İstanbul Barosu tarafından düzenlenen ´Yargıya ve Ülkene Sahip Çık´ yürüyüşünde Genç Siviller´in açtığı ´Darbeci Baro, Taksim´e Hoş geldin!´ pankartına öfkelenen baro temsilcileri otele yürümek isteyince arbede yaşandı. Baroların yürüyüşünün AK Parti´nin kapatılması için Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından inceleme başlatıldığı söylentilerinin hemen ertesinde gerçekleştirilmesi, askerden ümidi kalmayan ve yakında gerçekleştirilecek olan yargı reformuyla ölümcül darbe alacak olan Kontrgerillacıların can havliyle yeni bir psikolojik harekat başlattığı iddialarına yol açtı.
Darbeci Baro Taksim´e Hoşgeldin
İstanbul Barosu tarafından düzenlenen ´Yargıya ve Ülkene Sahip Çık´ yürüyüşünde Genç Siviller´in açtığı ´Darbeci Baro, Taksim´e Hoş geldin!´ pankartına öfkelenen baro temsilcileri otele yürümek isteyince arbede yaşandı. Baroların yürüyüşünün AK Parti´nin kapatılması için Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından inceleme başlatıldığı söylentilerinin hemen ertesinde gerçekleştirilmesi, askerden ümidi kalmayan ve yakında gerçekleştirilecek olan yargı reformuyla ölümcül darbe alacak olan Kontrgerillacıların can havliyle yeni bir psikolojik harekat başlattığı iddialarına yol açtı.
Bazı hakim ve savcıların telefonlarının dinlendiğinin açıklanması üzerine Baro´lar da sokağa döküldü. Beyoğlu İstiklal Caddesi´nde İstanbul Barosu´nun çağrısı üzerine toplanan çeşitli illerin Baro temsilcileri Taksim meydanına yürüdü. Meydanda yapılan basın açıklamasında Rejim Çökmektedir. Başta siyasi iktidar olmak üzere herkes bunun altında alacaktır açıklaması yapılırken tam da bu sırada meydanın hemen yanındaki bir otelin 7. katındaki pencereden bir pankart açıldı. Pankartın üzerinde Darbeci Baro, Taksim´e Hoş geldin! yazısı vardı. Pankarta öfkelenen Baro temsilcileri otele yürümek isteyince arbede yaşandı. Kahrolsun Amerikan emperyalizmi, Mustafa Kemal´in askerleriyiz, İmzasız alçaklar sloganları atan bir grup, pankartın asıldığı otelin girişine yöneldi. Pankartın indirilmesini istiyoruz. Kimse bize darbeci diyemez diyen grupla polis arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Yaşanan gerginlik sırasında İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın ortalığı yatıştırmaya çalışarak, İstanbul Barosu daima darbelere karşı çıkmıştır dedi. Pankartın asıldığı otelin önünde yaşanan gerginlik, pankartın indirilmesi ile sonra erdi. Çevik kuvvet otelin girişini kapatırken, pankart eylemine imza atan göstericiler gözaltına alındı. Gözaltına alınan pankart eylemcilerinin Genç Siviller grubu üyesi oldukları öğrenildi. ( Sabah, Milliyet)
AKP´nin kapatılma söylentileri, baroların yürüyüşleri.. Silahsız kuvvetler işbaşında mı?
, 19 Kasım 2009: Dün, telefon dinlemelerini protesto için avukatlar yürüdü. Adalet Bakanı´nın açıklamalarına rağmen, bu genel protesto havasından bir şeyler sezinlemiyor musunuz? 28 Şubat sürecinden gelen birikimlerimle, doğrusu ben şüpheye düşüyorum. Besbelli yeni bir Psikolojik Harekat denemesiyle karşı karşıyayız. 1998´in Nisan ayında, PKK´lı Şemdin Sakık´ın sözde itiraflarından yola çıkarak, bazı siyasi partilerin, derneklerin ve gazetecilerin karalanması kampanyasında rol alan merkez medyayı uyarmak isterim. Güçlü Eylem Planı´nda yazdığı gibi ve öngörülen tarihte (1998´in Nisan ayında) Andıç´taki iddiaları aynen sütunlarınıza aldınız; Andıç´ta, Psikolojik Harekat için yararlanılabilecek denilen gazeteciler de, o düzmece habere dayanarak birçok kişiyi vatan haini ilan etti. Andıç belgesi 2000 yılında elime ulaştığında, bir basın toplantısıyla bunu kamuoyuyla paylaşmıştım. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu da Evet gerçektir; ama bu, Türk Silahlı Kuvvetleri´nin genel görevleri içindedir açıklamasını yapınca, belgenin sahte olmadığı anlaşıldı; Psikolojik Harekat´a alet olanlar, -2 yıl gecikmeyle de olsa- defalarca Farkına varmadan kullanıldık diye özür dilediler. Testiyi kır, sonra özür dile. O tarihte, bu özürleri kabul ettik. Ama gene alet oluyorlar. Albay Dursun Çiçek´in peşine düşeceklerine ya da Cuntanın ucu meydana çıksın diye uğraşacaklarına, ya Adli Tıp´ı suçluyorlar, ya da -Adalet Bakanı defalarca açıklama yapmasına rağmen- hükümeti telekulak skandalının faili gibi gösteriyorlar. Kısacası Silahsız kuvvetler gene işbaşında. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya´nın harekete geçmesi, barolar ve yüksek yargı organlarının kimi üyesinin Yasadışı dinlemeleri protesto ediyoruz gerekçesiyle sokağa dökülmesi, beni bu elem dolu düşüncelere sevk etti.
Genç Siviller : Tanrı bizi bunların dağıttığı adaletten korusun
Cüppeli hukukçulara büyük öfke Darbeci Baro Taksim´e Hoşgeldin yazılı pankartla protesto eden Genç Siviller, eylem sırasında neler yaşadıklarını internet sitelerinden duyurdular: Dün İstanbul Taksim´de, yargıdaki telekulakı protesto etmek amacıyla yürüyüş yapan hukukçuları, bir otelin odasından sarkıttıkları Darbeci Baro Taksim´e Hoşgeldin yazılı pankartla protesto eden Genç Siviller, eylem sırasında neler yaşadıklarını internet sitelerinden duyurdular: ?Gayet medeni bir eylem. Paramızla tuttuğumuz odadan düşüncemizi ifade ettik. Ama cüppeli hukukçular onları bize verin diyor. Tanrı bizi bunların dağıttığı adaletten korusun. Avukatlar oteli basıp pankart açan iki arkadaşımızı linç etmek istedi, polis zamanında müdahale etmeseydi küçük boyutlu bir Madımak provası yaşanabilirdi. Taksim Square Otel ile The Marmara arasında ciddi kalite farkı vardı. 1 Mayıs´ta pankart açtığımız The Marmara Oteli odaya girmemiş pankartı alt kattaki odadan keserek indirmişti. Taksim Square ise parasını verip tuttuğumuz odaya eylemci baro üyelerinin girmesine izin vermiş. Çok ayıp. Oteli dava bile etsek azdır. Neden logomuzu koymadık derseniz; biz normalde bir numarayı tekrar yapmayız. Hep daha özgün işler yaparız. Ama bu barocular için yaratıcılığımızı tüketmeye değmez dedik. Yani o kadar övündüğümüz bir eylem değil. Ayrıca pankartı gören eylemci avukatlar ´Bu ..... genç sivillerin işidir´ demişler. Yani bizi pankartımızdan tanımışlar. Malboro gibi olduk. Logo koymasak da markamız tanınıyor artık.?
Darbeci Baro, Kontrgerilla Barosu, Ergenekon Barosu diyenleri haklı çıkartan katılımcılar
19 Kasım 2009: 48 baronun destek verdiği açıklanan yürüyüşe İstanbul´daki hukuk dernekleri, hukukçu akademisyenler ile hakim ve savcılar katılmadı. Eylemde, Ergenekon sanıkları Hurşit Tolon, Levent Ersöz, Sevgi Erenerol ve Doğu Perinçek´in avukatları da ön saflarda boy gösterdi. İstanbul Barosu´nun, hakimlerin ve savcıların dinlenmesine tepki için düzenlediği yürüyüşe hukuk camiası ilgi göstermedi. İstanbul´daki hukuk dernekleri, baro seçimlerine katılan gruplar, hukukçu akademisyenler ile hakim ve savcılar yürüyüşte yer almadı. İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, 48 baronun destek verdiğini açıkladı ancak Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, bile yürüyüşe katılmadı. Sadece Tekirdağ, Kocaeli, İzmir ve Bursa baro başkanları hazır bulundu. İstanbul Barosu´nun düzenlediği açıklanan yürüyüşe Silivri´de devam eden Ergenekon davasını takip eden ve Ergenekon terör örgütü lehine açıklamalar yapan CHP milletvekilleri Şahin Mengü, Necla Arat ve İsa Gök´ün katılması dikkat çekti. Yine Ergenekon sanıkları Hurşit Tolon, Levent Ersöz, Sevgi Erenerol ve Doğu Perinçek´in avukatları da ön saflarda boy gösterdi. İşçi Partisi´nin gençlik örgütlenmesi olan Türkiye Gençlik Birliği (TGB) de kalabalık bir grupla eyleme destek verdi.
Taksim´de pankart sürprizi
İstanbul Barosu´nun yürüyüşü bitirip Taksim anıtı önünde saygı duruşunda bulunmasının ardından grup dağılacağı sırada 1 Mayıs´ta yaşanan eylemin benzeri yapıldı. Taksim Square Otel´in 7. katında 1703 numaralı odasının penceresinden Darbeci baro Taksim´e hoş geldin yazan pankart açıldı. İki gencin sabah erken saatlerde gelip odayı kiralayarak astığı pankart, bazı avukatlar ve TGB üyelerini kızdırdı. TGB üyeleri 7. kata çıkarak pankartı indirdi. Polis bu sırada otel önünde güvenlik önlemi aldı. İki gencin emniyete götürüldüğü öğrenildi.
İstanbul Barosu Ergenekon´u bıraksın, avukatına sahip çıksın
Ergenekon davası soruşturması kapsamında mahkeme kararlarıyla yapılan dinlemelere karşı sokağa dökülen İstanbul Barosu, 22 ayrı mahkeme kararıyla 2,5 yıl telefonları dinlenen avukatına sahip çıkmadı. Baro´nun bu ilgisizliği, meslektaşlarını kızdırdı. Çağdaş Hukukçular Grubu adına açıklama yapan avukat Kemal Aytaç, İstanbul Barosu´nun Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde geçtiğimiz hafta yargılanan avukat Filiz Kalaycı´nın duruşmasına gözlemci bile göndermediğini belirtti. Kalaycı´nın duruşmasını Ankara ve Diyarbakır Barosu´yla birlikte 170 avukat eşliğinde takip ettiklerini belirten Kalaycı, Baro siyasi davranıyor. Ergenekon davasında tutuklanan avukatın tahliyesini isterken, bir başka avukatın hukukunu korumuyor. diyerek, İstanbul Barosu´nun politize olduğunun altını çizdi. Aytaç, 10 gün önceki 4 avukatın yargılandığı davaya gözlemci bile göndermeyen İstanbul Barosu´nun çifte standart uyguladığını ve asıl görevini yerine getirmediğini kaydetti. ( Zaman)
Avukatlar ne zaman yürür?
: Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan ?Askeri Danıştay? bizde var. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Bizdeki gibi bir ?Askeri Yargıtay? dünyada hiçbir yerde yok. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Birçok ülkede askeri mahkeme yok, olanlar da bizdekiler gibi değil. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Yürürlükte olan anayasa askeri darbe ürünü. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Yürürlükteki 600 yasa, onca mevzuat da 12 Eylül Rejimi´nin mirası. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... 28 Şubat´ta cuntacılar yüksek yargıya Genelkurmay´da brifing verdi. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... 27 Nisan e-muhtırası bir anayasa ihlaliydi. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Şemdinli Savcısı ?iddianame? yazdığı için meslekten men edildi. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Van Ağır Ceza Mahkemesi´nin Şemdinli sanıklarına verdiği 39 yıl 4 aylık ceza, dosya Yargıtay üzerinden askeri mahkemeye intikal ettiriliyor ve askeri mahkeme sanıkları ilk celsede tahliye ediyor. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Şemdinli savcısını görevden attırdığını ve 27 Nisan e-muhtırasını bizzat kaleme aldığını söyleyen bir önceki Genelkurmay Başkanı için hiçbir savcı harekete geçmedi. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Askeri Ceza Kanunu´nun 148. maddesi ?askerlerin siyasi demeç? vermesini yasaklıyor ama bu madde sabah akşam ihlal ediliyor. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Faili meçhul cinayet sanığı JİTEM´ci Gültekin Sütçü´yü sivil mahkeme tutukluyor, bir şekilde askeri mahkemeye nakil sağlandığında sanık serbest kalıyor ve serbest kalınca da firar ediyor. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor...
Türk yargısı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından en çok mahkum edilen yargı. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Bir mahkeme kararı, hakimler değişince taban tabana zıt kararlar verebiliyor. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Yargıtay başkanlarından Eraslan Özkaya´nın adı kamuoyunda Alaattin Çakıcı-MİT ve Yargıtay üçgeninde tartışılan davaya karıştı. Çakıcı´nın yurtdışına kaçışıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sırasında Yargıtay Başkanı Özkaya´nın, Milas´taki kooperatif evinin inşaatını yapan müteahhit Hakkı Süha Şen ve MİT görevlisi Kaşif Kozinoğlu´yla Çakıcı davası üzerine görüşmeler yaptığı belirlendi. Özkaya´nın müteahhit Şen´e, Çakıcı davasının sonucu hakkında bilgi verdiğine ilişkin bazı telefon kayıtları gündeme geldi. İddialar üzerine Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu, yargı tarihinde ilk kez bir Yargıtay Başkanı hakkında soruşturma başlattı. Başkan Eraslan Özkaya hakkında disiplin soruşturması ve dava açılmasına yer olmadığına karar verildi. Ancak Özkaya, karardan bir süre sonra emekliliğini istedi. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... AB uyum yasaları olmasa, Yargıtay ?töre cinayetlerine? indirim uyguluyordu. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Yargıtay 4. Hukuk Dairesi üçe karşı iki oy ile ?vatan hainliği? suçlamasını hakaret saymadı. Üyeler Ülkü Aydın, Şerife Öztürk, Mehmet Uyumaz ?vatan haini? suçlamasını sıradan bir eleştiri ifadesi olarak kabul etti. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... 2007 yılı Ekim ayında Bolu Ekspres Gazetesi´nde Işın Erşen´in kaleme aldığı ?her şehit için 5 DTP´li öldürülmesini? öneren yazıyı Yargıtay 8. Dairesi ?düşünce özgürlüğü kapsamında? değerlendirdi. İstanbul Barosu ve 46 ilin baro temsilcisi bunun için yürümüyor... Sayıları beş yüz ila bin arasında olduğu belirtilen avukatlar dün ne için yürüdüler? Ergenekon Terör Örgütü ile ilişkisi olduğundan şüphelenilen kimi yargı üyelerinin mahkeme kararı ile dinlenmelerine karşı yürüdüler. Mesleğinden yana taraf olmak ve hukuksal hassasiyet diye işte ben buna derim... Helal olsun...
Barolar haklı, sistem çöküyor
: Siz dünyada böyle baro kolay bulamazsınız. Bolu´da ?Her şehide karşılık 5 DTP´li öldürün? diye yazan gazeteciyi ifade özgürlüğü korumasına alan yerel mahkemeden ve bu kararı onaylayan Yargıtay´dan rahatsız olmuyor. İddianamesinde Genelkurmay Başkanı´nın adını geçirdiği için Şemdinli Savcısı´nın, Kenan Evren´in yargılanmasını talep ettiği için Adana savcısının meslekten apar topar atılmasından da rahatsız olmuyor. Yarsav´ın eski Başkanı´nın açıklamalarından, faaliyetlerinden rahatsız olmak bir yana keyif alıyor, destek veriyor. Yargıdaki yanlışlardan, kirlilikten, ideolojik tavırdan rahatsız olmayan barolar, şimdi sistem çöküyor diye yakınıyor. Yıllarca hukuk ihlalleri karşısında sessiz kalan barolar birden hukuka sahip çıkmayı akıl etti ama onu da yanlış bir açıdan ele alıyor. Evet, sistem çöküyor. Bu kadar ideolojik bir katılık içinde olan, askeri bürokrasiyle içiçe olan, askerden brifing almayı onur kabul eden, darbecilere ihlal ettikleri anayasaya bağlılık yemini ettirmekten çekinmeyen bir yargı sistemi çökmeye mahkuk olduğu için çöküyor. Hrant Dink cinayetindeki kirli ilişkilerin üzerine gitmeyen, Danıştay baskınını yeterince araştırmayan bir yargı sistemi çökmeyip de ne yapacak.Özgürlüklerin önünü açmak yerine en yasakçı kararlara imza atan, dünya hukuk literatürüne girecek bir tek karar üretemeyen bir hukuk sistemi ayakta nasıl kalsın. Yabancı dil bilen, yabancı hukuk literatürü takip eden, dünyayı izleyen yargıç sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen bir yargı sistemi elbette çöker. Dünyanın her ülkesinde barolar ve başkanları en saygın kişi ve kurumlar arasında yer alır. Bugün Türkiye´de bu yargıyı barolar ve başkanları için yapabilir misiniz? Avukatlık kökeni bir gazeteci olarak son dönemde kimlerin baro başkanı olduğuyla ben bile ilgilenmiyorum. Çünkü barolar arkaik bir sistemi savunuyorlar ve o sistem gözlerinin önünde çöküyor. Yeni kurulacak sistemde bu zihniyete yer yok. Bu zihniyet yasakçı, kast anlayışına dayalı ve tasfiyeye mahkum. Ama en azından bu çöküşü gördükleri için kendilerini tebrik etmek lazım.
Barolar kaynıyor. 22 barodan TBB´ye ültimatom: Bizi siyasi anlayışına alet etme
24 Kasım 2009: Türkiye Barolar Birliği´nde (TBB) Ankara´da önceki gün gerçekleştirdiği toplantı, yönetim ile barolar arasındaki görüş ayrılığını gözler önüne serdi. Toplantıya 78 barodan sadece 31´i katıldı. Baro yönetimi, katılımın düşüklüğünü İstanbul´da etkili olan sise bağladı. Ancak Kayseri Baro Başkanı Ali Aydın, birliğin toplantısına ´hava muhalefeti nedeniyle değil, toplantı siyasi olduğu için katılmadıklarını´ açıkladı. Baro başkanlarının toplumu germeye, huzursuzluk oluşturmaya yönelik ortamlara çekilmeye çalışıldığını kaydeden Aydın, Biz bu gidişten endişeliyiz. Türkiye Barolar Birliği´nin tutumunu yapıcı bulmuyoruz. dedi. Aydın ayrıca Ankara´da yapılan toplantıdan sonra bir karar alınırsa veya bir açıklama yapılırsa en azından 30 baro olarak bu bildirinin altına imza atmayacaklarını kaydetti.
22 baro isyan etti
Barolar Birliği yönetimine ikinci itiraz Yozgat´tan yükseldi. Sivil Anayasa Sempozyumu düzenleyen Yozgat Barosu Başkanı Avukat Yusuf Başer, geçmişte tesadüfi olarak dinlemeye takılan hakim ve savcılar ihraç edilirken, şimdilerde dinlemeyi bahane edip Ergenekon terör örgütü lehine gösteri yürüyüşü düzenleyen sözde hukukçular bulunduğunu dile getirdi. Başer, daha sonra 22 baro başkanının imzasını taşıyan ortak bir bildiri yayımladı. Yozgat, Sivas, Burdur, Eskişehir, Erzincan, Çankırı, Düzce, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Mardin, Nevşehir, Şırnak, Tokat, Trabzon, Iğdır, Kırklareli, Yalova, Aksaray, Afyonkarahisar ve Kahramanmaraş baro başkanlarının imzasını taşıyan bildiride, dinlemeler konusundaki kampanya ile yargı üzerinde baskı kurulmak istendiği belirtildi. Bildiride, Yargı bağımsızlığı, yargıçların sürekli olarak kamuoyu baskısı altında tutulması veya tutulmaya çalışılmasıyla da zedelenmektedir. uyarısı yapıldı. Bu açıklamanın hemen ardından Yozgat Barosu´nun www.yozgatbarosu.org.tr isimli web sitesi çökertildi. Ankara´daki düşük yoğunluklu toplantıda da itiraz sesleri eksik olmadı. Yalova Barosu Başkanı Cemal İnci, toplantının usulüne tepki göstererek, Katılacağımız görüşler vardır, katılmayacağımız görüşler vardır. Biz istiyoruz ki; başkanlar toplantısında genel görüşmeler yapılsın, fikirler tartışılsın, daha sonra basın çağrılsın. dedi.
Bildiri, eylem ve toplantılara bu yüzden destek vermeyeceğiz
´Önce hukuk´ diyerek yönetime isyan eden baro başkanları, Zaman´a yaptıkları değerlendirmede şu ortak tepkiyi dile getiriyor: Barolar Birliği, bugüne kadar yaptığı açıklamalar ve yayınladığı bildirilerle hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak belli bir siyasi anlayışın arka bahçesi gibi davranıyor. Baro başkanları da bu hukuksuz davranışlara alet edilmek isteniyor. Hukukçular hiçbir siyasi anlayışın, yanında olamaz, muhalefet oluşturamaz. Bildiri, eylem ve toplantılara bu yüzden destek vermeyeceğiz.
Darbe belgelerini değil, yasal dinlemeleri konuşuyorlar
Yozgat Baro Başkanı Yusuf Başer: Hukukçular hiç kimseye taraf olamaz. Aksi takdirde objektiflikleri kalmaz. Ancak Barolar Birliği alenen bazı siyasi düşüncelerin tarafı durumunda. Darbe girişimleriyle alakalı defalarca bilgi ve belge çıkmasına rağmen Barolar Birliği bu belgelerle alakalı hiçbir açıklama yapma gereği duymadı. Ancak yasal bir dinlemeyle alakalı toplumu gerecek ve huzursuzluk ortamı oluşturacak söylem ve eylemler içerisine giriliyor. Bir hukukçu olarak bu tür davranışları kesinlikle kabul etmiyoruz.
Darbeci baro imajı çok üzücü, İstanbul Barosu kendini aklamalı
Yalova Barosu Başkanı Cemal İnci: Bir hukuk kurumunun darbe ile suçlanması, ´darbeci baro´ afişleriyle karşılanması çok üzücü. İstanbul Baro yönetimi Ergenekon sanıklarına destek veren açıklamalar yaparak bu imajın yayılmasına sebep oluyor. Bir metin hazırlıyorlar. Sonra bu bütün baroların ortak metniymiş gibi kamuoyuna sunuyorlar. Bu yanlış. İstanbul Barosu yürüyüş öncesi kendi hazırladığı metni gazetelere ilan olarak verdi. Sanki bütün barolar bunu destekliyor gibi. Böyle bir şey olamaz.
Halkı geren tutumlar içinde olmayacağız
Kayseri Baro Başkanı Ali Aydın: Gerek İstanbul Barosu gerekse Barolar Birliği´ni, halkı germeye ve huzursuzluğa götürecek tutumlarından dolayı desteklemiyoruz. Hiçbir zaman yanlarında yer almayacağız. Hukukçular hiçbir siyasi anlayışın yanında olamaz, muhalefet oluşturamaz. Barolar Birliği, bu kuralı hiçe sayıyor. Bundan dolayı da açıklamaları sadece kendilerini bağlıyor.
Hukuk devleti ilkeleri hiçe sayılıyor
Çankırı Baro Başkanı İdris Şahin: Barolar Birliği, hukuk devleti ve ilkelerine aykırı davranıyor. Siyasi görüşlere göre açıklamalar yapıp eylemlerde bulunuyor. Baro başkanları da bu hukuksuz davranışlara alet edilmeye çalışılıyor. Bildiri, eylem ve toplantılara bu yüzden destek vermeyeceğiz. ( Zaman)
(18 Kasım 2009, 14:35), son güncel.: (24 Kasım 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Nazlı Ilıcak, Sabah
Mehmet Altan, Star
Ergun Babahan, Star
İstanbul Barosu ve Başkanı Muammer Aydın´la ilgili manşetlerimiz
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi