Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan davada, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Adil Öksüz'ün de bulunduğu 86'sı tutuklu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
06.08.2017 14:35 Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan davada, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Adil Öksüz'ün de bulunduğu 86'sı tutuklu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
02.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya sanıkların avukatları ve yakınları ile valiliğin işgali sırasında yaralanan bazı vatandaşlar katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tutuklu sanıkların savunmasının alınmasına devam edildi.
Erzurum'da tutuklu sanık er İsmail Emeç, SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmasında, Sakarya Merkez Komutanlığında gece nöbet değişimlerini sağlama görevinin olduğunu söyledi.
15 Temmuz 2016 tarihinde saat 21.00 ila 23.00 arasındaki nöbet değişim görevi için komutanlıkta hazır bulunduğunu anlatan Emeç, 'Karargah binası önünde Binbaşı Selçuk Aksoy bana tüm askerlerin tam teç hizatlı ve silahlı olarak hazırlanmalarını emretti. Koğuşa gittiğim sırada koğuş telefonu çaldı. Nöbetçi Onbaşı Ferhat Ünsal, arayanın Albay Ahmet Üzer olduğunu ve tatbikat yapılacağını söylediğini aktardı. Tüm askerlerin tam kamuflajlı hazırlanmalarını emretmiş. Hızlıca hazırlandık ve inzibat karakolu önünde beklemeye başladık.' şeklinde konuştu.
Terhisine 13 gün kaldığını, daha önce hiç tatbikat eğitimi almadığı için gruptaki arkadaşlarıyla tatbikat hakkında konuştuklarını anlatan Emeç, Başçavuş Burhan Kılıç'ın kendilerine ikili sıra halinde nizamiye kapısına doğru gitmelerini emrettiğini kaydetti.
Emeç, burada kendilerine içi mermi dolu şarjörler dağıtıldığını dile getirerek, 'Mermi ve şarjörleri aldıktan sonra inzibat karakoluna geri döndük. Rütbeliler, Merkez Komutanlığının yakınında toplandılar. Onlara yakın olduğumuz için bizim biraz daha uzaklaşmamızı istediler. Komutanların tatbikat hakkında konuştuklarını düşündük. Daha sonra gruptaki arkadaşlardan birisi terör saldırısı ihtimalinden söz etti. Rütbeliler dağıldıktan sonra bizlere araçlara binmemiz emredildi. Güzergah üzerinde halkın yol kenarlarında olduğunu gördüm. Terör saldırısı olsa, vatandaşların dışarıda olmaması gerektiğini düşündüm.' ifadelerini kullandı.
Adliye yerleşkesinin önünde durduklarını ve burada Burhan Başçavuşun kendilerine şarjörlerin takılmasını emrettiğini aktaran Emeç, şöyle devam etti:
'Adliye bahçesinin iç tarafından sıralı halde beklemeye başladık. Biraz sonra insanlar bulunduğumuz noktaya gelmeye başladı. Burhan Başçavuş vatandaşlara karşı 'Burada durmayın uzaklaşın' emrini verdi. Bu davranışların üzerine tatbikat olmadığını anladım. Kalabalık artınca vatandaşların bize, 'defolun, gidin buradan, yanlış işler yapıyorsunuz, silahlarınızı bırakın' gibi söylemleri oldu. Şok oldum anlayamadım. Vatandaşlara sordum ne olduğunu, 'darbe oluyor' dediler. Bu sırada bulunduğumuz yerin doğusunda bahçe için silah sesleri geldi. Silahımı korumaya alarak sığınacak yer aradım. Yerleşke içindeki polis merkezindeki memurlar bizi içeri aldı. Orada bir odada bekledik. Silahlarımız seri numaraları ve isimlerimiz yazılarak teslim alındı. Darbe olduğunu bilseydim çıkmazdım. Komutan emriyle çıktım. Terör örgütü üyesi değilim. Hiç kimseye ve kamu malına zarar vermedim. Hiçbir suç kastım yok. '
Daha sonra SEGBİS aracılığıyla savunmalarını yapan tutuksuz sanıklar er Murat Türk, er Necmi Pehlivan, er Ogün Aksoy ve er Ramazan Şahin de kendilerine tatbikat yapılacağı söylenerek, adliye yerleşkesine götürüldüklerini ve darbe girişimi olduğunu vatandaşlardan öğrendiklerini öne sürdü.
Duruşmada hazır bulunan ve darbe girişimi sırasında yaralanan Mehmet Salkım, müşteki sıfatıyla verdiği ifadede, olayları duyması üzerine gittiği valilik binası önünde sol dizinden kurşun yediğini, üzerindeki tişörtü çıkararak pansuman yaptığını söyledi.
Diğer müşteki Mustafa Onur Ayan da televizyonlarda olayları duymasının ardından komşusuyla valilik bahçesine giderek askerleri ikna etmeye çalıştığını anlattı.
Valilik protokol girişinde yaklaşık 10 kişilik asker grubunu gördüğünü belirten Ayan, 'Üzerimize ateş açtılar. Ben sol dizimden yaralandım. Ateş açılmasına rağmen vatandaşlar durmadı, gelmeye devam etti. Bunun üzerine askerler farklı yönlere kaçtı.' dedi.
Daha sonra valilik ve adliye yerleşkesindeki güvenlik kameralarının darbe girişimi gecesine ait kayıtlarının izletildiği salonda, müşteki avukatları o gece saat 00.48 ile 00.58 arasındaki güvenlik kamerası kayıtlarının silindiğini iddia ederek, kayıt cihazının TÜBİTAK tarafından incelenmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı yarına erteledi.
03.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanıkların avukatları ve yakınları ile tanıklar katıldı.
Tanıkların dinlendiği duruşmada, uzman çavuş B.Y, Sakarya Kışlası'nda 15 Temmuz gecesi nöbetçi olduğunu, nizamiyeden hızla aracın çıktığını gördüğünü ve orada görevli askere kimin çıktığını sorduğunda araçta Başçavuş Levent Yıldız'ın olduğunu öğrendiğini söyledi.
Kendisini arayarak, ''Komutanım daha önceki personel silah ve mühimmat alarak çıktı, siz de aldınız mı?' diye sordum. o da, 'Alarm verildi tatbikat var, mühimmata gerek yok.' dedi. Benim bildiğim ve gördüğüm bunlardan ibarettir.' dedi.
Tanıklardan S.I. ise Sakarya Valiliği yakınlarında oturduğunu ve Valiliğe giden bulvarda saat 22.00 sıralarında hareketlilik olduğunu ifade etti.
Evinin balkonundan olup bitenleri anlamaya çalıştığını dile getiren S.I, şunları söyledi:
'Polis arabasından insanların dışarıya çıkması yönünde anonslar yapılıyordu. Valilik etrafında insanlar toplanmaya başladı. Site sakinleri gibi ben de dışarıya çıktım birkaç el silah sesi duyunca eve tekrar çıktım. Televizyonu açtığımda TRT'de sıkı yönetim bildirisi okunuyordu. Hemen balkona çıktım. 4 silahlı asker siteden içeriye girmişti. Benim balkonda olduğumu fark edince, kırıcı olmadan 'Lütfen kapıyı açın.' dediler. 'İhtilal yapılsaydı bu kadar nazik olmazlardı.' dedim ve kapıyı açtım. Benim dairenin karşısı boştu onları oraya aldım. Bana, 'Allah rızası için bizi sivillerden koruyun ve üniformalı polislere teslim eder misiniz?' dediler. Askerler korkmuştu ve dizleri titriyordu. Ne olduğunu sordum. 'Bize tatbikat var, daha sonra Valiliğe saldırı olduğunu söylediler. Bizi kandırdılar. Söylemlerle karşılaştıklarımız farklı çıktı.' dediler. İçecek isteyip istemediklerini sordum ama şuurları yerinde değildi. Daha sonra kavşakta bulunan polisleri çağırdım gelip aldılar ve silahlarını teslim ettiler. Arabada askerlerden birisi sigara yaktı. Siviller bunları görünce oraya birikti ve camı yumrukladı, askerleri indirmek istediler. Polisleri arka çıkıştan çıkardım ve gittiler.'
Kendisine verilen emre uymamış
Tanıklardan Çark Kışlası'nda görevli Tabip Yarbay S.Ö. de birlikte her perşembe yaptıkları olağan toplantının 15 Temmuz Cuma gününe alındığını ve bunun nedenini bilmediğini belirtti.
Toplantıda, 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun'un görevi yeni aldığı için prensiplerinden bahsettiğini ve birliklerin emniyet tedbirleri ve gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasıyla ilgili tavsiyelerini anlattığını aktaran S.Ö, 'Birliklerin birbirini destekleme yetenekleri, mühimmatın yeterli olup olmadığını sordu. Yarbay Ali Güler ve Binbaşı Murat Çakmaklı bu konuda neden hassasiyet gösterdiğini, bunlarla ilgili herhangi bir sıkıntının olmadığını söylediler.' ifadelerini kullandı.
15 Temmuz akşamı askeri gazinoda misafirlerini ağırladığını ve kendisine 20.30 civarı mesaj geldiğini aktaran S.Ö, mesajda alarm verildiğini ve tatbikat yapılacağını acilen görev yerlerine gelinmesi gerektiğinin yazdığını anlattı.
S.Ö, şöyle devam etti:
'Eve gidip üzerimi giydim ve aşağı indim. Silahlıktan herkesin silah aldığını gördüm. Önce bana terör saldırısı olabileceği söylendi sonra da sıkı yönetim ilan edildiği ve silahlı kuvvetlerin yönetime el koyduğu bildirisi okundu. Emniyetin de bizimle hareket edeceğini, emre uymayanların sabah kurulacak sıkı yönetim mahkemelerinde yargılanıp idam edileceğini söylediler. 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, personele 'araçlara binin' emrini verdi ve nizamiyeden çıktılar. Bizim birliğe Sakarya Kışlası'ndan arkadaşlar gelmişti. Bu işin kanunsuz olduğunu söyledim. Kurmay Albay Uğur Coşkun, ambulanslarla personelin arkasından gelmemizi söyledi. Kendisine 'Hayır' dedim. Valilikte ve her yerde 112 istasyonlarının olduğunu ve yapılan işin kanunsuz olduğunu ve kışladan çıkmayacağımızı, emre i·taat etmeyeceği·mi·zi· söyledim. Daha sonra yanımdaki arkadaşlarla haber dairesine gittik. Orada gelen emrin metnini inceledik. Emir kriptosuzdu ve Genelkurmay Başkanının imzasının olmadığını, emirde bir tuğgeneral ve albayın imzasının bulunduğunu gördüm. Sonra Çark Kışlası'nı terk etmeyenlere durumun sıkıntılı olduğunu ve emir alınmayacağı şeklinde uyarılarda bulunduk. Sonra silahımı odama kilitledim.'
Sanık avukatlarının sorularını cevaplayan S.Ö, Uğur Coşkun'un direktifleri okuduğunu ve o gece TSK'nın yönetime el koyduğunu bu sanıktan duyduğunu ifade etti.
S.Ö. ayrıca, oradaki personelin araçlarına binip gitmeden bildirinin altında Genelkurmay Başkanının imzasının olmadığını bilmeleri halinde araçlara personelin asla binmeyeceğini tahmin ettiğini aktardı.
S.Ö'ye sorulan 'Askerlerin tüm emirlerini yerine getirse yaklaşan vatandaşlara ateş etse de Uğur Coşkun ve Ahmet Üzer'in tüm emirleri yerine getirilse bütün askerler her yeri ele geçirse darbenin Sakarya ayağı başarılı olur muydu? Vatandaşların yanı sıra kendisi gibi askerlerin ve ordu içindeki Atatürkçü askerlerin silahlarını ateşlememesi darbeyi önlemiş midir?' sorusuna ise 'Onlar da etkili olmuş olabilir. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bir kısım personelin kendiliğinden polise sığındığını ve direnmediğini duydum ancak görmedim. Sakarya ayağındaki kalkışmanın başarısız olmasında bunlar elbette katkı sağlamıştır.' diye konuştu.
Diğer tanıklar S.Ç, M.Y.T, Z.G, Ş.U, T.D, K.A, H.Y ve S.A'yı da dinleyen mahkeme heyeti, başka tanıkların dinlenmesi için duruşmayı yarına erteledi.
04.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanıkların avukatları ve yakınları ile tanıklar katıldı.
Tanıkların dinlendiği duruşmada, Kıdemli Başçavuş E.F, Çark Kışlası Muhabere Merkezinde 15 Temmuz gecesi nöbetçi olduğunu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Plan Yönetim Daire Başkanlığı'ndan gelen sıkı yönetim bildirgesini 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun'a ulaştırdıklarını söyledi.
İlerleyen dakikalarda yine Kara Kuvvetleri Komutanlığının başka bir şubesinden bu sefer, sıkı yönetim bildirgesine uyulmamasını, kalkışmaya destek verenler hakkında gözaltı kararı verildiğini içeren yeni bir emir geldiğini anlatan E.F, 'Gelen emri Uğur Albay'a iletip muhabere merkezine geri döndüm. Arkamdan albayın postası geldi. Kara Kuvvetlerinden gelen ve sıkı yönetim emrine uyulmaması kararını içeren bildirgeyi Uğur Albay buruşturup geri göndermiş.' dedi.
İkinci emri Binbaşı Murat Çakmaklı ve Yarbay Ali Güler tarafından da görüldüğünü aktaran E.F, 'Bu ikili, Albay Coşkun'u gözaltına almaları gerektiğini dile getirdiler. Daha sonra durumu Ege Merkez Komutanlığına bildirmeleri gerektiğini söylediler.' diye konuştu.
Bu arada kışla önünde toplanan halkın olduğunu ve acil bir durumun söz konusu olabileceğini albaya ilettiğini söyleyen E.F, 'Televizyonda yayınlanan Başbakan Binali Yıldırım ve 1. Ordu Komutanının konuşmalarından bahsettim. Cevap vermedi sessizce dinledi.' ifadelerini kullandı.
Halkın kışlaya girme çabalarının arttığını belirten E.F, Yarbay Ali Güler'in Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gelen sıkı yönetim emrine uyulmaması kararını halka okuduğunu kaydetti.
Muhabere merkezine Ege Ordu Komutanı Emir Subayından telefon geldiğini anlatan E.F, şunları söyledi:
'Telefonda Binbaşı Ertan ile konuştum. Bana, kanunsuz iş yaptığımızı söyledi. Kendisine buradaki durumu anlattım. Kıdemli birisiyle görüşmek istediğini söyledi. Uğur Albay'ın burada olduğunu bildirdim. Ancak Uğur Albay telefona çıkmadı. İstenirse Yarbay Ali Güler ile görüştürebileceğimi söyledim. Bu sırada cep telefonumdan Ali Yarbay'ı arayarak Ege Ordu Komutanlığından aradıklarını aktardım, o da bana, 'Şu anda emniyet müdür yardımcımız ve Murat Binbaşı ile Uğur Albay'ı teslim alıyoruz' dedi. Ben telefonu kapatmayarak durumu anlatmaya devam etti. Ali Yarbay bir süre sonra tek başına geldi ve Ege Ordu Komutanı ile telefonda görüştü. Kapattıktan sonra komutanın, emir komutayı kendisine verdiğini ve Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş'un telefonu istediğini aktardı. Yaklaşık 15 dakika sonra bizi tekrar arayarak Vali ile görüşmemizi istediler. Ali Yarbay da Vali'yi arayarak görüştü.'
Tanık ifadesi sırasında müdafi avukatlarından biri, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kurulan 'Yurtta Sulh Biziz' isimli Whatsapp grubunda Albay Uğur Coşkun'un da bulunduğunu öne sürerek, olay akşamı gruba 'Ege ordu komutanı arıyor, ne yapayım' ifadelerini yazdığını, bunun üzerine kendisine 'cevap verme' dendiğinin tespit edildiğini aktardı.
Darbe girişimi gecesi saat 04.30 sularında Ege Ordu Komutanlığından 'sıkı yönetim direktifine uymayın' şeklindeki mesaj geldiğini bildiren E.F, Yarbay Ali Güler'in el yazısıyla 'sıkı yönetim emrine uyulmadığını, silahların toplatıldığını ve emniyetin sağlandığını içeren cevabı yazarak gönderdiğini söyledi.
Daha sonra diğer tanıkları da dinleyen mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunmalarını ve taleplerini aldı.
Heyet, taleplerin ve ifadelerin değerlendirileceğini belirterek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, darbe girişimi sırasında Sakarya Valiliğinin işgaline ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgütün sözde 'hava kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz, meslekten ihraç edilen askerler 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, Kurmay Albay Bahri Gürhan, eski Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan, Albay Ahmet Üzer, Yüzbaşı Yavuz Soyer, Binbaşı Ali Şahin, Üsteğmen Kayhan Demir, Yarbay İsmail Öcal ile 171 asker ve 2 sivil şüpheli hakkında, TCK'nın 'anayasayı ihlal' suçunu düzenleyen 309, 'kasten öldürme' suçunu düzenleyen 81. ve 35. maddeleri uyarınca birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 185 yıl altışar aydan 319'ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Subay, astsubay, erbaş ve erlerden oluşan 41 şüpheli hakkında da çeşitli suçlardan hapis cezaları talep edilen iddianamede, 50 şüpheli hakkında ise 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş'un müşteki olarak yer aldığı iddianamede, Valiliğin işgali sırasında yaralanan 19 vatandaş da mağdur olarak bulunuyor.
Paralel yapı-04 Ocak (2017) 'Sakarya Darbe Yapılanması 224 sanık' davası
(06 Ağustos 2017, 14:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: