15 Temmuz Darbe girişimi gecesi Astsubay Ömer Halisdemir'in silahla vurarak öldürdüğü Tümgeneral Semih Terzi'nin emir ve komuta ettiği Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı olan ve Şırnak Silopi'de görevliyken tutuklanan rütbeli eski 17 askerin yargılanmasına güvenlik gerekçesiyle Gaziantep'te başlandı.
04.11.2017 17:58 15 Temmuz Darbe girişimi gecesi Astsubay Ömer Halisdemir'in silahla vurarak öldürdüğü Tümgeneral Semih Terzi'nin emir ve komuta ettiği Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı olan ve Şırnak Silopi'de görevliyken tutuklanan rütbeli eski 17 askerin yargılanmasına güvenlik gerekçesiyle Gaziantep'te başlandı.
30.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminde, darbeci Tümgeneral Semih Terzi tarafından görevlendirildiği belirtilen, haklarında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen, darbenin 'Güneydoğu yapılanması'nı oluşturan ve aralarında savaş uçağı pilotlarının da bulunduğu 17 sanığın yargılanmasına Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'nde başlandı.
Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada Başbakanlık avukatı Mustafa Doğan İnal ve Gaziantep Barosuna kayıtlı bazı avukatlar da hazır bulundu.
Sanıkların kimlik tespitinin ardından mahkeme heyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Başbakanlığın müdahillik talebinin kabulüne Gaziantep Barosu'nun müdahillik talebinin reddine karar verdi.
Söz alan tutuklu sanık eski yarbay Celal Koca, 15 Temmuz 2016'da Silopi ilçesindeki ÖKHÜ'de kurmay başkanı olarak görev yaptığını ve normal şartlarda görev süresinin bir hafta sonra biteceğini ancak o günden beri tutuklu olduğunu söyledi.
Savunmasını, TSK ve Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) hakkında bilgi vererek başlayacağını belirten Koca, askeriye hakkında uzun beyanı nedeniyle Mahkeme Başkanı Akın Akkaya tarafından uyarıldı.
"Özel kuvvetlerde son 3 yıldır Zekai Aksakallı Paşanın komutanlığı döneminde, görevler ve görev yerleri birbirine girdi. Normal şartlarda Semih Terzi'nin ÖKK'nin Erbil'deki karargahında bulunması gerekiyordu. Ancak Zekai Paşa'nın emriyle o kampta Halil Soysal Paşa görev yapıyor. Eğer Semih Terzi, normal görev yerinde olsaydı belki Ankara'ya gidemeyecekti, benim de başıma bunlar gelmeyecekti." diyen Koca, Korgeneral Zekai Aksakallı'nın birçok konuyu aydınlatacağını öne sürerek, duruşmada dinlenmesini talep etti.
Koca, darbe girişimi gecesi uçuşların yasak olduğu mesajının geldiğini ifade ederek, şunları anlattı:
"Semih Terzi, uçuşun yasaklandığı emir üzerine Ankara'dan uçak geleceğini Genelkurmay'ın bilgisi olduğunu söyledi. Ancak 17'nci Tabur'un helikopterlerle Şırnak'a gitmesinin zor olacağını bu nedenle 172'nci Zırhlı Tugay'dan zırhlı personel taşıyıcı 'kirpi' istememi söyledi. Oranın kurmay başkanını aradım ve durumu ilettim. Onlar da kabul etti ancak yeterli araç komutanının olmadığını, personel olması halinde gelip bizim almamızı söylediler. Personelin pikaplarla araçları alıp gelmelerini söyledim. Karargahta Semih Terzi ile benim odam karşı karşıyadır. Bu sırada Semih Terzi beni çağırıp taciz ediyordu. Bana 'Genelkurmay'la görüşüyoruz, izin alacağız, sen personeli hazır et' dedi. Saat 21.45-22.00 sularında kirpiler geldi. Semih Terzi'ye bilgi verdim. O da 'tabur beklemesin uçağı havaalanında beklesinler' diye talimat verdi.
Daha sonra Semih Terzi tekrar çağırdı. Terzi, bazı evrakları ve eşyalarını hızlı hızlı valize koyuyordu. Semih Terzi'nin telaşını görünce iyice meraklandım. Kendisini Ankara'dan çağırdıklarını ve taburun oyalanmadan havaalanına gitmesini söylediğini iletti. Bu sırada makam odasından dinlenme odasına çağırdı. Bazı eşyaları göstererek, 'Sen zaten 4-5 gün sonra Ankara'ya geleceksin. Benim eşyaları getirirsin' dedi. Zekai Paşanın da eşyaları olduğunu 3-4 gün sonra da onun geleceğini söyledi."
Saat 22.00 sularında Terzi'nin helikopterinin çalıştığını duyduğunu kaydeden Koca, "Daha dün gibi aklımda Terzi, 'Ülkede terör alarmı var. Malum hava sahası da kapatıldı. Sen uçakları takip et, bakalım ne oluyor. Harekat merkezinden uçuşlar girilmesin. İsmail Çelik (tutuklu sanık) yüzbaşı Terzi'nin yanına gitti. Biraz uzaklaşıp konuşmaya başladı. Daha sonra diğer helikopterin pilotu Ali Özçelik (tutuklu sanık) geldi. Terzi, Ali'ye hitaben 'Al sana şahin. Sana emir veriyorum uçacaksın' dedi ve bana dönerek 'uçmazsa haberim olsun' diyerek tembihledi. Terzi, saat 22.15 sularında hareket etti. Bazı beyanlarda Terzi'nin yanında koruma ekibinin yer aldığı belirtiliyor ama yanlış."
Daha sonra diğer helikopterin de hareket ettiğini anlatan Koca, karargahta güvenlik tedbirlerini artırdığını ancak çok yoğun olduğu için ülkede neler olduğunu öğrenemediğini öne sürdü.
Mahkeme Başkanı Akkaya, "Hala ne olduğunu anlamadım mı?" sorusuna sanık Koca, olumsuz yanıt verdi.
- "Soysal'ı sınırdan almayın" talimatı
Terzi'nin kendisinin Özel Kuvvetler Komutanı olarak atandığını, Diyarbakır'da uçak beklediğini belirterek, Irak'ta bulunan Tuğgeneral Halil Soysal'ın gelmesi durumunda içeri alınmaması talimatını verdiğini de savunan Koca, şöyle devam etti:
"Soysal Paşa beni arayarak, ÖKHÜ'ye geleceğini söyledi. Ben de durumu Semih Terzi'ye ilettim. O da kesinlikle içeriye alınmaması talimatını verdi. Birkaç arkadaşa eğer Soysal'ın eylemsel faaliyeti olması durumunda müdahale edeceğimizi söyledim."
- "Emri yoğunluktan okuyamamış"
Sözde "Harekat Yıldırım Emri"nin geldiğini ancak yoğunluktan okuyamadığını iddia eden Koca, savunmasında şunları kaydetti:
"Hep terör olayları var ve devlet müdahale etmeye çalışıyor sanıyordum. Gazinoya gittiğimde televizyonlarda tankların sokaklarda olduğunu gördüm. Biri bana 'darbe oluyormuş' dedi, inanamadım. Kendi odama geçip televizyona baktım. Daha sonra Semih Terzi'nin emirlerini sorgulamaya başladım. Ancak Cizre'ye giden ekipte darbeye gider bir davranış yoktu. Gayet mutluydular. Karargahtaki herkes televizyon izliyor kimse bir şey yapmıyordu. Subaylarla toplantı yaptık."
Koca, Semih Terzi'den gelen emri yerine getirdiğini, eyleme karışmadığını ve suçsuz olduğunu savundu.
Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.
31.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülmeye başlayan duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık adına katılan avukatlar da hazır bulundu.
Söz alan eski binbaşı tutuklu sanık İsmail Çevik, dün savunma yapmadığını, bugün ifade vermek istediğini belirtti.
İddianamede, darbe girişimi gecesi dönemin Van Asayiş Kolordu Komutanı olan Korgeneral İsmail Metin Temel'i derdest etmek isteyen ekipte yer aldığı belirtilen ve dünkü duruşmada susma hakkını kullanan Çevik, o gece kime operasyon düzenleneceğini bilmediklerini iddia etti.
Özel kuvvetler personelinde güvenin esas olduğunu ifade eden Çevik, darbeci general Semih Terzi'nin kendisine terör örgütü PKK'nın kamu kurumuna yönelik eylemi olacağı yönünde istihbari bilgiye sahip olduklarını belirterek, bu nedenle normal eğitim planının dışında polis ya da asker kurtarma eğitimi yapılacağı emrini verdiğini, bu nedenle 10-14 ve 15 Temmuz tarihlerinde kışlada rehine kurtarma eğitimleri yapıldığını aktardı.
Başkan Akın Akkaya'nın, normal planlanan eğitimin konusunu sorması üzerine sanık, hatırlamadığını öne sürdü.
Semih Terzi'nin eğitimi sık sık kontrol ettiğini ve kendisine uyarılarda bulunduğu anlatan Çevik, "Semih Terzi, 15 Temmuz'da PKK'ya bilgi sızdıran bir general olduğunu ve tutuklanacağını, personelin de ekipte yer alacağını söyledi. Ben de durumun çok ciddi olduğunu yazılı emir alıp almadığını sordum. Terzi, 'Ben kafama göre iş yapmıyorum. Sana kanunsuz emir vermiyorum. Daha fazla uzatma, askerliğin gereğini yap. Personele operasyonun Yüksek Değerli Hedef (YDH) olduğunu söylersin' dedi. Bu emir üzerine tereddüt yaşamama rağmen 'emredersiniz' diyerek odadan çıktım." ifadelerini kullandı.
Hazırlık yapıldıktan sonra helikopterle hareket ettiğini anlatan Çevik, şöyle devam etti:
"Karargah önünde düşünmeye başladım. Ama tereddüt etmem halinde görevim başarısız olacaktı ve nasılsa gittiğimiz yerde bizi karşılayanlar olacağı için rahatladım. Celal Koca (tutuklu sanık), odama gelerek, 'hayırlı olsun' dedi. Ben de Terzi'nin 'Celal yarbayla irtibatlı olursunuz' emrini kendisine söyledim. Daha sonra İsmail Öğüt (tutuklu sanık) geldi ve görevin ne olduğunu sordu. Ben de YDH olduğunu söyledim. Listeden görev alacak personeli seçtim. Burada görev anlayışı ve disiplinine güvendiğim 6 personeli seçtim. Daha sonra pilot yüzbaşı Ali Özçelik (tutuklu sanık) gelerek uçuşa yasak olduğunu ve durumdan rahatsız olduğunu söyledi. Özçelik ile havalanmak üzere olan Semih Terzi'nin helikopterinin yanına gittik. Terzi, Özçelik'e sert şekilde ısrar etti ve gitti. Biz de saat 21.30 sularında hareket ettik. İstikamet Siirt olacak şekilde havalandık. Terzi'nin personelin telefonlarının alınması emri üzerine telefonları toplattım."
- "Operasyonlara böyle mi gidiyordunuz?"
Mahkeme Başkanı Akkaya'nın, "diğer operasyonlarda telefon toplatılıyor muydu?" sorusuna sanık, "evet" yanıtını verdi.
Başkan Akkaya, "Tekrar bırakılıyor muydu toplatılıyor muydu?" diye sorunca sanık Çevik, "Operasyonlarda genel olarak telefonlar bırakılırdı ancak operasyona çıkarken söylemeyi unuttuğum için, personel de normal görev sandığı için yanlarına almıştı. Bu yüzden helikopterde toplattım." yanıtını verdi.
Çevik, ekibe plastik kelepçeyi alıp almadığını sorduğunu ancak alınmadığını öğrendiğini belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Akkaya, "Allah'tan gerçek operasyona gitmemişsiniz, gerçek operasyona gitseymişsiniz hazırlıksız yakalanacakmışsınız. Siz operasyonlara böyle mi gidiyordunuz?" diye sorunca sanık, operasyonda aktif rol almayacakları için bu şekilde gittiklerini belirtti.
Semih Terzi'nin, Van Asayiş Kolordu Komutanlığına gidileceğini ve orada kendilerine yardımcı olacağını belirttiği "Murat" isimli albayın telefonunu verdiğini aktaran Çevik, uçuş boyunca bu kişiye ulaşamadığını, indikten sonra kısa bir görüşme yaptığını ancak ne dediğini anlamadığını öne sürdü.
Çevik, yere indiklerinde telefonundaki "Kara Harp Okulu 98" WhatsApp grubunda, "Köprü kapanmış, tanklar sokağa çıkmış, jetler uçuyor ve darbe oluyor" gibi mesajları gördüğünü kaydederek, "Meslek gereği üstüme duyduğum güven nedeniyle Semih Terzi'nin darbeci olacağı aklıma gelmedi. Van'dan kalkarak, Silopi'ye döndük. Bu sırada Semih Terzi'den 'Van'a geri dön' mesajı geldi ancak olumsuz yanıt verince 'Ben Genelkurmay tarafından ÖKK olarak atandım. Bana güven' diye mesaj geldi. Cevap yazmadım ve Silopi'ye gittik. İndiğimde ne olduğunu anladım. Darbeye alet edildim, suçsuzum." şeklinde savunma yaptı.
Başkan Akkaya'nın "operasyonu bir üstünüze sorma gereği duymadınız mı? Sonuçta bir generali gözaltına alacaksınız" sorusu üzerine sanık, çok gizli bir operasyon olduğu için sormanın yanlış olacağını düşündüğünü söyledi.
Akkaya'nın, "Meslek hayatınız boyunca hiç er gözaltına aldınız mı?" sorusuna sanık "17 yıldır meslek hayatımda olmadı" diye yanıt verince, "Bir generali gözaltına almaya gidiyorsunuz ama bir üstünüze teyit etme gereği duymadınız mı?" şeklinde tepki gösterdi.
Duruşmaya ara verildi.
Tutuklu sanık Zeki Özerli, 15 Temmuz 2016'da kışlada sıhhiye uzmanı olarak görev yaptığını, gündüz eğitime katıldığını, akşam saatlerinde tim komutanı İsmail Öğüt'ün (tutuklu) gelerek kendisini göreve çağırdığını söyledi.
Helikopter pistine gittiğinde dönemin kurmay başkanı tutuklu sanık Celal Koca'nın ve dönemin tabur komutanı tutuklu sanık İsmail Çevik ile kışla personelinin helikopterin yanında olduğunu kaydeden Özerli, "Helikoptere bindiğimizde tabur komutanı ilk emrini verdi. Operasyonun yüksek değerli hedef olduğunu söyledi. Havalandıktan sonra telefonlarımız toplandı." dedi.
Mahkeme Başkanı Akın Akkaya'nın bu durumun normal mi olduğunu sorması üzerine sanık Özerli, "Telefonların toplanması rutin bir uygulama değildi. Daha önce hiçbir operasyonda toplatılmamıştı." şeklinde cevap verdi.
Yaklaşık 1,5 saat kadar uzun bir uçuş yaptıklarını ifade eden Özerli, şunları kaydetti:
"Rota ilk kalktığımızda Siirt'ti ancak sonra Van olarak değişti ve Van Asayiş Kolordu Komutanlığına indik. Bu sırada ekipteki Mehmet Yüksel (tutuklu) arkadaşımız garip şeyler olduğunu, köprünün kapatıldığını, büyük bir terör saldırısı olabileceğini, hatta darbe olabileceğini söyledi. Bunun üzerine Hüseyin Özyıldırım (tutuklu) garip şeyler olduğunu ve tabur komutanının emrini anlamadan hareket etmemizi söyledi. Aynı fikirde olduğumuzu bildirdik. Tim komutanı İsmail Öğüt'e (tutuklu) neler olduğunu sorduk. O da anlamaya çalıştığını söyledi. Daha sonra Siirt'e döndük. Kanunsuz emir almadım, uygulamadım, suçsuzum."
Başbakanlık avukatı Ali Kemal Akdoğan'ın sanığın evinde FETÖ elebaşı Gülen'e ait video, fotoğraf ve kitabın ele geçirilmesini hatırlattı. Sanık, evinde ele geçirilenlerin kendisine ait olmadığını iddia etti.
Sanık avukatının, ekibin Semih Terzi'nin emri doğrultusunda hareket ettiğini ve Terzi'nin YAŞ kararlarında terfi aldığını belirtmesi üzerine Başbakanlık avukatları, sanık avukatına tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı Akkaya, iddialar üzerinden savunma yapılmasını istedi.
Diğer tutuklu sanık eski Astsubay Cuma Torun, söz aldı. Mahkeme Başkanı Akkaya, sanık hakkında birleştirilen iddianameden haberi olup olmadığını sordu. Sanık Torun, bilgisinin olmadığını söylemesi üzerine Başkan Akkaya, iddianameyi özetledi.
Sanık Torun, etkin pişmanlık kapsamında ifade veren ve yakını olan E.T'nin örgüte ait evlerde kaldığı yönündeki beyanı kabul etmeyerek, "Onların evlerinde kalmadım, sadece Ankara'ya sınava gittiğimde bir kaçgün misafir kaldım. Bahsettiği yılda köydeydim." diye konuştu.
E.T'nin kendisini örgütün dershanesiyle tanıştırdığı yönündeki beyanını da reddeden Torun, beyanların doğru olmadığını öne sürdü.
Timin kesin nişancısı tutuklu sanık Hüseyin Doğan da diğer sanıklar gibi helikopterle operasyona gittiklerini ancak içeriğini bilmediğini vurguladı. Doğan, operasyondan döndükten sonra darbe girişimini öğrendiğini, kışlaya döndüğünde şoke olduğunu, hatta silahını bilmeden tuvalete götürdüğünü dile getirdi.
Başbakanlık adına katılan avukat Akdoğan, sanığa Semih Terzi'nin öldürüldüğünü ne zaman öğrendiğini ve WhatsApp grubundaki mesajları niçin sildiğini sordu.
Sanık Doğan, Terzi'nin öldürüldüğünü birliğe geldikten sonra öğrendiğini, mesajları da darbeyle ilgili mesajlar yazılınca sildiğini iddia ederek, "Şehit olanları da darbeci olanları da tanıyoruz. Aklımız almıyor." ifadesini kullandı.
01.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
10. Ağır Ceza Mahkemesinde Pazartesi görülmeye başlayan duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık adına katılan avukatlar da hazır bulundu.
İddianamede, darbe girişimi gecesi dönemin Van Asayiş Kolordu Komutanı olan Korgeneral İsmail Metin Temel'i derdest etmek isteyen ekibi taşıyan helikopterin pilotu olduğu belirtilen eski yüzbaşı Ali Özçelik, savunmasında atılı suçlamaları kabul etmedi.
Askerlik süresince kritik görevlerde bulunduğunu, 12 Temmuz - 4 Ağustos tarihlerinde amiri olan ve darbe girişiminden sonra binbaşı rütbesi alan "Korhan" adında yüzbaşıyla Silopi ÖKHÜ'ye görevlendirildiğini ifade ederek, "Kışlaya geldiğimizde Semih Terzi'nin odasına girerek, tekmil verdik. Terzi de 'hoş geldiniz, geç oldu istirahat edin' diyerek uğurladı. Sonraki günlerde sabah toplantılarına Korhan Yüzbaşı Özel Harekat Hava Üssü amiri olduğu için katıldı, ben katılmadım. 15 Temmuz'da akşam içtimasının ardından Semih Terzi, tabur komutanlarıyla toplantı yaptı ve Korhan yüzbaşının da olmasını istedi." dedi.
Darbe gecesi kendilerinin uçakla Ankara'ya gidecek 17'nci Tabur Komutanlığı personelini helikopterle Cizre Havaalanına götürmeyi planladıklarını ancak saat 20.30 sularında uçuşların yasaklandığını öğrendiklerini aktaran Özçelik, şöyle devam etti:
"Daha sonra öğrendiğimize göre Semih Terzi, Cizre'ye gidecek uçağı Diyarbakır'a yönlendirmiş ve onunla Ankara'ya gitmiş. Semih Terzi, Korhan yüzbaşıyla bizi odasına çağırdı. Korhan Yüzbaşı'ya uçuş olacağını söyledi. Ben amirimin yanımda olması sebebiyle bir şey demedim. Sonra odadan çıktık. Semih Terzi de bizim arkamızdan çıkarak, Korhan Yüzbaşı'ya ikinci pilotu sordu. O da Yasin Üsteğmen olduğunu söyledi. Terzi, 'Onu tanımıyorum değiştir' dedi."
Mahkeme Başkanı Akın Akkaya'nın bu değişimin genel bir uygulama olup olmadığı yönündeki sorusuna sanık Özçelik, pilotlar arasında olduğunu ancak pilot olmayan bir komutanın pilot değişimine ilk defa şahit olduğunu kaydetti.
Daha sonra Semih Terzi'nin sadece kendisini yanına çağırarak, "Uçuş olabilir, Celal Koca ya da İsmail Çevik ile görüş" dediğini kaydeden Özçelik, "İsmail Çevik'in yanına gittim Semih Terzi'nin söylediğini ilettim ve görevi sordum. O da Yüksek Değerli Hedef (YDH) olabileceği ancak rotayla ilgili bir şey söylemedi. Tekrar Semih Terzi'nin odasına gidip sordum. O da rotanın Siirt, Van, Hakkari olabileceğini söyledi. Anlamadığımı söyleyince Celal Koca 'İkinci olabilir' dedi. O gece Özel Kuvvetler pilotlarını kullanmalarının en önemli nedeninin pilot olmayan üstlerinden emir almaları olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Rota: Van, Siirt ve Hakkari
Korhan Yüzbaşı'nın bu sırada uyarıda bulunduğunu ve bu durumu İsmail Çevik'e (tutuklu sanık) anlattığını aktaran Özçelik, "İsmail binbaşı, Semih Terzi'nin helikopterine doğru koştu. O sırada çalışan helikopterde olan Terzi'ye bir şeyler söyledi, bunun üzerine Terzi helikopterden indi. Bu sırada Kurmay Başkanı Celal Koca (tutuklu sanık) yanımızdaydı. Semih Terzi neden uçmak istemediğimi sordu. Ben de uçuşa yasak olduğunu ve yaşanabilecek sorunlardan bahsettim. O da 'Korkuyor musun yoksa' dedi. Ben de hayır deyince, Celal Koca ve İsmail Çevik'in omuzlarına dokunarak, 'Al sana iki tane şahin. Emrediyorum uçacaksın.' dedi. Ben de havalanacaksanız bu durumu Koray Yüzbaşıyla konuşursanız daha iyi olur' dedim, ayrıldı." şeklinde konuştu.
Özçelik, kendisinin de yakıt ikmalinden sonra helikoptere bindiğini ve Yasin üsteğmene (tutuklu) 'ipad'i vererek, "Koray yüzbaşının uçuşunu kontrol et." dediğini aktardı.
Özçelik'in "Bu aslında pilotların birbirinin ambulansı gibi düşünülebilir. Birbirimizi takip ederiz. Burada gizli bilgiler var. Terör örgütlerinin eline geçmemesi için anlatmıyorum." demesi üzerine Başkan Akkaya, gizli bilgiye gerek olmadığını belirterek, sanığın atılı suçlamalarla ilgili savunma yapmasını istedi.
Celal Koca'dan Siirt, Van, Hakkari rotası yazılan uçuş emrini alarak, havalandıklarını ve Siirt'e varmaya 10 dakika kala Van'a gittiklerini belirten Özçelik, Van Asayiş Kolordu'ya vardıklarında İsmail Çevik'in helikopterden inerek telefonla görüşme yaptığını ve operasyonun iptal edildiğini söylemesi üzerine tekrar havalandıklarını söyledi.
Özçelik ayrıca, yakıtın azalmasıyla Hakkari'den yakıt ikmali yaparak Silopi'ye döndüğünü ifade etti.
Darbe girişimini şaka sanmış
Özçelik, "Kışlaya döndüğümüzde darbe girişimi olduğunu söylediler. Ben de şaka yapıyorsunuz dedim. Yaşananlara inanamadım. Koray yüzbaşı ile konuştuktan sonra arkadaşlarla pilot odasına girip kapıyı kilitledik ve helikopterlere arıza vermeyi planladık." dedi.
Mahkeme Başkanı Akkaya'nın, "Böyle bir imkan vardı neden daha önce kullanmadınız" sorusuna sanık, "O zaman yaşananların farkında değildim". yanıtını verdi. Başkan Akkaya'nın uçuşların yasaklandığından haberinin olduğunu hatırlatması üzerine sanık, durumun farklı olduğu cevabını verdi.
Özçelik, Korgeneral Temel'e suikast düzenlemeye gittiklerini savcılıktaki sorguda öğrendiğini öne sürdü.
Sanık Özçelik, soru üzerine eşiyle telefonda Hakkari Otluca mevkisinde görüştüğünü, kendisine "darbe oluyor." gibi şeyler söylendiğini ancak "Biz nelerle uğraşıyoruz sen ne diyorsun" şeklinde yanıt verdiğini söyledi.
Mahkeme Başkanı Akkaya'nın, "Havalanmadan önce köprülerin kapatılması, uçuşların yasaklanması ve eşinin söylediklerini üst üste koyarak düşünmedin mi?" sorusu üzerine sanık Özçelik, görev süresince sürekli terörle mücadele ettiğini, bu nedenle darbe girişiminin aklına gelmediğini iddia etti.
Başbakanlık avukatı Ali Kemal Akdoğan'ın eşiyle olan görüşmesini hatırlatması üzerine Özçelik sesini yükselterek, "Asker olan ben, öğretmen olan o. Darbeyi ondan mı öğreneceğim." cevabını verdi.
Başkan Akkaya sanığı uyararak sesini alçaltmasını söyledi.
Duruşmaya ara verildi.
02.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde Pazartesi görülmeye başlayan duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık adına katılan avukatlar da hazır bulundu.
İddianamede, darbe girişimi gecesi dönemin Van Asayiş Kolordu Komutanı olan Korgeneral İsmail Metin Temel'i derdest etmek isteyen ekibi taşıyan helikopterde olduğu belirtilen eski teknisyen astsubay tutuklu sanık Serkan Yüksel, atılı suçlamaları kabul etmeyerek suçsuz olduğunu savundu.
Darbe girişimi gecesi 17. taburu Cizre Havaalanı'na götürmek için uçuş planı olduğunu, bu nedenle akşama doğru hazırlık yaptıklarını anlatan Yüksel, akşam uçuşların yasaklandığının söylenmesi üzerine cumartesi günü yapacakları helikopterin bakım hizmetini yapmaya başladıklarını savundu.
Ardından odaya geçtiklerini ancak VIP uçuşu olduğunun söylediğini aktaran Yüksel, helikoptere 2 VIP koltuğu taktıklarını ve hazırlık yaptıklarını kaydetti.
Başteknisyene Semih Terzi'nin Diyarbakır'a gideceğini bildirdiğini, onun da "Bizimkilerin bilgisi yok. Bilgi vereyim" dediğini öne süren Yüksel, Semih Terzi'nin hareketinden sonra kendi helikopterlerinin de uçuşa çıkacağı emri verildiğini ve hazırlıkların ardından hareket ettiklerini aktardı.
Helikopterde operasyon timinin haricinde iki pilot, iki teknisyenin yer aldığını ve 4 kulaklık bulunduğunu, birisinin de kendisinde olduğunu dile getiren Yüksel, "Helikopterin hareket edeceği sırada rotanın Siirt olduğu söylendi. Siirt'e kadar normal uçtuk. Siirt'e varmak üzereyken İsmail Çevik binbaşı, Siirt'in iptal olduğunu rotanın Van olduğunu söyledi. Bir süre sonra pilot Ali yüzbaşı, Van'a yaklaştıklarını belirterek tam adres sordu. İsmail Çevik, 'Van Asayiş Kolordu' diye cevap verdi." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Akın Akkaya'nın "İsmail Çevik'in pilota 'soran olursa yaralı taşıyoruz' gibi bir şey söyledi mi?" soruna sanık, "Bu şekilde bir şey dediğini hatırlamıyorum." diye yanıt verdi.
Sanık Yüksel, devamla timin sol kapıdan inerek uzaklaştığını ve yanlarına sivil bir aracın geldiğini belirterek, şöyle savunma yaptı: "Araçtan biri sivil iki kişi indi. Bana nereden geldiğimizi sordu. Ben de bilmediğimi söyledim. Bu sırada kulaklıktan komutana 'Nereden geldiğimizi soruyorlar' dedim. Sivil kişi pilota doğru yöneldi. Şahıslar komutanla bir şey konuştu ama ne olduğunu anlamadım. Sonra İsmail Çevik geldi ve görevin iptal olduğunu, Silopi'ye döneceğimizi söyledi. Havalandıktan sonra Çevik pilota 'Ali biraz bekle komutandan haber bekliyorum' dedi. Havada bir süre tur attık. Sonra yakıt ikmali için Hakkari Otluca'ya gittik. Yaklaşık 50 dakika uçtuk. İkmal tankeri geldi. İnmeden önce kuleyle ikmal yapılacağı yönünde bir konuşma duymadım. Pilotun birlikle irtibat kurmaya çalıştığını da duymadım. Yakıt tankeri geldi. Helikopterin önünden 5-6 kişinin geçtiğini gördüm. Timin olduğu tarafa geçtiler. Tanık beyanında belirtildiği gibi, yakıt ikmal defterini imzalatmaya kimse gelmedi, imzalamak istemediğim yönündeki ifade doğru değildir. İkmal defterini imzalamadığımız daha önce de olmuştur. Kimliğimi gizlediğim, benim jandarma personeli, helikopterin de jandarmanın olduğu yönündeki ifade de doğru değildir."
Daha sonra havalanarak Hakkari merkezine geçtiklerini dile getiren Yüksel, Otluca Birliği'nden çağrı yapıldığını ancak İsmail Çevik'in bunu kabul etmeyerek Silopi'ye gideceklerini söylediğini kaydetti.
Kendilerine 'Kimin helikopterisiniz' diye arka arkaya çağrılar geldiğini aktaran Yüksel, "Pilot Ali Özçelik de 'Sizin helikopteriniz' diye yanıt verdi. Konuşma tam anlaşılmadığından Özçevik, 'İnince görüşürüz' dedi. Konuşma sonlandı. Silopi'ye yaklaştığımızda internet çekmeye başladı ve neler olduğunu anlamaya çalıştım ancak tam açılmayınca inince bakarım diye düşündüm. Telefonu cebime koydum. Zekai paşanın açıklamasını gördük ve darbe girişimi yaşandığını anladık. Yardımcı pilot odasına gittik. Silahları depoya koyarak, helikopteri uçurmama kararı aldık." iddialarını savundu.
Sabaha kadar ülkede olanları üzülerek televizyondan izlediğini belirten Yüksel, sabah kamelyada otururken Ali yüzbaşıya "Komutanım ülkede neler oldu, biz neden uçtuk" diye sorduğunu, onun da "Metin Temel paşa çağırmış herhalde" dediğini kaydetti.
Sanık Yüksel, görev planlamasında en ufak bir inisiyatifinin olmadığını ve suçsuz olduğunu söyleyerek beraatini talep etti.
Bu arada Başbakanlık avukatı Hakan Kurt'un, önceki celse savunmasını yapan eski üsteğmen tutuklu sanık İsmail Öğüt'ü yönlendirdiği için uyarıda bulunduğu dönemin kurmay başkanı tutuklu sanık Celal Koca'nın arka sıraya oturtulduğu görüldü.
İddianamede, darbe girişimi gecesi dönemin Van Asayiş Kolordu Komutanı olan Korgeneral İsmail Metin Temel'i derdest etmek için helikopterle gelen ekibi karşılayacağı belirtilen dönemin Van Asayiş Kolordu Komutanlığı Kurmay Başkanı tutuklu sanık eski albay Murat Temiz dinlendi.
Eski albay ifade verdi
Örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı belirlenen Temiz, duruşmaya tutuklu bulunduğu Van Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Atılı suçlamaları kabul etmeyen Temiz, 15 Temmuz akşamı sözde "sıkı yönetim emri"ni aldıklarında durumu Temel'e ilettiğini onun emriyle birliklere "Emir komuta dışına çıkılmayacak" mesajı çektiğin ifade ederek, "Eğer kötü niyetli olsaydım. Mesajı çekmezdim ve bundan Metin Temel Paşa'nın haberi dahi olmazdı." dedi.
İlerleyen saatlerde Korgeneral Temel'in makamında dönemin İl Jandarma Komutanı ile bulundukları sırada helikopter sesi duyduklarını ifade eden Temiz, kışlada güvenlik önlemleri aldırdıklarını ve gelen helikopterin normal şekilde karşılanmadığını söyledi.
Duruşma kapsamında ifade veren sanıklardan eski kurmay yarbay Celal Koca'nın olayı çok iyi anlattığını bu nedenle bu kısmı anlatmayacağını aktaran Temiz, şöyle devam etti:
"Piste yönlendirdiğim korumalardan yanıt gelmeyince 3-5 dakika sonra İl Jandarma Komutanıyla piste gittik. Piste vardığımızda helikoptere telsizle çağrı yaptı ancak cevap gelmedi. Sonradan öğrendiğime göre koruma, Temel Paşa'nın emir astsubayına bilgi vermiş. Benim helikopterin 20-30 metre ilerisinde durup izlediğim bilgisi doğru değildir. Telefon çaldı, kayıtlı olmayan bir numarada aradı. Ne söylediğini anlamadım. İsmail gibi bir şey söyledi, kapandı. Helikopter kalktıktan sonra koruma bize helikopterde yaralı olduğunu söylediklerini iletti. Daha önce Silopi ÖKHÜ'den hiç yaralı gelmemişti. Daha sonra öğrendiğime göre, helikopter Otluca'dan yakıt ikmali yapıp tekrar Van'a yönelmiş ancak ateş açıldığı için Silopi'ye dönmüş."
Mahkeme başkanı HTS kayıtlarını sordu
Mahkeme Başkanı Akın Akkaya, HTS kayıtlarında timdeki Hüseyin Özyıldırım'ın telefonundan arandığının ve 48 saniye görüşme olduğunu sorması üzerine sanık Temiz, o gün çok fazla görüşme yaptığını hangi saatte kiminle görüştüğünü hatırlamadığını ancak bir defa "İsmail" isminde birisinin aradığını ancak söylenenlerin anlaşılmadığını öne sürdü.
Daha sonra karargahta bulunan kobra ekibini görevlendirdiklerini ve gelmesi halinde "vur" emri verildiğini söyleyen Temiz, "Karargaha döndüğümüzde mesajlar gelmeye devam etti. Bazısında darbe girişimi olduğu bazısında sıkı yönetim emrini dinlemeyenler hakkında yasal işlem yapılacağı belirtildi. Karargahta hiçbir şekilde kalkışma ya da araç hareketi olmadı. Olaydan 5 gün sonra gözaltına alındı." diye konuştu.
Başkan Akkaya'nın "Semih Terzi'yi tanıyor muydunuz?" sorusuna sanık Temiz, "sadece sima olarak" yanıtını verdi.
Telefon numarasını tutuklu sanık İsmail Çevik'e verdiğinin hatırlatılması üzerine Temiz, arandığı telefonun makam telefonu olduğunu ve bulunmasının çok kolay olacağını savundu.
Korgeneral İsmail Metin Temel'in 15 Temmuz akşamı havaalanındaki VIP Salonu'nda beklediği sırada gideceği istikameti öğrenmek için yanına girip çıktığı ve heyecanlı olduğu yönündeki iddiaları reddeden Temiz, "Bir asker Siirt'ten zorla helikopter kaldırılmaya çalışıldığını bana ilettiği ancak benim bunu Metin Temel Paşa'ya iletmediğim yönündeki beyanlar da doğru değildir. Kesinlikle böyle bir şey olamaz. Geldiyse mutlaka komutana iletmişimdir." şeklinde konuştu.
Gizli tanık ve etkin pişmanlık kapsamında ifade veren kişilerin beyanlarında isminin geçmesini de kabul etmeyen Temiz, suçlamaların mesnetsiz olduğunu savundu.
Başbakanlık avukatının "Helikopterle gelen timin darbe girişimine katıldığı yönünde fikir oluşturdu mu?" sorusuna sanık Temiz, "Darbe değil ama olağanüstü bir şey olduğunu anladık." cevabını verdi.
Duruşmaya ara verildi.
03.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde pazartesi görülmeye başlayan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık ve TBMM adına katılan avukatlar da hazır bulundu.
Tutuklu sanıklarının dinlenmesinin ardından tutuksuz yargılanan ve görevde bulunan 4 asker savunma yaptı.
Habur Sınır Kapısı'nda görevli sanıklar, Irak'ta bulunan Tuğgeneral Halil Soysal'ın ülkeye girişinin engellenmesi talimatını, dönemin kurmay başkanı eski yarbay Celal Koca'nın verdiğini ancak sorumlu amirlerinin Özel Kuvvetler Karargahı'ndaki albayı aramalarıyla Halil paşaya eskortluk ederek ülkeye geçişini sağladıklarını anlattı.
Başbakanlık ve TBMM adına katılan avukatlar adına konuşan Ali Kemal Akdoğan, davanın takipçisi olduklarını ve tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Sinan Yüksel, tüm sanıkların dinlenmesinin ardından mütalaasını bildirdi.
Darbe girişiminde aktif rol alan ve öldürülen darbeci Semih Terzi'nin bir kısım sanıklarla irtibatının olduğunun anlaşıldığını kaydeden Yüksel, bu nedenle Terzi'nin HTS raporlarının istenmesine karar verilmesini istedi.
Tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirinin devamına karar verilmesini talep eden Yüksel, tutuklu yargılanan eski binbaşı Necmettin B'nin Zekai Aksakal'ının emriyle Semih Terzi'nin kanunsuz emrini dinlemediğini gerekçesiyle tahliyesine, 14 sanığın da mevcut somut deliller ışığında tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme Başkanı Akın Akkaya, müzakerenin ardından kararı açıkladı. Akkaya, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirinin devamı ve Necmettin B'nin tahliyesine karar verdi. Diğer tutuklu 14 sanığın da mevcut durumunun devamı kararlaştırıldı.
İDDİANAME
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan, aralarında eski subayların da yer aldığı 15'i tutuklu 19 sanık hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunun beraberinde başka suç işleme", "Kasten öldürmeye teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırma veya görevini engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Terör örgütüne üye olmak" suçlarından 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
15 Temmuz 2016'da askeri hiyerarşi dışında, kendilerini "Yurtta Sulh Konseyi" olarak tanımlayan FETÖ üyesi "üniformalı teröristler" tarafından, anayasayı askıya alarak seçilmiş cumhurbaşkanını görevden almak, Meclis ve hükümeti ortadan kaldırmak amacıyla demokrasiye karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunulduğu hatırlatıldığı iddianamede Hakkari'den Siirt'e gelmesi planlanan dönemin Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olan 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel'i etkisiz hale getirmeyi hedefledikleri yer aldı.
Korgeneral Temel'in helikopterle karargahının konuşlu olduğu Van'a gitmesi üzerine şüphelilerin de Terzi'nin talimatıyla rotayı Van'a çevirdiği ifade edilen iddianamede, karargaha inen şüphelilerin karşılarında asker ve polisleri görünce "helikopterde apandisiti patlayan bir yaralının olduğunu" söyledikleri kaydedilen iddianamede, sanıkların Temel'e ulaşamayacaklarını anlayınca izin beklemeden havalandığı ve Hakkari'de yakıt ikmali yaparak Silopi'ye döndüğü bilgisine yer verilmişti. Ayrıca dönemin Özel Kuvvetler Komutanı olarak görev yapan 2. Kolordu Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın, bu sırada Erbil'de görevli Tuğgeneral Halil Soysal'ı arayarak, Silopi'ye gitmesi ve yetkiyi devralması talimatı verdiğine dikkat çekildiği iddianamede, Koca'nın da tutuklu sanık eski binbaşı Necmettin Berk'i arayarak, Habur Sınır Kapısı'na gidip Soysal'ı engellemesini istediği kaydedildi. Karargahtaki bazı kameraların çalışmadığının belirlendiğine işaret edilen iddianamede, Habur Sınır Kapısı'ndaki kamera görüntüsünde ise forklift ile beton bariyer taşınarak yolun kapatıldığı da yer almıştı.
Korgeneral Temel ile Tuğgeneral Soysal'ın müşteki olarak yer aldığı davanın güvenlik gerekçesiyle Şırnak'tan Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verilmişti.
Paralel yapı-11 Nisan (2017) 'Şırnak Darbe Yapılanması/Özel Kuvvetler Komutanlığı 19 sanık' davası
(04 Kasım 2017, 17:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: