Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek´in skandal şekilde tahliye edilmesi üzerine diğer muvazzaf subayların aileleri harekete geçti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda görevli iki oramirale suikast planladıkları iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında aylar önce tutuklanan ve bu durumu halen süren Teğmen Tarık Ayabakan´ın avukatı Mehmet Katar, İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi´ne dilekçe ile başvurarak müvekkilinin serbest bırakılmasını istedi.
Teğmen Ayabakan: Çiçek´i bıraktınız beni de bırakın
Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek´in skandal şekilde tahliye edilmesi üzerine diğer muvazzaf subayların aileleri harekete geçti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda görevli iki oramirale suikast planladıkları iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında aylar önce tutuklanan ve bu durumu halen süren Teğmen Tarık Ayabakan´ın avukatı Mehmet Katar, İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi´ne dilekçe ile başvurarak müvekkilinin serbest bırakılmasını istedi.
Herkes kanun önünde eşittir ama bazıları daha eşittir
Katar´ın dilekçesinde şu ifadeler yer aldı: Bu maddeye göre herkes kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır. Ancak hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunan ve kesin delillerle suç unsurları ortaya konulan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´na mensup olup Genelkurmay Komutanlığı karargahında görevli bulunan Albay Dursun Çiçek, itiraz üzerine sabit ikametgahı olması, devlet memuru olması, kaçma şüphesi bulunmaması gibi gerekçelerle tutuklandıktan iki gün sonra serbest bırakılmıştır. Halbuki bu şahsın suçu müvekkilime atfedilen suçlardan daha vahim iken, yargı makamlarında talep ettiğimiz 4 Eylül 2009 tarihli dilekçelerimize müvekkilim Teğmen Tarık Ayabakan için suçun vasıf ve mahiyeti, delil durumu (!), kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunduğu gerekçesi ile Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi hakimince 8 Eylül 2009 tarihinde tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Müvekkilimin dosyadaki delillerin yeniden değerlendirilmesi ve en azından adli kontrol tedbirlerinden birinin uygulanması sureti ile tutuksuz yargılanması... ( Zaman)
Cezaevlerindeki tüm tutuklular da müracaat etsin. Genelkurmay´da yemek yemelerine bakılmaksızın tahliye edilmeliler
Keşke diğer tüm Ergenekon tutukluları da tahliye için müracaat etseydi. Bu mahkeme heyetiyle gelen piyango bir daha vurmayabilir!.. Bir hukukçuya ait bu şaşkınlık ifade eden sözlerin nedeni, hazırlamış olduğu ´Terör suçları oluşturup masumların üzerine atma planı´ da denilen Kontrgerilla belgesinin orjinali ele geçirilen ve bu suçtan tutuklanmış olan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ile Poyrazköy silahlarıyla ilgili tutuklanmış olan Deniz Yarbay Mehmet Emre Sezenler´in iki günlük tutukluluklarından sonra hiç kimse tarafından beklenmeyen tahliye kararları oldu. Orjinal kontrgerilla belgesinin ortaya çıkmasına rağmen delil yetersizliğinden serbest bırakılmalar diğer tüm tutukluları da heyecanlandırdı. Birçok tutuklu avukatları vasıtasıyla itiraz etmeye hazırlanıyor.
Kontrgerillacıların şok Yarsav yenilgisi kamuoyunun olayları dikkatle takip ettiğini gösteriyor
Albay Çiçek´in şaşırtıcı tahliyesine kamuoyunda gösterilen tepkiler giderek yoğunlaşıyor. Hedefte yargıdaki cüppe giymiş kontrgerillacılar ve Genelkurmay var. Bu gibi kamuoyunu vicdanını rahatsız eden ayak oyunları yine kamuoyundan karşılık görmeye başladı. Buna çarpıcı bir örnek Yarsav başkanı Eminağaoğlu´nun iki gün önceki seçimlerde beklenmedik yenilgisi oldu. Kontrgerillacıların adeta sırtlarından vuruldukları seçim yenilgisi kamuoyunun tartışmaları ve ayak oyunlarını dikkatle takip ettiğini gösteriyor. Ergenekon tartışmalarında ön plana çıkan Osman Kaçmaz, Sabih Kanadoğlu, Osman Paksüt gibi üst düzey yargı mensuplarının açık desteğine rağmen seçimlerde en az oyu alarak başkanlığı kaybeden Yarsav başkanının şok yenilgisi, delegelerin yargının siyasete alet edilmesine tepki gösterdiğini ispatlıyor. Fotokopi iken ıslak orjinalinin ortaya çıkmasıyla varlığı resmen ispatlanan TSK içindeki cuntacıların, kendilerine destek veren yargıdaki kontrgerillacılarla birlikte tartışıldıkça gerçek yüzleri ortaya çıkıyor ve mevzi kaybediyorlar.
Albay´ın suçu cinayetten ağır. O bırakılıyorsa katiller de bırakılsın
Ahmet Gündel (Yargıtay Eski Cumhuriyet Başsavcısı): Dursun Çiçek çok ağır suçlamalarla karşı karşıya. Darbeye teşebbüs etmek, yasa dışı örgüt üyesi olmak gibi suçlar isnat ediliyor ve hakkında da ciddi deliller var. Bu suçun sübut bulması halinde cezası kasten adam öldürmekten daha ağır cezaları gerektiriyor. O zaman katilleri de serbest bırakalım. Bu durumda ciddi deliller varsa eğer yargılama tutuklu devam ettirilir. Daha hafif suçlarda bile yıllarca tutuklu yargılanan kişiler var. Bu kişinin ikametgahının sabit olması serbest bırakılmasını gerektirmez. Hukuk son derece zorlanmıştır. Tahliye kararında olağanüstü bir durum vardır. Çok sıkıntılı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor. Yargı da böyle bir tahliye geleneği söz konusu değil. Bugün altı-yedi yıl hüküm giymiş olup da üç-dört yıl tutuklu kalan kişiler vardır. Dosyası Yargıtay´da görüşülürken tutuklu olan insanlar vardır. Adresinin belli olması, işinin olması serbest kalması için yeterli değil. Bundan dolayı da mahkemenin kararı tatminkar değildir. Kamuoyunu tatmin etmeyecektir. Bu durum Dursun Çiçek´in suçsuz olduğu anlamına gelmez. Mahkeme delil yok demiyor. Bu tür suçlarda sabit ikametgahı dahi olsa şüpheli her zaman kaçacak varsayılır ve tutuklu yargılanır. Bu nedenle tahliye kararında sıkıntı vardır.
KESK davasında kaç kişi aylardır tutuklu
İstanbul Barosu eski Başkanı Yücel Sayman: Türkiye´de sanık ya da şüpheliler yargılama sürecinde tutuklanır. Bu kişilerin tutuklanması için ortaya konan gerekçeler herkes için uygulanabilir. Bu kadar süratli verilen tutuklama kararının kaldırılması kararı kamu vicdanı açısından tatmin edici değil. Mesela KESK davasında kaç kişi aylardır tutuklu. Türkiye´de tutuklama kararlarları çok keyfi olarak verilmesine karşın, Albay Dursun Çiçek´in tahliyesi aynı gerekçelerle tartışmalıdır.
Hurşit Tolon tahliyesinde de benzeri yaşandı. Bu işin hukukla bir alakası kalmadı
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Taylan Tanay: Artık bu işin hukukla falan alakası kalmadı. Bizim takip ettiğimiz davaların hemen hemen hepsinde bu zamana kadar tutuklama tedbiri uygulana gelmiştir. Bu mahkemelerde yargılanan suçlar zaten ağır nitelikli suçlardır. Biz buna benzer bir kararı Hurşit Tolon´un tahliyesi sürecinde de gördük. O tahliye kararında da esasa ilişkin değerlendirmeler vardı ve adeta bir beraat kararı yazılmıştı. Yargılama sonucunda yapılacak değerlendirmeler ve verilecek karar adeta şimdiden verilmiş oluyor.
Mahkeme başka nasıl bir delil istiyor?
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya: Burada mahkeme esasa girerek karar vermiştir. Adli Tıp´ın raporu belgenin Çiçek´e ait olduğunu ispat etmişken nasıl delil yetersizliğinden bahsedilebilir? Bunun haricinde hangi belge delil olarak gösterilebilir? Kuvvetli suç şüphesinden bahsetmek için daha ne gibi bir delil gösterilebilir? Bu karar hukuki zeminden yoksundur.
Soruşturma adını vermeyen bir teğmenin ihbar maili ile başlatılmıştı
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ve Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit´e suikast düzenleneceği iddiasıyla ilgili bir ihbar mailine dayanarak 21 Temmuz 2009 tarihinde başlatılan ve daha sonra Ergenekon kapsamına alındığı öğrenilen soruşturmada şu ana kadar 7 teğmen tutuklanmıştı. 3,5 ay sonra yeni gözaltılar yaşanmış ve 4 Kasım 2009 tarihinde şüpheli sıfatıyla 2, tanık sıfatıyla da 1 teğmen savcılıkça sorgulanmış ancak tutuklanmamıştı. Ergenekon savcılarınca yürütülmese de soruşturmanın birçok yerde Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla yürütülen soruşturmayla kesiştiği ve muhtemelen dördüncü iddianameye alınacağı öğrenilmişti. Sanıkların evlerinde Ergenekon örgütüne ait belgeler el geçirilmiş ve sanıkların Ergenekon tutuklusu emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş´la bağlantısı tespit edilmişti. Soruşturmada şu ana kadar 7 teğmen tutuklanmış ve 3 teğmen ile iki albay da ifade vermişti. İki teğmen de halen firari konumda olup soruşturma kapsamında aranmaya devam edilmekte.
Olayda şu ana kadar adı geçen kişiler:
Suikast yapacakları iddia edilen şüpheliler: Teğmenler Sinan Efe Noyan (tutuklu), Faruk Akın (tutuklu), Alperen Erdoğan (tutuklu), Burak Düzalan (tutuklu), Barbaros Mercan (tutuklu), Tarık Ayabakan (tutuklu), Ülkü Öztürk (tutuklu), Yiğithan Gökay (firari), Yasin Aksoy (firari), Teğmen ... (şüpheli, tutuksuz yargılanıyor), Teğmen... (şüpheli, tutuksuz yargılanıyor), Teğmen (Tanık sıfatıyla sorgulanıp bırakıldı), Albaylar Tayfun Duman ve Orhan Yücel
Kendilerine suikast yapılacağı iddia edilenler: Oramiraller Muzaffer Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit
Suikast planının arkasındaki en üst isim: Amiral R..
Uyuşturucu temin eden sivil kişi: Levent Çakın
Ergenekon tutuklusu: Emekli SAT Deniz Binbaşı Levent Bektaş
(17 Kasım 2009, 12:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Şok tahliyeler: Albay ve Yarbay serbest
Amirallere suikast planı ve tutuklanan teğmenler konulu manşetlerimiz
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi