Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığındaki darbe faaliyetlerine ilişkin, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın da aralarında bulunduğu bazı idarecilerin alıkonulması planıyla ilgili 13 kişinin yargılandığı davaya başlandı. Davanın, darbe girişimi sırasında aynı okul olan Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 317 sanıklı diğer davayla birleştirilmesi için Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinden muvafakat istenmesi kararlaştırıldı.
16.09.2017 14:24 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki darbe faaliyetlerine ilişkin, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın da aralarında bulunduğu bazı idarecilerin alıkonulması planıyla ilgili 13 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
12.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
12 Eylül'de Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya sanıklar, sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı. Kimlik tespitinin yapılması ile başlayan dava, iddianamenin özetinin okunması ile devam etti. Müşteki Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ın avukatlığını oğlu Alperen Bozdağ yapıyor.
ALİ BOZGEYİK
Duruşmada Bekir Bozdağ, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Turgut Aslan, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ile Özel Harekat Daire Başkanı Turan Aksoy'un kaçırılma planları aracında ele geçirilen sanık eski kurmay yarbay Ali Bozgeyik hakim karşısına çıktı.
Darbe girişimine ilişkin beyanların yer aldığı hazırlık aşamasındaki ifadeleri kabul etmediğini belirterek savunmasına başlayan Bozgeyik, hukuka aykırı toplanan deliler nedeniyle tutuklandığını iddia etti.
Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığından, Jandarma Genel Komutanlığına atandığını, buradan da yurt dışı görevine gittiğini anlatan Bozgeyik, 11 Temmuz 2016'da Türkiye'ye dönüş yaptığını söyledi.
Van Asayiş Kolordu Komutanlığına tayini çıkan bir arkadaşıyla buluşmak için 15 Temmuz günü Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığındaki sosyal tesislere gittiğini ifade eden Bozgeyik, karargah girişinde davanın sanıklarından eski binbaşı Tarık Görener ile karşılaştığını kaydetti.
Görener'in kendisine dönemin Jandarma Okullar Komutanı Tuğgeneral Sadık Köroğlu'nun emriyle gece eğitimi yapılacağı bilgisini verdiğini belirten Bozgeyik, daha sonra Görener'in odasına giderek gece boyunca burada kaldığını öne sürdü.
İlerleyen saatlerde Görener'in Köroğlu'nun odasına gittiğini söyleyen Bozgeyik, 'Tarık, komutanla görüşüp odaya geldi. Sözde sıkıyönetim ilan edildiğini, bu emre uyulmayacağını, bu gelişmenin sadece üst düzey subaylarla bilgi amaçlı paylaşılacağını söyledi. Bunun üzerine ben de ara ara dışarı çıktığımda darbe girişimine ilişkin karargahta bir hareket olmadığını gördüm.' savunmasını yaptı.
Odasında bulunduğu sürece Görener'in birçok kez kendi telefonundan görüşmeler yaptığını söyleyen Bozgeyik, Mahkeme Üyesi Hakim Murat Yenikomşuoğlu'nun, 'Tarık Görener neden senin telefonunu kullanıyor?' sorusuna, 'Onun telefonu meşgulken ya da şarjı biterken benim telefonumu kullanıyordu.' cevabını verdi.
El yazısı notları hatırlayamadı
Tutuklandıktan 14 gün sonra Jandarma Okullar Komutanlığı otoparkındaki aracında yapılan aramalarda ele geçirilen el yazısı notlar ile kaçırılma planlarının kendisine ait olmadığını öne süren Bozgeyik, şöyle devam etti:
'30 Eylül tarihli bilirkişi raporu, el yazısının bana ait olduğunu söylüyor. Bu raporu kabul etmiyorum, kabul etmem mümkün değil. Tutuklu bulunduğum sırada Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesine getirildim. El yazımla öz geçmişim ve birtakım şeyler yazdırıldı. Bana kumpas kurulduğunu anladım. Aradan zaman geçti, öz geçmişim dışında neler yazdığımı hatırlamıyorum. 3 Ağustos tarihli bir başka bilirkişi raporunda ise kriptolu iletişim sağlayan bir program kullandığım iddia ediliyor. Böyle bir program kullanmadım, yazışma yapmadım, yazışma yaptığım iddia edilen kişileri de tanımıyorum.'
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, 'Emniyet tarafından telefonuna Line programının yüklendiğini mi söylemek istiyorsun?' sorusuna 'Bilmiyorum' diyen Bozgeyik, 'Kaçırılma planları da mı sana yazdırıldı?' sorusu karşısında 'Hatırlamıyorum' demekle yetindi.
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullandığına ilişkin iddianamede yer alan tespiti de kabul etmeyen Bozgeyik, söz konusu programı daha önce görmediğini ve kullanmadığını iddia etti.
ByLock kullandığı belirlenen telefonuna, gözaltına alındığı sırada yetkisiz kişilerce el konulduğunu öne süren Bozgeyik, telefonun şu an nerede olduğu konusunda bilgisinin olmadığını savundu.
Saat 00.30'da Görener'in sıkıyönetim emrinin geldiğini söylemesiyle darbe girişiminden haberdar olduğunu iddia eden Bozgeyik, o gece darbecilerin kullandığı uçakların sesini duymadığını, uçuşlara ilişkin kendisine bilgilendirme yapılmadığını öne sürdü.
Darbe girişiminden bir gün önce Görener ile birçok kez görüştüğü tespit edilen Bozgeyik, HTS kayıtlarını görmediği için bu konuda daha sonra savunma yapmak istediğini kaydetti.
FERHAT FIŞKIN
Bozgeyik'in ardından savunma yapan sanık eski teğmen Ferhat Fışkın da darbe girişimi sırasında evinde olduğunu, gelişmeleri televizyondan takip ettiğini belirterek, 'Meydana gelebilecek yeni darbe girişimini önlemek amacıyla 17 Temmuz 2016'da görev yaptım. Gözaltına alınana kadar normal mesaime devam ettim. 1 Ağustos 2016'da tutuklandım.' dedi.
Bozgeyik'in aracında ele geçirilen notlarda isminin yer alması nedeniyle suçlandığını belirten Fışkın, adının neden listeye yazıldığı konusunda bir fikrinin bulunmadığını, Bozgeyik'i ise tanımadığını iddia etti.
ByLock kullandığına ilişkin iddianamedeki tespiti kabul etmeyen Fışkın böyle bir programı kullanmadığını savundu.
Mahkeme Başkanı Köksal'ın 11 Ağustos 2014'te ByLock kullandığının tespit edildiğini söylemesi üzerine Fışkın, 'Yanlışlık olmuş olabilir, biri benden bağımsız kullanmış olabilir.' iddiasında bulundu.
ORHAN YIKILKAN
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, daha önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın danışmanı olan eski Kurmay Albay Orhan Yıkılkan hakim karşısına çıktı.
Darbe girişiminin hazırlık toplantılarına katıldığı ve kendisine o sırada Adalet Bakanı olan Bekir Bozdağ ile Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan'ın da aralarında bulunduğu bazı kişilerin kaçırılmalarına ilişkin görevlendirildiği belirtilen Yıkılkan, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı karargahında yaşanan olaylara ilişkin Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın da sanığı olduğunu belirtti.
Rütbesine rağmen uzun yıllar özel kalem müdürlüğü görevinde bulunduğunu, üst düzey komutanlarla yakından çalıştığını anlatan Yıkılkan, hakkından isnat edilen suçlamaların somut delilere dayanmadığını iddia etti.
Darbenin ilk saatlerinde sanık eski Tümgeneral Mehmet Dişli ile odasında görüştüğünü kabul eden Yıkılkan, görüşmeden sonra Dişli'nin Genelkurmay Başkanı Akar'ın makamına çıktığını ancak kendisine eşlik etmediğini söyledi.
Yıkılkan, Dişli ile görüştüğü sırada Akar'ın eski yaveri sanık eski Yarbay Levent Türkkan'ın da odaya geldiğini söyledi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinin aksine Genelkurmay Karargahını Özel Kuvvetler Komutanlığı personeliyle basan sanık eski Albay Fırat Alakuş ile görüştüğünü kabul eden Yıkılkan, 'Alakuş'a neden burada olduklarını sorduğumda güvenlik maksadıyla geldiklerini söylemişti.' dedi.
Hulusi Akar'ın darbeciler tarafından alıkonulup Akıncı Üssü'ne götürüldükten sonra karargahta kalmayı sürdürdüğünü belirten Yıkılkan, 'Darbecilerin kendisini neden derdest etmediğine' ilişkin soruya, 'Alınmayan sadece ben değilim. Panik atak geçirip sağa sola saldıranlar dışında kimseyi almadılar.' cevabını verdi.
El yazısı notları kabul etmedi
Odasında yapılan aramada, 'empatikoçluk' antetli ele geçirilen belgenin, darbe toplantılarının yapıldığı villanın kiralandığı Empati Danışmanlık adlı firmaya ait ajandadan alındığını bilirkişilerce belirlendiğinin hatırlatılması üzerine Yıkılkan, söz konusu belgeyi görmediğini, yazının ise el ürünü olmadığını iddia etti.
Söz konusu belgeyle birlikte bulunan yapışkan not kağıtları ve üzerindeki yazıların kendisine ait olduğunu kabul eden Yıkılkan, 'Antetli kağıt ve yazı içerikleri bana ait değil. Yapışkan not kağıtları ise bir şekilde çantamdan alınıp üzerine konulmuştur. Yapışkan not kağıtlarındaki yazı bana aittir ama o bu kağıtlar nasıl oraya konulmuş, bilmiyorum.' iddiasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz ile Özel Harekat Daire Başkanı Turan Aksoy'un zorla derdest edilerek kaçırılmasına ilişkin ifadelerin yer aldığı kağıtların adli tıp tarafından incelenmesini isteyen Yıkılkan, yazıların kendisine ait olmadığının ortaya çıkacağını iddia etti.
Çapraz sorgu sırasında müşteki avukatları, söz konusu yazıların Yıkılkan'a ait olduğunun bilirkişilerce tespit edildiğini, sanığın bu gerçeği inkar ettiğini hatırlattı.
Bunun üzerine Yıkılkan, incelemenin antetli kağıdın fotokopisi üzerinden yapıldığını belirterek, kağıdın orijinali üzerinden ikinci bir inceleme yapılmasını talep ettiğini söyledi.
Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal'ın darbeyi kimin yaptığı sorusuna, 'Sadece FETÖ ile mümkün değil. İçerisinde görevde olan komutanlar da vardı.' cevabını veren Yıkılkan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında ne düşündüğüne ilişkin soruya da 'Ben ne düşüneyim, siz söyleyin. İstiyorsunuz ki Orhan Yıkılkan sizin karşınızda 'Fetullah Gülen teröristtir' desin' ifadesini kullandı.
Bunun üzerine Başkan Köksal, 'Kim olursa olsun, karşımıza gelirse o soruyu sorarız.' karışlığını verdi.
COŞKUN KAZANKAYA
Yıkılkan'ın ardından, olay tarihinde yüzbaşı olan, iddianamede 'Bozdağ, Lekesiz ve Dinç'i zorla derdest etme ve kaçırma alt planına dahil olduğu' ve ele geçirilen bir not kağıdının iki yüzünde de isminin yer aldığı belirlenen tutuklu sanık Coşkun Kazankaya'nın savunmasına geçildi.
Kazankaya, Keskin Cezaevinden telekonferans yöntemiyle yaptığı savunmasında, 'Vatanına milletine bağlı, Atatürkçü düşünce sistemini benimsemiş bir subay olduğunu' iddia ederek, 'Ne olduğunu bile anlamadığımız, hiçbir bilgi ve dahlim olmadığı darbe girişimiyle hain ilan edildim. Kaçırma iddiasını sonradan hayretle öğrendim. İddialar soyuttur' diye konuştu.
Jandarma Okullar Komutanlığında öğretim görevlisi olduğunu bildiren Kazankaya, 15 Temmuz saat 16.00-16.30 sıralarında Albay Murat Koçyiğit'in, gece eğitimine katılma emri verdiğini söyledi. Olay günü akşam eşiyle bir arkadaşlarını ziyarete gitmeyi planladıklarını söyleyen Kazankaya, eğitim emri çıkınca bu ziyareti yapamadığını bildirdi.
Kazankaya, 'Eşime, çocukları da alarak gitmesini söyledim. Darbe yapan birinin, eşini ve çocuklarını bombalanan şehre göndermesini akıl almaz' dedi.
Koçyiğit'ten aldığı emir üzerine saat 20.30 sıralarında içtima alanına gidince bazı askerlerle 'terör saldırısı olduğu, eğitim amaçlı geldikleri' konuşmaları yaptıklarını anlatan Kazankaya, darbe girişimi sırasında cebir ve şiddet kullanmadığını söyledi.
Kazankaya, 'Kaçırılma yazılarında geçen 'Coşkun' ben miyim, biri midir, kod adı mıdır, bilmiyorum' ifadesini kullandı.
Mahkeme heyeti, Kazankaya'ya, 'ByLock' kullandığına yönelik yazı bulunduğunu söyledi. Koçyiğit ise 'ByLock' kullanmadığını, bu iddianın 'art niyet veya yanlışlık olduğunu' öne sürdü.
Kazankaya'ya, iddianameye göre, 'FETÖ'nün mahrem hizmetler olarak adlandırılan yapılanması bünyesinde 2011-2013 yıllarında Murat Özdere isimli şahıs adına kayıtlı operasyonel telefon hattıyla örgüt mensubu sivil şahıslarla irtibat kurduğu, örgütün hücresel haberleşme ağında yer aldığının belirlendiği' anımsatıldı.
Bahsi geçen telefon numarasını kullanmadığını ve Murat Özdere adlı kişiyle yüzleşmek istediğini söyleyen Kazankaya, tahliye talebinde bulundu.
TARIK GÖRENER
-'Sadık Köroğlu, nizamiyeleri takviye etmemi istedi'
Yine Bozdağ, Lekesiz ve Dinç'i zorla derdest etme ve kaçırma alt planına dahil olduğu ve not kağıdında ismi bulunduğu belirtilen eski binbaşı sanık Tarık Görener de savunmasına suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek başladı.
Olay günü emirlere itaat dışında bir şey yapmadığını ileri süren Görener, 'Ne hain teşebbüsün içinde oldum, ne teşebbüse destek verdim, ne ben ne mahiyetim vatandaşla karşı karşıya geldi ne de kanunsuz eylem yaptım. Kaçırma planına dahil olduğum suçlamasını kesinlikle reddediyorum. Bunu cezaevindeyken kolluk görevlileri gelince öğrendim. Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde savunma yapan teğmenler, darbeye yönelik bir konuşma yapmadığımı ifade ettiler. 'Ateşe ateşle karşılık' emri vermediğimi kabul ettiler' diye konuştu.
Olay günü, o sırada tuğgeneral rütbesiyle Jandarma Okullar Komutanı olan ve Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde de komutanlıktaki eylemlerle ilgili yargılanan Sadık Köroğlu'nun 'terör tehdidine yönelik' kendisini çağırdığını, gece eğitimini iptal etmesini istediğini ve kendi birliğini hazır kıta olarak görevlendirdiğini anlatan Görener, 'Nizamiyeleri takviye etmemi istedi. Ben de bunu yerine getirdim' dedi.
Mahkeme heyeti Görener'e, darbe girişimi günü Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına giderek darbe faaliyetinde kullanılmak üzere 8 bin mermi alarak Jandarma Okullarına getirmesine ilişkin savunmasını sordu.
Görener, mermileri alması emrini Kurmay Başkanı Murat Koçyiğit'in verdiğini anlatarak, 'Muhafız Alayında imza karşılığı bana mermiler verildi. Mermi alma emri komutanım tarafından verilmiş. Oraya girip çıktığım süre 15-20 dakika. Mermileri komutana arz ettim ama onların kullanılmasına yönelik emir vermedim' ifadelerini kullandı.
Heyetin sorusu üzerine Görener, konuşma, mesajlaşma ve internet paketinin avantajlı olması nedeniyle kayınpederinin şirketine ait cep telefonu hattını kullandığını bildirdi.
Görener, heyetin, 2014'te bu hat üzerinden 'ByLock'a girdiği yönünde rapor bulunduğuna işaret etmesi üzerine, 'Ben mi ByLock kullanmışım?' dedi.
Mahkeme Başkanı Köksal'ın soruları üzerine darbe girişiminden önce ev toplantılarına gitmediğini ve FETÖ ile alakalı kişilerle bağlantısı olmadığını savunan Görener, şunları ifade etti:
'15 Temmuz ve FETÖ ile ilgili ne düşünüyorsun?' sorusuna, 'Bir yılı aşkın zamandır mahkemeler çözmeye çalıştığı konuya benim burada söyleyeceğim yorum olur. Hain bir darbe girişimi olduğu kesindir. Cezaevinde okuduğumuz üç beş gazete üç beş kanal var. Mahkemeler dahi sonuca varmış değil. Benimki tamamen yorum olur. Ne yanında oldum, ne destekçisi oldum, ne içinde oldum.'
YUSUF YİĞİT
Sanık eski Yüzbaşı Yusuf Yiğit de savunmasına darbe girişiminden bulunanlardan şikayetçi olduğunu belirterek başladı.
Darbe girişiminden bir gün sonra haksız bir şekilde tutuklandığını iddia ederek, hazırlık aşamasındaki ifadelerini kabul etmeyen Yiğit, mahkeme huzurundaki savunmasının esas alınmasını istedi.
Yiğit, darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın da sanığı olduğunu belirtti.
Bu dava kapsamında uzun bir savunma yaptığını anlatan Yiğit, bu nedenle detaylı bir savunma yapmayacağını, sorulara ise cevap vermeyeceğini kaydetti.
Davanın sanığı Ali Bozgeyik'in arabasından ele geçirilen listede adının yer alması nedeniyle yargılandığını savunan Yiğit, iradesi dışında isminin geçtiği bir belgeden sorumlu tutulamayacağını iddia etti.
Yiğit, Bozgeyik ile daha önce aynı karargahta görev yaptığını, bunun dışında bir ilişkilerinin bulunmadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Köksal'ın, örgütün kriptolu haberleşme programı 'ByLock' kullandığına ilişkin iddianamedeki tespiti hatırlatması üzerine sanık Yiğit, bu konuyla ilgili Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde savunma yaptığını belirterek sorulara cevap vermedi.
ÖZKAN DOĞANAY
Duruşmada savunma yapan eski Albay Özkan Doğanay, hakkındaki suçlamaları reddetti.
FETÖ'nün şifreli haberleşme ağı 'ByLock'u kullanmadığını iddia eden Doğanay, dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Turgut Aslan, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ile Özel Harekat Daire Başkanı Turan Aksoy'un, eski Kurmay Yarbay Ali Bozgeyik'in aracında ele geçirilen kaçırılma planlarıyla bir ilgisinin olmadığını ileri sürdü.
Doğanay, Bozgeyik ile yaptığı telefon görüşmelerinin hatırlatılması üzerine, söz konusu görüşmelerin akşam yemeği planlaması için yapıldığını, yemeğin gelişmeler üzerine iptal edildiğini savundu.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanık Ramazan Atım, Bozgeyik'in cep telefonuna attığı 'Hedef şahıs izne ayrılmış' mesajını reddederek, Bozgeyik'i tanımadığını söyledi.
Hakkında verilen ifadelerde, 'Cumhurbaşkanı Almanya'ya kaçmış, hepsini alacağız.' şeklinde beyanlarda bulunduğunun belirtilmesi üzerine Atım, söz konusu ifadeleri kullanmadığını iddia etti. Ramazan Atım, hakkında beyanda bulunanların yalan söylediğini de öne sürdü.
Darbe girişiminde bulunmadığını söyleyen sanık Nurettin Özdoğan da Bozgeyik'in aracında ele geçirilen belgelerle bir ilgisinin olmadığını ifade etti.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın da sanıkları arasında yer alan Muharrem Demirkale, Bozdağ'ın da aralarında bulunduğu bazı idarecilerin alıkonulmasına yönelik bir emir almadığını savundu. Demirkale, 'Böyle bir görev tevdi edilse ben bu görevi kabul etmezdim.' dedi.
CEMİL ÇETİN: İtiraflarını reddetti
Sanık Cemil Çetin, FETÖ yapılanması ile darbe girişimine ilişkin çeşitli itiraflarda bulunduğu emniyet ifadesini de kabul etmedi. Söz konusu ifadeleri baskı altında verdiğini iddia eden Çetin, tanımadığı kişilerin ifadesine ilave edildiğini savundu. Darbe toplantılarına katılmadığını söyleyen Çetin, suç teşkil edecek hiçbir faaliyette bulunmadığını öne sürdü.
Duruşmaya, yarın devam edilecek.
13.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Turgut Aslan, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ile Özel Harekat Daire Başkanı Turan Aksoy'un kaçırılma planına ilişkin Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Cumhuriyet savcısı, bazı sanıklar hakkında Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan darbe girişimi davası olduğunu, her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğunu belirterek, dava dosyasının birleştirilmesi konusunda muvafakat istenmesini talep etti.
Daha sonra söz alan sanık avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu ileri sürdü.
Bozdağ, Gökçek ve Dinç'in avukatları ise birleştirme talebinin reddini istedi.
Sanık ve müşteki avukatlarının beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, davanın, darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 317 sanıklı davayla birleştirilmesi için Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinden muvafakat istenmesini kararlaştırdı.
Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, duruşmayı 25 Ekim'e erteledi.
İDDİANAME
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki darbe faaliyetlerine ilişkin, aralarında Başbakan Yardımcısı Bozdağ, dönemin Emniyet Genel Müdürü Lekesiz ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek'in de bulunduğu bazı idarecilerin alıkonulma planına ilişkin dava açıldı. Orhan Yıkılkan, Ali Bozgeyik, Cemil Çetin, Ferhat Fışkın, İbrahim Mert, Abdullah Serdar Acar, Coşkun Kazankaya, Yusuf Yiğit, Tarık Görener, Ramazan Atım, Özkan Doğanay, Nurettin Özdoğan ve Muharrem Demir Kale sanıklar arasında yer alıyor.
Sanıkların, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlamalarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 37'5'er yıl hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, Jandarma Okullar Komutanlığındaki darbe faaliyetlerine ilişkin yapılan araştırmalarda, şüpheliler arasında bulunan eski Jandarma Kurmay Yarbay Ali Bozgeyik'in karargah binasının park alanındaki otomobilinde arama yapıldığı belirtildi. Yapılan aramalarda, küçük kağıtlar halinde hazırlanmış el yazısı notların ele geçirildiği bildirildi. Ele geçirilen notlarda, darbe girişimi sırasında Bozdağ, Gökçek, Lekesiz, Aslan, Dinç ve Aksoy'un kaçırılmasına ilişkin planların bulunduğunun belirlendiği kaydedildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-16 Haziran (2017) 'Ankara 13 sanık Darbe Yap./Beytepe Jand.Okul.Kom.' davası
(16 Eylül 2017, 14:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: