Zonguldak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında, eski İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak'ın da aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 30 sanığın yargılanmasına başlandı.
15.07.2017 15:50 Zonguldak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında, eski İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak'ın da aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 30 sanığın yargılanmasına başlandı.
10.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Zonguldak'taki FETÖ/PDY davasında, aralarında eski İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak'ın da bulunduğu 30 tutuklu sanığın yargılanmasına başlandı.
Çeşitli illerdeki cezaevlerinde bulunan sanıklar, Zonguldak 2nci Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma için Zonguldak Adliyesi'ne getirildi. Aralarında eski İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı eski Genel Sekreteri İbrahim Kuzu, kapatılan Aktif Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Yıldıray Uysal ile emniyet mensupları ve sendikacıların bulunduğu sanıklar hakim karşısına çıktı. Duruşmada kimlik tespiti yapılması ardından sanıklar tek tek savunmalarını yapacak.
11.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın ikinci gününde, bazı sanıkların savunmaları alındı.
Eski Kilimli İlçe Emniyet Müdürü Soner Durgun, savunmasında, iddianamede örgüt tarafından kriptolu mesajlaşma yöntemi ile tarafına ulaşan mesaj nedeniyle görev yeri olan Kilimli İlçe Emniyet Müdürlüğüne geldiğinin iddia edildiğini belirterek, 'Ben o akşam görev yaptığım ilçe emniyet müdürlüğüne bir örgüt talimatıyla değil, dönemin İl Emniyet Müdürü Osman Ak'ın üç başlıktan oluşan talimatını yerine getirmek üzere geldim. Ben olayı yani darbe kalkışmasını duyar duymaz 155 Haber Merkezini arayarak görevli polis memurundan, 'İl emniyet müdürümüzün herkesi ivedi olarak görev yerine geçerek görev alması' talimatını aldım. Bu bana il emniyet müdürü tarafından verilen ilk talimattır.' diye konuştu.
Örgüt tarafından gönderilen talimatlarda emniyetten gelen emirlerin yerine getirilmemesinden bahsedildiğini anlatan Durgun, şöyle konuştu:
'Benim il emniyet müdüründen aldığım talimatları dört dörtlük yerine getirdiğim apaçık ortadadır. Bunun yanında karakol ve emniyet önünde aldığım üst düzey güvenlik önlemleri de aldığım talimat doğrultusunda yasalara uygun olarak yerine getirdim. Bu talimatları yerine getirirken de talimatlar dışında hiçbir münferit davranışım görevim esnasında olmamıştır. Sadece yetkili amirlerin talimatlarını yerine getirdim. İl Emniyet Müdürlüğüne geçtiğim sırada personel şube müdürümüz ile il emniyet müdür yardımcımız bana, dönemin Valisi Ali Kaban'ın şifahi talimatıyla açığa alınmam konusunda gerekli işlemi yaptılar. Darbe girişimine engel olunması yönünde iddianamede benim sarf ettiğim iddia olunan cümlelerin hiçbirisini asla ve asla sarf etmedim ve kullanmadım. Benim sarf ettiğim iddia olunan cümleleri reddediyorum. Ben il emniyet müdürümüzden aldığım talimatları yerine getirdim.'
Suçlamaları kabul etmeyen Durgun, tahliyesini talep etti.
BAKKA eski Genel Sekreteri İbrahim Kuzu, Amerika'da 2 yıl kaldığını, Harvard Üniversitesi'nde staj gördüğünü belirterek, FETÖ terör örgütüyle bir bağının olmadığını söyledi. Kuzu, telefonunda ByLock programı bulunduğu iddialarını kabul etmediğini ifade ederek, 'Ben örgütün herhangi bir toplantısında yer almadım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Yaşlı annem, psikolojik tedavi gören çocuklarım var. Onlara bir an önce kavuşmayı istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum' dedi.
Tutuklu sanıklardan Musa İnce ise, Memur Sendikaları Konfederasyonu'na bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları (Sağlık-Sen) Zonguldak Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu, terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmediğini söyledi. Hasta olduğunu ve tahliyesini isteyen İnce, şöyle konuştu:
'1994'te Şırnak'ta askerlik görevini yaparken yanımızda patlayan havan mermisiyle arkadaşlarımı kaybettim. Ben de yaralandım. O günden bugüne halen vücudumda şarapnel parçasıyla yaşıyorum. Hal böyle iken terör örgütüyle anılmam ağrıma gidiyor. Vatan haini değilim. Terörist hiç değilim. Terör örgütü üyeliğini tasvip etmiyorum. Üzerime atılı bu suçlamaları kabul etmiyorum. 7-8 yıldır diyabet hastasıyım. İlaçla besleniyorum desem yalan olmaz. Cezaevi şartları ağır. Beraatimi, aksi taktirde tahliyemi, olmazsa adli kontrol şartıyla serbest bırakılmamı talep ediyorum.'
Mahkeme heyeti, yaklaşık 10 saat süren duruşmada 6 sanığı daha dinlemesinin ardından, sanık sayısı ve bu kişilerin tekrar cezaevine götürülecek olmasını dikkate alarak, davayı yarına erteledi.
Zonguldak Cumhuriyet Savcılığınca tarafından hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 51 sayfalık iddianamede, 22'si tutuklu 30 sanık hakkında, 'silahlı terör örgütüne üye olma veya silahlı terör örgütü yönetme', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altı aydan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Dün başlayan duruşmada toplam 16 sanık dinlendi.
12.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Zonguldak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında, eski İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak'ın da aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 30 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın üçüncü gününde, sanık Sazak savunma yaptı.
Sazak, 2010-2014 yıllarında Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü yaptığını ve görev süresinin son iki yılında hakkında karalama, iftira, linç girişimi ile hakaretlere maruz kaldığını öne sürdü.
FETÖ davasıyla irtibatlandırılmasının 15 Temmuz darbe girişiminde Zonguldak'ta bulunmasından kaynaklandığını iddia eden Sazak, şöyle konuştu:
'Ben 16 Temmuz akşamına kadar Zonguldak'taydım. Kentteki yerel medyada şahsımla ilgili 'Metin Seyfi Sazak Zonguldak'a neden geldi? Kimlerle görüştü?' şeklinde haberler yer aldı. Bu haberin peşinden bir başka yerel medya da 'Darbe girişiminden sonra Metin Seyfi Sazak, Sıkıyönetim Bölge Valisi' olarak yazıldı. Anlıyorum ki, Zonguldak'ta bulunduğum sırada bütün hareketlerim izlenmiş ve kontrol edilmiştir. Benimle ilgili adli ve istihbari dinleme kararı olup olmadığı hususlarının mahkemenizce araştırılıp tarafıma bilgi verilmesini istiyorum. Bu hususlar açıklandığında hakkımdaki iddiaların kurgu olduğu anlaşılmaktadır.'
Emekli olduktan sonra Zonguldak'a sürekli gidip geldiğini anlatan Sazak, şöyle devam etti:
'Sebebi birincisi o dönemden kalma şahsi davalarımın olması, ikincisi balık tutma hobim var, üçüncüsü ise eşlerimizi, dostlarımızı ve arkadaşlarımızı ziyaret etmek için kente gelirim. Her geldiğimde bir otelde kalırım. Otel sahibi sevdiğim arkadaşımdır. Valilerin, emniyet müdürlerin, hakim ve savcıların ve diğer bürokratların uğrak yeridir. Bu otelde hiçbir zaman müşteri sıfatıyla kalmadım, misafiri olarak kaldım. Herkes tarafından bilinir. Her geldiğimde Zonguldak valisini ve il emniyet müdürünü arayarak kaldığım yer hakkında bilgi veririm. Benim otele girerken kayıt yaptırmamamdan herhangi bir gizlilik aranmaması lazım.'
-'Uçaklar gösteri yapıyordur'-
Metin Seyfi Sazak, darbe girişiminin olduğu akşam otelde odasında uyuduğunu ve kendisine gelen telefonla konuyu öğrendiğini iddia ederek, şunları söyledi:
'O akşam saat 24.00 civarında Ankara'dan kuzenim arayarak, 'Burada uçaklar üzerimizden alçaktan geçiyor.' dedi. Ben de 'Bir bilgim olmadığını ve uçakların gösteri uçuşu yapabileceğini' söyledim. Uyku sersemiydim. Daha sonra Salih E. beni arayarak, 'Müdürüm darbe diyorlar, haberin var mı?' dedi. Ben de daha sonra televizyonu açtım. Bir kanalda normal yayın akışı devam ediyordu. Üzerimi giyinerek aşağıya indim. Bir odaya geçtim ve 4-5 kişi vardı. Televizyon kanallarından bir kargaşa olduğu belliydi. İlk başta bir şey anlayamadım. Sonrasında bir kalkışma olduğunu anladım. Ben de daha sonra İl Emniyet Müdürünü arayarak, 'Kolay gelsin sıkıntılı bir durum var galiba. Ben senin yanına uğrayacaktım ama böyle olunca şimdi aradım. Benim üzerime düşen bir görev varsa hazırım. Otelde kalıyorum telefonum açık.' dedim. Kendisi de bana, 'Sağ ol Seyfi' dedi ve telefonu kapattı. Aradan geçen 2 saat süre içerisinde Cumhurbaşkanımızın televizyonlarda açıklamaları oldu. Cumhurbaşkanının sağlığının yerinde görmem, halkın da sokağa dökülmesi, darbe karşıtı eylemler bulunması bende bu darbenin gerçekleşemeyeceği kanaatini uyandırdı.
İşin doğrusu, ilk anda bu darbe girişiminin arkasında FETÖ olduğunu anlayamadım. Darbe girişimine karşı iktidarın bu tehlikeye karşı kendisini savunabileceğini biliyordum. Darbe girişimini başka unsurların yapabileceğini düşünmüştüm. Darbenin FETÖ bağlantısı cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla anlaşıldı. Ben 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı gördüm. İki araç oraya gidiyor, başka araç başka yere gidiyor bunu televizyonlar gösteriyor. Daha önce gördüğümüz darbe olayına benzemiyordu. Oldukça değişik bir durum vardı. Milletin sokağa çıkmasıyla birlikte millet sokağa hakim olmuştu. Bu vesileyle ben de çıkıp tekrar yattım ama telefonumu açık bıraktım. Sabah arkadaşlar geldi Kilimli'ye balık tutmaya çıktık. Darbe teşebbüsüyle Ankara'ya gidip gitmeme konusunda tereddüt ettim. Güvenli olduğu için Zonguldak'ta kalmaya karar verdim. Tuttuğumuz balıkları resepsiyona verdim yemek için hazırlamalarını söyledim. Çarşıya inerek Kuyumcu Çarşısında Yüksel T'de bulunan bir bileziğim vardı. Onu her an gidebilirim diye üzerime aldım. Sonra dönemin İl Emniyet Müdürü Osman Ak'ı aradım, 'Geçmiş olsun, büyük bir sıkıntı atlattık. Ankara'ya dönmeden önce yanınıza uğramak isteğimi' söyledim. Ak ise bana, 'Seyfi şu an çok yoğunum sonra görüşürüz.' dedi. Ankara'ya dönüşe geçtim. Olayın vahametini Ankara'ya gidince anladım.'
-'Sakin bir insanım'-
Sazak, mahkeme başkanının, 'Cumhurbaşkanı telefonla bir kanala ulaşarak vahametini anlattı. Tüm bu ciddi olaya rağmen balık tutmaya gidiyorsun. Sen bu sakinliği nasıl koruyorsun?' sorusunu şöyle cevapladı:
'Ben şimdiye kadar sakin kişiliğimle görev yaptım. Sayısız mitingleri dizayn ettim. Devlet başkanlarını ağırladım. Bunları sakinliğimle başardım. Bu sakinliğimde yapacağım tek şey vardı, il emniyet müdürünü arayıp burada olduğumu söyleyip bir şey yapıp yapmayacağımı sormaktı. Balık tutma programına o yüzden devam ettim. Balık tutmanın insanları sakinleştiren bir yanı vardır. Size bir tercih hakkı sunulmuyor. Bana bir tercih hakkı sunulmadı. Cumhurbaşkanı için ölürüm. Ankara'da olsaydım silahı belime alırdım, AK Parti Genel Merkezi'ne giderdim. Ölürsem de ölürdüm. O akşam ailem AK Parti Genel Merkezi'ndeydi. Ben de orada olsaydım ailemle birlikte bu görevde olurdum.'
-Sözde 'Vali' iddiası-
Mahkeme başkanının 'Darbe girişimi başarılı olsaydı sözde 'Vali' olacağınız iddiasına ne diyorsunuz?' sorusuna ise Sazak, 'İddianamede polis memuru Atilla D'nin, Kuyumcular Çarşısındaki bekçi Göksel Ö. ile darbe girişiminden önce 'Sazak gelirse Zonguldak'a vali olarak gelir.' demiş. Bu sözler esnaflara söylenmiş. İddia makamı varsayımla böyle bir iddianame hazırlamış. Darbe gününden sonra Bursa'da listeler ele geçiriliyor. Sıkıyönetim komutanlarının listesi. Böyle bir listede atama ön görülüyor. Sıkıyönetim valiliği geçmiyor. Emekliye ayrıldıktan sonra bizi seven dostlar tarafından arandım. Bana neden böyle olduğunu, biz seni 'vali' olarak görmek istiyoruz diyenler olmuştu. İnsanlar sevdikleri kişilerin iyi yerlere gelmesini istemelerinden doğal bir şey yok. Hayırlısı deyip geçiştirmişimdir. Çevremdeki sevenlerim tarafından valiliğe yakıştırılmışımdır ancak iddianamede olduğu için 'vali' olarak döneceğimi söylemedim.' yanıtını verdi.
Haksızlıklara karşı durduğunu, FETÖ'yle aynı kareye sokulmasının mümkün olmadığını öne süren Sazak, şunları söyledi:
'Kime sorulursa sorulsun FETÖ'yle bağlantılı olmadığımı söyleyeceklerdir. 17-25 Aralık sürecine kadar milli görüşçü olarak yazılıp çizildim. 17-25 Aralık'tan önce FETÖ'cü olduğunu, elini, eteğini öptüğünü söyleyen şahıslar beni cemaatçilikle suçladı. Bu kişiler hakkında en ufak bir adli soruşturma açılmadı. Ben ise bugün FETÖ'cü olarak karşınızdayım. Ne himmet adı altında ne başka bir ad altıda bu yapıya 1 lira vermiş değilim. 2015 Haziran seçimlerinde Ankara 2. Bölge'den AK Parti Ankara Milletvekili aday adayıydım. Seçim süresi içinde vatandaşlara hep 17-25 Aralık sürecini anlattım. Karalama kampanyasının kurbanı olduğumu düşünüyorum. FETÖ ile hiçbir şekilde bağlantım yoktur. Ben hukukun üstünlüğüne, demokrasiye ve insan haklarına saygılı olan bir insanım. Her kesimden samimi arkadaşlarım vardır.'
Yaklaşık 7 saat savunma yapan Sazak, sağlığının cezaevi şartlarına uygun olmadığını belirterek, beraatini, aksi takdirde tahliyesini veya adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, yaklaşık 9 saat süren duruşmada 3 sanığı daha dinlemesinin ardından, sanık sayısı ve bu kişilerin tekrar cezaevine götürülecek olmasını dikkate alarak, duruşmayı yarına erteledi.
13.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın dördüncü gününde 22'si tutuklu 30 sanık hazır bulundu. 'Silahlı terör örgütüne üye olma', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Silahlı terör örgütünü yönetme', 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet', 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli sürelerde hapis cezası istemiyle hakim karşısına çıkan sanıkların tamamının savunmaları tamamlandı.
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın dördüncü gününde,10 sanık ve avukatları savunma yaptı.
Mahkeme heyeti, 4 kişinin tahliyesine karar verirken, aralarında eski İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak'ın da bulunduğu 18 kişinin tutukluluk haline karar verdi.
Mahkeme heyeti, eski İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 6 sanığın dava dosyasının ayrılmasını kararlaştırdı.
Heyet, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 11 Eylül'e erteledi.
İDDİANAME
Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı'nca tarafından hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 51 sayfalık iddianamede, 22'si tutuklu 30 sanık hakkında, 'silahlı terör örgütüne üye olma veya silahlı terör örgütü yönetme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6'şar aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, ayrıca soruşturmalar kapsamında tutuklanan eski Zonguldak Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak'ın, darbenin başarılı olması halinde il valisi olarak görev yapacağı iddiaları yer alınıyor.
Paralel yapı-21 Mart (2017) 'Zonguldak Emniyet Yapılanması/Darbeye destek 30 sanık' davası
(15 Temmuz 2017, 15:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: