışmalarının sonlandırılması için çıkartıldığı da iddia edildi.
Hilmi Özkök tanıklığa çağrılacak mı?
02 Aralık 2009: Üç generalin savcılığa çağrılması, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün tanıklığını yeniden gündeme getirdi. Daha önce Ergenekon savcılarına İzmir´de bilgi veren ve günlüklerde “darbeyi önleyen kişi” olarak yer alan Özkök, “Tanıklık yapar mısınız” sorusuna şu yanıtı vermişti: Sanık veya tanık olarak mahkeme çağırırsa herhalde ´gitmem´ denmez. Ergenekon savcılarının ifadelerini almak üzere eski kuvvet komutanları Aytaç Yalman, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına´yı savcılığa çağırması dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün tanıklığını yeniden gündeme getirdi. Hilmi Özkök, Ergenekon soruşturması kapsamında darbe planlarıyla ilgili Ergenekon savcılarına tanık olarak ifade vermişti. Özkök´ün ifadeleri ikinci iddianamede yer almıştı. Ancak üç kuvvet komutanıyla ilgili dosya ayrılmıştı. Kuvvet komutanlarının ifadeye çağrılmasıyla soruşturma yeni bir aşamaya girdi. Bu gelişme, istifaya zorlanan dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün yeniden tanık olarak bilgisini başvurma olasılığını da gündeme getirdi. Hilmi Özkök, Milliyet gazetesinden Fikret Bila´nın Mustafa Balbay ve Özden Örnek´in ´Darbe Günlükleri´yle ilgili ´Tanıklık yapar mısınız?´ sorusuna karşılık şu cevabı vermişti: “Hukuka saygı duyarım. Hukuk çağırırsa o zaman icabet etmek gerekir, diye düşünürüm. Sanık veya tanık olarak mahkeme çağırırsa herhalde ´gitmem´ denilemez. Ben her zaman kanun ve nizamlara bakarım. Ne diyorsa öyle hareket ederim.” Özkök, Ergenekon savcılarına verdiği ifadede, darbe planlarının kendisine slayt olarak seyrettirildiğini söylemişti. ( Taraf)
Başsavcıvekili: Komutanların ne zaman geleceğine karar vermedik
03 Aralık 2009: İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesi´nden ayrılırken gazetecilerin, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına´nın Ergenekon soruşturması kapsamında ne zaman ifade vermeye gelecekleri sorusunu, Ne zaman geleceklerine karar vermedik diye yanıtladı. ( Cnnturk)
Hilmi Özkök´ün savcılara verdiği ifade darbe iddialarını doğrulamıştı
Hafta sonuna kadar sorguya gelmesi beklenen dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Org. İbrahim Fırtına, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek hakkında ikinci Ergenekon iddianamesinde çok sayıda delil yer alıyor. Ergenekon sanığı emekli Org. Hurşit Tolon´da ele geçirilen dijital veriler arasından çıkan ´Opera-son´ isimli belge bunlardan biri. Bu dokümanda, ifadeye çağrılan kuvvet komutanlarının yanı sıra Orgeneral Fevzi Türkeri, Orgeneral Oktar Ataman, emekli Orgeneral Çetin Doğan ile bazı korgeneral, tümgeneral ve tuğgenerallerin uygulamaya koyduğu strateji ayrıntılarıyla anlatılıyor. Belgeye göre, önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök istifa ettirilecek, daha sonra da AK Parti iktidardan düşürülecekti. Ergenekon soruşturması kapsamında tanık olarak dinlenen emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök de, beraber çalıştığı kuvvet komutanlarının 2003-2005 yılları arasında darbe planları yaptıklarını doğrular şekilde ifade vermişti.
Hilmi Özkök´ün ifadelerinin darbe günlükleriyle örtüşmesi 3 eski kuvvet komutanını savcılık sorgusunda zorlayacak
Ergenekon savcıları, eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek´i, Örnek´in olduğu öne sürülen günlüklere ve eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün ifadesine dayanarak sorgulayacak. Hilmi Özkök´ün ifadelerinin darbe günlükleriyle örtüşmesi 3 eski kuvvet komutanını savcılık sorgusunda zorlayacak. İşte Milliyet gazetesinde yer alan Gökçer Tahincioğlu imzalı haberin ayrıntıları...
Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nın şüpheli sıfatıyla ifade vermeye çağırdığı eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, savcılığın daha önce tanık sıfatıyla ifadesini aldığı eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök´ün yalanlamadığı günlüklerdeki olaylar nedeniyle sorgulanacak. Savcılar, Özkök´ün ifadesini, emekli komutanlara karşı kullanacak. Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur´dan ele geçirilen Cumhuriyet Çalışma Grubu´nun (CÇG) faaliyetlerine ilişkin raporlar da komutanlara, darbeye yönelik faaliyetleri gösteren deliller olarak sunulacak. Ergenekon savcıları, 3. Ergenekon iddianamesinde, Özkök´ün ifadeleri için “Özden Örnek ve Mustafa Balbay´dan ele geçirilen günlüklerde yer alan bir kısım hususları doğrular nitelikte olduğu görülmüştür” saptamasında bulundu. Böylece, darbe planlarının en önemli kanıtı olarak gösterilen günlüklerin Özkök tarafından yalanlanmadığı, Özkök´ün anlatımlarının, emekli komutanlar aleyhine kullanılabileceğinin mesajı verildi.
Örnek´e ait olduğu sabit
Örnek´in, günlüklerin kamuoyuna yansıyan biçiminin kendisine ait olduğuna yönelik iddianameleri yalanlamasına karşılık, Ergenekon savcıları, 3. iddianamede günlüklerin Örnek tarafından kaleme alındığının sabit olduğunu vurguladı. Buna göre, emekli komutanlar ve özellikle Örnek, günlüklerin doğru olduğu kanaatine varmış savcılar tarafından sorgulanacak. Komutanlara, Özkök´ün ifadeleri ve günlükler dışında, Eruygur´dan ele geçirilen CÇG faaliyet raporları sorulacak. İkinci iddianamede, CÇG´nin eylemleri şöyle özetlendi:
- Özkök´ün istifasını isteyen komutanlar tarafından hazırlanmış mektuplarla Özkök´ün baskı altına alınmaya çalışıldığı.
- Emekli generallere mektup gönderildiği.
- Gazete ve televizyon sahiplerine askerin hükümete bakışını sert mesajlarla duyurması için baskı yapıldığı.
- İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay´ın talimatı ile Cumhuriyet gazetesinin bu yöndeki haberleri manşetten verdiği.
- Öğrencilerin sokağa dökülmeye çalışıldığı, bu amaçla görüşülen rektörlerden bazılarının hükümet aleyhine sert açıklamalar yaptığı. Kemal Gürüz ve Kemal Alemdaroğlu´nun bu organizasyonu yaparak “Ordu göreve” pankartlarının açıldığı mitinglerde görüldükleri.
GÜNLÜKLER VE Özkök´ün ifadesindeki BENZERLİK
DARBE GÜNLÜKLERİ: (22 Eylül 2003): Genelkurmay Başkanı, bizle aynı fikirde veya yakın ise yolumuza devam edeceğiz. Eğer bir işlem yapılmasını kabul etmezse kendisine “Ya sen çekil yahut da biz çekiliyoruz” diyeceğiz.
ÖZKÖK: İddianamede Özkök´ün, “TSK´nın temsilcisi olduğundan zaman zaman birçok konuda kendisine teklifler, endişeler, arzların geldiğini, bunları zaman zaman müzakere ettiklerini, TSK´nın hassasiyeti olan konuların kendisine iletildiği zaman doğrudan kamuoyuyla paylaşmak yerine bizzat Başbakan´a gidip ´böyle böyle endişeler var kaygılar var´ şeklinde ilettiğini, kendisinin çekilmesi veya kendilerinin de çekileceği yönünde herhangi bir bilgi gelmediğini” söylediği belirtildi.
“Şeriat” beyanı
DARBE GÜNLÜKLERİ: (30 Eylül 2003) Kara Kuvvetleri Komutanı´nı aradım, özel çalışmayı sahibine vermişti. Dört noktada itiraz olmuştu. Adamların şeriat devletini kurmak istediğine inanmıyormuş. Diğer gerekçeleri de önemli ama en önemlisi budur.
ÖZKÖK: İddianamede Özkök´ün, “Komutanlar ile zaman zaman görüş alışverişinde bulunduklarını, spesifik olarak hatırlamamakla birlikte birçok yerde hükümetin şeriatı getireceğine inanmadığını açıkça söylediğini” belirttiği vurgulandı.
Tarih ve olayı doğruladı
DARBE GÜNLÜKLERİ: (3 Aralık 2003) Genelkurmay Başkanlığı´nda YAŞ hazırlık toplantısı. Genelkurmay Başkanı sonra en kıdemsizden başlamak üzere tüm katılanlara söz verdi. Yalman, “Seçimden önce muhtıra vermeliyiz”, Genelkurmay Başkanı, “Muhtıra vermeye niyetim yok. Bu hükümet gitmelidir. Demokratik yollardan bu işi halledeceğiz” dedi.
ÖZKÖK´ÜN İFADESİ: İddianamede Özkök´ün, “YAŞ toplantısı öncesi orgenerallerin adet gereği Ankara´ya geldikleri, toplantılarda görüş alışverişinde bulunulduğu, iktidara yeni gelen parti ile ilgili olarak geçmişteki bazı söylemleri nedeniyle çekincesi olanların toplantıda açık açık fikirlerini beyan ettiklerini ancak kimsenin kendi yanında muhtıra verme şeklinde bir teklifte bulunamayacağını, kendisinin de böyle bir şeye fırsat vermeyeceğini, bu şekilde bir teklif gelmediğini” söylediği belirtildi.
Eruygur´u uyardım
DARBE GÜNLÜKLERİ: (20 Ocak 2004): Jandarma Genel Komutanı daima bir ihtilal özlemi içerisinde, bir an önce bu işi yapalım şeklinde konuşuyordu. Bugün de defalarca tekrar etti.
ÖZKÖK: İddianamede, Özkök´ün, “Ayışığı ve Yakamoz darbe planlarıyla ilgili gelen duyum üzerine makamında Eruygur´a böyle bir plan ve çalışma olup olmadığını sorduğunu, Eruygur´un da olmadığını söylediğini” anlattı. ( Cnnturk)
İkinci İddianamede generaller aleyhinde çok sayıda delil yeralıyor
Darbe planlarına ilişkin sorgulanacak emekli kuvvet komutanları hakkında ikinci Ergenekon iddianamesinde birçok delil yer alıyor. Ergenekon davası sanığı eski emekli Orgeneral Hurşit Tolon´da ele geçirilen dijital veriler arasından çıkan ´Operasyon´ isimli belge bunlardan biri. Belgede Aralarında Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına, Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Oktar Ataman ile emekli Orgeneral Çetin Doğan ile bazı korgeneral, tümgeneral ve tuğgenerallerin bulunduğu çok sayıda generalin, önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´ü istifa ettirmek, daha sonra da AKP iktidarını düşürmek amacıyla uygulanacak bir strateji belirlediği ve uygulamaya koyduğu tespit edilmiştir. ifadesi yer alıyor. Söz konusu ekibin ağustostaki Yüksek Askeri Şûra öncesi, Ankara´da bir toplantı yaptığı ve şu kararların alındığı belirtiliyor: Strateji esas olarak; Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman´ın istifa etmemesi üzerine belirlenmiş olup, Yüksek Askeri Şûra´nın ağustos toplantısından önce söz konusu kişilerin Ankara´da yaptığı toplantıda kararlaştırılmıştır. Halen özel kuryelerle söz konusu planın geliştirilmesine ve uygulanmasına çalışılmaktadır. Planın yürürlüğe konulması için Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök´ün istifa ettirilip yerine Org. Yalman´ın getirilmesi esas alınmaktadır. Söz konusu istifanın sağlanamaması durumunda belirlenen stratejinin de uygulanmasının mümkün olmadığı söz konusu grup tarafından kabul edilmekte ve istifanın sağlanması için tüm çabanın gösterilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Eruygur´da çıkan belgeler doğruluyor
İkinci Ergenekon iddianamesinde Sarıkız kod adlı darbe planıyla ilgili, Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek tarafından kaleme alındığı anlaşılan günlük notlarında ele geçirilmiştir. Sarıkız kod adlı darbe planı çerçevesinde, basının ele geçirilmesi, üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesi, sendikalarla birlikte hareket edilmesi, sokaklara afiş asılması, dernekler ile temasa geçip hükümet aleyhine teşvik edilmesi ve tüm bu olayların yurt çapında gerçekleştirilmesinin hedeflendiği görülmüştür. Sarıkız kod isimli darbe planının Şener Eruygur, Aytaç Yalman, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına tarafından hazırlanmış olabileceği değerlendirilmektedir. deniliyor. Şener Eruygur´da ele geçirilen belgeye göre Özkök´ün istifa ettirilmesi yerine Aytaç Yalman´ın atanması planlanıyor. Özkök´ün ´etkisiz/yetkisiz´ hale getirileceği belirtiliyor. Ergenekon savcıları, emekli Genelkurmay Başkanı Özkök´e; Görevli olduğunuz dönemde darbeciler ve faaliyetleri ile ilgili size herhangi bir bilgi geldi mi? diye sordu. Özkök, görevli olduğu dönemde çok çeşitli bilgi belge ve duyum geldiğini fakat bunların resmi delil mahiyetinde olmadığını dile getirdi. Ergenekon savcılarının tespiti ise şöyle oldu: Tanık Hilmi Özkök´ün ifadesinde belirttiği bazı konular, Özden Örnek ve Mustafa Balbay´dan ele geçirilen günlüklerde yer alan bir kısım hususları doğrular nitelikte olduğu görülmüştür.
Aytaç Yalman: Hemen gecikmeksizin eyleme geçmeliyiz
Ergenekon iddianamesinde bahsedilen Yakamoz adlı darbe planında TSK´nın Anayasa dahil olmak üzere sivil idarenin ve Türkiye´nin dış dünyayla olan ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi planlanıyor. Kuvvet komutanlarının organize ettiği anlaşılan planda yasama, yürütme ve yargının organlarının nasıl şekillendirileceği tüm detaylarıyla açıklanıyor. Şener Eruygur´dan elde edilen 13 No´lu CD´de ´muhtemel plan ve projeler´ başlıklı belgede kuvvet komutanları AKP´nin düşürülmesi için değişik önerilerde bulunurken Aytaç Yalman´ın Benim önerim hemen ve gecikmesiz eylem planına başlamak. Seçimden önce muhtıra vermeliyiz. dediği yer alıyor. Ayışığı darbe planlarında, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün kendisinden ve uygulamalarından rahatsız olan Aytaç Yalman ve Şener Eruygur´un Jandarma altında Cumhuriyet Çalışma Grubu kurdukları, bu grupla hükümet aleyhinde kullanılacak argümanların oluşturulmasını sağladıkları tespit ediliyor. Ayrıca Kuvvet komutanları Org. Yalman, Org. Fırtına, Ora. Örnek ve Org. Eruygur´un altına birlikte imza attıkları özel istihbarat bilgilerini Genelkurmay Başkanı´ndan bağımsız olarak Rauf Denktaş´la paylaştıkları belgelenmiş. Eruygur´dan elde edilen belgelerde AK Parti iktidarını zor durumda bırakmayı planlayan Orgeneral Aytaç Yalman´ın rektörlerle görüşerek öğrencilerin hükümet aleyhine eylemlerde bulunmasına çalıştığı anlatılıyor. Mustafa Balbay´ın günlüklerinde de Yalman´ın AKP´nin iktidarda bulunmasının kendisini rahatsız ettiğini ve yapılması gerekenleri sıraladığı belirtiliyor. ´Darbe planıyla ilgili yazılan mektuplar´ başlıklı belgelerde ise özellikle 2003-2004 yıllarında gerçekleştirilmesi planlanan darbe planları ile ilgili detaylı bilgi notları yer alıyor. Notlarda darbe girişimiyle birlikte TSK´nın yeniden düzenlenmesi, sivil idarenin yeniden düzenlenmesi ve dış dünyayla ilişkilerin yeniden düzenlenmesi gibi konuların nasıl hayata geçirileceğinin bizzat kuvvet komutanları tarafından organize edildiği anlatılıyor.
Alper Görmüş (Nokta Dergisi´nin eski Genel Yayın Yönetmeni): Yeni bir dönem açıldı
Bu olması gereken bir şeydi. Ergenekon davasının özünü gizli darbe girişimlerinin oluşturduğunu geçen hafta savcı ifade etmişti. Dolayısıyla böyle bir suç iddiası varsa o dönemin komutanlarının ifadesinin alınması kaçınılmaz bir süreçti. Geç kalmış bir gelişme. Şimdiye kadar, ´Bu planda tanklar mı yürütülmüş ki, bu suç değildir´ fikri dolaşıyordu ortalıkta. Bu girişim ile savcıların bu düşünceleri ciddiye almadığı gösterilmiştir. Darbe girişiminde bulunmanın da, plan yapmanın da meşru olmadığını göstermesi bakınmadan Türkiye´de yeni bir dönem açılmıştır diyebiliriz.
Lale Mansur (Sanatçı): Şaşkın ama mutluyum
İlk defa darbe planı yapanların yargılanması karşısında açıkçası büyük bir mutluluk ve şaşkınlık yaşıyorum. Nihayet böyle bir şeyi görebildik. Asker içinde de suç işleyenlerin yargılanabileceği bir ülkede yaşıyor olmak güzel. Askeri kanadın ve belli bir kesimin diline pelesenk ettiği, ´Orduyu yıpratmayın´ sözünün ne kadar anlamsız olduğunu bu süreçte iyi gördük. Aslında orduyu yıpratanların bizzat askerin içinden çıkanlar olduğunu anlıyoruz. Çürük yumurtaları ayıklamadıkları sürece kendileri orduyu yıpratıyor. Allah´tan aralarında demokrasiye inanan askerler var. Cuntacılar mutlaka yargılanmalı. Aylar önce hazırladıkları Kafes planı ortada. Hala bu tür planlar yapmaktan vazgeçmiyorlar.
Doğan Akın (Tempo 24 web sitesi Genel Yayın Yönetmeni): Üç general ile sınırlı kalmayacak
Darbe girişimlerinin varlığını, yokluğunu ya da ölçüsünü belirlemesi açısından yeni bir içtihat olacak. Özden Örnek´in bilgisayarından çıktığı bilirkişi raporu ile tespit edilen günlükleri sürekli reddettiler. Alper Görmüş´e hakaret ve iftira davası açıldı. Görmüş bilirkişi raporunun mahkemeye getirilmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Fakat mahkeme bunu kabul etmedi. Burada yarım kalmış bir mesele ve de çok önemli bir mesele söz konusudur. O zaman reddedilen soruşturmanın bu soruşturma kapsamında yapılacağı açıktır. Bu, üç general ile sınırlı kalmayacaktır.
Cengiz Alğan (Dur De Platformu sözcüsü): Eylemlerimizin meyvesini alıyoruz
Türkiye´nin birçok ilinde gerçekleştirdiğimiz darbe karşıtı yürüyüşlerimizin meyvesini alıyoruz. O gün sokaklara çıkan binlerce kişi ilk defa farklı kesimlerden olmalarına rağmen ortak bir dille ´darbelere hayır´ demişti. Yıllardır ümitle bu günleri bekledik. Türkiye adına çok sevindirici bir gelişme. Bu işin muvazzaflarla ya da düşük rütbeli askerlerle kapatılmayacak kadar önemli olduğunun görülmesi yargı adına büyük bir gelişme.
Osman Pamukoğlu (Emekli Tümgeneral): Bana göre çok geç kalındı
Ayışığı, Sarıkız, Eldiven... Bunların bir yerde konuşulduğu, belli bir fikir olarak veya düşünce olduğu, hayata geçirebilir miyiz diye bunun üzerine kafa yordukları, imkan ve fırsat aradıkları belli. Ama o, onunla uyuşamamış; bu bununla anlaşamamış. O dönemin Genelkurmay Başkanı (Hilmi Özkök) ´Benim haberim vardı, önemsemedim.´ diyor. İfadelerine başvurulmasından daha doğal bir şey olamaz. Bana göre geç bile kalındı. Herkesten bir şey dinlemesi lazım. TSK her hafta cuma günü basın toplantısı düzenliyor. Gazeteci ne sorar? Hep siyasi... Niye onlarla basın toplantısı yapıyorsun? Atatürk´ü işine geldikleri zaman işine geldikleri gibi kullanıyorlar. ( Zaman)
Tamer Korkmaz (Yenişafak): Darbeye karşı derin devlet ve TSK´da bir güç-irade oluşmasaydı; Hilmi Özkök´ün tek başına darbeyi önlemesi mümkün olamazdı
Örnek´in günlüklerindeki 18 Ağustos 2004 tarihli notları bir kez daha dikkatlice okuyalım: “Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman da ziyaretime geldi. Değerli bir dosttan ayrılmanın sıkıntısı içime çökmüştü. Çok sıkıntılı bir yıl geçirmiştik... Şener Eruygur´un bizim bildiğimizin dışına çıkarak bazı işler yaptığını ondan öğrendim. Hatta o kadar ileri gitmişti ki, biz bile tasfiyeye tabi imişiz. Bunlar dehşet verici bilgilerdi...” Org. Hilmi Özkök, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde, Sarıkız-Ayışığı- Eldiven-Yakamoz kod adlı darbe hazırlıklarını yapan generallerle ilgili görünürde herhangi bir tasfiye işlemine girişmedi... (Hala onların aleyhinde konuşmuyor.) Peki, ne yaptı? Sonuç aldı! Yani, darbe girişimlerini tesirsiz hale getirdi, engelledi; Ergenekoncuları paketledi! Burada, Hilmi Özkök´ün darbecilerle mücadeledeki stratejisine dikkatinizi çekmek isterim. Tam bu noktada, hayati bir hususu vurgulamakta çok büyük fayda görüyorum. Org. Özkök tek başına, mesela bir “Süpermen!”misali darbeyi engelleyen kişi miydi? Sorunun cevabı, gayet tabii “Hayır”dır. Şayet, ABD-Ergenekon yapımı darbe girişimlerine karşı devletin derinliklerinde ve TSK´da hakim bir güç veya irade oluşmasaydı; Hilmi Özkök ya da bir başka ismin tek başına darbeyi önlemesi-engellemesi mümkün olamazdı! Ankara´daki “derin mücadele”de, “o ana kadarki” en büyük kırılma, 1 Mart 2003´te tezkerenin reddedilmesi hadisesidir. Bu tarihi olayın asıl mahiyetini kamuoyu henüz bilmiyor. Türkiye´deki yıllanmış “derin-gizli yapı” bir başka deyişle “Ankara´daki Washington” en büyük- en hayati yarayı tezkerenin reddedilmesi olayında almıştır. 2003-2004 dönemindeki darbe hazırlıklarının başarılı olamayışının arka planında, bu bilinmeyen-görünmeyen-algılanamayan gerçek vardır! Dolayısıyla... ABD´nin Ankara eski Büyükelçisi Eric Edelman´ın şimdilerde çıkıp da “O dönemde darbe hazırlıkları yapan generaller bana gelseydi, onlara ABD´nin darbeye karşı olduğunu söylerdim” diye konuşması, trajikomik olmanın da ötesinde, “hikaye”den ibarettir. ( Yenişafak)
Şamil Tayyar (Star): Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanma yasası için AYM´nin kararı bekleniyor: Yeni 367 faciası olur mu?
04 Aralık 2009: Emekli kuvvet komutanları Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek´in Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara ifade verecek olması, kamuoyunda farklı yorumlara yol açtı. Tartışmanın sağlıklı bir zeminde yürütülebilmesi için 2. iddianamenin ilgili bölümlerini yeniden okumanın yararlı olacağı kanaatindeyim. Savcılar, Sarıkız dosyasını, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven dosyalarından ayırdı. Ayırma gerekçesi, Sarıkız darbe senaryosunun sözkonusu komutanların görevde olduğu dönemde hazırlandığı iddiasıdır. Dolayısıyla yargılamanın askeri mahkemede yapılmasına kanaat getirdiler. İddianameye göre; bu komutanlar sadece Sarıkız´dan suçlanmaktadır. Diğer darbe senaryoları, Şener Eruygur ve ekibine mal edilmektedir. Ayrıca, Sarıkız´ın en önemli argümanı Özden Örnek günlükleridir. İlave olarak, Mustafa Balbay´a ait günlükler, paşanın günlükleriyle karşılaştırmalı olarak 2. iddianameye konmuştur. Daha sonra ifadesi alınan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün günlüklerle örtüşen ifadeleri de sürecin önemli bir evresidir. Şener Eruygur ve Hurşit Tolon´da ele geçirilen bazı belgeler de darbe iddialarıyla ilgili önemli bir yer tutmaktadır. Savcıların, Sarıkız´ı diğerlerinden ayırmalarının temel sebebi, Ergenekon yapılanması içinde görmemelerinden değil, komutanların görev dönemlerine ait olmasıdır. Tabi, iddianamenin kabul edildiği 25 Mart 2009 tarihinde, askere sivil yargı yolunu açan yasal düzenleme henüz yapılmamıştı. Şimdi durum farklı, yargılama yolu açıldı. Savcılar, sorgulardan sonra üç paşayı Ergenekon davasına dahil edeceklerdir. Çünkü, 2. iddianamede çok açık şekilde suçlanıyorlar. Aksi durumda, 2. iddianamenin çöpe atılması gerekir. Buradaki sürpriz gelişme, Anayasa Mahkemesi´nin sivil yargılamayla ilgili kanunu iptal etmesi olabilir. O durumda kağıtlar yeniden karılır. Duyuyoruz ki, Anayasa Mahkemesi abluka altına alınmış, kararın bir an önce verilmesi isteniyormuş. Bakalım, yeni bir 367 faciası doğacak mı? ( Star)
(01 Aralık 2009, 14:30), son güncel.: (04 Aralık 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Deniz Kuv. Komutanı Özden Örnek´in darbe günlükleri (tam metin)
Darbe Günlükleri ve Komutanlarla ilgili manşetlerimiz