İkinci ´Ergenekon´ davasının 13. duruşmasında, ikinci ve üçüncü iddianamenin özetlenerek okunması 12 duruşma ve 49 saatte tamamlandı. Bundan sonraki süreçte sanıkların savunmalarının alınmasına ve ardından da çapraz sorgularının yapılmasına geçilecek.
İkinci Ergenekon davasında iddianamenin okunması tamamlandı
İkinci ´Ergenekon´ davasının 13. duruşmasında, ikinci ve üçüncü iddianamenin özetlenerek okunması 12 duruşma ve 49 saatte tamamlandı. Bundan sonraki süreçte sanıkların savunmalarının alınmasına ve ardından da çapraz sorgularının yapılmasına geçilecek.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salondaki duruşmanın öğleden önceki bölümünde Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından dönüşümlü olarak, sanıklara ilişkin hukuki bölümler okundu. Savcılar, 7 Eylül tarihinde birleştirilen ikinci ve üçüncü Ergenekon iddianamelerine ilişkin davanın ilk duruşmasının öğleden sonraki oturumunda başladıkları iddianamenin okunması işlemini bitirdi. İstanbul cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ikincisi 1909, üçüncüsü 1454 sayfa olmak üzere toplam 3 bin 363 sayfa olan 2 iddianamenin özetlenerek okunması 12 duruşma boyunca yaklaşık 49 saati buldu. Mahkeme heyeti, yaklaşık 2 ay önce başlayan iddianamenin okunması işleminin ardından tartışmalar nedeniyle iddianamenin kısa bir özetinin okunması yönünde karar almıştı. Sanık ve avukatlar tarafından iddianamenin satır satır okunduğu yönündeki tepkilerin yaşandığı duruşmalarda, savcılar hazırladıkları özeti okudu.
İlk duruşma 2 ay önce başladı
Ramazan Bayramı tatili, sürmekte olan birinci Ergenekon davasının görülmesi, Silivri´deki yoğun yağış sonucu duruşma salonunun su alması ve çatıdaki küçük bir bölümün çökmesi ile reddi hakim talepleri nedeniyle de sık sık ertelenen dava, 20 Temmuz 2009 tarihinde başlamıştı. İki duruşma yapan mahkeme heyeti, üçüncü Ergenekon iddianamesinin kabul edilmesinin ardından 2 davayı birleştirip, 7 Eylül´de ilk duruşmasını gerçekleştirmişti. İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan 2 bin 455 sayfalık birinci Ergenekon iddianamesinin okunması ise 2´si yarımşar gün olmak üzere toplam 9 duruşma sürmüştü. İddianamenin bu 9 duruşmada cumhuriyet savcıları tarafından dönüşümlü olarak ve kısaltılarak okunması, yaklaşık 40 saati bulmuştu. ( Cnnturk)
Ergenekon davasına devam edildi Serdar Saçan: Mafya babaları dışarıda. Onları tutuklayan ben içerdeyim
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık ve avukatların talepleri alındı. Duruşmada söz alan tutuklu sanık Saçan, iddianamenin okunmasının tamamlandığını hatırlatarak, iddianamede 46 bin 72 kez ´dediği´ kelimesinin kullanıldığını, bunun yazıldığında 150 sayfa yaptığını, iddianamede ayrıca 453 kez de ´açıkça´ kelimesinin geçtiğini söyledi. İddianamede bir şeyleri kanıtlamak için bu kelimelerin ardına sığınıldığını ileri süren Saçan, sadece telefon dinlemelerinin yer aldığı iddianamenin bu şekilde olacağını kaydetti. Saçan, İstanbul Organize Suçlar Şubesi´nde görevliyken İstanbul´da ve 57 ayrı ilde bine yakın operasyon yaptığını dile getirerek, ´11 bin kişiyi gözaltına aldım. 4 bine yakın insan tutuklandı. ´Ergenekon´da ele geçirilen silahlardan 7 kat daha fazla silah ele geçirildi. Onlar da devleti yıkabilir demek ki´ diye konuştu.
Saçan yine Fethullah Gülen´e karşı olduğu için Fethullahçı polislerce hedef alındığını iddia etti
İddianamede mafyadan bahsedildiğini ifade eden Saçan, şöyle devam etti: ´Nasıl olur da mafya bir terör örgütü ile aynı şablonda yer alır. Neden bir tane mafya babası tutuklu değil burada. Mafyanın dini, imanı, memleketi paradır. 11 bin kişiyi gözaltına almış organize suçlarla mücadele şube müdürü bu davada tutuklu da neden bir tane mafya lideri bu davada tutuklu değil. Mafyayı bilmiyorsanız yazmayın oraya, biliyorsanız o zaman babalarını getirin buraya. Ben mafya babalarının kollandığını düşünüyorum burada. İddianamede ´mafya babaları bu işin içinde´ diyorsunuz, ama mafya babaları bu davada tutuklu değil.´ Mahkeme kasasında olan evrağı yanına alıp götürmekle suçlandığını ifade eden Saçan, 3 aydır istediği evrağın savcılık tarafından kendisine verilmediğini anlattı. Savcılık sorgusunda Mehmet Ali Pekgüzel ifadesini alırken Zekeriya Öz´ün odaya girerek elindeki bir dosyayı masanın üzerine bıraktığını belirten Saçan, ´Bir polis 8 yıl sonra imana gelmiş ve bir ihbar mektubu göndermiş. 2001´de Fethullah Gülen´le ilgili çalışma izni almak için yazı yazmıştım. 8 yıl sonra bir ihbar mektubuna benim 8 yıl evvel el yazısı ile yazdığım belgeyi de ekleyerek demiş ki ´Bu Adil Serdar Saçan, masum polislere ıstırap çektiriyor´. Savcılık ´bu metin nerededir?´ diye sormuyor. Bu metin savcılıkta. Bana sorduklarında, ´evet, ben yazdım´ dedim´ diye konuştu.
Saçan: Bana hakaret eden Tuncay Güney´in televizyonlara çıkmasına niye hala izin veriliyor?
İddianamenin kanıt ayağının eksik olduğunu savunan Saçan, ´Yöneticiler, ara yöneticiler dışarda serbest, tutuksuz yargılanıyor. Hasta olanlara bir şey demiyorum. Allah acil şifa versin. Zengin olanlar da var. Adalet herkese lazım. Ben örgüt üyeliğinden 14 aydır içerideyim. 3 tane müebbet istenen dışarıda da ben içerideyim. Benim durumumda olan 45 kişi dışarda, durumu benden ağır olan 20 kişi dışarda´ şeklinde konuştu. Saçan, Tuncay Güney´in 2 yıldır kendisine hakaret ettiğini, mahkemenin bir karar alıp Güney´in televizyona çıkmasına engel olması gerektiğini kaydederek, ´Ben bunlara cevap veremiyorum. ´Tuncay Güney´i dövmüşler de konuşmuş´ diyorlar. Ya ben Kanada´da mıyım, ben mi dövüp konuşturuyorum? Adam Kanada´dan televizyona bağlanıyor, 2001´de söylediklerinin daha fazlasını söylüyor´ dedi. Saçan, ´Ergenekon´ sanıklarıyla ilgili yayın yapan bir televizyon kanalına ilişkin de RTÜK nezdinde girişimlerde bulunularak, bu şekildeki haberlerin durdurulmasını istedi.
Tuncay Özkan´dan iddianameye eleştiri: Bu iddianameyi kabul etmiyorum
Tutuklu sanık gazeteci-yazar Tuncay Özkan da iddianameye yönelik eleştirilerde bulunarak, iddianamenin CMK´ya uygun olmayıp, siyasi bir metin olduğunu savundu. ´İddianamenin, kirli siyasetin aracı olduğunu´ ileri süren Özkan, ´Sanıkların hangi siyasi görüşten olduğu ya da hangi mezhepten olduğunun iddianameyle ne alakası var ki iddianamede bunların altı çiziliyor. Kirli siyaset, bu iddianame ile muhaliflerini yok etmeye çalışıyor. İddianame bir deli gömleği. Hukuk nasıl böyle mahalle ağzına düşürülerek, mahkeme salonuna taşınabilir diye çok utandım, çok üzüldüm´ dedi. Gözaltına alındığı tarihten 2009 Mart ayı sonuna kadar kendisiyle ilgili 10 bin 500 adet yazı çıktığını anlatan Özkan, ´2003´te JİTEM´in cinayetlerini yazdığını, şimdi o cinayetlerden yargılandığını´ öne sürdü. ´Mustafa Kemal ülküsünün devrimci bir ferdi olduğunu´ dile getiren Özkan, ´Bundan dolayı beni yargılayın, ama suçlama bu değil. Recep Tayyip Erdoğan ve siyasi görüşünün muhalifiyim. Bu iddianameyi kabul etmiyorum´ diye konuştu. Savunma yapması için hukuki ve fiili hangi delillere dayanarak suçlandığını öğrenmek istediğini ifade eden Özkan, ´Yoksa vatan mahzun, ben mahzun´ dedi.
Albay Atilla Uğur: Ortaya çıkan ses kaydı bana ait değil
Tutuklu sanıklardan emekli Albay Hasan Atilla Uğur da özel bir televizyon kanalında kendisiyle alakalı bir ortam dinleme kaydının yayınlandığını belirterek, ´Bu kasetteki konuşmalar bana ait değil. Ben böyle bir şeyi kesinlikle söylemedim. Ya da en fazla sesimden üretilmiş olabilir, ama ben bunları konuşmadım. Bu haberi yayınlayan televizyon kanalını RTÜK´ün uyarmasını istiyorum´ diye konuştu.
Yarbay Dönmez nihayet duruşmalara katıldı, ancak zorla getirilebildi
Ankara Zir Vadisi´nde mühimmat sakladığı iddia edilen ve bu konuda Askeri Mahkeme´de de yargılanan Yarbay Mustafa Dönmez ise, Her sabah kalktığımızda nasıl hizmet ederiz derken kendimizi bu kadar suç malzemesiyle bu komplo düzeneğinde bulduk diye konuştu. Kendisine ait olduğu iddia edilen silahları hiç görmediğini savcılara anlattığını belirten Dönmez, parmak ve avuç içi izlerinin de bulunmadığını söyledi. Dönmez, evinin 37 polis tarafından arandığını, arama görüntülerinin ancak 9 ay sonra dosyaya getirtildiğini belirterek, ´Çok büyük bir oyunla karşı karşıyayız. Kurumsal bir saldırı var´ dedi. Duruşmaya katılmak için her gün 150 kilometre yol geldiğini belirten Dönmez, tutuklu bulunduğu Hasdal Cezaevi´nden Silivri Cezaevi´ne sevkinin yapılmasını istedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de görevli askerlerin askeri cezaevinde tutulduğunu söyledi. Mahkemenin kendisi için İstanbul Barosu´ndan avukat istediğini hatırlatan Dönmez, ancak böyle bir talebi olmadığını, avukatını seçmek istediğini belirtti. Başkan Şengün de ´Yargılandığınız madde gereği avukat zorunlu´ dedi.
Savcı Öz: Sabih Kanadoğlu hakkındaki gizli soruşturma halen devam ediyor
Bu arada, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin ara kararı üzerine, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile ilgili ne gibi bir işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin yazı, Beşiktaş´taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´ndan mahkemeye gönderildi. Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz´ün imzası bulunan yazıda, Kanadoğlu ile ilgili 7 Ocak 2009´da bir arama yapıldığı belirtilerek, ´Şahıs hakkındaki gizli soruşturma halen devam etmektedir´ denildi.
Duruşma, avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor. ( Zaman)
Savcı Öz´ün korumalığını yapmış olan sanık polis memuru Temur: Beni Savcı Pekgüzel tutukladı, şok içindeyim
Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde, tutuklanmadan önce Ergenekon savcısı Zekeriya Öz´ün eşi ile çocuklarının korumalığını yapan polis memuru tutuklu sanık Kenan Temur, talepte bulunmak için söz aldı. Özel Harekat Dairesi eski başkan vekili İbrahim Şahin´in S-1 isimli suikast timinde de yer aldığı iddia edilen Temur, iddianamedeki suçlamalara şaşırdığını söyledi. Temur, Liseyi bitirdikten sonra girdiği sınavı kazandığnı, 6 aylık kurstan sonra göreve başladığını anlattı. Koruma Şube Müdürlüğü´ne atandıktan sonra Eski Özel Harekat Şube Müdürü tutuklu sanık İbrahim Şahin´in korumalığı görevi verildiğini anlatan Temur, Ben istemedim, bana bu görev verildi diye konuştu. Hakkında Ergenekon adına savcıların ailelerine sızdığına ilişkin iddialar bulunduğunu belirten Temur, iddia makamında oturan Savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın´a bakarak, Savcılar beni tanıyor, hepiniz beni tanıyorsunuz. Böyle bir şey yok. Yenge hanım beni tanır, Kevser hanım. Beni Savcı Pekgüzel tutukladı. Şok içindeyim. Benim için ajan dediler. İsmimi kim listeye yazmış bilmiyorum. Burada büyük bir oyun oynanıyor. Delilleri ortaya koyun. dedi. Ergenekon davası sanıkları Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan´ın fikirlerini beğendiğini ifade eden Temur, Kendisi kızabilir ama, Tuncay Özkan´ın saatlerce burada siyaset konuşmalarını dinlemek istemiyorum. dedi. Yeni evli olduğu, kızı 6 aylıkken tutuklandığını anlatan Temur, 16 aylık olmuş, konuşmaya başlamış, ben bunları görmüyorum. Suçsuzum. dedi. Tutuklu sanıklardan gazeteci Mustafa Balbay´ı sevdiğini ve Tuncay Özkan´ın da fikirlerine değer verdiğini belirten Temur, Ama Tuncay Özkan´ın saatler boyunca siyaset konuşmasını dinlemek istemiyorum. Burada çok büyük bir oyun dönüyor. Allah rızası için fark edin diye konuştu.
Önce sanıkların sorguları yapılacak
Taleplerin değerlendirilmesi için saat 19.20´de duruşmaya ara verildi. Yaklaşık 3,5 saatlik aranın ardından üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, mahkeme heyetinin verdiği kararı açıkladı. Buna göre, öncelikle 2. ve 3. iddianamelerdeki tutuklu sanıkların sorguları yapılacak. Yarınki duruşmada sanık kürsüsüne ilk olarak emekli Albay Hasan Atilla Uğur gelecek.
Hilmi Özkök´ün tanıklığına daha sonra karar verilecek
Tutuklu sanıklardan Albay Mustafa Koç´un avukatının talebi doğrultusunda eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün tanık sıfatıyla dinlenmesi konusunun savunmalar alındıktan sonra değerlendirilmesine karar verildi.
Levent Ersöz´ün savunma ve sorgusu sinevizyon online olarak alınabilecek
Tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz´ün hastanede uzun süreli sorgu ve savunmasının alınmasının sağlık yönünden elverişli olup olmadığı hastaneden sorulacak. Ayrıca bu yerde online bağlantı için teknik donanımın sağlanıp sağlanamayacağının bildirilmesi istenecek. Olumlu yanıt alınması halinde Ersöz´ün savunması sinevizyon sistemiyle görüntülü olarak hastaneden alınacak. Avukatı Ali Rıza Dizdar tarafından mahkemeye gelemeyecek derecede hasta olduğu belirtilen Jandarma İstihbarat Dairesi eski başkanlarından emekli Tuğgeneral Levent Ersöz´ün ifadesinin hastanede alınması için gerekli yazışmaların yapılması karara bağlandı. Buna göre mahkeme, Ersöz´ün uzun süreli sorgu ve savunmasının tesbit edilip edilemeyeceği, bu duruma sağlık yönünden elverişli olup olmadığının, hastanede online bağlantı olup olmadığının sorulması karara bağlandı. Türkiye´de bu uygulama sadece banka davalarının görüldüğü İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yapılmış ve Mustafa Süzer´in ifadesi, hasta yattığı Amerika´da bir hastaneden görüntülü olarak gerçekleşmişti.
Saçan AİHM´e başvurdu: İşkence altındayım
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nin kapısını çaldı. Saçan´ın şikayet konusu ise oldukça ilginç. Şube müdürü olduğu dönemde yüzlerce kişiye işkence yapmakla suçlanan ve bu konuda yargılanan Saçan, ´işkence altında olduğunu´ öne sürüyor. Saçan, ´davada adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin tespitini´ istiyor. Adil Serdar Saçan´la birlikte Avrupa Birliği karşıtlığıyla tanınan Tuncay Özkan ve Birol Başaran´ın da avukatlığını yapan Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz, müvekkilleri adına AİHM´ye başvuruda bulundu. Polis müdürüyken avukatı olmayan şüphelileri işkence ile sorguladığı iddia edilen Saçan, Ergenekon soruşturması kapsamında üç gün boyunca haksız yere emniyette tutulduğunu iddia etti. Avukatlar tarafından 2 Kasım 2009´da AİHM´ye gönderilen 26 sayfalık dilekçede, tutuklamada makul sürelerin aşıldığı ileri sürüldü. Birol Başaran´ın Temmuz 2008, Saçan ve Tuncay Özkan´ın Eylül 2008´den beri tutuklu olduğuna dikkat çekilen dilekçede, Kişinin ne zaman sona ereceğini bilmediği bir özgürlük kısıtlaması ile tutuklu tutulması işkence demektir. Müvekkillerimiz bu vahim durum karşısında yaşamakta ve direnç gösterme çabasını sürdürmektedirler. Ancak bu direnç her an yitirilebilir ve vahim sonuçlar doğabilir. ifadelerine yer verildi. ( Zaman)
(03 Kasım 2009, 13:20), son güncel.: (04 Kasım 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Avukat Serdar Öztürk´ün şovları
Islak direniş: Bir inat uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor
´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
CHP´nin Adli Tıp raporu için verdiği Meclis soru önergesi manşetlerimiz
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri