Yarım asırdan bu yana Korku İmparatorluğu olarak Türkiye gündeminde olan Gladio´nun, ilk kez bu kadar kodları deşifre edildi. Cafesiyaset yazarı Zihni Çakır, Gladio surlarında gediğin nasıl açıldığını yazdı.
Gladio´nun surlarında gedik böyle açıldı
Yarım asırdan bu yana Korku İmparatorluğu olarak Türkiye gündeminde olan Gladio´nun, ilk kez bu kadar kodları deşifre edildi. Cafesiyaset yazarı Zihni Çakır, Gladio surlarında gediğin nasıl açıldığını yazdı.
Başbakan Erdoğan´ı korku imparatorluğu kurmakla itham eden Gladiocular
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ocak ayının 2. haftasında, ?Birileri çıkıyor ´Korku İmparatorluğu´ndan bahsediyor. Kimlerin bu ülkede Korku İmparatorluğu kurmaya çalıştığını bize şu son aylar gayet iyi gösterdi? şeklinde bir açıklama yaparken, Ergenekon Operasyonunun 10. dalgası ve topraktan fışkıran cephaneliklerle ?borular? tartışılıyordu. Ergenekon avukatlığını alenen ilan edenler, Başbakan ve AK Parti hükümetini ?Korku İmparatorluğu? kurmakla itham ediyordu. Oysa Başbakan´ın ve Ak Parti hükümetinin Korku İmparatorluğu kurmakla itham edildiği dönemde, onu demokrasi dışı yollarla yıkmayı hedefleyen GLADIO´nun cephaneliklerinden, el bombaları, lav silahları, uzun menzilli suikast silahları, roket atarlar, tüfekler, C4 ve TNT patlayıcıları ve bir yerleri yok etmenin gayreti içerisinde hazırlanan bombalama eylem planları fışkırıyordu. Aslında topraktan ve evlerden fışkıran bu kan dondurucu cephanelikler, onbinlerce sayfalık fişleme ve eylem planlarıyla devlete ait çok gizli belgeler, yarım yüzyılı aşan bir zamandır GLADIO eliyle kurulan Korku İmparatorluğu´nun propaganda yöntemi olan, kontrollü gerilim stratejisinin temel cephaneliklerden başka bir şey de değildi.
Maraş Çorum Malatya İpekçi Üçok Mumcu Kışlalı ve Danıştay saldırılarında kullanılanlar Ergenekon cephanelikleri değil miydi?
GLADIO, yarattığı ve yaşam alanı bulduğu Korku İmparatorluğu´nun devamı için kimi zaman medya üzerinden yürüteceği kara propagandanın ana unsuru fişlemeler ve devlete ait çok gizli belgeleri kullanırken, kimi zaman da o imparatorluğun can simidi olan kontrollü gerilim stratejisini uygulayacak kan ve şiddete dayalı eylemler için akla gelebilecek her türlü cephaneliğe sahipti. Maraş´ta, Malatya´da, Çorum´da, Kanlı 1 Mayıs´ta, Madımak´ta, Dağlıca´da, Aktütün´de; 33 Fidanın, Gün Sazak´ın, Abdi İpekçi´nin, Bahriye Üçok´un, Uğur Mumcu´nun, Ahmet Taner Kışlalı´nın, Necip Hablemitoğlu´nun katlinde, Danıştay Saldırısı´nda kullanılan bu cephanelikler değil miydi? Bu İmparatorluk eliyle yaratılmak istenen, toplumsal, ekonomik ve ideolojik değişim ve dönüşüm hedefinden medet umanlar, elbette bu Korku İmparatorluğu´nun yıkılması anlamına gelen Ergenekon Soruşturma sürecine de kuşkuyla bakacaktı. Bu süreci yöneten adli mercilere cesaret veren Başbakan´ı çok iyi bildikleri ?Korku İmparatorluğu?nu kurmakla suçlayacaklardı tabii ki. Yahudi sermayesinin finansmanıyla kurulan NATO´nun, 1950´lerde hem müttefiklerinin hem de kimi bağlantısız ülkelerin başına bela ettiği ve asıl amacı ABD´yi parmağında oynatan aynı sermaye sahiplerinin küresel kazanımlarını garanti altına almak olan GLADIO, Türkiye´de de bu yönde faaliyetlerini yarattığı Korku İmparatorluğu üzerinden yürüttü. Örneğin yaşanan üç fiili, bir post-modern bir de e-muhtıra içerikli askeri müdahale süreçlerinin, GLADIO eliyle yaratılan Korku İmparatorluğu´nun devamını sağlamaktan başka birşeye hizmet etmediğini görememek için kör olmak gerek.
Millet iradesini yargı eliyle alma denemesi nasıl işledi?
Aslında Başbakan´ı Korku İmparatorluğu kurmakla itham etmek, bu ülkenin esir edildiği asıl imparatorluğun sarsılmaya başlamasına verilen bir reaksiyondan başka bir şey de değildi. Çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın 25 Şubat 2005´te yaptığı ?Ulusa Sesleniş? konuşmasında, MİT tarafından çerçeveleri belirlenerek hazırlanan ?Türkiye´nin Yeni Dış Politika Konsepti?ni açıklaması, toplumu esir alan ve her türlü hukuksuzluk ve kanunsuzlukla, demokrasi dışı tüm faaliyetleri vatanseverlik olarak gösteren Korku İmparatorluğu´nun surlarında, derin hasarlara yol açmıştı. Bu hasarları izole ederek imparatorluğunu korumak isteyen GLADIO, arkasında büyük bir toplumsal destek olan AK Parti´yi, kendi bildik yöntemleriyle indirmeyi hedefliyordu. Bu hedeflerden ilk uygulamaya konulan ise; hukuksuzluğu hukuk süreciyle kamufle edip, millet iradesini, yetkisini milletten alan yargı eliyle al aşağı etme denemesiydi. Kapatma davası girişimlerinin hukuki ve sosyolojik tanımını, bundan başka cümlelerle yapabilmek mümkün değildi.
AK Parti´nin iktidarda kalmasının temel yolu Ergenekon denilen Gladio´nun lağvedilmesidir
Dolayısıyla, neredeyse yarım yüzyıldır ülkeyi esir alan ?Korku İmparatorluğu?nun sınırlarını tespit etmiş olan ve bunu yıkmakta kararlı bir irade sergileyen AK Parti´nin iktidarda kalmasının temel yollarından biri, Ergenekon denilen GLADIO´nun lağvedilmesiydi. Üstelik Türkiye´nin çığır açan dış politika ve demokratikleşme adımlarına, gerek geçmişteki gerekse yakın zamana kadarki keyfiliği ve antidemokratikliğiyle GLADIO´nun en büyük engel teşkil edeceği de biliniyordu. GLADIO, gücünü, faili meçhul cinayetlerden, esrarengiz patlamalara, dışta ve içte darbe teşebbüslerinden, basının farklı amaçlarla kullanılmasına kadar birçok karanlık ve kirli temel üzerine oturmuş Korku İmparatorluğu´ndan alıyordu. Bu da, belirlenen bağımsız ve dirayetli yeni dış politika konseptiyle tüm farklılıkların eşitlik ve özgürlüğü, devletin şeffaflaştırılması, siyasi otorite üzerindeki askeri oligarşinin enterne edilmesi ve terörün bitirilmesine dair demokratikleşme adımlarına karşı bir tehditti.
Gladio´nun surlarında gedik açıldı bir kere
Ne var ki GLADIO ve Korku İmparatorluğu´nun yarattığı toplumsal yapıdan beslenen yerleşik kurumlar ile siyaset aktörleri, bir siyasi rant kapısı olarak gördükleri daha da acısı, siyasal iktidar mücadelesinde halk yerine kapısını çalacakları asıl güç olarak kabul ettikleri bu derin yapı ve onun yarattığı imparatorluğun sarsılması ve yıkılmasına, yapının kendisinden daha büyük bir reaksiyon gösterdiler. Bununla da yetinmeyip avukatlığını üslendiler. Bu da yetmedi, Başbakan Erdoğan ve AK Parti iktidarını, yaşamaktan zevk aldıkları ve aslında kendi varlıklarını borçlu oldukları Korku İmparatorluğu´nu kurmakla suçladılar. Ama tüm bunlar kifayetsizdi. Yarım yüzyıllık Korku İmparatorluğu´nun surlarında gedik açılmıştı bir kere. Açılan gedikler zamanla büyüdü, büyüdü, büyüdü... Şimdi de o imparatorluğu ayakta tutmaya çalışan GLADIO´nun tüm sırları ifşa olmaya başladı. Artık en altından en tepesine o fotoğrafı görebilmek mümkün. O fotoğrafın; Korku İmparatorluğu: GLADIO´dan başka bir adı da yok... ( Zihni Çakır, Cafesiyaset)
(13 Kasım 2009, 09:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: