Bayburt'ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin haklarında dava açılan ve aralarında örgütün sözde il imamı 'Celalettin' kod adlı C.D'nin de bulunduğu 32'si tutuklu, 9'u firari 60 sanığın yargılanmasına devam edildi.
05.08.2017 14:35 Bayburt'ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin haklarında dava açılan ve aralarında örgütün sözde il imamı 'Celalettin' kod adlı C.D'nin de bulunduğu 32'si tutuklu, 9'u firari 60 sanığın yargılanmasına devam edildi.
01.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bayburt Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 'silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek', 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'kamu kurumlarını zarara uğratmak' suçlarından tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları hazır bulundu.
FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde Bayburt'taki sözde il imamı C.D, hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek, iddianamenin niyet okumaya dayalı olduğunu savundu.
Mahkeme başkanının, C.D'ye il imamı olduğu dönemde örgüte ait Aba Koleji'nin muvazaalı satışına ilişkin sorusuna ise 'Bu yöndeki talimatı alanlar esnaf ya da tüccarlar. Bu kişiler saf mıydı, aklı yok muydu ki benim talimatımla bir milyon liralık ticaret yaptılar.' ifadesini kullandı.
C.D'ye kendisinden önceki örgütün Bayburt'taki il imamını tanıyıp tanımadığı sorusu üzerine de Bayburt'ta kendisinden önce il imamı olan A.I. isimli kişiyle aynı kişi olup olmadığını tam olarak hatırlamadığını, bu kişiyle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde tanıştığını anlattı.
'Örgüte eleman kazandırmak amacıyla BAYGİAD kuruldu'
FETÖ/PDY'nin Bayburt'taki çatı soruşturması kapsamında daha önce tutuklanan ancak etkin pişmanlıkla tahliye edilen tutuksuz sanık İ.T.S. de savunmasında, kendisinin de bu örgütte mütevelli olduğunu, örgütün yıl içinde her mevsim mütevelli diye tabir edilen üyelerine çeşitli talimatlar verdiğini belirterek, 'Her mevsim, mevsimine göre mütevellilere il imamı tarafından talimatlar verilirdi. Bu talimatlar okul zamanı burs, kurban döneminde kurban ve yine mevsimine göre de himmetler gibi örgüte maddi destek sağlanırdı.' dedi.
İ.T.S, örgütün her ilde olduğu gibi Bayburt'ta da kendilerine eleman kazandırılması amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunulduğunu dile getirerek, 'Bayburt'ta örgüte eleman kazandırmak amacıyla Bayburt Girişimci İşadamları Derneği'ni (BAYGİAD) kuruldu. Bu dernek aracılığıyla yapılan çeşitli sosyal faaliyetler, yurt içi ve yurt dışı gezilerle insanlar örgüte ısındırılıp ardından da mütevelli yapılırdı.' diye konuştu.
'Bayburt'ta üç ayrı mütevelli grubu vardı'
Tutuklu sanıklardan M.K. ise örgüt içinde mütevelli diye tabir edilen grupta 2015 yılına kadar yer aldığını, örgütün bu grupları yöresel çeşitli isimlerle adlandırdığını vurgulayarak, 'Bayburt'ta üç ayrı mütevelli grubu vardı. Bu mütevelli gruplarından birinin ismi 'Çoruh', diğerinin 'kale', üçüncüsünün ismini ise hatırlamıyorum. Bu gruplar diğer mütevellilerden ayrı toplantılar yapardı. Bu kişileri örgütün il imamı, mütevelliler arasından tek tek görüşerek belirlerdi.' beyanında bulundu.
M.K, savunmasında, örgütün bu yapılanmasının haricinde bir de mali heyetinin olduğunu, bu heyetteki kişilerin örgütün ilde yıllardır bilinen isimleri ile ağır ağabeylerinden teşkil edildiğini ve bu kişilerin her birinin örgütün yurt, dersane ve okul gibi çeşitli kurumlarının her türlü işleriyle ilgilendiğini dile getirdi.
Duruşmada dün ve bugün savunmaları alınan örgütün sözde Bayburt imamlarının, örgüt içinde yer alan ve kendi talimatlarını uygulayan kişileri kendilerini kurtarmak adına 'akılsız' ve 'saf' olarak itham ettiğini belirten sanık M.K, savunmasında şunları kaydetti:
'Örgütün il imamlığını yapan A.I. ifadesinde, 'bunlar saf mıydı ki batan Bank Asya'ya para yatırdı.' dedi. Demek ki biz safmışız ki saf saf götürdük o bankaya para yatırdık. A.I, kendisi bütün mütevelli gruplarını topladı, Bank Asya'ya para yatırılmasını söyledi. Bu bankaya para yatırılmasının Zaman Gazetesinin, Kaynak Holding'in, Sızıntı Dergisi'nin, Yeni Bahar Dergisi'nin cemaatle ilgili yayın gruplarının sıkıntı yaşayabileceklerini, Allah rızası için bunu yapmamız gerektiğini söyledi. Biz bu yayın gruplarının sadece imanlı, ahlaklı, bu ülkeyi seven, ülkeye bağlı ve yanlış yapmayacak, gerekirse bu ülkenin menfaatleri için canını verecek nesiller yetiştireceğiz diye yaptık. Evet bu insanlar safça yardımlarını, zekatlarını verdiler.'
Savunma yapan 15 sanık da haklarındaki iddiaları reddetti.
Duruşmaya, yarın diğer sanıkların dinlenmesiyle devam edilecek.
02.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bayburt Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 'silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek', 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'kamu kurumlarını zarara uğratmak' suçlarından tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları hazır bulundu.
FETÖ/PDY'nin Bayburt'taki çatı soruşturması kapsamında daha önce tutuklanan ancak etkin pişmanlıkla tahliye edilen tutuksuz sanık M.A.Ö, savunmasında, duruşmanın ilk gününde savunma yapan sanık A.I'nın, örgütün sözde il imamı olduğu birçok tanık ifadesinde yer almasına karşın kendi savunmasında kendini yalnızca din adamı olarak tanıtmasına tepki gösterdi.
M.A.Ö. örgüt içi atamayla Bayburt'a gelen ve bir dönem Bayburt il imamlığı yapan A.I'nın kendini din adamı diye tanıttığını ama yalan söylediğini savunarak, 'A.I'nın yaptığı savunmasında bu davada yargılanan bütün kişileri akılsız ve saf olarak suçlaması kabul edilemez. Savunmasında böyle bir görev yapmadığını ve kendinin sadece din adamı olduğunu savunan A.I'nın bu yaptığı aşağılık bir tutum.' dedi.
Yargılaması tutuklu olarak yapılan örgütün muhasebecisi R.Y. savunmasında, FETÖ/PDY'yi kastederek, 'Ortada bir örgüt yok. Örgüt olsa benim burda ne işim var. Sadece yaşanan bir süreç var.' ifadesini kullandı.
Tutuksuz sanıklardan S.K. da örgütte mütevelli olduğunu ve 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde toplantılara katıldığı bir dönemde il imamı olan A.I'nın kendilerine, 'güzel günler gelecek, güzel şeyler olacak' dediğini anlatarak, kendilerinin o dönem bu sözleri terör olaylarının biteceği şeklinde yorumladıklarını söyledi.
FETÖ/PDY Bayburt'tan topladığı paraları Nahçıvan'a aktarmış
İllerde örgütün imamlığını yapan kişilerin o şehirdeki her şeyi bilen ve yöneten kişiler olduğunu anlatan S.K, 'İl imamı A.I. 'Nahçıvan'daki örgüt okulunda çalışan öğretmenlerin maaşları Bayburt'tan toplanan himmet paralarıyla ödeniyor.' diyordu. Örgüt Nahçıvan ile Bayburt'u kardeş şehir yapmıştı.' diye konuştu.
Duruşmada savunma yapan 13 sanık da haklarındaki iddiaları reddetti.
Duruşmaya, yarın diğer sanıkların dinlenmesiyle devam edilecek.
03.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bayburt Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 'silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek', 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'kamu kurumlarını zarara uğratmak' suçlarından tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları hazır bulundu.
Etkin pişmanlık kapsamında ifade veren tutuksuz sanık Y.A, örgüte ait kentteki Fem Dersanesi'nde bir dönem kayıt kabulcü olarak çalıştığını söyledi.
Y.A, dershanedeki öğrencileri, örgüt içinde 'bölgeci' olarak tabir edilen kişilerin ışık evlerine belirli aralıklarla götürdüğünü anlattı.
Dershane binasının, derslerin bitmesiyle 18.00'de kapandığını ancak 'bölgeci' diye tabir edilen kişilerin, adliye, emniyet, askeriye gibi sınavlara hazırlanan öğrencileri binaya getirdiklerini ve gece saatlerinde burada bulunduklarını belirterek, 'Yine özellikle polislik sınavına hazırlanan öğrenciler örgüte ait yurtlarda kalır, dershane öğretmenleri de bu öğrencilerin bulunduğu yerlere giderek onlara sorular çözdürürdü.' dedi.
Dershane kaydı yapılan öğrenciler için ayrı ayrı gruplar oluşturulduğunu ifade eden Y.A, 'Bu kayıtlarda özellikle asker çocukları için özel bir referans bölümü açılırdı. Bu öğrencilerle ilgili kayıtlarda velisi olarak babalarının ismi kullanılmazdı. Referans bölümüne bu çocuklarla ilgilenen bölgecinin ismi yazılırdı. Yine zaman zaman bu öğrencilerle ilgilenen bölgeciler gelerek bu listeyi bizden alırlardı.' diye konuştu.
Ardahan'da tutuklu bulunan Y.S ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşma salonuna bağlandı.
Hakkındaki iddiaları reddeden Y.S, 'Lanet FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in ağlaya ağlaya yaptığı dini konuşma ve vaazlarının bir gün ülkemizin ve milletimizin anasını ağlatacağını, idarecilerimize ve meşru hükümete, anayasal düzene ve rejime karşı hain darbe girişiminde bulunacağını bilmiş ya da öngörmüş olsaydım değil sohbet ve toplantılarına katılmak, kapılarının önünden bile geçmezdim.' şeklinde savunma yaptı.
'Milletin himmetiyle zevk sürenler en ağır şekilde cezalandırılsın'
Tutuklu sanık Y.S, FETÖ'nün geçmişte kendilerine altın kasede zehir sunduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
'Nur zannettiğim bir kısım sohbetlerine katılarak kelebeklerin ateşin etrafında dönerken ateşe düşüp yandıkları gibi ben de bu cehenneme bir an için düştüm. Bu insanların bana altın kasede zehir sunduklarını bilemedim. Nereden bilebilirdim ki 'hizmet hareketi' denilen şeyin hükümeti halletme hareketi olduğunu. Yüzlerce vatandaşımızın şehit olmasına, binlerce insanımızın yaralanması sebep olan bu hain darbe girişimine katılan herkesin, milletin ve dünyanın gözünün içine bakarak 'yezitlere boyun eğmek yok' diyerek idarecilerimize hakaret edip, ülkemizin ve milletimizin huzurunu kaçırıp, yurt dışına kaçanların ve milletin himmetiyle zevk sürenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını tüm vatandaşlarımız gibi ben de talep ediyorum.'
Tutuklu Z.M.A da örgütle hiçbir bağının olmadığını ileri sürdü.
Ankara merkezli faaliyet gösteren bir firma olduklarını aktaran Z.M.A, Bayburt'ta da kurumsal kimliklerine katkısı olsun diye şirketlerinin ismiyle kolej yaptırdıklarını savundu.
Mahkeme başkanının, Amerika'da örgüt lideri Fetullah Gülen'le görüşüp görüşmediğini sorması üzerine Z.M.A, 'Evet Pensilvanya'ya giderek Fetullah Gülen'le görüştük. 100-150 kişilik bir gruptuk. Burada Fetullah hoca bize sohbet etti.' dedi.
Sanık Z.M.A, bu ifadelerinin ardından mahkeme başkanına, 'Sayın başkanım heyecandan Fetullah Hoca dedim. O ifademin FETÖ/PDY lideri olarak kayıtlara geçmesini talep ediyorum.' diye konuştu.
Diğer 10 sanık da haklarındaki iddiaları reddetti.
Mahkeme heyeti, sanık ifadelerinin tamamlanmasının ardından avukatların taleplerini aldı, ara kararını açıklamak üzere duruşmayı yarına erteledi.
İLK DURUŞMADA YAŞANANLAR
3 Mart'ta başlayan davanın ilk duruşmasında şunlar yaşanmıştı:
Bayburt'ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında İl Müftülüğünde görevli 3 tutuklu sanığın yargılanmasına başlandı.
Bayburt Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Tutuklu sanık M.S, örgütün 'imamlardan sorumlu' olduğu iddiası ve 'terör örgütü yöneticiliği' suçlaması ile hakim karşısına çıktı.
Sanık, örgütün Bayburt il imamı olan Ayhan Işık ile görüşmelerini emniyet ve savcılıktaki ifadelerinde belirttiğini anlattı. M.S, Işık'ın kendilerinden dini konularda yardım istediğini ve kendilerinin de bu talepleri karşıladıklarını söyledi.
Mahkeme başkanının, Bank Asya'daki hesabını sorması üzerine sanık, 'Bank Asya'nın batmaması için bir miktar para yatırdım. Ancak bunu bir talimatla yapmadım.' ifadesini kullandı.
Bylock programını telefona kendisinin yüklemediğini ileri süren M.S, program üzerinden tek taraflı mesajlar geldiğini ve kendisine nasıl kullanacağının anlatıldığını belirtti.
Yapıyla 2005 yılında tanıştığını dile getiren sanık, şunları kaydetti:
'Örgütün o zaman 'cemaat' adında faaliyetler yürüttüğü bu yıllarda sohbetlerine katıldım. 2014 yılından sonra bu genel toplantılar iptal edildi. Bu iptale Ayhan Işık karar verdi. Bundan sonra meslek toplantıları yapılmasına karar verildi. Bizlerden öğrenci evlerini ziyaret etmemiz istenirdi. Bunları da 'bölgeci' olarak bildiğim 'BTM'ler isterdi. Gazeteci arkadaş, gazetenin önemli olduğunu bize söylerdi. Destek olmamızı istiyordu. Ancak benim kimseden böyle bir talebim olmadı. Biz onların her talebini yerine getirmiyorduk, sadece dini konulardaki isteklerini karşılıyorduk.'
Tutuklu sanık Ö.K. ise 2005 yılında tanıştığı yapının sohbetlerine katıldığını, yine bu sohbetlerin 2014 yılından sonra daha yapılmadığını söyledi.
Örgüt yetkililerinin kendisinden Kur'an öğretimi konusunda talepleri olduğunu ve kendisinin de bu konuda örgüte ait yerlere gittiğini anlatan Ö.K, 2014 yılından sonra eski dini görünümü kalmadığı için bu tarihten sonra örgütle bağlarının koptuğunu savundu.
Sanık Ö.K, Bylock programına ilişkin, 'Benim telefonuma dershanedeki arkadaşlar Facebook ve Twitter'i yükledi. O esnada da 'P' amblemli bir program yüklediklerini, önemli bir şey olmadığını, dini içerikli mesajların geleceğini söylediler. Bu sosyal medya hesaplarını dershanelerin kapatılmaması için destek olmamız istenmişti, onun için kullandım. Ben burayı dini bir cemaat olarak görüp gittim, işin teröre dönüşeceğini bilmiyordum, pişmanım.'
Tutuklu A.Y. de 2012 yılında örgütün halka açık bazı toplantılarına katıldığını ve Zaman gazetesine bir müddet abone olduğunu ancak 17-25 Aralık sonrası gazete aboneliğini bitirdiğini aktardı.
Örgüt üyesi olmadığını ileri süren sanık, yaklaşık 8 aydır tutuklu bulunduğunu ve bu durumun kendisini psikolojik olarak ciddi şekilde yıprattığını savunarak, tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık A.Y'nin tahliyesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
(05 Ağustos 2017, 14:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: